Doom metal, metal türleri arasında yorumlama babında ekstra ilgi ve özen isteyen türlerden biri. Pek çok tür yapısı gereği size kendini ilk andan açarken, doom metal genelinde değerlendirilebilecek grupların büyük kısmı gerçekten de dikkatli şekilde dinlemenizi, kendini ağırdan satan müziğin iplerini çözmenizi bekliyorlar. BELOW 2012′de kurulmuş İsveçli bir epik doom metal grubu. 2014′te çıkan “Across the Dark River”ın ardından, yeni albümleri “Upon a Pale Horse”u da geçtiğimiz Mayıs ayında piyasaya sürdüler.

BELOW doom metalin en alevli hâllerinden birini icra ediyor. Gayet sağlam ilk albümlerinin ardından, “Upon a Pale Horse” ile de bu yılın en iyi doom metal albümlerinden birini ortaya koyduklarını söylemek için metal alimi olmaya gerek yok. BELOW’un olayı CANDLEMASS’in 1986-1989 arasında çıkan 4 albümlük efsane döneminden kök alıyor ve bunu harikulade bir lezzetle günümüze taşıyor. Grubun çok güçlü olduğu iki olaydan biri şarkı yazımı konusundaki rahat yaklaşımları. Doom metal 101 denebilecek kadar standart olayları, nefis prodüksiyonun da etkisiyle son derece cazip ve albenili şekilde sunmaları bir yana, yazılan rifler, davul ve basın bu rifleri yükseltmesi gibi faktörler de eklenince BELOW pek çok doom metal aşığı için salya akıtan bir gruba dönüşüyor.

BELOW’u değerli kılan ikinci önemli konu ise Zeb takma isimli Sebastian Jansson’un bu türe MÜK-KEM-MEL giden vokalleri. Messiah Marcolin’vari bir tınısı olan Zeb, çok net şekilde “power metal vokali ile Zak Stevens’ın buluşması” denebilecek bir ses rengine sahip. Müziğin SAVATAGE ile zerre alakası olmasa da, Zeb’in ses rengi ve yorum tarzı kimi yerlerde acayip şekilde Zak’i andırıyor. Yine aynı şekilde bazı kısımlarda Warrel Dane’vari tatlar da veren bu vokal, Warrel Dane olmaması ve sadece ona benzer tatlar vermesi sebebiyle COMMUNIC vokalisti Oddleif Stensland’i de anımasatabiliyor.

Albüme baktığımızda son derece dengeli bir şarkı dizilimi ile, araya giren anlatım kısımları ve birbirine yakın sözlerle fark edilen belli bir konsept görüyoruz. Yeni Ahit’te Mahşerin Dört Atlısı’ndan biri olan Ölüm’ün bindiği at olarak ifade edilen “pale horse” her ne kadar metal tarihi boyunca binlerce kez karşımıza çıkmış olsa da, kapakla da desteklenen bu konseptin asla eskimeyeceği ve metal var olduğu sürece yanımıza sokulup at dudaklarıyla “dürülpfhhhsss” yapacağı ortada. Yazarak at kişnemesi sesi anlatmak kolay değilmiş diyor, devam ediyorum.

“Upon a Pale Horse”u inlerken, 48 dakikanın nasıl akıp gittiğini gerçekten anlamıyorsunuz. Bunun sebebi elbette ki BELOW’un son derece dinamik doom metal anlayışı. Burada BLACK SABBATH’ın izlerini de görüyoruz, gayet gaz tempo artışlarını da; rife yaslanan mükemmel fikirleri de, derdini melodiyle anlatan kullanımları da.

Nihayetinde BELOW ikinci albümüyle sadece 2017′nin doom metal ortamına gayet güzel bir imza atmıyor, aynı zamanda sonrası için de çok güçlü soluk bir at, pardon ışık yakıyor. Albüm boyunca hissedilen şey sadece BELOW’un yetenekli olduğu değil, aynı zamanda bu müzik tarzı için gerçekten de yaratıcı ve aydınlık bir vizyona sahip olmaları. Bu da onları bundan böyle mutlaka ama mutlaka takip edilmesi gereken doom metal gruplarından biri yapıyor.

BELOW ya doom metal kontenjanından, ya da tür fark etmeksizin, bu yıl sonundaki 2017 listemi zorlayacak gibi görünüyor ve her halükarda kazanan ben ve benim gibi dinleyiciler oluyor.