# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
black midi – Cavalcade
| 01.06.2021

Son yıllarda çıkmış en özgün ve ileriye dönük eserlerden biri.

Tan Öztürk (TanSolo)

2019’daki harika ilk albümleri “Schlagenheim”la radarıma takılan ve yıl sonu listemde oldukça yukarılarda yer alan black midi’nin bu sene çıkan yeni albümü, geçtiğimiz yıl beni en çok beklentiye sokan 5 albümden biriydi. Albümle ilgili hislerimi anlatmadan önce grubu size bir miktar tanıtmak isterim. Hayatım boyunca ilgimi çeken müzik genel olarak melodiye fazla ağırlık vermeyen; dinamik, agresif ve son olarak da davul içeren müzik olmuştur. black midi de ilk albümünde tüm bunları yapmış ve gönlümde taht kurmuştu. Peki sadece bu şartları yerine getirerek kaliteli müzik yapmak kolay mıydı? Tabii ki hayır. black midi, müziğini yaparken örnek aldığı Slint ve This Heat gibi grupları çok iyi anlıyor, çılgın ve kaotik karakterini müziğine katarak kendine ait oturaklı bir kimlik oluşturuyordu.

Fakat bu sene içerisinde “Cavalcade”e yönelik beklentimi düşürdüğüm, hatta bir miktar hayal kırıklığı yaratacağına dair endişelerim oldu. Bunun sebebi ise kardeş grupları olarak görebileceğimiz Black Country, New Road ve bir başka benzerleri diyebileceğimiz Squid. Bahsettiğim iki grup da ilk albümlerini bu sene piyasaya sürdü ve ikisi de çok başarılı albümlerdi. Fakat beni endişelendiren nokta bu albümlerin başarılı oluşu değil, “Schlagenheim”dan daha deneysel ve neredeyse bir o kadar oturaklı olmalarıydı. Yanlış anlaşılmasın; “Schlagenheim” asla bu albümlerden zayıf değildi, hatta bana kalırsa Squid’in ilk albümü olan “Bright Green Field”dan daha iyiydi; Black Country, New Road’un ilk işi olan “For the First Time”dan ise kötü değildi. Beni endişelendiren nokta, bu iki İngiliz grup daha ilk albümlerinden bunları yapmışken black midi’nin ilk albümde oturttuğu math rock karakterinden vazgeçmeyerek aynı yolda devam etmesiydi. Neyse ki beni çok güzel göt ettiler ve hiç beklemediğim ve asla hayal edemeyeceğim kadar ilginç bir noktaya gittiler.

“Cavalcade” bana kalırsa günümüzde çıkmış bir King Crimson klasiği’nden farksız. King Crimson etkileri bariz şekilde ilk albümde de görülebiliyordu, ama bu albümde sadece tarz değil aynı zamanda yenilikçilik açısından da King Crimson tarzı bir devlik göstermişler. Bunu da farklı bir bakış açısıyla yapmışlar. King Crimson harika caz müzisyenlerinin doğaçlama yeteneklerini ve yaratıcılıklarını konuşturarak rock müziğe yeni bir karakter kazandırması olarak ifade edilebilecekken; black midi ise harika caz müzisyenlerinin adete gizli bir görevdeymişçesine rock müziği içten çökertmeye kalktığı bir hâl alıyor. Grup bu albümü yaparken oldukça anti-rock’vari bir karakter benimsemiş ve sık sık klasik caz, r&b ve soul hissiyatı yaşatan bir albüm yaratmış. “Schlagenheim” oldukça kaotik ve kompleks bir albümken grup bunu ve daha fazlasını “Cavalcade”de de sağlamış diye düşünüyorum. “Cavalcade” an an daha kompleks ve daha kaotik olsa da birçok anda da bir o kadar “chill” ve “Groove” anlara ev sahipliği yapmış.

İlk incelemem olduğundan biraz amatörüm, ama sanırım albümün genelinden çok biraz daha özeline yönelmem gerekiyor. Albüm, “Schlagenheim”a kıyasla daha fazla şarkı çeşitliliğine sahip ve hepsi de birbirine harika şekilde bağlanmış. Albüm “John L” gibi ilk albümdeki tona daha yakın, bitmek bilmeyen bir enerjiye ve kaosa sahip, üstüne bir de orkestra içeren bir şarkıyla açılıyor. Ardından belki de grubun en sakin ve soul ağırlıklı şarkısı olan “Marlene Dietrich” geliyor ve bu absürtlüğü asla yadırgamıyorsunuz. Zaten black midi yeni bir grup olduğu için albümün daha kaotik parçaları aslında 2019’da canlı olarak çaldıkları parçalar. Grup bu şarkıları albümlere yerleştirirken ne kadar özenli olduğunu gösteriyor. Miles Davis dozu çok yüksek olmayan daha rock karakterli şarkılara ilk albümlerinde yer verirken, daha fazla Miles Davis dozu içeren daha caz parçaları ise bu albüme saklamışlar.

