# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
CONCEPTION – Flow
| 08.02.2011

Acil şifalar diliyoruz.

Özgür DURAKOĞULLARI

Progresif müziğe (metal olması şart değil) EN UFAK (amma ufak yazdım) bir yatkınlığınız varsa, ve eğer hala ARK – “Burn The Sun” albümünü dinlemediyseniz, tanıttığım albümden de önce, onu bir dinlemekte fayda var. Bu kritikte o albümden bahsetmemin sebebi, türün en önemli gitaristlerinden biri olan Tore Ostby’nin iki albümde de yer alması, ve ARK’ın müziğinin çok daha progresif ve heyecan verici olmasıdır. Ayrıca progresif etkili power metalin önemli gruplarından biri olan KAMELOT’un “selebriti”si Roy Khan’ın da CONCEPTION’da söylemesi, önemli detaylardan bir başkası.

1989’da kurulmuş olan, ve son albümleri “Flow” a gelinceye kadar, prog-power’ın saygı duyulan ve sevilen gruplarından biri olan CONCEPTION; bu albümle çok özgün –ama çok “metal” olmaması yüzünden bir nevi riskli- bir işe imza atmış. Lakin Roy Khan’ın KAMELOT ile çok yoğun bir tempoda çalışmasından mıdır, başka bir sebepten midir bilemiyorum, 1997’de çıkmış bu “mastırpiis”, grubun son albümü olmuş. Aslında geçen sene hem Roy Khan hem de Tore Ostby cephesinden, grubun yeniden birleşeceğine ve yeni bir albüm çıkaracağına dair haberler gelmişti ve sevinmiştik, ama arada geçen zamanda Khan’ın aşırı bitkinliğe dayalı ağır bir depresyona girmesi, hatta asli grubu olan KAMELOT’un grup elemanlarının telefonlarına bile çıkmamacasına Norveç’deki evinde inzivaya çekilmesi neticesinde (hatta grup, yeni çıkan albüm turnesini başka bir vokalistle gerçekleştiriyor), bu hevesimiz, en iyi ihtimalle uzunca bir süre kursağımızda kalacağa benziyor. Karısını ve bir tanesi henüz bebek olan iki ufak çocuğunu; zamanının hemen hemen hepsini, memleketinden binlerce kilometre uzakta geçirmek zorunda kalmaktan, ve kendi deyişiyle “uçaklar yarim oldu” manasındaki sözüyle dile getirdiği durumdan ötürü neredeyse hiç göremeyen, ve bu hadise yüzünden panik-ataklar yaşamaya başlamış olan 40 yaşındaki vokalist’in depresyonu, ne yazık ki birkaç ayda atlatılabilecek sıradan bir rahatsızlıktan çok daha ötesiymiş.

KAMELOT’la kıyaslandığında, CONCEPTION’un çok daha dinamik bir müziğinin olduğu, bu müziğin çok daha zengin materyaller içerdiği; ve iki müzik arasında gitarlar bakımından arada dağlar kadar kalite farkı olduğu söylenebilir. Ayrıca Khan’ın vokal stili iki albümde de çok farklıdır. KAMELOT’da farklı şarkılarda birbirine çok benzeyen vokal melodilerine rastlarken, CONCEPTION’da durum çok farklıdır. Ama KAMELOT’da artı bir yön, vokallerin çok daha dramatikleşebilen karakterlere bürünebilmesidir. (Özellikle son 3 albümlerinde). Ek olarak da, bu albümün çıktığı dönemdeki iki gruptaki vokallere bakarsak, Khan’ın “Flow”da tizlerini fazla zorlamadığı sonucuna ulaşabiliriz. (Zaten Khan’ın son dönemde sesi iyice baritona doğru kaydı.)

“Flow” ile ilgili bahsedilebilecek diğer önemli bir nokta ise bas ve davul kullanımının çok etkin ve lezzetli olmasıdır. Baslar asla sound’da ve performansta silik ve geride değildir. Ayrıca DREAM THEATER’ın “Awake” albümündeki davullar nasıl dönemine göre eşsiz tonlanmışsa, ve emsali görülmemiş bir kayıt kalitesine sahipse; bu albümde de, o kadar olmasa da, benzer bir harikalık söz konusu. (Gerçi bu iki örnekte de görülebilen, distortion gitarların çok güçlü olmaması durumu da, bu olgunun önemli sebeplerinden birisi.)

