Kendi özelinde, underground piyasada kült statüsündeki bir albümden bahsedeceğiz bugün.
1999 yılında kurulan ve 2001’deki “Beneath the Columns of Abandoned Gods”la yola koyulan FUNEBRARUM, esasında sonradan Dark Descent Records başta olmak üzere çeşitli idealist firmaların müzikal bir karakter olarak oturttuğu tarzda bir death metali neredeyse ta çeyrek asır önce yapıyordu.
2009 yılında çıkardıkları “The Sleep of Morbid Dreams”de bu durumu daha da rafine bir anlayışla arşa çıkaran FUNEBRARUM, yapı itibarıyla ABD death metaliyle Finlandiya death metalini bir potada eriten ve o dönem yapılan yorumlardan da görülebildiği üzere yeni bir grup olmasına rağmen death metalin büyükleri tarafından çıkarılan önemli albümlerle aynı kalibrede anılan bir işe imza atmıştı.
Geçmiş dehlizlerden INCANTATION, AUTOPSY, ABHORRENCE, 2000 sonrası pisliklerden de DISMA, DEAD CONGREGATION, KRYPTS, CRUCIAMENTUM gibi isimlerden referanslar içeren bir müzik yapan FUNEBRARUM, akılda kalıcı çift tırpanlı logosundan tutun da “The Sleep of Morbid Dreams”in Chris Moyen imzalı kapağına, HM-2’li çirkin prodüksiyonundan 1992’den fırlamış gibi duran grup fotoğrafına kadar her anlamda geçmişe sadık ancak 2000’lerin ilk yarısının karakteristik hayvanlığını da yansıtır bir gruptu.
Kapkaranlık ve ezici bir gitar karakterine sahip albüm bu sayede ciddi anlamda acımasız bir şeye dönüşüyor. Hızlanıp coştuğu anlarda büyük oranda tremolo rifler üzerinden ilerleyen, tempoyu düşürdüğünde de uğursuz melodik riflere abanan şarkılarla dolu olan “The Sleep of Morbid Dreams” ilk darbesini bu yıpratıcı gitarlarla vuruyor. Bunun üstüne DISMA’da da söyleyen vokalist Daryl Kahan’ın öküz gibi vokalleri de eklenince FUNEBRARUM hayvan gibi olması kaçınılmaz bir şeye dönüşüyor. Kahan’ın vokalleri bu tarz bir müzikte kullanılabilecek en acımasız, en etkili vokallerden bazıları ve ciddi anlamda büyük fark yaratıyor.
FUNEBRARUM vizyonunun sadece hayvanlık, büyükbaşlık olmadığını ve istediğinde olayı farklı boyutlara da taşıyabileceğini albümün en uzun ve diğer şarkılardan en ayrıksı duran ögelerini içeren şarkısı “Nex Monumentum”da da gösteriyor. Dokuz dakikaya yaklaşan süresiyle bu şarkı FUNEBRARUM’un derinliğini göstermesi açısından da iyi bir örnek. Girişi ayrı bir fikir, içindeki iniş çıkışlar ayrı bir fikir, her şeyiyle death/doom metal yolculuğu gibi bir şarkı.
Sonrasında gelen ve kapanışı yapan “Among the Exiled” da o damardan ilerleyince, albümdeki Finlandiya sound’u daha da öne çıkmış ve ABD’den INCANTATION, AUTOPSY kafası ile Finlandiya’dan ABHORRENCE, DEMIGOD kafası buluşmuş oluyor.
Gruba 2017’de katılan Phil Tougas’ın yine yolunu gözlediğimiz yeni CHTHE’ILIST, COSMIC ATROPHY ve FIRST FRAGMENT albümlerinin arasına 16 yıldır beklenen yeni FUNEBRARUM albümünü de sıkıştırmasını, en azından grubu bu yönde gaza getirmesini bekliyor, grup üyelerine death metalcilik hayatlarında muvaffakiyetler diliyorum.
Bu albümü pandemi zamanında çok dinliyordum Disma ve Cruciamentum ile beraber. Vokal çok şeytani, albüm sevdiğim karanlık tona sahip, hız ve doom bir arada. Conan’ın korsan bir düşmanı vardı, cehennemden bir portal açılıp herifi kendi boyutuna almıştı demon kolunu portaldan uzatıp, hah, işte bu albüm demonun hakimiyet sürdüğü o boyuttan geliyor :) Cehennemi bu albüme 9,5 puan.
@Scream Bloody Gore, Cursed Eternity’deki feedback tonu ruhumu titretti şimdi dinlediğimde… bu adamlar bir sludge projesi de deneselermiş 10 numara kotarırlardı bence.
Bu albümü pandemi zamanında çok dinliyordum Disma ve Cruciamentum ile beraber. Vokal çok şeytani, albüm sevdiğim karanlık tona sahip, hız ve doom bir arada. Conan’ın korsan bir düşmanı vardı, cehennemden bir portal açılıp herifi kendi boyutuna almıştı demon kolunu portaldan uzatıp, hah, işte bu albüm demonun hakimiyet sürdüğü o boyuttan geliyor :) Cehennemi bu albüme 9,5 puan.
06.02.2025
@Scream Bloody Gore, Cursed Eternity’deki feedback tonu ruhumu titretti şimdi dinlediğimde… bu adamlar bir sludge projesi de deneselermiş 10 numara kotarırlardı bence.