# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
MORBID ANGEL – Altars of Madness
| 01.01.2012

Ölüler diyarından anılar.

Sadece death metal değil tüm metal dallarında çok nadir gruplar vardır ki daha yaptığı albüm bir başyapıt olsun ve ardından başka başyapıtlar yapsın. Morbid Angel da benim için söylediğim bu kategoride en tepededir. 80′lerin orta ve son yıllarında henüz death metal; Possessed, Death ve grindcore grupları tarafından yeni yeni ilk adımlarını atarken, Morbid Angel bambaşka bir tarzla çıkageldi. Türü baskın thrash metalden kurtarıp bambaşka kapılar açtı.

Albüm öncesi döneme bir geri dönüş yaparsak; kadro bugünkünden biraz farklıydı. Davul ve vokalde Mike Browning, bas gitarda John Ortega, gitarlarda Trey Azagthoth ve Richard Brunelle’den oluşuyordu. Değişiklik, bas gitarist John Ortega’nın ayrılması ve Trey yerine bas gitarist arayışındayken o sıralarda grubun ilk albümü olacak olan “Abominations of Desolation” kaydının prodüktörlüğünü yapan David Vincent’in gruba katılması oldu. Aynı zamanda da Trey ile Mike’ın arasındaki “kız davası”. Bu konu Mike Browning’e göre böyle. Trey’e göreyse Mike’ın atılmasının nedeni yeteneksiz olması, ki doğru neden de bu zaten. Eğer “Abominations of Desolation” albümünü dinleyecek olursanız zaten davulların ve vokallerin ne kadar zayıf olduğunu fark edebilirsiniz. Tabii ardından davulcu arayışlarında Trey’in Terrorizer demolarında Pete Sandoval’ı duyup anında “aradığım davulcu bu!” demesi ve onu gruba dahil etmesiyle efsane albümün kadrosu oluşmuş oldu.

“Altars of Madness, ilk dinlediğim zamanlarda alışması zor olan bir albümdü. Morbid Angel’a “Covenant” gibi dinlemesi daha kolay, daha net riflerin olduğu modern bir albümle başladığımdan dolayı, hazmı zor, karmakarışık ve ürkütücü “Altars of Madness”a alışmam biraz zaman aldı. Zaten işin iyi kısmının bu olduğunu düşünürsek gayet normal bir süreç. Yüzlerce kez dinlememe rağmen hala ilk günkü kadar heyecanlandırabiliyor ve aynı hissi verebiliyorsa, albümün ne kadar yüksek kalitede olduğu anlaşılabilir.

Albümün bu derece ilah görülmesinin en büyük nedeni, tabii ki de inanılmaz fazla sayıda hit barındırması. Immortal Rites, Chapel of Ghouls, Maze of Torment, Lord Of All Fevers and Plague konser setlistlerinden hiç çıkarılmayan şarkılar. Bir diğeri ise Trey Azagthoth gibi yaratıcılıkta aşmış ve teknik konusunda çok farklı yaklaşımlara sahip olan, eşi benzeri bulunmayan bir gitariste ev sahipliği yapması. Albümdeki bazı şarkıları henüz 19 yaşında yazması -”Blessed are the Sick” albümündeki bazı parçalar dahil- ve zaten bütün parçaları besteleyip, şarkı sözlerinin de çok büyük kısmını yazmış olması, tam bir deha örneği.

Açıkcası hayatımda en çok dinlediğim, klasikleşmiş, efsaneleşmiş albümün kritiğini yazmak sandığım/sanıldığı kadar kolay olmuyor. Eğer yeni dinlediğim veya son zamanlarda dinliyor olduğum bir şeyi yazmak isteseydim yazılar akar giderdi. Albümdeki kusurlardan, en akılda kalıcı yerlerinden, ıvırından zıvırından bahsederek enine boyuna inceleyebilirdim. Fakat durum böyle olunca tıkanıp kalmak pek bir mümkün olabiliyor. Bu nedenle “hangi şarkı iyi, en iyisi hangisi, daha iyi olabilir miydi?” gibi detaylara girmek gereksiz kaçabileceğinden dolayı detaylı olmayan kısımdan bahsetmek en iyisi.

Öncelikle prodüksiyon işi Tom Morris ve Digby Pearson gibi Florida/Tampa müziğinin en baba iki efsane isimine ait. Bence o yıllara göre kayıt gayet fantastik. Oldukça çiğ, karanlık. Gitarlar, vokaller gayet iyi kayıt edilmiş. Bas ara ara farkedilse de çok duyulabilen cinsten değil. Sonradan remaster edilen versiyonu bu konuda daha iyi. Bence tek falsosu davulların biraz kulak acıtıcı olması.

