DEATHSPELL OMEGA 2000 yılında “Infernal Battles”ı çıkarıp ortamlara giriş yaptıktan hemen sonra CLANDESTINE BLAZE ve MÜTIILATION’la birer split çıkardı ve ikinci albümü “Inquisitors of Satan”la yolculuğuna devam etti.
“Infernal Batlles” lendi hâlinde standart bir ikinci dalga black metal albümüydü. İçinde herhangi bir deneysellik, farklılık arayışı yoktu ve DEATHSPELL OMEGA için adeta bir öğrenme aşaması görevi görüyordu.
Hepimizin bildiği üzere grup herkesçe bilinen gerçek DEATHSPELL OMEGA olmaya “Si Monvmentvm Reqvires, Circvmspice” ile başladı ve sonrasında olanlar da hepimizin malumu. Ne var ki 2002 çıkışlı “Inquisitors of Satan” da aslında gören gözler ve duyan kulaklar için DEATHSPELL OMEGA’nın içindeki kıpırtıları gösteren anlar barındırıyordu.
Grubun ilk dönemlerini “Infernal Battles” incelemesinde anlattığım için bu kez direkt “Inquisitors of Satan”a giriyorum.
Albüme baktığımızda prodüksiyonun bir tık iyileştiğini ve grubun daha kendine güvenli hissettirdiğini görüyoruz. Bir sonraki albümde Norma Evangelium Diaboli’ye geçecek olan grubun Northern Heritage’dan çıkan son albümü olan “Inquisitors of Satan”, aynı zamanda Mikko Aspa öncesinde Shaxul ile çıkan da son DEATHSPELL OMEGA albümü.
“Inquisitors of Satan” sonrasında Hasjarl’ın gerçekten de muazzam hızlı bir gelişim gösterdiğini görüyoruz. Sadece yapılan müzik olarak değil, DEATHSPELL OMEGA’nın kült bir oluşuma dönüşmesini sağlayacak her türlü konuda da müthiş bir ilerleme var. Hem İngilizce ve Latince kullanımı hem şarkı sözü yazımı hem de temasal derinlik açısından adam bir anda seviye atlıyor ve DEATHSPELL OMEGA’yı kimilerinin gözünde bir müzik grubundan fazlası yapan döneme de girilmiş oluyor.
Yine de “Inquisitors of Satan”da henüz primitif DEATHSPELL OMEGA’dan çıkılmadığını görebiliyoruz. “Infernal Battles”da “Cehennemin derinliklerinde ruhlara sonsuz işkenceler yapıyorum” diyen ve klişeler üzerinden ilerleyen DEATHSPELL OMEGA, “Inquisitors of Satan”da da bu ayarda, çok bir ruhaniliği olmayan ortalama sözler yazıyor. Belli ki Hasjarl o sıralarda henüz metafizik Satanizmle ve genel olarak teoloji, felsefe gibi konularla çok haşır neşir değil ya da daha yeni yeni ilgilenmeye başlıyor. Bu albümden sadece iki yıl sonra çıkan “Si Monvmentvm Reqvires, Circvmspice”ye bakınca aradaki dağlar kadar farkı görebiliyoruz.
Müzikal anlamda albümde esas DEATHSPELL OMEGA’nın belirtileri olduğunu düşündüğüm şarkılar, bölümler var. Bunlardan biri 55. saniyesindeki arpej bölümü ve rif değişimleriyle “Infernal Battles”dan çok daha fazla “Si Monvmentvm Reqvires, Circvmspice”a yakın duran “Desecration Master”. Tabii ki emekleme hâlinde, ama sonuçta adım adımdır. Daha esaslı ışıklar yakan diğer bir şarkıysa kapanışı yapan ve net şekilde DEATHSPELL OMEGA vizyonu sunan “Decadence”. Açıklama yapmama gerek yok, başlattığınız anda zaten ilk albümden ne kadar farklı olduğunu ve grubun “Si Monvmentvm Reqvires, Circvmspice”, “Kénôse” kafasına girmeye başladığını göreceksiniz. Bunlar haricinde sonraki prime DEATHSPELL OMEGA’ya ışıklar yakmayan, ama kendi tarzında gayet lezzetli “Succubus of All Vices” gibi şarkılar da var.
