# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
MILES DAVIS – In a Silent Way
| 31.05.2021

Müzikseverin müziği.

Deniz Güneş (deadhouse)

Türleri biz icat ettik. Başlangıçta tür yoktu, yalnızca müzik vardı. Birtakım müzisyenler türlere öncülük etti. Klasik müzik, Caz müzik, Rock müzik, Elektronik müzik var oldu. Miles Davis ise yalnızca bununla kalmadı ve müziği değiştirdi. Bir çocuk gibi, oyun hamuru oynuyormuşcasına caz müzikle oynadı. Cool cazı, Fusion cazı yarattı. “In a Silent Way”, Jean Paul Sartre’ın “20. yüzyılın özeti” diye tanımladığı; müziği değiştiren, Miles Davis’in sarsıcı, deneysel başyapıtı “Bitches Brew”den bir önceki albümü. “In a Silent Way”, belli bir kalıba sokulamayan, Miles lügatini baz aldığımızda, müziğin sınırlarıyla oynayan, hem hüzünlü, hem neşeli ve de cazın doğasından kaynaklanan nötr, sakin duygular barındıran, Miles denince ilk akla gelen albümlerden biri.

Bu entelektüel, yeniliğe açık, Jimi Hendrix hayranı benzersiz sanatçı Rock müziğin alev aldığı zamanlarda müziğini yine değiştirmiş, notalarına zamanının ruhunu üflemiş, caz müziğe yeni bir soluk kazandırmıştı. Fusion’ın ilk manifestosu sayılabilecek bir müzik ihtiva eden albümde geleneksel Davis kompozisyonlarından, caz standartlarından, doğaçlama, özgür Caz doğasından öte bir müzik var.

Albümdeki Caz ambient olarak tanımlanabilecek bölümler, dinleyiciyi uzay-zaman algısından kopartır, Caz rock’ın hâkim olduğu genel yapı ise ilerlemeci müziğin varabileceği noktaları görme açısından ders niteliğindedir. Amiyane bir tabir gibi gözükse de aslında bu albüm bir dans albümüdür. Kontrbasın, saksafonun, trompetin, piyanonun, davulun, elektro gitarın, müzik klişelerini yıktığı; her biri alanında usta müzisyenler tarafından umursamaz bir huzurla icra edildiği bu albüm, hem bu dünyaya ait olan hem de kozmosun herhangi bir yerine ait olan, belki de çoklu evrenlerde bile tınısı duyulan, salt amacı saf müzik olan bir yaratıdır. Bu albüm ön yargısı olmayan müzikseverin albümüdür. Saf müzik tutkusu ve aşkıyla yazılmış olan albüm, tür kıskacına girmeyen müziksevere bir armağan olarak bahşedilmiştir.

“In a Silent Way” çıkalı 51 sene oldu. 51 yıldır bu albüm çağdaş müzik, öncü müzik, uzay müziği gibi adlandırmalara sahip oldu. Cazın lineer olmayan sürprizli doğaçlama doğası, Miles’ın avangart, yenilikçi tavrıyla birleşince ortaya anlaşılması güç bir sesler bütünü ortaya çıktı. Klasik Caz hayranları bu yüzden albümü pek tutmazlar. Rock müziğe mesafeli duran; her ne kadar Wayne Shorter gibi usta bir müzisyen tarafından icra edilse de saksafonun egemenliğini sarsmış, gitarı ve kontrbası ön plana çıkaran bu albüme alışmak kimi Miles dinleyicileri için kolay olmadı. Tartışmalar 50 yıldır sürüyor ve bunca tartışmaya rağmen ortak kanı, Miles Davis’in bir dahi olduğu. Her müzik türünde olduğu gibi cazda da armoni önemlidir. Eğer yapıbozucu bir tavır sergiliyorsanız, notalar arası, enstrümanlar arası uyumu sağlamak daha da zorlaşır. “In a Silent Way”, Miles Davis’in uzun süre çalıştığı prodüktör Teo Macero tarafından düzenlendi. Seslerin kulağa üst düzeyde uyumlu gelmesinde onun payı büyük. Davis ve Macero telepati yoluyla iletişim kuruyorcasına birbirlerini anlamışlardı. Kim bilir, belki müzikteki bu mistik hava da bundan ileri geliyordur.

Trompetin en büyük temsilcisi olan Miles Davis, favori enstrümanı trompet olan dinleyiciler için bir hazinedir. Davis’in alışılagelmiş trompet kullanımı, müziğin sertleştiği bölümlerde de ambientvari anlarda da albümün hükümdar enstrümanı olduğunu ilan etmişti.