Albüm kapağı ise ayrı bir konu. Bence gelmiş geçmiş en iyi Death Metal kapağı. Dan Seagrave isimli tanındık kişiye ait. Dan o yıllarda kapak konusunda 2000′li yıllarda birbirine çok benzeyen vasat kapaklar yapmaya başladı. Ayrıca kapak dövme için adeta biçilmiş kaftan. İnternette biraz arayış yapacağınızda vücutta ne kadar şahane göründüğüne şahit olabilirsiniz.

Kullanılan lirikler -Lord of All Fevers & Plague’i saymazsak- o döneme ve Trey’in o zamanki felsefesine uygun olarak okültizm ve satanizm dolu. Sadece birkaç parçanın sözlerini yazmasına rağmen David’in sözleri şimdikine oranla çok çok iyi. “Domination” ve “Illud Divinum Insanus” albümlerindeki gibi kişisel görüşleri, politik düşünceleri gibi değil. Daha çok paganizme yönelik konseptler içeriyor.

Bahsedeceğim bir diğer konu ise albümdeki sololar. Trey’in attığı sololar gitar klavyesinin üzerinde taklalar atan, tuhaf ama birbirinden muazzam şekildeyken, Brunelle’in soloları daha sade, melodik ve bazı zamanlar “eh işte, olmasa da olurmuş” denebilecek tarzdalar.

Eminim ki kritiği okuyanlardan, albüm için az şey bahsettiğime dair yorumlar gelecektir. Yine de bunların haricinde söyleyecek çok fazla bir şeyim yok. Size ancak ışıklarınızı kapatıp, kulaklığınızı takıp “Altars of Madness”ın büyülü ve korkutucu dünyasına yolculuk etmenizi tavsiye edebilirim.

Exorsexist

Albümün okur notu: 12345678910 (9.21/10, Toplam oy: 270)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
1989
Şirket
Earache Records
Kadro
David Vincent: Bas, vokal
Trey Azagthoth: Gitar
Richard Brunelle: Gitar
Pete Sandoval: Davul
Şarkılar
1. Immortal Rites
2. Suffocation
3. Visions From the Dark Side
4. Maze of Torment
5. Lord of All Fevers & Plague
6. Chapel of Ghouls
7. Bleed For The Devil
8. Damnation
9. Blasphemy
10. Evil Spells
  Yorum alanı

“MORBID ANGEL – Altars of Madness” yazısına 55 yorum var

  1. Burak says:

    bu albüme 10 üzerinden 9,5 veren insanın bile metal zevkinden şüphe ederim. BAŞYAPIT nedir sorusunun cevabını bu albümle verebilirim

  2. nordson says:

    her metal severin dinlemesi gereken albüm, bir klasik!

  3. Burak says:

    bu arada sitenin Morbid Angel’dan sorumlu yazarı Exorsexist arkadaşıma çok teşekkürler. kritiğini en çok okumak istediğim albümdü bu. ellerine sağlık.

  4. Burak says:

    Sıralama

    1. Covenant
    2. Altars of Madness / Blessed Are the Sick (ayıramam)
    3. Formulas Fatal to the Flesh
    4. Domination
    5. Gateways to Annihilation
    6. Illud Divinum Insanus
    7. Heretic

  5. junkman afatsum says:

    death metal denen şey budur işte. laga luga yapmaya gerek yok herkez haddini bilecek, saygıda kusur edilmeyecek, dinlenicek ve death metal nedir ne değildir öğrenilecek. 10/10

  6. b says:

    death metal’de obituary – cause of death 1. bu da 2.dir kısaca. 10/10

  7. Mr Shred says:

    Tam yazacak kişi yazmış. Helal.

    blackroseimmortal

    dünyanın en zor alışılan albümü. en az 30 kere dinledim notum 8,5′ta kaldı. ilk dinleyişte notlamam gerekseydi 6 falan alırdı heralde.

  8. nordson says:

    Earache Records ile ilgili süper bi dökümanter;
    http://www.youtube.com/watch?v=R4mNmw2Azeo&feature=related

  9. kantele says:

    Tom Morris’e bi çift lafım olacak. Big mac menüyü yedikten sonra ağzımızı silelim, ondan sonra çıkalım konsere. kollardan falan akmış, nası bi yemek yeme adabın var senin anlamadımki.