Önceki albümlerden değişik olarak, “Flow”daki gitar sololarında da farklılıklar mevcut. Zira zaten siz de dinlediğinizde, neo-klasik etkili bol bol shred stili soloların şarkılara gitmeyeceğini fark edeceksinizdir. Yer yer Satriani’yi andıran, atmosferik gitar öttürmelerine (iğrenç bir tabir oldu) falan da rastlarsanız şaşırmayın. Ayrıca geri vokal düzenlemeleri ve icraları da, bu “tam metal olmayan” yapıya uygun bir biçimde şarkılara serpiştirilmiş. Synthesizer efektleri ve klavyeler de albümün ruhuna uygun biçimde müzikte yerlerini almışlar. Clean gitar arkasındaki atmosferik klavyeler falan gibi durumlar bu ruhu zenginleştirmiş. Öte türlü keskin synth soloları, gitar-klavye atışmaları falan zaten söz konusu değil albümde. Ama belki de grubu “bitiren” ve metal dinleyicilerinin topluluğu aforoz etmelerine sebep olabilecek bol pop-vari aksiyonlar da yok değil eserde. İşte herkes Joe Satriani kadar kabul görmüyor, deneysel ve elektronik etkili işler yaptığında; hele ki metal camiasında.

Bence albümün en iyi şarkısı, açılış parçası olan Gethsemane, özellikle şarkının nakaratı çok fena dile dolanıyor. Tell Me When I’m Gone parçasında ise, tam bir klasik rock havası hakim. Hatta ben bar grubu olsam (bir insanın bar grubu olması?) bu şarkıyı kesin cover’lardım. Aslında, bar grubu demişken, Flow şarkısının girişi o kadar MOR VE ÖTESİ ve DUMAN ki, cidden ilk duyduğumda şaşırmıştım, hatta şarkıya alışana kadar epey zaman geçmişti, en azından nakaratı çok iyi ama parçanın. Albümün sonlarındaki Hold On ise eşsiz bir ballad. Zaten kadronuzda Roy Khan diye bir vokalist varsa, onu ballad’larda kesinlikle kullanmalısınızdır. İşte albümde bu yapılmış, ve netice enfes.

Roy Khan, atlat şu hastalığı ve aramıza dön diyoruz, sonra da aileni ABD’ye mi taşırsın, yoksa uçaklarla sevişmeye devam mı edersin bilmiyorum ama bir şeyler yapmalısın dostum. Hadi ama…

9/10
Albümün okur notu: 12345678910 (7.79/10, Toplam oy: 14)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
1997
Şirket
Noise Records
Kadro
Roy Khan: Vokal
Tore Østby: Gitar
Ingar Amlien: Bas
Arve Heimdal: Davul
Trond Nagell-Dahl: Klavye
Şarkılar
1.Gethsemane
2.Angel (Come Walk With Me)
3.A Virtual Lovestory
4.Flow
5.Cry
6.Reach Out
7.Tell Me When I´m Gone
8.Hold On
9.Cardinal Sin
10.Would It Be The Same
  Yorum alanı

“CONCEPTION – Flow” yazısına 5 yorum var

  1. Tore Østby underrated’lıktan ölecek yakında. manyak yetenekli bi adam. Asıl Ark dinlenmeli tabi yapabildiklerini duymak için.

  2. Ertuna Yavuz says:

    Ark aklımda. onu dinleyeceğim en yakın zamanda.

  3. b says:

    ark’ı vokalistinden dolayı sevmiyorum. enstrümantal ya da başka vokalistle kaydedilmiş bir albüm olsaydı dinleyebilirdim. tore østby’nin pek önde olmayışı ve bir çok dinleyici tarafından geri plana atılışı kabul edilemez bir şey. adam çok iyi hakkaten. ki conception’ın bu albümündeki performansı da gayet iyi. yalnız içimde kalmasın yazayım. nasıl ki paradise lost’un one second albümü sound konusunda kusursuzdur(bu benim düşüncem) bu albümde de aynısı mevcut. hiçbir kusur bulamam ve 1997′de çıkmasına rağmen zamanının çok ötesindedir. bence progresif müzikte yeni gruplar sound seçme konusunda çok titiz davranmalılar. önlerinde manyak bir örnek duruyor çünkü. yağ gibi akıp gidiyor. albümün ikinci şarkısı çok arıza bunu da belirteyim. khan delirmiş.

    Ahmet Saraçoğlu

    @b, jorn lande’nin vokallerini hard rock gibi olduğu için mi sevmiyorsun, yoksa insan olarak biraz uyuz olduğu için mi sevmiyorsun?

  4. Cihan says:

    vayy bu albümün kritiğini görmek çok sevindirici, harika bir albüm çok temiz işçilik… metal dünyasının en underrated albümlerinden biridir heralde…

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.