Takvimler 1995’i gösterirken dedemlerin Şarköy’deki yazlığında oturmuş televizyona bakıyordum. Bilenler bilir, o yıl Türk popunun zirve yıllarından biriydi ve acayip miktarda hit şarkı çıkıyordu. Dedem eve inanılmaz bir uydu taktırmıştı ve pek çok yerli ve yabancı kanal izlenebiliyordu.
Yılın 1995 olduğun çok net eminim, çünkü o sene 10 Mayıs’ta oynanan ve Zaragoza’nın Arsenal’i yenip kupayı aldığı Kupa Galipleri Kupası finalini canlı olarak izlemiştim. Tam maç penaltılara kalacak diye sevinirken Zaragoza’dan Nayim uzatmaların son saniyesinde yarı sahanın taç çizgisine yakın tarafından Seaman’a manyak bir aşırtma golü atarak maçı bitirmiş, penaltı heyecanına hazırlanan 14 yaşındaki bünyemin hevesini kursağında bırakmıştı.
İşte tam o günlerde, o müthiş uydu sayesinde yabancı kanallar arasında gezinirken -ki bu dönem benim Türkçe pop, Türkçe rock ve METALLICA dinlediğim döneme tekabül ediyor- bir Polonya kanalı olduğunu tahmin ettiğim bir kanalda, tamamı çok uzun saçlı adamlardan oluşan ve Polonyalı oldukları söylenen bir grubun stüdyodaki canlı bir performansına denk gelmiştim. Eskiden bizde de INFECTED falan TRT’ye çıkıyordu ya, o tarz bir şey.
Hatırladığım tek şey Polonya ve death metal ifadeleri eşliğinde ne olduğunu anlamadığım birtakım yazılar. O sırada BEHEMOTH daha ilk albümünü çıkarmıştı ve black metal yapıyordu. DECAPITATED desen portakalda vitamindi. Dolayısıyla eğer hafızam bana bir oyun oynamıyorsa, belki de o grup birkaç hafta sonra “De Profundis”i çıkarmaya hazırlanan VADER’dı.
Dahası, bir ya da iki yıl sonra ilk kez gittiğim Akmar Pasajı’ndaki Atlantis’te “Reborn in Chaos” kasetini elime aldığımı ve “ben bu logoyu daha önce görmüştüm” diye düşündüğümü çok net hatırlıyorum. Neyse ne. Bunca yıldır kendimi hep televizyondaki o grubun VADER olduğuna inandırdım ama öyle değildiyse de sikerler, o grup VADER’dı aga.
BEHEMOTH 1999’da “Satanica”yı çıkarıp “Decade of Θεριον” ile ortalığı kucağı alana kadar Polonya dendiğinde akla tek bir isim gelirdi, o da Katarzyna Skowrońska VADER. Ve işte o VADER, tarihler 2000’i gösterdiğinde kariyerinin en darbeli, en kafaya çekiçle girişmeli albümü olan “Litany”yi çıkarmıştı. İşte o yıl, Polonya’nın metal dünyasındaki şahlanışının en önemli yılıydı; VADER bana kalırsa en iyi albümü olan “Litany”yi, DECAPITATED death metal tarihinin en iyi ilk albümlerinden biri olarak görülen “Winds of Creation”ı, BEHEMOTH ise bugün bildiğimiz BEHEMOTH olmasını sağlayan ilk gerçek darbesini vurduğu “Thelema.6”i çıkarmıştı. Nereden baksan hayvanlık.
Bunlar arasından “Litany”, VADER’ın death metalin en saf ve en agresif formlarından birini, son derece yardırmalı, kazımasyon bir tavırla sergilediği gayet kompakt anca bir o kadar da bombastik bir albümdü. Sadece yarım saat sürmesine rağmen ilk saniyesinden itibaren dinleyicinin kafasına matkap dayıyor ve blast beat’leri ve tremolo rifleriyle önüne geleni yıkıp geçiyordu. Yukarıdan dinleyebileceğiniz ve benim de 2000 yılında VADER’la tanışmama vesile olan açılış şarkısı “Wings”in kick davul sound’u, izleri bugün bile silinmeyen muazzam yumruklar olarak yanaklara kazınmıştı.
