# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
FREAK KITCHEN – Land of the Freaks
| 27.06.2014

“Be, be my, be my mur, be my murder, be my murder grew, be my murder groupie.”

Zafer TUNABOYLU

Müzik yaparken kalıp dışına çıkmak, müziğine absürdlük katarak dinleyiciyi şaşırtmak ve farklı biçimlerde eğlendirmek; alışıla geldik kalıplardan sıkılan birçok müzisyenin çok istediği bir durum haline gelebiliyor.

Bir çok farklı türde ve formda icra edilmesine rağmen metal/rock alt yapılı müzikal anlayışın dahi zaman zaman kaldıramayacağı derecede absürd performanslar ve kompozisyonlar da bu isteğin bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor. Ancak ben bu yazıda, dilediğince saçmalamaktan çekinmeyen ve ne kadar absürdleşse de insanı sıkmadan ve soğutmadan kendini dinletebilen yetenekli bir müzisyenin, Mattias IA Eklundh’un grubu Freak Kitchen’ın güzide albümü “Land of the Freaks”den bahsedeceğim size…

Tabii albüme geçmeden önce Freak Kitchen’ın beyin adamı Mattias’tan da bahsetmek lazım biraz. 1969′da Göteborg’da doğan Eklundh her cefakâr İsveçli gibi müziği “adını koyacak” derecede iyi bilmektedir. Kendisi aynı zamanda Steve Vai ve Malmsteen gibi gitaristlerle de çalıştığı için gitarın da adını koyabilmektedir. Gitar stili olarak da Vai ve Bumblefoot gitaristi Ron Thal arasında gidip gelmekte sakınca görmemektedir.

Freak Kitchen dışında Freak Guitar başlığı altında yayınladığı solo albümleri de bulunmaktadır. Freak Kitchen’da olduğu gibi (hatta daha fazla) solo albümlerinde de gitardan acayip sesler çıkarmaktan hoşlanmakta ve ilginç tapping tekniğiyle dikkat çekmektedir. Özetle alışılmışın dışında bir virtüöz, söz yazarı,besteci ve yetenekli bir müzisyendir.

Bu kadar ön bilgi yeter sanırım. Keza ülkemizde olduğu gibi dünyada da Freak Kitchen’ın yeterince ilgi görmeyen grupların başında geldiğini düşünmekteyim. Tabii bu durum kendilerinin alışılagelmişin çok dışında bir kulvarda yer alan müziklerinin de oldukça büyük payı var. “Land of the Freaks” grubun 2009’da çıkan en son stüdyo albümü olması dolayısıyla en olgun ve aynı zamanda en iyi sound’a sahip albümü olma özelliğini taşıyor. Albüm genel olarak kendi çıkışına kadar olan diğer Freak Kitchen albümlerinin karakteristik özelliklerini taşımakla beraber aynı zamanda daha karanlık ve daha groove bir yapıya sahip.

Oldukça gaz ve “akılda kalıcı” God Save the Spleen açılışından sonra yine Freak Kitchen’ın karakteristik absürdlüğüyle karşı karşıya kalıyoruz. Keza hemen ardından gelen Hip Hip Hoorah ile progresif rocktan popa kadar geniş bir yelpazede gidip geliyoruz. Bu durum albümün genelinde de kendini hissettiriyor. Genel olarak albümde pop, progresif rock/metal, funk, jazz, punk ve folk öğelere rastlıyoruz. Ki bu zaten Freak Kitchen dinleyicileri için şaşırtıcı bir durum değil.

Gel gelelim albümün en şaşırtıcı parçalarından birine; Teargas Jazz. Aksak yapısı, gitar kullanımı, saçma oryantalist etkileri ve aşırı sevimli vokalleriyle ilk dinlediğimde fena aklımı azaltan şarkılardan biridir bu.

Teargas’da olduğu gibi diğer tüm şarkılarda da hem basit gözlemleri hem de muhalif eleştirileri içeren bir söz yazımı mevcut. Bu söz yazımında dikkat çeken temel şey sözlerin çok afedersiniz çok ciddi konularla bile rahatlıkla taşşak geçmesi. (Lan adamların Jerk, Porno Daddy isimli şarkıları var daha ne olsun.) Özellikle lirikler konusunda benim bu albümde en çok eğlendiklerim Honey You’re a Nazi, Murder Groupie ve Do Not Disturb.

“Your CV’s impressive
your haircut divine
hey, that milk lasts a year

Starbucks and buttfucks
and women’s lib
your taxi is here”

Albümün oldukça değişik tarzlar arasında gidip gelen bir müzikal yapısı olduğundan bahsetmiştik. Buna ek olarak grubun çok ciddi bir gövde gösterisi sergilediğini de belirtmek isterim. Gitar işçiliği kadar davul ve baslar da grubu “one man band” imajından kurtarıyor.

Yazının başında da dediğim gibi Freak Kitcen ve Mattias IA Eklund metal ve rock dünyasında hakettiği değeri görmeyen bir grup diye düşünüyorum. Kapsadığı geniş müzikal yelpazeyi ustalıkla ve çok da eğlenceli şekilde öğüterek dinleyiciye sunan böyle bir grubu Vai, Bumblefoot, The Aristocrats, Ark ve daha nice gruba gönül vermiş birçok dinleyici sevecektir, sevmezse üzülürüm.

“Land of the Freaks” de grubu dinlemeye başlamak için oldukça iyi bir albüm. Bu arada grubun yeni albümü “Cooking With Pagans” bu sene içinde yayınlanacakmış, tekrar hatırlatalım.

