# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
RINGS OF SATURN – Gidim
| 03.12.2019

Teknik deathcore’a kozmik mastürbasyon şoku.

Albümü başlattığım anda “davullarda Marco Pitruzzella var” dediğime yemin edebilirim. Pitruzella’nın çok belirgin bir stili olduğundan değil. Böyle sikkoluk düzeyinde saçma müziklerin aranan davulcusu Pitruzella olduğu için.

“Sikkoluk düzeyinde saçma” ifadesinden RINGS OF SATURN’ü küçümsediğim izlenimi çıksın. Yok yok şaka, çıkmasın. Çeşitli dönemlerde pek çok kez enstrümanlarını gerçekten çalmamakla, yarı hızda kaydedip hızlandırmakla ve bir sürü başka şeyle itham edilen grup, her ne yaptıysa yaptı ya da yapmadı ve şu anda beşinci albümü “Gidim” ile huzurlarımızda.

RINGS OF SATURN gerçekten de saçmalık düzeyinde teknik ve deli deli bir müzik icra ediyor. Break down’lar, tarama gitarlar gibi çeşitli etmenlerden ötürü esas olarak deathcore olarak nitelenebilecek olan grup, büyük resme baktığımızdaysa gerçekten de abesle iştigal eder düzeyde teknik yönü yüksek bir müzik sunuyor.

Bu tarzın en aşırı, en otuzbirci gruplarından biri olan BRAIN DRILL ile bu tarzı daha sofistike biçimde icra eden ARCHSPIRE’ı düşündüğümüzde, RINGS OF SATURN bence bu ikisinin arasında kalıyor. Ne BRAIN DRILL kadar otuzbirci bir müzikaliteden uzaklık ne de ARCHSPIRE kadar ilham verici bir tehditkârlıkları var. Çok manyak gitar çaldıkları ve çok manyak davul çalan birini buldukları kesin, ancak işi o kadar uç bir noktada sabitliyorlar ki olayın kontrast kısmı biraz kayboluyor ve aşırılıklar, hayran olunacak kimi şeyler de sıradanmış gibi gelmeye başlıyor. Bu açıdan bakınca RINGS OF SATURN steroid kullanan bir bodrum katı mastürbasyoncusu havası veriyor, ancak diğer yandan olayın daha müzikal, melodik, tane tane anlaşılır tarafını da es geçmiyor.

Bu tarz müzikleri seviyorsanız ve dinlediğiniz şeyin sadece kulağa hitap etmesi sizin için yeterliyse, RINGS OF SATURN pek çokları için orgazmik sayılabilecek bir müzik icra ediyor, orası kesin. Gerçekten de katman katman melodiler, delişmen pasajlar arka arkaya geliyor ve ortaya bulanıklık düzeyinde, adeta sürreel bir şey çıkıyor. Lakin müzik sizin için kusursuz bir icradan daha fazlasıysa ve GuitarPro’da yazıldığı aşırı belli birtakım rif, melodi ve solo partiküllerinin suratınıza saçılmasından keyif almıyorsanız, “Gidim”deki on binlerce, yüz binlerce nota sizin için en ufak bir şey ifade etmeyecektir.

Bu noktada grup alengirli bir yerde duruyor. Bir taraftan gerçekten hayran olunası bir performans sunarlarken, diğer taraftan çok fazla planlı ve gerçekten de midi havası taşıyan bir şey yaratıyorlar. Kendilerine şaka yolu “aliencore” diyen grup, uzayın sonsuzluğunu sarmallar içerisinde dolanıp duran bu nota yığınlarıyla ifade etme yoluna gidiyor. Bu noktada, az önce bahsettiğim “ilginçliklerin tekdüzeleşmesi” sorunu ortaya çıkıyor ve her anı uyarıcılarla dolu bu müziğin nefes alamadığını, dinamizmini yitirmeye başladığını hissediyorsunuz. Bunu da diğer bir bakış açısı olarak ifade ediyorum. Bence grup en azından bu albümde önceki işlerine kıyasla daha rafine olma çabası güden bir yaklaşım benimsiyor ve müzikal olma yönünde olumlu adımlar atıyor.