Albümün bir diğer parçası “Diamond Stuff”ta ise sanki Slint’ten “Spiderland” dinliyorsunuz. Albümün muazzam kapanışı olan “Ascending Forthta ise son bilmem kaç yılda çıkmış, eskilere göz kırpan en özgün parçalardan birine tanık oluyorsunuz. Kısacası, anlatmak istediğim şey black midi şarkılar içerisinde farklı vokal tarzları, farklı dönemler ve türler arasında geçişler yaparken bir noktada da belirlediği bir formun üzerinden devam ediyor ve parçalar arası bütünlüğü de tam olarak bu sağlıyor. Bu arada “Ascending Forth” deyince birden heyecanlandım. Bence dinlediğiniz en iyi şarkıdan kötü değildir, en az onun kadar iyidir. Şarkı kalitesi ölçerken kullanılabilecek bir üst barajdır. 50’ler vokal cazının günümüzde alabileceği en iyi, en yaratıcı formdur. EVERYONE LOVES ASCENDING FOURTHS. Tabii bu parçalardan bahsettim ama bana kalırsa geriye kalan şarkıların da asla bunlardan aşağı kalır bir yanı yok. Hepsi birbirinden farklı, kendi ilginçliklerine ve karizmalarına sahip şarkılar.

Söz yazarlığına da girmek istiyorum ama aslında pek de giremem çünkü neden bahsettiklerini tam anlayamadım. Yine de sözler hakkında da bir şeyler söyleyeceğim. Söz yazarlığı olarak belirli bir konsept takip edilmemiş ve her şarkı ayrı bir hikâye anlatıyor. Bahsettiği şeyi oldukça pratik bir yoldan anlatan, hissiyatını yoğun aktarabilen sözler var albümde (açılış parçasını buna örnek gösterebilirim). Sözler, black midi’nin benzeri diyebileceğimiz grupların yazdıkları sözlere kıyasla dinleyiciye daha olgun işi hikâyeler anlatıyor. Tabii o absürt, genç ve çılgın tavırlarından da ödün vermedikleri “Hogwash and Balderdash” gibi bir şarkı da var “Cavalcade”de.

black midi davulcusu için de ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Adı Morgan Simpson ve son yılların en iyi davul performansını sergilemiş demek isterdim, lakin geçen sene Jamie Saint-Merat’ın “Stare Into Death and Be Still”de yaptığı hayvanlıklar aklıma geldi. Ama en azından şimdilik senenin en iyi davul performansı desem sırıtmaz diye düşünüyorum. Davul tonları, yaratıcılık ve bitmek bilmeyen enerjisi ile her anlamda muazzam bir performans sergilemiş.

Yavaştan kapatalım. black midi bir müzik yaratırken bu müziğe tümüyle hâkim olmak için belli ki fazlasıyla vakit harcamış ve müziklerine kattıkları bütün deneysel ögelerden olumlu sonuçlar almış. Müziklerini dinlerken 20’lerinin ilk yarısında olan insanlar değil de sanki 30’unu aşmış tecrübeli insanlar dinliyorsunuz. Bu sayede grup, son yıllarda çıkmış en özgün ve ileriye dönük eserlerden birini sunmayı başarmış. Tüm bu nedenlerle, “Cavalcade” metal harici müziklerle aranız yoksa bile dinlemenizi tavsiye edeceğim bir eser.

9,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (7.43/10, Toplam oy: 21)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2021
Şirket
Rough Trade
Kadro
Geordie Greep: Vokal (1-3, 6-8), gitar, besteler
Cameron Picton: Vokal (4, 5, 8), bas, besteler
Morgan Simpson: Davul, besteler
Matt Kwasniewski-Kelvin: Besteler (1, 3)

Konuk:
Kaidi Akinnibi: Saksafon
Seth Evans: Klavye
Jerskin Fendrix: Keman (1)
Şarkılar
1. John L
2. Marlene Dietrich
3. Chondromalacia Patella
4. Slow
5. Diamond Stuff
6. Dethroned
7. Hogwash and Balderdash
8. Ascending Forth
  Yorum alanı

“black midi – Cavalcade” yazısına 16 yorum var

  1. Eline sağlık Tan. Hem PA için ilk kritiğin hem de genel olarak ilk kritiğin. Gayet güzel yazmışsın, albümü merak ettiren bir yazı, bakacağım mutlaka.

    TanSolo

    @Ahmet Saraçoğlu, yazının daha iyi olma ihtimali vardıysa bile sana bu albümü merak ettirdiysem gerçekten bir şeyler başarmışımdır. Teşekkürler Abi.

  2. Cryosleep says:

    Bu sitede black midi bile gördük.

