Sanırım 80′ler; 90′lar ve sonrasında metalin evrileceği oldukça çeşitli ve ekstrem türlere geçişin yaşanması için gereken, her şeyiyle “garip” bir dönemdi. 70’lerin klasik “Ağır Metal” soundu bu dönemde kılıktan kılığa girecek, en son thrash, death, progresif ve black metalin temelini atan grupları doğuracaktı. Yıl olarak 1980’de ise, bu yaşanacak değişimlerin habercisi gibi oldukça fazla ‘ikon’ albüm çıktı, o albümler çok sattı, o grupların da en bilinen ve önemli albümlerindenoldular.
AC\DC – “Back in Black”, Black Sabbath – “Heaven & Hell”, Ozzy Osbourne – “Blizzard of Oz”, Motörhead – “Ace of Spades” ve daha nicesi. Fakat bu tarihte ilk albümüyle sahneye çıkan Iron Maiden, o dediğim ikon albümlere göre oldukça çiğ, acemi ve heyecan verici tarzıyla metal dünyasını herkesin hayal edebileceğinden çok çok daha fazla etkilemeyi başardı.
Yıllar yılı hep merak etmişimdir, “Ulan yıl 1980, yer İngiltere, yaş 20 filan, müzik marketten çıkıp eve geldikten sonra kasedi teybe takıp play’e basan o ilk kişi, Prowler’ın girişini duyduğunda ne düşündü, ne tepki verdi?” diye. Bence o melodi o kadar catchy ve aynı zamanda o kadar yeni ki o dönem için, dinleyen insanın “bu…bu….bunu nasıl daha önce akıl edemedik?!” dememesi mümkün değil gibi geliyor.
Bu ve bunun gibi Iron Maiden’ı o dönemki gruplardan ayıran bir çok efsane bestenin sorumlusu Steve Harris, herhalde eşine az rastlanacak bir ilhama sahip, Heavy Metal’in gördüğü en üretken bestekârlardan biri. Akşam yaptığı halı saha maçından elinde riflerle dönebilen, ya da ne bileyim “Bir gün bardan çıktım eve gidiyorum, çat, aklıma Transylvania’nın melodisi gelmesin mi?” diyebilen bir adamdan bahsediyorum. 80 öncesindeki 4 yıllık süre boyunca yazılmış bir çok şarkı, hayata geçirilmeyi bekleyen bir çok fikir olduğu için albüm haddinden fazla güzel ve olgun besteler içeriyor.
Bu şarkılar bir çok grubun üçüncü beşinci albümüne konsa, “bu adamlar iyice oturtmuş işi” dedirtecek şarkılarken Iron Maiden’ın bunu daha ilk albümden kafamıza vurması bana halen “vay anasını” dedirtiyor.
Ancak Harris halen daha prodüksüyonu beğenmez, “gitarlar falan daha heavy olabilirdi” der. Çok da sert olmayan gitar tonlarını ve prodüksüyon vesilesiyle geri planda kalan ritim gitar sesini Harris bas gitarıyla öyle bir kapatmıştır ki, kendisinden başka kimse “bence yeteri kadar heavy değil” dememiştir herhalde bu albüme. Grubun şu an “ne pis adamdı” diye bahsettiği prodüktör Will Malone, kayıt süreci boyunca hiçbir halt yapmadığı için grup resmen kendi kafasına göre takılmış denilebilir aslında. Bunun da etkisiyle oluşan albümün bu çiğ hali bir çok insana göre albümün en büyük artılarından. Maiden’ı çok seven, çok sevmeyen, hiç sevmeyen bir sürü insan, “ilk albümleri” diyince “orada duracan koç” diyebilmektedir hâlâ.
Dave Murray’nin patentini halen daha alamadığı, 100 metreden kendini belli eden tarzı özellikle Prowler, Phantom of the Opera ve Charlotte the Harlot gibi şarkıları zirveye çıkarıyor. Adrian Smith hayranıyımdır ama Dennis Startton’ın Strange World’ün başındaki solosu, metal ile hiç alâkası olmayan bir hipsterın bile durup, “az önce çalan neydi?” demesine sebep olacak güzellikte (yaşanmıştır). İyi ki Stratton varmış bu albümde diyebilirim sırf bu yüzden. Şarkılar içerisinde Wishbone Ash gibi Harris’ın hayranı olduğu progresif gruplara da göz kırpılmıyor değil.
Bu etkilenmeler ve “genç metal grubu heyecanı” gibi iki çok farklı element kesinlikle çok düzgün harmanlanmış albümün içinde. Bu formülün en nadide örneklerini de Remember Tomorrow, Transylvania ve Phantom of the Opera da görüyoruz. Vokalist Paul Di’anno, yıllar sonra iyice cozutsa da, bu albüme verdiği ruhla, sesiyle ve o serseri çiftlik çocuğu duruşuyla bir çok metalcinin kalbinde apayrı bir yere sahip olarak kalacak kesinlikle. Dünyada “there was a time you left me alone in there” diye başlayan kısmı öyle söyleyebilecek başka biri daha yok, çok net. Iron Maiden ve Running Free’deki gibi melodik gitar-bas oyunları, Clive Burr’un akılda kalan ve çoğunlukla kafa göz giren davul rifleriyle (!) birleşince albüm su gibi akıyor. Daha dolu bir 40 dakika olamazdı herhalde.
