# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
EMPEROR – Prometheus – The Discipline of Fire And Demise
| 21.01.2023

Yarı başarılı bir “kimlik karmaşası”.

Emir Şekercioğlu

Şahsımca Emperor, her zaman bir öncesinde yaptığı işin üstüne koymayı ve farklılık yaratmayı gaye edinen bir grup oldu. Bu yüzden de kendi içinde mükemmeliyetçi ve vizyoner bir dürtüyle hareket ettiği söylenebilir. Kısacık diskografisi kapı gibi ortada olduğundan şimdi incelemekte olduğum albümün evveliyatıyla alakalı hikâye anlatımlarına girmeyeceğim. Fakat bu noktada önemli olan şey, söz konusu dürtünün ve farklılık arayışının her zaman mükemmel sonuçlar vermeyeceği. Emperor’ın son stüdyo albümü “Prometheus – The Discipline of Fire And Demise” bu durumun adeta yaşayan bir örneği.

Genel olarak Emperor’dan ya da yaptığı işlerden konuşulurken bu albümün adının, hatta varlığının neredeyse hiç anılmamasının elbette son derece anlaşılır sebepleri var ve esasen bu sebepler, gayet de albümün özeti niteliğinde Black metal dinleyicilerinin bu albümle problemi nedir? Emperor (ya da Ihsahn) ne yapmaya çalıştı? gibi soruların “Prometheus” nezdinde sıkça sorulduğu ve cevaplanmaya çalışıldığı ortada.

Detaylı analize geçmeden önce ilk elden fikrimi özetleyeyim; bu albüm kesinlikle önceki Emperor albümlerinin vadettiğini vadetmeyen ve başyapıt statüsünü taşımayan bir albüm. Emperor gibi bir sub-genre doğurmuş, daha ilk günlerinden farklılık yaratmış ve her yeni albümüyle insanların aklını kaçırmasına sebep olmuş bir grubun diskografisini sonlandıracağı albüm “Prometheus…”da gördüğümüz minvalinde şeyler mi olmalıydı? Albümün yarattığı en büyük hissin bu olduğunu düşünüyorum. Şayet grup, sonrasında yolculuğuna olduğu gibi devam edip farlı bir doğrultuya kaysaydı bu albüm bir geçiş albümü olarak kabul edilebilirdi. Fakat durum böyle olmadı. “Prometheus…”, salt kendi başına değerlendirildiğinde, grubun asıl olayı bilinmediğinde veya geçmişte yaptıklarına ilişkin hiçbir şey hesaba katılmadığında gerçekten iyi, hatta çok iyi bir albüm. Ancak, albüm kapağının üstündeki o isim; o logo, bütün bu tabloyu black metalde çok sevilen ve kullanılan bir olgu üzere bir haç gibi “tersine çeviriyor”.

Esasen albüm, gerek enstrümantal kompozisyonu gerekse sözsel yaklaşımı sebebiyle hayli iddialı ve Emperor’dan beklenebilecek cinsten. Prodüksiyonu da son derece iyi ki diğer Emperor albümlerinden üstün duracağı tek nokta da bu bana kalırsa. Sözleri itibarıyla konsept bir yapıda olup iş enstrümantal kısımlara geldiğinde de epey progresif elementler içeriyor. Bir önceki çalışmaları “IX Equilibrium”da bunun sinyalleri verilmişti. Ancak önceki albümlerinde daha kontrollü kullanılan clean vokaller, bu albümde ana bileşene dönüşüyor ve scream vokal part’ları bu sefer azınlığı teşkil ediyor. Öte yandan, grubun hâlihazırda senfonik ve çok katmanlı olan şarkı yapısı, eklenen yoğun progresif unsurlarla birleştiğinde çok daha kompleks ve sofistike olan bir şarkı yazımına kapı açıyor. Bu yüzden Emperor’ın, içine girmesi ve sindirilmesi en zor albümünün de bu albüm olduğu söylenebilir.

Gün gibi ortada olan bir bilgi üzere Ihsahn bu albümü solo projesinde bizlere göstereceği müziğin kimliği ışığında inşa ediyor. Bu durum da zaten “Prometheus…”un Emperor’dan çok Ihsahn’a bakan yüzünü oluşturuyor. Ben Ihsahn’ın solo işlerinin bir fanı değilim açıkçası, ancak fikir edinmek adına bazı şarkılarını zamanında dinlemiştim ve geriye dönüp frontman’in bu albümde ne yapmak istediğini iyice anlamaya çalıştım. Sorun şu ki albümde besteler gayet iyi düşünülüp yazılmış olsalar bile ciddi oranda akılda tutulabilir olmaktan uzaklar, sanki doğal olmayan bir yaratımın sonucu olarak üzerlerinde olmaması gerektiği kadar düşünülmüş gibiler ve sonuç olarak iyi derecede ilham yoksunluğu çekiyorlar. Tabii bazılarınız “İlham yoksunluğu çeken adam sence ‘Prometheus…’ gibi bir albüm yazabilir mi?” diye haklı olarak sorabilir ama ben de o durumda derim ki:

1) Ihsanhn ise bahsettiğimiz kişi, yazar.
2) “O zaman bana bu albümden bir ‘With Strenght I Burn’ ya da ‘Curse You All Men’ ile eş seviyede tutabileceğin bir şarkı göster”.

