# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
DEATH – Spiritual Healing
| 14.12.2009

Geçiş dönemi.

DEATH’in kariyerinde “geçiş albümü” olarak adlandırabilceğimiz tek albüm olan “Spiritual Healing”, 1990′da çıkmış ve grubun ilk iki albümündeki bodosluğu barındırmaması nedeniyle bir kesimden tepki almıştı. Almıştı falan diyorum da, dokuz yaşındaydım o zaman, tanık olmuşluğum falan yok tabii. İlk iki albümdeki vahşi DEATH’ten, daha teknik, daha sofistike DEATH’e geçişteki arayı temsil eden “Spiritual Healing”, kaydın iyileşmesi, müzisyenliğin ön plana çıkması gibi kimi “eski tarz death metal dışı” hareketler yüzünden bir kısım dinleyicinin kafasında soru işaretleri uyandırmıştı.

spiritual_1

Albümün DEATH diskografisinde önem teşkil eden detayları, grubun bas gitara Terry Butler’ı (SIX FEET UNDER) alarak ilk kez dört kişiye çıkması ve gitarlarda James Murphy’nin çaldığı ilk ve tek DEATH albümü olması. Bu Murphy konusuna az sonra geliriz.

“Spiritual Healing”de ilk dikkat çeken şey, Chuck’ın “Leprosy“nin ardından grubun gidişatını değiştirme adına bir karar verdiğinin görülüyor olması. Uzayan şarkı süreleri, karşılıklı paslaşılan solor, giriş-verse-köprü-nakarat-solo-verse-köprü-nakarat şeklindeki klasik şarkı yapısını kıran denemeler, yer yer klavye kullanımları gibi pek çok progresif öğe, “Spiritual Healing”i DEATH’in eski tarz death metalden teknik death metale geçişindeki ilk ürün konumuna getiriyor.

Albüm, Ed Repka’nın çizdiği kapağından da anlaşıldığı üzere -ki bu Repka’nın üçüncü ve son DEATH kapağıydı- daha sosyal olaylar üzerinden giden bir lirikal konsept barındırıyordu. Dinin insanları manipüle etmek için kullanılması, uyuşturucu, kürtaj, insanların çeşitli yollarla sömürülmesi gibi daha sosyal konulara giren Chuck, bu tarz şarkı sözlerini ilk ve son kez bu albümde kullanmış, “Human”la birlikte tümüyle içsel, felsefi konseptlere kaymıştı. “Spiritual Healing”, herkes için farklı en iyi parçayı içerdiğinden, öne çıkan parça ismi söylemek diğerlerine haksızlık olur. Tüm albüm, kendi kişiliklerine sahip ve tek başlarına dahi “Spiritual Healing” sound’unun belirleyicileri konumundaki parçalardan oluşur. Tek bir tane bile isim vermeye gönlüm razı olmuyor.

spiritual_2

Kadroya geri dönecek olursak, albümün en büyük özelliklerinden biri, o dönem OBITUARY’de çalmakta olan James Murphy’yi barındrıyor oluşu. Ta o zamandan “James Murphy solosu” denen şeyi yaratmayı başarmış olan Murphy, yine bir özgünlük abidesi olan Chuck’la birlikte, DEATH tarihindeki en uyumlu ve dehşetengiz ikililerden birini oluşturuyordu.

“James Murphy solosu da ne ola ki?” diyenleri, hayatımda duyduğum en iyi sololardan biri olan KONKHRA’nın Heavensent‘ine göndermek isterim. 1.45-2.45 arasındaki bu bir dakikalık solo, Murphy’nin eşi benzeri olmayan tarzını her şeyiyle yansıtıyor.

spiritual_3

Bir sonraki albümde değiştirilecek olan Bill Andrews’ün “Leprosy”ye oranla daha değişken ve teknik bir davulculuğunu içeren albüm, Chuck’ın vokallerinin de önceye göre çok daha ön planda, anlaşılır ve özenli oluşuyla dikkat çekiyor.

