Metal dinleyicilerini dinledikleri müzikle ilgili olarak mutlu eden şeylerden biri yeni tanıştıkları bir grubun çok farklı bir sound ve müthiş bir deneysellikle ummadıkları kadar iyi çıkmasıysa, bir diğeri de çok alışık oldukları bir tarzın hiçbir sürpriz içermeden dümdüz ama çok çok iyi yapılmasıdır.

İlkinin sürpriz faktörü ve beklentisizliği öne çıkıp dinleyiciyi memnun ederken, ikincisi ise güvenli sularda yüzmenin verdiği rahatlıkla dinleyiciyi tatmin eder.

LIK, dünyada DISMEMBER worship’in zirvelerinden biri olan katıksız bir İsveç death metal grubu. On yıldan uzun süredir piyasadalar ve DISMEMBER, ENTOMBED, GRAVE ve benzerlerinin zamanında yarattıklarıyla kendi yollarını çizmeye, her albümlerinde belli bir geleneği sürdürmeye ve sadece kendilerini memnun edecek bir saygı duruşu olmanın ötesine geçmeye devam ediyorlar.

Bu önemli bir nokta, zira gerçekten de sadece İsveç death metal geleneğini sürdürüyor olmakla yetinen, hatta bu doğrultuda birbirine çok yakın karakterde death metal yapan 65 grupta çalan adamlar da var. 65 şaka değil; gerçekten de şu an çaldığı ve önceden çalmışlığı olan grupların toplamı 65 olan adam var. LIK ise bunu daha anlamlı bir yaklaşımla, topraklarından çıkan bir sanatsal duruşa saygı çerçevesinde yapıyor.

LIK’teki dört müzisyenden üçünün BLOODBATH’te çalıyor veya gruba konserlerde eşlik etmiş/ediyor olması da bu insanların old-school İsveç death metali konusunda ne kadar güvenilir olduğunu gösteriyor.

Durum böyle olunca LIK elinden çıkan işlerin büyük oranda benzer özellikler taşıması ve aynı tezgâhtan çıkmış hissi vermesi de kaçınılmaz oluyor. Ne var ki grup yaptığı şeyi çok iyi yaptığından sadece “old-school İsveç death metali sevenler baksın” demek de yeterli olmuyor.

“Necro” İsveç death metalinin 2025 yılında yapılabilecek en saf, en taşaklı hâllerinden biri. Şarkılar türün doğal sınırlarına rağmen yeterli varyasyonu sunuyorlar ve hayvanlık dozunu bir an olsun düşürmüyorlar. Bunu yaparken yeri geliyor klip şarkılarından “War Praise”deki gibi IRON MAIDEN dokunuşlarıyla DISMEMBER’a selam çakıyor, yeri geliyor PARADISE LOST/BLOODBATH’ten Nick Holmes’un konuk olduğu “In Ruins”deki gibi ENTOMBED groove’larıyla eziyor.

Varyasyondan gitmek önemli, zira LIK’in buradaki en büyük başarısı bence bu. “Fields of Death”teki vahşet, orta tempolu “They”in atmosferi, köpek gibi saldıran “Worms Inside”, AUTOPSY’ye göz kırpan “Morgue Rat”, adıyla dikkat çeken “The Stockholm Massacre” ve “Shred Into Pieces”ın gözü dönmüşlüğü gibi olaylar LIK’in “Necro”yu dinlemesi gayet keyifli bir albüm hâline getirmesini sağlayan kalemler. LIK zaten önceki işlerinde de bu tarz bir yaklaşıma sahipti ve hiçbir albümlerinde dümdüz, sadece old-school ekmeği peşinde bir death metal yapmadı, ancak bu albümde öncekilerin de üstünde bir çeşitlilik sunuyorlar. En azından ben öyle hissediyorum.

“Necro” kimine göre LIK’in en iyi albümlerinden biri, kimine göre en iyi albümü olabilir. Yukarıda bahsettiğim çok yönlü beste tarzı ve oturaklılık, belki de “Necro”nun bugüne dek öncesinde en uzun araya sahip LIK albümü olmasındandır. Belki de LIK, gerek grup üyelerinin ilişkisi olan BLOODBATH’in ve KATATONIA’nın işlerinden gerek araya salgın girmesinden dolayı “Misanthropic Breed”den bu yana geçen beş yılda “Necro”yu iyice demlendirme fırsatı bulmuştur, albüm belki de o yüzden bana böyle oturaklı geliyordur. Sebebi her ne olursa olsun LIK dünyada geleneksel İsveç death metalini en iyi yapan, DISMEMBER sound’unu en iyi yaşatan gruplardan biri ve bu death metal karakterini seviyorsanız “Necro” bu sene bu tarz özelinde dinleyebileceğiniz en iyi albümlerden biri.