# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
ENSLAVED – Below the Lights
| 17.02.2018

Haydi Söyle Ruhun Neyin Özlemini Çekmekte.*
Daha Karanlık Bir Yerin.**

Ant Arın Şermet

‘İstanbul-Oslo uçak fiyatları ne kadardı acaba? Ha,o kadar… Millerimi kullanabiliyor muyum peki? Süper o halde, bir de taksit yapabilir miyiz onu soracaktım. Olmaz mı? Pekala, alıyorum yine de, teşekkür ederim.’

Norveç. Öyle bir ülke düşünün ki kendisinden yaklaşık 3.300 km uzakta bir ülkede yaşayan gençlerin hepsinin bir gün mutlaka gitmek istediği ya da kafe, bar masalarında ‘Hocu ya Norveç çok gelişmiş ülke. Buralar ne ki püüü. Oralara gidip yerleşmek lazım. Medeniyet, medeniyet’ tarzı nidalarla birleşmiş cümlelerin öznesi…

Bizlerin Norveç sevdası ise artık sağır sultanın dahi ezbere bildiği albümlerin vatanı olması sayesindedir. Bu girişi yazmama sebep olan ise malumunuz Enslaved, bakalım nasıl ilerleyecek. İnanın ben de bilmiyorum tıpkı Enslaved albümlerinin bizi ilerleteceği yeri bilmediğim gibi…

Black metal gibi yeniliklere uzak görünen bir türe progresif elementler katıp yeri geldiğinde avangart sulara da yelken açmaktan çekinmeyen bir topluluk Enslaved. İlk albümlerinden itibaren biraz daha farklı tınlayan grup seyircisinin sahaya tekmeliğini, tozluğunu kontrol etmeden çıkmamasını öneriyor çünkü yazımızın konusu olan 2003 yapımı “Below the Lights” dinleyicinin kaval kemiğine doğru bir yolculuğa çıkıyor. “Below the Lights” sonrası Enslaved progresifliğin dozunu da arttırmakta. “Below the Lights” ise tam bir hazırlık albümü olarak sayılabilir. Albümün ve Enslaved’in en bilinen şarkısı olan Havenless’ı da içinde barındırıyor.

Kanadalı antropolog ve yönetmen Sam Dunn’ın 2005 yılında yayınladığı ‘A Headbanger’s Journey’ belgeselinde de yer alışı Havenless’ı ve dolaylı olarak “Below the Lights”ı, black metalle yeni tanışmış dinleyicilerin ilk dinlediği albüm yapabiliyor,en azından benim öyle olmuştu…

‘Sadece Havenless mı var be kardeşim bu albümde’ tarzı homurtular olacağını düşünerek albümde asıl hakkı verilmesi gereken noktalara değinmeye geçiyorum. Öncelikle gitar kullanımı olarak önceki albümleri ve sonraki albümleriyle farklı bir tınıyı tercih etmiş Ivar Bjornson ve Ice Dale. Bu tercihleri onları Mayhem’in ilk dönemine yaklaştırırken, kullanılan yoğun klavye kendileri gibi tınlamalarını sağlamış.

Grutle Kjellson ve vokalleri hakkında ayrı bir paragraf açılması gerektiği kanısındayım. İlk olarak benzerlikler üzerinden gitmeliyiz. “Below the Lights” albümünün arkasından Emperor’dan herhangi bir albümünü ekleyin çalma listenize. Vokaller arasında hiçbir fark bulamayacağınız konusunda bahse varım. Kjellson’un bu tercihi kötü bir tercih mi? Hayır tabii ki. Bir eksi puan olarak alınabilir mi peki? Göreceli olarak, evet. Nedeni ise; Enslaved özgünlüğüyle kendini ispat etmiş ve bu tercihiyle kendine yol açmış bir grup. Bunun gibi küçük ayrıntılar bile onların müziğine alışmış ve su, yemek gibi tüketmiş dinleyicilere rahatsızlık verebilir. Ama şarkı yapıları, dinamik yapısı vb. ayrıntılar işin içine girince de bu duruma tam olarak zıt bir problem ortaya çıkıyor. Bu oluşan durum albüme puan vermek kısmında zorlayıcı olabiliyor…

Biraz da albümün ‘karanlık’ köşelerine ışık tutalım. Akustik bir girişi olan The Crossing albümün saklı kalmış hazinelerinden bir tanesi. Şarkının son dörtlüğüne baktığımızda Kjellson’un Nietzsche, Kafka, Camus gibi edebiyatçıların fikirlerini şarkılarına yedirmesi ve şiir yeteneği ortaya çıkıyor.

