# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
DYING FETUS – Descend into Depravity
| 19.11.2009

Sıradaki parçamız sevip de kavuşamayanlar için gelsin.

Müzikte kodu mu oturtmak kavramının sözlükteki karşılıklarından biri olan Marylandli hayvanlar topluluğu DYING FETUS’un, death metal ve özellikle de deathcore üzerindeki başlıca ilham kaynaklarından biri olduğu su götürmez bir gerçek diyerek, yazımızın uzun cümle ihtiyacını karşılayan bir giriş yapmış olalım. Korkutucu derecede başarılı “Destroy the Opposition“ın ardından, çok da şaşılmayacak şekilde kadrosunun neredeyse tümünü kaybeden DYING FETUS (çok iyi albüm sonrası dağılan/dağılır gibi olan hayvan gruplar serisi…), sonrasında çıkan “Stop at Nothing” ve “War of Attrition” ile “iyice” yorumlar almıştı.

Şahsen, “Destroy the Opposition”u bu derece büyük bir manyaklık yapan başlıca unsurlardan Kevin Talley olmadıktan sonra, DYING FETUS’un tadını alamayan birisiyim. Tat almayı bırakın, Talley’siz DYING FETUS’u dinleyemeyen bir insanım. Tıpkı Lombardo’suz SLAYER‘ı ne yaparsam yapayım dinleyemediğim gibi.

Bu sebepten, ve elbette ki Jason Netherton’suz bir DYING FETUS’un hayat damarlarının birinin kopmuş olmasından dolayı, adı geçen bu iki albüme kati suretle ısınamamış, DYING ve FETUS kelimelerini her nerede görsem “Destroy the Opposition” ve “Killing on Adrenaline“e abanmışımdır. Bu sebepten ki her MY DYING BRIDE muhabbetim akabinde DYING FETUS dinlememle sonuçlanmıştır (bir yerlerde bir MY DYING FETUS esprisi dönmüştü ama kimdi neredeydi unuttum).

descend_2

İşte tüm bu “amaan Talley olmadıktan sonra neye yarar” türevi denyo serzenişlerim eşliğinde, gayet beklentisiz ve burun kıvırır bir biçimde dinlemeye başladım “Descend into Depravity”yi. Daha önceki iki albümde olduğu gibi, “Descend into Depravity”de de ilk olarak davullara kulak kabarttım tıpkı çok bilmiş ve eleştirel bir lavuk gibi. Ne mutlu ki albüm benim bu tavrıma gelişine uçan voleyle karşılık verdi ve ilk andan itibaren “lan?”lar, “höst!”ler havada uçuşmaya başladı. İlk andan belli olan bir şey vardıysa, o da “Descend into Depravity”nin “Destroy the Opposition”dan beri gelen en iyi DYING FETUS albümü olduğuydu. “Stop at Nothing”de ömrümü tüketen Erik Sayenga’nın ardından, Trey Williams adlı bu genconun davul başında yaptıkları ciddi anlamda rahat bir nefes aldırdı.

Davul engelini aştıktan sonra içine girebildiğim albüm, John Gallagher’ın teknik olarak belki de bugüne kadarki en delişmen performansını sergilediği gitarları ile dudak uçuklatıyor desek, yeterince Türk basını ağzı yapmış oluruz herhalde. DYING FETUS’un eleman bazında her daim beslendiği ve eksiği oldukça adam arakladığı underground grup SADISTIC TORMENT’te de çalmışlığı olan Sean Beasley adlı kişiye de basıveren Gallagher (ne pis biriymişim ben be), bu seçimiyle de takdir topluyor zira bu Beasley kişisi de epey hayvan bir performas sergilemiş. Bas gitarın tonu ve Beasley’in tarzı sayesinde, öne çıktığı yerlerde olayı teknik death metal havalarına dahi taşıyan bu sound ile (misal At What Expense’in 1.25 civarları), “Descend into Depravity”nin son iki albüme göre üstünlüğü tescillenmiş.