Her müzisyenden tek tek bahsedilebilir, ancak Teo Macero gibi es geçilmemesi gereken bir diğer müzisyen de davulcu Tony Williams’tır. 38 dakikalık bu serüvende Davis’le Williams arasındaki frekans hiç düşmez. Bu uyuma vurgu yapmamın nedeni bu. Diğer müzisyenler Miles Davis’in ne yapmak istediğini o kadar iyi anlamışlardır ki bazen sanki albümde 9-10 enstrüman değil de 30-40 enstrüman varmış gibi ya da üzerinde durulan mistik, sersemletici etki düşünüldüğünde albüm size tek bir enstrüman kafanızda dönüyormuş gibi hissettirebilir. Tasavvuftaki vahdetivücut felsefesine benzer bu. Enstrümanlar hem vardır hem yoktur. Albüm sona erdiğinde müzikle birlikte siz de sona erersiniz. Müzik, özdeşleşmenize izin vermez; düşündürür.

Zamanının ötesinde bir müzisyen olan Miles Davis, albümü ilk çıkardığında müzik eleştirmenlerini ikiye bölmüştü. Albüm Elektronik ve Rock müziğin, Caz müziğin iliklerine kadar işlemesini fazla bulan bazı eleştirmenlerce olumsuz karşılansa da zamanla albümün müzikte yaptığı devrime tanık olan kişilerce hakkı verilmiş; ölümsüz, öncü ve kalıcı bir eser olduğu hem dinleyici hem de eleştirmenlerce kabul görmüştü. “In a Silent Way”i tanımlamak gerçekten de zordur, Miles’ın yaptığını anlamaya çalışmak çaba ister, bir süre sonra anlamaktan ve tanımlamaya çalışmaktan yorulan dinleyici, kendini bu hafifliğin verdiği keyfe ve rahatlığa teslim eder. İki şarkıdan ve sekiz bölümden oluşan albüm, tüm bu yapay isimlendirmeleri umursamaz; “In a Silent Way”in başlangıcı, ortası ve sonu yoktur. Albüm tek bir şarkı da değildir, kulağınızda çalan şey sadece müziktir. Saf müzik.

51 yıllık süreç içerisinde “In a Silent Way”, onlarca müzik türünü ve çıkmış olan yüzlerce albümü ve sanatçıyı etkiledi, etkilemeye de devam ediyor. Bugün 70′lerde ve sonrasında çıkmış herhangi bir Elektronik, Rock ve Fusion albümünde bu albümün öncü etkisini hissedebilirsiniz. Hem albümün müzik tarihindeki önemini kavramak hem de bence sanatlar üstü olarak gördüğüm “müzik” sanatında kulaklarınıza 38 dakikalık bir ziyafet yaşatmak isteyenler için, “In a Silent Way” keşfedilmeyi bekliyor.

Albümün okur notu: 12345678910 (9.03/10, Toplam oy: 30)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
1969
Şirket
Columbia Records
Kadro
Miles Davis: Trompet
Wayne Shorter: Soprano saksafon
John McLaughlin: Elektro gitar
Chick Corea: Elektrikli piyano
Herbie Hancock: Elektrikli piyano
Joe Zawinul: Elektro piyano, org
Dave Holland: Kontrbas
Tony Williams: Davul
Şarkılar
1. Shhh/Peaceful
2. In a Silent Way/It's About That Time
  Yorum alanı

“MILES DAVIS – In a Silent Way” yazısına 43 yorum var

  1. PA’daki ilk kritiğin hayırlı olsun deadhouse. Adını da öğrenmiş olduk, Deniz Güneş ne güzel isimmiş.

    Eline sağlık.

    çaksu

    @Ahmet Saraçoğlu, Pozitif çağrışım patlaması. Orta adı Kızlar ise ütopya.

    Yazıyı da okucam, kesin güzeldir. Albümü de indiriyorum. Pek jazz insanı değilim ama bakalım. Kind of Blue’dan keyif aldığımı hatırlıyorum. Bitches Brew’sa benlik değildi.

  2. Zeitgeist says:

    “Kritik yazma yeteneğim yok” diyordun kendine biraz haksızlık etmişsin sanki. Kendine has tarzınla harika bir kritik yazmışsın, umarım ileride senden daha çok kritik okuruz. :)

  3. enemyofgod says:

    Kritik başarılı, tebrikler. Kritiklerini daha çok görmek dileğiyle.

  4. Milo_everybody has a share says:

    Yazıda ‘Geniş Zaman’ tercih edilmeseymiş iyi olurmuş.

  5. Ouz says:

    Şeytanın bacağı işte böyle kırılır.

    Sanırım hayatımda ilk defa baştan sona bir Miles Davis albümü dinleyeceğim kritik sayesinde. Bakalım buradan neler öğreneceğim…

    Eline sağlık.

    agrypnie

    @Ouz, abi author olarak seni beklerken deadhouse çıkması büyük sürpriz oldu benim için :D

    Ouz

    @agrypnie, Valla kritiği görünce ben de şaşırdım. Kim yazmış olabilir diye düşündüm, bir de baktım deadhouse. :)

    Smooth caz ve bilumum ilginç türlerde kritikler gelir benden yine ama hemen değil. Önce biraz daha metal yazalım, araya atıveririm ilginçli bir şeyler. Bende malzeme bol.

