# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
BELPHEGOR
10.11.2014

BELPHEGOR bir panzer gibi kükremeye devam ediyor.

Bu röportajımızın konuğu, Avusturyalı tükaka death/black metal grubu BELPHEGOR. Grubun kurucusu, bestecisi, gitaristi, vokalisti, kısacası her şeyi konumundaki Helmuth ile BELPHEGOR’a dair baya bir şey konuştuk.

Merhaba Helmuth, röportaj teklifimizi kabul ettiğin için teşekkürler. Umarız her şey yolundadır.

Merhaba. Tokyo’daki Loudpark festivalinden henüz döndük ve şimdilik her şey güzel. Japonya’yı ilk kez bombaladık. Yeni bölgeleri işgal etmek her zaman çok keyifli olur ve bu seferki de oldukça vahşiydi. Ayrıca Türkiye’ye tekrar dönebilmeyi de umuyoruz. Bir kaç sene evvel, yanılmıyorsam “Unisound İstanbul” adlı süper bir açık hava festivalinde çalmıştık. Üzerinden epey zaman geçti. Harika bir tecrübeydi.

Sorulara başlayalım. “Conjuring the Dead” metal medyasından ve hayranlardan bir sürü övgü aldı. Genel tepkiden memnun musunuz?

Genel anlamda aldığımız geri dönüş muazzamdı. “Conjuring the Dead” tam olarak istediğimiz şeydi. Bu albümle gurur duyuyorum ve yaptığımız en iyi albüm olduğunu hissediyorum. Bazıları sever, bazıları nefret eder, bazıları benim gibi iplemez. Tabii ki, “ölüm askerlerimiz” yarattığımız şeyi beğenirse bu mükemmel olur, ancak sonuç olarak önce kendini memnun etmelisin. Burada son derece kötücül ve ekstrem bir sanat eserinden bahsediyoruz. Bilirsin, bu tuvalette otururken dinleyeceğiniz türden bir müzik değil. Yani evet, bu “motherfucker” ile gurur duyuyorum.

“Conjuring the Dead”deki müzikal yaklaşımınız hakkında neler söyleyebilirsin? Daha önceki albümlerinizle karşılaştırıldığında en göze çarpan karakteristik özellikleri neler?

Albümleri karşılaştırmayı sevmiyorum. Her zaman elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Onuncu albümümüz olan “Conjuring the Dead” özel bir albüm. Sona doğru ilkelleşip çiğleşen, daha death metal odaklı bir saldırı. Bu albüm, bir öncekine göre daha epik elementlere içeriyor. Daha köklerimize dönük ve daha agresif bir ses duvarı diyebilirim.

“Conjuring The Dead” eski albümlerinizden fark edilebilir biçimde farklı. Bunun son zamanlarda dinlediğiniz şeylerle bir ilgisi var mı?

Bu bir çeşit “Best of BELPHEGOR” albümü. İçinde şimdiye dek temsil ettiğimiz her şeyi bulabilirsiniz. Şarkıları yazmaya başladığımda asıl planım buydu. Daha çok benim ölümcül fırça darbelerimle şekillendi. Sağlık sorunları nedeniyle aylardır konsere çıkamıyordum ve bu içimde çok fazla agresiflik birikmesine sebep oldu. Hayatımda çok fazla şey değiştirmek zorunda kaldım ve bu beni oldukça kızdırdı. O yüzden içimdeki her şeyi bu albüme kanalize ettim. Albümün öncekilerden çok daha vahşi olmasının sebeplerinden biri bu. “Conjuring the Death” tam bir bomba!

Albümün şarkı sözlerinde genel bir konsept var mı? Şarkı sözlerine ne kadar önem veriyorsun?

Ben başlıca ilhamımı hayattan alıyorum. Dünyayı birkaç kez dolaştım. Bu gezegendeki tonla büyülü mekanı ziyaret etme şansım oldu ve çok fazla çılgın/ilginç insanla tanıştım. Her zaman gözlerimi açık tutuyorum, bilirsiniz. Şarkı sözü konusunda olup biten bu. Diğer yandan, benim için izole bir şekilde yalnız kalmak ve sessizlik çok önemli. Yeniden şarj olmak için ve ilham kazanmak için. Hayatta kalmaya çalışan ufak ve dar bir çekirdek grup, ya da benim tarzımda bir ying-yang/alacakaranlık kuşağı inşa etmek için. Hayat, düştükten sonra ayağa kalkmak için çabalamaktır. Sanat konusundaki fikrim şu: Sadece “aşırı” olan insanların yaptığı sanat değerlidir. Bütün sanat tarihine bakın -ressam, besteci ya da aktör fark etmez- her zaman çıldırmaya yakın olanlar, delirenler, sanat konusunda en iyi ve en kalıcı olan eserleri vermişlerdir. Şu anda dünyada tonla tehlikeli şey olup bitiyor ve bu her zaman bizim için bir ilham kaynağı. Diğer yandan çoğunluk, etrafında olup biten şeyleri yok saymayı tercih ediyor her zaman. İnsanlık kendini her yoldan zehirliyor… Yıllardan beri pek fazla değişmedik. Her zaman Hristiyan dinine düşman olduk ve kendi yolunda yürümek isteyenlerin yanında olduk. Ek olarak, bütün temalarımızı hayata geçirmek için üç farklı dil kullanıyorum. Karanlık bir anti-hayat/anti-tanrı sanatı… Bu mesajlardan kendi çıkarımlarını oluşturmak ise dinleyicilere kalmış.