Şimdiye kadar death metal, grindcore ve hardcore etkilenimleri barındıran ve bu üçünü mutfak robotundan geçirip bizlere sunan DYING FETUS, kanımca son iki albümdeki davulcuların kapasitesinin bu albümde aşılması ve dahası Gallagher’ın aşırı gaza gelmesiyle, müziğini daha da ekstrem yerlere taşımış ve üstteki üç türün yanına brutal death metal, hatta teknik death metal denebilecek deneysel pasajlar dahi sokmuş.

descend_1

DYING FETUS’un olmazsa olmazlarından biri olan ve “Destroy the Opposition” sonrasında biraz yavanlaşan groove elementi de bu albümde kendine fazlasıyla ve içi dolu şekilde yer bulmuş. Şarkılar, “Destroy the Opposition”dakiler kadar hit olacak yapıda değillerse de, böyle bir şeyi kimse beklemiyor sanırım. “Tuhaf rifleri birleştirelim, ikide bir durup kalkalım, beklenmedik olalım, şaşırtıcı sonuçlara ulaşalım” türü bir göstermelik içermeyen albüm, her ne kadar hiç durmadan rif değiştirme üzerine kurulu şarkılardan oluşsa da, bahsettiğim groove sayesinde “şarkı” dinlediğinizi hissettiren bir yapıya sahip.

Bu tarz hiç durmadan rif değiştirmeli, icra bazında çok zor işlerin sergilendiği albümlerin yorumlarında genelde hep, tam Türkçe karşılığı olmayan şu soruya varılır: “her şey iyi güzel, bir sürü şey olup bitiyor da, albümün bir groove’u var mı?” Böyle yazınca mal gibi olan bu soru, “tamam grup deli gibi çalıyor milyonlarca nota uçuşuyor falan da, albümü dinlerken bir hareketlenme, müziğe eşlik etme, kendinizi kaptırma ihtiyacı duyuyor musunuz, müzik sizi de beraberinde götürüyor mu?” türü bir yoruma denk geliyor. DYING FETUS’un DYING FETUS olmasının altında işte bu yatıyor. Grup vites arttırdığında, eğer türün takipçisi bir insansanız, bir gaza gelme dürtüsü hissetmemeniz, gitar-davul çalma ihtiyacı duymamanız, boynunuzu koparırcasına kafa sallamak istememeniz çok zor.

Şarkı adı vermeyelim; her şarkı, DYING FETUS’un tipik özelliği olarak durmak bilmeyen bir rif saldırısı mahiyetinde. Dinlerken sıkıldığım, şu şarkı da bitse dediğim bir parça yok; aksine bitince başta başlattığım şarkılar var.

descend_descend

Sadede geldiğimizde diyebiliriz ki, “Descend into Depravity”, efsane bir grubun, bu efsane sıfatını almasını sağlayan başyapıtından dokuz yıl sonra çıkardığı, dizginlenemez, önüne gelen her şeyi yıkıp geçme hissi barındıran, gayet gaddar bir albüm. Bence, ve sanırım DYING FETUS hayranı pek çok kişi için de, “Destroy the Opposition” ve “Killing on Adrenaline”den sonraki en iyi DYING FETUS albümü. Teknik anlamda kendilerini öncesine oranda çok daha fazla kasmış olmalarının yanına, albümün prodüksiyon anlamında da çok başarılı olmasını ekleyince, grubun her anlamda en iyi işlerinden biri çıkmış. Umarım bu kadro daha uzun yıllar devam eder de grubun sınırlarını aşma çabasına hep birlikte tanık oluruz.

9/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.50/10, Toplam oy: 206)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2009
Şirket
Relapse
Kadro
John Gallagher: Gitar, vokal
Sean Beasley: Bas, vokal
Trey Williams: Davul
Şarkılar
01. Your Treachery Will Die With You
02. Shepherd's Commandment
03. Hopeless Insurrection
04. Conceived Into Enslavement
05. Atrocious By Nature
06. Descend Into Depravity
07. At What Expense
08. Ethos Of Coercion
  Yorum alanı

“DYING FETUS – Descend into Depravity” yazısına 34 yorum var

  1. hysteresis says:

    War of Attrition’a hiç ısınamamıştım ama bu albüm gerçekten değişik ve klas olmuş. Aralara serpiştirilen örneğin Necrophagist-vari sweep’ler, Psycroptic-vari rifler ve kritikte de belirtildiği gibi jazz soslu teknik death metal bölümleri, Dying Fetus patentli bölümlerin içinde hiç sırıtmamış. Rüyamda görsem inanmazdım.

    Albümün gruğvu var hacı.

  2. Ahmet Saraçoğlu says:

    Gelin el ele verelim Türk metal kamuoyu olarak groove’a bi isim bulalım. Böyle olmayacak bu iş. Kapov falan diyelim. Olmadı gorgor diyelim.

  3. janslore the celebrity says:

    hoplak olsun

  4. hysteresis says:

    “groove”un olmadığı yerde “catchy”ye abdurrahman çelebi derler.

