# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
KING DIAMOND – Fatal Portrait
| 23.12.2016

Ben kısaca KD.

Oğuz Sel

Jane, aşırıya giden ve hatta kimi zaman şeytani olarak nitelendirilebilecek bir kıskançlığa sahipti.Onun bu takıntılı hali, yalnızca kendisini değil, kızı Molly’yi de olumsuz şekilde etkiliyordu. Kızı Molly’yi kimsenin görmesini istemeyen Jane, onu, tavan arasına kilitledi ve Molly maalesef daha dört yaşındayken hayata gözlerini yummak zorunda kaldı. Kıskançlık nöbetlerinden başını ara ara kaldırabilen Jane’in aklına kendince “dâhiyane” bir fikir geldi: Kızı Molly’nin portresini yaparak onu ölümsüz kılmalıydı, öyle de oldu. “Fatal Portrait” Molly’nin ruhunu bir biçimde canlandırdı fakat intikam alma duygusuyla birlikte.

Mercyful Fate’e bir süre ara verdikten sonra kişisel çalışmalarını devam ettiren King Diamond,aklında henüz tam olarak bir konsept oluşturmasa da, tamamını anlatmadığım bu kısa hikâye ile ilk albümü “Fatal Portrait”i şekillendirmeye başladı. Andy LaRocque’un yanı sıra Mercyful Fate’ten Timi Hansen ve Michael Denner’la parça kompozisyonları üzerine çalışan Diamond, ikinci Mercyful Fate albümü Don’t Break the Oath’ta arttırdığı vokal melodisi ağırlıklı parçaları bu albümde de sürdürerek şarkıların daha enteresan ve dinlenebilir yapıya kavuşmasını sağladı.

MF’nin karamsar ve “satanik” havasından ciddi anlamda sıyrıldığını ilan eden KD; kimi şarkıları melodik açıdan “neşeli” hale getirse de, olanca kötülüğü ve kasveti, lirikler aracılığıyla vermeyi amaçlamış adeta. Bu yapıdaki parçaların en güzel örneklerinden biri, Dressed in White kesinlikle. Anlatılan hikâyenin sıkıntılı ve gudubet hâli, KD’nin ilerleyen dönemlerde oluşturmak istediği korku tüneli tadındaki bol sisli ve bol gizemli dünyanın öncülü olarak değerlendirilebilir.

Tüm bunlara rağmen, dönemdaşı heavy metal grupları ve MF arasında kalmış gibi bir profil çizen KD ve albümü “Fatal Portrait”in, “Abigal” döneminin ihtişamından uzak olduğunu düşünüyorum;bunu da zayıf ve bana göre bir miktar da hatalı olan prodüksiyona bağlıyorum. Özellikle birden fazla vokalin üst üste bindirildiği bazı şarkılarda, ekleme noktalarının net olarak işitilebilmesi ve enstrümanlardaki kimi hatalı bölümler, albümü mükemmel olmaktan hayli uzaklaştırıyor.

iTunes ve Spotify üzerinde bulunan albüm elden geçirilmiş “bonus” şarkılı sürüm ve No Presents for Christmas ve The Lake gibi baba parçaları da barındırıyor. Özellikle The Lake, albümü ilk hatmettiğim dönemlerde bir oturuşta 15-20 defa (abartmıyorum) dinlemeden kalkmadığım parçalardan biri; diğeriyse, paralize edici rifleriyle The Jonas…

Yazıyı sonlandırmadan önce, grupların kendi ürettikleri rifleri farklı albüm ve parçalarda başkalaştırarak icra ettiklerine örnek sayılabilecek bir gözlemimden bahsetmeliyim. No Present for Christmas parçasının 2:32’de başlayan rifi ile “Abigail” albümündeki Black Horsemen parçasının 5:25’teki rifi neredeyse aynı. Yazmazsam çatlayacaktım, işte şimdi rahatladım.

8,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (9.04/10, Toplam oy: 27)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
1986
Şirket
Roadrunner Records
Kadro
King Diamond: Vokal
Andy LaRocque: Gitar
Michael Denner: Gitar
Mikkey Dee: Davul
Timi "Grabber" Hansen: Bas
Şarkılar
1. The Candle
2. The Jonah
3. The Portrait
4. Dressed in White
5. Charon
6. Lurking in the Dark
7. Halloween
8. Voices from the Past
9. Haunted
10. No Presents for Christmas (Bonus)
11. The Lake (Bonus)
  Yorum alanı

“KING DIAMOND – Fatal Portrait” yazısına 3 yorum var

  1. şeyh hulud says:

    En sevdiğim KD albümlerinden, bazen keşke King Diamond şu konsept olayında çok ısrarcı olmasaydı diye düşünüyorum o yüzden. Konsept diye diye çok kasınca boğuyor bazen albümlerini, şöyle rahat rahat heavy metal yapsalar takılmadan.

