# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
MARILLION – Script For a Jester’s Tear
| 17.10.2016

Progresif hüzün.

Oğuz Sel

Anlatacak hüzünlü hikâyesi olan insanlara büyük saygı duyduğumu belirtmeliyim. Çünkü hüznü dert doğurur esasen; hüzün demek dert demektir bir anlamda. Dertli insansa samimi insandır; canı yanmıştır bir kere. Hani hep derler ya ‘acı insanı olgunlaştırır’ diye, işte tam da bu tanıma uyar hüzünlü hikâyesi olan insanlar; boyunları biraz büküktür ama kazandıkları olgunluğun verdiği asaleti de taşırlar ömür boyu. Diğer taraftan, hüzünlü hikâyesi olan insanların bu hikâyelere konu olan yaşadıkları olaylar, onların zihinlerinin derinliklerinde öylesine işler ki, hayatlarını artık isteseler de istemeseler de bu yaşadıklarına göre yönlendirir ya da şekillendirirler. Hatta bu yönlendirme veya şekillendirme onların günlük ilişkilerinden ürettikleri müziğe, yazdıkları şiirlerden toplantılarda hazırladıkları slayt gösterisine kadar kendini gösterebilir.

Sahip olup da çeşitli nedenlerle kaybetmenin verdiği dert ve kederin, hiç sahip olamamaktan daha yıkıcı olduğunu anlatmak isteyen ve yaşadıkları neticesinde değişen dünya algısını, hayata bakışını, insan ilişkilerine olan yaklaşımını ve daha nice meseleyi, yazdığı liriklere dökerek bütün bunların, melodilerle iç burkucu bir hâl almasında öncü rol üstlendi Fish. Marillion’ın müzikal anlamdaki ilk ciddi adımı olan “Script for a Jester’s Tear”, progresif rock kavramının içini, gözyaşlarıyla harmanlanmış melodilerle doldurmayı başardı. Albüm, klişe konuları ele alıp alkış beklemeyerek altı farklı şarkıda dinleyiciyi çoğu zaman gönül yaralayan bir maceraya sürüklüyor. Şarkılarda yer alan sözler kâh sisteme ciddi eleştiriler getiriyor kâh gönül kırıklıkları ile can bulan kazanımlar aracılığıyla hayatı ve insan davranışlarını sorgulamanın, nerelere kadar uzanacağının güzel bir özetini sunuyor.

1980’lerin teknolojiye göz kırpan progresif rock grupları arasında bulunan ve sıklıkla karşılaştırıldığı Genesis’in, birçok kişinin görüşünün aksine bana göre ‘kopyala/yapıştır’ı olmayan Marillion, o dönemdeki yaratıcılıklarını kullanarak Genesis ve benzeri grupların eksik bıraktığı noktaları “Script for a Jester’s Tear” sayesinde başarıyla dolduruyor. Synthesizer’ların yükselişine tanıklık eden o yıllarda, mümkün olduğunca yalın ve doğala yakın tonlarda kullanılan klavyeler; çoğu zaman, gitar dünyasının ‘popüler çocukları’ arasında adı pek de anılmayan Steve Rothery’nin dâhiyane gitar kullanımına, ürettiği inanılmaz kaliteli riflerine ve içinizde, aynı şarkıyı arka arkaya defalarca dinleme isteği uyandıran muazzam sololarına eşlik ediyor.

Çoğu zaman içli içli ağlayan gitarı teselli etmek için yaklaşıp sanki “Devam etmemiz lâzım, yanındayım…” diyen ve gitarla şiirsel bir uyum yakalayan bas gitar, kimi parçalarda ortaya koyduğu melodilerle, mutlu ruh halinizi alıp sizi tavana ya da duvarlara boş boş bakacak hâle getirebiliyor. Yine 1980’lerin öne çıkan rock trendlerinden biri olan güçlü, tok ve elbette reverb ekli trampet tonuyla şarkılarda çok fazla şova yer vermeden görevini tamamlayan davullarla ön plana çıkan Mick Pointer, özellikle aksak ritimli parçalarda ustalığını konuşturmasını biliyor.

Hüzünlü, hüzünlü olduğu kadar eleştirel de bir yolculuğun üç adımından ilki olan “Script for a Jester’s Tear” Marillion diskografisinin en önemli eserlerinden biri olma özelliğini koruyor. Şarkıların tasarımı, aynı parçada yer alan birden fazla bölümün farklı ruh hallerini tutarlı şekilde yansıtabilmesi, vokal ve klavye özelinde çok fazla layer’a yer vererek her zaman oluşturulamayacak bir atmosfer yaratması, Steve Rothery’nin yarattığı akılda kalıcı melodiler ve çoğu zaman sıradışı gitar kullanımıyla progresif rock tarihinin anıt yapımlarından biri olmaya hak kazanan albüm, Fish’in dramatik vokalleriyle unutulmaz hâle geliyor.

Bu albüm ile amacının aslında ne olduğunu gösteren Marillion, çok değil birer yıl arayla bu hüzün dolu seriye yeni halkalar eklemek için çalışmalarına başlamıştı bile. Türüne ister progresif rock isterseniz neo-progresif rock deyin, sonuç olarak gayet başarılı ve özenle oluşturulmuş, başlarda da yazdığım gibi gözyaşlarıyla harmanlanmış bir yapım “Script for a Jester’s Tear”.

9,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.77/10, Toplam oy: 26)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
1983
Şirket
EMI
Kadro
Fish: Vokal
Steve Rothery: Gitar
Mark Kelly: Klavye
Pete Trewavas: Bas
Mick Pointer: Davul
Şarkılar
1. Script for a Jester’s Tear
2. He Knows You Know
3. The Web
4. Garden Party
5. Chelsea Monday
6. Forgotten Sons
  Yorum alanı

“MARILLION – Script For a Jester’s Tear” yazısına 2 yorum var

  1. solon says:

    Her şeyden önce çok güzel bir albüm ve yine güzel bir kritik. Pasifagresif’te prog-rock klasiklerinin kritiklerini görmek en azından beni mutlu ediyor.

    Vokalistin sesi acayip bir biçimde Peter Gabriel’e benziyor. Özellikle sesin yükseldiği bölümler. Trewavas da çok iyi iş çıkarmış. Chelsea Monday favori şarkım.

    İlayda Yüksektepe

    @solon, 1980 sonrası ortaya çıkan neo – prog gruplarda sesi peter gabriel’e benzemeyen tek insan bence fish :)

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.