# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
ALL SHALL PERISH – The Price of Existence
| 02.01.2021

Varoluşun fiyatı.

Oğuzcan Dilek (Alondate)

Bu kritiğe aslında şöyle başlamıştım: “İnsanlık tarihini incelediğimizde dünyanın oluşumundan beri birçok insan türünün yeryüzünde yaşamış olduğunu görüyoruz. İlk insanın yaklaşık X milyon yıl önce ortaya çıktığı varsayılıyor. Sonuncu ve hala hayatta olan alt tür Homo Sapiens-“… Sonra kendi kendime dedim ki ulan National Geo’ya bilimsel makale mi yolluyorsun sibop! Bugün burada insanların sahteliğine, bizi köleleştirdiği bu düzene duyduğu nefreti gayet cinnetsel şekilde dile getiren fen lisesi terk bir grup gencodan bahsetmeye geldim ben. Ne insanlık tarihiymiş?

Günden güne her şeyin anlamsızlaştığı, insanların ilgisizlikten kırıldığı, hissizleştiği, aylık büyük eforlarımızın sonucunu aptal kâğıt parçalarıyla aldığımız bir dünyada (düzende) yaşıyoruz. Tüm bunları detaylarıyla zaten hepiniz az çok biliyorsunuz. O yüzden yazılıda sırf fazla puan almak için saçmalayan öğrenci misali bunları evirip çevirip önünüze tekrar koymak istemiyorum. Birine bir cümlelik mesaj da atsam, bir siteye koca kritik de göndersem, ilk ilkem her zaman samimi ve net olmaktır. Neyse, asıl söyleyeceğime gelirsek şu anki 1.00 versiyonunda olan hayatta şahsen gerçek bulduğum tek şey sevgi dediğimiz kavramdır. İçtenliğine inanıyorum. O kadar gerçek bir şey ki sahte olduğunda anında anlıyorsunuz. İçinize sinmiyor, o yapmacıklığı suratınıza çarpan bir rüzgâr gibi hissediyorsunuz. Dolayısıyla bu arkadaşı bulduğunuz an ya da bulduğunuzu düşündüğünüz an onun kıymetini bilin. Yani sırf laf olsun torba dolsun diye kibarlık adı altında sahtelikten kırılarak insanları aramak, özel gün mesajı atmak, onları umursuyormuş gibi yapmanın hiç bir manası yok. Herkes sadece ama sadece kalbinde yeri olan insanları önemser, sever. Kalan her türden davranış şekilciliğe, sahtekârlığa giriyor. Bu da oldukça mide bulandırıcı bir şey.

Yeryüzündeki canlılar arasında en az sevdiklerim olan insan denen yaratıkları bir kenara bırakıp modernlik kavramına gelirsek, bence herkes hayatının bir noktasında şu soruyu sormuştur kendine. Sormamışsa bile sorması gerektiğini düşünüyorum. Bu kadar uzun bir insanlık tarihi sonunda “modernlik” adı altında icat ettiğimiz şey bu mu? Her gün sabahın köründe uyanıp ne maddi ne de manevi olarak emeğimizin karşılığını alamadığımız işlere gidip, kendimizi sabahtan akşama kadar harap etmek için miydi bunca süreç? Kontrolsüzce çoğalmak, dünyayı bir sik kılı kadar bile önemsemeden umarsızca doğaya zarar verip, onu günden güne yok etmek için mi geldik bu günlere? Dünyaya verdiğimiz zararların boyutu artık ölçülemez boyutta. Tüm detayları yazmaya kalksak bitmez. Milyarlarca insan birlik olup tüm bunları engellemeye çalışsa bile artık “modern” dünya bir avuç insanın eline baktığı için iş işten geçmiş durumda…

2000’lerin başında Metalcore ile başlayan ve daha sonra Deathcore ile devam eden koca bir akımın içerisinde olduğumuz dönemleri kimler hatırlıyor? Her gün bu türler içerisinde yeni bir grup, albüm çıkıyor piyasaya. Mahalledeki tüm gençler ya Lamb of God ya da Killswitch Engage hayranı. Heavy ve Thrash metal ikonları bile artık bu türler içerisindeki favori gruplarından bahsediyor. O yıllarda All Shall Perish bir fen lisesi öğrencisi edasıyla ders niteliğinde bir albüm yayınlıyor ve yer yerinden oynuyor. “Core olan şeyleri dinlemiyorum moruk” diyen en elitist adamın bile tav olduğu bir albüm çıkıyor piyasaya. Ne oluyor kardeşim ne bu tantana? Tantana: The Price of Existence.

Bugün sizlere bahsedeceğim albüm tamamen bir gövde gösterisidir. Teknik açıdan bakarsak gerçekten önce neden bahsedeyim bilemiyorum. Öncelikle şunu söylemem gerekirse sadece metal değil direkt müzik tarihinin en gaddar, şiddet içeren, ağırlığıyla göğsümüzde delik açan albümlerinden biri ile karşı karşıyayız. İnsanlığa, varoluşumuza karşı bir küfürdür bu. Dünyayı yiyip bitirişimize, aç gözlülüğümüze karşı bir nefret haykırışıdır bu. 2006 yılında çıkmasına rağmen geleceği çok güzel bir şekilde tahmin eden, günden güne daha rezil bir hal alacak olan hayat kalitemizin bir öngörüsüdür bu albüm. Bir saniye bile acıması olmayan, gerçek anlamda davulların hiç ama hiç durmadığı, nakarat ve melodi gibi şeylerin resmen bu müziğin yanında çocukça kaldığı, vokallerin cinnet geçirdikten sonra sağa sola pompalıyla ateş açan bir adamdan daha öfke kustuğu devasa bir kindir bu albüm. Kratos’un Zeus ile olan savaşındaki öfke bile hiç kalır The Price of Existence yanında.