  6. Yiğit says:

    Tıklamadan tahmin ettim kimin yazdığını. Bir 10 da ben yapıştırdım.

  7. owlbos says:

    Henüz okumadım ama eline sağlık. Bir rock – metal sitesine yazılabilecek belki de en uygun Miles Davis hatta jazz albümü. Sebebi ise Jazz-Fusion’a giriş albümü olması. Miles Davis’in belki de gitarlı çocuklar müziğimizi elimizden alıyor, müziğimiz elden gidiyor gibi endişeleriyle jazzı baştan sona son kez değiştirdiği albüm.

  8. cemilokumus says:

    PA’da bir jazz albümünün incelemesini görmek son derece güzel. Albümün tüm müzikal yapısını oldukça başarılı bir şekilde tasvir edip yorumlayan bir kritik olmuş. Albüm de müzikal açıdan tam bir başyapıt. Hem enstrüman kullanımı hem yaratılan psychedelic ve sürrealist atmosferle geleneksel jazz unsurlarının ötesine geçen ve bunu insanı alıp götüren akıcı jazz karakterini hiç bozmadan yapan bir albüm. Umarım sitede daha çok jazz incelemesi görürüz.

  9. Melkor says:

    Eline sağlık.

  10. vatay says:

    Plaktan dinlemeyi en sevdiğim albümlerden birisi. Umarım bir gün 45rpm audiophile baskısına da alabilirim.

    Miles Davis albümleri içinde de her şekilde ilk 3 te bence. Ki benim şahsi sıralamamda en tepede böyle..
    1-in a silent way
    2-sketches of spain
    3-kind of blue

    owlbos

    @vatay, Bitches Brew’i de yazsaydın en sevdiğim 4 Miles albümü olucaktı :) ki Bitches Brew şu hayatta en sevdiğim 10 albümün içerisinde kesinlikle

    vatay

    @owlbos, kesinlikle 4.sıra ona ait.

    4-Bitches Brew
    5-Miles in the Sky
    6-Round About Midnight

    diye gider benim listem..

  11. Cryosleep says:

    Daha çok incelemeni görmek dileği ile.

  12. markusulf says:

    eline sağlık adaş
    devamının gelmesi dileğiyle.

  13. hammerfall says:

    Eline, emeğine sağlık, yeni neslin müzik konusunda açık fikirli olması hoşuma gidiyor.

  14. koca says:

    Nefis bir albüm; Kind of Blue’nun bir tık, Witches Brew’un iki tık, Tutu’nun birkaç tık gerisinde ama başlangıç için harika bence.

  15. mahakali says:

    Elinize sağlık, albümü çok bildiğimi söyleyemem ama atmosferi çok güzel geldi.

  16. deadhouse says:

    Güzel yorumlarınız için teşekkürler arkadaşlar.

  17. TanSolo says:

    Çok keyifli kritik olmuş ellerine sağlık.

    Son zamanlarda kritik yazmak hakkında fazla yorum yazıyordun ve Miles Davis’i anıyordun. Böyle bir şeyler geleceğini tahmin etmiştim, kritiğe tıkladıktan sonra deadhouse ismini görmek şaşırtmadı.

    Bu arada herkes yorumlarda favori Miles Davis albümlerini anmış ama kimsenin ağzından benim favorim çıkmamış. Becerebilirsem belki bir gün ben kritiğini yazarım da biraz daha göz önüne çıkar.

  18. Börbır says:

    Geniş zamanda kullanılan fiillerde biraz rahatsız oldum ama diğer kısımlar gayet hoş bence.

  19. Rzeczom says:

    fularlı hınzır seni.

    http://www.denizgunesmuzikdans.com/

    Raddor

    @Rzeczom, mümkün değil ya bu deadhouse olamaz.
    https://www.instagram.com/p/CIykfQuhReC/

    Rzeczom

    @Raddor, mahlasına bakma. aslında o masum anadolu çocuğu ifadesi ile birleşmiş bir bıyıkla gezen, elektro saz ile katatonia çalmaya çalışan birisi.

    Ouz

    @Rzeczom, Yalnız elektro bağlama ile Katatonia çalmak fena fikir değil. Erkin Koray – Yağmur bunun için iyi bir örnek.

    Raddor

    @Rzeczom, hadi tamam diğelim ki o fakat yine de bir sıkıntı var; deadhouse erkek değil. Kendisi gayet kültürlü, sosyal medya kullanmayan, edebiyat öğretmeni, çok hoş bir hatundur. Eğer şu ana kadar erkek olarak hayalinizde canlandıysa, Katatonia, Radiohead ve tüm diğer yorumlarını bağyan olduğunu düşünerek tekrar gözden geçirin.

