# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
CYNIC – Ascension Codes
| 08.12.2021

Geçmişin gölgesi.

Cynic ayrılıklar, dağılmalar ve kavgalarla dolu, bolca çalkantılı zamanlardan geçmiş bir grup. Özellikle 2020 senesi Cynic için neredeyse lanetli bir yıl oldu ve grup çok değerli iki elemanını kaybetti. Hem Sean Reinert hem de Sean Malone metal müzik tarihine damga vurmakla kalmayıp, birçok progresif ve death metal severin gönlünde özel bir yer edinmiş insanlar. Bunda en büyük sebebin her ikisinin de enstrümanlarının metal müzik kalıplarındaki standart stillerini kabullenmeyip, çok daha hayal gücü yüksek, özgür ve cesur bir tarz benimsemesi olduğunu düşünüyorum. Metal müzik ile uğraşıp bas gitar ya da davul çalan birinin Focus’u dinleyip, “Bir dakika! Bunu yapmak serbest miydi?” tepkisini vermemesi çok zor. O yüzden öncelikle bu iki dev adamı bize başka bir yolun mümkün olduğunu gösterdikleri için derin bir minnetle anmak istiyorum. Sean Malone’u maalesef hiç izlemedim, ama sayıları az da olsa çaldığı albümlerin bendeki etkisi çok büyüktür. Sean Reinert’ı ise bir kere Cynic ile (efsane Traced in Air turnesinde Türkiye’de), bir kere de Death to All (Chuck hariç orijinal Human kadrosu ile) ile izleme şansım oldu, ikisinde de aklım çıktı. Bu adamların yaptığı müzik ile büyüdüğüm için kendimi çok şanslı hissediyorum.

Yazının asıl konusu bu değil tabii, konumuz orijinal kadronun tek elemanı olarak kalan Paul Masvidal’ın yayınladığı yeni Cynic albümü, Ascension Codes. Artık ortada grup diye bir şey kalmadığı için albüme Masvidal’ın solo çalışması olarak da bakmak mümkün. Ascension Codes tam da beklendiği üzere tema olarak Masvidal’ın son yıllarda iyice kafaya taktığı, uzaylılar, ruhiyatçılık ve metafiziksel olgular üzerine şekillenen ve her ne kadar güzel anlar barındırsa da grubun geçmişte yaptıklarının fazlasıyla gölgesinde kalan bir çalışma.

Albüm Kindly Bent to Free Us’a göre klasik Cynic sound’una bir tık daha yakın, bu yüzden o albümü sevmeyenlerin Ascension Codes’a bir nebze daha fazla ısınacaklarını düşünüyorum. Tam anlamıyla metal denemez ama bir önceki albüme göre daha fazla elektro gitar ve riff var. Fakat öyle çok da agresif bir yaklaşım yok, death metal vokali kullanımı da misafir oyuncu seviyesinde diyebilirim. Bunun yanı sıra beklendiği üzere bol bol klavye ve atmosferik efekt de mevcut.

Albümle ilgili en büyük sıkıntı, içinde güzel anlar bulundursa da kompozisyon bütünlüğü ve bu pasajların birbirine bağlanması açısından önceki albümlere göre çok zayıf olması. Aslında albüm bu eksikliğini çok iyi şekilde saklıyor, prodüksiyonun eli yüzü düzgün, enstrümantal olarak performanslar müthiş (ki buna birazdan daha detaylı değineceğim) ve her şarkıda mutlaka en az bir tane “işte Cynic bu be!” dedirten bir bölüm var. Ama albümü birkaç kez dinledikten sonra baştan sona iz bırakan ve içerdiği güzel bölümleri akıllıca şekilde birbirine bağlayan kompozisyonların eksikliğini çok güçlü şekilde hissediyorsunuz. Mesela albümün ilk adam akıllı parçası olan enstrümantal “Winged Ones”’ı ele alalım. İlk dinlediğinizde gerçekten kulağa çok iyi geliyor, riffler, davullar, sololar, her şey şahane. Fakat tekrar tekrar dinlemeye başladığınızda, aslında parçanın kurgu açısından çok standart bir yapısı olduğunu ve ne melodi ne de ritim olarak çok da yeni bir şey sunmadığının farkına varıyorsunuz. Diğer yandan, benzer bir tarzda olan Cynic parçası “Textures”’u dönüp dinlerseniz, içinde beş kat daha fazla yaratıcılık ve heyecan bulunduğunu görebiliyorsunuz. Genel sıkıntı da bu işte, parçalar kötü değil, ama bir şekilde kulağa hep eski Cynic’in üzerine daha az kafa yorulmuş halleri gibi geliyorlar. “Mythical Serpents”, “Aurora”, “In a Multiverse Where Atom Sings”, bunların hepsi ortalamanın gayet üstünde parçalar. Ama benzer kompozisyonların çok daha iyilerini dinledik, bu yüzden geçmişin gölgesinde kalmadan bu albümden keyif almak çok zor hale geliyor. Hatta bu açıdan bakınca ben Kindly Bent to Free Us’taki daha dingin ve melodik tarzın terk edilmiş olmasına üzüldüm, orada en azından geçmişle karşılaştırılmaya bu kadar müsaade vermeyen daha orijinal bir duruş vardı. Hatta Ascension Codes ilk dinlemede iyi sonrasında bayat gelirken, Kindly Bent to Free Us’ta ise bunun tam tersi bir dinleme tecrübesi olduğunu söyleyebilirim.

