# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
SLIPKNOT – Slipknot
| 29.06.2022

Blast beat’ler, agresif vokaller ve turntable scratch’leri… Bir saniye, ne?

Candaş Adıktı

Joey Jordison’ın anısına…

1996 yılının ekim ayında M.F.K.R. isimli albümle ne idiği belirsiz bir grup ortaya çıktı. Bu grup 25 yıl içinde dünyanın en meşhur metal gruplarından biri olacak, albüm üstüne albüm satacaktı. M.F.K.R. albümü ile bunu kimse öngöremedi, öngöremezdi. Bu albüm grubun ilk demo albümüydü, hiçbir plak şirketi ile anlaşamadıkları için grup üyeleri finanse etmek ve dağıtımını yapmak zorunda kalmıştı.

Albüm esasında bir death metal albümüydü ama albümü farklı kılan şey metal dışındaki türlerden bir şeyler alıp bunu death metal ile harmanlamasıydı. Yer yer funk/jazz, yer yer rock dinletisi sunuyordu. 1999 çıkışlı ‘’Slipknot’’ albümün kritiğini yazmak ve enine boyuna incelemek istiyorsak, muhakkak anlattığım M.F.K.R. albümünü de incelemeliyiz. Bunun sebebi ise Slipknot’ı Slipknot yapan ilk iki albümün temeli o albümde atıldı. ‘’Slipknot’’ albümünü dinlememiş olanlar var ise mutlaka önce M.F.K.R.’ı dinlemelerini tavsiye ederim.

Bir albümün ve grubun hangi çıtadan nerelere yükselebileceğini çok iyi gösteren iki çalışma söz konusu. Slipknot, M.F.K.R. ile ticari açıdan hiçbir gelişme kaydedemedi. Grup underground bir metal grubu olarak serüvenine devam etti, ta ki 1999 baharına kadar…

1998 yılında da hiçbir plak şirketine müziğini satamayan grup, bir şans bulup albümü Roadrunner Records menajerine dinletmeyi başarabildi ve kumar gibi bir sözleşme imzalayıp Roadrunner Records bünyesine dâhil oldu.

Bu anlaşmanın ilk ürünü ‘’Slipknot’’ yazın çıktı ve ortalığı kasıp kavurdu. Slipknot bu kumarı kazanmıştı. Albümün çıkış hikayesine kısaca değindik, şimdi ise albümün kendisini incelemeye koyulabiliriz.

Albümde ilk göze çarpan şey davullar oluyor. Albümde davullar inanılmaz yaratıcı ve özgün. Aksak ritimlerden blast beat’lere, zil oyunlarından yaratıcı davul ataklarına kadar her şeyi barındıran albümde çok aktif bir davul kullanımı söz konusu. Davuldaki ismin Joey Jordison olduğunu düşününce bu çok şaşırtıcı gelmiyor olabilir fakat bu albümü henüz dinlememiş olanlar var ise, sadece davulları için bile dinlemeye değer bir albüm olduğunu belirtmek isterim. (Sic) ile çok hızlı ve agresif açılan albüm tempoyu yer yer daha atmosferik şarkılar ile düşürse de sürekli belirli bir şiddet ve heyecan düzeyi sunmayı başarabiliyor. Çok basit ve akılda kalıcı gitarlar daha çok ritim yakalamak üzerine kurulmuş, bu da albümü biraz daha davul ve perküsyon odaklı kılmış.

Albümde bir şarkının 5 saniyelik bölümü dışında hiçbir solo yok. Daha mütevazı ve minimal gitar rifleri agresif davullar ve yer yer duyduğumuz perküsyonlar ile o kadar iyi uyum sağlıyor ki albümü sıkıcı olmaktan uzaklaştırıyor ve sürekli dinleyiciyi içinde tutuyor. Albümün temiz ve brutal vokalleri ise gerçekten çok başarılı. Brutal yerlerde çok agresif ve temiz yerlerde çok melodik ve akılda kalıcı bir vokal performansı var.

Bu hususta bir kez daha ‘’M.F.K.R.’’ albümüne dönecek ve karşılaştırma yapacak olursak, M.F.K.R.’da vokallerde Anders söylüyor, bu albümde ise metal müzik ile alakası olmayanların bile ismini duyduğu Corey Taylor. İlk albümde Anders’ın vokallerini çok tok ve melodiden uzak bulan grup Corey ile anlaşıyor ve albümü de daha melodik vokallerle süslüyor.