  3. Yiğit says:

    İlk şarkı ilk defa 21st century schizoid man dinlerken hissettiklerimi hatırlattı bana. Kesinlikle harika bir iş. Böyle albümlerin sitede olmasını sağlayanlara teşekkürler. 9/10

    TanSolo

    @Yiğit, kesinlikle benzer hisler barındırıyor. Bir şey değil.

  4. koca says:

    Bir kritikte bu kadar iddialı cümlelerin olması tuhaf değil mi? Hele ki yazan kişinin ilk kritiği ise…?

    “”Cavalcade” bana kalırsa günümüzde çıkmış bir King Crimson klasiği’nden farksız.”

    “Son yılların en iyi davul performansını sergilemiş demek isterdim, lakin geçen sene Jamie Saint-Merat’ın “Stare Into Death and Be Still”de yaptığı hayvanlıklar aklıma geldi. Ama en azından şimdilik senenin en iyi davul performansı desem sırıtmaz diye düşünüyorum.”

    Börbır

    @koca, İlk kez kritik yazmış ilk kez müzik dinlememiş. İddialı konuşmasında hiçbir sorun görmedim ben.

    koca

    @Börbır, teşekkürler, ben ilk defa müzik dinlemiş sanmıştım. Böyle olunca sorun kalmadı zaten, kusuruma bakmayın.

    Börbır

    @koca, Rica ederim ne demek. Arada olur böyle hatalar dikkat etmek lazım.

    TanSolo

    @koca, bilmem doğrudur. Öyle düşündüğüm için öyle yazdım

  5. ihsanoird says:

    Kritik için eline sağlık. King Crimson demek için erken olabilir çünkü çok taze bir albüm, yıllandıkça kendini nerede konumlandıracağına göre değişebilir bu işler. Bana göre kesinlikle müthiş yetenekli bir grup ve yıl sonu listeme muhakkak girer. Bu arada Squid’in albümünü 2 yıldır bekliyordum, onların da kumaşı belliydi ve yanıltmadılar. Grup önerme kısmındaki gönderine yaptığım yorumu aynen kopyalayayım.

    ————–
    yeni albümde çıtayı baya yukarı çıkarmışlar. albümün açılış ve kapanış şarkıları aşırı iyi olmuş.

    İngiliz deneysel müzik sahnesi bu yıl bokunu çıkardı. Black Midi, Squid, Black Country New Road, Courting vs sanki belli müzik şirketlerinin güdümünde gayet planlı bir müzikal dönüşümün bayraktarları gibiler.
    ————–

    TanSolo

    @ihsanoird, Teşekkürler. Tabii albümün ileride nelere sebep olacağını bilemem ama büyük şeylere sebep olacağına emin gibiyim.

    Squid beni de şaşırtmadı tam ep’lerinde verdikleri vibe’la orantılı çok iyi bir albümle gelmişler.

  6. Ouz says:

    Hayatımda ilk kez duyduğum bir oluşum. Örnek parçalara baktım, başta biraz garip geldi ama albümü baştan sona dinlemeden net bir şey demem yanlış olur.

    Ellerine sağlık, derli toplu, iyi bir kritik. Devamını bekleriz.

    TanSolo

    @Ouz, kesinlikle garipler isabet yorum olmuş yine de baştan sona dinlemek lazım.

    Teşekkürler

  7. deadhouse says:

    Ben de ilk defa duyuyorum grubu. Böyle müzikleri ya çok seversiniz, ya da nefret edersiniz. Bakalım ben hangi tarafta olacağım. Teşekkürler kritik için.

  8. Ömer Kus says:

    Eline saglik, guzel bir ilk kritik.

    “Bunun sebebi ise kardeş grupları olarak görebileceğimiz Black Country, New Road ve bir başka benzerleri diyebileceğimiz Squid.” Bu cumle ve sonrasindaki birkac cumlede biraz karisik anlatmissin diye kucuk bir elestiri getirecektim ama sonradan gördum ki Black Country, New Road, tek bir grubun ismiymis ahah. Ben onu iki ayri grup sandim ilk basta. Tek grup oldugu bilinince taslar yerine oturuyor.

    Ama album hakkinda sana pek katilamayacagim. Simdilik bir kere dinledim, daha cok dinlemem lazim elbet ama Schlagenheim’daki sertlik, cilginlik, kaos, kompleks muzik bu albumde cok azalmis, caz etkileri artmis, muzik fazlaca uysallasmis geldi bana. “Fulariniz yetersiz” hata mesaji aldim.

    Bu albumden sonra tekrar Schlagenheim dinledim. 953, Speedway, Near DT,MI, bmbmbm gibi sarkilar bana cok daha fazla hitap ediyor. Bu albumu dinleyip de begenmeyenleri bir de Schlagenheim dinlemeye davet ediyorum buradan.

    Black Country, New Road ve Squid’e de bakacagim bu arada, tesekkurler.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.