    Opethsevenbiri

    @Raddor, Gerçekten mi yav? Bu gerçek olsa dahi ben deadhouse’u kalın miyop gözlük + fular + kirli sakal kombinasyonu ile gezen saçlar önlerden hafif dökülmüş orta yaşlı bir adam olarak hayal etmeye devam edicem. Beyin artık kabul etmez başka türlüsünü.

    Raddor

    @Opethsevenbiri, haha yaşı da 27 bu arada yazmayı unuttum.

    Yiğit

    @Raddor, “diyelim ki o, ama erkek değil.” Bu nasıl bir cümledir yiğidim!

    Bence deadhouse nickini birden fazla kişi kullanıyor. Kendisi bir yapay zeka bile olabilir. Bir bakıyorsun dünyanın en saçma yorumunu atmış (no offense) başka zaman bakıyorsun kültür akıyor yorumundan. Muhtemelen arada teknik hatalar oluyor.

    Opethsevenbiri

    @Yiğit, deadhouse Hz. Mehdi olabilir mi?

    Yiğit

    @Opethsevenbiri, dünyayı kurtaracak akla sahip

    Raddor

    @Yiğit, o cümle tümden hatalı ya “diyelim” yerine de “diğelim” yazmışım.

    Yedinci hüsar alayı

    @Raddor, bir yorumunda askerdeyken bir anısını yazmıştı. Nice try kiddo :)

    Bence kendisi buranın en nevi şahsına münhasır yorumcusudur. Kritiği yeni okudum, şahane olmuş albümümde dinleyeceğim hatrına

    deadhouse

    Raddor ne diyorsa doğrudur. Yalan söylerken bile doğruyu söyler. Kefilim ona.

    Raddor

    @deadhouse, hahah eyvallah. Kritik için de eline sağlık.

  20. Emre Görür says:

    Kritiği gayet başarılı buldum. Yazmaya devam et bence.

  21. ihsanoird says:

    Eline sağlık, çok iyi kritik. Miles diskografisindeki en önemli albüm olarak görüyorum. Şahsi favorim olan Miles Davis albümü ise On The Corner. Umarım onu da bir gün sitede görürüz :)

  22. Dysplasia says:

    Bitches Brew ve Kind of Blue sonrası gelir benim için de ama caz müziği yoğurması açısından önemlidir tabii. Miles Davis olmasaydı muhtemelen caz benim dinleyeceğim bir forma da girmeyecekti muhtemelen.
    Kritik açısından da madem kimse acı söyleyemiyor, ben söyleyeyim: Yazı plansız yazılmış gibi duruyor. Aklından geçen cümleleri rastgele seçip serpiştirmişsin gibi. Bir konudan bahsederken başka bir şeye atlıyorsun, sonra diğer paragrafta aynı konuya geri dönüyorsun vs. Ayrıca çok fazla kip uyumsuzluğu var. ADHD’li birisinin yazdığı yazıyı okuyorum gibi sanki.

    deadhouse

    @Dysplasia, Kurguda hatalar var, plansızlık havası da var. Albüm derinlemesine incelenmemiş de olabilir. Her eleştiriye varım. Tek kabul etmeyeceğim eleştiri ise “özensizlik” eleştirisi olur. Aslında kritik çok daha kısaydı. 3 paragraf sonradan ekledim. Bu sonradan eklemeler, kritiğin kurgusunu bozmuş olabilir. Kip olayına gelirsek, her ne kadar şu ana dek yüzlerce kritik okumuş olsam da, kritik gramerine hakim olmadığımı söylemeliyim. Okumak ile yazmak arasında fark var, dediğin gibi kip karmaşası yaşanmış biraz yazıda. Bu arada ADHD hastalarına haksızlık etmişsin, aramızda bu rahatsızlıktan muzdarip kimse var mı bilmiyorum, varsa yorumunu görmüşse üzülmüştür.

  23. deadhouse says:

    Doğru albümü ve müzisyeni seçtiğim yorumlardan belli oluyor. Gerçekten de metal dinleyicileri arasında en çok dinlenen Caz müzisyeni olabilir Miles Davis. Aslında Kind of Blue ya da Bitches Brew kritiği yazmak istemiştim. Fakat götüm yemedi. In a Silent Way’i yazarken de epey zorlandım. Toprağı bol olsun Miles abinin albümlerini yazmak gerçekten zor. Şarkı incelemesi yapamadan bir bakmışsınız sürekli kendisini övmüşsünüz.

  24. Boba Fett says:

    Ellerine sağlık, Miles abiyi daha önce dinledim fakat pek bir şey anlayamadım, bu albümü inceleme ile beraber fırsat bulursam dinleyeceğim.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.