    Exorsexist

    @kantele, haha, sanırım Trey’i kastediyorsun. Altar of madness, blessed are the sick dönemlerinde Bleed For The Devil çaldıkları sırada yaptığı yaptığı bi ritüeldi. kollarını jiletle ya da ısırarak kanatıyordu. Sonra bıraktı.
    http://blogs.westword.com/backbeat/1015_azagoth.jpg
    http://www.guitarworld.com/files/imagecache/featured-node/sites/future.p2technology.com/files/MAT.jpg
    http://userserve-ak.last.fm/serve/500/43647057/Morbid+Angel+Trey_Azagthoth.jpg

    lefthandpath

    @kantele, Trey Azagthoth demek istedin heralde.

    nordson

    @kantele, satanic death metal’de ketçap/soğan halkası sorunsalı.

  10. Ufuk Sönmez says:

    kritik güzel olmuş, eline sağlık. bu arada bir insanın sesi bu kadar mı hastalıklı olur ya.

  11. Guinan says:

    Eline sağlık güzel bir kritik olmuş.Morbid Angel hakkında çok bi bilgim yoktu sayende oldu burdan da teşekkürlerimi sunuyorum. Ancak “Covenant” krtiğinde yazdığın son cümleye hala muhalefet ediyorum ! :) Velhasıl kelam taş gibi albüm.

  12. Exorsexist says:

    ufak bi trivia vereyim
    altar of madness albümünde earache tarafından gruba sadece 6k dolarlık bir bütçe ayırılmış. Domination’da ise bütçe 100k idi.

  13. Milky Flames says:

    overrated, göze batan kusurlar çok ama covenant kusursuz.

  14. hüdai says:

    bir covenant değil neler oluyor tanrı aşkına

  15. comfortinbrutality says:

    grubun en iyi albümü (AoM > blessed >> covenant) yukarıda da yazılmış başyapıt kelimesinin sözlük karşılığı

  16. Gereksiz biri says:

    ”Possessed, Death ve grindcore grupları tarafından yeni yeni ilk adımlarını atarken, Morbid Angel bambaşka bir tarzla çıkageldi. Türü baskın thrash metalden kurtarıp bambaşka kapılar açtı.”
    Hocam hatam varsa düzelt.Death Leprosy ile 88 yılında yapmadı mı bu işi zaten ?

    Junkie Ghoul

    Katılıyorum. Death, Leprosy ile thrash metal kısmını tamamen işin içinden çıkarttı.

    Exorsexist

    @Gereksiz biri, nedense ikidir aynı şeyi görüyorum. bu konuda death fanları pek huzursuz (: possessed ya da grindcore hakkında herhangi bişey söylenmemesi sadece death’in leprosy albümünü argüman olarak ortaya konması tuhaf geliyor.
    Ben o cümlede “ilk death metal grubu/albümü” anlamında söylemedim. Death metal’in günümüzdeki haline en uygun profili anlamında söyledim. çok önemli birşey olmasa da Leprosy’de bildiğim kadarıyla çift cross ya da blast beat kullanımı da yoktu. Yanlış bildiğimi sanmıyorum ama olabilirde.

    Gereksiz biri

    @Exorsexist, Hocam bunun Death fanı ya da Morbid Angel fanı olmakla ne alakası var?Babam kurmadı 2 grubuda.Grindcore ve Possessed kolay ayırt edilirken.Leprosy çok ince bir çizgi.Ayrıca benim için Death Metal konusunda Human’dan sonra sıralanan 4 lünün içindedir.Belkide en çok dinlediğim Death Metal albümüdür ama.Death Metal aleminin en iyi albümüdür demek biraz ı ıh.Son sözüm sana değildi yanlış anlama.Zaten burada hangi albümün daha iyi olduğunu ölçecek bir alette yok.O yüzden kavga çıkmasın birden. :)

    Junkie Ghoul

    @Exorsexist, blast beat falan death metalde zorunlu kavramlar değil. sonuçta grindcore’dan bahsetmiyoruz. o yüzden bu küçük detaylar önemsiz. günümüzde de çift cross ve blast beat kullanmayan elli tane death metal grubu bulabilirim.

  17. Junkie Ghoul says:

    Covenant >> AoM >> BATS

  18. wrathprayer says:

    Trey Azagthoth aka ALLAH.