    Ayrıca umarım yeni albüm 2017′de gelir artık, her şeyin ötesinde King Diamond müziği bıraktığında metal en önemli maskotunu ve yüzünü kaybedecek.

  2. Murat 'HISTORIAN' KARAN says:

    Fatal Portrait, nefis bir debut albüm olmasının yanında King Diamond’ın solo kariyerine sorunsuz bir şekilde başlamasını sağlamıştı. Bunun bir sebebi, bu albüm için oluşturulan müthiş kadro olsa da, King Diamond’ın sırtını beste yapabilen gitaristlere dayayan sıradan bir vokalist olmaması birincil sebeptir. King’in kendi sesini keşfetmeden önceki müzikal hayatında gitarist olması, O’nun çok iyi beste yapabilen bir vokalist olmasını sağlamıştır diye düşünmekteyim. Bu da Fatal Portrait’i özel bir albüm yapmaya yetmiştir. Olaya rakamsal açıdan bakarsak, albümün sadece A.B.D.’de 100.000′in üzerinde bir satış yaptığını görürüz ki, bu safkan bir Avrupa metali icra eden bir grup için net bir başarıdır.
    Mercyful Fate’ten ayartarak getirdiği bassçı Timi Hansen ile gitarist Michael Denner, halihazırda kendilerini kanıtlamış müzisyenlerdi. İsveç’ten ithal ettiği iki üst seviye müzisyene ne demeli? Gitarist Andy LaRocque, o zamandan bugüne grubun demirbaşı olmuştu. Mikkey Dee ise ilk 4 King Diamond albümünde çalmış ve kariyerine Motörhead’de devam ederek kalitesini tescillemişti.( Mikkey Dee, King Diamond’ın kariyeri boyunca çalıştığı tartışmasız en iyi davulcudur aynı zamanda.) Ve bu kadronun bir sene sonra Abigail’i kaydettiğini de hatırlatmak isterim. Abigail demişken yarı konsept bir albüm olan Fatal Portrait, 1990′a kadar birer sene arayla çıkmış birbirinden başarılı, konsept albüm konusunda akla hemen gelen 4 albümün öncülü olarak, nefis bir provaydı aynı zamanda.
    Şahsen, ilk dinlediklerim ‘Them’ ve sonrasında The Eye olmasaydı eğer, ben bugün en sevdiğim King Diamond albümünün Fatal Portrait olduğunu hiç düşünmeden söylerdim. Bunu bana söyleten ise, açılışta yer alan konsept yapıdaki ilk 3 parçanın ardından gelen; Dressed In White, Charon, Lurking In The Dark ve Halloween isimli parçalar olmuştur. ( Hele başında King’in kurt gibi uluduğu Lurking In The Dark yok mu, seni hınzır seni… ) Yukarıda şeyh hulud’un yazdıklarına katılmamak elde değil. Keşke Fatal Portrait’te hiçbir şekilde konsept söz konusu olmasa, şöyle rahat rahat Heavy Metal yapsalardı bu albümden daha fazla
    vurucu parça çıkardı diye düşünüyorum ben de. Tabii her ne kadar olağanüstü bir prodüksiyon söz konusu olmasa da, King Diamond’ın en fazla Klasik Heavy Metal tınlayan albümü Fatal Portrait olmuştur.
    Benim en sevdiğim King Diamond albümleri sırasıyla şöyledir:
    1- ‘THEM’
    2- THE EYE
    3- FATAL PORTRAIT
    4- ABIGAIL
    5- CONSPIRACY
    Buradan Oğuz’a sesleniyorum: Bir ara şu Conspiracy’e de el atıp yazsan diyorum. Ama öyle kısacık yazıp bırakmak yok. Tıpkı Melissa, Don’t Break The Oath,’Them’ ve Abigail’de olduğu gibi nefis ayrıntılarla dolu uzun bir yazı bekliyorum senden, haberin olsun. Kolay gelsin şimdiden.

    Ouz

    @Murat ‘HISTORIAN’ KARAN, Selamlar Murat üstadım, çağrını duydum. :) Bir iki gün oldu olmadı, Conspiracy’yi ne zaman yazsam diye düşündüm gerçekten. Benden önce yazan başka arkadaşlar olmazsa bu ayın sonu için söz verebilirim sanırım. Çok sevdiğim albümlerden biri olur kendileri ve hakkını vererek yazmak için hakikaten eni konu yazmam gerekecek. Belki senin kadar detaylı yazamam ama elimden geldiğince, dilim döndüğünce bir şeyler karalarım muhakkak.

    Black metal albümlerine dalıp da King’e sırt çevirdiğim düşünülmesin, King’e sırt çeviren taş olur kaya olur. :)

    İlgin için çok teşekkür ederim, senden de süper kritikler beklerim, bekleriz; geçmişe doğru yolculuklara çıkarıyorsun ve yazdıkların -yersiz övgü olarak algılama ama- arşiv niteliğinde şeyler bizim gibi metalkafalar için.

    Sevgi ve saygılarımla,

    Oğuz

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.