# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Tartışma
Basketbol
| 21.11.2018

Kerem Tunçeri! Kerem Tunçeri! Kerem Tunçeri! Kerem Tunçeri! Kerem Tunçeri!

Spor odaklı yeni bir tartışma başlığıyla bir kez daha birlikteyiz. Bu kez basketbol konuşalım, NBA’inden EuroLeague’ine her şeyden dilediğimiz gibi bahsedelim istedik.

NBA’deki favori oyuncularınız, takımlarınız kimler? NBA’den mi EuroLeague’den mi daha çok zevk alıyorsunuz? LeBron James Lakers’ı, Kawhi Leonard Toronto’yu play-off’lara taşıyabilecek mi? Jimmy Butler 76ers’da aradığı ortamı bulur mu? Shaqtin’ A Fool’daki favori gedikliniz kim? Yılın çaylağı Doncic mi yoksa başka adaylarınız var mı? Furkan Korkmaz 76ers’dan sonra nereye gitmeli, Cedi Cavaliers’da daha etkin bir rol üstlenmeli mi? Fenerbahçe Final Four’da kimle final oynar? Sokrates, Murat Murathanoğlu’nun da gelmesiyle ülkemiz basketbolunun zirve platformu hâline geldi mi?

Tüm bunları ve daha fazlasını istediğimiz gibi konuşalım diyor, alley-oop’u tamamlayıp smacı basmanız için topu çembere doğru gönderiyoruz.

  Yorum alanı

“Basketbol” yazısına 463 yorum var

  1. Playoff’ları takip eden var mı? Dün geceki Heat-Bucks maçını izledim, Heat çatır çatır yendi 3-0 yaptı. 3-0′dan dönüp seri kazanan 1 tane bile takım olmamış bugüne kadar. Antetokounmpo’yu hiç bu kadar kötü görmemiştim. Gerçi belli ki bileğinde bi sıkıntı vardı ama yine de çok pasifti ve hiç inisiyatif almadı.

    Maç 04.10′da bitti, bir an gaza gelip Rockets-Lakers maçını da izleyeyim dedim ama sabah 7′de yatma fikri korkuttuğu için ilk 10 dakikasını seyredip uyudum. Sonra sabah 06.00′da kendiliğimden uyandım, hemen maçı açtım, son çeyreği izledim. Rockets tamamen kısalarla patır kütür yendi valla Lakers’ı ama Lebron bloklarıyla Westbrook’a karşı insanlık suçu işledi resmen. Nüfusuna aldı Westbrook’u.

    Bu akşamki Celtics-Raptors maçını da izleyeceğim, umarım Raptor alır da 2-2′ye gelir, işler kızışır.

    deadhouse

    @Ahmet Saraçoğlu, Takip ettiğin kadarıyla Şampiyon kim olur? Herkes Clippers diyor, ben de Clippers diyorum.

    Ahmet Saraçoğlu

    @deadhouse, Doğu’dan Heat yarı finali çıktı diyebiliriz, 3-0 önde. Diğer yarı finalist Celtics-Raptors’dan biri olacak, kimin çıkacağı hiç belli olmaz. Bugün Raptors alırsa 2-2 oluyor, gayet ortada.

    Batı’da Clippers bence Nuggets’ı 4-0′la geçer. Diğer tarafta Rockets-Lakers da hiç belli olmaz, şu an Rockets 1-0 önde.

    Doğu’da Heat’in karşısına Celtics de çıksa Raptor da çıksa seri ortada bence. Heat her ikisini de geçebilir, aynı şekilde bu ikisinden biri de Heat’i geçebilir.

    Batı’da Clippers’ın karşısına kim gelirse gelsin Clippers geçebilir ama sonuçta Lakers da Lakers.

    Çok muallak şeyler söyledim farkındayım ahah, ama bir senaryo yazarsam sanırım en olası şu geliyor bana:

    Lakers vs Clippers – Heat vs Celtics

    Doğu’dan Celtics finale çıkar, Batı’da Lakers-Clippers serisini kazanan şampiyon olur.

    Ahmet Saraçoğlu

    “Clippers bence Nuggets’ı 4-0′la geçer” dedim, ilk maçtan Nuggets ağzımın payını verdi. Süper de maç olmuş, Nuggets hayvan gibi savunma yapmış helal valla.

    Berca B.

    @Ahmet Saraçoğlu, aynen. Gary Harris döndüğünden beri harika savunma yapıyor + Jerami Grant savunmada tam bi şov yaptı.

    feel the groovity

    @Ahmet Saraçoğlu, @Berca B. bütün yorumlarınızı keyifle okudum valla.

    bu maçları nasıl izliyorsunuz uyku düzeniniz nasıldır, 01.30′da başlayacak maçta bile uykum geliyor benim, 1 play-ofF maçı bile izleyemedim daha henüz.

    ama amerikan mutfak’tan ne olup bittiğini takip ediyorum düzenli. bu aralar kaan kural için hep kendini tekrar ediyor ve yabancı basının düşüncelerini araklıyor deniyor, siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? bir itibar suikastı mı dönüyor yoksa eleştirileri yapanlar kısmen de olsa haklılar mı?

    Berca B.

    @feel the groovity, öncelikle teşekkürler :) Bende SSport üyeliği var ve playoff’ta hemen her maçı yayınlıyorlar. Maç 20.30-22.30 veya bazen 01.30 bandındaysa aynı gün izliyorum. Daha geç saatte yayınlanan maçları ertesi gün sabah izliyorum. Havacılık sektöründeyim, şu an beklemede olduğum için yapmam gereken bir şey yok, bol vaktim var :)

    Kaan Kural benim bu ülkede en sevdiğim spor yorumcusu. Sadece basketbol değil, hayatla/insanla ilgili konularda da analiz ve yorumlarını çok beğeniyorum. Adam çok fazla platformda çok sık yorum yaptığı için aynı şeyleri söylemesi bence gayet doğal. Yabancı basını takip edip oradaki fikirleri kendi potasında eritip kendi fikrini oluşturmasında da bence hiçbir sıkıntı yok, aksine bu yaptığı işe saygısını gösteriyor bence. Canlı yayınlarda yaptığı anlık yorumlarda konusuna ne kadar hakim olduğu belli oluyor zaten. Bu arada İnan Özdemir de harika bence. Basketball.com.tr videolarında yanındaki arkadaş ne kadar iyi niyetli de olsa çok fazla yorumlama yeteneği yoktu. İnan Özdemir Kaan Kural’ın yanında sırıtmayacak nadir adamlardan biri cidden.

    feel the groovity

    @Berca B., inan özdemir çok iyi tamamlıyor gerçekten onu. bakalım mehmet demirkol’la yeni program nasıl olacak. basbaya socrates bağımlısı oldum çıktım şu son 2 senede. cevap için teşekkürler :)

    Ahmet Saraçoğlu

    @feel the groovity, ben süper sağlıklı yaşıyorum ve uykuma dikkat ediyorum. Yatışım en geç 00.00 kalkışım 7.30. Sadece hafta sonları 01.30 maçlarını izliyorum, 04.00′lerin sabah özetini izliyorum. Mesela bugün Heat-Bucks maçı 22.30′da, rahatça izleyebileceğim. Hafta içi de anca 22.30 ya da 23.00′te başlayan maçları izleyebilirim, sonrası geç oluyor.

    Kaan Kural olsun, İnan olsun, Socrates ekibine her şeyiyle hastayım. Erman Derman’la FM Günlükleri dâhil Erman Yaşar’ın olduğu her şeyi izliyorum, sırf Ozan Can Sülüm, Erman, Emre Özcan, Orkun anlatıyor ya da yorumluyor diye maç izliyorum. Dergiye aboneyim, her türlü destekliyorum. Bence Socrates Türk spor basınında bir mihenk taşı. Böyle pırıl pırıl adamları bir araya getirmiş olmaları bizim için büyük şans bence.

    Kaan Kural özelinde Berca’ya katılıyorum. İnan Özdemir’in de dediği gibi: “Kaan Kural yaşadığı sürece basketbolu Kaan Kural yorumlamalı.”

    Berca B.

    @Ahmet Saraçoğlu, her maçla dünyanın en güzel spor organizasyonu olduğunu yeniden kanıtlıyor NBA valla. Şu ana kadarki neredeyse tüm maçları izledim, Dallas-Clippers ve Denver-Utah serileri tam bir zevk cümbüşüydü cidden.

    Ama güncel maçlara gelirsek dünkü Toronto son saniyesi mükemmeldi. Tam “ulan seri erken bitti be” derken Anunoby yerimden zıplattı valla.

    Bucks-Heat maçında 4. çeyrekte noldu anlamadım cidden, Bucks komple kitlendi ama Budenholzer Heat’in ekmeğine yağ sürüyor cidden. Heat 11 sayılık farkı eritirken Giannis’i kenara alıp defansın iyice çözülmesini izlemesi çok acayipti. Butler da tam bir lord gibi hükmetti çeyreğe. Bucks aslında bir sürü boş atış buldu ama fark eridikçe onların da kendilerine güveni gitti, hiçbişi sokamadılar. Umarım bir basketbol mucizesi olur da 3-3′e getirirler, 7. maçı izleriz.

    Lakers maçında Butler nasıl ağırlığını koyduysa Lebron da o kadar tam tersini yaptı. Sanırım sadece 1 şut kullandı koca çeyrekte. Halbuki maç son 2-3 dakikaya kadar kopmamıştı, Lakers da 12 gündür dinleniyodu, niye böyle erken havlu attılar anlamadım. En acayip olaysa o kadar uzuna rağmen ribolarda iki takım da eşitti maç sonunda.

    NBA’in en sevdiğim yanı, aileden gelme bi takım tutma refleksi olmadığı için, her takıma eşit olabiliyorsun ve bu da maçlardan keyif almayı kat kat artırıyor. Zaten dünyanın en atlet adamları, her 3-5 dakikada bir manyak şeyler oluyor maçlarda. Her harekette yerinden sıçramak, hiçbir şeye üzülmek zorunda kalmamak müthiş bi lüks ahah.

    Futbolun sıkıcı 90 dakikası basketbolun önünde diz çöküp tövbe dilesin.

    Ahmet Saraçoğlu

    @Berca B., Dallas-Clippers serisi baya iyiydi harbiden. Luka’yı izleyememek üzüyor, yakında Jokic de devreden çıkacak, o da üzecek.

    Denver-Utah da harikaydı. 7. maçın sonunda Mitchell’ın 3′lüğü girmeyince yere uzanıp öylece durması, Murray’in gelip kaldırması falan süperdi.

    Dün gece Butler, Lebron’dan daha Lebron’du gerçekten. Hükmetti sahaya.

    Lakers’ta da Rondo’nun 130 yıl sonra sahaya atılmasını anlamadım. Rockets hep kısa diye mi attı bilmiyorum ama adam en son Mart’ta oynamış cidden.

    NBA’de en sevdiğim şey oyuna sürekli müdahale edildiğinden, çok fazla hikâye ve drama ortaya çıkması. Celtics-Raptors 3. maçında son hücumda Stevens’ın Tacko Fall’u oyuna alması, son saniyede Anunoby’nin 3′lüğü gelince Fall’un pota altında 2.26′lık boyuyla “ah ah” diye üzülmesi falan dramatikti baya.

    Parkede duygusal anlar.

    Bir de şunu görünce geberdim asdfsa.

    https://twitter.com/CEHudspeth/status/1301697831523069952

    OblomoV

    @Ahmet Saraçoğlu, ”Denver-Utah da harikaydı. 7. maçın sonunda Mitchell’ın 3′lüğü girmeyince yere uzanıp öylece durması,” ___ o son hücumda topu kullanan Mitchell değildi. İlerde boşken pas istemişti.

    Ahmet Saraçoğlu

    @OblomoV, doğru haklısın, yere uzanınca kaçırmasının üzüntüsüyle Mitchell diye kalmış aklımda, Conley attı son şutu.

    Berca B.

    @Ahmet Saraçoğlu, ahahahaha Lowry tespiti mükemmel

    OblomoV

    @Berca B., Basketbol kesinlikle futboldan daha güzel bir spor benim için de.

    Ahmet Saraçoğlu

    Söylemeyi unuttum, molalarda köşeye sandalye atılması çok komik lan ahah. Dükkânın önünde tavla atacak gibi oturuyor koca koca adamlar.

    Ahmet Saraçoğlu

    Boston-Toronto 4. maç, 3. çeyreğin bitmesine 1 dk kaldı, Boston 24′te 4 üçlük attı, Toronto 38′de 15.

    24′te 4.

  2. OblomoV says:

    MIL’nin kısır oyununa güzel bir ceza kesildi. Ne koçunda ne de oyuncusunda oyun zekası yeter düzeyde değil. Geçen yılki sorunlar tekrar ediyor gibi.

    Lakers’a ise dinlenmek yaramamış gibi. Takımda mental bir sorun var gibi. Ve kadro derinliği şampiyonluk için yeterli olmayabilir. Ayrıca Lakers taraftarı olsaydım Dany Green’e fena saydırırdım.

    Yapılan tahminlere katılıyorum. Genel olarak benzer düşünüyorum serilerin seyri hakkında. Seyir zevki açısından gerçekten güzel gidiyor, canlı izlemediklerim oldu tabi onlar hariç.

    OblomoV

    @OblomoV, Ne çok ”gibi” yazmışım. Gibi gibi men aftır mednayt. 1A kafası.

  3. Emre Görür says:

    Playoff’un başlarında da yazmıştım bir şeyler. Doğu’da umduğum gibi Heat ve Celtics sürpriz yapacak takımlar gibi duruyor. Denver’ın 0,5 saniye kala üçlük bulup seriye tutunması çok acayipti. Çizilmiş bir hücumsa bravo cidden. Bucks beni şaşırtmıyor hiç. Giannis takımımda olmasını isteyeceğim son “süper yıldız”. Dünya şampiyonasında 15 sayı ortalamayla oynayabilmiş süper yıldız mı olur? Loser’ın dik alası. 2. maçta 0,1 saniye kala faul yapıp uzatmaya gidecek maçı verdi. Amatör ligde yapsan soyunma odasında koçtan dayak yersin. Batıda eğer Porzingis sakat olmasa Dallas, Clippers serisini son topa kadar taşırdı. Böyle durumlara gıcık oluyorum. Doncic NBA tarihinin en devasa hikayelerinden birini yazabilirdi pekala. Ama bence önümüzdeki sezon için iyi bir kadro kurmakta zorlanmayacaklardır. Bir sürü önemli oyuncu Doncic ile oynamak isteyecek artık. Gerçekten de MVP’nin Giannis olduğu bu tek yönlüler ortamında aşırı parlıyor. Bence NBA’in önümüzdeki 10 yılını domine etmesi gayet doğal bir durum olur. Clippers en başta da dediğim gibi açık ara en önemli favori bence. Dün Kawhi ilk kez tekledi, fakat toparlayacaktır. Şampiyon olmayı başarırsa NBA tarihinin en loser takımlarından ikisini şampiyon yapmış olacak ki (Spurs ile de şampiyonluğu ve final serisi MVP’liği var) bence bu LeBron’un kariyer başarılarından daha etkileyici. LeBron ve Lakers’ın işi ise bayağı zor. Bence kurtuluş formülleri Shaq-Kobe mantığına dönmek. Yani LeBron, Davis’i kullanmalı mümkün olduğunca. Temel figür o olmalı. Aksi takdirde Harden-Westbrook-Gordon üçlüsüne karşı işi zor. Bu arada normalde Westbrook’u sevmezdim, ama Maiden tişörtü ile görünce kanım ısınmadı değil! Netice itibariyle, Doğu’dan kim gelirse gelsin Batı şampiyonu finali rahat alır bence. Orada da Kawhi karşısında galip gelebilecek bir irade görmüyorum açıkçası. Houston kısaları her şekilde kaybetmeleriyle “meşhur”, Lakers da ise dediğim gibi olay Davis’in etkinliğine bakıyor.