Albümün henüz değinmediğim en önemli noktalarından biri ise prodüksiyon. Albüm gerçekten kusursuz bir prodüksiyona sahip. Baktığımızda elimizde 7 farklı enstrüman var; vokal, gitar, bas gitar, turntable, klavye, davul ve perküsyon fakat albümün hiçbir yerinde bu enstrümanlar birbirini ne törpülüyor ne de gölgeliyor. Her enstrümanı duymamız gereken yerde çok temiz bir şekilde duyabiliyoruz, bu da albümün hanesine bir artı puan olarak ekleniyor. Albümde kapanışı –Eeyore isimli hidden track’i saymazsak- Scissors ile yapıyoruz. Ne olduğu pek anlaşılmayan, nakaratsız ve kalıpsız bu şarkının son 4 dakikasını dinleyerek deliliğin sınırlarına ulaşabilirsiniz, herkese tavsiye ederim.

Sonuca gelirsek, Slipknot bu albüm ile kendi müziğine bir kimlik kazandırdı ve müzikal yolculuğunun 5. yılında hatırı sayılır bir ticari başarı yakaladı. Takip eden 23-24 yılda o kadar büyüdü ki metal müziğin en meşhur birkaç grubundan biri oldu. Metal camiasındaki yolculuğu sırasında önce çok nefret edildi, eleştirildi; sonra kendisini kabul ettirdi ve şimdi metal camiasında hatırı sayılır bir saygınlık kazanmış grup statüsünde. Ben metal müziğin günümüzdeki yeri sebebi ile Slipknot’ı çok önemli bir oluşum olarak görüyorum. Ana akım müzik piyasasında bu kadar sert bir metal grubu olması her açıdan metal müziğe katkı yapıyor. Elbette ki dünyanın en teknik, en sert, en ezber bozan müziğini yapmıyorlar hatta bu saydığım konularda Slipknot’ın fersah fersah önünde yüzlerce grup var fakat yüksek ihtimalle bu sertlikte başka hiçbir grup bu kadar popüler olamayacak. Bu yüzden kıymetini bilmeli ve desteklemeliyiz.

10/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.57/10, Toplam oy: 54)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
1999
Şirket
Roadrunner Records
Kadro
(#8) Corey Taylor: Vokal (#7) Mick Thomson: Gitar (#4) Jim Root: Gitar (9) (Eski #4) Josh Brainard: Gitar (9 hariç) (#2) Paul Gray: Bas, geri vokaller (#5) Craig "133" Jones: Sample'lar (#0) Sid Wilson: Turntable (#1) Joey Jordison: Davul (#6) Shawn "Clown" Crahan: Perküsyon, geri vokaller (#3) Chris Fehn: Perküsyon, geri vokaller (Eski #3) Greg "Cuddles" Welts: Perküsyon (6)
Şarkılar
1. 742617000027
2. (sic)
3. Eyeless
4. Wait and Bleed
5. Surfacing
6. Spit It Out
7. Tattered & Torn
8. Frail Limb Nursery
9. Purity
10. Liberate
11. Prosthetics
12. No Life
13. Diluted
14. Only One
15. Scissors
  Yorum alanı

“SLIPKNOT – Slipknot” yazısına 35 yorum var

  1. deadhouse says:

    Bu albümün sitede olmadığını an itibarıyla öğrenmiş bulunuyorum. Çok önemli bir albüm. Korn ve Limp Bizkit ile birlikte Nu-metal çılgınlığını kabul ettiren mühim bir albüm. M.F.K.R ise cidden üzerinde durulası bir albüm. O albüme değinmen yerinde, çünkü oldukça underrated bir albüm. Ortamlarda ruh hastası, deli müziği olarak geçiyor fakat albümün müzikal zenginliği ve üstünlüğü es geçiliyor.

  2. Paul Pogba'nın Bir Kolu Uzun Bir Kolu Kısa Forma Altı Tişörtü says:

    Çok dinleyip içine girmek istesem de bir türlü dinleyemediğim, bir yandan ufak ufak ilgi duysam da, bir kaç şarkı dışında adam akıllı bir türlü başlayamadığım bir akımdır Nu Metal ve Slipknot. Belki ilerde 35 yaşımdan sonra Nu-Metalci olurum hahaha.

    Candaş

    @Paul Pogba’nın Bir Kolu Uzun Bir Kolu Kısa Forma Altı Tişörtü, Bu albüm tam nu metal değil, hatta bence Slipknot’ın hiçbir albümü nu metal değil. Biraz açıklaması da zor bu albümde icra edilen müziği. Nu/groove/alternative/death karışımından doğan melez çocuk gibi bir şey.