Ardından çıkacak DEATH albümlerine oranla daha az hit şarkı barındırması ve daha çok “deneme” içermesi nedeniyle, bir kısım basın tarafından grubun en zayıf albümü olarak görülen ve nedense geri plana atılan “Spiritual Healing”, günümüzden yirmi yıl önce çıkmış oluşu ve o dönemde çıkan diğer albümler düşünüldüğünde, gerçek bir özgünlük ve ilham vericilik barındırmaktaydı. İşte bu noktada DEATH’in DEATH olma sebeplerinden biriyle karşılaşıyoruz. Chuck aynı anda hem bir şeyleri keşfetmiş, yoktan var etmiş, hem de aynı anda bir ilham kaynağına dönüşmüştü. Birileri yeni bir şeyler bulabilir ve insanlar bunu görüp “aa evet iyi fikir, ben de buradan yola çıkıp şunu yapayım” diye düşünebilirler. Ancak DEATH’in metal tarihine etki eden gruplardan biri olmasını sağlayan şey, onları çıkardıkları ürünlerle eş zamanlı olarak duyduğunuzda “buradan yola çıkıp daha iyisini yapayım” fikrinden ziyade, sadece şaşırmak ve “daha iyisi yapılabilir mi?” diye sormak oluyordu.

spiritual_spiritual

Sonuç olarak “Spiritual Healing”, DEATH diskografisinde yer almak zorunda olan, dönemdaşı ATHEIST gibi sayılı grupla birlikte teknik/progresif death metalin bulunma ve gelişme dönemini oluşturan önemli albümlerden biriydi. Bir diğer önemli tarafı da, kendinden bir buçuk yıl sonra gelecek olan ve metal dünyasını temelinden sarsacak bir sonraki DEATH albümünün ilk kıvılcımlarını barındırıyor oluşuydu. Yarın, dinlediğimiz bu müziğin en önemli albümlerinden “Human”da görüşmek üzere (vay anam o albüm nasıl yazılır, nasıl anlatılır…).

Albümün okur notu: 12345678910 (8.44/10, Toplam oy: 255)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
1990
Şirket
Combat Records
Kadro
Chuck Schuldiner: Vokal, gitar
James Murphy: Gitar
Terry Butler: Bas
Bill Andrews: Davul
Şarkılar
01. Living Monstrosity
02. Altering The Future
03. Defensive Personalities
04. Within The Mind
05. Spiritual Healing
06. Low Life
07. Genetic Reconstruction
08. Killing Spree
  Yorum alanı

“DEATH – Spiritual Healing” yazısına 23 yorum var

  1. özgür says:

    death’in en çok yüz çevrilen albümü bu olsa gerek. kritikte de belirtilimş gerçi, ilk iki albümün hırçınlığı, ayılığı bu albümde yerini daha derli toplu, efendi efendi(?) çalınan ve beyin yakan şarkılara bırakıyor.

    bir de şöyle önemli ve chuck’ın başını çok ağrıtmış bir olay atlanmış kritikte. bu albüm sonrasında james murphy grubu aniden bırakır. ve bu yüzden chuck o sıralarda olacak avrupa turuna gitaristsiz (veya başka bir gitaristle) gitmek istemez. Fakat, çok sevgili bill andrews ve terry butler turneye gitmekte çok ısrarcı olurlar ve chuck ile tartışırlar bu konuda.O kadar ki Chuck’ı ikna edemeyince gitar ve vokali başka yerden bulup turneye çıkarlar ve chuck aleyhinde konuşmalar yapakar konser verirler.

    herkes olay üzerinde “death bitti.”, “ayrıldılar.” gibi yorumlar yaparken chuck da başka elemanlar aramaya başlamıştır bile. velhasıl, human albümüyle de ortalığı tam anlamıyla yıkmıştır.

    bu avrupa turunun iptal edilmesi olayı o sırada yapılan her röportajda sorulur chuck’a. chuck her seferinde olaydan ne kadar üzgün olduğunu fakat elinden bir şey gelmediğini vs söyler hepsinde. bazıları inanmaz tabi chuck’ın söylediklerine ama onlar da götümü yiyebilirler. evet.

    bir de albüm kapağı feci güzel.

  2. özgür says:

    derler ki, nice nice zaman öncesinde, işte bu nedenle six feet under’a kıl olunurmuş.

