# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
TEXTURES – Phenotype
| 03.03.2016

Sneijder gidecek mi, kalacak mı?

Çok uzun zamandır dinlediğim bir grup TEXTURES. Daha ortada djent diye bir tabir yokken, onlar MESHUGGAH’dan aldıkları kimi ilhamlar ve son derece özgün yan dinamiklerle nefis şarkılar yapıyorlardı. İlk üç albümlerindeki yırtıcı hava; “Dualism” öncesi gelen yeni vokalist Daniel de Jongh’un Eric Kalsbeek’in müthiş ve karakterli sesini aratması dolayısıyla sekteye uğramış, grubun daha bir atmosfer ve clean vokal arayışları nedeniyle TEXTURES sevgimi sorgular olmuştum.

“Polars”, “Drawing Circles” ve “Sillhouettes”teki jilet gibi şarkılar umuduyla dinlemeye başladım “Phenotype”ı. “Phenotype”, önümüzdeki sene çıkacak “Genotype” ile birlikte, aslında tek şarkıdan oluşan ikili bir konsepti oluşturuyor. Günümüz koşullarında bir grubun tek şarkıyı hiç bölmeden 40 küsür dakika olarak yayınlaması düşünülemeyeceğinden, TEXTURES “Phenotype”ı dokuz adet şarkıya bölmüş. Albümü dinlerken, şarkıların yapılarından ve konumlandırılmalarından (Meander, Zman gibi garipliklerle), “Phenotype”ın bir konsept barındırdığı hissedilebiliyor.

“Phenotype”ın özlediğim TEXTURES adına mükemmel bir adım olduğunu söyleyerek başlayayım. Albümde grubun alametifarikası sayısız unsuru doyasıya duymak mümkün. Poliritmik tatlar; aklı başında bir progresif anlayış; yaratıcı girar kullanımı; enfes bir prodüksiyon; TEXTURES müziğinin altını dolduran klavyeler; az sonra daha detaylı bahsedeceğim çok varyasyonlu bir vokal; davulcu Stef Broks’un mükemmel, hatta metal dünyasının en iyilerinden biri olan performansı; daha fazlası…

Albümü dinlemeden önce kafamda acabalar ve umarımlar yaratan Daniel de Jongh’un performansı ile başlayayım. Kalsbeek’in Björn Strid’vari, Anselmo etkili kodu mu oturtan vokalleri sonrası can sıkan de Jongh vokalleri, neyse ki “Phenotype”ta yüreklere su serper cinsten. De Jongh bu albümde son derece yırtıcı, clean/scream/brutal gibi çok farklı tarzlarda harika bir iş çıkarmış ve şarkıların karakterlenmesi, şekil değiştirmesi ve yükselmesi anlamında en büyük silahlardan biri olarak öne çıkmış. Sanırım de Jongh’un “Dualism”deki performansının Kalsbeek sevenler için hayal kırıklığı olmasının asıl sebebi, de Jongh’un TEXTURES’ın sound’unda değişiklik yapmaya karar verdiği bir albüme denk gelmiş olması.

Albümdeki şarkıların enerjisi, formüllerle deneyleri nefis dengelemiş oluşları ve şarkı yazımı anlamında TEXTURES’ın ne denli deneyimlendiğini göstermesi, “Phenotype”ın değerine değer katan unsurlar. Grup, özellikle şarkılara heyecan katmayı, sıkmamayı, tansiyonu yükseltmeyi ve duygular arası geçiş yapmayı çok iyi beceriyor. Mesela Shaping a Grain of Sand bu konuda güzel bir örnek. Grup şarkının tansiyonunu öyle bir artırıyor ki, “tamam daha fazla patlamaz” diye düşündükten sonra bile şarkı yükselmeye devam ediyor; tüm grup yırtındıkça yırtınıyor ve tepe noktaya çıktıklarında bile kendilerini kaybetmeden tehditkârlıklarını sürdürüyorlar. Böyle durumlarda kimi gruplar komik duruma düşebiliyor, yükseleceğim diye saçma sapan yerlere gidebiliyor. TEXTURES bu dengeyi çok iyi kuran bir grup ve bu sayede son derece etkileyici sonuçlar alabiliyorlar.

“Phenotype”ta 6 dakikayı aşan bir, 7 dakikayı aşan iki şarkı olduğunu, albümü 8., 9. dinlememin ardından fark ettim. Bu bile, grubun akıcı beste yapma konusundaki becerisini görmek adına yeterli aslında. Şarkılarda kaybolmuyorsunuz, konsantrasyonunuzu kaybetmiyorsunuz. Bu bir albüme yapılabilecek önemli övgülerden biri bu.