    Berca B.

    @Emre Görür, aga sen hangi NBA’i izliyosun gerçekten merak ediyorum. Hadi “Denver’ın 0.5 saniye kala üçlüğü” dediğin şey dil sürçmesi olsun (onu yapan Toronto’ydu). “MVP’nin Giannis olduğu bu tek yönlüler ortamı” derken? Adam 30 sayı ortalamayla oynayıp üstüne yılın savunmacısı ödülünü aldı, daha çift yönlü ne kadar olunabilir? Bi oyuncuya sallıcam derken bu kadar kasmanın alemi yok, herif NBA’i iki senedir domine ediyor. Adamın tek zayıf noktası dış şut ve uzak ikilik yüzdesinin iyi olmaması. Onun dışında her şeyi mükemmel yapıyor adam. İçeri elini kolunu sallaya sallaya drive edip dış üçlükçüleri bulabiliyor ama Heat serisinde de şutlar girmiyor + Budenholzer Giannis’i olur olmaz bench’e alıyor ki sene sonunda muhtemelen bu yüzden gönderilir.

    Emre Görür

    @Berca B., evet gecenin köründe yazınca klavyem sürçmüş ama diğer konuda Giannis’in bir takımın ana yıldızı olarak şampiyonluk kazanamayacağını düşünüyorum. Güçlü bir takımın tamamlayıcı parçası olarak anca. Tek yönlülüğü ise NBA’in geneli için söyledim. Çok uzun konu, ama Doncic üzerinden örnek vereyim. Onunla ilgili Bird, Harden vb. benzetmeleri pek uygun değil bence. Kendisinin de belirttiği gibi olayı Yugoslav ekolünden gelmesi. Ve bu sayede 20-21 yaşında bu etkiyi yapabiliyor. Bana göre NBA’de hem kolektivite düştü, hem de savunmalar zayıfladı. Bu yüzden oyuncu kalitesi geçmişe göre düşük, ABD ulusal takımı artık kolaylıkla yenilebiliyor. Dream Team zamanında böyle bir şey hayal bile edilemezdi. Tek bir MVP oyuncunun varlığı bile yeterdi muhtemelen. Ne oldu, Avrupa mı yükseldi? Hiç de değil. Yugoslavya’nın ’92 olimpiyat kadrosu, ne bileyim -tarihi yanlış hatırlamıyorsam- ’95 Avrupa Şampiyonası’nın yine Yugoslavya ve Litvanya’sı falan günümüz Avrupa takımlarını darmaduman eder. Artık bu NBA düzeninde normal sezonda 30 atmak falan çok da önemli bir şey değil. Westbrook o kadar sezonu triple double ile bitirdi de ne oldu? NBA’i geçen sene Kawhi domine etti, Giannis falan değil. Bu yıl da Heat gibi vasat bir takıma süpürülmemeye çalışıyor.

    Berca B.

    @Emre Görür, güncel oyuncu kalitesi ve Avrupalı oyuncu gelişimi konusunda taban tabana zıt düşünüyoruz ama Giannis’in çift yönlülüğü meselesi gibi verilerle direkt çürütebileceğim bir şey olmadığı için, daha çok zevk/görüş meselesi olduğu için itiraz etmeyeceğim. Sen öyle görmek istiyorsun demek ki, diyecek bir şey yok.

    Benim görüşüme göre şu an NBA’de oynayan oyuncu kalitesi, herhangi bir dönemdeki oyuncu kalitesinden çok çok daha yukarda. Hatta kalite o kadar yüksek ki, hemen her takıma en az 1-2 yıldız düşüyor artık. O kadar çok iyi oyuncu var ki artık her takım ister istemez bir “Big 2-3″ye sahip artık. Eskiden böyle bir şey yoktu. Ayrıca eskiden tek bir şey yapabilen -örneğin sadece boş şut atmak gibi- oyuncular gayet oynayabilirken şu anda böyle oyuncular rotasyona bile giremiyorlar. Artık pivotların bile drippling yapabilmesi, dış şut atabilmesi bekleniyor. Genel şut yüzdeleri yükselmiş durumda, hücum stratejileri geçmişe göre çok daha gelişkin. Herkesin her şeyi yapabildiği çok acayip bir dönemdeyiz. Eskiden takımlarda tehdit olan 1-2 oyuncu varken şu anda takımlarda hemen herkes bir tehdit olmuş durumda.

    Ayrıca evet, geçmişe göre Avrupalı oyuncu kalitesi çok daha yükseldi tabii ki. Geçmişte Avrupalı olup Giannis, Jokic, Doncic, Porzingis, Gobert kalibresinde kaç oyuncu sayabilirsin? Daha bunun Gallinari’si, Schroder’i, Vucevic’i, Dragic’i, Bogdanovic’i, Capela’sı, Sabonis’i, Gasol’u var. Bunların hepsi şu anda aynı dönemde oynuyor.

    Kolaylıkla yeniliyor dediğin ABD takımıyla ilgili söylediğin şey de hem eksik hem de yanlış. Adamlar 2004′ten beri olimpiyatlarda hiç maç kaybetmediler. Hiç sallamadıkları Dünya Kupası’nda son 3 turnuvanın 2′sini kazandılar, 15 yıldır 3 maç kaybettiler. Son turnuva çok göze battı ama orada da Dream Team’deki gibi olabilecek en manyak kadroyla değil, Derrick White, Mason Plumlee, Marcus Smart, Harrison Barnes, Joe Harris gibi bırak Allstar olmayı, kadro kursan ancak 10. milli takımında kadroya girebilecek adamlarla geldiler. Dünya Kupası’na hemen hiçbir süper yıldız takıma bile gelmiyor.

    Westbrook üzerinden 30 sayı atmayı küçümsemen de talihsiz olmuş çünkü Westbrook’un istatistiklerinin tüm takım tarafından el birliğiyle şişirildiği gayet ortada. O takımda 2.10′luk Adams sırf Westbrook riboları toplasın diye box out yapıyordu. Hücumda da istisnasız tüm topları Westbrook’a veriyorlardı ki ancak son maçta, son topla playoff yapabildiler hatırlarsan, o kadar verimsiz alakasız bir takımdı. Giannis ise hem 30 sayı ortalamayı çok verimli rakamlarla yapıyor, hem de adam yılın savunmacısı ödülünü alıyor. Ona karşı övdüğün Kawhi da zamanında yılın savunmacısı ödülünü alan, çok çift boyutlu bi başka oyuncu. Yani NBA hiç de dediğin gibi tek boyutlu bir ortam değil.

    Berca B.

    @Berca B., bu arada Kawhi ligde en sevdiğim oyunculardandır, geçen seneki playoff performansı inanılmazdı ama normal sezonda sezona damga falan vurmadı. Load Management’tan zaten 22 maç oynamadı + NBA’in en iyi ikinci beşine seçilirken karşısında Giannis son ana kadar Harden’la kapıştığı MVP yarışında birinci oldu. Olaya çok bakmak istediğin gibi baktığın için bişi ifade eder mi bilmiyorum ama gerçekler bunlar.

    Ahmet Saraçoğlu

    @Berca B., @Emre Görür, bir de oyuncu kalitesinin geçmişe göre düşmesi her tür bilime, insan anatomisine, antrenman tekniklerine ters değil mi? Modern tarihin herhangi bir döneminde eskiye oranla geriye düşen sportif bir faaliyet var mı? Düşünsel bir şeyden, sanattan bahsetsek anlarım; “yetmişlerde şu tür müzik zirveye çıktı, doksanlarda kalite düştü” gibi, ama sporun özünde hep ve durmadan gelişim vardır. Bence Emre’nin kalite düştü deme sebebi eskiden daha tekil yıldızların öne çıkması ve bu yüzden o zamanları efsane olarak hatırlıyor olmak. Ben 98 Bulls-Jazz final serisinden bu yana, arada birkaç yılı pas geçerek NBA takip ediyorum ve günümüzdeki oyuncu istatistiklerinin veya performanslarının yanına yaklaşabilen bir şey görmedim. Arada tuvalete gitsem döndüğümde 5 dkda toplam 30 sayı atılmış olabiliyor. Jamal Murray ve Donovan Mitchell gibi şimdilik tüm dünyanın tanıdığı yıldızlar olarak nitelenemeyecek oyuncular bile tek bir playoff serisinde toplam 425 sayı atabiliyorlar mesela. Ya da birkaç yıl öncesinin sadece savunma yapan adamı Smart, takır takır üçlük atabiliyor bir anda. Kendini geliştiriyor herkes. Misal dün Gasol’ü izledim, Gasol 10 yıl önce olsaydı şu fiziğiyle gayet hakimiyet kurabilecek bir oyuncu ama bence artık bu tarz bir oyun için çok yavaş kalıyor. Ayak uyduramayanlar eleniyor, ayakta kalan çok üstün bir sporcu profili ortaya çıkıyor.

    deadhouse

    @Berca B., ABD ile ilgili yazdığı şeye inanamadım. Hani göreceli bir konu falan da değil gayet istatistiki bir şey. Son 15 yılda neler olduğu ortada. Yunanistan – ABD maçını hatırlıyorum (Japonya 2006) ciddi manada yenildiği son maçtır ABD’nin ki orada bile %100 A takım sayılmazdılar. İspanya ile oynadıkları maç var 2012 olimpiyatları (yanılıyor olabilirim) orada 2006′nın verdiği hınçla herhalde, İspanya da bayağı iyiydi. Altın dönemini yaşıyordu. Tam kadro oynadıkları son maç olabilir o. Diğer milli takımlar karma yapsa ABD A Milli takımını yenebilirler mi onu tartışmak lazım.

    Emre Görür

    @deadhouse, ABD 2019 FIBA Basketball World Cup’ta 7. oldu yahu. Çıkardıkları kadro onların sorunu, ama sonuçta hepsi NBA’de belli bir seviyenin üstündeki oyuncular.

    Berca B.

    @deadhouse, NBA oyuncularının geçmişe göre geride olduğunu savunan “ABD ulusal takımı artık kolay yeniliyor” savı istatistiklerle çürüyünce şimdi konu son turnuva üzerinden “çıkardıkları kadro onların sorunu”na döndü. Boşver, çevir kazı yanmasın. Milli takıma en güçlü NBA oyuncuları katılsa maçların daha ilk yarıda biteceğini Emre de biliyor.

    Emre Görür

    deadhouse’un andığı 2006 ABD kadrosunu hatırlayalım mı? Lebron, Wade, Paul, Howard, Anthony, Bosh, Joe Johnson… Hayvan gibi kadro. Peki ne olmuştu? Spanoulis’i çıkarsan iyi savunma yapmak dışında hiçbir numarası olmayan Yunanistan yarı finalde elemişti bu kağıt üstünde yenilmez kadroyu. Peki kim bu Spanoulis? NBA’de 2,7 sayı ortalamasıyla oynayabilmiş bir tip. Muhtemelen sana göre vasatın önde gideni. Ama bu işler böyle. Basketbol atletizm yarışması değil, sisteme dayalı kolektif bir oyun. Doğru yapı içerisinde Spanoulis çıkar yargı dağıtır. Bu işin piri Bodiroga idi.
    Bundan sonra ABD ile Avrupa arasındaki fark açılabilir belki, ama bu ABD’nin yükselmesi değil Avrupa’yı kendine benzetmesi yüzünden olur olacaksa. Güçlü sisteme sahip takımlar her koşulda zorlar ABD yıldızlarını.

    deadhouse

    @Emre Görür, Çoğu henüz kariyerlerinin başındaydı yalnız. Maçı canlı izlemiştim. Bilmeyen vay aq Lebron, Wade varmış der diye söylüyorum. Ayrıca zaten belirtmişim iyi bir kadroyla çıkmışlardı. Fakat yine de % 100 A takım denebilecek kadro yoktu. Yunanistan’ın galibiyetini küçümsemiyorum ama o mağlubiyet ABD’yi sonrasında son turnuva dışında katıldığı tüm turnuvalarda yenilmez yaptı. Son turnuva da malum paf takım bile değildi kadro.

  4. Emre Görür says:

    @Berca B., geçen normal sezonu Kawhi domine etti demiyorum. Playoff usulü bir sistemde normal sezonu kazanmanın eşleşme avantajı dışında ne önemi var? Dominant kelimesinin modern karşılığı Shaq idi. Adam canı isteyip oynamaya karar verdiğinde karşısında kimse duramıyordu. İstikrarlı şekilde bi’ ihtiyar Sabonis dizginliyordu kısmen. Kaç kere normal sezon MVP’si oldu? 1! Ki son yıllarda playoff’a hazırlanmak için normal sezonu rölantide geçmek daha çok rastlanan bir şey.
    ’90′ların başında Sırbistan’da Bodiroga, Danilovic, Dordevic, Divac, Hırvatistan’da Drazen Petrovic, Kukoc, Litvanya’da Sabonis, Marciulionis, Kurtinaitis falan vardı. Ama daha önemlisi genel basketbol düzeyi daha yüksekti. NBA daha kendi liginde en ufak başarı sağlamamış çocukları bile toplayarak bitirdi Avrupa’yı. Olay tamamen bireysel yeteneğe kaydı bu yüzden. Avrupa değil belki ama 2000′lerin başı Arjantin takımı rüya gibi bir akıcılığı ulaşmıştı mesela. İlk ABD’yi onlar yenmişti ve maç öncesi yeneceklerinden o kadar emindim ki gecenin köründe maçı beklemiştim. Yakın dönemde bir tek İspanya kadrosu bana etkileyici geliyor. Onlar da direkt NBA’e gitmeyen, Avrupa’da yetişen tipler.

    @Ahmet Saraçoğlu, oynanan basketbola göre oyuncu yapısının gerilemesi niye garip olsun ki? Sırf bireysel yeteneğe dayanan bir şey değil bu sonuçta. Zira NBA oyun ve oyuncu kalitesi olarak sürekli yükselme trendi gösteren bir organizasyon değil. ’70′lerin çok kötü olduğunu herkes bilir mesela. Bence zirvesi ’80 ortasi-’90 başıydı. ’92 olimpiyat takımı kadrosu şöyleydi yahu: Magic Johnson, M. Jordan, L. Bird, C. Barkley, J. Stockton, K. Malone, S. Pippen, D. Robinson, P. Ewing, C. Drexler. Böyle bir şeyin daha sonra olmaması bir yana, olamazdı da bence. NBA ’90 ortalarında da net şekilde geriledi. Jordan’ın ’80′lerde şampiyon olmak için Detroit, Boston, Lakers gibi aşırı güçlü takımları geçmesi gerekiyordu. Bu yüzden anca Detroit ve Boston devreden çıktıktan sonra başarı kazanmaya başladı. Sonrasında ise kendi konferansında hiç rakibi kalmadı. Bir tek 1-2 yıl Pacers biraz zorladı, o kadar (Ha, 45 ile yarı sezonda döndüğünde Hardaway-Shaq onu yendiler tabii). Net gerileme NBA açısından. Hem takım, hem oyuncu kalitesi açısından.
    Neyse, uzun lafın kısası 3-5 saniyede şut kullanmaya ve neredeyse tamamen bireysel serbestiye dayalı bugünkü oyun beni etkilemiyor. Playoff’ta keyifli olsa da. Oyuncular bence olması gerektiği şekilde gelişemiyor. Bu yüzden karşılarına kolektif açıdan güçlü bir takım çıktığında bocalıyorlar. Bu yüzden Popovic’in güçlü sistem basketbolu oyuncuların yaşı kemale erdiğinde bile şampiyonluk adayıydı. Bu yüzden onun yetiştirdiği Kawhi ligin içinden geçiyor. Bence bir tür Bodiroga v.2 olan Doncic yükseldikçe NBA’in defoları daha çok görülür olacak.