Tüm bu hiperaktiflik içerisinde can sıkan konu, grubun kendini biraz dizginler ve rafine ederse gerçekten çok tatlı şeyler yaratabileceğini gösteriyor oluşu. Misal az yukarıda videosu olan “Mental Prolapse”in ilk bir dakikası. Nefis resmen. Bildiğin nefis. Çok tatlı bir fikir, akılda kalıcı bir melodi kalıbı, gayet olgun bir düzenleme. Ama sonrasında birden “dillülülüllüldülüdidüldüldüdlüdüdüldüdldüldü” diye girip 6 şarkıdır yapılmakta olan şovları tekrarlayan bipolar bir yaklaşım. Grup sadeleşsin, iyicene sakinlesin falan da demiyorum ama yer yer bu güzelliklerin bitmesi beklenen sololar ve 1000 notalı riflerle geri plana atılması bence olayın değerini bir miktar düşürüyor. Grubun böyle bir derdi olmadığından; amaçları neredeyse sadece bu aşırılık içerisinde savrulup durmak olduğundan, bu düşüncenin RINGS OF SATURN dünyasında gündeme geldiğini hiç sanmıyorum.

“Gidim” RINGS OF SATURN’e başlamak için gayet iyi bir albüm. Önceki albümlerden pek çok şey öğrendikleri, dersler çıkardıkları, biraz daha rafine olma konusunda çaba sarf ettikleri, adeta kendilerini dizginlemeye çalıştıkları ortada. Bu bir grup için ilginç bir durum; adamlar resmen “tamam biraz sakin” diye diye albüm yazmışlar ve yine de ortaya saçmalık düzeyinde olaylı bir şey çıkmış. Yine de “Gidim” bu çabayı net şekilde gösteriyor ve dinleyiciyi “hadi canım, oha artık” ile “otuzbiriniz bittiyse biz kalkalım” arası bir yerde tutarak en azından eğlendirmeyi başarıyor.

7/10
Albümün okur notu: 12345678910 (4.96/10, Toplam oy: 26)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2019
Şirket
Nuclear Blast
Kadro
Lucas Mann: Gitar
Ian Bearer: Vokal
Joel Omans: Gitar

Konuk:
Charles Caswell: Gitar (1)
Dan Watson: Vokal (3)
Yo Onityan: Gitar (5)
Marco Pitruzzella: Davul
Şarkılar
1. Pustules
2. Divine Authority
3. Hypodermis Glitch
4. Bloated and Stiff
5. Tormented Consciousness
6. The Husk
7. Mental Prolapse
8. Genetic Inheritance
9. Face of the Wormhole
10. Gidim
  Yorum alanı

“RINGS OF SATURN – Gidim” yazısına 20 yorum var

  1. Ouz says:

    Çok büyük sürpriz oldu Marco Pitruzzella’yı grupta görmek. Grubu şimdiye kadar ne dinlemişliğim var ne bir şey ama sırf bu piç davulda diye zaman ayırıp dinleyeceğim.

    Öte yandan Marco Pitruzzella’ya Vörnagar yüzünden çok kızgınım. Nerede lan yeni albüm? Hasretle şu videonuzu döndürmekten helak oldum senelerdir.

    https://youtu.be/77NeoDwRogA

    Ouz

    @Ouz, “pek çokları için orgazmik sayılabilecek bir müzik icra ediyor” bana çok uyan bir pasaj olmuş Ahmet, şu an deliriyorum ama öyle böyle değil. İşi gücü bıraktım ilk şarkının ilk 70-80 saniyesini dinleyip dinleyip başa sarıyorum. Albümün geri kalanında neler var meraklardayım ama bunu biraz daha dinlemem lazım.