  3. Ahmet Saraçoğlu says:

    Detayını çok net bilmediğimden ve “şöyle de bi şey varmış” diye geçmek istemediğimden o olayı yazmadım, kesin benden daha iyi bilen biri ekler dedim, nitekim eklendi de. :) Aydınlattınız, sağ olunuz var olunuz.

  4. ali ihsan balı says:

    bugün albüm kritiğini beklerken bu albümle ilgili kafamda beliren kelime “geçiş dönemi” olmuştu. gerçekten de öyle bir albüm. ne leprosy ne human ama öte yandan da biraz leprosy biraz human. bilmem anlatabildim mi? tabi mükemmeliği tartışılmaz.

  5. Ahmet Saraçoğlu says:

    Defensive Personalities’in 1.10′da giren melodisi bana bir sürü Cradle of Filth şarkısında kullanılmış gibi gelir hep. :) En azından çok benzeyen rifleri var CoF’un da.

  6. zafer says:

    of ulan human. heyecan dorukta bekliyoruz. adeta ne yazılacağını tahmin edemezmişcesine…

  7. Baran Şahin says:

    Off offf akşam akşam “Defensive Personalities” ilacın ilacı geldi…

  8. Başlık çok yerinde olmuş cidden. James Murphy’e bayılmama rağmen bu albümü nedense öküz gibi dinlemiyorum. Sindiremedim mi nedir. Defensive Personalities ve Killing Spree’yi bilirim dinlediğimde, “Aha bu çalan Defensive Personalities.” derim mesela ama diğer şarkılar için geçerli değil bu ehah. Neyse. Şu Terry Butler olayını az çok biliyordum ben de; yani Chuck’a bi yamuk yaptıklarını falan. Ama iyi ki de olmuş diyorum yoksa o adamlarla Human gibi bir albüm çıkmazdı.

  9. netknight says:

    benim için bu albümün death diskografisindeki yeri ayrıdır. gerçekten çok severim. underrated olmasına ciddi anlamda şaşkınım. kesinlikle daha fazla değer görmesi gereken bir albüm. basçıyla baterist satış yapmışlar orası ayrı ama bence çıkardıkları iş bu albüm için fevkelade. bi hoglan ya da digiorgio değiller ama bu albüm başarılıysa onların da payı var ciddi ciddi. bu arada bu albüm yapıldığında chuck da henüz 23 yaşındaydı. bu kadar güzel bestecilik bu yaşta, oha diyorum.

  10. Avcı says:

    Bu albüm dünyanın ilk teknik death metal albümü olmasıyla ayrı bir öneme sahiptir.Ama hala son 4 albüme saplanıp kaldığımdan dinleyemedim bunu. :/

    Exorsexist

    @Avcı, teknik sayılmaz pek. bilinen ilk teknik death metal albümü piece of time.

  11. Elvan says:

    bi “leprosy” bi de “spiritual healing” gibi albüm gelmedi, gelmeyecek de sanırım. ikisi de resmen adamın ağzına sıçıyor, dünyadan soyutluyor. sololarda kafamın arkasından, tam ense kökümden bir şeyler ayrılıyor, kanım çekiliyor, gözlerim doluyor, buz gibi oluyorum.

    Exorsexist

    @Elvan, bence doktora görünmelisin.

    Elvan

    @Exorsexist, ee zaten ruhsal şifa için dinlediydikasdhfds

  12. Avcı says:

    İlginçtir son 4-5 aydır ne zaman Chuck babayı anmak istesem bu albümü dinliyorum.Living Monstrosity’nin arka arkaya gelen breakdown’ları taramaları ,Within The Mind’in 2.17′de giren melodisi,Altering The Future’ın tüylerimi diken diken eden nakaratı,Low Life’ın enginlere sığmayıp taşan çığlıkları-kasveti vs.vs.

    Böyle dinlemeye devam edersem Human ve Symbolic’i sollayıp en fazla dinlediğim Death albümü olacak Spiritual Healing.