    Berca B.

    @Emre Görür, ya Emre bu saydığın Avrupalılardan herhangi biri benim saydığım Giannis, Jokic, Doncic, Porzingis, Gobert 5lisinden daha iyiydi diyorsan sana teşekkür edip bu konuyu kapıyorum. Avrupalıların geçmişe göre daha iyi olduğunu düşünmüyorsan belli ki farklı maçları izliyoruz. Ahmet’e yazdığın son paragraf da o kadar yanlış ki cevap yazmayı kendi açımdan yorucu buluyorum. Umarım playoff’un geri kalanı senin için eğlenceli geçer.

    Emre Görür

    @Berca B., Petrovic, Sabonis, Bodiroga, Kukoc… senin için bir şey ifade etmiyorsa bence de tartışarak varabileceğimiz bir yer yok.

    Berca B.

    @Emre Görür, senin tartışma taktiğin çok sakıncalı yalnız. İddia ettiklerin verilerle çürütüldüğünde ya cevap vermiyor ya da aslında farklı bir şey söylemiş gibi yapıyorsun. Ya da burada olduğu gibi benim söylemediğim fikirleri bana mal ediyorsun. Ben bu isimler bana bir şey ifade etmiyor demedim, benim söylediklerimden daha iyi oyuncular değiller dedim. Benim saydıklarım bugün takımlarını taşıyan süper yıldızlar, senin saydıkların tarihsel önemi yüksek olup saydıklarım isimlerden geride olan ama yine çok iyi oyuncular. Kukoc şu an oynasa bir takımın iyi bir altıncı adamı olur en fazla.

    Kolay yenilen ABD takımı diyorsun, verdiğin örnek 14 yıl öncesinden, sonra olimpiyatları nasıl domine ettiklerini kabul edemiyorsun. Kolektif basketbolu övüp Popovic’in yetiştirdiği Kawhi ligin içinden geçiyor diyorsun, Kawhi’ın takımı Clippers belki de ligde kolektif oyundan en uzakta olan takım, bunun farkında bile değilsin. Bunu da istatistiklerle önüne sererim ama tartışma şeklini çözdüğümden bunun da bir faydası olmaz.

    Emre Görür

    @Berca B., benim gördüğüm basketboldan anladığımız şey farklı. 150-148 falan biten maçlar, iki takımda da 50 sayı barajını geçen oyuncular görünce ben “İş ne saçma bir noktaya geldi, istatistikler sunileşti, kolektivite can çekişiyor” diye düşünüyorum, sense muhtemelen bunu bir gelişim olarak yorumluyorsun.

  5. Heat bu gece 4-0 yapar mı?
    Rockets 2-0 yaparsa Lakers dönebilir mi?

    Berca B.

    @Ahmet Saraçoğlu, Heat – Bucks maçında her şey olabilir valla. Normalde Bucks’ın reaksiyon verip ilk andan Heat’i bunaltmasını beklerim ama Heat süpürürse de şaşırmam. Kimsenin beklemediği şeyler oluyor ve tahmin yürütmesi acayip zorlaştı. Umarım Budenholzer hatalarından ders alır da farklı şeyler yapmaya çalışır Bucks.

    Lakers’ta şutörler resmen Bubble’a gelmemiş gibi. Danny Green’e noldu mesela çok merak ediyorum, uzaylılar yeteneklerini mi çaldı nedir hayalet gibi geziyor ortalıkta. Şutörler ritimlerini bulursa maçı alır bence Lakers.

    Berca B.

    @Berca B., çok acayip maç oldu be. Giannis ikinci çeyreğin maçında sakatlanana kadar onun dışında hiçbi Bucks’lı oyuncu sahada yoktu ama o çıkınca herkes kendine geldi, Middleton da tam şov yaptı. Yalnız uzatmada 2000′li Herro hiç eli titremeden nasıl peşpeşe 3 üçlük soktu, 1-2 dakika daha olsa böyle böyle maçı çevirecekti heralde. Playofflar su gibi akıp gitmeye devam ediyor.

    Ahmet Saraçoğlu

    @Berca B., Adebayo’nun köşeden saçma sapan şut atan Lopez’e yaptığı faul aşırı anlamsızdı, orada verdiler maçı.

    Bir de Butler’a hayvan gibi faul varken top çıktı diye topu Bucks’a verdikleri kural da çok saçma.

    Ha bir de son çeyrekte Bledsoe üçlük çizgisine geldi, sonra 4 saniye kala bir anda geri döndü biraz çizgiden uzaklaştı, sonra tekrar çizgiye gelip süper 3′lük atacakmış gibi sallayıp air ball yaptı ahah

    Berca B.

    @Ahmet Saraçoğlu, ahahahaha Bledsoe’nun pozisyonda kahkaha attım ben de. Hep böyle şeyler yapıp hiç akıllanmaması da ayrı efsane.

    1 saat sonra da bu olayın diğer bi ustası Dion Waiters sahne alacak. Ondan da en az 1-2 zorlama tuğla bekliyorum kesin.

    deadhouse

    @Ahmet Saraçoğlu, Lakers’ın 1/1′ine 500 bastım. İsterse almasın. Benim 500 gider, Lakers ise şampiyonluktan olur. Yalnız ilk yarı almayıp 2. yarı alırsa o zaman üzülürüm.

    Berca B.

    @deadhouse, haydi helali hoş olsun. İlk yarı 16 sayı önde bitirip 3. çeyrekte deli gibi üçlük yiyip 4 sayı geri bile düştüler ama toparladılar sonra.

    deadhouse

    @Berca B., Maçı izlemedim. Sabah baktığımda 3. periyotu 2 sayı geride kapattığını gördüm. Ucuz kurtulmuşum.

    OblomoV

    @Ahmet Saraçoğlu, Tahminim 4-1 ve 1-1.

    OblomoV

    @OblomoV, 3-1 olacak yani, seri 4-1 biter.

  6. Euro step yapan Antetokounmpo cidden korkunç bir görüntü ahah

    Berca B.

    @Ahmet Saraçoğlu, ahahaha ben de şimdi izlerken “bu ne mk” dedim. Adam resmen cheat code. Herkesi cüce gibi gösterip zınk diye girdi içeri.

    Berca B.

    @Berca B., yalnız Giannis çok iyi başladı ama Budenholzer yine ufak ufak dakikalarından tırtıklıyor.

    Berca B.

    @Berca B., Milwaukee’nin 30 sayısının 19′u Giannis’ten ve sakat olan bileğini tekrar burktu. Çok büyük ihtimalle Milwaukee gg.

    Ahmet Saraçoğlu

    @Berca B., o kadar andık adamı, yazık oldu. Umarım döner.

    Emre Görür

    Olaylar olaylar, haha.

  7. Emre Görür says:

    Bakalım Bucks yöneticileri Giannis ile ne yapacak? Bu yıl onu takaslamaları gayet mantıklı, zira bir dahaki yıl serbest kalıyor.

  8. Keşke maçlar 20.00 ve 23.00′te başlasa, iki maçı da rahatça izleyebilsek ama mümkün değil tabii. Dün gece erken yattım, Lakers maçının 3. çeyreğinin son 5 dakikasından itibaren izleyebildim.

    İlk diyeceğim şey, Westbrook topu her eline aldığında geriliyorum nedense. Takım arkadaşlarının da arada benzer hislere kapıldığına eminim. Sadece şahsi oynamasından değil, çok anlamsız tercihler yapıyor bazen ve takımın Westbrook’un türlü türlü huyuna katlandığını hissediyorum. Kaan Kural’ın dediği “bazı oyuncular kötü oynadığında sadece eksilirsin ama Westbrook kötü oynadığında eksilmekten ziyade zarar görüyorsun” lafı çok doğru. Adam inisiyatif aldığında bazen çok iyi şeyler yapıyor ama gününde olmadığında da takımı içeriden yiyen bir şeye dönüşüyor.

    Bugün sadece Westbrook değildi tabii, koca 2. yarı sadece 38 sayı atabildi Rockets ve Rondo’nun coşması, Kuzma’nın katkısıyla Lakers rahat kazandı. Ben Lakers’ın buradan seriyi vermeyeceğini düşünüyorum.

    Lakers maçı bittikten sonra da Heat-Bucks’ın son çeyreğinin tekrarını izledim. Bence Miami öyle ahım şahım bir takım değil ama Bucks’ı fena kilitlediler ve Giannis de olmayınca bir yere kadar gidebiliyorlar.

    Giannis’in Bucks macerası yakında bitecek gibi. GSW deniyor ama onlar da salary cap’in 30 milyon $ üstündeler ve Giannis’i alabilmek için 70 milyon $’lık açık yaratmaları gerekiyormuş. Giannis’in bir sonraki hamlesi taşları yerinden oynatacağı için 4-5 ay sonra bambaşka şeyler konuşuyor olabiliriz.

    Berca B.

    @Ahmet Saraçoğlu, Westbrook konusunda çok katılıyorum. Hem şut yüzdesi düştükçe rakipler onu riske ediyor, o da tam bi ayarsız olduğu için “öyle mi… gösteririm lan size” dercesine her seferinde atıyor ve çoğu zaman kaçırıyor. İçeri drive ettiği zamansa baya baya kötü tercihlerde bulunuyor. Çok yetenekli ama zihinsel olarak acayip dengesiz bi adam, fantazi ligi dışında asla takımımda istemezdim.

    Bucks’taysa aynı senaryo Bledsoe için geçerli. Tam bir ritm bozucu ve bugünkü maçta da Bucks taraftarına illallah dedirtmiştir kesin. Savunmada çok iyi ama hücumda izlemesi tam bi zulüm. O da maçı kurtarma, hatasını telafi etme hastalığından müzdarip ve bunu her denediğinde takıma daha çok zarar veriyor. Keşke Brogdon yerine takımdan ayrılan Bledsoe olsaydı.

    Bucks’ın ben Giannis’i takaslayacağını -Giannis takası zorlamadıkça- pek düşünmüyorum açıkçası. Görece geniş bi rotasyonları var, bana son kurşunlarını eldeki diğer parçalar + draft seçimleriyle daha üst seviye başka bir oyuncuyu alarak harcayacaklarmış gibi geliyor. Koç değişikliği de mümkün bence. Giannis’in son senesinde de deneyip istediklerini alamazlarsa herkesi dağıtıp yeniden yapılanmaya girerler. Şu anda Giannis’in uzun süreli kontrata imza atacağı yerler sınırlı ve şampiyonluk kalibresindeki takımlar haricinde kimse 1 sene kiralık oynatmak için Giannis karşılığında değerli parçalarını vermek istemeyebilir, Giannis de ancak şampiyon olma ihtimali olan takımlarla kontrat uzatır. Derozan – Kawhi takasında Kawhi Spurs için net olarak oynamak istemediğini belirttiğinden o takas olmuştu gerçi. Giannis de benzer bi tavır koyarsa Bucks takas yapmaya zorlanabilir ama işte, kim 1 senelik kiralık oynatma riskini alacak?

    Ahmet Saraçoğlu

    @Berca B., Westbrook profesyonel bir sporcuya göre biraz fazla gaza gelen bir insan. Stratejik düşünemiyor pek çok zaman. İntikam smacına gidip aynı maçta birkaç kez beynine blok falan yiyor. Sürekli bir şeyler kanıtlamaya çalışıyormuş gibi bir havası var. Yılların NBA oyuncusu, hayvan gibi yetenekli ve atletik bir adam ama maç içerisinde bazen öyle bir hâle geliyor ki sanki herkes ona karşıymış gibi bir his yaratıyor, bir üçlük sokuyor akabinde “ya bakın gördüğünüz mü yeri gelince üçlük de atarım” gibisinden tavırlara giriyor.

  9. Evin yakınına basket sahası yapıldı. Süper sağlıklı beslenerek ve her gün spor yaparak son 3 haftada 5 kilo verdim. Haftanın 5 günü günde 1-1,5 saat tek başıma basket oynuyorum.

    Günde 50 ila 100 arası faul atıyorum. Henüz tekniğim tam oturmadı çünkü bazı günler 10′da 2 atarken bazı günler 10′da 8 atabiliyorum. Bazen 5 dakika boyunca topu alıp sürekli sallamama rağmen sadece 5-6 tane faul sokarken bazen 2 dakikada 10 tane sokuyorum (seken topları alıp tekrar çizgiye geldiğim için uzun sürüyor). Ama ilk zamanlara göre ilerleme var. Eskiden “ulan bu adamlar bir maçta nasıl 15′te 15 atıyorlar, bir tanesi bile kaçmaz mı? Sonuçta 1 santim kaymasına bakıyor” diye düşünürdüm ama bilek hafızası oluşunca gayet normal bir şey aslında. Ben de bazen top elimden çıktığı anda “kısa attım, çok güçsüz attım” diye düşünüyorum ama bir bakıyorum deliksiz giriyor. Enteresan.

  10. Berca B. says:

    Yalnız Raptors Celtics maçının ikinci uzatması basketbol adına bi sanat eseriydi. Muazzam maç sonu oldu.

    Ahmet Saraçoğlu

    @Berca B., Kyle Lowry’nin askerleriyiz.

  11. Emre Görür says:

    Güzel analiz:

    https://seyler.eksisozluk.com/nba-maclarinin-eskisi-kadar-keyif-vermemesi-sorunsalinin-teknik-analizi

    Emre Görür

    Bunu yazan kimmiş diye bakarken elemanın başka bir mesajını daha gördüm. Şu yorumun altına imza atasım geldi:

    “amerika’da profesyonel basketbolun en üst düzeyi, dünyanın en gözde basketbol ligi olan nba, artık atletik ve gürbüz baletlerin temastan kaçarak yaptığı akrobatik sirk gösterilerinden hallice bir şey sunabiliyor izleyicilere sadece. mike d’antoni – paul westhead – don nelson gibi maceracı ve deneysel koçların fikirleri, daryl morey’nin mühendislik ilminden damıtılan bakış açısıyla birleşince, hız ve atletizmi menzilli oyunla harmanlayıp dünyanın tüm milli takımlarıyla yeniden makası açma yarışına girilince, 2004 ve 2006′daki meşhur kavgaların ‘zedelediği’ imajı toparlayacak anti-temas kuralları da getirilince, nba artık okçuların ana vuruş gücünü teşkil ettiği iki ordunun savaşını barındırır hale geldi her maçta. öyle ki, piyadeler, göğüs göğüse çarpışacak ‘gladyatörler’ ne birbirlerine ne de okçulara temas edemiyor kurallar gereği, ve oradan oraya koşturup, pota dibinden smaç vurmaya mahkûm ediliyorlar…”

    deadhouse

    @Emre Görür, Normal sezon ve Playoff olarak ayırmak lazım. Playofflar genelde zevkli geçiyor. Normal sezon ise genelde zevksiz. Bazen direkt Playoflara geçin de rahatlayalım diyorum. Avrupa basketbolu ise böyle değil. Euroleague 1. hafta maçı da, Final Four maçları da aynı mantalite, heyecan ve çekişmeyle geçiyor. Şahsen Euroleague 3. hafta Baskonia – Maccabi maçını, Nba 3. hafta Lakers – Sacramento maçına tercih ederim. Basketbol, taktik, çekişme, savunma, temaslı oyunla güzel.

    Emre Görür

    @deadhouse, tabii. Eleman da onu söylüyor zaten. Bir normal sezon maçının ilk üç çeyreğini izlemekte aşırı zorlanıyorum falan diyor.
    Ya Euroleague aşırı keyifliydi, ama artık kalite yerlerde maalesef. NBA Avrupa basketbolunu bitirme noktasına getirdi. Henüz kendini kanıtlamamış çoluk çocuğu bile alıyorlar hemen. Ama daha kötüsü Avrupa’daki basketbol ekolleri karakterlerini kaybetmeye başladı. NBA’in gelişim ligi gibi bir şey oldu diyeceğim ama o da değil. NBA’in ürünlerini olgunlaşmadan topladığı bir tarla resmen.
    Bu arada, hiç takip etmiyorum ama NCAA’in hali de fena herhalde. Eskiden onun final four’u popülerlikte NBA ile yarışırdı.
    NBA yönetimini tebrik etmek lazım cidden! Bunca şeye rağmen çoğu NBA takımı da zarar ediyormuş.