Bir de albümdeki her tam parçanın ambient kısa parçalar ile tost yapılması fikrini de beğenmediğimi söylemek istiyorum. Bu kısa geçişler kötü değiller, ama zaten sürükleyici parçaların az olduğu bir albümü böyle geçişler ile bölerek albümün devamlılığını iyice düşürmek bence iyi bir fikir olmamış. Böyle kısa geçişler çok yoğun parçaların arasına az miktarda serpiştirildiği zaman iyi oluyor (mesela Tool bu konuda ustadır), ama Ascension Codes’ta olduğu gibi neredeyse formülize bir şekilde her parçanın önünde ve arkasında böyle geçişlerin bulunması bence albüme hiçbir şey katmamış. Tabii bunun müziksel bir fikirden ziyade albümün konseptine hizmet eden bir çaba olduğu söylenebilir, ama konsept müziği baltalamaya başlayınca bunun çok da savunulacak bir yanı kalmıyor.

Evet bu kadar negatif şey söyledik, ama yukarıda dediğim gibi albüm bu zayıflıklarını iyi saklıyor. En büyük sebebi de performanslar, albümde emeği geçen herkes üst düzey bir performans sergilemiş. Özellikle davulcu Matt Lynch’in yaptıklarına çok saygı duydum. Cynic tarzına uyacak şekilde aynı Sean Reinert gibi organik bir performans var, fakat kesinlikle Reinert’ı taklit etme gibi derdi olmamış. Tam aksine gerek zil performansı gerek davul atakları ile kendi karakterini ortaya koymuş. Albümdeki davul performansı gerçekten ilk dinlemelerde en çok keyif veren faktör. Masvidal bildiğiniz gibi, hem gitarda hem de vokalde alışık olduğumuz kaliteyi korumuş. Beni en çok şaşırtan ise klavyeci Dave Mackay oldu, kendisi çaldığı synth partisyonları ile albümde bas gitarın rolünü üstlenmiş, ve sonuç beklenilenden çok daha iyi olmuş. Tabii Sean Malone kadar kulaklara ve akıllara ziyafet çektiren bas rifleri ve atakları yok, ama sıradan bas gitar partisyonları dinlemek yerine albümdeki sound’a ve havaya çok daha iyi uyum sağlayan klavye tabanlı bir bas performansı duymak beni hem şaşırttı hem de mutlu etti. Kozmik temalı bir albüme çok iyi gitmiş bu bas sound’u.

Sonuç olarak Ascension Codes’un ilk birkaç dinlemede eski Cynic’i özleyen fanları mutlu edecek, fakat dikkatli dinlendiğinde geçmişin gölgesinde kalacak ve hızlıca unutulacak bir albüm olduğunu düşünüyorum. Bence Masvidal’ın ilham kaynakları hızlı şekilde tükeniyor, açıkçası aynı Traced in Air’de yaptığı gibi gruba taze kanlar alınmasının ve yeni bakış açılarının kazandırılması gerektiğini düşünüyorum. Yine de albüme kötü demeye dilim varmıyor, her ne kadar kilit elemanları artık bizle olmasa da, Cynic gibi bir grubun hâlâ var olduğunu bilmek güzel.

7/10
Albümün okur notu: 12345678910 (5.31/10, Toplam oy: 29)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2021
Şirket
Season of Mist
Kadro
Paul Masvidal: Vokal, gitar, gitar synth
Matt Lynch: Davul

Konuk:
Plini: Lead gitar, gitar synth
Dave Mackay: Bas synthesizer, klavye
Max Phelps: Ek vokal
Şarkılar
01. Mu-54*
02. The Winged Ones
03. A'-va432
04. Elements and their Inhabitants
05. Ha-144
06. Mythical Serpents
07. Sha48*
08. 6th Dimensional Archetype
09. DNA Activation Template
10. Shar-216
11. Architects of Consciousness
12. DA'z-a86.4
13. Aurora
14. DU-*61.714285
15. In a Multiverse Where Atoms Sing
16. A'jha108
17. Diamond Light Body
18. Ec-ka72
  Yorum alanı

“CYNIC – Ascension Codes” yazısına 5 yorum var

  1. Fırat says:

    Öncelikle kritik için çok teşekkürler, çok güzel bir yazı. Cynic çok sevdiğim bir grup ve albüm çıktığından beri kritiğinizi bekliyordum.

