Birkaç gün önce peçeteye yazarak albüm incelemesi istenmesinin ardından ve hazır benim de yeni albüm dinleme şansım epey düşük olduğundan, DECAPITATED’ın sitede eksik iki albümünden biri olan “Carnival is Forever”ı yazayım, bu eksikliği de gidereyim dedim. DECAPITATED’ın “The Negotion”la birlikte mükemmel ya da mükemmele yakın olmadığını, sadece iyi olduğunu düşündüğüm iki albümünden biri olan “Carnival is Forever”, grubun zevkler ve renkler kavramının işin içine en çok girdiği çalışması.

Bildiğimiz üzere DECAPITATED 2007 yılında metal tarihinin en acı olaylarından birini yaşamış ve Belarus’ta tur otobüsüyle yaptıkları kazanın ardından davulcuları Vitek aramızdan ayrılmış, vokalist Covan ise komaya girmesinin ardından doktorların ihmali sonucunda beynine yeterince oksijen gitmediğinden serebral hipoksi olmuştu. Bugün Covan’ın bilinci yerinde olsa bile ne yazık ki hayatını sürekli tıbbi bakıma muhtaç şekilde sürdürebiliyor.

Bu trajik olayın ardından pes etmemeleri gerektiğinin farkında olan DECAPITATED’ın gençleri çok sıkıntılı zamanlar geçirmiş ancak pes etmemiş, azmetmiş ve nihayetinde yararlarını sararak yola devam kararı almıştı. Bunun neticesinde gruba katılan yeni üyelerden biri günümüzde SEPTICFLESH davulcusu olarak bildiğimiz Krimh, diğeri ise yeni vokalist Rasta’ydı.

2006’da çıkardıkları “Organic Hallucinosis”te karakterlerini belirleyen death metal elementlerini groovy dokunuşlarla, steroid basmış PANTERA ve MESHUGGAH rifleriyle zenginleştiren ve tam boyun kırmalı, duvardan duvara vurmalı, konserde kötürüm kalmalı bir müziğe yelken açan grup yaşanan korkunç günlerin ardından müziğini daha da farklı bir tarafa evrilecek şekilde kurgulamış ve önceki albümlere göre alışık olmadığımız unsurlar da içeren “Carnival is Forever”ı çıkarmıştı.

“Carnival is Forever” pek çok açıdan enteresan bir çalışma. Öncelikle albüm 2011’de çıkabilmiş olmasına rağmen içindeki materyallerin pek çoğu çok önceden, “Organic Hallucinosis” çıktıktan hemen sonra yazılmıştı. Grubun 2007 tarihli bir prova videosunda Vitek’in “Carnival is Forever”dan “Pest”i çalarken görüyoruz. Bu şarkıdaki groovy davullar da dâhil olmak üzere “Carnival is Forever”da da duyduğumuz pek çok şeyde, albümün çıkışına tanık olamamış Vitek imzası olduğunu ve Krimh’in üstün performansıyla onurlandırıldığını söyleyebiliriz.

“Carnival is Forever”ın en büyük hit’i elbette ki grubun evrildiği “groovy death metal” kimliğinin bayrak taşıyanlarından olan ve yıllar içinde DECAPITATED en büyük şarkılarından biri hâline gelen “Homo Sum”. Çatır çatır gitarlar, hayvan gibi bir sound, ruhani bir solo ve akılda kalıcı beste yapısıyla “Homo Sum” her şeyiyle bir DECAPITATED klasiği.

Albümün bir diğer önemli silahı olan “Pest”in 2.27’sinde Vogg’un en büyük ilham kaynağı olan Dimebag’e selam çakması, hatta şarkının klibindeki vücut diliyle de Dimebag’i selamlaması ve ardından giren “Chaosphere” kasa MESHUGGAH rifi gibi olaylar şarkının büyüdükçe büyümesini ve albümdeki renk skalasının genişlemesini sağlıyor.

Diğer yandan “Carnival is Forever” belli açılardan da yukarıda bahsettiğim zevkler ve renkler konusunu öne çıkaran tercihler barındırıyor. Death metalin geri plana kayması ve güçlenen groove tarafı ile yeni vokalist Rasta’nın bir death metal vokalistinden ziyade hardcore vokalleri yapması burada en çok dikkat çeken şeyler. Özellikle vokallerin tarz değiştirmesi albüm çıktığında pek çok dinleyicinin “Carnival is Forever”a mesafeli yaklaşmasına neden olmuştu, bir kısım dinleyici ise albümü epey sert gömmüştü.

Bir diğer konuysa yukarıdaki “404”ten de görülebileceği üzere DECAPITATED’ın rif yazımını değiştirmiş olması. Bu şarkıya baktığımızda MESHUGGAH, NEVERMORE, PANTERA (dünyanın en iyi üçlüsü mesela) karması bir rif karakteri görüyoruz ve metal dünyasının en acımasız gitaristlerinden biri olan Vogg’un parlamasına tanık oluyoruz. Bana kalırsa çok iyi, aşırı gaz ve muhtaç olduğumuz kudreti damarlarımızdaki asil kana pompalayan bir şarkı, ama eski DECAPITATED’a vurulan dinleyicilerin de neden sevmeyebileceğini anlayabiliyorum.

Bu aksaklaştırılmış jilet gibi staccato riflerin arasına bir de çok daha geniş karakterli, atmosfere hizmet eden sololar eklenince “Carnival is Forever” nasıl baktığınıza bağlı olarak grubun kariyerindeki en ayrıştırıcı albümü hâlini alıyor. Sonuçta burada death metalden ziyade groove metal var ve kimilerine göre yer yer SOULFLY’ın bile kullanacağı tarzda “haydi hep beraber” zıplamalarıyla da karşılaşabiliyoruz. O yüzden dediğim gibi, zevkler ve renkler.

Tüm bu farklı dinamikleri ve “Organic Hallucinosis”de örneklerini görsek de onun öncesinde hiç görmediğimiz bazı bileşenleriyle “Carnival is Forever” bir teknik death metal albümü değil, tam olarak bir death metal albümü de değil, içinde bolca groove bulunan, enerjik, agresif bir metal albümü. Bir geçiş albümü demek ne kadar doğru bilmiyorum ama bu albümü yapmaksızın “Anticult”ı çıkaramayacaklarını biliyorum. O yüzden bana kalırsa “Carnival is Forever”a denemeler ve ortaya atılan bazı fikirlerle dolu, yer yer biraz dağınık ama kafasına girenin de çok seveceği bir çalışma olarak bakmak sanki en iyisi.

Zaten böylesi bir acı yaşadıktan, ölümlü kaza atlattıktan sonra gruba “önceki işleriniz kadar iyi değil siktirin gidin aq yerinden” demek de en hafif tabirle göt oğlanlığı olacaktır.