  12. Nuggets-Clippers maçının 2. yarısını izledim, Raptors-Celtics maçını izliyorum.

    Nuggets maçını açtığımda Clippers 14 sayı öndeydi, tamam dedim burada biter bu seri ama sonra Nuggets çok iyi yüklendi, Clippers da dönem dönem yaptığı savsaklamalara başladı ve Nuggets aldı. Clippers’ta Doc Rivers ve Kawhi dışında sevdiğim pek kimse yok. Şampiyon olmasını en az istediğim takım. Bakalım nasıl olacak.

    Raptors-Celtics maçında 3. çeyreğin bitmesine 3 dakika var şu an, 66-63 Celtics önde. 6. maçın ateşinden sonra çok tutkusuz şu ana kadar. Lowry reyiz çıksın coştursun istiyorum ama Nurse hoca bu maç epey dinlendiriyor Lowry’yi. Lowry 6. maçta 7 saat falan sahada kalmıştı, uzatmalarda yorgunluktan can vermişti. Bu maçta sonlarda sağlam olsun isteniyor gibi. Zaten ikisi de savunma takımı olduğundan şu ana kadar iki taraf da risksiz oynuyor; smaçlardan, bağırış çağırışlardan eser yok. Uzatmaya gitse şaşırtmayacak bir maç. Hak eden alsın ama ben Raptors çıksın istiyorum.

    Ahmet Saraçoğlu

    Norman Powell maçın son 1 dakikasında maçı verdi resmen. Önce bomboş pozisyonda turnikeye girerken Smart’tan Lebron bloğu yedi, eşitleme şansını verdi. Sonra Celtics 2 FT kaçırdı, avantaj Raptors’a geçiyordu ki FT reboundunda Tatum’a faul yaptı mal gibi, Celtics çok da kasmadan aldı maçı.

    Toronto hiç oynayamadı bu maç, Lowry dâhil. Siakam zaten seri boyunca rezaletti. VanVleet dışında herkes sal bizi gidelim agam modundaydı.

  13. Bam Adebayo’nun son saniye bloğunda Orkun ve Kaan Kural’ın tepkisi harikaydı ahaha

    Emre Görür

    @Ahmet Saraçoğlu, bir konferans final maçı kazandırdığını da düşünürsek ben daha iyi bir blok gördüğümü sanmıyorum. Ters eliyle potanın içinden çıkardı manyak.

    Ahmet Saraçoğlu

    @Emre Görür, Lebron-Igoudala bloğuyla çarpışır diye düşündüm yazarken ama evet, benim de gördüğüm en iyi blok bu muhtemelen. Kaan’la Orkun’un bağırmasıyla tüylerim ürperdi tekrarında. Hakikaten NBA tarihine geçti.

    OblomoV

    @Ahmet Saraçoğlu, Kaan Kural’ın ”ohohoo”su kadar güzel bir tepki yok şu spor basınında. :^)

  14. Berca B. says:

    7. maçla ilgili ne desem bilemiyorum, cidden şaşkınlık içindeyim ama NBA’de takım tutmayan, oyundan keyif alan biri olarak bu sene net bi şekilde Denver şampiyon olsun istiyorum. Üstüste ikinci kez 3-1’den seri çevirmek nedir abi, hem de her seferinde fark çift hanelere çıkmışken? 2008 Türkiye gibiler valla, bu peri masalı şampiyonlukla sonuçlanır umarım.

    Bu arada sıradaki NBA forma hedefimi Lillard’dan Jokic’e çevirdim. 5-13 gibi vasat bi şut performansı olsa da her ikili sıkıştırmada en doğru adamı buldu, sahada olduğu her an riboları çekti ve mükemmel savunma yaptı, cidden şiir gibi oynadı. Murray de mükemmel maç oynadı ama Jokic cidden tam bi seyir zevki. O oyunda yokken maçta bişiler eksiliyo kesinlikle.

    Kawhi ve George kesinlikle Space Jam yeteneklerin çalınması senaryosunu yaşıyolar. Hele George bi ara panyanın yanına üçlük sallıyodu. İkisinin de son çeyrek sayısı sıfır. İkisinin çıktığı son iki dakikaya kadar Clippers son çeyrekte 10 sayı atmıştı. Akıl alır gibi değil.

    Sabah ilk bu maçı izlemek istediğimden maç sırasında Miami Boston sonucuna dair spoiler yedim maalesef ama o son blok kesinlikle tarihe geçecek. Tayshaun Prince’in Reggie Miller’a, Lebron’un Igoudala’ya yaptığı gibi yıllarca jeneriklerden çıkmayacak bir blok.

    Ahmet Saraçoğlu

    @Berca B., ben de bu maçı izlerken Miami-Boston spoiler’ı yedim uyuz oldum. Molada sağ üstte sinsi gibi 117-114 diye yazdılar dana kadar, ulan yapacağınız işi dedim.

  15. Emre Görür says:

    Açıkçası Kawhi-LeBron kapışmasını izleyemeyecek olmaya üzüldüm, ama Denver net hak etti. Resmen tarih yazıyorlar.

  16. Mikko Aspa'nın Göbeği says:

    Clippers veya Houston”ın şampiyon olmasını istiyordum. Houston’dan zaten ümidim yoktu ama Clippers beni şoka uğrattı. Umarım Lakers zibidisi şampiyon olmasın da artık kim olursa olsun.

  17. OblomoV says:

    Denver, Clippers’ın üstüne kabus gibi çöktü resmen. Jokiç bambaşka bir seviye.
    Denver her türlü hak eden taraf. Yalnız Clippers’ın durumu da hiç iç açıcı değildi. Bir şekilde götürürüz bu işi dediler ama olmadı. Hayal kırıklığı.

  18. deadhouse says:

    Oç Miami. 3. çeyrek 20 fark nedir. İyi ki Boston’a verdik. Neyse sen gel bakalım finale. LeBron’la Davis amına koyacak.

  19. riser says:

    clippers’ın elenmesiyle lakers’ın şampiyon olma ihtimali %100 artık.

    miami gibi bir takımın bu seviyelerde bu kadar doğru bir basketbol oynaması spoelstra’nın ne kadar iyi bir koç olduğunu gösteriyor. finale 2 maç uzaklıkta bir takımın en iyi oyuncusunun jimmy butler olması inanılmaz bi’şey.

    Ahmet Saraçoğlu

    @riser, valla kim ne derse desin net Miami çıksın istiyorum. Çok daha fazla istiyor gibiler Boston’a göre. Bugün maçtan sonra Boston soyunma odası karışmış, Smart millete deli gibi bağırıyormuş; bir şeyler fırlatma, çarpma sesleri falan gelmiş.

  20. Berca B. says:

    Miami çok doğru basketbol oynuyor ve maç sonunu/son periyotu en iyi oynayan oyunculara sahip. Bu sene kendi reklamlarını çok iyi yaptılar ve free agent pazarında baya avantajlı durumuna geçtiler. Bir sürü önemli oyuncu onlarla oynamak isteyecektir.

  21. Bu gece AD-Jokic çarpışmasını merakla bekliyorum. Sabah kalkar kalkmaz spoiler yememek için hiçbir yere girmeden hemen S Sport’u açıp maçların tekrarlarını izliyorum, umarım güzel maç olur.

    Miami-Denver finali, 7. maçta Denver şampiyon…

    Var bir hayalimiz.

    Berca B.

    @Ahmet Saraçoğlu, tam olarak aynı maç izleme ritüeline ve hayale sahibim <3

  22. Dün gece 22.00’de yattım. Saat kurmamıştım ve uyanınca maçın tekrarını izlemeyi planlıyordum ama ne acayiptir ki 03.56’da cin gibi uyandım, hemen maçı açtım.

    Leş gibi maçtı. Playoff serisinin açık ara en kötü, en tatsız maçıydı.

    Yukarıda AD-Jokic çarpışması dedim ama ilk yarıda Howard-Jokic ve hakemler-Jokic çarpışması oldu. 2. çeyreğin bitmesine 7 dakika kala Jokic’e 2 tane bomboş faul çalmaları, Murray’e TF çalmaları, Howard’ın tüm tahriklerine göz yummaları ağır götlüktü. Orada 2 dk’da sindirdiler Nuggets’ı. Lebron bile thrash talk yaptı sayılarından sonra. Sonra da saçma sapan düdüklerle piç ettiler maçı. Tadı tuzu yoktu.

    Bir yandan maçı izlerken bir yandan da siteye 15 tane haber girdim, öyle de heyecansızdı. Özellikle ikinci yarısı kimsenin oynamak istemediği bir üçüncülük maçı gibiydi. Orkun ve İnan’ın sesi maç boyunca bir kez bile yükselmedi neredeyse.

  23. Kahvaltı ederken YouTube’u açtım, tesadüfen Kobe’nin 81 sayı attığı maçın kısa özeti çıktı. Yemek yerken izleyeyim diye açtım. O bitti, otomatik olarak Kobe’nin ölümü sonrası demeçler videosu başladı. Elim yağlı olduğundan değiştiremedim, son birkaç lokmam da bitsin kapatayım dedim. Sonra insanlar konuşmaya başladı, Doc Rivers konuşurken (konuşamazken) durup dururken gözümden pıt diye bir damla yaş aktı aq. Hiç öyle duygusal bir anımda falan da değildim, ağzıma simit sokmakla meşguldüm ama öyle işte.

    Retrokafa

    @Ahmet Saraçoğlu, Abi öyle olur,senin gene iyi… ty de falan denk geldiğimde Optimus Prime konuşurken bir kaç damla döküyorum ya!

  24. Ortalama Lakers, kusursuz olmayan Denver’dan iyi takım. Denver’ın kazanmak için hiç hata yapmadan oynaması lazımdı ve çok fazla hata yaptılar. Jokic’in maçın bitmesine 1,5 dk kala bomboş üçlük atabilecekken kendine güvenemeyip 2′lik atması ve yine bomboş olmasına rağmen potaya değdirememesi gibi konsantrasyon bozukluklarının yanı sıra maçta 10 tane FT kaçırmaları da zaten maçı Lakers’a getirdi. Son 1 dk inanılmazdı gerçekten ve 2 sn kala son hücumda Denver’ın Plumlee’yi alması skandaldı. Tutması gereken adamı bırakıp zaten tutulmakta olan Lebron’a 2. adam olarak gitti gerçek bir mal gibi ve AD de bomboş 3′lüğü attı. Jokic sakin bir adam olduğundan muhtemelen bir şey dememiştir ama normalde Plumlee’yi dövmesi falan lazım maç sonunda. Ellerine gelen maçı verdiler resmen.

    Ama maçla ilgili en acayip şey kesinlikle 48 dakikalık sürede iki takımın toplam KIRK BEŞ top kaybı yapmasıydı. İnanılmaz bir sayı gerçekten.

    2. yarıdaki ve özellikle son periyottaki Lebron da bugüne dek gördüğüm en kötü Lebron’lardan biriydi. Air ball’lar, kayıp düşmeler.

    Son hücumda ellerim titredi harbiden; öyle manyak, öyle gergin bir heyecandı maç sonu.

    Emre Görür

    @Ahmet Saraçoğlu, tam Lakers tarzı bir galibiyet. Kazanma alışkanlığı, gelenek çok önemli bir şey cidden. Lakers, Jazz ve Clippers gibi müzmin loser’lardan değil. Serinin buradan dönmesi çok zor.

  25. Denver az kalsın beni aşırı sinirlendirecekti ki son anlarda kendine geldi, maçı aldı. Hayvan gibi oynayıp açtıkları farkın 20 sayıdan 3 sayıya düşmesine göz yumacak kadar saçma oynadılar 3. periyot ortasından maçın son 2 dakikasına kadar. Ama Lakers o kadar yoruldu ki ucuna kadar getirmesine rağmen son bir gazlanma yaşayamadı. Hadi bir 2-2 olsun şu seri de tadı çıksın be.

  26. riser says:

    1-3′de de tadı çıkar, sonuçta denver iki kez 1-3′ten keyifli bir seri yaratmıştı.

    davis’in 42 dakikada 2 ribaund alabilmesi şaşırttı. şutuna çok fazla güvenmeye ve kaçak oynamaya başlamış anladığım kadarıyla.

  27. chuck says:

    çocukluğumun bir döneminde basketbol oynamış olsam da hiç izleme zahmetine merakım olmadığından girmedim.

    futbolu da yalnızca mahalle de uzun boylu olduğum için (ve yaşıtlarıma göre herhalde diğer pozisyonlarda çok kötü olduğum için)oynamak zorunda bırakıldığım ve ne muhabbeti ne de başka bir şeyi sikimde olmadığı için de hiç izlemedim. (başka sebepler varda konu bu değil)

    şu sıralar sağda solda çok fazla basketbol muhabbeti duymaya başladım. maçlara merak duymaya başlayan birisi olarak ne yapabilirim? yani ne izlemem gerekir? tavsiyelerinizi bekliyorum.

    Berca B.

    @chuck, NBA’de zaten 2 seri kaldı. Biri Denver-Lakers, diğeri Boston-Miami. Şu anda iki seri de 2 günde bir oynanıyor, yani her gün maç var. Bu iki serinin galibi kazananın 7 maç üzerinden belirlendiği, yani 4′e ulaşanın kazanacağı şampiyonluk serisi oynayacaklar. Bu seriden sonra NBA tatile girecek ve en az 2021 Ocak’a kadar tekrar başlaması beklenmiyor (normalde her sene Ekim ayında lig başlardı). O yüzden elde çok maç kalmadı, bir önce trene atlaman lazım :)

    Bu gece yarısı Boston Miami maçı oynandı, önümüzdeki gece yarısı Denver Lakers maçı oynanacak. Boston Miami birbirine çok benzer tarzda takımlar, defansif yönleri kuvvetli ve maçlar birbirine yakın geçiyor. Denver Lakers serisinde kimin ne yapacağı pek belli olmuyor. Denver bir maç ağır fark yiyip sonraki maçta çılgın atabiliyor. Seride elenmek üzereyken geri gelip seri kazanmalarıyla ünlüler şu ara. Bu sene 2 kez 3-1′den geri gelip seriyi 4-3 kazandılar, ki bu 74 yıllık NBA tarihinde 13 kez yapılabilmiş bir şey. Adamlar aynı sene içinde 2 kez yaptılar bunu.

    Her gece kalkamam, bana bir seri söyle yeter dersen ne zaman ne olacağının belli olmaması, atletik oyuncuların daha fazla olması sayesinde uçuk kaçık hareketlerin daha sık olması, manasız atışların bir şekilde girmesiyle adamı 2-3 dakikada bir ayağa fırlattığı için Denver Lakers serisini öneririm. Boston Miami de çok çok keyifli geçiyor ama yeni başladığını düşünerek Denver Lakers daha iyi gider gibi geliyor.

    Gece uyanık kalıp sabah yatmak istemiyorsan, Ssport’a üye olup sabahları maçın tekrarını izleyebilirsin (maç çok geçse ben böyle yapıyorum). Ama 2 seri kaldığını düşünürsek NBA youtube kanalından maçların geniş özetini de izleyebilirsin. Ssport’ta çok fazla farklı spor var ama diğerleriyle de alakan yoksa ayda 17 lira ödemek çok da mantıklı değil.

    Yiğit

    @Berca B., ve en önemlisi lebron izlemek lazım. Sırf bunun için bile gece uyanılır.