9,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (7.78/10, Toplam oy: 23)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2009
Şirket
Thunderstruck Productions
Kadro
Mattias IA Eklundh: Gitar, vokal
Christer Örtefors: Bas, vokal
Björn Fryklund: Davul
Şarkılar
01 - God save the Spleen
02 - Hip hip hoorah
03 - Teargas Jazz
04 - Sick? Death by Hypochondria
05 - Ok
06 - Honey, you’re a Nazi
07 - The only way
08 - Murder Groupie
09 - The smell of time
10 - One last Dance
11 - Do not disturb
12 - Clean it up
  Yorum alanı

“FREAK KITCHEN – Land of the Freaks” yazısına 17 yorum var

  1. albeni says:

    Honey, You’re a Nazi

  2. GiantZillerIndo says:

    abi ne zamandır merak ediyorum, armağan tunaboylu ile bir akrabalık var mı senin? (yazar olan.)

    zafer

    @GiantZillerIndo, bildiğim kadarıyla yok :)

  3. Can says:

    hocam öneri için teşekkürler… deezer’dan dinliyorum şu an, ve fakat dizilim şu şekilde:

    01 God save the Spleen 04:30
    02 Hip hip hoorah 04:41
    03 Teargas Jazz 05:42
    04 Sick? Death by Hypochondria 03:59
    05 Ok 03:46
    06 Honey, you’re a Nazi 04:22
    07 The only way 03:21
    08 Murder Groupie 04:45
    09 The smell of time 03:27
    10 One last Dance 04:10
    11 Do not disturb 03:01
    12 Clean it up 03:45

    Bilginize…

    Furkan Keskin

    @Can, çok dikkatlisin abi, bravo. Halloldu sanırım :)

  4. Beleg says:

    Albümü dinlemedim, grubu hiç duymadım ama kritikteki şu üç şarkı hemen dadanmamı sağladı albüme (zaten yazıda Ark geçmesi olayı bitirdi). Yazı da cillop olmuş, yazara çok teşekkürler grupla tanıştırdığı için.

  5. Işık says:

    Gerçekten çok keyifli ve çok makara bir albüm :) Uzundur dinlememiştim. İyi oldu. Kritik de çok iyi olmuş. Eline sağlık.

  6. Rust in Peace. says:

    Ya ben bu albümü makara diye biliyordum da gayet ciddi bir albümmüş aslında ele aldığı konular açısından, komedi sos sadece.
    Hele o “Ok” nedir öyle. Ben komedik bir şarkı beklerken böğrüme oturdu, çok etkiledi. Moral, özgüven açısından yerine dibine girdiğim zamanlardayım, o yüzden de çok etkiledi.

    woodenpint

    @Rust in Peace., Bu grubun bütün sözleri böyle. Çok cheesy olmadıkça o ciddiyet ve komedi dozunu çok iyi koruyorlar. Bu albümde Honey, You’re A Nazi’deki ”Soccer mom hatred” olsun God Save the Spleen’deki ”white male person, top of the food chain” falan olsun gülmeden dinlemek mümkün değil benim için

    Rust in Peace.

    @woodenpint, aynen öyle, hem komik hem de ciddi. Dinlediğim gruplar içinde dengeyi en iyi kurmuş gruplardan bu grup, en azından bu albümde (sadece bunu dinledim)

  7. Rust in Peace. says:

    Steel Panther’in Gloryhole şarkısının riffi buradan alınma bu arada, God Save The Spleen’den. Dün uzun uzun neye benziyor bu ya diye düşünmelerimin sonunda buldum

  8. Rust in Peace. says:

    Bu albüm kusursuz ya. Direkt 10/10, sevmediğim hiçbir şarkı, an yok. Metal tarihinin en underrated gruplarından olabilir. Gitar tonu da çok hoşuma gidiyor, boru gibi

    eatthegun

    @Rust in Peace., Valla katılıyorum, hatta kötü Freak Kitchen albümü yok bence. Grubun 90′lardaki kafası da 2000′lerdeki daha metal hali de ondan sonraki 8 telli manyaklıkları da ayrı güzel. Mattias Eklundh kendi seviyesindeki çoğu gitaristin aksine hem sert hem ilk saniyeden yakalayan catchy beste yapma işini çok iyi yapıyor

    lammoth

    @eatthegun, Cooking With Pagans’ı dinleyip aşırı beğenip sonra bir daha dinlememiştim. Öyle diyorsanız ben de bir bakayım albüme.

    eatthegun

    @lammoth, Bakmanı tavsiye ederim. Professıonal Help, Sloppy, Anal Bleach, Private Property, Mathematics of Defeat.. Baya iyi albüm bence hahah.

    Rust in Peace.

    @eatthegun, gruba aşırı hakim değilim, bu albümü dinlemekten başka albümlerini dinlemedim doğru düzgün ama bu albüm net underrated. Bir grup albümdeki her şarkıyı birbirinden farklı yapıp her birini de catchy yapmayı nasıl başarır anlayamıyorum

    Grubu da Jason Becker’in şarkısından bulmuştum. Bir ton gitaristle yaptığı bir şarkı vardı, bilmediklerime bakarken Matthias IA Eklundh’a geldim, grubu buldum.

    eatthegun

    @Rust in Peace., Bence de bu albüm biraz daha geride kalan ama süper olanlardan. O catchy şarkı olayını ben de çözemedim, iki riffi bir araya getirmekten de farklı bi olay her şarkının böyle olması. Matthias’da baya underrated zaten ben de şans eseri keşfettim aynı şekilde. Kimsede duymadığım çok orjinal gitar olayları var şarkılarda.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.