# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
TANER ÖNGÜR & 43,75 – Water Cycle
| 24.12.2020

Bu tatsız zamanlarda müziğe dört elle sarılan güzel bir adamın zihninden dökülenler.

Oğuz Sel

Daha önce bu sayfalarda, bir vesileyle yazdığım cümlelerden biriydi her şeyin bir zamanı olduğu.

Moğollar’ın hayatıma girdiği yıllarda, grubun o zamanlardaki kadrosundaki üyelerine dair bir şeyler öğrenmemin temel yolu, edindiğim kasetlerdeki açıklamalardı. Mesela dünkü Moğollar yazısında da andığım “‘94” albümünün kapağını, Cahit Berkay’ın o dönemki eşi Merih Hanım’ın hazırladığını ve Berkay’ın, Müge adında bir kızı olduğunu bu kasetteki teşekkür yazısı sayesinde öğrenmiştim. Grup ve üyeleriyle ilgili diğer bilgileri ise Moğollar ile yapılan televizyon programlarını takip ederek özümsemeye çalışıyor, örneğin; Serhat Ersöz’ün gruba nasıl katıldığını, rahmetli Engin Yörükoğlu’nun açtığı kafeye, yeni yeni tanınmaya başlayan Haluk Levent’in gelip -anımsadığım kadarıyla- “Anadolu Rock bayrağını sizden alacağım!” mealindeki ifadesine Yörükoğlu’nun “Biz daha bayrağı bırakmadık, nereye alıyorsun?” şeklindeki çıkışmasını filan hep bu TV programlarındaki söyleşilerden öğreniyordum. Anlattıkça aklıma bir şeyler geliyor, şimdi “Hey gidi günler,” diyorum. Çok farklı bir heyecandı benim için sevdiğim grubun üyeleriyle ilgili bir şeyler öğrenmek.

Fakat Taner Öngür, diğer grup üyelerine kıyasla biraz daha geri planda kalmayı tercih ediyordu sanıyorum. Eskiden beri vokalistlik konusunda iyi olduğunu öğrenmiştim, hem “’94” hem de “Dört Renk” albümlerinde harika iş çıkarmıştı Öngür, ilerleyen albümlerde de harika işler çıkaracaktı. Bir virtüöz olmadığını söylese de bas kullanımı akıllara zarardı. 1970’li yıllardaki kayıtlarında -“Berkay Oyun Havası”nın orijinalini dikkatle dinlemenizi öneririm- şarkıları alıp götürüyordu. Bunu yalnızca Moğollar çatısı altında değil, Ersen & Dadaşlar kadrosundayken de “Derman Bulunmaz”, Bir Ayrılık, Bir Yoksulluk, Bir Ölüm” gibi eserlerin bulunduğu plaklarda da defaatle yapmıştı. Taner Öngür’ün, rahmetli Cem Karaca’nın, Türkiye’nin ilk konsept ve progresif rock albümlerinden biri olan ve günün birinde uzun uzadıya yazmak istediğim “Yoksulluk Kader Olamaz” albümünde bas yerine elektro gitarı konuşturduğunu da yine epey gecikmeli şekilde öğrenecektim. Velhasılıkelam, bu mütevazı adam, aslında Türk rock müziğinde çok önemli işlerin ardındaki isimlerden biriydi.

Yazının giriş cümlesindeki “her şeyin bir zamanının olduğu” konusu da burada başlıyor işte. Bireysel olarak yayımladığı albümlerden haberdar olduğum fakat nedense dinlememin kısmet olmadığı Taner Öngür’ün çalışmalarına, son zamanlarda acayip sarmış durumdayım. Belki de yaşımın ilerlemesi ve müzikal zevkimin ufaktan değişim geçirmesi, belki de olgunlaşması gerekiyordu, bunu bilemiyorum. Bildiğim tek şey, Taner Öngür & 43,75’in bayağı bayağı iyi müzik yaptığı ve bu adamların yaptığı müziğin daha çok kişi tarafından duyulması, öğrenilmesi gerektiği.

Henüz çocuk yaşlarında kontrbas kullanarak adım attığı basçılık serüveninin yanında zaten elinden düşürmediği gitarını da iyiden iyiye geliştiren Öngür’ün bir yandan zihninde damıttığı, bir yandan da zihnine kazınan eserlerden bazılarına yer verdiği “Water Cycle”; harika derlemeler içeren “Elektrik Gramafon”, dinler dinlemez vurulduğum saykodelize edilmiş türkülerden oluşan “Sayko Ana” ve Türkiye’nin o güzel ve özlenen geçmişine tatlı bir yolculuğa çıkaran (Taner Ağabey’in her bir şarkının hikâyesini anlattığı söyleşilerini izlemenizi öneririm.) “Asrî Sadâ”dan sonra, grubun dördüncü albümü olma özelliğini taşıyor. Resmî YouTube sayfasındaki videolarından birinde hazırladığı bestelerini kaydedip kısa sürede sunmak istediğini ifade eden Taner Öngür’ün videonun birkaç ay sonrasında hazır ettiği şarkıları içeren “Water Cycle” tamamen enstrümantal eserlerden oluşuyor. Gruba aşina olanların yabancılık çekmeyeceği şekilde üç ayrı cover bulunan albümdeki diğer eserlerin tamamı, Öngür’e ait.