    Denver ne olursa olsun maçtan kopmuyor. 20 sayı da önde olsan rahatlayamıyorsun. 2. maç da öyleydi, son saniye basketine kaldı. Yine de Lakers geçecek muhtemelen. AD bir tık dengesiz. Rondo ve diğer parçalar da gününde olup olmamasına göre çok değişiyor. Yoksa AD ve Rondo gününde oldukça Lakers her türlü kazanır bence. Lebron zaten her zaman takıma ne lazımsa onu yapıyor.

    S sport tv’de var ama annemi uyandırmamak için malum yollardan izliyorum. Tabii korsana karşıyız ama :))

    Berca B.

    @Yiğit, şu Ssport’u bi ben TV’den izleyemiyorum ya ahah. Dsmart Digiturk gibi şeylerim yok, tabletim veya dizüstü bilgisayarım da yok. Ssport Plus’ı sadece masaüstünden veya telefondan açabiliyorum.

    İnan Özdemir Kaan Kural Onur Erdem biliyorum burayı çok iyi takip ediyorsunuz, şu uygulamayı akıllı televizyonlara da getirin artık.

    chuck

    @Berca B., tavsiyelerin için teşekkürler. geniş özetlere bir göz atıcam.

  28. Jokic Lakers serisinde hiç istediklerini yapamadı. Lakers’ın bir sürü eksik özelliği var ve Lebron da hiç öyle üstün bir oyun oynamıyor, buna rağmen Nuggets’ın gücü yetmiyor. Yine 3-1 oldu, buradan döner mi bilmem ama bu sefer hiç sanmıyorum. Heat-Lakers finali büyük ihtimal.

  29. Emre Görür says:

    Normalde LeBron’u da Lakers’ı da sevmem pek, ama bu yıl şampiyon olmalarını istiyorum kesinlikle. Adam Muhammed Ali gibi bir figüre dönüştü. Şampiyonlukları Trump’ı ciddi şekilde rahatsız edecektir.

    deadhouse

    @Emre Görür, Trump’a küfür etti diye mi Muhammed Ali oldu? Muhammed Ali olmak kolay mı bu kadar. Tüm servetinden, rahatından, hayatından vazgeçebilecek kadar ABD hükümetini karşısına alan, sözde değil, özde muhalif, özgür bir ruhtu Ali.

    Emre Görür

    @deadhouse, bence yeterince iyi takip etmemişsin. Direkt politik aktivist gibi hareket ediyor. Eylemlere de katıldı. En son şunu gördüm mesela:
    https://twitter.com/SocratesDergi/status/1309034447384305666?s=20
    Takımı en büyük şampiyonluk favorisi olmasına ve belki de yaşı itibariyle bu yıldan sonra bir daha şampiyonluğa oynama şansı bulunmamasına rağmen play-offların oynanmamasında diretti, bunun mücadeleye zarar vereceğini söyledi, ama gel gör ki bunu bir tek Clippers destekledi.
    1960′larda değiliz. Etrafta Malcom X’ler, Martin Luther King’ler yok. 2020 koşullarında bence pekala kıyaslanabilir Muhammed Ali ile.

    deadhouse

    @Emre Görür, 1960′larda değiliz sağlam bir argüman değil. Bok gibi parası var, kazanacağını kazanmış. Bu sene ne olursa olsun maça çıkmayacağım deseydi, o zaman önümü iliklerdim. Gerçekten yapacağı eylem bir işe yarardı. 2 maç protesto sonra yılda 140 milyon dolar kazanmaya devam. Adam diyor ki bir şeyler yapmak istiyorum. Bir şey yapamamak, çaresizce durmak belli ki adama koyuyor. 1 tweet at, bir gösteriye katıl, bu mudur bir şey yapmak yani. Hayır bir de tüm bu olayların müsebbibi Trump’mış gibi davranan bilgisiz, teorisiz, cahil adamlar gibi davrananlara benziyor tavrı. Sanki Demokratlar baştayken siyahiler öldürülmüyordu. Ben tam tersini düşünüyorum. Belli ki Muhammed Ali’nin büyüklüğünü pek kavramış değilsin. Adamın o zamanlar Tanrı’dan farkı yoktu. O konumda akla, hayale sığmayacak fedakarlıklar yapması inanılmaz bir şey. Şampiyonluk yüzüğü için takımını yüzüstü bırakıp Miami’ye kaçanla aynı kefede olamaz zaten.

    riser

    @deadhouse, “Hayır bir de tüm bu olayların müsebbibi Trump’mış gibi davranan bilgisiz, teorisiz, cahil adamlar gibi davrananlara benziyor tavrı.”

    benzemekten öte direkt öyle bi’ adam lebron.

    Emre Görür

    @deadhouse, LeBron’un akıllı bir adam olduğunu iddia etmiyorum. Zaten çok yanlış kariyer kararları verdi bence. Ama etkili bir muhalif figür olmak için illa John Lennon olmaya gerek yok.
    Vietnam Savaşı’nın belirlediği ’60′lar ortamında Muhammed Ali hiç de öyle çok büyük bir figür gibi görünmüyordu. “Bir de böyle bir boksör arkadaş var” gibi bir vakaydı diğer aktivistlerin yanında. Bugünden bakınca bize çok acayip geliyor yaptığı şeyler.
    Muhammed Ali benzeri bir etki yapabilmek için bir kere branşında onun kadar büyük olman lazım. LeBron gibi döneminin açık ara en iyi basketbolcusunun kalkıp böyle net bir tutum alması ABD açısından birçok dinamiği tetikleyebilecek büyük bir olaydır her türlü. Bunun bir öncesi Michael Jordan yahu. Adam 1992′de Los Angeles yanarken ağzını açıp tek kelime etmemişti. Mevzu kendisine sorulduğunda da “I need to know more about it” dedi sadece.

    Exorsexist

    @Emre Görür, 60 lar ile günümüzdeki dünyayı karşılaştırman tamamen yanlış ve gerçeklikten çok uzak. 60′lı yıllarda birçok eyalette siyah hakları tanınmazken, katı şekilde pozitif ayrımcılığa uğrayabilirken, KKK çeteleri açık açık ortalıkta seremoni yaparken, zenci avlayıp yakarken günümüzde siyahlar her alanda önderlik ediyor, DEVLET BAŞKANI olabiliyor ve kurumsal alanda ırkçılık bulunmuyor.
    Muhammed Ali’nin yaptığını yapabilecek, hatta götü yiyebilecek bir artist, sportmen vs. bulunmuyor.

    60ların sonunda askerliği reddedince elindeki tüm ünvanlar alındı, uzun süre spordan men edildi.

    zaten 1960 da kariyeri başlıyor ve 5 sene gibi kısa sürede ağır siklet şampiyonluğu olur ”“Bir de böyle bir boksör arkadaş var”” dediğin arkadaşın.

    Lebron ile Muhammed ali’yi karşılaştırmak için aklını kaçırman veya dünyadan bir haber olman gerekiyor.

    Ayrıca Lebron James’in Hong Kong protestolarına karşı Çin’i savunan söylemlerini de dahil etmek isterim.

    Emre Görür

    @deadhouse, bu arada yanlış anlaşılma olmasın, riske ettiği şeyin sadece şampiyonluk yüzüğü olduğunu iddia etmiyorum. ABD’de bir siyahi olarak politik açıdan bu kadar sivrilmek her türlü hayati risk doğurur.

  30. Emre Görür says:

    Biraz düşündüm de Jordan-LeBron kıyaslaması cidden zor iş.
    Jordan NBA’in çok iyi olduğu bir dönemde kariyerine başladı. İlk play-off’unda Bird, Magic gibi isimler onun kendilerinden iyi olduğunu kabul ettiler hemen. Ama efsanevi Boston’a karşı coştuğu serilerde onlardan tek maç almayı dahi başaramadı. Sonraki 3 yıl da Detroit’ten dayak yedi. ’80′ler böyle bitti ve Jordan tam bir loser’dı. 1990-91 sezonunda artık eski gücünde olmayan Detroit ile Lakers’ı yenerek ilk yüzüğünü taktı. Sonrasında ise işi hep çok kolay oldu. Portland, Phoenix, Seattle ve iki kere de Utah’ı yendi 4-2′lik finallerde. Sadece 45 numaralı forma ile döndüğü sezonda Shaq’lı Orlando’ya kaybetti. Doğu konferansı da kendisini hiç zorlamadı. Sadece 1991-92′de New York ve son şampiyonluğu sırasında da Indiana seriyi son maça taşıyabildi.
    Ben zamanında bu dönemi neredeyse komple izledim. Jordan bir loser’dan devasa bir winner’a dönüştü. 45 numara giydiği ve takıma sonradan katıldığı sezonu saymazsak kazanması gereken her kritik maçı kazandı. Ancak diğer yandan o dönemde NBA’in kalitesi ’80′lere göre çok düşmüştü. Utah bile çok iyi bir takım değildi.
    LeBron’a gelirsek… Adam adeta basketbol için yaratılmış bir fiziğe sahip. Jordan karşısında bu konuda çok büyük bir avantajı var. 10 final nasıl mükemmel bir istatistikse 3 şampiyonluk da (muhtemelen bu yıl 4 olacak) o kadar rezalet. Dahası asıl takımı Cleveland ile sadece tek şampiyonluk kazanabildi. Ancak madalyonun diğer yüzü de var. Jordan ’90 sonrasında karşısında San Antonio, Golden State ayarında takımlar bulmadı asla.
    Bu yüzden karar vermek zor bence.

    Emre Görür

    Bill Russell, Wilt Chamberlain, Kareem Abdul-Jabbar gibi isimleri anmama sebebim onların daha önemsiz olduğunu düşünmem değil. Basketbolun yapısındaki değişim sebebiyle böyle bir karşılaştırma anlamsız olur bence.
    Kobe’nin ise net şekilde Jordan ve LeBron seviyesinde olmadığını düşünüyorum. Ancak şöyle bir durum da var: Eğer Kobe zamanında NBA bugünün kurallarına ve oyun anlayışına göre oynansaydı bence her iki ismi de geçerdi. Jordan’ın ise bugünün koşullarında trajik şekilde gerileyeceği kanısındayım. Doğru düzgün üçlüğü olmayan bir oyuncu bugünün NBA’ini domine edemez.

    Exorsexist

    @Emre Görür, Daha önce de Kobe ”winner değil” filan yazdın, şimdi de ”Jordan tam bir loserdı” demişsin. Hayatımda okuduğum en saçma tespitlere imza atıyorsun.

    Yiğit

    @Exorsexist, genel konuşmamış, 80ler bittiğinde loserdı demiş. Zaten sonrasında da devasa bir winner’a dönüştü diye eklemiş. Cımbızla çekip, metnin kalanından bağımsız konuşmak kadar saçma bir şey yok.

    Exorsexist

    @Yiğit, şampiyon olamadı, yani loser diye atalım tutalım? Adamın 30 sayı ortalaması vardı. Sen ne yaptın da loser diyebiliyorsun diye sorarlar. Oturduğun yerde profesyonel sporcuya – LeBron Kobe Jordan bilmemne- loser yaftası yapıştırmak kolay.

    deadhouse

    @Exorsexist, “Sen ne yaptın da…”

    Kusura bakma ama köylü bakış açısı bu. Modern dünyada böyle bir bakış yok. Gezegende olan biten hiçbir şey hakkında konuşmamamız lazım o zaman. Ağzını açan herkese “sen ne yaptın da…” dememiz lazım.

    Exorsexist

    @deadhouse, Herkesin her konuda atıp tutabilmesi gayet normal o zaman? Yapılan eleştiri veya fikir belirtmenin hiçbir önemi yok, daha doğrusu kıraathane muhabbettinden öteye gitmiyor.
    Internetin sağladığı ”özgür” tartışma platformu modernlik mi oluyor? ”gezegende olan biten” hakkında konuşmanın bir hatası yok, konuşulabilir, tartışılabilir, vs. fakat iş yafta yapıştırmaya geldiğinde, internetteki X kişinin profesyonel olarak NBA’de oynayan basketbolcuya ”loser” demesine gelince iş değişir. O halde x yıl kadar şampiyon olamayıp, y yıldan sonra şampiyon olan -veya tam tersi- tüm sporculara loser-winner tanımlarını alınlarının ortasına yapıştıralım herkes rahat etsin.

    Lebron çok finale çıktı ama şampiyon olamadı = tam bir loser
    MJ 90lardan önce bi sik yapamadı = loser in önde gideni
    Kobe nin hiç atraksiyonu yoktu – boş adam

    deadhouse

    @Exorsexist, Bence de “herkes” her şey hakkında atıp tutmamalı. Bu zaten sosyal medyanın en büyük problemlerinden biri. Tıp eğitimi almamış, hatta hayatı boyunca sağlıkla ilgili bir makale bile okumamış biri, uzman doktorlara işini öğretmeye kalkışabiliyor. Fakat senin atıp tutuyor dediğin kişi 30 yıldır Nba izlediğini söylüyor. Bırak da iyi bildiği, takip ettiği alan hakkında iki kelam etsin. Başkasının da onun düşüncelerini eleştirme hakkı var. Sen diyorsun ki “sen ne yaptın da…” bir basketbolcuya loser diyebiliyorsun. Ne yapmamız lazım mesela? Bilmek istiyorum. Nba menajerleriyle akrabalığımız falan mı olması lazım? Ben kendimi bildim bileli sıkı şekilde futbol takip ederim. 25 yıl olmuştur. Kloop Liverpool’da hiçbir şey kazanmamışken orada burada Kloop’a loserın teki diyordum. Sana göre buna hakkım yok. Düşünceme karşıt bir görüş getireceğine “sen ne yaptın da…” bunu diyebilirsin diyorsun. Ne yaptım 25 yıldır futbol takip ettim.

    Emre Görür

    @Exorsexist, hayırdır canını sıkan bir şey mi oldu bugün? Bir şekilde bana gıcık oluyorsan da direkt onu söyle bence.
    Loser deyince adamın kişiliğine dönük bir saldırı gerçekleştirmeye çalışmıyorum. Kaybeden bir figürdü, sonra kazanan bir oyuncuya dönüştü ve bu Bulls kadrosunda anlamlı bir değişim olmadan yaşandı. Ampirik veri yahu bu, yorum bile değil.
    Yüzünü soğuk suyla yıkayıp yazdıklarını tekrar oku bence. Komik çünkü. Veya beni çıkışa falan çağır, ne bileyim.

    Exorsexist

    @Emre Görür, Kobe Bryant, MJ, Muhammed Ali hakkında yaptığın yorumları görünce hayretler içersinde kalıyorum. Bu adamlar dünyaya mal olmuş, yaptığı spor dallarında en üst noktaya gelmiş ve başarıları birden ortaya çıkmamış, çok genç yaşta başarıyı yakalamış, olgunlaştıkça başarı üstüne başarı imza atmış insanlar.

    Adamın kişiliğine yorum yapsan daha yerinde olurdu, verisel olarak MJ’in 80′lerdeki ortalamaları, 90′larda şampiyon olduğu dönemlere göre daha çok yüksekti, kişisel olarak winner, takımsal olarak loser mı oluyor şimdi?

    Hayatım boyunca milli takım antrenorleri veya milli formayı giymiş kişilerin antrenorlüğünde spor yaptım, tek tek isimlerini de verebilirim, ve yaklaşık 10 yıldır çeşitli spor dallarında eğitmenlik-koçluk-öğretmenlik yapıyorum hiç böyle içi boş yorumlar görmedim.

    Ha eğer senin de en az onlar kadar başka spor dallarında veya basketbolda başarın varsa onu bilemem. O zaman çık eleştir, loser, winner değil diyebilirsin.

    Yiğit

    @Exorsexist, ben loser olup olmamasına takılmadım. Adam daha sonrasında devasa bir winner olduğunu belirtmiş zaten. Okuduğunu anlamaktan aciz yorum yapıyorsun.