    (artık yazarlığımı iptal edebilirsiniz)

  5. like fire says:

    enerjik kelimesi uygundur. yalnız kelime türkçe değil, öyle bi sorun var. kamçılayıcı veya ritmik de geliyor aklıma. ama gruuv demesi güzel geliyor bana.

  6. Burak Gür says:

    {gru:v}
    {N} yiv, oluk, çizgi, saban izi, adet, gelenek, mükemmel şey, harika şey
    {V} oluk açmak, yiv açmak, çizmek, alay etmek, uğraşmak, dalmak

  7. agalloholic says:

    Derinlik olur aslında.. Bu anlama da geliyormuş zaten.. Ya da kısaltıp derin.. Cümle içinde de kullanalım, albümün derin’i var.. :P

    Yarık nasıl.. Direk kelime anlamlarından gidiyorum ama.. Yarmış, aşmış, bitirmiş diyoruz ya o hesap.. :P

  8. Ahmet Saraçoğlu says:

    evet hoplak, kopgel tarzı şeyler olabilir böyle bi ver coşkuyu tadında. “ünlü popçu aliço coştu coşturdu” havasını veren bi şeyler olmalı.

    tabi bi de groove metal diye bi tür var ki asıl o sorun.

  9. Sambalici says:

    “yürüyüş”ü groove yerine kullanıyorlar bazen, anlam açısından aynı şeyi karşıladığından şüpheliyim gerçi.

    wikipedia’dan türkçeleştirirsek groove mevzubahis müzikteki belli ritmik motifleri ifade ediyor. “ritmik motifi çok iyi bu şarkının” diyebiliriz ama çok elit metalci görünür. ben hoplak’tan ziyade hoptek, dümtek, tektek veya seksek öneriyorum, daha bizden, içimizden.

  10. Burak Gür says:

    çekçıkar

  11. ali kuşçu diyelim ve bu geyik bitsin.

  12. caksu says:

    Albüm kapaklarından Far Cry, Max Payne tatları alıyorum.

  13. hysteresis says:

    Kendimi sürekli bu albümün davullarını dinlerken buluyorum, akabinde de air drum’a geçiyorum. Gitar rifi on kere değişiyosa, davullar elli kere falan değişiyo her şarkıda. Otobüslerde blast gitmekten bacaklarım tutuldu artık. Parmak uçlarımı vurmaktan yorulup, topuklarımı vurmaya başlıyorum, ondan yorulup tekrar parmak uçlarına geçiyorum. Olmaz olsun. Ne biçim de yazmış herifçioğlu.

  14. like fire says:

    Your Treachery Will Die With You müptelası oldum bu aralar. 26. saniyede giren vokal ne kadar şeker öyle değil mi? Klibinde de görüldüğü üzere davulcunun çalarken hiç zorlanmaması ayrıca sinirimi bozdu.

  15. Avcı says:

    Baştan sona dinlebilen ,anti kapitalist ve anti faşist sözleriyle insanı her zaman bulunduğu durumu sorgulatan ,davula yeni başlayan bünyemi davuldan soğutan ,8 şarkısının 8′ide muhteşem olan muhteşem bir albüm.Ahmet Saraçoğlu şarkı ismi vermemiş ama Hopeless Insrrection[2.00-2.30 arası normal bir insanı terorist yapmaya yeterde artar.],Descend Into Depravity,Shepherd’s Commandent albümün en iyi şarkıları.Dying Fetus gibi hem gaza getirici hemde politik duruşu sağlam olan bir grup zor bulunur bu dünyada…

    Not:Atrocious By Nature şarkısı bu sene yurt arkadaşlarımı odadan kovma konusunda çok işe yaradı.Sizde de istemediğiniz birinin yanınızda olması durumu söz konusuysa hemen hoparlöre Atrocious By Nature’ı verin.2 Saniye içinde yalnız kalmanız garantidir. (:

  16. Avcı says:

    Atrocious By Nature’a benden başka takılan yok mu yahu ? (:

  17. like fire says:

    Peki ya Ethos of Coercion’ın sonundaki Nile’vari melodiye ne demeli :)

  18. heat says:

    Papyrus Containing the Spell to Preserve Its Possessor Against Attacks From He Who Is in the Water ve Chapter Of Obeisance Before Giving Breath To The Inert One In The Presence Of The Crescent-Shaped Horns. konserlerde şarkı adı bağıran cengaverleri bir nile konserinde bu şarkıları bağırmaya davet ediyorum..:)

  19. Avcı says:

    @Like Fire
    Descend Into Depravity’de 2.00′dan sonra giren riffin ve Shepherd’s Commandent’de 1.25′den sonra giren melodinin yanında esamesi okunmaz…

    like fire

    @Avcı, Ben diğerleriyle kıyaslamak açısından demedim. Yukardaki yorumda “heat”‘in de yazdığı (kopi peyst yaptığı heheh) Nile şarkısının sonundaki melodiyle neredeyse aynı olmasından bahsediyorum. Yoksa albümde çok daha iyi anlar var.

