1995’teki “Massive Killing Capacity” ile sound’unda değişikliğe giden ve daha groovy bir tarafa ağırlık veren DISMEMBER, sonrasındaki “Hate Campaign”de yine eski death metal kimliğine yanaşmış ancak kimilerine göre alışık olunan DISMEMBER kudretini, yaratıcılığını gösterememişti.
O albümün dört yıl sonrasında kadroda birtakım değişikliklerle yine alışıldık DISMEMBER’ı yansıtan ve yanına grubun birtakım ilham kaynaklarını da ekleyen “Where Ironcrosses Grow”u çıkardılar.
Bu albümde DISMEMBER’ın köklere dönüşünü yansıtan ilk emare, albüm kapağının tıpkı “Like an Ever Flowing Stream”de olduğu gibi Dan Seagrave’e teslim edilmiş olmasıydı. Seagrave zaten bu tarz “uzaylı ve şekilsiz kayalar” temasını kariyeri boyunca işlemiştir, ancak özellikle 2000’lerin başlarında böyle alt ya da üst çapraz açıdan görülen girintili çıkıntılı kaya formlarından oluşan kapaklara özellikle yöneliyordu ve DISMEMBER da bu furyadan nasibini almıştı. DECREPIT BIRTH – “Diminishing Between Worlds” veya WARBRINGER – “Waking into Nightmares” kapakları gibi.
“Where Ironcrosses Grow”un özetini yapacak olursak, DISMEMBER’a dair bildiğimiz ne varsa duyduğumuz bir albüm olduğunu söyleyebiliriz. HM-2 pedalından kusulan tremolo rifler, yardırmalı davullar ve agresif vokallerin başı çektiği albümde yer yer grubun doom metale kayan ağır tempolu işlere girdiğini de görüyoruz. Misal “Me-God”a bakınca şarkı içerisinde bir doom metal ağırlığı bir death metal gazıyla karşılaşıyoruz.
DISMEMBER’ın bu albümde böyle renkler ve katmanlar sunması iyi bir şey, zira bence “Hate Campaign”de düşen heyecanı ve yaratıcılığı bu tarz DISMEMBER’lıklarla tekrardan yükseltmeyi başarıyorlar.
Grup da sanki bu durumun farkındaymış ve çıtayı yükseltmeleri gerekiyormuşçasına daha bir iştahla, arzuyla saldırıyor. Belki psikolojik olarak öyle geliyordur, ama Matti Kärki bile bu albümde daha bir istekle, hırsla vokal yapıyor kanısındayım. Albümün bir diğer yıldızı da hiç şüphesiz adrenalini yükselterek “Where Ironcrosses Grow”un altını harlayan davulcu Fred Estby. Nispeten daha “şovsuz” şarkılarda bile sunduğu lezzetli ataklarla olaya renk katmayı başarıyor.
Diğer yandan DISMEMBER’ın 2000 sonrasında çıkardığı albümlerde daha net şekilde gözüken IRON MAIDEN sevgisi, “Where Ironcrosses Grow”da da “Tragedy of the Faithful”un 2.16’sında giren IRON MAIDEN melodisiyle karşımıza çıkıyor. Grup burada resmen HM-2 pedalıyla IRON MAIDEN çalıyor, hatta şarkının solosunda bile Adrian Smith, Dave Murray dokunuşlarını duymak mümkün. Bir diğer ilginç örnek, başlangıcıyla Stockholm sound’lu İsveç death metalinin ansiklopedik karşılığı diyebileceğimiz “Sword of Light”ın solosunda grubun adeta death metal kılıfı altında “keyifli müzik” yapması. Blues gamlı sololar, HM-2 kullanılmasa kulağa hoş gelecek türde akorlar ve soğuk görünüşlü sıcak müzik yapan bir DISMEMBER söz konusu.
Bu gibi renkler “Where Ironcrosses Grow”un dinlemesi keyifli bir albüm olmasını sağlıyorlar. Baktığımız zaman, albüme adını veren şarkı, “Forged with Hate” ve “Tragedy of the Faithful” Spotify’da 120.000 civarı dinlenmişler ve grubun 2000 sonrasındaki en çok dinlenen şarkıları arasında yer alıyorlar. Bir sonra çıkan “The God That Never Was”daki en çok dinlenen şarkılar ise ancak 80.000 kez dinlenmişler. Dolayısıyla “Where Ironcrosses Grow” ilgi çekici tarafları gerçekten çok iyi. DISMEMBER klasiği denecek şarkı sayısı kişiden kişiye değişse de albümü dinlemesi keyifli olduğu ortada. Kafa göz yarmalı death metal, ezmeli doom metal, blues gamlı şeker gibi sololar, IRON MAIDEN dili ve edebiyatı, tutkulu bireysel performanslar ve hepsinin buluştuğu eli yüzü düzgün, taş gibi bir death metal albümü.
Kadro Matti Kärki: Vokal
David Blomqvist: Gitar, bas
Rickard Cabeza: Bas
Fred Estby: Davul
Şarkılar 1. Where Ironcrosses Grow
2. Forged with Hate
3. Me-God
4. Tragedy of the Faithful
5. Chasing the Serpent
6. Where Angels Fear to Tread
7. Sword of Light
8. As the Coins upon Your Eyes
9. Children of the Cross
10. As I Pull the Trigger
Dismember neticede, vazgeçilemez.
Heavy Metal o kadar iyiydi ki ikincisini çıkardılar