    Ahmet Saraçoğlu

    @Ouz, “şu an deliriyorum ama öyle böyle değil” ashagsahs

    Ahmet Saraçoğlu

    @Ouz, bu arada Marco Pitruzzella’nın senin sakalsız hâline baya benzemesi ahaha

    Ouz

    @Ahmet Saraçoğlu, Sen söyleyene kadar hiç fark etmemiştim valla. Peki ya sakallı hâlinin de benzemesine ne demeli?

    https://www.lordmarco.com/wp-content/uploads/biopic.jpg

    Hele bu:

    https://bit.ly/2LgI0zQ

    Ahmet Saraçoğlu

    @Ouz, resmen Sğuz Oel.

    Ouz

    @Ahmet Saraçoğlu, Ahaha :D

    Berca B.

    @Ouz, ahaha aşağıda bu muhabbeti görmeden “Marco Pitruzzella kadar mühendise benzeyen birini daha görmedim, adam resmen mühendisliğin görsel karşılığı” yazıyodum, yorumları görünce bi durdum ahah. Neyse ya kötü bişi demiyorum ya yazdım gitti.

    Oğuz sende de var mı mühendislik?

    Ouz

    @Berca B., Bir zamanlar aldığım sertifika icabı geçici süreyle “sistem mühendisi” olarak anılmam dışında mühendislikle bir ilgim yok. :)

  2. Ayı_yorgo says:

    Mental Prolapse’nin girişi gerçekten nefis. Erra’nın impulse albümü üst perdeden özet geçiliyor gibi. Keşke aynı şekilde devam etse ama nerde. Albümün içindeki melodi kırıntılarından zevk alınabilirse dinleniyor sadece. Tellak keseler gibi müzik yapmış adamlar parça parça zevkli ama genel olarak insanın canını yakıyor 6.5/10

  3. OblomoV says:

    Site tarihinin en güzel başlığı olabilir bu başlık. :D

    killyourselfchuck

    @OblomoV, +1

    OblomoV

    @OblomoV, Şimdi okuyabildim tamamını. En sevdiğim kritiklerden biri oldu. Ellerinize sağlık efenim. :D

    Ahmet Saraçoğlu

    @OblomoV, sağ ol. Genelde sosyal medyada bizimle ilgili fazla olumsuz yorum gelmez ama bugün bir takipçimiz bu incelemeyi “üslup bütün “metalci” önyargılarını haklı çıkarırcasına liseli ergen ayarında” yorumuyla paylaştı. Demek ki herkes farklı bakabiliyor.

    OblomoV

    @Ahmet Saraçoğlu, Mizahi bir üslupla yazıldığı ortada olan yazı için böyle bir tepki.. Enteresan doğrusu.

  4. poison says:

    “otuzbirin bittiyse biz kalkalım” hahahahaha

  5. killyourselfchuck says:

    ”steroid kullanan bir bodrum katı mastürbasyoncusu”

    lanet olsun, yakalandım!

  6. Rashid says:

    İyi bir albüm ama bazı yerlerde aşırı uçlarda olmanın derdiyle bokunu çıkarmışlar gibi. Yoksa bir çok parça genel anlamda bakılırsa gayet ilginç fikirlerle dolu ama işte
    “Bas anam bas, ne kadar nota varsa hepsini bas” moduna girdiklerinde bir türlü sıyrılamıyorlar bundan.

  7. poison says:

    “fake guitar” olayıyla ilişkilendirilen gitarist olayla ilgili şu videoyu atmış:

    https://youtu.be/5mqYqW7Cnlw

    ben henüz izlemedim, akşam bakacağım.

  8. Hurrshah says:

    Albümü gayet iyi özetleyen güzel bir kritik olmuş, nezdimde grup daha önce hiç olmadığı kadar oyun müziğine kaymış. Grupta her zaman doom MIDI’si havası vardı ancak bu albümde hepten tavana çıkmış. Ultu Ulla kadar akılda kalıcı olmadı nezdimde, The Husk ve Mental Prolapse harici hiçbir şarkı üzerimde bir etki yaratamadı. Üstünden neredeyse 5 yıl geçmesine rağmen halen bunu okuyan birisi çıkarsa, evet self-titled albümleri rezillik. Grup bu albümle bitti arkadaşlar.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.