“Legions of Destruction” adlı şarkıda konuk vokaller var, Attila Chisar ve Glen Benton. Birbirinizi tanıyor muydunuz? Bu süreci bize anlatır mısınız?

Death ve black metali birleştirmemizle tanındığımız için, her iki türden de favori vokalistimi projeye dâhil etmek istedim. Bu fikir kafama çok uzun zamandır takılmıştı. Aslında sadece egomu tatmin etmek için, hahaharrr! Cidden, bu benim için büyük bir onur oldu. Her iki vokalistin de tarzlarını ve ekstrem metal camiasına getirdikleri şeyleri takdir ediyorum. Bu nedenle başka gruplardan herhangi başka vokaller değil, özellikle Attila Chisar ve Glen Benton’ı istiyordum. Planım sadece o ikisi için geçerliydi, aksi takdirde planı iptal edecektim. Sanırım bunu ilk önce Attila’ya, 2007’de, “Bondage Goat Zombie“yi kaydettiğimiz sıralarda sormuştum. DEICIDE’la ise 2011’de -biri Amerika’da, biri Avrupa’da olmak üzere- iki büyük turne yaptık. Bu sırada Glen de bu fikri sevdi. Bu şekilde BELPHEGOR’a ilham kaynağı olmuş iki büyük vokalist ile de anlaştım. Tekrardan söyleyeyim, şarkıya büyülerini katmış olmaları benim için bir onur. Sanırım metal-rules sitesi bizden -ben de şarkıda vokal yaptığımdan dolayı- “Three Tenors From Hell” diye bahsediyordu. “Legions of Destruction” ezici bir şarkı.

Kısa süre önce bir Kuzey Amerika turu iptal etmek zorunda kaldınız. Bunun için üzgünüm. Sana ve ailene en iyi dileklerimi gönderiyorum. Gelecekte bu turu yapmayı planlıyor musunuz?

Dileklerin için teşekkürler. Evet, hayatımda ilk kez ailemii daha açık konuşmam gerekirse annemi desteklemek için bir karar aldım. Ve bu kararımdan, son aylarında anneme yardım edebildiğim için de oldukça memnunum. Kendisi ne yazık ki iki hafta önce vefat etti. Onun için zor bir savaştı bu. Her neyse. Hayat böyle ve bu konuda yapacak bir şey yok.

19 Ekim günü Japonya’da Loudpark’ta çaldınız. Nasıl geçti? Yeni albüm için geniş çaplı bir tur planlıyor musunuz?

Loudpark inanılmazdı. Neler olacağını göreceğiz. Son on yıldır geniş çaplı turlar yaptık. Bu günlerde önceliklerim festivaller ve açık hava konserleri. Yılın sonunda Latin Amerika turumuz var. Ama artık 2-3 aylık turlar yapmıyorum.

“Conjuring the Dead” kapağı SEPTICFLESH’ten Seth Siro Anton tarafından yapıldı ve bence onun tarzı BELPHEGOR’un müziğiyle son derece uyumu. Bu konuda neler söylemek istersin?

Harika bir birliktelikti. Tüm detayların üzerinde birlikte çalıştık. İçinde bir sürü sembolizm var. Bir BELPHEGOR projesi için hangi sanatçıyla çalışacağımıza her zaman ben karar veririm. İlk kez 2006′da “Pestapokalypse VI” için birlikte çalıştık. Seth harika bir iş çıkardı.

BELPHEGOR’un görsel yanı grubun en önemli ögelerinden biri. Sizin gibi grupların, müziğin görsel yanına ve konseptleriyle daha uyumlu olmak için sahne şovlarına önem vermek zorunda olduklarını düşünüyor musun? Eğer çoğu grubun yaptığı gibi sadece asker pantolonları ve grup tişörtleri giyseydiniz şimdiki kadar tanınabilir miydiniz?

Umrumda değil. Hâlâ ters çevrilmiş haçımı kullanıyorum ve bu değişmeyecek. Asker pantolonu, falan filan. Sonuçta her şey müzikle alakalı ve şüphe yok ki BELPHEGOR ekstrem metal türünde ön planda olan bir grup. Belli bir geçmiş yaratmayı başardık. Bir Alman savaş tankı kadar istikrarlıyız ve metali yüceltiyoruz. Bu haliyle harika olduğunu söylemeliyim. Birliğimiz artık çok daha büyük. Böylece sahneye daha fazla prodüksiyon getirebiliyoruz, ki bunu gerçekten seviyorum. Bir şey ne kadar hasta ruhlu, ne kadar hastalıklıysa o kadar iyidir. Bunu sadece insanları şok etmek için yapmıyorum. Bu benim bir parçam. 15 yıldan uzun bir süredir kemik ve kafatası biriktiriyorum. En az 400-500 parçam var.