Klip de çekilen ve tank sesleriyle başlayan “Cold Demons” da yine VADER’ın en önemli klasiklerinden biriydi ve olanca şiddetliyle Polonya death metal tarihindeki yerini almıştı. Bu şarkı eşliğinde Kadıköy’de minibüslere doğru yürüdüğümü ve şarkının acımasızlığı eşliğinde etraftaki her şeyin anlamsızlaştığını hatırlıyorum. Aradan 25 yıl geçmiş. Yuh be.
Bu şarkıların dışında, VADER’ın Antik Mısır karanlığına bulaştığı “Xeper” ve elbette ki albüme adını veren şarkı da “Litany”nin bu kadar hayvan oğlu hayvan olmasını sağlayan unsurlar arasındaydı. Peter’ın karakteristik vokalleri, Mauser’la birlikte yürüttükleri azgın gitar saldırısı ve bu albümden 5 yıl sonra aramızdan ayrılacak olan Doc’un “Litany”yi “Litany”, VADER’ı da VADER yapan davullarıyla albüm tam bir savaş makinesi hâline geliyor ve yeni milenyumun death metal ateşini yakan başrol oyuncularından birine dönüşüyordu.
Son 20-25 yılı BEHEMOTH ve DECAPITATED kadar yakalayamadığı ve genel olarak kendi tarzının dışında çıkmadığı için VADER yeni nesil dinleyici tarafından önemi çok da iyi kavranamayan bir grup. Doksanların önemli black metal gruplarından bazılarının röportajlarına baktığınızda bile, SODOM ve KREATOR’ın ilk dönem işlerinin yanı sıra VADER’ın da “Necrolust” ve “Morbid Reich” demolarından etkilendiklerini okuyabilirsiniz. VADER doksanlarda da “The Ultimate Incantation” ve “De Profundis” başta olmak üzere etkisini sürdürmüş ve “Litany”yle de Polonya’nın kralı olduğu net şekilde göstermişti. Sonrasında dediğim durumlardan ötürü kitleyi daha çok yakalayan diğer iki grup çok daha fazla ön plana çıktı ve VADER daha underground bir tarafta kaldı. İşte bir yere kadar rakipsiz ve mutlak şekilde devam eden bu krallığın zirvesi de “Litany” ile yapılmış ve VADER o dönem itibarıyla buraların sahibi benim demişti.
O yüzden siz de krala selam durun ve “Litany”nin yarım saatte işini gören nefes kesici şiddetinin tadına bakın.
Kadro Peter: Vokal, gitar, bas, besteler
Mauser: Gitar
Shambo: Bas
Doc: Davul
Şarkılar 1. Wings
2. The One Made of Dreams
3. Xeper
4. Litany
5. Cold Demons
6. The Calling
7. North
8. Forwards to Die!!!
9. A World of Hurt
10. The World Made Flesh
11. The Final Massacre
Sitede “Thelema.6″ incelemesi olmadığını yazıyı koyarken fark ettim. Aşırı şaşkınım şu an, çoktan yazdım diye biliyordum. Onu da aradan çıkaralım yakın zamanda.
Bu albüm çıktığı sene Bursa’da Çokran Plak’ın vitrininde göründüğü hafta kayıt rekoru kırdı, normalde ertesi gün Ahmet Abi’nin teslim ettiği kayıtlar 2-3 güne sarkmıştı bunun yüzünden.
Şebek’teki “revelation” kritiğini okuduktan sonra beşiktaş’ta cenk ünlü’nün dükkana gitmiştim albümü almaya, “litany” ile birlikte almıştım, in flames ile yatıp kalkan bünyeme fazla “öküzleme” gelmişti, pek dinlemedim ama sonraki yıllar bünye “öküzleme” arar olunca bu abilerin her işini takip ettim.
Eminim kimsenin “en” grubu olmamıştır ama death metale hep en iyi hizmet eden gruplardan biri olmuşlardır.
O değil de neden polonya amk, hadi grupları geçtik kayıtlar da süper, hem de o yıllarda bile.