    Ayrıca en uyuz olduğum şey de bu “sen ne yaptın da eleştiriyorsun” diyen tayfa. Lebronu o zaman sadece basketçiler eleştirebilir var mı böyle bir kafa? O zaman bu siteyi de kapatalım. Gelip burada Opeth’e, In Flames’e sövmek kolay, her eleştirene “Sen ne yaptın da profesyonel müzisyenlere bunları diyorsun” diyelim. Eleştirmek için illa profesyonel olmaya gerek yok. Gördüğünü söylüyor herkes. Karşı argümanın varsa tartışılır ama sen ne yaptın demek de saçma.

    Exorsexist

    @Yiğit, Müzik kulağa hitap eder, sanat formudur, ortada istatiksel bir durum bulunmaz. Spor’da durum böyle değil, ortada takım oyunu ve sonuç barındırır, ortada veriler var, istatistik var.
    Birinde durum göreceliyken, diğerinde görecelilik kişiye kalması anlam ifade etmez.

    ‘in flames kötü müzik yapıyor” ‘iyi, senin fikrin, ben beğeniyorum’

    ‘dwayne wade çok kötü oyuncu’ ‘adam nba’de oynuyor, sen tv karşısında oturup izliyorsun’

    gibi.

    kişi eğer ’80′ler böyle bitti ve Jordan tam bir loser’dı. 1990-91 sezonunda artık eski gücünde olmayan Detroit ile Lakers’ı yenerek ilk yüzüğünü taktı. Sonrasında ise işi hep çok kolay oldu’ bunu diyebiliyorsa ben buna okuduğunu anlamamak değil, ortadaki sonucu elini kolunu sallayarak almış da sanki lig kötü, MJ iyi sonucunu çıkartırım. NBA’de ligin ”kötü” olduğu dönemde şu son 10 yıldaki ligi domine edecek 10-15 oyuncu mevcuttu.

    Eğer maksat kahvehane muhabbetiyse kafanıza göre atıp tutun tabii.

    deadhouse

    @Exorsexist, “Adam Nba’de oynuyor, sen tv karşısında izliyorsun”

    Bu nedir ya ahaha. Ben seyirciyim, o oyuncu. Takım arkadaşı değilim. Sana göre spor yazarlığı, araştırmacılığı da kalkması lazım. Onlar salonda ter döküyor, spor yazarları gazete köşesinde yazmakla yetiniyor. Aklı selim cevaplar vermeni beklerdim. Her cevabında şoke edici şeylerle karşılaşıyorum. Ayrıca spor sadece istatistik değildir. Böyle olsaydı, spor hakkında sadece istatistiki konuşmalar yapılırdı. Bir sürü dinamik, yorum var.

    Yiğit

    @Exorsexist, tamam ben kafama göre atıp tutacağım

    Yiğit

    @Emre Görür, lebron’un cavs ile tek şampiyonluk alması bile mucize olay. Hele ilk dönem Cavs çok daha beterdi. Lebron daha bildiğimiz kral değilken o takımı finale taşıması epey büyük olaydı. Şimdi dönüp bakınca adını hatırlayacağın iki tane adam yok cidden öyle bir takımdı. Benzeri ikinci dönem cavs için de geçerli. Lebron’u çıkarınca belki de ligin en kötü takımıyken her sene final oynadı. İlk sene Kyrie ve Love sakatlıkları varken iş zordu. Ikinci sene malum şampiyonluk zaten. 2018 ise prime Lebron bence. O sene bambaşkaydı, bu dünyadan değildi.

    Bence ne 2007 ne de 2018, Lebron yerine başka kim olsaydı yine de final göremezdi o takımlar. Lebron’un lekesi ise Dallas serisi tabii ki. O seriyi alsa tartışmalar daha farklı boyutta olabilirdi. En büyük loserlığı o, ama onun da üzerine koydu bence ilerleyen yıllarda.

    Bu adamın özellikle seri bitirme maçlarında bambaşka bir seviyesi var. 17. senesinde bile geçen maçta denver’a yaptıklarını gördük. Senelerce Boston’a, Toronto’ya yaptıklarını gördük. Yeri geliyor tüm maç penetre edip 40 sayı buluyor, yeri geliyor müthiş yüzdeyle paso fadeaway atarak rakibi siliyor, yeri gelince son çeyrekte üçlükleri takıp evine yolluyor, tarihin belki de en iyi bloğunu vuruyor. Yapılabilecek her şeyi yapıyor.

    İyice Umut Sarıkaya karikatürüne döndüğüme göre gidebilirim

    deadhouse

    @Yiğit, Kyrie’nin final serisindeki olağanüstü oyunu ve çabası görmezden geliniyor. Kyrie olmasaydı, Lebron’un 2 yüzüğü vardı şimdi.

    Yiğit

    @deadhouse, o zaman bu bakış açısı hemen herkes için geçerli. Geçen sene vanvleet olmasaydı kawhi şampiyon değildi diyelim veya pippen olmasa belki jordan’ın çok daha az yüzüğü olacaktı. Ayrıca 2016 finallerindeki Lebron belki de tarihin en iyi finaller performansıydı. Her iki takım için tüm istatistiklerde 1. olmak tarihte eşi benzeri görülmemiş bir şey. Kyrie son maç özellikle çok iyiydi ve son şutu attı diye Lebron’un yaptığını küçümsememek gerek. Kyrie’nin o serideki hakkı herkes tarafından veriliyor bence ama bu lebron’dan bir şey götürmüyor. Özellikle son dönem nba’sinde böylesine yan parçalar olmadan şampiyon olunamıyor zaten. Normal sezon rekoru kıracak kadar muhteşem bir takıma karşı 3-1den şampiyonluğu kimse tek başına getiremez

    Emre Görür

    @deadhouse, buna kesinlikle katılıyorum. Başrolde LeBron olsa da şampiyonluğu getiren iradeyi ortaya koyan Kyrie idi bence de.

  31. Bleacher Report’a göre Kobe istatistiksel olarak NBA tarihinin en iyi 14. oyuncusu.

    https://tinyurl.com/y6eohkqt

  32. Yiğit says:

    17. sezon 33 sayı 9 ribaund 9 asist 0 top kaybı. Daha ne denebilir ki… Hep ballı deniyor ama bu adam asıl şanssız olan kişi. Rezil rüsva bir Cavs ile şampiyonluk kovaladı, sonrasında Miami’de ilk senesi haricinde müthiş bir performans ve irade ortaya koydu. Geldiği seviye bambaşkaydı. Sonra yine rezil cavs’a dönüp tarihin en iyi takımıyla dalaştı. Belki de finaller tarihinin en iyi performansını gösterip belki de tarihin en iyi şampiyonluğunu getirdi ama ballı veya loser oluyor :)

    10 finale çıkıp 10unu da hiçbir yıldızın bulunmadığı nba 2k ratingleri 80 üstünü göremeyecek oyuncularla dolu takımlarla şampiyon olsaydı bile bir kulp bulunurdu herhalde. Birçok kişi finallerde 50-60 sayı atmasını bekliyor herhalde. Bu adamın finaller veya playoff performanslarınsan herhangi birini izlemek bile loser veya ballı olmadığını anlamaya yeterli.

    Ha benim için büyük sporcu olmanın en önemli özelliği olan istikrar mevzusu da var. Ama söz konusu lebron olunca istikrar kelimesi bambaşka bir anlam kazanıyor zaten o yüzden konuşmaya gerek yok

  33. Emre Görür says:

    Konferans finallerine kadar gayet iyi gelen play-off sonrasında resmen dip yaptı. Bundan sonra beni ilgilendiren tek şey LeBron’un MVP olup olamayacağı, olursa da yapacağı konuşma. Özel bir konuşma ve/veya eylem beklenebilir gibime geliyor.

  34. Emre Görür says:

    LeBron’u bu kadar çok kişinin tartışıyor olması bile ortada bir sorun olduğunun açık göstergesi. Aslında ilk Spurs finaline kadar her şey onun için gayet iyi gitti, ancak sonrasındaki üç yıl pek kabul edilebilir değil. Celtics çok güçlüydü falan demeyin, değildi. Çok sert takımdı, ama çok iyi falan değildi. Zaten Hidayet bile onları bildiğin tek başına eledi. Tabii LeBron’un Cavs’ini de elediler. LeBron’un bu yıllarda Kobe ile finaller oynayıp hikaye yaratamamış olması çok büyük hayal kırıklığıdır. Dediğim gibi, Hidayet bile bunu yapmışken Cavs kadrosu kötüydü deyip işin içinden sıyrılmaya çalışmak argüman değildir.
    Sonraki Cavs dönemi için de Warriors tarihin en iyi takımıydı, Cavs kadrosu kötüydü deniyor, yukarıda Yiğit de yazmış bunu. Evet, Warriors daha iyi takımdı tabii, lakin -Durant gelene kadar- bu oyuncu kalitesiyle değil oyun sistemiyle alakalı bir durumdu. LeBron-Kyrie-Love’un Curry-Thompson-Green’den kötü olduğunu iddia etmek LeBron’u canlı canlı gömmek demektir açıkça.
    Uzun lafın kısası, LeBron kariyerini muhtemelen bireysel istatistik olarak tarihin en iyisi olarak tamamlayacak, ancak tarihin en iyi oyuncusu olduğu konusunda konsensüs sağlayamayacak.

    Emre Görür

    Bu arada, Lakers’ın final oynadığı o 3 yılın son ikisinde Cavs Doğu’yu ilk sırada bitirmişti. Yani herkes Lakers-Cavs finali, Kobe-LeBron kapışması bekliyordu.
    Sonrasında LeBron strateji değiştirdi ve sıfırdan kendi takımını zirveye taşımaya çalışmaktansa hep NBA’in en iyi kadrosuna sahip takımında bulunmaya çalıştı. Geçen 10 yılın 7′sinde de bunu başardı bence. Bu yüzden 3-4 şampiyonluk insanları pek etkilemiyor haliyle.

    Berca B.

    @Emre Görür, böyle geçmişe dönük şeyleri büyük bir kesinlikle anlatıyorsun ama genelde bir şeyleri atlıyorsun. Magic-Celtics serisi 4-3 bitmişti ve Hidayet sadece 2 maç çok iyi oynamıştı. Diğer maçları ortalamayla bildiğin kötü arası geçmişti. 7. maç oynadığı en iyi maç olduğu için herkes seriyi o taşıdı diye hatırlıyor ama alakası yok. O seriyle ilgili en büyük detay Garnett bütün playoffları kaçırmıştı ve Celtics’in pivotları ikisi de birbirinden kazma Perkins ve Scalabrine’di. Dwight Howard da o ara ligin açık ara en iyi pivotu olduğu için bildiğin herkese dayak atmıştı. Ona rağmen Celtics’in 7. maça gelebilmesi büyük olay. Celtics’ten Garnett’i çıkar zaten takımın sertliğinin yarısı gidiyor. Yani senin dediğinin tersi olarak çok çok sert değillerdi ama yine de baya iyi oynamışlardı.

    Cavs’te o sene Lebron’un yanında ilk 5 başlayanlar Delonte West, Varejao, Ilgauskas, Mo Williams gibi isimlerini sayarken bile afakanlar bastıran vasatlıkta adamlar vardı. Lebron’un o sene playoff ortalaması 35/9/7. Karşısında 2 allstar Howard ve Lewis, bir de o senenin en çok gelişim kaydeden oyuncusu Hidayet. Lebron ne kadar insanlıktan çıksa da seriyi kazanamaması normal.

    Lebron’a olan antipati Miami’ye gitmesiyle başladı ve o zamana kadar Lebron’a olan görüş genelde “yazık ulan bir yardım edin şu çocuğa allahsızlar” şeklindeyken, Miami sonrasında insanlar ilk Cavs dönemini de anlamsız bir şekilde küçümsemeye başladılar. Bana göre o rezil Cavs yönetimine 7 yıl iyi bile dayandı ama keşke daha düzgün bir şekilde ayrılsaydı. Lebron’u Jordan seviyesinde görmüyorum ama yapılan eleştirilerin %99′u çok haksız.

    Emre Görür

    @Berca B., öyle bakacaksak zaten kimse tek başına bir takımı yenemez. O 7. maçtan sonra Paul Pierce, Hidayet’in hakkı yeniyor, aslında ligin en iyilerinden biri, demişti. Maçın yorumcusu Reggie Miller’dı diye hatırlıyorum. Jordan’ın bile böyle son çeyrek performansı yok, demişti. Bir serinin 7. maçının son çeyreğinde bütün toplar sende olursa ve neredeyse her hücumda en doğru tercihleri yaparsan ben senin o takımı yendiğini söylerim. Aslolan performans odur çünkü.
    Evet, ama Cavs normal sezonun konferans birincisi idi. Magic ise yanlış hatırlamıyorsam üçüncü bitirmişti. Yani saha avantajı dahi Cavs’te idi. O Cavs kadrosu iyiydi demedim hiçbir zaman, ama sen NBA’in en iyi oyuncusuysan ve takımın da konferans lideri ise o finallerin hiç değilse birinde Kobe’nin karşısına çıkacaksın.
    Ben de tersten bakıyorum: LeBron’u Jordan’dan üstün görenlerin argümanları abartılı. Sadece bütün koşullar kendi lehine olunca, o da anca yaklaşık % 50 oranında bir başarı kazanabiliyorsan ne anladım o işten? Jordan’ın o koşullardaki oranı % 100 (45 numaralı yarı sezonunu saymıyorum).
    Bu yüzden LeBron hep tartışılacak. Hep birileri ona burun kıvıracak.

    Berca B.

    @Emre Görür, ben 7 maçlık serinin son maçında coşan birine o seriyi tek başına aldı demem. Aynı mantıkla NBA finallerinde 7. maçta çok iyi oynayan bir oyuncuya direkt finaller MVP’si vermek lazım. Böyle bakınca kulağa saçma gelmiyor mu?

    Cavs normal sezonun birincisiydi ama senin de daha önceki mesajlarında söylediğin gibi normal sezonda birinci olmak en iyi takım olmak anlamına gelmiyor. Henüz kimse son vites oynamıyorken birinci olmak, tek bir kişinin vasat takımına rağmen finallere çıkmasını zorunlu kılmaz bence. O sezon cidden Lebron yapabileceği her şeyi yaptı ama bir yere kadar.

    Benim NBA’den sorunlu gördüğüm bakış açısını da açıklayayım. Bir takım bütün yıldızlarını drafttan topluyorsa bunda sorun yok, ama yıldızlar bir araya gelip bir süper takım kurduğu zaman kıyamet kopuyor. Örneğin şu an Durant Westbrook ve Harden kalibresinde üç oyuncu bir araya gelse zamanın Heat’i muamelesi görür ama Oklahoma bu oyuncuları tek tek draft ettiği için bu hiç sorun olmadı. Warriors Durant gelene kadar da aslında bir süper takımdı ama ana parçalarını hep drafttan topladıkları için hiç eleştirilmediler. 90′larda üçlü süper takımlar yerine süper duolar vardı. Chicago’da Jordan ve Pippen direkt draft edildikleri için Heat gibi nefret edilmediler, en fazla “Jordan’ın yanında da Pippen vardı” denildi. Şimdi oyuncular draft dışı bir araya geldiği zaman hemen burun kıvrılıyor, ben bunun çok abartıldığını düşünüyorum. Demem o ki NBA’de tek bir süper yıldızın şampiyon olması çok çok istisnai bir durum. Birilerinin şampiyon olmak için bir araya gelmesine direkt korkaklık dememek lazım diyorum ben. Ki Lebron’un Warriors karşısında bütün koşullar lehine de değildi. Cavs’in büyük üçlüsü dışında kadro baya çöptü, Warriors’ın yedekleri bile tıkır tıkır oynuyordu. Yine de Cavs şampiyon oldu, bu muazzam bir şey.

