# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
CHRISTIAN MUENZNER – Beyond The Wall Of Sleep
| 01.12.2014

Doldurulması zor ama zevkli boşluk.

Bodoslama bir giriş olacak ama her şeyden önce bunu söyleme gereği duyuyorum. Shredder gitaristlerin yaptığı enstrümantal albümleri seviyorum. Bana göre her metal müzik severin seveceği bir tür değil bu. Her ne kadar metal müziğe yeni başlayan hemen herkesin “ya o çığlıklı vokal olmasa aslında çok güzel müzik dönüyor” demesine rağmen, o “çığlıklı vokal” yokluğunun üstünü kapatabilmek her babayiğidin harcı değil. Bunun birçok başarılı örneği var. Bu örnekleri de şöyle ikiye ayırırsak sanırım hata etmiş olmayız; metal öğeleri barındıran gitar baskın enstrümantal müzik, metal öğeleriyle pek ilişkisi olmayan enstrümantal müzik. İlkine örnek olarak Jeff Loomis’in “Zero Order Phase” albümünü vermekten çekinmem, zira neoklasik metal partisyonlarının bolca bulunduğu ve başarılı olarak yedirildiği hayvan gibi bir albüm. İkincisine ise Buckethead, Steve Vai, Jason Becker gibi üstatların hemen bütün işleri dâhil edilebilir. Kastettiğimi anlatabildim umarım. Gelelim bugün bahsedeceğimiz abiye ve onun ikinci solo albümüne.

Christian Müenzner bana göre teknik death metal âleminin en önemli kişiliklerinden bir tanesi. Teknik death metalin kült olmuş iki grubunda gitar çalmış olmak (Necrophagist – “Epitaph“, Spawn Of Possession – “Incurso“) yalnızca çalmakla kalmayıp bir de yazıma katkıda bulunmuş olmak (“Epitaph”ın bir kısım soloları) bu adamı benim gözümde bayağı yükseklere çıkarıyor. Kendi grubu Obscura’da yaptığı delişmen işleri hiç katmıyorum bak. Sonuç olarak adamın cv’si taşaklı. E hal böyle olunca solo albümünü dinlemeden önce biraz beklentiye giriyor insan. Girmemek lazımmış, eğer girdiyseniz, aman diyeyim, koşarak uzaklaşın.

Albümü çok beğendiğimi söyleyemeyeceğim, bu sebeple de lafı çok uzatmak istemiyorum. Sebeplerini ve bu sebeplerin bana nasıl yansıdığından bahsedip olayı bitirmek istiyorum. Öncelikle ilk olarak albümün etiketiyle ilgili bir sorunum var. Albüm çıkmadan önce yapılan açıklamada neoklasik, thrash metal, progresif metal türlerinin bir karışımı olacağı, ayrıca 80’lerin heavy ve speed metalinden de alıntılar olacağı, hatta ve hatta death/black metal elementlerinin de mevcut olacağından bahsedilmişti. Maalesef şarkıların intro ve outrolarından başka hiçbir yerde metal öğesinden eser yok. Intro ve outro dediğimse en fazla 7-8 saniye sürüyor. Gerisi tamamen gitar ve klayve sololarından oluşuyor. Yok yani ritim gitarın çaldığı, şu dünyada eline 3-4 aydan fazla gitar almış hemen herkesin rahatlıkla çalabileceği basit crunch metal riflerinden kasıt thrash metal ‘öge’siyse ben çok yanılmışım demek ki. Ortalama son iki yılda black metalin hemen her türünü aktif dinleyen biri olarak şu albümde bana black metale ait bir element, gönderme, bir nota olduğunu gösteren kişinin eline ayağına sarılıp öpeceğim. Sakın Mountains of Madness’in girişi falan demeyin harbiden kavga ederiz. Metal kokan riffler yalnızca ve yalnızca hemen sonra gelecek gitar solosunun altyapısı işlevi gördüğünden maalesef hiç ilgilenilmemiş.

Diğer bir konu ise akıcılık konusu, önceden dinlediğim ve yukarıda bir iki örneğini verdiğim enstrümantal albümlerin hemen hepsinde, ya da daha belirgin tanımla başarılı işlerde, albümü herhangi bir işi yaparken veya farklı bir şeyle ilgilenirken dinlediğiniz vakit, o güzel melodiler, sololar sizi yaptığınız işten alıkoyuyor, bak ben buradayım, beni dinle diyor. Kendine zorla dikkat çektiriyor. (Tabii güzel manada)  Gelgelelim “Beyond The Wall Of Sleep”te durum hiç öyle değil. Bazı şarkıların güzel olduğunu üçüncü dördüncü dinleyişimde tamamen dikkatimi vererek dinlediğimde anladım. Oysa örneğin Miles of Machines şarkısında öyle mi oldu, daha ismini söylerken aklımda dönüyor şarkı ve bunun sebebi çok dinlediğimden değil, belki bir yıl oldu dinlemeyeli, tamamen şarkının akıcılığı ve akılda kalıcılığının çok iyi olmasından. Sonuç olarak bu konuda da sınıfta kaldı Christian maalesef.