@Hakkan, Hayatımda en çok dinlediğim gruplardan birisi bu da “en” gruplarımdan birisi yapıyor sanırım. Bu adamın sesi kadar farklı varyasyonlara girebilen başka vokal dinlemedim.
@Hakkan, depresif bir ülke, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra binalar yeniden dikilmiş ama o zamandan kalan bir negatif atmosfer devam ediyor sanki. depresifliğin olduğu yerde yaratıcılık da artıyor.
Death metal tarihinin en direkt, tatava yapmadan hedefe koşan ve tokadı basan albümlerinden biri. Bununla Vomitory’nin Blood Rapture albümünü kombinleyip dinliyorum genelde, ikisi peş peşe süper oluyor.
Kick tonu yüzünden biraz mesafeli olmuştum ilk dinlediğim zamanlarda. Gitar işçiliği ve bodoslamaya incelikler katma tavrı ve daha bir sürü güzellikleriyle ‘sektöründe kaliteli ve öncü’ ibaresini hak eden albüm/grup diyebiliriz. Ayrıca Decapitated gibi bir gruptan söz edebiliyorsak bunda Vader’ın payı büyüktür. Ve Peter abimiz en sevdiğim (brutal)vokaller arasında ilk ondadır.
Sitede “Thelema.6″ incelemesi olmadığını yazıyı koyarken fark ettim. Aşırı şaşkınım şu an, çoktan yazdım diye biliyordum. Onu da aradan çıkaralım yakın zamanda.
14.01.2025
@Ahmet Saraçoğlu, Nergal’in hipster olmadan önceki efsane halleri. Şimdi kestane oldu gerçi. Yaz da “Christians to the Lions” övelim.
Bu albüm çıktığı sene Bursa’da Çokran Plak’ın vitrininde göründüğü hafta kayıt rekoru kırdı, normalde ertesi gün Ahmet Abi’nin teslim ettiği kayıtlar 2-3 güne sarkmıştı bunun yüzünden.
Şebek’teki “revelation” kritiğini okuduktan sonra beşiktaş’ta cenk ünlü’nün dükkana gitmiştim albümü almaya, “litany” ile birlikte almıştım, in flames ile yatıp kalkan bünyeme fazla “öküzleme” gelmişti, pek dinlemedim ama sonraki yıllar bünye “öküzleme” arar olunca bu abilerin her işini takip ettim.
Eminim kimsenin “en” grubu olmamıştır ama death metale hep en iyi hizmet eden gruplardan biri olmuşlardır.
O değil de neden polonya amk, hadi grupları geçtik kayıtlar da süper, hem de o yıllarda bile.
14.01.2025
@Hakkan, Hayatımda en çok dinlediğim gruplardan birisi bu da “en” gruplarımdan birisi yapıyor sanırım. Bu adamın sesi kadar farklı varyasyonlara girebilen başka vokal dinlemedim.
14.01.2025
@Hakkan, depresif bir ülke, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra binalar yeniden dikilmiş ama o zamandan kalan bir negatif atmosfer devam ediyor sanki. depresifliğin olduğu yerde yaratıcılık da artıyor.
14.01.2025
@Hakkan, dergi şebek değil non serviam’dı galiba.
Death metal tarihinin en direkt, tatava yapmadan hedefe koşan ve tokadı basan albümlerinden biri. Bununla Vomitory’nin Blood Rapture albümünü kombinleyip dinliyorum genelde, ikisi peş peşe süper oluyor.
Vader (temsili):
https://www.youtube.com/watch?v=r-bwTnywI5A
14.01.2025
@hysteresis, “…dostum.”
14.01.2025
@Ahmet Saraçoğlu, “soyan”
Kick tonu yüzünden biraz mesafeli olmuştum ilk dinlediğim zamanlarda. Gitar işçiliği ve bodoslamaya incelikler katma tavrı ve daha bir sürü güzellikleriyle ‘sektöründe kaliteli ve öncü’ ibaresini hak eden albüm/grup diyebiliriz. Ayrıca Decapitated gibi bir gruptan söz edebiliyorsak bunda Vader’ın payı büyüktür. Ve Peter abimiz en sevdiğim (brutal)vokaller arasında ilk ondadır.