    Emre Görür

    @Berca B., sadece tek çeyreğe bakarak niye söyleyeyim? İstatistikleri finaldeki kadar iyi değil, bu seride Lewis daha skorermiş. Ama karşı takımda sadece Pierce ondan fazla skor yapmış, takımının asist lideri, vs. Yani öyle son anda ortaya çıkmak gibi bir durum söz konusu değil.
    O zamanlar normal sezonda pozisyon elde etmek bugünkünden daha fazla önemseniyordu. Ayrıca konferans birincisinden her türlü final beklenir. Aynı şekilde MVP’den de şampiyonluk. Bileceğin üzere MVP olduğun sezonu şampiyon bitirebilmek büyük oyuncular için çok önemli bir kriterdir.
    Bence de sorun yok. ’80′lerin Boston’ı da zamanına göre acayip bir kadroydu mesela. Ama tüm zamanların en iyisi olarak algılanmak için hikaye önemli. MVP ve konferans birincisi olmuşken Kobe ile karşılaşıp kazansa muhtemelen çok fazla insan Jordan’dan LeBron’a dönerdi. Heat ile dörtte iki yapmak pek de etkilemiyor açıkçası.
    Şunu da ekleyeyim: Tabii Warriors daha iyi takımdı, Spurs de öyle, lakin LeBron’un karşısında kendisininkinden daha organize takımlar bulmuş olması mazeret olarak görülebileceği gibi eleştiri haline de getirilebilir pekala.

    Berca B.

    @Emre Görür, tek çeyreğe baktın demedim ki. Üstte SERİYİ tek başına aldı demiştin, ben de hayır 2 maçta çok iyi oynadı dedim. Sen son maçı çok iyi oynadı ben o yendi sayarım dedin. Ben de her son maçı çok iyi oynayan için o yendi diyeceksek finaller MVP’si de sadece son maçı iyi oynayana verilsin o zaman dedim. Sonra konu dağıldı yine.

    MVP’lerin şampiyon olması çok önemlidir lafına da katılmıyorum zira son 20 yılda MVP’ler 4 kez şampiyon olabildi.

    Bu arada Lebron’u savunuyorum ama çıktığı 10 finalde de hep karşı takıma daha sıcak olmuşumdur, bu sene de Heat kazansın istiyorum. Önceki seride de Lakers karşısında Nuggets alsın istiyordum. Lebron’u bu sene şampiyon olsa bile Jordan seviyesinde de görmüyorum. Sadece her konuda ayarsız olduğumuz için Lebron eleştirilerinin genelinin haksız olduğunu anlatmaya çalıştım.

    Emre Görür

    @Berca B., MVP’ler yeterince şampiyon olamamış, bu yüzden de hala Jordan’ın en büyük olduğundan bahsediliyor. Gayet açık değil mi? MVP’lerin ne kadar büyük oyuncu olduklarının en önemli göstergelerinden birisidir tabii ki şampiyonluk. LeBron’un tarihin en iyisi olup olmadığı hakkında konuşuyoruz.
    Tersinden bir örnek vereyim: Kobe şampiyon olduğu her sene MVP ödülünü alabilseydi şimdi muhabbet başka şekilde dönerdi, ama işte ilk üç şampiyonluk sırasında takımın ikinci adamıydı.
    MVP ve şampiyonluk sayısını ikinci plana atacaksak zaten benim açımdan mevzu bambaşka bir şekil alır. Wilt Chamberlain’in en iyi olduğunu tartışmam bile. Oscar Robertson’ı da en üstlerde bir yere yazarım.

  35. riser says:

    jimmy butler lebron’u nba finallerinde bir maçta hem sayı, hem ribaund, hem asist olarak geçen ilk oyuncu olmuş. şöyle ki:

    finaller 3. maçında;

    butler: 40 sayı, 11 ribaund, 13 asist
    lebron: 25 sayı, 10 ribaund, 8 asist

    butler’a lebron’u geçtiği için, lebron’a böyle manyak bir istatistik yaptığı için helal olsun.

    Yiğit

    @riser, butler bu zamana kadar hak ettiği yere gelmemişti hiç. Minnesotada sixersta vs kendini yeterince gösterememişti. Adamı izlerken mutlu oluyorum bir yandan. Bugün ise tam anlamıyla insanüstü oynadı

  36. Mikko Aspa'nın Göbeği says:

    Lakers seriyi 4-1 alacak.

  37. Emre Görür says:

    Konuşmayayım diyorum ama bu nedir artık ya. Butler’ın çabasına haksızlık etmek istemem ve komplo teorileriyle de hiç işim olmaz, lakin ben hayatımda böyle saçma bir final maçı izlemedim.
    Davis ilk çeyrekte kötüydü. Bu kesimde kullandığı şut sayısı 0. İkinci çeyrekte LeBron’un yokluğunda 5 sayı attı. 3. çeyrekte gene LeBron yokken 8 sayı daha atıp ritim buldu. Peki sonra ne oldu? Son çeyrekte kullandığı şut sayısı 1! Toplam şut sayısı da 9 zaten. 9! LeBron sahadayken kaç? 2! LeBron’un ona yaptığı asist sayısı kaç? 0! Geçtim asisti, pas verdiğinden bile emin değilim.
    Bunun niye olduğunu bir kenara bırakıp ne olduğuna bakalım. Davis % 66 ile şut atmış olmasına rağmen final serisinde kötü bir maç çıkarmış oldu. Yenilgi ona yazdı, ihale ona kaldı. Bu tarz iki oyuncunun MVP için yarıştığı final serilerinde bunun anlamı büyük oranda MVP’nin belli olmasıdır. Yani Lakers kaybetti, ama LeBron büyük ihtimalle MVP’liği garantiledi. Çünkü rakibi Butler değil Davis.

  38. Son 10-11 günde sağlık sorunları yüzünden İstanbul’daydım. Dün Antalya’ya, eve döndüm. Bu süreçte fazla bir şey yazamadım PA’ya; genelde yatmak, çalışmak ve doktora gitmekle geçti günler.

    Ama 5. maçta Butler neydi be kardeşim. Adamın maç boyunca sahada olmadığı toplam süre 48 saniye. 47 dakika 12 saniye oynadı adam ve bütün maç Lebron’la uğraştı. Nasıl bir dirençtir, inançtır. İnanılmaz bir şey. Üstelik 35 sayı, 12 rebund, 11 asist, 5 top çalma. Çüş ulan çüş.

    Biri şey yazmış:

    “Jimmy Butler entered the bubble an All-Star, and whatever happens next, he’s going to leave it a fucking legend.”

    Maç sonundaki hâli şuydu adamın:

    https://twitter.com/espn/status/1314795613242916864

    6. maçı Miami’nin kazanmasını o kadar çok istiyorum ki. 7. maça gitsin onu da Miami alsın ama şampiyon Lakers olacaksa bile o final 7. maça gitsin. Acayip saygı duyuyorum Miami’ye, Spoelstra’ya.

  39. Emre Görür says:

    Ben mal gibi BLM ve Kobe temalı bir konuşma/tutum beklerken adam kalktı “I want my damn respect” dedi! Haha. En sonda ABD’deki duruma kısaca değinmesi benim açımdan pek bir şeyi değiştirmiyor maalesef. Lakers formasıyla şampiyon olup “Kobe anısına bu şampiyonluğu kazanmak önemliydi” falan bile dememesi ise en basit görgü kurallarına dahi aykırı bir durum.

    Ahmet Saraçoğlu

    @Emre Görür, bu kadar duyarlı olmaya gerek yok bence. Adamlar 10 yıl sonra NBA şampiyonu olmuş. O içinde yaşamıştır ne yaşadıysa, ayrıca herkes bunu Kobe’ye adadıklarını zaten biliyor. Daha bir önceki maça Kobe formasıyla çıktılar. Şampiyonluk tişörtlerinde de Kobe vurgusu yoktu. Bence bunun saygısızlıkla görgüyle en ufak bir alakası yok. Lebron’un sürekli Kobe’yi anmak gibi bir zorunluluğu yok ve zaten abisi gibi gördüğü bir insan. Aradan geçmiş 10 ay, onlar kulüp içinde yaşarlar ne yaşıyorlarsa. Paylaşım da yaparlar, belki dönüşte Staples Center’da tören yapıp Kobe’yle Gigi’yi de anarlar.

    NBA şampiyonluğu bu yahu, illa parmakla yukarıyı gösterip “bu senin içindi Kobe” falan demek zorunda değiller; eğlenecekler tabii. Herkesin her duygusunu mutlaka milyonlar, milyarlar önünde yansıtması gerekmiyor.

    Emre Görür

    @Ahmet Saraçoğlu, o seviyedeki oyuncuların yüksek egolu olması gayet normal, ama bu bana fazla geldi. MVP konuşmasını getirip “Saygı duyacaksınız ulan bana!!”ya bağlamak nedir? Kobe’yi ansaydı konuşmanın odağı dağılırdı. Haberler “Kobe’yi andı ve saygı talep etti” gibi bir şey olurdu. Oysa şimdiki vurgusu apaçık. Herkes de öyle manşet atıyor. LeBron’un buna hakkı olduğunu düşünen çok fazla insan olacaktır, ama bence basbayağı gülünç.

    Ahmet Saraçoğlu

    @Emre Görür, dün Trump’ın yaptığı “Lebron’u izlemek istemiyorum, o açık bir hater” demecinden dolayı yapmış olması muhtemel o saygı vurgusunu. Sadece BLM çağrısı için değildi bence. Neler yaşıyor bilmiyoruz, Trump’ın açıklamasından sonra kesin bir dolu mal karalama kampanyası yapmıştır, belki ailesine vs sataşan olmuştur, tehdit gelmiştir. O yüzden ben ona bağladım. Yaşadığın ülkenin başkanı seni hedef gösterirse sen de olabilecek en üst seviye başarıyı yakaladığın anda tüm ülkenin önünde bir çift laf etmek isteyebilirsin.

    Emre Görür

    @Ahmet Saraçoğlu, eğer mesaj Trump’a ise durum değişir tabii, ama ben hiç öyle yorumlamadım. ABD basınında o tarz bir yorum veya ima da görmedim.
    Öyle bir durum varsa olay kısa sürede çıkar ortaya. Çıkmıyorsa, öyle bir şey yapmak istemiş bile olsa, mesajı verememiş demektir.

    Emre Görür

    @Ahmet Saraçoğlu, tabii MVP törenindeki konuşmayla sonraki herhangi bir açıklama aynı şey değil. İlkinin tarihsel, simgesel önemi var. İkincisi bunun yerine geçemez.
    Yüksek rekabetin döndüğü hiyerarşik ortamlarda bulunmuş kişiler LeBron’un yaptığı şeyin çok yüksek perdeden bir ego gösterisi olduğunu net şekilde görürler bence. Trump’ın başkan olduğu yerde bu gayet normal de karşılanabilir. Ancak dediğim gibi ben karşılamıyorum.

    deadhouse

    @Emre Görür, Ahmet Saraçoğlu haklı. Lebron kim ki ondan bu tür şeyler bekliyoruz? Teorisyen mi? Sosyolog mu? Sanatçı mı? Topluma mal olmuş bir insan mı? Hayır. Sıradan, bencil, modern zaman topçusu. Bana saygı duyacaksınız ne demek ya ahahaha. Lebron olmuşsun, hala aşağılık kompleksin var. Şaka gibi cidden. A. Saraçoğlu’na şurada katılmıyorum yalnız: Kobe gibi bir efsane bu sene hayatını kaybetti. Hayır olay geçen sene olmuş olsa ne olacak. Bu şampiyonluğu Kobe’ye adıyorum demen lazım. Ayıp, görgü denen bir şey var dediğin gibi. Bence Kobe’yi anma değil mesele sadece. Trump bir demeç verdi diye gaza gelip ne söyleyeceğini belirleyebiliyorsan da bir sorun var bence. İşin daha da tuhaf kısmı sen yaşadığın ülkenin devlet başkanına ana avrat düz gidiyorsun. Ama o Lebron’u izlemek istemiyorum deyince kıyamet kopuyor ahaha. Çok komik bence.

    Ahmet Saraçoğlu

    @deadhouse, ironi mi yapıyorsun tam anlamadım ama haklı olduğumu söyledikten sonra yazdıklarının büyük kısmına hiç katılmıyorum, aşırı katılmıyorum ahah

    “Lebron topluma mal olmuş bir insan mı? Hayır. Sıradan, bencil, modern zaman topçusu.”

    Bunu ciddi yazdıysan direkt Lebron hater olman lazım çünkü adam sadece NBA’in değil, ABD’deki milyonlarca siyahinin kanaat önderi gibi bir şey.

    https://time.com/collection/100-most-influential-people-2019/5567852/lebron-james/

    Sayısız kişiye, basın organına, uzmana göre yeryüzündeki en etkili siyahi sporcu kendisi. Milyonlarca insanı etkiliyor, okullar yaptırıyor, saymakla bitmez yahu 2020′de Lebron anlattırmayın çok rica edeceğim.

  40. deadhouse says:

    Euroleague seyreden var mı? Bu sene aşırı rekabetçi bir sezon oynanıyor. Khimki’yi dışarıda bırakırsak kalan 17 takım birbirini yenebilecek kapasiteye sahip. Maçların sonucu hiç belli değil. Bahis açısından berbat bir sezon. Ancak sikim bahisi. Bir Avrupa Basketbolu sever olarak çok keyif alıyorum. 20 yıldır Avrupa basketbolunu takip eden biri olarak, daha önce Euroleague’de bu derece kimin eli kimin cebinde şeklinde geçen bir sene hatırlamıyorum. Genelde bariz bir üstünlük sağlayan takımlar olurdu.

  41. deadhouse says:

    Brooklyn şampiyon olur mu? Üç süperstarı aynı anda izlemek çok keyifli. Faal Nba’de seyretmekten en keyif aldığım oyuncu uzak ara Kyrie. Bana eski basketbolu hatırlatıyor. Ondan daha deli işler yapan oyuncular pek keyif vermiyor. Şu an için Brooklyn favori değil. Clippers ve Lakers önde. Ancak play-off’ta belki işler değişir.

    Berca B.

    @deadhouse, o savunmayla şampiyonluk mümkün değil gibi. Cidden hiç savunmaları yok, Jarrett Allen’ı bırakmasalardı baya güçlü bir aday olurlardı.

    deadhouse

    @Berca B., Savunma kötü evet. Yalnız yine de sağlıklı üç süperstarla play-off’lara yetişirlerse bir şansları olduğunu düşünüyorum. Toronto şampiyon olduğunda da pek şans tanınmıyordu onlara. Kaç senedir favori gösterilen Bucks’ın halini görüyoruz. Yalnız yine de Durant sazı alıp bireysellik yerine takım oyununu tercih eden bir takım oluşturamazsa dediğin gibi şansları şimdiden düşük. Sonuç olarak ufak da olsa bir kapı bırakmak lazım Brooklyn şampiyonluğuna. Çünkü bence bu üç yıldızla şanslarının 0 olduğunu söylemek biraz acımasızlık olur. Basketbol bir takım oyunu olsa da hala bireysel yeteneğin güçlü rol oynadığı bir oyun.

    Berca B.

    @deadhouse, tabii ki şampiyonluk şansları sıfır değil, öyle dersem gökten kafama top yağar herhalde ama Washington gibi Beal ve çok az Westbrook gibi adamlar dışında g liginde oynasalar sırıtmayacak tiplerden bile 2 maçta toplam 300 sayı yiyip kaybettiler. Şu an NBA’de en çok sayı atan 1. ve en çok sayı yiyen 3. takımlar. Ne yapacaklarını izlemek garip olacak.

