# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
SIRANNON
19.01.2014

Türk ekstrem metalinin dişi başkaldırışıyız.

Bir röportajdan daha merhaba. Bu hafta İzmir’e gidiyor ve kariyerine black metal olarak başlayıp, sonradan epik pagan metale yelken açan İzmirli grup SIRANNON’u konuk ediyoruz. Yakında çıkacak yeni EP’leri “Forgotten Laments Of The Forsaken” öncesinde konuştuğumuz grupla SIRANNON’un geçmişini, bugününü ve yarınını konuşmakla kalmadık, SIRANNON gibi bir grubun neredeyse tümü erkeklerden oluşan bir sahnede nasıl ayakta durduğunu, “kız grubu” olmanın avantaj ve dezavantajlarını, ülkemizdeki dinleyici kitlesinin konu metalde kadınlar olduğunda ne ölçüde açık fikirli, ne ölçüde bağnaz olduğunu da masaya yatırdık. Son bir haftadır tartışma köşesinde konuştuğumuz konudan da bir köprü kurabileceğiniz röportaja buyrun diyor, iyi okumalar diliyoruz.

Merhaba arkadaşlar. Öncelikle sizden henüz haberdar olmayanlar için SIRANNON’un nasıl bir grup olduğunu, yaptığınız müziği, bugüne kadar yaptıklarınızı biraz anlatır mısınız?

Merhaba. SIRANNON, davulcumuz Wesretkau tarafından 2005 yılında İzmir’de kuruldu. 2007′de 5 parçalık “Annon Morin” isimli bir demo hazırladık, ancak yayınlamaktan vazgeçtik. Akabinde 2008′de “Semper Caliga” isimli 13 parçalık ilk albümümüzün kaydına başladık ve 2011 yılında ABD’li Unmerciful Death Productions tarafından basımı ve dağıtımı yapıldı. “Semper Caliga” hem yurt içinde hem de yurt dışında tahminimizden iyi bir satış rakamı yakaladı. eBay ve amazon gibi sitelerde, ayrıca ABD, Türkiye, Rusya, Estonya, İsveç, Fransa, Yunanistan, Meksika, Barbados, Japonya ve Kolombiya’da satışa sunuldu. İsteğe göre diğer ülkelere de gönderimi yapıldı. Albüm kaydından sonra 6 senelik gitaristimiz Haec, ABD’ye yerleşecek olmasından ötürü gruptan ayrıldı. Biz ise hız kesmeyerek yeni parçalarımızı oluşturmaya devam ettik ve 6 parçalık “Forgotten Laments Of The Forsaken” isimli EP’mizi hazırladık. Bu çalışma için de Unmerciful Death Productions ile yola devam ediyoruz. Hem tarz, hem sound hem de imaj açısından oldukça köklü değişikliklere gittik. Kuruluştan bugüne kadarki zaman zarfında ise sadece 3 konsere imza attık. “Semper Caliga”, Türk metal tarihinde kadınlardan oluşan bir grubun çıkardığı ilk black metal albümü özelliğini taşıyor. Özellikle Güney Amerika ve Uzakdoğu ülkelerinde çok sıkı takipçi kitlelerimiz oluştu. Birçok toplama albümde ve kitap çalışmalarında yer aldık. Türkiye’de de kemik bir kitlemiz oluştu zaman içerisinde ve biz bu durumdan oldukça memnunuz.

Forgotten Laments Of The Forsaken” adlı yeni EP’niz yakında çıkıyor. EP’nin kayıt sürecinden biraz bahseder misiniz? Tümü stüdyoda mı kaydedildi yoksa ev kaydı da yaptınız mı? Kolay ve zor tarafları nelerdi?

EP’nin kaydına 2012 Ocak ayı sonu gibi başlandı. Tüm kayıt aşaması İzmir / Stüdyo Dream’de Fırat Emre Özler tarafından gerçekleştirildi. Kayıt aşamasını stüdyoda profesyonel kişilerle geçirmek işin en iyi yanı, ancak zor tarafları da oldu tabii. Kastettiğimiz zor yanlar, stüdyo kaydı almaktan ziyade kayıt dönemlerinde tüm grubun bir araya gelmesiyle alakalı. Tüm grup İzmir’de ikamet etmiyoruz ve herkesin iş durumları farklı. Ortak bir vakit ayarlayabilmek oldukça zor oluyor. Basçımız İstanbul’da ikamet ettiğinden dolayı, kayıt dönemine izin denk getirmek zorunda kaldı. Davulcumuzun bir ayağı zaten yurt dışında. Enstrüman kayıtları bittikten sonra kayda bir süre ara vermek zorunda kaldık çünkü davulcumuzun birkaç ay yurtdışına gitmesi gerekiyordu. O döndükten sonra ise vokal kayıtları ve kalan aşamalar tamamlandı. Normalde bu tarz bir durum yaşamıyor olsak açıkçası stüdyo kaydının bizim için hiçbir zor yanı olmaz. Böyle bir durumda daha rahat olması açısından ev kaydı da tercih edilebilir, ancak biz grupça stüdyo kaydına girmeyi tercih ediyoruz.