  20. exsaddam says:

    Bu ülkenin izlemesi gereken bir grup.Death Feast te müzik yönümü kaydırdı bu grup.Umarım Unirock getiri.Albüme verdiğiniz 9 puan sonuna kadar hak ediyor.

  21. Berker İlhan says:

    Yer yer böyle makanmlı hicaz vari tatlar var 1-2 şarkıda çok klas işler yapmışlar bu albümde yine ve tabii ki bu sene gelsinler artık :D

  22. Avcı says:

    http://www.youtube.com/watch?v=wkq7eHfX4wE

    ahahaha muhteşem bir video.Keşke Dying Fetus bunu official video yapıp dünya çocuklarına death metal’in aslında sevimli bir müzik türü olduğunu gösterse.

    cannibal fetus

    @Avcı, bu çok iyiymiş. bir an gerçekten muppet show böyle bir şey yapmış sandım. editing harikası.

    Koray

    @Avcı, Bakınız çocuklar Dethmedıl çok şirin,çok şeker birşey :) Kreş de dinleyiniz,dinlettiriniz :D

  23. Avcı says:

    John Gallagher babaya yakışmış Carnifex tişörtü…

    http://www.youtube.com/watch?v=xDQiHTVvXos

  24. Kıvanç says:

    Albüm tamamıyla facia. Söylenecek birşey yok. İnsana heryeri yakıp yıkma hissi veriyor. 10′u bastım ben.

  25. blackroseimmortal says:

    bence en iyi ikinci albümleri, bir dto değil ama koa’den çok daha iyi, bu arada 3 kişi olmaları da yakışmış reizlere, keltoş biraderlen basçı bi giriyo shredding, sweep picking, ortalık tozduman oluyor…

  26. SA says:

    2018 den yazıyorum. Descend İnto Depravity için denecek çok birşey yok zaten. Albüm çok güzel. Albümün puanı en az 9. Ama benim asıl diyeceğim şey Stop at Nothing ve War of Attrition albümlerinin de muazzam albümler olduğu. Misal War of Attrition. Albümün kendine has çok güzel bir karakteri var. Groove yapısı ve özellikle şarkıların girişleri, ardından devamında gelen şeyler bana çok keyif veriyor. Stop at Nothing de şahane bir albüm. Destroy The Opposition albümündeki davullara takılıp bu albümlerdeki güzellikler kaçırılmamalı bence.

    Birde groove kelimesinin karşılığı olarak hep aklıma “ritmik coşku” geliyor.

  27. SA says:

    Bu albüm aşırı iyi ya.

    Dying Fetus death metalin PANTERAsıdır.

  28. Avcı says:

    Albümle aynı adı taşıyan parçanın 1.25 – 2.45 arasında tarifsiz duygular içine giriyorum. Kafa sallama ya da sahneden aşağıya atlama isteğini bu kadar net veren başka bir bölüm var mı emin değilim? Belki Decapiated’in Instict şarkısının 3.55 – 5.05 arası ama o bile bu kadar kusursuz değil. “Groove” kelimesi müziğin ritmine uymak ise Teknik Brutal Death Metal’de ( ya da her şekliyle Death Metal’de) bu hissi verebilen başka bir şarkı yok. Yaklaşık 11 yıldır dinlediğim ve Death Metal okyanusunun içine girme nedenim olduğu için çok şanslıyım!

    İmza : 11 Haziran 2015′de tarifsiz bir mutluluğu yaşayan biri.

  29. İlker says:

    Your Treachery Will Die With You’nun mükemmelliği.

  30. Osman Gümüş says:

    Bu albüm benim için zirveye oturdu zaman içerisinde. Destroy the Opposition’ı tahtından etti.

    chuck

    @Osman Gümüş, oha.

    bu albümü bende severim. dying fetus ile tanışma albümümdür ve gerçekten mükemmele yakındır ama DTO da boru değil.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.