    Drochshaol

    @Candaş, Slipknot’u nu metal grubu olarak sınıflandırmanın yanlış olduğunu düşünüyorum. Çok arada kalan pek çok türün karışımı gibi bir şey Slipknot’un tarzı eğer illaki sınıflandıracak olsam alternatif metal demeyi tercih ederdim.

  3. Drochshaol says:

    Bu kritik vesilesiyle deezer’da M.F.K.R albümünün bulunmadığını fark ettim bunun sebebini bilen varsa aydınlatırsa sevinirim

    Candaş

    @Drochshaol, Spotify’da da yok. Yazıda bahsettiğim gibi hiçbir şirkete satamadılar müziklerini bu yüzden demo bir çalışma olarak kaldı.

    Drochshaol

    @Candaş, Grup kendisi yükleyemiyor mu bu platformlara? Bu platformlarda grupların şarkılarını nasıl yayınladığını bilmiyorum. Sonradan grup patladı ve geçmişe dönük bu albümün haklarını satamıyorlar mı, yoksa grup mazisinden dolayı satmamayı mı tercih ediyor bir bilgin var mı?

    Paul Pogba'nın Bir Kolu Uzun Bir Kolu Kısa Forma Altı Tişörtü

    @Drochshaol, Hocam müzik endüstrisinden biri olarak bildiriyorum. Sanatçılar/gruplar dijital platformlarda şarkılarını öyle Facebook’da Instagram’da bir şey paylaşır gibi doğrudan paylaşamıyorlar. Arada bir aracı distribütör firma olması lazım. Örnek veriyorum sen mesela bağımsız bir müzisyen veya grupsun. Şarkını CD Baby, Tunecore, Songsterr gibi bir distribütöre veriyorsun, onlar da yayın haklarını senden alıyor ve Spotify, Deezer vs gibi yerlere yüklüyor (Belirli kriterler karşılandıktan ve belli bir süre geçtikten sonra tabii pat diye değil). Eğer Slipknot falan kalibresinde daha marka bir oluşumsan senin plak şirketin senin yerine her şeyi hallediyor zaten. YouTube’da bu meseleyle ilgili daha açıklayıcı videolar var.

    Drochshaol

    @Paul Pogba’nın Bir Kolu Uzun Bir Kolu Kısa Forma Altı Tişörtü, Anladım hocam teşekkür ederim bilgilendirdiğin için.

  4. Candaş eline sağlık. İlk kritiğin olması bakımından ayrıca tebrikler, gayet akıcı yazmışsın.

    1999 yılında üniversite 1. sınıfın ilk haftasında keşfetmiştim bu albümü. Çıkışından 2 ay sonra falan sanırım. Kaldığım yerde internet olmadığından okuldaki internet kafeye gittim ve slipknot1.com adresine girip ziyaretçi mesaj kutusuna “Tebrik ederim, sizi yeni keşfettim, özellikle davulcunuz çoheyi” gibisinden şeyler yazmıştım.

    Wait and Bleed’e bayılırım, Slipknot’la olan ilişkim de aşağı yukarı o şarkıyla sınırlı kaldı aradan geçen 23 yılda.

    Candaş

    @Ahmet Saraçoğlu, Çok teşekkür ederim. Albümde bateri kullanımı gerçekten çok iyi, sadece baterinin alıp sürüklediği çok şarkı var içinde

  5. Oha tesadüfe bak bugün bu albümün 23 çıkış yıl dönümüymüş. 29 Haziran 1999’da çıkmış. Tamamen tesadüf.

  6. Zeitgeist says:

    Ana sayfada bu albümün kritiğini görmeyi hiç beklemiyordum hatta yazının Joey Jordison’a ithaf edildiğini görünce birden gözlerim yaşardı eski bi dostla denk gelmiş gibi hissettim. Hoş bir dokunuş olmuş, eline sağlık.

  7. Raddor says:

    Albümün başında Al Pacino “Here Comes The Pain!” diye bağırıyor. Carlito’s Way filminden yapıştırma. Ben bunu filmi izlerken farketmiş; “Oha (sic)’in girişinde duyulan ses bu!” diye yerimden sıçramıştım.

    Zeitgeist

    @Raddor, Bu albümde oldukça geniş bir ölçekte, farklı farklı kaynaklardan alınan, albümün ruhunu oluşturmaya büyük katkısı olduğunu düşündüğüm enfes sample kullanımları var. Bu videoda kullanılan bazı sampleları derlemişler. Al Pacinodan sonraki favorim The Exorcist filminden alınan 5:11′deki “Fuck Me” bölümü. Kesinlikle göz atmayı öneririm.

    https://www.youtube.com/watch?v=nF4hS9CgCk0

    Raddor

    @Zeitgeist, teşekkürler. Çok iyi oldu bu video, grubun farkında olmadığım bir yönünü aydınlattı.

