# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
SORATH – Vivimos en perpetua guerra
| 08.01.2021

Kıyıda köşede kalmış grupların az bilinen albümlerine özel ilgi duyan melodi tutkunu dinleyicilerin dikkatine.

Oğuz Sel

Dilim, hâlâ “geçen yıl” demeye varmasa da hakikaten geçen yıl çıkan ve birçok PA takipçisinin de sene sonu listelerine girmeyi başaran Bythos’un muhteşem albümü “The Womb of Zero”nun üçüncü parçası “Sorath the Opposer”ı dinlerken PA sayfalarında henüz bir Sorath albümü olmadığının farkına vardım ve Ahmet’e bu hafta, grubun üçüncü albümünü yazacağımı söyledim.

Sorath, sanırım Türkiye’de, 798 milyon defa buralarda anlattığım albüm takaslarına vesile olan arkadaşlar ve benim haricimde hiç kimsenin bilmediği bir grup. Hatta grubun, kendi memleketi Çekya’da bile tanındığından emin değilim. Öyle ki sevgili Güzide ve Ahmet’in hazırladığı harikulade metal dosyası serisinin “Çek Cumhuriyeti” ayağında dahi bu heriflerin adı sanı geçmiyor. Hâlbuki Sorath, 1993 yılında kurulan, ilk demolarını bir sene sonra vermeye başlayıp 1990’ların sonundan 2000’lerin başına kadar üç albüm vermiş, dönemine göre üretken sayılabilecek bir grup.

Tabii bu üretkenliğin, bugün ele alacağım 2003 çıkışlı albümlerinin sonrasında, hadi hakkını yemeyeyim, 2005 çıkışlı split’leri sonrasında 15 yıl boyunca durduğunu söylemeliyim. 2018’de artık ne olduysa adamların yeni albüm çıkardığından haberim bile olmadı, dolayısıyla son albümlerini zamanında yazamadım. Onu da bir gün hazırlarım umarım diyerek grupla süper bir tanışma albümü olduğunu düşündüğüm “Vivimos en perpetua guerra” albümüne ufak ufak girelim.

Melodik black/death metal ile iştigal eden Sorath, 1998 çıkışlı ilk albümü “Gnosis” ile eh işte tadında bir ürün sunsa da grubun, içindeki cevheri açığa çıkarması çok uzun sürmedi ve 2000’de yayımladığı “Omnes Dii Gentium Daemonia” ile başarılı kompozisyon/akılda kalıcı melodi ikilisini de başarıyla kotarabildiğini gösterdi. Fakat “Vivimos en perpetua guerra” grubun magnum opus’u olacaktı.

Anne babaların çocuklarına yemek yedirme süreçlerinde sıklıkla başvurdukları “Aç ağzını bak, uçak/kamyon geliyor!” şeklindeki yeme motivasyonu sağlama yöntemini Sorath, melodi tarafında yapıyor resmen. “Benim karnım melodik black/death’e tok!” diyenlerin kulaklarına kaşık kaşık, kürek kürek melodi sokuşturan grup, daha bismillah, albümün açılışında harika melodili ve tadı damakta kalan bir parçayla başlıyor. Muhtemelen hayatınızda binlerce melodik parça dinlemişsinizdir ama boş kaldığınızda aklınıza, bazen grubunu hatırlamadığınız bazense komple şarkının kendisini anımsamadığımız melodiler takılır da gün boyu söylersiniz, mırıldanırsınız ya, işte bu melodi, o melodilerden biri. İnanmıyorsanız, garantisi benim. Banyoda, tuvalette, spor yaparken, iş yaparken, gezinirken mütemadiyen bu melodi aklıma gelir senelerdir. Zihnimin yoğunluğuna/yorgunluğuna göre bazen şarkıyı çıkaramam ama çıkardığımda sağlam bir oh çeker, açar bu parçayı ve dayanamaz albümün gerisini dinlerim.

1990’larda çıkan ikinci dalga black metal gruplarının zaman zaman yaptığı başarılı hamleleri müziğine yedirmekten kaçınmayan Sorath, albümün ikinci şarkısının son kısımlarında parçanın rotasını damar tarafa kırarak, hızlı tempo giden bir şarkının nasıl dramatikleşebileceğini gösteriyor. Bu, tabii ki ilk defa gördüğümüz bir şey değil ama 2003 yılında hâlâ çalışan bir taktikti ve ben 2021 yılına girmiş olsak bile bu taktiğe bayılıyor, şarkının 1.48’inde giren lead gitarlı kısma ayılıp bayılmaktan kendimi alamıyorum.

Son dönemde hazırladığım kritiklerde pek uygulamadığım şarkılardan tek tek bahsetme mevzusuna ister istemez fazla daldığımın farkındayım ama yine bazen buralarda diyorum ya hakkında uzun uzun konuşmak istediğim albümler/şarkılar var filan diye, işte bu albüm ve içerdiği şarkılar, tam da bu kapsamda. Her bir yanından, üzerine fazla uğraşılmışlık fışkıran, çift gitarın etkili kullanıldığı, güzel bir kulaklık ve hoparlör kurulumuyla çok acayip hisler yaşatabilen, fark etmesi zaman alan bir dolu an bulunduran “Vivimos en perpetua guerra” başlı başına bir anıt eser bana kalırsa. Abarttığımı düşünüyorsanız, çok değil 34 dakikanızı ayırmanızı rica edeceğim. Pişman olmazsınız muhtemelen. Ha bu arada kısaca değinmeden geçemeyeceğim. Vokal, bu albümde ciddi ciddi Ihsahn’a öykünüyor, hani “Vokalde Ihsahn varmış!” deseler, inanabilecek çok kişi olabilir.

Prodüksiyonunun eli yüzü gayet düzgün olan “Vivimos en perpetua guerra”, türe meraklı olan, kıyıda köşede kalmış grupların, az bilinen/dinlenen albümlerine özellikle ilgi duyan ve tabii ki kendini melodi bombardımanına hazır hisseden müzikseverlerin mutlak suretle göz atmasını tavsiye ettiğim bir eser.

9/10
Albümün okur notu: 12345678910 (4.41/10, Toplam oy: 17)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2003
Şirket
Metal Breath Production
Kadro
Admirerforestae: Vokal, gitar
Francis Empty: Gitar
Mar Markion: Bas, vokal
Ottar Distress: Davul
Şarkılar
1. My Last Heraldic Sign
2. The Sign of Burn / The Flames of Hell
3. The Teacher of Wisdom
4. The Legions of Bafomets
5. The Curse of Balance
6. The Dream of Victory
7. In the Loathsome Cradle of Wicked Christians
8. The Fifth Point
9. Dreaming Times
10. Vivimos en perpetua guerra
11. Finish of the Sorath's Sword (Yenilenmiş versiyon)
  Yorum alanı

“SORATH – Vivimos en perpetua guerra” yazısına 1 yorum var

  1. Rzeczom says:

    bas tonu iyi, besteler güzel ama yine de 2003′de değil de, ’93 yılında kaydetmişler sanki albümü. sürenin kısa olması da iyi olmuş. benim hoşuma gitti.

    melodeath/black sentezi sevenler kaçırmasın derim.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.