Birinci maddeye pek itiraz olacağını zannetmiyorum. İkinci madde için de diyebilirim ki; eğer bu albüme bayılan ve önceki Emperor işleriyle arasında kategorik bir fark görmeyen biriyseniz elbette “Depraved”, “The Eruption”, “Thorns On My Grave” ve “The Tongue of Fire” gibi şarkıları örnek gösterebilirsiniz ki gerçekten bu saydıklarım özellikle, albümün yıldızları olarak öne çıkıyorlar ve son derece iyi parçalar. Ancak albüm nezdinde bir bütün olarak nihai sonucu değiştirmiyorlar. Ben de mesela Celtic Frost’un “Cold Lake” albümüne bayılan bir insanım çoğunluğun aksine ve aynı “Promethues…” gibi grubunun orijinal kimliği yüzünden “kaybeden” bir albüm olduğunu düşünüyorum onun da. Ama tutup o albümü “To Mega Therion” ya da “Into the Pandemonium” ile aynı skalaya koymam, “koyamam”.

Emperor’ın black metal elementlerini iyice törpülediği ve çok daha deneysel/avangart yaklaşımlar benimsediği çalışması “Prometheus…”, yukarıda saydığım progresif ve kompleks yapıların dominantlığı ve senfonik unsurların bolca kullanıldığı o formül içinde “doğal tınlamıyor”. Doğal tınlamamasının ana sebebiyse, albümde sunulan kimliğin gruba özgü olacak biçimde öne çıkan bir üslubunun olmaması. Daha açık konuşayım; eğer bu albüm bir “senfonik black metal” albümüyse önceki Emperor çalışmalarından muhteva olarak neden bu kadar ayrıksı ve yabancılaştırıcı? Eğer bu albüm bir “progresif black metal” albümü ise bu minvalde dinlenecek onca iş arasından ben neden “Prometheus…”u özellikle seçmeliyim? Zaten albüm “black metal” kategorisinde değerlendirilmeyecek düzeyde farklı bir avangartlık içeriyorsa bu durumda albümün rekabete girdiği grup ve albüm sayısı da artıyor ki bu “Prometheus…” için işleri daha da yokuşa sürüyor. Albümdeki mevcut kimlik karmaşası da bana kalırsa vadettiği potansiyelin nihayete ermesine engel oluyor. Dolayısıyla elinizde, neresinden tutacağını bilemeyeceğiniz ve en nihayetinde sadece dinleyip “iyiymiş” veya “iyi değilmiş” diyebileceğiniz bir eser kalıyor.

Emperor gibi gruplar müzisyenlik, sanatkarlık gibi olgulardan bakınca belirli bir seviyenin epey üstünde oldukları için bu insanların albümlerini incelerken enstrümantal yetenekleri üstünden eleştirmek neredeyse mümkün değil. Bu kadar yoğun ve doğrudan eleştirdiğim albümün yine de belirli bir standardın üstünde olduğunu kabul etmem gerektiğini elbette unutmuyorum. Albüm nezdinde yukarıda adını andığım dört parça da bence genel olarak grubun en iyi şarkılarından oluşan bir liste yapılsa direkt alınabilecek ölçüde iyiler. Ancak Emperor çok daha iyisini ve kariyerine uygun olanı yapabilecek bir gruptu. Yine de hem Ihsahn’a hem de gruba bu albüm vesilesiyle de saygı duyuyorum, çünkü müzikal farklılıklarını belirli bir miras inşa etmiş grubun ismi üstünden devam ettirmektense bu farklı doğrultuya işaret eden bir albüm yapıp sonrasında dağıldılar. Şayet Ihsahn, solo kariyerinde ve “Prometheus…” içinde yaptıklarını “Emperor” adı altında yapmaya devam etseydi bugün Opeth frontman’inin yaptığını yapmış, geldiği konuma gelmiş olurdu. En azından bunu yapmadığı için son (şimdilik?) Emperor albümünü, tüm ayrıksılıklarına rağmen yine de bir Emperor albümü olarak görebiliyorum.

Sözün özü, kendi çapında keyifli olabilecek bir dinleti sunan ve kesinlikle kulak kabartılması gereken bir albüm “Prometheus – The Discipline of Fire And Demise”. İçinde Ihsahn’ın müzik dehasını ve sanatkarlığını hâlâ barındıran; rifleriyle, davullarıyla, klavyeleriyle ilginç bölümler sunan bir çalışma. Bununla birlikte, genel anlamda Emperor’dan her daim duymayı isteyebileceğimiz bir albüm müdür, bana kalırsa hayır.

6/10
Albümün okur notu: 12345678910 (5.19/10, Toplam oy: 26)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2001
Şirket
Candlelight Records
Kadro
Ihsahn: Vokal, gitar, klavye, bas, programlama, besteler, sözler
Samoth: Gitar
Trym: Davul
Şarkılar
1) The Eruption
2) Depraved
3) Empty
4) The Prophet
5) The Tongue of Fire
6) In the Wordless Chamber
7) Grey
8) He Who Sought the Fire
9) Thorns on My Grave
  Yorum alanı

“EMPEROR – Prometheus – The Discipline of Fire And Demise” yazısına 5 yorum var

  1. owlbos says:

    Öncelikle Emperor’a bayılan bir dinleyici olsam da bu albümün arşivimde hala bir yeri olmasındaki tek sebep albüm kapağının ortasındaki logo.

    owlbos

    @owlbos, Emperor’un diskografisindeki her albümü bir öncekinden 0,5 puan daha az sevsem de bu albüm 6-6,5/10 kadar gözümde.

  2. Ugur says:

    ‘Lan ben bu müziği solo yapayım, Emperor adı altında pek olmadı gibi’

    Ihsahn, 2001

  3. Raddor says:

    Empty en sevdiğim Emperor parçası. Anılar…

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.