# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
IHSAHN – Àmr
| 08.05.2018

Tutarlı şizofreni.

Norveç black metal dünyasına dair en sevdiğim şeylerden biri, adamların bu türü neredeyse sıfırdan yaratmış olmalarına rağmen bunu bir sorumluluk gibi üzerlerine almamaları ve kariyerleri boyunca istedikleri şeyi yapmaları. Elbette DARKTHRONE veya GORGOROTH gibi gruplardan söz etmiyorum. Bahsettiğim isimler, müziklerini hiçbir kalıba sığdırmaya çalışmadan black metalin bir numaralı gerçeği olan “özgürlük” kavramını dibine kadar kullanan sanatçılar. Konumuz black metal, bu minvaldeki baş kahramanımız da şeytansa, vazgeçilmeyecek yegâne şey özgürlüktür. Nihayetine Şeytan; özgürlüğün, istediğini yapmanın simgesidir.

Bu bağlamda, “De Mysteriis Dom Sathanas” gibi black metalin 3-5 mihenk taşından birini yaratan ve adeta black metalin ta kendisi olan MAYHEM’in bu albümden sonraki işinin “Grand Declaration of War” olması, daha bir albüm önce “Freezing Moon”ları, “Funeral Fog”ları yapan adamların bir anda “Crystalized Pain in Deconstruction” gibi şeyler yapabiliyor olması bana ziyadesiyle değerli geliyor. Bu bir deneysellik veya cesaret göstergesi değil; bu en açık ifadeyle komplekssizlik, özgürlük, kendini bilmektir. Benzer şekilde ENSLAVED’in kariyer yolculuğu da, her ne kadar MAYHEM kadar eklemli olmasa da buna örnektir.

Yavaştan asıl konumuza yaklaşırsak, EMPEROR’ın ilk iki albümüyle senfonik black metal kavramını yaratmasının ardından “bi saniye yalnız biz senfonik black metali yaratan grup olarak bundan böyle hep bu bilinçte olmalıyız, bu türün bayraktarı biziz, dolayısıyla sorumluluğu da bizim üzerimizde” diye düşünmeden müziğine avangarda bulaşan işler katması, “IX Equilibrium” gibi bir başyapıt ve ardından “Promoetheus – The Discipline of Fire & Demise” ile grubun ortadan kalkışı ve içinden doğacak anka kuşunun sinyallerini vermesi; yine bu komplekssizliğin, özgürlüğün, iş bilirliğin göstergeleriydi.

EMPEROR’ın noktalanmasından sonra geçen 5 yılın ardından, 2000’lerin en başarılı ve kalıcı solo kariyerlerinden birine atılan Ihsahn, Samoth’la birlikte yarattıkları EMPEROR fenomeninin içerisindeki türlü cinliklerin kendi başının altından çıktığını gösterircesine; farklı ilhamlar ve daha progresif bir anlayışla “The Adversary”yi sunmuş ve “ya ama bu black metal deyıııllllll” diyen şaşkınlar hariç neredeyse herkesin beğenisini kazanmıştı. Sonraki albümlerde de Ihsahn’ın açık bir gelişimine ve değişimine tanık olduk; “The Loss and Curse of Reverence” klibindeki deccal bakışlı, omuzları dikenli genç gitmiş, yerine kemik çerçeveli gözlüklerinin arkasından bize deneyimli bir chow chow gibi bakan bilge Ihsahn gelmişti.

After”a kadar çok daha kolay benimsenir, standart ve daha konvansiyonel bir müzik yapan Ihsahn; önce “Eremita”da ve bilhassa da “Das Seelenbrechen”de olayı başka taraflara taşımış ve kariyerinin en deneysel işlerine imza atmıştı. Bu ufak çaplı sapıtmanın çok da uzun sürmeyeceği belliydi, nitekim 2016’daki “Arktis.”te Ihsahn tekrar daha geleneksel bir metal dönerek puanları topladı. “Arktis.”, her ne kadar “The Adversary” veya “angL” kadar fevri olmasa da belli ölçüde “After”lıklar sergileyen ve Ihsahn’ın kendini hiç ama hiç dizginlemediğini gösteren diğer bir çalışmaydı.

Ve geldik yeni albüm “Àmr”a.

“Àmr”, önceden de ifade edildiği gibi Ihsahn’ın bugüne kadarki en black metalden uzak albümü olarak görülebilir. Zaten Ihsahn’ın solo kariyerinin hiçbir adımını black metal çerçevesinde görmek mümkün değildi, ancak “Àmr”da çok bariz düzeyde geniş, yeni bir çerçeve söz konusu. Daha fazla staccato rif, daha değişken vokaller, daha çok elektronik sample, daha yoğun bir progresiflik…

“Àmr”ı dinlerken fark edeceğiniz başlıca şeylerden biri, Ihsahn’ın albümün çoğu anında aklına eseni yapar gibi duran yaklaşımı. Bu sebepten, albümü ilk dinlemelerde çok da bir şey anlamamak ya da en azından tam bir bütünlük bulamamak bence epey olası. IHSAHN logosundaki I’nin giderek TRIVIUM logosundaki T’ye benzediği gerçeğinin ışığında; adeta TRIVIUM’vari bir nakarata sahip “Marble Soul”dan tutun da, Ihsahn’ın neredeyse Jonathan Davis gibi duyulduğu ve “Black metal meets Steven Wilson meets KoRn” şeklinde özetlenebilecek “Where You are Lost and I Belong”a veya son dönem DREAM THEATER baladlarındaki nakaratları andıran nakaratıyla “Sámr”a kadar, “Àmr”ın büyük oranda tutarlı bir şizofreni barındırdığını söylersem sanırım pek karşı çıkan olmayacaktır.

