# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
INFERNO – Paradeigma (Phosphenes of Aphotic Eternity)
| 14.05.2021

Sizi rahatsız etmeye geldim.

Oğuz Sel

Yatarken odanızın aydınlatmalarını kapatıp ışık yayabilecek elektronik eşyaları dinlenmeye alarak kalın perdelerinizi, kornişlerin, duvarla neredeyse birleştiği noktaya kadar çektikten sonra odanızın tamamen karanlık hâle geldiğini düşünebilirsiniz. Evet, ilk etapta odanız karanlık gibi görünebilir ama gözleriniz ortama alışmaya başladığında çevrenizdeki eşyaları seçebilirsiniz, hatta kalınlığına güvendiğiniz perdenin aslında dışarıdan gelen ışığa karşı ne kadar da dirençsiz olduğunu gözlemleyebilir, perdenin sağından solundan odanıza girmeye çalışan ışık parçacıklarının dansına şahitlik edebilirsiniz. Ama karanlığın da karanlığı olduğunu yatağa uzandıktan sonra şehir çapında bir elektrik kesintisi yaşandığında hatırlarsınız. Artık, perdelerin arasından odanıza dalmaya çalışan ışık parçacıkları yoktur. Bırakın az önce odanızda ek bir aydınlatma olmadan eşyalarınızı seçebilmeyi, balkondan dışarı çıktığınızda az ötedeki yolu bile göremez, o an güvende olmanıza rağmen kendinizi bir güvensizlik bir rahatsızlık içinde hissetmeye başlarsınız. Inferno’nun “Paradeigma (Phosphenes of Aphotic Eternity)” ile zifiri karanlığa gömülü sesler bütünü sunarak sizi, albümün ilk dakikalarından itibaren güvensizlik ve rahatsızlığa koşullandırması gibi.

2017’den beri belirli aralıklarla dinlediğim albümlerden birine imza atmıştı Inferno “Gnosis Kardias (Of Transcension and Involution)” ile. Açılışından kapanışına kadar dinleyeni diken üstünde tutabilecek ayardaki yapıt, grubun müzikal dönüşümünün en olgun meyvesiydi. Bu yıl, kariyerinin 25. senesini idrak eden Inferno’nun, beslendiği kaynakları genişletmesi, grup üyelerinin kendi; insani, ruhani ve mistik deneyimlerini artırmaları sayesinde var olan ve oluşumun, müzikal garabet seviyesini kendi belirlediği noktaya taşıdığı yeni albümüyle karşı karşıya kalmış durumdayız. “Garabet” ve “karşı karşıyayız kalmış durumdayız” ifadelerini özellikle seçtim. Çünkü önümüzde gerçekten iç karartan bir garabet var. Grup, kendi Bandcamp sayfasındaki keyword’lere bu albüm özelinde “eerie black metal”i eklemiş, bu maalesef öyle dikkat çekmek için yapılmış bir şey gibi durmuyor. Çek dostlarımız, ne yaptıklarının, nasıl bir “müzik” ürettiklerinin çok farkındalar. Diğer yandan “müzik” üst başlığı altında üretilen bu işitsel unsurlar bütünü, olsa olsa karşı karşıya kalınacak bir şeydir, bir yıpratıcılık kumkumasıdır, bu dünyadaki günahlarımızın karşılıklarından biridir belki de, hatta umarım ki bir kefarettir.

“Paradeigma” tahmin edeceğiniz üzere geleneksel black metal standartlarından epey farklı bir noktada. Hipnotik, saykedelik, ritüelistik ve sonu “ik” diye biten bilumum black metal varyasyonuyla karşılaşmış olabilirsiniz fakat bu albüm, bu zamana kadar dinlediğiniz tehditkâr, saldırgan, dine kitaba demediğini bırakmayan, şeytana güzellemeler içeren, kapkara black metal örneklerinden çok başka. Benzerleri muhakkak ki vardır ama Inferno, albümü hazırlarken derin okumalar yapmış; psikoloji, kozmoloji ve korku sarmalını, konsept bir yapıt olan “Paradeigma” ile önümüze koymuş. Grubun, Bandcamp sayfasında hangi eserlerden ilham aldıklarına dair bir bölüm mevcut ama benim asıl dikkatimi çeken, bazı illüstrasyonlarıyla Inferno müziğine yol gösterdiği açık olan Carl Jung eseri The Red Book.

Önceki albümlerin aksine “Paradeigma”da belirgin bir vokal yok, grubun bilinen en eski üyesi Adramelech bize bir şeyler anlatıyor ama kendi adıma konuşacak olursam ben bir şey anlamıyorum. Yaptığı şey, genel olarak müziğe dolgu olabilecek nitelikte gırtlak sesleri çıkarmak. Aslına bakarsanız ben bunu bir geri adım veya kayıp olarak değerlendirmiyorum. Zaten ortada yeterince güçlü ve boğucu bir müzik var, ona bu şekilde eşlik etmek belki de en iyisi. Diğer yandan müzisyenlik konusunda kabiliyetlerini her vesileyle gösteren grup üyeleri arasında, Trollech davulcusu Sheafraidh de katıldı. Kendisinin performansı kesinlikle takdire şayan. Bas tarafında bu defa kimin olduğunu bilmiyorum ama önceki albümdeki bas yürüyüşleri ve şarkıları yönlendirişlerine bu defa pek denk geldiğimi söyleyemem. Konuk vokal olarak yapıma destek veren Hekte Zaren ise artık tanıdık bir yüz hâline geldi benim için ve buradaki performansı da yine gayet başarılı. “Phospenes” parçasında ve takip eden eserlerde kendisini bolca duyabilirsiniz. Ama akıl sağlığınızı korumak adına duymak ister misiniz, bundan emin değilim.