Sosyal medyayı iyi kullanıyorsunuz ve Facebook sayfanızdaki beğeni sayınız CARCASS, MARDUK, ICED EARTH gibi çok büyük ve genelde headliner olan gruplarla neredeyse aynı. İnternette bu denli büyük bir kitle yaratmayı nasıl başardınız? Bu konuda genç gruplara tavsiyeleriniz var mı?

Saydığın grupların hepsi kendilerine özgü şeyler yapıyorlar. BELPHEGOR da aynı şekilde. 20 yıldır hiç değişmedik ve hiç dağılmadık, bu önemli bir şey. Yaptığımız şeyi çok seviyoruz ve onu yaşıyoruz, soluyoruz… Müzik tutkudur; benim için “Pactum in Aeternum”dur.

Avusturyalı metal gruplarından tavsiye edebileceğin kimler var?

KRAMATACH’taki mağara ilahileri söyleyen dostlarımız var, yeni albümün son şarkısı “Pactum in Aeternum”u onlarla birlikte yarattık. Eski basçımız Barth’ı barındıran avangard black metal grubu OUR SURVIVAL DEPENDS ON US ve death metal grubu AMONGST THE DECEIT’i de sayabilirim.

Peki Avusturya metal ortamı genel olarak nasıl? Konserlere olan ilgi, genel algı?

Umrumda değil dostum. Buna ayıracak vaktim hiç olmadı. Avusturya ya da başka bir yer, fark etmez. Biz işimize bakıyoruz, karanlık müzik yaratıyoruz. Olayın özü budur. İlhamımız, bizi çevreleyen etkenlerden değil, çok daha derin yerlerden geliyor.

Bu da son sorumuz, bize bu röportajın manşetini söyler misin?

En iyisi albümden bir kuple okuyayım:

“THE SHADOWS ARE BENT – BY HIS PRESENCE MALIGN
BELPHEGOR STILL ROARING LIKE A PANZER
ONLY THE STRONG WILL SURVIVE – WHILE THE SHEEP WAIT TO DIE!”

Zaman ayırdığın için çok teşekkürler Helmuth. Her konuda iyi şanslar dileriz, annen huzur içinde yatsın, en içten dileklerimizle.

ÇOK SAĞ OLUN!!! Ayrıca bize yer verdğiniz için de teşekkürler. Yaşadığınız yerdeki müzik markete gidip “Conjuring the Dead”i alın ve brutal müzikteki mücadelemize destek olun.

Hail the Goat!!

Sorular
Ahmet Saraçoğlu
Ünal Akünal
Tercüme
Pasifagresif

etiketler:
  Yorum alanı

“BELPHEGOR” yazısına 8 yorum var

  1. owlbos says:

    Elinize sağlık. Adam neredeyse her soruda albümü reklam yapmış yahu. Yani öyle bir şey ki her soruda albümü kapsayan bir şeyle cevap vermeye çalışmış. Kıvaramadıkları ise ”umrunda değil” :))

    owlbos

    @owlbos, Tabii röportaj vermesinin asıl amacı da bu ama ”Müzik tutkudur; benim için “Pactum in Aeternum”dur.” gibi şeyler de biraz fazla yani :)

  2. OnurOnur says:

    Cevaplardaki dil, üslup süper. :D Güzel bir röportaj olmuş yine.

  3. şeyh hulud says:

    “Yaşadığınız yerdeki müzik markete gidip “Conjuring the Dead”i alın.”
    Adamla resmen farklı dünyalarda yaşıyomuşuz şu an bunu fark ettim.

    deniz

    @şeyh hulud, ahahaha +1

  4. DrAQA says:

    “Peki Avusturya metal ortamı genel olarak nasıl? Konserlere olan ilgi, genel algı?

    Umrumda değil dostum.”

    Şu kısımda dayanamayıp kahkaha attım hahahahahsdafhg Röportajın başından itibaren zaten verilen cevapları hafif tebessümle okuyordum, bu cümlede dayanamadım. Helmuth tam bir ego abidesi, “Yani evet, bu “motherfucker” ile gurur duyuyorum.” hahhaknvkajls

    Mükemmel röportaj olmuş, okurken adamın ses tonu kulağımdaydı.

  5. ismail vilehand says:

    böyle tavizsiz ve primitif kafadaki adamların röportajlarını okuyunca içimde istemsiz bir mutluluk beliriyor. günümüzün ekstrem müzik piyasası ne kadar muhteşem olsa da bu tarz adamların giderek azaldığı bir gerçek. süper röportaj. elinize sağlık.

  6. OBLOMOV says:

    Belphegor’u duyunca aklıma gelen ilk şey albüm kapakları. Adamlar görselliğe gerçekten önem veriyor. Yine güzel bir röportaj olmuş. Teşekkürler.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.