Metal dünyasında bir türlü patlama yapamayan birtakım grupları var. Bazılarının adını sık sık duyuyoruz ama hiçbir zaman turne posterlerinde en üstte olmuyorlar ve tek bir şarkıları bile herkesçe bilinmiyor.
BYZANTINE o gruplardan biri. Kendilerini 13 yıl önce YouTube’a konan şu videoda 2. dakikadan sonra çalınan rifler sayesinde keşfetmiş ve sonrasında da takipçileri olmuştum. https://youtu.be/Fk28jccelug?si=ywrDVICWNnfqeBd2
BYZANTINE özelinde, geçtim en meşhur şarkılarını, en bilinen albümlerini, bir kez olsun adlarını duymayan bir dolu insan olduğuna bile eminim. 25 yıldır ortamlarda olan grup, toplamda yedi, Metal Blade Records bünyesinde de ikinci albümünü çıkardı ve ilkinin aksine bu kez bir sıçrama yapmalarını umuyorum.
Böyle bir duyguya sahip olma sebebim, BYZANTINE’i seviyor ve daha fazla bilinmelerini istiyor oluşum. Çok istikrarlı olmadıklarının farkındayım, ama bu kadar da az bilinmemeleri lazım.
Grubun Spotify sayfasına baktığımızda, underrated olduklarının görülmesi adına metal dünyasının önemli simalarının kendileriyle ilgili yorumlarına yer vermişler. Gene Hoglan, Mark Tremonti, Phil Demmel gibi isimlerin BYZANTINE övgülerini gören birtakım insanlar belki bu yolla grubu merak edebilirler.
Bence etmeliler de.
BYZANTINE, bok gibi bir kapakla sunduğu “Harbringers”da bugüne dek yaptıkları şeylerin altını daha da yaktıkları, bence iyi bir grup olmalarını sağlayan dinamikleri daha da parlattıkları bir albüm yapmış. Burada neler var? Bir kere gayet agresif, groovy bir modern thrash metal var. Groove tarafı önemli, zira LAMB OF GOD ve THE HAUNTED seven dinleyicileri bir potada buluşturacak türde bir beste anlayışları var.
Müziğin geneli rifler üzerinden ilerliyor ve yeri geldiğinde melodik dokunuşlar ve bana kalırsa yeterli akılda kalıcılıktaki nakaratlarla şarkılarına farklı karakterler aşılamayı başarıyorlar. BYZANTINE şarkılara renk ve çeşitlilik katmayı bilen bir grup ve clean vokal kullandıkları nakaratlarda bile cheesy olmamayı başarıyorlar.
Yukarıdaki klibi izlediğinizde göreceğiniz üzere grup öyle aşırı karakteristik, sıra dışı bir müzik yapmıyor. PANTERA, LAMB OF GOD gibi ilhamlar kendilerini belli ediyorlar. Lakin şarkının nakaratındaki vokal yazımına bakınca adamların farklı bir şeyler yaptığı da görülebiliyor. Burada daha butik benzeşmelerden, referanslardan bahsediyorum; STRAPPING YOUNG LAD, DARKANE, HACRIDE gibi…
Bu butik ilham kaynaklarıyla ortaya çıkan şey de BYZANTINE gibi temelinde kalıpları belli bir müzik olan groove/thrash metal icra eden bir gruba bir çırpıda çeşitlilik, renk ve boyut katıyor. BYZANTINE bence daha çok bilinmeyi hak eden bir grup ve umarım en kısa sürede istedikleri tanınırlığa ulaşırlar. LAMB OF GOD, THE HAUNTED, PANTERA dinleyenler başta olmak üzere rif odaklı, groovy, melodik thrash metal seven herkese bakmalarını salık veririm.
Kadro Chris Ojeda: Vokal
Brian Henderson: Gitar, vokal
Tony Rohrbough: Gitar
Ryan Postlethwait: Bas, vokal
Matt Bowles: Davul
Şarkılar 1. Consequentia
2. A Place We Cannot Go
3. Floating Chrysanthema
4. The Clockmaker's Intention
5. Riddance
6. Harbinger
7. The Unobtainable Sleep
8. Kobayashi Maru
9. Irene
Albüm fena değil, tatlı tatlı akıyor. Yürüyüş vs yaparken güzel gider ama soundu beğendiğimi söyleyemeyeceğim. Peter Wichers bu prodüktör olma sevdasını tadında bıraksa çok iyi olacak. Nevermore’un son, Warrel Dane’in ise ilk albümlerinde başarısız olduğu ne varsa hepsini bunca yıl sonra da devam ettirmesi, kendi kariyeri açısından çok hayal kırıcı:(
Albüm fena değil, tatlı tatlı akıyor. Yürüyüş vs yaparken güzel gider ama soundu beğendiğimi söyleyemeyeceğim. Peter Wichers bu prodüktör olma sevdasını tadında bıraksa çok iyi olacak. Nevermore’un son, Warrel Dane’in ise ilk albümlerinde başarısız olduğu ne varsa hepsini bunca yıl sonra da devam ettirmesi, kendi kariyeri açısından çok hayal kırıcı:(