# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
ZIERLER – ESC
| 20.10.2015

Bi’ bakmışsın buralar yeniden hep dutluk olmuş.

Özgür DURAKOĞULLARI

Dehanın zekice kullanılmasının çok önemli bir meziyet olduğunu düşünüyorum. Bu sadece sanatta değil, hayal gücü ve yaratıcılık gibi şeyler gerektiren hemen her alanda böyle bence. Özellikle zeki, akıllı, ne yapmanız gerektiğini sizin yerinize bilebilen bir ortağınız, yardımcınız yoksa, sizin zekice kullanamadığınız dehanız da muhtemelen pek bir işe yaramaz. Tahmin yürütürsem, inanılmaz meziyetleri olan birçok sanatçı (adayı), mucit vs. gibi kişi, sırf bu kritik kabiliyetten yoksun oldukları için, bırakın tarihin tozlu sayfalarına terk edilmeyi, o sayfalara hiçbir zaman girememiştir bile…

Finn Zierler bana göre hem çok zeki bir dahi, hem de çok başarılı bir grup lideri. Onu bu saydıklarımın yanında daha da özel kılan bir başka durum ise, kendisinin bir klavyeci olarak grup lideri olması herhalde. Metal müzikte bunun çok bir örneği yoktur sanırım. Liderliğini yaptığı BEYOND TWILIGHT’ın “For the Love of Art and the Making” albümünden sonra kendisini çok uzun bir süre geri çeken klavyeci, bir süre önce ZIERLER PROJECTS adında bir oluşumla geri döneceğini bildirip biz hayranlarını müthiş heyecanlandırmıştı, ve nihayet ZIERLER ismiyle yeni albümü “ESC”yi birkaç gün önce çıkarttı.

Finn Zierler’in müziğini zaten seviyorsanız, bu albümü de sevmemeniz için bir sebep göremiyorum; hatta dinlenebilirlik olarak en rafine prodüksiyonlu albüm ve en iyi 2 kayıttan biri olmuş bu bence, kendisinin içinde yer aldığı. Açıkçası BEYOND TWILIGHT’ın ilk albümü “The Devil’s Hall of Fame”in ses prodüksiyonunu da çok beğeniyorum, ama “ESC”deki kadar teknik, hızlı, dışa dönük ve agresif bir müzik için öyle bir prodüksiyon uygun olmadığından ve fazlaca rahatsız edici olabileceğinden, en doğrusunu yap(tır)mış bence Finn burada. Hatta acaba son BEYOND TWILIGHT albümü “For the Love of Art and the Making”in bu yapıda bir ses prodüksiyonu olsaydı grup halihazırda başardığının da katlarca üstünde ses getirebilir miydi diye merak ettim. (Konuyla bağlantılı olarak, BEYOND TWILIGHT’ın son eseri kadar inanılmaz ve metalde çığır açıcı bir albüm daha yapıp, prodüksiyonunu da bu tanıttığım işteki kadar başarılı yapabilirlerse, 10 vereceğim bir dahaki albüme…)

Orada burada göz attığım eleştiri ve kritiklerde albümü Devin Townsend’in işlerine benzetmişler. Uzun zamandır yaptığı şeylere pek kulak kabartmadım Devin’in, lakin bu süre zarfında tarzı radikal değişimlere uğramadıysa bana göre bu iki sanatçının benzetilebileceği belki de yegane şey kendilerine özgü çılgınlıklarıdır olsa olsa. Devin’in altyapı olarak beslendiği ve ilham aldığı şeyler daha geniş bir yelpazede ve Finn’inkiler kadar bariz ve nüfuzlu değil bence. Diğer bir deyişle, Devin kafasına göre çıldırabilirken Finn ise ne yaparsa yapsın genelde karanlık modlarda olan bir Batı Klasik Müziği etkilenimi ve teknik progresif rock/metal altyapısından pek şaşmıyor, (hele ki vokallerde Kelly “Sundown” Carpenter gibi psikopatça şarkı söyleyebilen bir vokali kullanınca, kullandığı bu karanlık klasik müzik etkili klavye kısımları da psikopat bir yabancı korku filmi hissi veriyor).

Albümde o kadar dev isimler var, ve müziğe o kadar da ‘olması gerektiği kadar’ katkıda bulunmuş ki bu adamlar takdir etmekten kendimi alamadım. Per Nilsson’ın çok yönlülüğünü birçok bağlamda gösteren gitarcılığı, Bobby Jarzombek’in sadece uygun yerlerde parlayan, ve yer yer Finn’in klavyeleri ve Per Nilsson’ın gitarlarıyla müthiş bir uyum yakalayan inanılmaz davulculuğu, prodüksiyon sebebiyle sadece bazı groovy kısımlarda karakterini net belli etse de müziğe süper giden baslar ve Kelly Carpenter’ın ve Finn’in baştan sona bir an aksamayan sıradışılıkları…
Albüm, her ne kadar dinleyiciyi ‘neye uğradığını şaşırtma’ gibi bir motivasyon taşıyor gibi olsa da, parçaların genelinde yer yer ve 8. şarkı Rainheart’tan itibaren çokça; kolay dinlenirliği olan kısımlar da içeriyor. Söz konsepti ve sözel bağlamda da genel metal standartlarının hayli üstünde kalitede olan şarkı sözleri de albüme artı bir puan getiriyor.

“ESC”nin konseptinin yaptığı çağrışımla aklıma gelmişken bahsedeyim; Forster’ın “The Machine Stops” kısa hikayesindeki gibi, bağımlısı olduğumuz makineler birdenbire işlevsiz hale gelirlerse veya getirilirlerse ne yaparız merak ederim bazen. Sıradan kurgularda, bazı sanatçıların politik dünya görüşlerine dayanarak yansıttıkları üzere, makineleri terk edersek yaşantımız süper olur ve doğa içinde masal sonlarındaki gibi “sonsuza kadar mutlu mesut” mu yaşarız; yoksa klasik ‘iyi ve kötü’ savaşı olur da gücünü makinelerden alan tarafa karşı direnenler kazansa bile, post-apokaliptik ve ruhsuz bir dünyada anlamsızca yeni değerler bütünleri mi oluşturmaya çabalar insanoğlu bilemiyorum. Belki de bilmemek daha iyidir?

9,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (7.92/10, Toplam oy: 13)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2015
Şirket
Vanity Music Group
Kadro
Finn Zierler: Klavye
Kelly "Sundown" Carpenter: Vokal
Per Nilsson: Bas, gitar
Bobby Jarzombek: Davul
Truls Haugen: Vokal, bas
Şarkılar
1. A New Beginning
2. Aggrezzor
3. Darkness Delight
4. Dark To The Bone
5. Evil Spirit
6. Married To The Cause
7. No Chorus
8. Rainheart
9. You Can’t Fix Me No More
10. Water
11. Whispers
  Yorum alanı

“ZIERLER – ESC” yazısına 2 yorum var

  1. ihsanoird says:

    Oha kadro muazzammış. Kritikteki şarkıyı da epey sevdim. Kelly Carpenter müthiş bir vokal cidden. Bakılacaklar listeme ekledim.

  2. thefakefloydian says:

    İlk dinleyişte D. Townsend i baya anımsatıyor. Vokallerden dolayı olabilir bu, Deconstruction albümü gibi senfonik bi tarafı olmasından da olabilir. Şarkı sözleri de güzel

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.