Daha fazla uzatıp iyice albümü kötülemek istemiyorum. Her şeyi de kötü değil zaten, eminim birçok gitaristin çalmaya çalışacağı birçok şarkı olacaktır içinde. Bu tarz albümler bunun için var demek de istemiyorum elbette, ancak YouTube’a Christian Müenzner yazılıp arattığımda karşıma tamamen kamerası gitara odaklanmış bir sürü cover, playthrough videosu çıkınca, dinleyici kitlesi de bu işte diyorum içimden. Adam bütün albümü “dürülürüdürülürü” diye doldurmakta haklı diyorum. Beklenti bu yönde çünkü, kötülemiyorum, saygı duyuyorum. Son olarak başta söylediğimi yeniden tekrar edeceğim, şarkılarda vokalin boşluğunu doldurabilmek gerçekten göründüğünden çok daha zor. Eldeki çalgı aletine olan hâkimiyet ne olursa olsun, müzikal olarak ayrı bir yetenek istiyor. Müenzner bana göre bu işlerin adamı değil.

Not: Aga o klavye soloları nedir?

6.5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (5.18/10, Toplam oy: 11)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2014
Şirket
El Emeği Göz Nuru Plakçılık
Kadro
Christian Muenzner – Gitar
Terry Syrek - Gitar
Jimmy Pitts – Klavye
Linus Klausenitzer – Bas
Hannes Grossmann – Davullar
Janne Wirman – Klavye
Şarkılar
1. Shadow Over Innsmout
2. Mountain Of Madness
3. Beyond The Wall Of Sleep
4. The Pit And The Pendulum
5. Evil Spell (The Book Of Belial)
6. The Witch Of Endor
7. The Talisman
8. Nightlife
9. The Green Traveller
10. Demon's Gate
11. Veil Of The Soul
  Yorum alanı

“CHRISTIAN MUENZNER – Beyond The Wall Of Sleep” yazısına 4 yorum var

  1. Cemali says:

    Konu enstrümantal albüm olunca farklı bir dünyaya kapılar açılıyor benim için. Jeff Loomisler, Jason Beckerlar tamamiyle farklı bir boyut. Ve yeni nesil gitarist adı altında isimlendirebileceğimiz Christian Muenzner ise çok kaliteli bir müzisyen. Kritikte de söz ettiğiniz gibi teknik death metal camiasına isimlerini vurmuş birçok grupta imzası olması aslında ne kadar iyi bir gitarist olduğunun da göstergesi aslında. Beyond the Wall of Sleep albümü ise benim açımdan çok kötü bir albüm olmamakla beraber bir Timewarp albümü kadar etkileyici değil. Daha etkileyici bir albüm bekleyebilirdim fakat beklentimi de yerle bir de olmadı. İlerleyen zamanlarda umarım daha güzel şeyler görürüz.

  2. Eline sağlık, baya iyi bir kritik ve düşüncelerimi de genel olarak iyi özetlemiş.

    “Solo albüm”den ziyade “solo albümü” yapmış Münzner. Bu kadar hayvan bir gitaristin solo arkasına “dıtdıdıdıt dıtdıdıdıt” diye dümdüz fon koyması (rif de demiyorum) bana çok garip geliyo. Nasıl bir mantığı var anlayamıyorum. Ama bu olay çoğu shred albümünün sorunu zaten ve Loomis gibi adamların albümlerinin öne çıkmasını da bu konudaki özenleri sağlıyor bence. Zaten Nevermore’u yaratan adam solo albümüne sağlam rif koymayıp sadece soloya altlık koysaydı baya dayaklık olurdu.

    Bu albümün asıl sorunu bu “sırtı büyük oranda soloya yaslama” olayı olsaydı hadi yine iyi. Ama bence asıl sorun soloların bir kısmının “solo olsun da…” mantığıyla konmuş olması. Misal şu Mountains of Madness’ın başındaki klavye solosu. Cidden o nedir? Janne Wirman Children of Bodom’da bu soloyu hayatta kullanmazdı bence. Ama burada kullanmış, “nasılsa amaç çok nota basmak, böyle kimliksiz dülülülü soloyu basayım” demiş.

    Diğer bir konu, shred albümlerinin uzun ömürlülüğü. Bence shred albümü olayını uzun ömürlü ve bir yerden sonra sadece gitar nerd’lerinin ilgi alanında kalacak olmaktan çıkarmanın tek yolu vokal kullanmak. Loomis de bunun farkına vardı, 2. albüme Ihsahn’ı falan koydu. Jason Becker gibi tarih yazacak bir iş yapmıyorsanız, bence shred albümlerinin vokal olmaksızın, yani “şarkı” haline gelmeksizin uzun vadeli kalabilmesi çok zor. Üstelik bu sayede “süper gitar çalabiliyorum”un yanı sıra “iyi bir besteciyim”i de gösterebiliyorsunuz. Bence önemli bir şey.

    Evet düşüncelerim kabaca böyle. Son bir not olarak, Hannes Grossmann’ın solo albümü, bir davulcu tarafından yaratılmış olmasına rağmen bundan daha güzel bir gitar albümü, onu da ekleyeyim.

  3. leavescars says:

    el emegi goz nuru plakcilik’tan kotu album cikmaz!

  4. Exorsexist says:

    Timewarp fena değildi. Bu yaz epey dinledim albümü ama nedense içine giremedim. Özellikle ilk yarısı hiç sarmadı, ikinci yarısındaysa sevdiğim şarkılar var. Sonuç olarak orta halli.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.