  8. mcerol says:

    Roadrunner ile imzalanan kumar gibi sözleşmede tam olarak ne vardı? Çok merak ettim.

    Candaş

    @mcerol, 7 albümlük sözleşme imzaladılar ve bunun için çok küçük bir finansal destek aldılar, özellikle grubun 9 kişiden oluştuğunu düşününce

  9. Dysplasia says:

    Şu grubun iki tane azman perküsyoncusunun hem canlıda hem de stüdyo kaydında kuş götünden hallice duyuluyor olması büyük bir dram bence. Sonisphere’de izlerken keyifliydi gayet ama o iki adamın işi genelde şov yapmaktı zaten. Bi dünya şeye vuruyorlar ama anca pıt pıt. Bu albüm dışında da bana bir şey ifade etmiyor grup.

    Candaş

    @Dysplasia, Aslında o adamlardan biri grubun yaptığı her şeyin baş sorumlusu. Yaptığı müzikten canlı setliste, albüm kapaklarından prodüksiyonuna her şeyi yöneten kişi.

  10. deadhouse says:

    Metalcore’dan 1000 kat daha karakterli bir müzik türüydü Nu-metal. Bitmesine, yok olmasına hiç üzülmüyorum, çünkü zaten uzun ömürlü bir müzik türü olmayacağı aşikardı. Ancak yine de 15 yıldır beyin siken karaktersiz metalcore müziğine tercih ederim.

    Opethsevenbiri

    @deadhouse, Metalcore’dan Btbam, Converge gibi gruplar çıktı. Nu Metal bence çok daha kalıplarını yıkamamış, yerinde sayan bir türdü.

    deadhouse

    @Opethsevenbiri, İyi de bu iki grup da Metalcore grubu değil ki. Lamb of God’ta da Metalcore var. Ben direkt büyük ölçüde Metalcore yapan gruplardan söz ediyorum. Dediğin doğru aksini iddia etmedim zaten. Nu-metal kısa ömürlü bir türdü, belli kalıplar içinde sıkışmış olması da bunda etkili. Ancak kabul edersin ki Nu-metal aşırı karakteristik, kendine has, özgün bir türdü. Metalcore bence dejenere bir müzik türü. Metal piyasasına bak. Mainstream’den bahsediyorum. Metalin sonunu bile getirdi diyebiliriz Metalcore için. Oysa Nu-metal yeni bir soluk getirmişti Metale. St. Anger albümüne bak, 2000′li yılların başındaki anaakım metal gruplarına bak. En az 10 sene metali ayakta tuttu Nu-metal. Oysa Metalcore bana kalırsa metal bile değil. Clean vokali normalleştirdiler metalde. In Flames gibi gruplar da destek olunca iş iyice çığrından çıktı. Açıkçası şu an anaakım metal gruplarına bakıyorum. Amerika’da, Avrupa’da iş yapan, satış yapan, internette çok fazla konuşulan metal gruplarına bakıyorum ve metal için tünelin ucunun çok karanlık olduğunu görebiliyorum. Birçoğunun metalle alakası yok bence. Ve bence tüm bunlar metalcore’un metalin başına gelmiş en kötü şey olduğunun kanıtı. Metalcore’un çocuğu Deathcore’da bunun kanıtı. Şu an Metalcore ve Deathcore grubu değilsen fazla başarılı olma şansın yok. Ancak belli bir kesime hitap edebilirsin.

    Candaş

    @deadhouse, Metalcore’un neden metal olmadığını düşünüyorsunuz? Sizin için metal müziğin tanımı nedir, ya da şöyle sorayım, bir albümü “metal müzik albümü” yapan/yapmayan öğeler nedir? Sorum alay etmiş ya da iğnelemiş gibi anlaşılabilir bu yüzden belirteyim, gerçekten de hiç öyle bir niyetim yok tamamen fikrinizi merak ettiğimden soruyorum, ben metalcore’un gayet de metal olduğunu düşünüyorum çünkü.

    TanSolo

    @deadhouse, bence sen metalcore’dan çok nwoahm adı altında çıkmış dark tranquillity ve at the gates rifflerini boktanlaştıran metalcore gruplarından bahsediyorsun. Converge, erken dönem btbam ve benzeri gruplar gayet de metalcore yoksa.