Bu git gelli ruh hâli, “Àmr”ı büyük oranda bir Ihsahn retrospektifine dönüştürüyor. Hoyrat bir açılış yapan ve bunu bir süre sürdüren albüm akıllara “The Adversary” ve bilhassa da “angL”ı getirirken, sonradan karşımıza çıkan baladımsı şarkılarla albümün dramatik tarafı yükseliyor, elektronik unsurlar da gelince “Àmr”ın diskografideki farklı yeri perçinlenmiş oluyor. Bu açıdan bakınca, ilginç şekilde, “Àmr”ın karakter olarak en uzak olduğu albümü bir önceki “Arktis.” olarak görüyorum.

İçine girmeye çalışmadığınız ve hobi olarak dinlediğiniz takdirde “Àmr” uzunca bir süre “bu nedir kardeşim?” dedirtebilecek düzeyde kontrollü bir dağınıklığa sahip. Ancak birkaç dikkatli dinlemenin ardından albüm kendini size açıyor ve üzerine oturmanıza izin veriyor. Asla bir “After” kadar yoğun ve derin değil, bir “The Adversary” kadar sürprizli değil, ancak Ihsahn’ın “deneysel” sıfatıyla anılan işlerinden daha tutarlı olduğu da kesin.

7,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.32/10, Toplam oy: 44)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2018
Şirket
Candlelight Records
Kadro
Ihsahn: Vokal, gitar, bas, klavye

Konuk:
Tobias Ørnes Andersen: Davul
Fredrik Åkesson: Gitar (2)
Şarkılar
01. Lend Me The Eyes Of The Millenia
02. Arcana Imperii
03. Sámr
04. One Less Enemy
05. Where You Are Lost And I Belong
06. In Rites Of Passage
07. Marble Soul
08. Twin Black Angels
09. Wake
  Yorum alanı

“IHSAHN – Àmr” yazısına 13 yorum var

  1. Levent Ersoy says:

    Ihsahn’dan babam çıksa yerim diyenlerden olduğumdan – başka var mı böyle biri bilmiyorum – tabii bu albümü de beğendim. Umarım 20 albüm daha çıkarır da dinleriz.

    Le Chiffre

    @Levent Ersoy, yalnız değilsin

  2. deadhouse says:

    Mükemmel bir kritik olmuş. Keyif aldım albümden. Önemli olan da bu diyorum ve kritikte denildiği gibi fazla içine girmeye çalışmadan dinlemek lazım. 1,4,6,8 favori parçalarım.

  3. Özgür says:

    Albümün Sámr gibi bir şarkıyı barındırması bile yetti benim için.

  4. Ugur says:

    Bugün royalmail ile geldi eheh.Albüm tanımlayamayacağım şekilde değişik olmuş.Arktis’le alakası yok, ilk dinlemede ben de bir “noluyoruz” dedim açıkcası.Tabi Ihsahn’ın köpeği olduğumdan bastığı her notaya tav oluyorum fakat misal bir Arktis’i ve hatta After’ı dinleyip buna dalan birisi acayip ters köşe olur.

    Ugur

    @Ugur, 3 Ekim konserindeki setlisti hatırladığım kadarıyla yazıyorum şurada dursun;

    Lend Me The Eyes Of The Millenia
    Arcana Imperii
    The Paranoid
    Hilber
    Pulse
    Sámr
    Thus Spake the Nightspirit (Emperor)
    Mass Darkness
    Until I Too Dissolve
    Celestial Violence
    My Heart is North
    A Grave Inversed
    I Am The Black Wizards (Emperor)
    Frozen Lakes On Mars
    The Grave

    All2

    @Ugur, Ufak düzeltme: Celestial Violence yoktU, Tacit vardı.

    Ugur

    @All2, Tacit’i çaldığını komple unutmuşum ahah.Sağol.

    Ahmet Saraçoğlu

    @Ugur, konsere gidememiş olmam ve uzak ara en sevdiğim iki Emperor şarkısının da çalınmış olması.

    Ugur

    @Ahmet Saraçoğlu, Eminim tekrar geleceklerdir.Çalarken baya eğlendiler çünkü :)

  5. Noumena says:

    Arktis’i neredeyse taparcasına seven biri olarak son albüm beni çarpmadı açıkçası.Ancak Ihsahn’ın özellikle lirikler ve besteciliğine şapka çıkarmak lazım,albümü özellikle sözlere yoğunlaşarak dinlemenizi tavsiye ederim.Bir de son olarak Amr’da progresiflik ve black metal ruhu öyle harmanlanmış ki araya deneysel dokunuşlar hiç rahatsız etmiyor.Zaten Ihsahn bunu bir röportajında da dile getirmişti; ‘Yaptığım albümleri hala black metal albümleri olarak görüyorum’ diyerek.Adam haklı

  6. Le Chiffre says:

    Ihsahn baba yine yapmış yapacağını.Gerek elektronik samplelar,gerek riffler,gerekse vokalin enstrümanlar ile uyumu muhtşeemdi.Özellikle Samr ve Marble Soul’u çok beğendim.Sadece bu ikisi in bile 10/10

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.