# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
STARSOUP – Bazaar of Wonders
| 02.01.2014

Her şey 1 lira, bugün burada.

Özgür DURAKOĞULLARI

Tam da yılın en beğendiklerimiz listesini verdikten birkaç gün, ve “sakala çarpan çorbası” içtikten birkaç saat sonra bu albümle tanışmam, hayatımın tuhaf tesadüflerinden biriydi. Bu grup her şekilde beni şaşırttı diyebilirim. Bu türde müzik yapan tanıdığım ilk Rus grubu olması bir yana, albümün arabik konseptli kapağı, ve müziğin prog-power gibi başlayıp, grup adına yakışır bir şekilde tam bir müzikal çorba ziyafetine dönüşmesi de dikkate değer. Üstüne üstlük, metal-archives’da detaylara bakayım dediğimde, hayatıma gördüğüm en akıllara zarar rezalette kritiğin de bu tesadüfler zincirine eklenmesi “Am i the one?” dedirtti bana. (Yok canım abarttım, burada olağanüstü tek durum, annemin şu ana kadar 3-4 kez yaptığı “sakala çarpan çorbası”nın sonuncusunun, bu zamana denk gelmesi. Öyle şeyler de oluyo hayatta,naapacan…)

2011′de kurulmuş topluluk her ne kadar bir debut albüme göre BAYA iyi bir başarı yakalamış olsa da, karman çorman tarzları gelecekte de hep böyle mi devam edecek, yoksa belli bir türe doğru mu kayacaklar diye merak etmeden duramıyor insan. Şu konuyu baştan netleştireyim, çorba gibi demişken, tüm şarkıları ayrı ayrı çorba olarak düşünmeyin. Tüm albüm ilginç bir çorba gibi olmuş, yoksa şarkılar tekil olarak oldukça tutarlı ve “şundan da katalım, az da blues ekleyelim” diye bestelerin ırzına geçilmiyor.

Albümle ilgili güçlü tespitler yapmakta oldukça zorlanıyorum, çünkü kapakta ve konseptte, Amerikan kültürü etkisindeki Avrupa ve Amerika gençliğinin (geniş bağlamda) ırkçı olmayan kesiminin, Arap kültürünü, realiteden tamamen kopuk, gizemli, büyülü olarak algılamasıyla; Rus’ların Amerikan kültürüne direncinin etkisiyle, tam öyle algılamaması arasında lezzetli bir denge var. Bu benim için tamamen yeni bir füzyon diyebilirim. Kapağı gördüğümde ve İlk Bazaar parçasını dinlediğimde, MYRATH gibi prog-power tarzı ve oryantal melodilerle bezeli bir albümle karşı karşıyayız sanmıştım, neticesinde BLIND GUARDIAN – “Forgotten Tales”de yaşadığım şiddette bir dumur yaşamadım , ama yine de epeyce şaşırdım albümün tümünü dinlediğimde.

Albümün bahsettiğim arap mistisizmini gerçek manada veren tek şarkısı “Bazaar”. Tam MYRATH’a yakışacak, oldukça güzel, doğu ezgileriyle bezeli enstrümantal bir eser. İlk dinlediğimde odamda bi lamba falan olsa, kapıp ovmaya başlardım kesin. Bunun haricinde, hard rock’tan, hatta daha ticari alternatif etkili rock’lardan, prog power’a kadar giden karakterlerde şarkılar var. Hatta Road to Sunset, tam bi “bang bang, Lucky Luke” havasında bi eser. ABD’desiniz, her yeriniz toz toprak olmuş, sıcaktan boynunuzdan içeri çamurlu terler akıyor. O da nesi, ilerde bir bar var. Sallanan kapıları iterek açıyorsunuz, soluk sesiniz ve konuşma sesiniz birbirine girerek “barmen bana bi birağh,SOĞUK OLSUHGNNH” diyorsunuz gibi. Final şarkısı ise, tam bir kızgın kumlara serin sular yağması şarkısı. His olarak direkt, SHADOW GALLERY – Room V’daki (Comfort Me) piyano tonları ve melodileri aklıma geldi.

Çorba demişken, hayatımda duyduğum en ilginç olaylardan birini anlatayım. Üniversite’de Çin kültürüyle ilgili bir seçmeli ders almıştık. Hocamız da sağolsun, uzakdoğunun çeşitli yerlerinde geçirdiği 20 yılıyla ilgili birçok ilginç şey anlatmıştı bize. Bunlardan bir tanesi, Çin’de bir çorbacıya gidip, çok iyi bir Çinceyle “İyi günler biz iki tane mercimek çorpası almak istiyoruz” derseniz, o çorba hiçbir zaman gelmezmiş. Siz çorpa’yı “çorba” şeklinde düzgün söyleyene kadar garson size bön bön bakarmış. Hocamız demişti ki, bu çok gerizekalıca görünebilir, ama Çin’de uzun yıllar geçirdiğinizde anlıyorsunuz. Şu şekilde size bunun sebebini anlatamam demişti. ABD’li olsaydım “demek ki Çinliler idiyotmuş” derdim, ama neyse ki değilim. Gene de öyle düşünmeye meyletmiyor da değilim, yani bir kere çorbacıya gidiyorsunuz, çekik gözlü değilsiniz, ve “iyi günler, bize iki tane mercimek” kısmını mükemmel söylemişsiniz. E daha ne? (bu olay belki de globalleşmeyle değişmiş olabilir, hocanın anısı en aşağı 20 senelik)

Son olarak: Superman is a Perfect Loser… (Bu ABD’liler, süper kahramanlara neden böyle tırt isimler koyar anlamam hiç, mesela ülke isimleri de tırt. Herhalde orada büyüyüp yaşamak lazım tam anlamak için. Ben olsam Megathrex falan gibi bişey koyardım kesin kahramanın adını, ülkenin adını da Americatorius koyardım.)
Kritik de çorba gibi oldu efenim, afiyet olsun.

8/10
Albümün okur notu: 12345678910 (7.20/10, Toplam oy: 10)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2013
Şirket
Sublimity Records
Kadro
Alexander Vetkhov: Davul
Ilya Mamontov: Gitar, bas gitar
Alexey Markov: Gitar, vokal
Şarkılar
1. Angels
2. Ain't No Superman
3. Try
4. Cradle of War
5. Rumors of Better Life
6. Past Bites
7. The City and the Stars
  Yorum alanı

“STARSOUP – Bazaar of Wonders” yazısına 2 yorum var

  1. baha says:

    grubun üç kişi olduğunu bilmiyordum. genelde çok iyi performans sergilenmiş albümde ama sadece bazı vokal tarzlarını(efektli) pek benimsemediğim için bazı şarkıları sevemedim ancak müzik oldukça güzel. sentezi de iyi yapmışlar açıkçası. oryantal melodiler ilk dinlendiğinde kendini pek ele vermiyor defalarca dinlendiğinde farkına varıyorsunuz bu da müziğin biraz kompleks olmasından kaynaklanıyor. başarılı bir albüm bence. eline sağlık.

    Durakonis

    @baha, Sağ ol Baha. Etkilenimler biraz fazla bariz, bir ilk albüme göre oldukça başarılı bence de.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.