Hepsinin ötesinde, TEXTURES’ın en iyi ve saygı duyulası özelliği, “bu yaptığımız şeye “djent” diye bir isim kondu ve biz de bu sound’u ilk uygulayan gruplardan biri olarak, bu işin bayraktarlığına soyunmalıyız” diye düşünüp kraldan fazla kralcı hâle gelmemeleri. TEXTURES, ilk 3 albümünde ABD pazarına kısıtlı şekilde açılmış bir grup olarak, metal dünyasındaki djent patlamasının ardından pekâla aşırı Amerikan ve djenty bir sound’a bürünebilirdi. Ancak TEXTURES bunu yapmadı. Bilakis, kendi özünü çok iyi özümsemiş bir grup olarak, “Phenotype” ile birlikte TEXTURES’ın ne olduğu adına gerekli her şeyi yansıtan bir iş ortaya koymuş olmaları takdire şayan.

“Phenotype” çok büyük zevkle dinlediğim ve bence metal adına harika bir başlangıç yapan 2016′ın en heyecan verici işlerinden biri. “Genotype”ı büyük merakla beklememi sağlayan, gruba biraz olsun darıldığım son birkaç yılı unutturan ve o ilham verici, hayerete düşürücü, hayran olunası TEXTURES’ı geri getiren, taş gibi bir albüm.

8/10
Albümün okur notu: 12345678910 (7.82/10, Toplam oy: 11)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2016
Şirket
Nuclear Blast Records
Kadro
Stef Broks: Davul
Bart "Bastærd" Hennephof: Gitar
Remko Tielemans: Bas
Uri Dijk: Klavye
Daniel de Jongh: Vokal
Joe Tal: Gitar
Şarkılar
1. Oceans Collide
2. New Horizons
3. Shaping a Single Grain of Sand
4. Illuminate the Trail
5. Meander
6. Erosion
7. The Fourth Prime
8. Zman
9. Timeless
  Yorum alanı

“TEXTURES – Phenotype” yazısına 4 yorum var

  1. ismail vilehand says:

    albümü henüz dinlemedim. vokale uyuz olduğumdan dinleyesim de pek yoktu ama yine Ahmet sağ olsun, yazdıklarıyla epey merak uyandırdı. ilk fırsatta dinleyeceğim.

    ancak o değil de; eğer akıl sağlığımda bir problem yoksa, Silhouettes kritiği vardı burada. hatta müthiş katılmadığım bir kritikti, yorum dahi yazmıştım. eğer öyle bişi asla olmadıysa kendimi zincirleyip kafese kapatma zamanım gelmiş demektir.

    bişi daha ekleyeyim, grubun esas adamı olan Bart “Bastærd” Hennephof adlı şahsın çaldığı Brutus diye bir brutal death metal grubu var, benim diyen ekstrem müzik dinleyicisini altına sıçırtacak derece hayvan bir müzik yapmaktalar. ilk albümleri çıktığında dinlemiştim, bu sene yeni albüm çıktı. eğer kafanız kaldırırsa kesinlikle dinlemenizi öneririm. yeryüzündeki bdm gruplarının %90′ını dinlemiş biri olarak ilk 10′uma rahat alırım. o derece devasa kaliteli bir olay ama fazla sert. zaten size göre bişi değilse bu paragrafın kendini 5 saniye içerisinde yok ettiğini düşünün.

    Ahmet Saraçoğlu

    @ismail vilehand, Silhouettes kritiği vardı, ancak yazı bir şekilde patlamış. 7 yıldır yayındayız, 2-3 kez oldu böyle bi şey, nasıl oldu bilmiyorum ama ben de baktım, bulamayınca şaşırdım.

    Bu arada yanlış hatırlamıyorsam o albüme 6 civarı bir not vermiştim ama sonradan o albüme dair fikirlerim değişti sanırım ahah. Tekrar yazarım bir ara.

    Brutus’un adını duydum ama hiç dinlemedim, bakıyorum şimdi. Bu arada grup yeni albümünü çıkarır çıkarmaz dağılmış, ya da bu yıl yeni albüm için bir araya gelmiş. m-a’da split up yazıyor.

  2. Nuada says:

    “Dualism” albümünü bu kadar gömmeniz beni hayrete düşürdü. Bence o albüm grubun başyapıtı. Sanırım o dönemdeki vokal değişikliği ve müzikal değişim (bence pozitif yönde) önyargıyla dinlemenize yol açmış olabilir. Kaldıki albüm çıktığı dönemde müthiş kritikler aldı, benim açımdan ortalama bir grupken favorim oldu.”Dualism” e kesinlikle bir şans daha verin…

  3. anonim says:

    drawing circles a başladım 40ından sonra tekrar. benim için textures oydu hep. şimdi de neden sevdiğimi anladım yıllar sonra. herifler “keyifli metal” yapıyorlar bildiğin ahah

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.