Bestelerin ne zaman yapıldığına dair ayrıntılı bilgim olmasa da parçaların bazılarında çok ciddi bir kasvet var ki belki de bu kasvetin kaynağı, geçirdiğimiz meşum zamanlardır. Benim ilk dinlemede çarpıldığım “Advice”, bu toprakların özünü çok ama çok iyi yansıtan “Eagle Fly”, gidip göremeseniz de sadece resimlerinden videolarından bilseniz de gidip görmüş, dinlerken havasını solumuş gibi olacağınız “Haydarpasha Pier”, canınız sıkkınken dinlememenizi salık vereceğim “For Them” yapımda öne çıkan eserlerden bazıları. Tabii “Başlat” tuşuna tıkladığınızda albümü durdurmaya elinizin gitmeyeceğini rahatlıkla söyleyebilirim. Çok tatlı bir sound yakalanmış önceki albümlerdeki gibi.

Gitar cephesinde Taner Ağabey ile birlikte anmam gereken bir diğer sanatçı Haluk Önol. Yine diğer albümlerdeki hünerlerini bir bir konuşturmuş ve çok temiz, bir o kadar da duygulu çalarak şarkılara hayat vermiş. Dolgun basların arkasındaki isim Arif Ortakmaç ve davul taburesinde oturansa, Moğollar’dan bildiğimiz Kemal Küçükbakkal.

Albüm üzerine uzun uzun yazıp çizesim var ama yorumu sizlere bırakayım bu defa. İçinde blues esintileri olan, yer yer surf kokan, Anadolu rock’la bir şekilde ilintili parçalar işitmeyi, daha da önemlisi; bu tatsız zamanlarda müzikle bağını koparmak şöyle dursun müziğe dört elle sarılıp zihnindeki notaları tezelden kaydedip grup üyeleriyle bizlere sunmayı bir görev bilen Taner Öngür’ün harika parçalarını deneyimlemeyi istiyorsanız, “Water Cycle”ı kesinlikle pas geçmeyin derim.

8,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (6.57/10, Toplam oy: 21)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2020
Şirket
Tantana Records
Kadro
Taner Öngür: Gitar
Haluk Önol: Gitar
Arif Ortakmaç: Bas
Kemal Küçükbakkal: Davul
Şarkılar
1. Gallop - Dört Nala
2. Advice - Öğüt
3. Eagle Fly - Kartal Uçuşu
4. Fog - Sis
5. Mera Joota Hai Japani (Shankar–Jaikishan cover’ı)
6. Cafeteria Bab - Bab Kafetarya
7. Ya Mustafa (Geleneksel - cover)
8. Old Man on the Shore - Kıyıdaki İhtiyar
9. Haydarpasha Pier - Haydarpaşa Limanı
10. Water Cycle - Su Çarkı
11. For Them - Onlar İçin
12. Night at the Shipyard - Limanda Gece
13. Dawn - Sabaha Karşı
14. I’am the Walrus (THE BEATLES cover’ı)
  Yorum alanı

“TANER ÖNGÜR & 43,75 – Water Cycle” yazısına 7 yorum var

  1. koca says:

    “Anadolu rock” kavramının isim babası, bu albümde o müziğin sınırlarının nasıl genişletilebileceğini de gösteriyor. Olağanüstü bir bestecilik, harika bir müzisyen performansı ve müthiş melodiler var albümde. Prodüksiyon çok daha iyi olabilirmiş ama sanırım Türkiye’de kaliteli müzik üretmenin bedeli, ucuz prodüksiyonlara kalmak oluyor. Enfes bir iş.

  2. OblomoV says:

    Kritik için teşekkürler. Burada görmesem uzun bir süre haberim olmazdı muhtemelen.

  3. deadhouse says:

    İlgimi çekti. Kritik için teşekkürler.

  4. burock1988 says:

    Kritik çok güzel olmuş. Bu albümünde genel anlamda çok başarılı olduğunu düşünüyorum.

  5. Ouz says:

    İlginiz ve yorumlarınız için ben teşekkür ederim arkadaşlar.

  6. tahsin says:

    @Ouz Dun 19.00′da Bilkent Muzik toplulugu organizasyonu olarak Cahit abi ile soylesi yapmistik. Tam sonlara dogru sen geldin aklima abi. Cok uzuldum gercekten haber veremedigim icin. Aklima tukureyim…

    Bir arkadas Cahit abi’ye metal muzik hakkindaki goruslerini sormustu. Eger metal muzik onun genc yaslarinda ortaya ciksaymis metalci olurdum dedi. Bende o anarşizm var dedi :)

    Ouz

    @tahsin, Hiç ziyanı yok Tahsin. Söyleşinin bir yayını, kaydı, dökümü vs. olduysa onun linkini atarsın sonra.

    Cahit Abi istese, müziğini metale doğru dönüştürebilirdi. Sonuçta çok genç yaşta Avrupa görmüş, Fransa tozu yutmuş bir adam. Bu işler filizlenirken erkenden yakalamıştır bir şeyler. Yine de bu zamana kadar yaptıkları bayağı kafa açıcıydı, sağ olsun, var olsun, ömrü uzun ve sağlıklı olsun.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.