    Playoff Bucks da bence şu anki Nets’in tam zıttı mesela. Savunmaları iyi ama hücumda hiçbir şey üretemiyorlardı. O bakımdan kaderlerinin aynı olması ihtimali yüksek geliyor bana.

    Ahmet Saraçoğlu

    @deadhouse, @Berca B., gerçek bir play-off NBA’cisi olduğumu görmüş oldum bir kez daha. Play-off’lara kadar ne olup bitiyor zerre umurumda değil, play-off’lar başlayınca sabah 4′e saat kurup pür dikkat maç izleme qeyfi.

    Birkaç ay önce Güzide bana nefis bir Mavericks hoodie’si aldı, Doncic 30 sayı üstü triple-double serisi yaparken onu giyip izleyeceğim maçları.

    Berca B.

    @Ahmet Saraçoğlu, üzücü bir haber vereyim, Mavs baya kötü oynuyor ve şu an itibariyle playoff dışındalar :/. Acil toparlamaları lazım yoksa tren kaçabilir.

    Yiğit

    @deadhouse, zaten Kyrie’ye sahip olan takım üstüne bir de Harden’ı alarak playofflarda başarılı olma şansını 0′a indirdi dsfkjshfd

    Yani eyvallah çok iyi kadro ve objektif bir değerlendirmeden çok uzak olacak ama kyrie+harden’ın şampiyonluğunu düşününce bir gülme geliyor bana. Harden sanırım sonsuza kadar şampiyon olamamaya mahkum bir oyuncu. O CP3lü senede şamp olamadıktan sonra kaybetti şansını.

    Lakers yine her anlamda benim favorim. Bitmek tükenmek bilmeyen lebron fanboyluğuma Tekkaş’ı da ekledim. Tam bir çomar nba izleyicisi olma yolunda ciddi ilerlemeler

  42. deadhouse says:

    Dallas maçına bakıyordum. Komik bir pozisyonda Doncic atıldı. Bu adamlar ya Avrupalı ırkçısı ya da Nba karı kız ligine dönmüş. Neyse kıran kırana basketbol için Final Four’u bekleyeyim.

    Berca B.

    @deadhouse, Doncic’i çok severim ama Sexton itince baya döndü, nişanını aldı, çot diye kasığına hammerfist’i yapıştırdı. Aynı yumruğu Ibrahimovic Psg’de attığı zaman 3 maç ceza alıyordu, o yüzden Doncic’in atılmasında garip bir durum yok bence.

    Ha bundan çok daha basit ve saçma atılmalar olmuyor mu, maalesef çok oluyor.

    deadhouse

    @Berca B., Böyle bir basketbol istiyorum.

    https://bit.ly/33se1h4

    Berca B.

    @deadhouse, seni şöyle alalım:

    https://www.ufc.com/event/ufc-262

    deadhouse

    @Berca B., Normal sezon Nba’i izlemiyorum zaten. Arada bakınıyorum sadece. Play-off’ta güzel oluyor. Euroleague normal sezonu bana keyif veriyor. Normal sezon Nba’i uzun süredir çocuk oyununa dönmüş durumda. Temas yok, sertlik yok, kıran kırana rekabet hiç yok, üçlük şov ve 3. çeyreğe varmadan biten bir sürü maç var. Maç başlıyor 15 dakikada 30 40 sayı geri düşen takımlar. Bana göre değil. Detroit’i özledik biz.

    Berca B.

    @deadhouse, bu sene özelinde katılıyorum, genele yayarsak da hiç katılmıyorum ahaha. Baya garip bir durum.

  43. riser says:

    nedense bana göre tarihin en iyi savunma sekansını paylaşmak istedim.

    https://www.youtube.com/watch?v=bRFKhpMKX0E

    deadhouse

    @riser, İşte basketbol bu. Basketbol demek full heyecan demek. Karpuz atar gibi karşılıklı orta sahadan atılan üçlüklere döndü oyun.

    riser

    @deadhouse, smith’s blocked, smith smith stopped. smith stripped smith blocked! smith stopped again!

  44. Yiğit says:

    Lakers’tan kaçan Clippers’a Dallas şoku :) Doncic baba sapladıkça zevke geliyorum. Clippers aşırı komik takım. Seriyi 4-2 çevirseler bile ben yeterince keyiflendim :) boş boş konuşup sonra küsküyü yemeleri çok zevkli.

    Not: 7yaşındanberilebronspor

  45. NBA Playoff’larının başlamasıyla NBA’le ilgilenmeye başlayacağım günler de gelmiş oldu. Normal sezonla zerre alakam yok ahah

  46. deadhouse says:

    Kevin Durant, Kyrie Irving, James Harden. Basketbol be.

  47. Emre Görür says:

    Play-offları zerre zevk almadan, sırf meraktan takip ediyorum.
    LeBron devri artık kapandı muhtemelen. Bu yaştan sonra bir takımın ana parçası olarak şampiyonluk kovalaması çok zor. Abdul Jabbar’ın sayı rekorunu falan kırmaya çalışır artık. Booker paramparça etti Lakers’ı. Son iki maç daha ilk çeyrekten bitti. Davis’in yokluğuyla falan açıklanabilecek bir şey değil bu.
    Mavericks’in hala Porzingis’ten kurtulmamış olması mı daha saçma, yoksa Doncic’in “tek başına” takımını Clippers’ı eleme noktasına getirmesi mi bilemiyorum! Son maçtaki 37 Mavericks saha içi isabetinin 31′inde sayı veya asist olarak onun imzası var.
    Doğu’da işler beklendiği gibi. Muhtemelen 76ers ile Nets final oynayacak. O noktada Nets daha avantajlı tabii.
    Batı’da ise hiçbir takımın finale yükselmesi beni şaşırtmaz. Zaten NBA’de net favorilerden bahsetmek artık pek mümkün değil. Bir sene zirvede olan sonraki sene play-off’a zor kapağı atıyor. Gününde olan, ritim tutturan önüne geleni yenebiliyor. Olaya sırf hücumdaki verimlilik, istatistik falan gözüyle bakıldığı için gayet normal tabii. 10 yıldır her sene denenen ve sokulan üç sayılık atış sayısı artıyormuş. Bir 10 yıl sonra da şampiyonu üç sayı yarışması yaparak belirlerler artık. Bak o daha zevkli olur!

  48. deadhouse says:

    Kaan Kural kadar tahminlerinde yanılan başka bir basketbol yorumcusu var mıdır acaba. Bildim bileli adamı takip ederim. Duayen bir basketbol yorumcusu diyoruz, abi bu kadar kötü tahmin yapmayı nasıl becerebiliyorsun. Bilmesem diyeceğim ki tahmin değil de gönlünden geçeni söylüyor. Oyuncular hakkında, takımlar hakkında, play-off tahminleri vs. çok fazla yanılıyor. Belki de diğer basketbol yorumcuları da çok yanılıyor fakat Kaan Kural sağduyulu yorum yapamadığı için göze batıyor, bilemedim. Doncic Nba’e gelmeden neredeyse her yorumunda Doncic’in başarısız olacağından söz ediyordu. Eminmiş gibi.

    riser

    @deadhouse, tek cümle: kaan kural duayen falan bir basketbol yorumcusu değil.

    Emre Görür

    @riser, kesinlikle. ABD kaynaklarını yakından takip ettiği için fark yaratabilmiş birinden ibaret bence de. Onun başladığı dönemlerde ben de basketbol dergilerine gidip geliyordum yaşım küçük olmasına rağmen. O yüzden iyi kötü tanıyorum o camiadaki insanları. Her tür spor müsabakasını izleyip Caner Eler benzeri bir spiker-yorumcu olmaya çalışıyordum. O dönemlerde o seviyede kimse yoktu. Sonra ömrümün sonuna kadar spor müsabakası yorumlama işi saçma göründü ve metalci olmaya karar verdim! Haha.

    Rzeczom

    @deadhouse, bu kadar kötü tahminlerde bulunuyor ise nasıl oluyor da ”duayen bir basketbol yorumcusu” oluyor anlamadım.

    bu arada basketbolu takip etmem, kaan kural’ı da ilkokula giderken sabahları çikolatalı süt içerken denk geldiğim acemi cadı isimli dizisi dışında da bilmem.

    riser

    @Rzeczom, ya yurtdışı kaynakları müthiş takip ediyor ve bunları istikrarlı olarak ülkemize sunan tek kişi. bu tarz ezber yeteneği onun analiz yeteneğinin de gelişmiş olduğunu düşündürüyor insanlara ama alakası yok.

    doncic ile ilgili de tek cümle: nba’de başka hiçbir oyuncu dallas kadrosunu clippers’a karşı 3-2 bile öne geçiremezdi.

    Emre Görür

    @Rzeczom, Darkthrone gibi düşün! Onlar dünyanın en basit ve dandik riflerini yazdıkça, Kaan Kural da yanıldıkça büyüyor gözümüzde! :P

    deadhouse

    @Rzeczom, Duayen olarak görülüyor. Benim için duayen olduğunu söylemedim. Fanatik yorumlar yapmasına rağmen Murat Murathanoğlu’nun yorumlarına daha fazla değer veriyorum.

    Berca B.

    @deadhouse, genele konuşursam burada Kaan Kural’a haksızlık yapıldığını düşünüyorum valla. Tahminler konusunda haklısın, bazen hiç tutmuyor ama bazen de çok iyi tutturuyor. Herhalde tutmayanlar çok göze battığı için böyle bir algı var.

    Yabancı basını çok iyi takip edip programlarında bunlara yorumunu kattığını kendi de söylüyor zaten ama adam sırf bundan ibaret olsaydı yorumculuk yaptığı maçlarda hiçbişi söyleyememesi lazımdı. Ama gayet iyi okuyor oyunları, yorumları da doyurucu oluyor.

    Kimseyi allah katına çıkarmamak lazım ama “bir bok bilmiyor” seviyesine de indirmemek lazım aynı şekilde.

    Yiğit

    @Berca B., düzgün bir bakış açısı. Katılıyorum. Kimsenin tahmini fazlaca tutarlı olamaz; ha belki Kaan Kural bunu göz önüne alınca bile fazla yanılıyordur, olabilir. Maçlardaki yorumculuğu bence gayet güzel. Bir de kendisi samimiyeti sayesinde de bu kadar ön plana çıkıyor. Özellikle de sosyal medya yaygınlaştıkça böyle oldu. Yıllar öncesinde de DH forum gibi yerlerde bile bulunuyordu kendisi.

    Yiğit

    @deadhouse, Doncic konusunda öyle olan çok kişi vardı. Haksız da değillerdi zira Avrupa’dan NBA’e gidip kaybolan ya da belli bir çıtanın altında kalan sayısız isim var. Bunun karşıtı olarak NBA’de ortalama bir oyuncuyken (hatta ortalamanın bile altındayken) Avrupa’ya gelip inanılmaz başarılı olan çok isim var. Hatta Avrupa basketbolundaki birçok yıldız isim bunlardan oluşuyor (aklıma direkt Spanoulis geldi). Herhangi bir oyuncunun ister Avrupa’dan gelmiş olsun, ister kolej liginin ırzına geçip draftlarda en üst sıradan seçilmiş olsun bu seviyeye gelmesi zaten olağandışı bir şey. O yüzden Doncic’in başarısız olacağını düşünmek normaldi, hatta bu seviyeye geleceğini düşünmek saçmalıktı.

    Yine de sporda bir oyuncunun geleceğinin başarılı ya da başarısız olacağından emin olmamak lazım. Evet sakatlık yüzündendi ama DRose bile silinip gitti.

    Berca B.

    @Yiğit, doğru söylüyosun. Avrupa’da süper yıldız olup NBA’de sönüp giden çok fazla oyuncu varken tam tersi benim hatırladığım çok çok az örnek var. Giannis gibi köken olarak Afrikalı olup atletizmi zaten saçmalık olanları hariç tutuyorum tabii, ki o da zaten yıldız olarak değil proje olarak gitti yoksa 15. sıradan gitmezdi. Bu bakımdan NBA’in bu hızlı döneminde Doncic tahmininin tutmamasını başarısızlık olarak görmemek lazım, fakat Doncic’in yıldız olacağını düşünenleri de kutlamak lazım.

    Zaten bir yorumcunun başarı skalasını okumak için gelecekle ilgili tahminlerine değil, maç içi yorumlarına ağırlık vermek lazım.

    Deadhouse bunu daha önceden öngördüğünü söylemiş, onu da kutlayalım. Apaçık bir gerçekti demiş ama bence zor bir tahmin tutturmuş.

  49. deadhouse says:

    @Yiğit, Yoo ben ve çevremdeki birçok kişi Doncic’in daha Real Madrid yıllarında Nba’i birbirine katacağını, gelmiş geçmiş en iyi Avrupalı oyunculardan biri olacağını, hatta daha da ileri gideyim, Nba’in de gelmiş geçmiş en iyi oyuncularından biri olacağını, Doncic daha 16 17′sindeyken tahmin etmiştik. Gören görüyor. Euroleague’i sikleyen olmadığı için salt Nba izleyicisi bunu göremedi. Bu apaçık bir gerçekti bana kalırsa.

    Yiğit

    @deadhouse, tebrik ederim o zaman. Ancak dediğimin arkasındayım. Draftlarda en üst sıralardan seçilen ve kolejde müthiş potansiyel gösteren birinin bile böyle olacağına apaçık gerçek demeyi doğru bulmuyorum. Doncic’in o potansiyeli gösteremediğini iddia etmiyorum, zaten kendisinin başarılı olacağına da inanıyordum. Fakat sebeplerini söylediğim gibi Doncic’in bu seviyeye gelemeyeceğini düşünmek, geleceğini düşünmekten daha normaldi. Yani sizin öyle düşünmeniz bunu değiştirmez ki. Çünkü olay sadece Real’de ve milli takımda gösterdiği potansiyel değildi. Bu kadar küçük yaşta bir Avrupa basketbolcusunun NBA’i bu denli etkilemesi baya baya olağandışı, Amerika’daki birinin bile öyle olması çok zor.

    deadhouse

    @Yiğit, Genel olarak genç basketbolcular için seninle aynı fikirdeyim. Amerikalı olsun ya da Avrupalı olsun Nba’de başarılı olacaklarını kestirmek zor. Fakat bence Doncic bir istisna. Doncic dediğimiz adam 17 yaşındayken, ta 4 yıl önce Slovenya’yı Avrupa şampiyonu yaptı. Turnuvayı domine etti. Dragic’in de payı büyüktü ama bence Doncic olmasaydı asla şampiyon olamazdı Slovenya. O turnuvayı izledin mi bilmiyorum, izleyenler hatırlar, adamın ileride basketbola damga vuracağı net belli oluyordu. Nba’e gitmeden evvel son sene Real’de yaptıkları insanüstüydü. İnsanlar Avrupa basketbolunu küçümsüyor ve bence asıl mesele zaten Doncic’in bu başarıları değildi. Fizik olarak bakıldığında bu adama oyun kurucu diyemezsin. Orta mesafe atışları, dış atışları, oyunu yönlendirmesi, asistleri, kendine güveni, fundamental olarak adam geliyorum diye bağırıyordu. Nba’den önce Doncic’i izlememiş olanlar diyor ki, ya bu adam ne kadar genç, bu yaşta bunları nasıl yapıyor. Kardeşim senin adamın geçmişinden haberin yok. Fakat ben bile bu kadarını beklemiyordum. 20 yıldır Nba’de oynuyor sanki, öyle bir özgüveni var.

    Yiğit

    @deadhouse, hocam ortak paydada konuşuyoruz zaten. Avrupa basketbolu hakkında da öyle düşünüyorum ve takip ediyorum. Slovenya’nın hemen her maçını da izlemiştim o turnuvada. Zaten demişim ki “Doncic’in o potansiyelini göstermediğini iddia etmiyorum” ama sen o potansiyeli gösterdiğini anlatıyorsun bana :)

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.