Albümü açar açmaz Eradication şarkısı adı gibi sadece kulaklarımızı değil beynimizi de yok ediyor. Dinledikten sonra “ayağım nerde lan?” diyerek koltuğun altında ayağınızı ararsanız şaşırmayın. Albüme Wage Slaves ile devam edince gerçekten sonuna kadar nefret ile dolup taşmış bir güruh ile karşı karşıya olduğunuzu gayet iyi anlıyorsunuz. Elemanlar öyle bir beste yapısı benimsemiş ki temel amaçları dinleyiciye nefes aldırmamak, konserde iseniz kesinlikle boynunuzu veya bacağınızı kırmak. 11 şarkıdan oluşan bu albümde sadece yedinci şarkı Greyson’da iki dakika kadar nefes alıyorsunuz. Onun dışında 41 dakikalık bir yıkım ile kulaklarınıza işkence ediyorsunuz. Her bir şarkı ayrı bir hayvanlık gösterisi o yüzden tek tek şarkılardan bahsetmek istemiyorum. Fakat kapanış şarkısı The Last Relapse ciddi anlamda cinneti nasıl müziğe yansıtırız sorusuna güzel bir cevap olmuş. Albüm bittikten sonra yüzünüzü yıkamak hatta duş almak isteyeceğinizin ihtimali 1.02. Yazı bütünlüğünü bozmak istemiyorum fakat şunu da paragrafın sonuna iliştirelim: Albümde davulları çalan Matt Kuykendall isimli vatandaşın daha sonra hiçbir grupta çalmamış oluşu tam anlamıyla bir insanlık ayıbıdır. Yani bu kadar yetenekli, allahsız ve imansız bir davulcu neden müziği bırakır? Yorumsuz, ne desem bilemiyorum.

Ne yazık ki 2012 yılında vokalist Eddie Hermida gruptan ayrılıp Suicide Silence’a katılınca tüm faaliyetlerini sonlandırdı All Shall Perish. O dönemden beri geçen 8 yıl içerisinde bu kalitede olmasa bile en azından birkaç albüm daha görebilirdik. Güzelim grubun içine sıçıp batırdıkları için 10 vermiyorum albüme. Böyle de kindar biriyim işte!

9,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (7.89/10, Toplam oy: 27)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2006
Şirket
Nuclear Blast Records
Kadro
Eddie Hermida: Vokal
Chris Storey: Gitar
Ben Orum: Gitar
Mike Turner: Bas
Matt Kuykendall: Davul

Konuk:
Michael McKenzie: Gitar
Şarkılar
1. Eradication
2. Wage Slaves
3. The Day of Justice
4. There Is No Business To Be Done on a Dead Planet
5. Better Living Through Catastrophe
6. Prisoner of War
7. Greyson
8. We Hold These Truths…
9. The True Beast
10. Promises
11. The Last Relapse
  Yorum alanı

“ALL SHALL PERISH – The Price of Existence” yazısına 4 yorum var

  1. crowkiller says:

    Bu albümün kritiği yazılmıştı diye hatırlıyorum. Neyse deathcore olayını hiç sevmiyorum fakat bu baya sevdiğim bir albüm , wage slaves favorim.

    crowkiller

    @crowkiller, bu arada albümün isminin çevirisi varoluşun bedeli

  2. dr. peter lake says:

    Çok sınırlı bir deathcore bilgim var – sevgim de bununla orantılı. Ama bu albümün bende yeri çok ayrıdır. İnsan bazen yalnızca hayvan gibi bir deathcore albümü dinleyip dünyanın göz göre göre yıkılıp gidişine tanık olmak isteyebiliyor. Ya da dinlediği müzikle birlikte kendini duvardan duvara atmayı haha. Benim gibi bu türe uzak olup bu albümle tanışıp ısınan varsa kesin şunlara da baksın:
    Despised Icon – The Ills of Modern Man
    Thy Art Is Murder – Dear Desolation
    Whitechapel – Whitechapel
    Suicide Silence – The Cleansing

  3. Avcı says:

    Özel bir albüm. 10 Yıl önce arka arkaya günlerce dinlerdim bu albümü. Sadece Deathcore değil Teknik Death Metal ve Melodik Death Metal’de denebilecek bir güzellik. Eğer gereksiz Promises şarkısı olmasa 10′u gönül rahatlığıyla verirdim.

    Bu arada There Is No Business şarkısı sanırım Death Metal’de graviy blast’ın ilk kullanıldığı şarkı olabilir. Yanılıyorsam beni düzeltin. İlk dinlediğimde bunu efektle yaptıklarını zannediyordum.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.