Break the chains , come forth to see
Cross the abyss not meant to be
Cross the river find to key
Kill the queen of anxiety.

Türkçe meali diyor ki ;

’Kır zincirlerini gel ve gör
Uçurumdan geçmek olmak anlamına gelmez
Nehri geç çözümü bul
Kaygılar kraliçesini öldür.’

Ridicule Swarm ve A Darker Place ise albümün en ağır topları olarak gösterilebilir. En azından Spotify dinlenme sayılarına bakıldığında bile albümün en az dinlenen ikilisi.

Ridicule Swarm buram buram “In the Nightside Eclipse” kokuyor ama kopyalama ya da ‘fazla esinlenme’ olmaktansa o albümden bir özü sindirip, sindirdiğini bu parçada kulaklarımıza kusuyor adeta. A Darker Place ise öznel olarak konuşmak gerekirse bu albümün benim için değerli olmasını sağlayan başlıca faktör. Kan, ölüm, vahşet, nefret, öfke temalarıyla anılan bu türe yine bu konular hakkında yazılan şarkı sözleriyle eşlik ederken, Enslaved dokunuşuyla eşlik ediyor. Küçük bir alıntıyla değinmek istediğim noktayı somutlaştırayım; ‘Işığa geri dön, geri dönüş yok. Seni avlayacak bu rüyadan…’

Fiziki formlarıyla, var olmakla sorunları olan bir albümden bahsetmeye çalıştım esasında. Sartre’vari bir mantığa müzikal karanlık dokunuşlar yapmaya çalışılırsa ne olur. Enslaved olur. Çok da güzel olur. Var olmanın, birey olmanın gün geçtikçe zorlaştığı bir ülkede Nisan ayının dördüncü gününde Zorlu sınırları içerisinde bizlere seminer verecekler. Bu seminerden kendimize bazı dersler de çıkarabiliriz, hipnotize olmuş bir şekilde sahneye de odaklanabiliriz. Ama kesin olan bir şey varsa kuşku duymak, düşünmek ve bunun hazzını paylaşmak. Bu paylaşım için 3.300 km uzaktan gelecek bir topluluk bize Dante’nin de dediği gibi; ‘Kuşku insana keyif veriyor, tıpkı bilgi gibi…’ diyecek ve günlerimiz devam edecek. Görüşmek üzere…

* Dante Allighieri – İlahi Komedya
** Enslaved – A Darker Place

8,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (9.16/10, Toplam oy: 31)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2003
Şirket
Osmose Productions
Kadro
Grutle Kjellson: Vokal, bas
Ivar Bjørnson: Gitar, klavye, efektler
Ice Dale: Lead gitar

Konuk:
Dirge Rep: Davul
Şarkılar
1. As Fire Swept Clean the Earth
2. The Dead Stare
3. The Crossing
4. Queen of Night
5. Havenless
6. Ridicule Swarm
7. A Darker Place
  Yorum alanı

“ENSLAVED – Below the Lights” yazısına 4 yorum var

  1. owlbos says:

    Bu albüme hiç yorum olmaması şaşırttı beni. İnceleme güzel olmuş bende tıpkı yazar gibi Havenless ile tanıştım Enslaved ile dolayısıyla ilk dinlediğim albümleri Below the Lights olmuştu. Bir çok insan için Enslaved dinlemeye başlamak için en ideal albüm belki de Isa’dır, ama ben Below the Lights’ı dinledikten sonra grubun diğer işlerini delice merak etmiştim. Sonra Isa ve Runn’la beraber zaten artık hayatımın gruplarından biri haline gelmişti.

    Boba Fett

    @owlbos, Gruplar biraz proglaşınca veya daha sofistike müzik yapınca ilgi de azalıyor. En azından buradaki yazarların bir kısmı öyle hahahaha, ayrıca bazı albümlerinde altında yorum yok belki görülmüyordur.

    owlbos

    @Boba Fett, Özellikle son yıllarda özel hayat başta olmak üzere çeşitli sebeplerden dolayı siteyle hatta genel olarak sosyal medyayla bağım zayıflamış olsa da karantina dönemi başladığından beri yeniden aktif kullanıma döndüm ve ben bu yorumuna pek katıldığımı söyleyemiyeceğim. Sitede zevkimin genel olarak örtüştüğü bazı takipçileri göremiyorum evet ama bence mevcut kitle de ”biraz proglaşınca veya daha sofistike müzik yapınca ilgi de azalıyor” kafasında değil bence.

  2. Spacedementia says:

    Yazılmış, düşünülmüş, kaydedilmiş en iyi albümlerinden biri..

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.