    Ufuk Sönmez

    @Avcı, bu albümün gerçekten başka bir havası var. Symbolic, kabul en iyi albümleri ama ben en çok S.Healing’i seviyorum. En az senin kadar dinlemişliğim var. :)

  13. Avcı says:

    Altering The Future’ın giriş riff’i belkide hayatında gitar çalmamış birinin eline gitar verilse 5-10 dakikada çalabileceği bir riff.Ama o basit riff’in yarattığı atmosfer o kadar görkemli ki.O riff ve ona benzer basit ama etkili bir atmosfer yaratan riff dinleyince death metal’in tüm tellere abanamaktan ya da gitar klavyesinde ki her yere dokunmaktan fazlası olduğunu hissediyorum.Basit ama ne yaptığını bilen riff’lerinde böyle etkin bir şekilde kullanılması bana dinlediğimin death metal olduğunu hatırlatıyor.Human ve öncesinde ki Death,Obituary ve şu aralar yeni yeni keşfettiğim[evet bu da benim ayıbım olsun] Entombed’da bu tür riff’leri her duyduğumda death metal terimini daha iyi anlıyorum.

  14. Ufuk Sönmez says:

    genel olarak bir kapak hastalığı yok bende ama bu albümün kapağına hastayım. elinde incil’i tutmuş tipler ve çılgınca mutlulukları, en öndeki adamın cebinde gözüken dolarlar(kilise her zaman kazanır), sandalyedeki adamın üstündeki dinsel baskı felan kısacası efsane bi kapak. bi de aklıma spiritual healing’i görünce, espiritüel healing diyesim geliyor nedense.

  15. Avcı says:

    Spiritual Healing en çok dinlediğim ve en etkileyici Death Albümü. Altering The Future’da en çok dinlediğim ve en etkileyici Death şarkısı. Sanırım ekstrem metal dinlemeyi bırakana kadar bu durum değişmeyecek.

  16. Zero_Tolerance says:

    Spiritual Healing M.A Blessed are the sick albümüyle aynı kaderi paylaşıyor kıymeti az bilinen çok uç bir albüm, kapağından gitar tonuna bestelerden prodiksyonuna kadar 10/10. James ve Chuck babanın gitar atışmaları efsanedir, sanırım ITP’tan sonra en çok dinleğimi Death albümü.

  17. chuck says:

    bu albüme bir melodik death metal albümü diyebilir miyiz onu hep merak etmişimdir.

    Merdomerdo

    @chuck, Bence bu albüm death metalin özüdür.

  18. Noshophoros says:

    Daha öncesindeki bazı yorumlarımda ve fikirlerimde bu albümün; Death’in kariyerinde nispeten zayıf bir nokta olduğunu belirttiğimi hatırlıyorum. Ama seneler sonra albümü baştan sona dinleyince “haksızlık etmişim” diye düşünüyorum şimdi.

    Bana kalırsa bu albümün en büyük talihsizliği; “Leprosy” ile “Human” gibi iki şaheserin arasında bulunması sadece. Tekrar bir bakıyorum da bu albümde Schuldiner-Murphy ikilisinin peş peşe attığı rifler ve soloların akla zarar bir tarafı var.

    “Living Monstrosity”, “Altering the Future”, “Genetic Reconstruction” ve “Killing Spree” gibi parçalar “Death Metal’e Giriş” başlıklı bir ders olsa rahatlıkla sunulabilecek parçalar. Hele “Genetic Reconstruction”ın sözleri, günümüzde pandemi aşıları üstüne dönen türlü türlü muhabbetler düşünülünce haddinden fazla ironik ve sene 1990.

    Death ve Chuck Schuldiner hakikaten, hem death hem de genel olarak metal camiasında bambaşka bir yerde duruyor. Kariyeri boyunca çıkardığı her albümde bir dolu müzikal zenginlik sunduğu yetmezmiş gibi günden güne farklı yorumlara imkan tanıyan anlam açıklığında şarkı sözleri de yazıyor vs…

    “Individual Thought Patterns”, sardığım bir diğer Death albümü şu sıralar ve benim için açık ara; hem söz hem de müzik olarak Death’in baş yapıtı; “Human”ın da üstünde. Benzer şokları o albüm nezdinde de yaşıyorum.

    Zamansız bir anımsama belki ama söylemeden edemeyeceğim; hakikaten erken göçtün Schuldiner bu dünyadan.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.