    Opethsevenbiri

    @deadhouse, Tür mevzusunu bu kadar ciddiye almamamız geliyor bence. Deathcore genel olarak jenerik müzik yapan gruplarda dolu olmasında rağmen kalıplarında kötü müzik olacak diye bir şey yazmıyor. Yetenekli adamlar bir araya geldiği zaman iyi müzik yine iyi müziktir.

    ismail vilehand

    “New Wave of American Metal” olan Metalcore ile “Metallic Hardcore” olan Metalcore aşırı karıştırılıyor. Buna artık bir dur demeliyiz.

    deadhouse

    Arkadaşlar kastettiğim metalcore bu. Bu düzlemde ve formülde müzik yapan gruplar bence metalin anasını sikmiştir. Bu tür grupları metal grubu olarak görenlere de geri kalan hayatlarında başarılar diliyorum.

    https://youtu.be/nLd6h5td8G4

    ismail vilehand

    @deadhouse, ya aslında boş zamanımda bu iki farklı metalcore kavramı ile alakalı çok uzun ve bilgilendirici bir yazı yazmak istiyorum ama şimdilik kısa keseyim. Bu senin örnek verdiğin benim ilk dediğim ve çoğunluğun bildiği metalcore. Aslen “New Wave of American Metal” diye geçer ve yavşak İsveç melodik death metali ile pop punk karışımı mutant bir müziktir.

    Asıl old school metalcore (Metallic Hardcore) 90ların başında başlayan ve şu an dinlediğin ve övdüğün bir çok ekstrem metal grubunun etkilendiği ve hayranı olduğu apayrı bir olaydır.

    https://youtu.be/YIMnhmu1GaQ

    Gerçek metalcore, yani “Metallic Hardcore” bu mesela. Methiyeler düzdüğümüz Dying Fetus’un hayranı olduğu ve coverladığı grup.

    Daha underground grupları ve kimleri etkilediklerini daha ayrıntılı açıklarım ama şu an pek enerjim yok, müsait bir anımda bu konu ile alakalı uzun uzun yazacağım.

    deadhouse

    @ismail vilehand, Metallic Hardcore ile alıp veremediğim bir şey yok. As I Lay Dying ve türevlerinden söz ediyorum ve dediğin gibi anaakımda Metalcore deyince akla gelen müzik türü bu.

    Raddor

    @ismail vilehand, @deadhouse, rateyourmusic.com da şöyle yapmış:

    Converge, Between the Buried and Me, Bring Me the Horizon, Code Orange, Knocked Lose” Everytime I Die, Architects, Poison the Well, Full of Hell: Metalcore

    Avenged Sevenfold, Trivium, Bullet For My Valentine, Protest the Hero, Killswitch Engage, All That Remains, As I Lay Dying, Asking Alexandria, August Burns Red, Parkway Drive, Atreyu: Melodic Metalcore

    deadhouse

    @Raddor, Bence ilki için Metallic Hardcore ideal. İkincisi için orospulaşmış metal ideal. Bu arada Avenged Sevenfold kaç albümdür bırakmış vaziyette bu türü. Erkek oldular, adam gibi metal yapıyorlar artık. Bu dünya garip yer. Alacakaranlık filmlerindeki Kristen Stewart’a ve Robert Pattinson’a bak ve şimdiki hallerine bak. Biri kadın biri erkek oldu. O filmlerdeki halleriyle herkes alay ediyordu. Kimse ihtimal vermezdi böyle olacaklarına.

    Opethsevenbiri

    @deadhouse, Uzun süredir Metalcore yaptığı pek söylenemez ama Trivium, erken Killswitch Engage, August Burns Red, erken Parkway Drive falan da bence gayet iyi. Melodic Metalcore’a da haksızlık yaptığını düşünüyorum.

    Opethsevenbiri

    @Opethsevenbiri, Bir de senin bahsettiğin Metalcore zaten öleli çok oldu. Yol yakınken tür dönüşümüne giden gruplar (Trivium için Thrash/Alternative ben pek tutmasam da Avenged Sevenfold için Heavy Metal gibi) bir şekilde tutunmayı başardılar ama genel olarak şu an Metalcore Architects’in yaptığı müziğe benzer şekilde ilerliyor. Djent gitarlar, elektronik ambiyans vs.

    Candaş

    @deadhouse, Sevmemek çok normal, ben de hiç dinlemiyorum uyuz oluyorum bu tür şarkılara, metal müziğe zarar verdiğini de söyleyebilirsiniz tartışırız fakat metal olmadığını iddia etmek bence yanlış. Yapılan müzik net olarak metal değil midir? Biz nefret etsek küçümsesek de bu yapılan müzik insanların metal müziğe başlamasına ve bazılarının sonrasında daha extreme türlere yönelmesine önayak oluyor.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.