“Garabontzia” diye bir kelimeyle karşılaştığınızda doğal olarak ne anlama geldiğini bilmek istersiniz. Arattığımda neredeyse sadece bu albüm çıkıyor, bunun yanında alakasız birtakım sonuçlar veriyor. Google Translate, bu kelimenin Baskçada “vinç” ya da “turna” anlamına geldiğini söylerken, Google Maps’te ise Romanya’daki bir kitapçı olarak gözüküyor. Her ne olursa olsun, sonuçta az sonra kendisinden fıtır fıtır bahsedeceğiz.

HÆNESY Macar bir black metal grubu. Müziklerinin atmosferik, buhranlı, yoğun ve belli ölçüde sofistike olduğu söylenebilir. 2018’de çıkan ilk albümlerine adını veren “Katruzsa”, Macaristan’ın en yüksek zirvelerini içeren Mátra Dağlarının eteklerindeki bir yermiş. O albümdeki şarkıları Katruzsa I, II, III… diye sıralayan grup bu kez farklı şarkı isimleri seçmiş. Bunu belirtme gereği duydum, çünkü “Garabontzia” genel olarak birbirine bağlı gibi duran şarkılar içeren bir albüm. Kapaktaki görsele belki İncil’le alakalı bir referans yakalayabilirim ümidiyle baktıysam da pek bir çıkarımda bulunamadım. Sonuçta şarkılar genelde benzer kimliklerde ve dediğim gibi bağlantılı gibi duran yapılarda seyrediyor.

Bu benzerliği oluşturan başlıca konu, “Garabontzia”daki şarkıların neredeyse tümünün sakin, narin, kırılgan, nazlanarak başlıyor oluşu. Kimi şarkılar 20 saniyelik, kimileri 1 dakikadan uzun atmosferik pasajlarla açılıyorlar ve neredeyse tümü usul usul başlayıp sonra bir anda kudurma şablonunu izliyorlar. Bu durum bir yerden sonra biraz “sal bizi agam” boyutuna gelebiliyor çünkü insan üçüncü, dördüncü dinlemede olaya gelinsin, aksiyon olsun, fırtına kopsun istiyor. Sonuçta HÆNESY black metal yapıyor ve adamlardan GORGOROTH olmasını elbette ki beklemiyorum. Yine de sanki bazı şarkılar giriş kısmını, build-up’ını sündürmeden başlasa çok da fena olmazmış.

3 kişiden kurulu HÆNESY’de bestelerden H. takma adlı gitarist Henrik sorumlu. Vokaller ise A. kişisine ait. Davulda, bu albümde T. olarak gözüken ancak diğer 2 üyenin aksine metal-archives’da ismi ve soyadıyla da yer alan Gabor Angeli var. Bunları belirtme sebebim, Angeli’nin neden isim soyadıyla yer aldığını anladığımız, kendisine bu tercihinde hak verdiğimiz bir davul performansıyla karşı karşıya oluşumuz. “Garabontzia”da çok çok iyi bir davulculuk var. Müziğin yapısı nedeniyle kimi zaman çok etkin olmasa ve yolunu gözletse de Angeli’nin davulculuğu kesinlikle HÆNESY’nin parlayan noktalarında en tepelerde.

Müzikal karakterine baktığımızda HÆNESY akıllara “Sunbather” dönemi DEAFHEAVEN’dan SO HIDEOUS’a kadar çeşitli grupları getiriyor. Post-black metal tarafı belli oranda mevcut ve olay hiçbir zaman gerçek anlamda bir “rif” duyma noktasına gelmiyor. Tremolo gitarlar, melodisi içine yedirilmiş akorlar, habis olmaktan ziyade ses duvarı örmeye gayret eden atmosferik rifimsiler ve başta introlar olmak üzere karşımıza çıkan bol reverb’lü clean gitarlar, efektli distortion’lar… Tüm bunlar HÆNESY’nin ortaya net bir kimlik koymasını sağlıyor ve eğer gereken özveriyi gösterirseniz albümü sevebileceğiniz uygun ortamı hazırlıyor. Bu özveri kısmı bence önemli, zira HÆNESY’nin hem genel metal kitlesi hem de black metal kitlesi açısından biraz seçici zevklere sahip dinleyicilere yönelik olduğunu düşünüyorum. Albüme bayılabileceğiniz gibi, hiç size göre bulmayabilirsiniz de. “Garabontzia” özelinde her ikisi de mümkün.

Başlıkta bahsettiğim şeyi bir tek ben mi yapıyorum bilmem, ama bazen gerçekten rahat vermeyen bir sivrisinek olduğunda pes edip “tamam aq sok kolumu bacağımı da siktir git” diyerek vücudumun küçük bir kısmını açıkta bırakarak yatıyorum. Elbette ki asla işe yaramıyor ve 5-10 dakikalık sessizliğin ardından “karnını doyurdu gitti” herhalde diye düşündüğüm sinek, kuntiz gibi “hnnnnnnnnnnnnnnn” diye kulağımın dibinde bitiveriyor. HÆNESY de böyle bir grup. İnce ince, sessiz sessiz giriyor ve sonra bir noktada iğnesini sokup istediğini alıyor. Şarkıların bu bir yerden sonra sabır gerektiren (belli ölçüde boş yapan) ağır ağır girişlerini görmezden gelirseniz, “Garabontzia” gayet ilgi çekici anlar barındırdığını zaten size daha ilk şarkıdan gösteriyor. Okuduklarınız merakınızı gıdıkladıysa, albüme şans vermekte tereddüt etmeyin.