Kısa süre önce Rick Beato’nun YouTube kanalında, Spotify’ın Top 10 metal müzik listesine dair videosunu izledim ve iki üç grup hariç hiçbirini bilmediğimi fark ettim. Fark ettiğim diğer durumsa bahse konu metal parçalarının ne kadar “normal” olduğuydu. Böylesi “normal” metal müzik grupları ve parçaları dinliyorsanız, Inferno kesinlikle size göre bir müzik yapmıyor. Fakat black metalin, uyumsuz taraflarında seyreden, deneysel işler yapabilen örneklerini tadıp beğendiyseniz, “Paradeigma”ya şans verin derim. Aksi hâlde albümün beyin kıvrımlarınıza sıçratacağı karanlığı temizlemeniz, size yaşatacağı benzersiz rahatsızlığı unutmanız yıllar alabilir.

7,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (7.74/10, Toplam oy: 19)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2021
Şirket
Debemur Morti Productions
Kadro
Adramelech: Vokal
Ska-Gul: Gitar
Morion: Gitar
Sheafraidh: Davul

Konuk
Hekte Zaren: Ek vokal
Şarkılar
1. Decaying Virtualities Yearn for Asymptopia
2. The Wailing Horizon
3. Descent into Hell of the Future
4. Phosphenes
5. Ekstasis of the Continuum
6. Stars Within and Stars Without Projected into the Matrix of Time
  Yorum alanı

“INFERNO – Paradeigma (Phosphenes of Aphotic Eternity)” yazısına 8 yorum var

  1. Dysplasia says:

    ne kadar kötü bir listeydi o Rick Beato’nun dinlediği liste yahu.

  2. Eline sağlık Oğuz. Yazdıklarına büyük oranda katılıyorum. Inferno genel olarak rahatsız bir grup ve yaptıkları her şeyi sevdiğimi söyleyemem. Bence bu albümde önceki işlerine kıyasla daha rafine bir müzik yapmışlar. Daha tane tane, daha net bir hava var.

    Bahsettiğin rahatsızlık hissi albümde elbette ki var ama bunu olayın merkezine koymamışlar bence. Yani sürekli gerelim, hep bir endişe yaratalım gibisinden kendi kendilerini sınırlamamışlar. Bu sayede albüm baştan sona aynı statik havada devam edip tek boyutlu kalmıyor, pek çok anda genişleme imkânı buluyor.

    Ayin kıvamında olayların, hipnotik muhabbetlerin BM bağlamında kullanılması çok iyi yapılmadığı sürece artık pek hoşuma gitmiyor. Inferno burada bunu tadında, kıvamında yapmış ve bu da albüme olgun bir hava vermiş. Epey karanlık iç dünyaları olan adamlar oldukları belli ve ileride de bunun üstüne koyarak devam edeceklerini düşünüyorum.

    Ouz

    @Ahmet Saraçoğlu, Aynen abi, bu ayin muhabbetleri beni de epey baymaya ve bana yapmacık gelmeye başladı. Bir dönem “Ulan bu herifler ne yapıyorlar böyle?” filan diyordum, şimdi ufaktan tebessüm ediyorum böyle şeylere denk geldikçe. Ama Inferno’nun pek şakası yok, o yüzden kendilerine saygıda kusur etmem. :)

  3. daud says:

    Başlarda pek ısınamadım açıkçası, ancak şu an diyebilirim ki şimdiye kadar yaptıkları en iyi albüm. Dört ve altıncı parçalar yapmak istedikleri şeyi çok güzel anlatıyor. Davul işçiliği cidden harika, albümün muazzamlığında katkısı büyük.

    Birde albüm süresi çok dengeli. Mesela 10 dakika daha uzun olsa dinleyiciyi gereksiz boğabilirdi. Şu an 35 dakika soluksuz geçiyor resmen.

  4. ismail vilehand says:

    Yeni davulcunun insan öldürücü black metal çalarken sanki funk çalar gibi ritmik güzellikler yapması beni kendimden geçiriyor. Bana göre grubun uzak ara en iyi albümü.

  5. ismail vilehand says:

    Albüm baştan sona kusursuz ama The Wailing Horizon ve Ekstasis of the Continuum kanırtarak sikiyor. Hayatımda duyduğum hiç birşeye benzemeyen albümlerden biri. Aşırı özgün.

  6. P L A G U E says:

    Autokrator yeni parçayı( https://youtu.be/M–Oh3Xcm8E ) dinlerken izbe, sidik kokan bir köşede efes xtra fondipledim. Şimdi de canım bu albümü dinlemek istedi. Sanırım tünelin ucu bombok bir yere çıkacak.

    Bu arada ne zaman dinlesem çok feci ‘blut aus nord’ tadı alıyorum.

    Erhan

    @P L A G U E, Bunu demeye gelmiştim. Pleg reis aylar önce demiş zaten.

    BLUT AUS NORD gelecek olan albümüyle bu albümü bayağı güzelleyecek.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.