Bu minik adımlar, farklı kafadaki dokunuşlar, fikirler esasında çok önemli hamleler. Black metalin felsefesi ve duruşu gereği uzunca bir zaman metal dünyasının en muhafazakâr alt türü olduğunu unutmamak lazım. Öyle önüne gelenin NOCTURNUS gibi, CYNIC gibi, ATHEIST gibi devrimsel, sıra dışı işler yapamadığı zamanlardan ve bir sahneden bahsediyoruz. Clean gitar duyuldu diye “ONLAR İBNE” diye bahsedilen, kayıt kalitesi biraz arttı mı “siktirin gidin pop çalın orospu çocukları” diye yerin dibine sokulan grupların olduğu, en önemli figürlerinden bazılarının henüz demir parmaklıklar arasında olduğu günlerden bahsediyoruz. O yüzden DEATHSPELL OMEGA’nın burada yaptığı şey gayet değerli. “Decadence”ta büründükleri kafa gayet değerli. Bu süreci ışık hızıyla atlayıp hemen metafiziğe girecek, Hristiyan teolojisinin derinliklerine inecek olmalarıysa tabii ki ekstra değerli.
@Godless Killing Machine, aslında ben de çok seviyorum. Verdiğim nottan hakkını vermediğim sonucu çıkmasın ama bu albüme 9 versem, sonrasındaki bir dolu albüme 10 üstünden 20 falan vermem gerekir.
İlk iki albümü sevsem de, benim için SMRC öncesi en iyi DsO işi bu albümden kısa süre sonra yazılan “Manifestations 2002″ toplamaasıdır. Umarım iki Manifestations’ın incelemelerini de bir gün görürüz.
SMRC öncesi deathspell omega nın yaptığı işler maalesef vasat darkthrone imitasyonundan başka bir şey değil,grup SMRC sonrası inanılmaz işler yaptığı için bu vasat dönemi biraz abartılıyor,sadece Manifestations denen toplamalar bu vasatlığı aşan güzel parçalar içeriyor,o yüzden üstteki Yellow Eyes ile aynı fikirdeyim bu dönem ile ilgili
manifestations 2000/2001 de öne çıkan şarkılar for fire and void become one. follow the dark path,, fakat 2002 manifestations da tüm şarkılarda yer yer smrc estetiğini algılamak mümkün.
bayılıyorum bu albüme. dso’nun sonrasında gittiği yönden dolayı hakkı pek verilmiyor sadece. 9/10
08.07.2025
@Godless Killing Machine, aslında ben de çok seviyorum. Verdiğim nottan hakkını vermediğim sonucu çıkmasın ama bu albüme 9 versem, sonrasındaki bir dolu albüme 10 üstünden 20 falan vermem gerekir.
İlk iki albümü sevsem de, benim için SMRC öncesi en iyi DsO işi bu albümden kısa süre sonra yazılan “Manifestations 2002″ toplamaasıdır. Umarım iki Manifestations’ın incelemelerini de bir gün görürüz.
07.07.2025
@Yellow Eyes, aynen asıl kaliteli black metal orada
08.07.2025
@Yellow Eyes, onu da yazacağım tabii.
SMRC öncesi deathspell omega nın yaptığı işler maalesef vasat darkthrone imitasyonundan başka bir şey değil,grup SMRC sonrası inanılmaz işler yaptığı için bu vasat dönemi biraz abartılıyor,sadece Manifestations denen toplamalar bu vasatlığı aşan güzel parçalar içeriyor,o yüzden üstteki Yellow Eyes ile aynı fikirdeyim bu dönem ile ilgili
manifestations 2000/2001 de öne çıkan şarkılar for fire and void become one. follow the dark path,, fakat 2002 manifestations da tüm şarkılarda yer yer smrc estetiğini algılamak mümkün.