    Ben de birkaç görüşümü belirteyim. Öncelikle kritikte Paul Masvidal’in solo projesi olması ile ilgili kısma %100 katılıyorum. Kendisinin zaten Masvidal adında bir projesi vardı bu albüm o grupla da çıkabilirdi pekala. Kindly Bent Free Us’a göre Cynic’e daha fazla benzediği belirtilmiş katılıyorum ancak bence hala Cynic’ten çok Masvidal albümü.

    Vokalleri önceki albümlere göre daha fazla sevdim, özellikle efektler olmadan tamamen clean olduğu bölümler bence gayet başarılı. Ancak ilk single brutal vokalin back vokal olarak yer aldığı bir şarkıydı ve bence çok başarılıydı. Albümde daha fazla sayıda bu tip parça olur diye düşünmüştüm ancak olmadı. Seyrek de olsa aralara yedirilmiş brutal vokallere yer verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu yönden hayal kırıklığı oldu.

    Davul çalan arkadaş oldukça başarılı olsa da Cynic dinlerken hala Reinert davullarını arıyorum. Reinert’sız Cynic o kadar eksik ki gözümde. Gitar da bazı yerlerde Plini’ye dönüşüyor diye düşündüm albümü ilk dinlediğimde. Sonra metal-archives’dan baktım gerçekten de albümde Plini çalmış. Cynic’e yakın bir müzik yapsa da Cynic albümünde Plini müziği duymak istemiyorum açıkçası. Klavye olayı bence de güzel olmuş, başarılı bir deney diyebiliriz.

    Albümdeki en sevdiğim şarkı Aurora oldu, The Faceless vari bir şarkı çok hoş.

    Geçiş şarkıları albümün en kötü tarafı heralde, hiç olmamış. Bunları çıkartıp bir Spotify listesi yaptım, böyle yapmanızı tavsiye ederim daha dinlenebilir oluyor.

    Cynic en sevdiğim ilk beş gruptan biri, ancak son iki albümle birlikte jazz fusion etkilerinin iyice azaldığını, meditasyon atmosferinin de iyice baskınlaştırıldığını görüyorum ve bu durumdan hiç memnun değilim açıkçası.

  2. Dysplasia says:

    “Metal müzik ile uğraşıp bas gitar ya da davul çalan birinin Focus’u dinleyip, “Bir dakika! Bunu yapmak serbest miydi?” tepkisini vermemesi çok zor.” Ahah, sitede okuduğum en doğru cümle olabilir.

    Kritik de keza aklımdan geçenleri bir bir dökmüş. İşin kötü tarafı bu albüm bende hayal kırıklığı bile yaratmadı. ‘E başka ne çıkaracağıdı’ diye dinledim albümü bir kaç kere ve yollarımızı ayırdık.

  3. Canoir says:

    İyi ki sen yazmışsın abi. Katılamadığım tek bir nokta bile yok. Teşekkürler

  4. Rashid says:

    Nazım abi zaten söylenilecek herşeyi söylemiş. Hani başka bir grup şunu yapsa baya alkışlarım ama işte konu Cynic olunca yapamıyorum. Şarkılar Cynic adına biraz fazla statik ve sade olmuş. Tüm şarkılarda “hah şimdi coşacaklar” dediğim anda yine aynı telden sakin sakin devam ediyor şarkılar. Masvidal abim solo projesiyle Cynic arasındakı ince çizgiyi pek iyi ayarlayamamış bence. Albüm kısaca Traced in Air’in sevimsiz, tipsiz küçük kardeşi olmuş. Tamam yüzüne bakınca kardeş olduklarını anlıyorsun ama aradaki farkları da gözardı edilemeyecek kadar fazla.

  5. Fırat says:

    Geçenlerde Masvidal’ın şöyle bir videosunu yayınladı Strandberg kanalı. Acaba albümü fazla mı gömdük diye düşündüm izlerken. Nakarat ve sondaki 9 gitarlı bölüm şahane.

    https://www.youtube.com/watch?v=9f6ZxmmQ_lc&ab_channel=StrandbergGuitars

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.