Iron Maiden – “Iron Maiden”, ilk defa albüm çıkaracak bir metal grubunun çıkarmayı hayal edebileceği belki de en “tatlı ve sempatik” albüm (canım). Aynı zamanda rüyalarıyla, karabasanlarıyla ve deja-vularıyla bu müzikte Varg Vikernes’ten Jeff Loomis’e, Jerry Cantrell’dan Chuck Schuldiner’a neredeyse herkesi bir şekilde etkilemiş bir müzisyenin de biz dinleyicilerle ilk teması. Metal adına kesinlikle çok önemli bir başlangıç.
Kadro Paul Di'Anno: Vokal
Dave Murray: Gitar
Steve Harris: Bas
Clive Burr: Davul
Dennis Stratton: Gitar
Şarkılar 1. Prowler
2. Remember Tomorrow
3. Running Free
4. Phantom of the Opera
5. Transylvania
6. Strange World
7. Charlotte the Harlot
8. Iron Maiden
tanrıların varoluşu ne denilene bilirki bir nevi doğum sancısıdır bu albüm bir efsanenin anne rahminden çığlıklarını yansıtır di’anno’nun vokalleride ve sonra bir heavy canavarına evrilmesi izleriz 30 yıl küsürdür saygıda kusur etmemek lazım yoksa heavy canavarları afaroz eder bizleri 10/10
bence de bu ilk ve çok özel albüm daha fazla ayrıntıyı hak ediyordu! ama yine de hen’ nin kaleminden Iron Maiden yorumları her zaman daha bir farklı güzel oluyor. 19 yıldır dinlediğim metal efsanelerinin bu ilk albümünün 33 yaşında olmama rağmen hala her dinlediğimde başka başka duygular yaşatması da onların ne kadar büyülü bir icra da bulunduklarının kanıtıdır bence, maidenhead olan bendenizin gönlünde bu albüm her zaman baştacı! 10/10
iron maiden bir ton çok iyi albüm yaptı şüphesiz ama benim kişisel listemde açık arayla bir numaralı albümleridir. Transylvania ve Strange World’de yaptıkları en iyi iki şarkı. nerdeyse 15 yıldır aklıma düştükçe dinlerim her seferinde tipim kayar o duyduğum en “ruh” fışkıran ve en ciğere doğrudan giriş yapan soloları duydukça. puanlandırılamazlardan.
“Bu şarkılar bir çok grubun üçüncü beşinci albümüne konsa, “bu adamlar iyice oturtmuş işi” dedirtecek şarkılarken Iron Maiden’ın bunu daha ilk albümden kafamıza vurması bana halen “vay anasını” dedirtiyor.” cümlesine sonuna kadar katılıyorum.Bir debut albümüne göre fazlasıyla iyi 10/10.
bu kritiğin etiketlerinde tarih yer almıyor. 1980 olarak yer alırsa sevinirim.
harflere tıklayarak grupları zaten artık alfabetik olarak sıralayamıyoruz. en azından etiketlerin yardımı ile arattığımız yılda çıkmış albümleri sıralayabilelim.
ulaşmak istediğim kritik için PA’dan çıkıp, google yardımı ile albümü, grup ismini, her neye ulaşmak istiyorsam öyle aratıp sitede buluyorum artık.
@Ahmet Saraçoğlu, eklendiği için teşekkür ederim. PA’nın arama kısmının çalıştığını biliyorum. ama örneğin: Brave Murder Day, Katatonia gibi bazı anahtar kelimeleri kullanarak arattığımız zaman sadece katatonia etiketli diğer yazılar değil, aynı zamanda başka alakasız gruplar, albümlerde karşımıza çıktığından ben o şekilde kullanıyorum.
Prowler’ın sözlerini ilk okuduğumda adamların şarkıyı yazdıklarında 16, en fazla 18 yaşlarında olduğunu düşünmüştüm. Ufak bir hesap yapınca gördüm ki albüm çıktığında grubun yaş ortalaması ve sözleri yazan Harris’in yaşı 24. Adamın sözleri daha genç iken yazmış olma ihtimali de var tabii, ama yaş ortalaması 24 olan bir grubun albümlerine Prowler gibi bir parça eklemiş olma düşüncesi güldürüyor. Parça aşırı iyi ama, orası ayrı konu…
Maiden dinlediğimde içimdeki ergen, çocuksu kişilik dışarı çıkıyor. Çocuklar gibi heavy metal bayrağını sallamak, metal ulan demek istiyorum. Öyle bir grup Iron Maiden. Başka hiçbir grubun yapamayacağı bir şey bu benim için. Ruh her şeydir.