    Illud Divinum Insanus

    @wrathprayer, Allah’dan daha üstün

  19. necati says:

    baya underrated bi albüm bu. death metalin tanımlarından biri.
    AoM > covenant kanımca.

    Junkie Ghoul

    AoM’a underrated diyen ilk seni gördüm. death metal kitlesi gayet el üstünde tutar bu albümü

    necati

    @Junkie Ghoul, daha çok diğer morbid angel albümlerine göre demek istedim. mesela covenant ve BATS e göre. bence bu ikisinden de daha iyidir.

    Junkie Ghoul

    hmmm last fm’de AoM hem dinleyici kişi sayısıyla hemde şarkı çalma sayısıyla diğer albümleri solluyor. artık bilemeyeceğim :)

  20. kara…
    blessed > domination > covenant=aom
    ama aradaki farklar milimetrik farklar.

  21. Milky Flames says:

    david vincentın çakma sarışın olduğu yıllar ne güzelmiş…

  22. Elif says:

    Altars of Orgasm

  23. saw you drown says:

    Başyapıt. Başka birşey değil.

  24. Rotten Angel says:

    Tüm zamanların en iyi death metal albümü. NOKTA

    earth's skin

    @Rotten Angel, haklılık payın olsa da çok iddialı. Left Hand Path’i, Slaughter of the Soul’u, Pierced From Within’i, Slumber of Sullen Eyes’ı ne yapacağız?

    Baybora

    @earth’s skin, Symbolic ve None So Vile da var mesela.

    saw you drown

    @Baybora, Bence symbolic’te ilk 10′a giremez. Symbolic daha çok progressive death metal yönü ve melodik yönü ağır basan bir albüm.

    Baybora

    @saw you drown, Eğer sırf ”old school death metal” olarak bakacaksak haklısın. Genel anlamda söylemiştim ben.

    Rotten Angel

    @saw you drown, Chuck Schuldiner bizzat kendisi zaten o albümleri death metal olarak kabul etmiyor.

    Adam ”death metal ile tanımlanmamak” için yapmadığı şey kalmadı :)

    saw you drown

    @earth’s skin, Saf death metal alanında listeleme yaparsak slaughter of the soul ilk 20′ye bile giremez bence.

    Rotten Angel

    @saw you drown, +1

    earth's skin

    @Rotten Angel, saf Death Metal sıralaması yapacaksak World Without God ve Onward to Golgotha’yı başa koyacağız.

    Rotten Angel

    @earth’s skin, Onlarda ilk 10′a girer tabiki

  25. Seyfullah says:

    Covenant ile birlikte en sevdiğim Death Metal albümü,başyapıt.10/10

    Rotten Angel

    @Seyfullah, +1

  26. Rotten Angel says:

    En çok dinlediğim metal albümü olabilir

  27. Akanker says:

    En çok dinlediğim death metal albümlerinden biri 10/10

  28. owlbos says:

    Lord Of All Fevers And Plague şarkısı aslında albümün CD versiyonunda bonus olan bir şarkı. Şarkının nakaratında geçen:

    Ia iak sakkakh iak sakkakth
    Ia shaxul
    Ia kingu ia cthulu ia azbul
    Ia azabua

    ne anlama geliyor bilen birisi bilgilendirebilir mi?

    Du gazımızı da atalım iaaaaaaaaa!i!i!i

    TanSolo

    @owlbos, direkt Genius’tan aldım:
    Ia sakkath. Iak sakkakh. Ia sha xul. Meaning: I call forth the Plumed Serpent of the Deep, Keeper of the Gate!’

    Acayip gaz şarkı bu arada. Albümde en sevdiğim olabiliri ben şahsen bonus olarak görmem.

  29. deadhouse says:

    Ne Covenant’ı ne Blessed Are the Sick’i kardeşim burada Altars of Madness var. Anlamam ben Morbid Angel sound’ı falan bu albüm inanılmaz. 1 numara!

  30. deadhouse says:

    Asla eskimiyor.

    20. yüzyıl! Sen nasıl bir asırsın!

    Hitler’in, Stalin’in ve Trey Azagtoth’un aynı yüzyılda performans sergilediği gezegende her şey bir simülasyondur.

  31. Cryosleep says:

    Visions from the Dark Side. 0:22’de giren riff kadar her tarafından lanet ve kötülük akan bir şey duyulmadı.

    Cryosleep

    @Cryosleep, bir de bu albümü gitarda baştan sonra çalmak o kadar zevkli ki. OFF OF.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.