Dünyanın en iyi Melodic Metal grubu. Tür dışına çıkarsa da melodide Rush’la kapışır. Steve Harris Metal’in Geddy Lee’si zaten. (Rock & Roll sözlüğünde Geddy Lee, bas gitar tanrısı demek)
di’anno’dan daha fazla bahsedilmeliydi ama yine de 10!
tanrıların varoluşu ne denilene bilirki bir nevi doğum sancısıdır bu albüm bir efsanenin anne rahminden çığlıklarını yansıtır di’anno’nun vokalleride ve sonra bir heavy canavarına evrilmesi izleriz 30 yıl küsürdür saygıda kusur etmemek lazım yoksa heavy canavarları afaroz eder bizleri 10/10
bence de bu ilk ve çok özel albüm daha fazla ayrıntıyı hak ediyordu! ama yine de hen’ nin kaleminden Iron Maiden yorumları her zaman daha bir farklı güzel oluyor. 19 yıldır dinlediğim metal efsanelerinin bu ilk albümünün 33 yaşında olmama rağmen hala her dinlediğimde başka başka duygular yaşatması da onların ne kadar büyülü bir icra da bulunduklarının kanıtıdır bence, maidenhead olan bendenizin gönlünde bu albüm her zaman baştacı! 10/10
10′u çaktım. Özel bir solist, özel bir albüm…
iron maiden bir ton çok iyi albüm yaptı şüphesiz ama benim kişisel listemde açık arayla bir numaralı albümleridir. Transylvania ve Strange World’de yaptıkları en iyi iki şarkı. nerdeyse 15 yıldır aklıma düştükçe dinlerim her seferinde tipim kayar o duyduğum en “ruh” fışkıran ve en ciğere doğrudan giriş yapan soloları duydukça. puanlandırılamazlardan.
Dickinson’sız Maiden’i sevmeyen bir tek ben miyim ?
“Bu şarkılar bir çok grubun üçüncü beşinci albümüne konsa, “bu adamlar iyice oturtmuş işi” dedirtecek şarkılarken Iron Maiden’ın bunu daha ilk albümden kafamıza vurması bana halen “vay anasını” dedirtiyor.” cümlesine sonuna kadar katılıyorum.Bir debut albümüne göre fazlasıyla iyi 10/10.
”Iron Maiden” parçası çok hoş.
bu kritiğin etiketlerinde tarih yer almıyor. 1980 olarak yer alırsa sevinirim.
harflere tıklayarak grupları zaten artık alfabetik olarak sıralayamıyoruz. en azından etiketlerin yardımı ile arattığımız yılda çıkmış albümleri sıralayabilelim.
ulaşmak istediğim kritik için PA’dan çıkıp, google yardımı ile albümü, grup ismini, her neye ulaşmak istiyorsam öyle aratıp sitede buluyorum artık.
03.02.2021
@Rzeczom, ekledim. Ana sayfanın ortasındaki arama kısmı çalışıyor, PA’dan çıkmaya gerek yok.
03.02.2021
@Ahmet Saraçoğlu, eklendiği için teşekkür ederim. PA’nın arama kısmının çalıştığını biliyorum. ama örneğin: Brave Murder Day, Katatonia gibi bazı anahtar kelimeleri kullanarak arattığımız zaman sadece katatonia etiketli diğer yazılar değil, aynı zamanda başka alakasız gruplar, albümlerde karşımıza çıktığından ben o şekilde kullanıyorum.
Prowler’ın sözlerini ilk okuduğumda adamların şarkıyı yazdıklarında 16, en fazla 18 yaşlarında olduğunu düşünmüştüm. Ufak bir hesap yapınca gördüm ki albüm çıktığında grubun yaş ortalaması ve sözleri yazan Harris’in yaşı 24. Adamın sözleri daha genç iken yazmış olma ihtimali de var tabii, ama yaş ortalaması 24 olan bir grubun albümlerine Prowler gibi bir parça eklemiş olma düşüncesi güldürüyor. Parça aşırı iyi ama, orası ayrı konu…
23.08.2023
@Belhor41, bana da hep garip gelmiştir. Yaştan değil de Maiden’ın böyle bir parçası olması.
Maiden dinlediğimde içimdeki ergen, çocuksu kişilik dışarı çıkıyor. Çocuklar gibi heavy metal bayrağını sallamak, metal ulan demek istiyorum. Öyle bir grup Iron Maiden. Başka hiçbir grubun yapamayacağı bir şey bu benim için. Ruh her şeydir.
Dünyanın en iyi Melodic Metal grubu. Tür dışına çıkarsa da melodide Rush’la kapışır. Steve Harris Metal’in Geddy Lee’si zaten. (Rock & Roll sözlüğünde Geddy Lee, bas gitar tanrısı demek)