Şarkı yazım süreciniz nasıl ilerledi? EP’deki gitarlardan konuk gitarist Serdar Atmaca sorumlu, peki EP’nin şarkı yazımı nasıl gerçekleşti? Besteler kime ya da kimlere ait?

Normalde şarkıların gitarlarını, ilk albümümüzde çalan gitaristimizin gruptan ayrılmasından itibaren basçımız ve davulcumuz yazıyordu ancak tabii ki arada nüanslar olan gitar partisyonları çıkıyor. Serdar Atmaca, zaten grup olarak uzun süredir yakından tanıdığımız bir arkadaşımızdı. Besteler tamamen gruba aittir ancak nüanslar olan gitar partisyonları Serdar tarafından düzeltildi. Kaydı alan Fırat Emre Özler tarafından da gitarlara birkaç yerde varyasyon eklemeleri yapıldı. Sonuç itibariyle besteler gruba ait olmasına rağmen, onların da katkısı göz ardı edilemez.

EP’deki müzikle 2011′de çıkan albümünüz “Semper Caliga”daki müzik arasındaki temel farklar neler?

Bu yeni EP, SIRANNON’un tamamen farklı bir kulvara yöneldiğinin ve öyle devam edeceğinin kanıtıdır. Her şeyden önce artık black metal grubu olarak anılmak istemiyoruz. İlk albüm, daha kirli ve çiğ bir sound’a sahipti ve içerdiği şarkılar pure black metal olarak adlandırılabilir. Ancak bu EP tamamen temiz bir kayda sahip, ayrıca çok daha melodik ve teknik. Tabanda her ne kadar black metalden esintiler barındırsa da, aslında bize göre daha farklı, pek çok farklı tarzdan esintileri daha yoğun olarak barındırıyor. Ayrıca grup olarak da gelişmeye devam ettiğimizin göstergesi. Hem enstrümanlar, hem de vokal açısından çok daha güçlü. “Semper Caliga”, SIRANNON için bir dönemdi; başlangıç dönemi de denilebilir. Grup olarak elbette ki black metal dinlemeye devam ediyoruz, ama çalmak istediğimiz müzik artık daha farklı ve bu konuda kendimizi serbest bıraktık.

Metal-Archives’da kadronuzda gitarist olarak Nemain gözüküyor ancak EP trailer’ında ve tüm promo fotoğraflarda 3 kişisiniz. Bu konuya açıklık getirir misiniz?

Metal-Archives’deki sayfamızı düzenleyen her kimse, Nemain gruba dâhil olduğunda eklemiş. Ancak sonradan grubu takip etmemiş olacak ki, kadroyu güncellememiş. :) Nemain, enstrüman kayıtları bittikten sonra gruba dâhil olmuştu, ancak kendisiyle grubun temel prensipleri konusunda anlaşamadığımız için geçtiğimiz aylarda yolumuzu ayırdık. Promo tasarımları yapılmaya başladığında onun da görselleri vardı, ancak dediğimiz gibi yolumuzu ayırınca, tasarımcımıza her şeyi şu anki kadroya göre düzenlettik. Herhalde birileri yakın zamanda Metal-Archives’deki sayfamızı günceller, çünkü Nemain’le dediğimiz gibi hiçbir alakamız kalmamıştır.

Konserlerde durum ne olacak? Serdar Atmaca konserlere de mi çıkacak yoksa gruba tam olarak katılacak bir gitarist arayışınız var mı?

Elbette ki gruba tam anlamıyla katılacak bir gitariste ihtiyacımız var. Hatta artık yeni tarzımız gereği iki gitariste ihtiyacımız var, ancak bizimle aynı mantaliteye sahip birilerini bulmak zor oluyor. :) Serdar Atmaca’nın bizimle konserlerde yer alıp almayacağı henüz netlik kazanmış bir durum değil. Nemain’den sonra kadro konusunda çok daha seçici davranmaya başladık. Kadroya tam anlamıyla birileri dâhil olana kadar session gitaristler ile devam etmeyi planlıyoruz ve şu aralar bu konu hakkında görüştüğümüz iki bayan gitarist de mevcut. Ayrıca konser konusuna değinmişken şunu da eklemek isteriz. Uzun zamandır konserlerde yer almadığımız için hakkımızda pek çok spekülasyon çıktı. Dağıldı dedikodularından, bu kızlar aslında kendileri çalmıyor başkalarına çaldırıyor dedikodularına kadar. :) Bunca zamandır hem yurt içi, hem de yurt dışından olmak üzere tonla sahne teklifi aldık, ancak her birini çeşitli sebeplerle reddettik. Önüne gelen her konsere çıkmak isteyen bir grup değiliz, ayrıca gelen tekliflerin %90′ı “araya bir de hatun grubu sokalım, milleti çekelim” mantalitesinde olunca, özellikle uzak durduk. Ancak bu durum ileride hiç konser vermeyeceğiz anlamına gelmiyor tabii.

Grubu “Bu grup kızlardan oluşan bir grup olacak” diye mi kurdunuz yoksa bu durum kendiliğinden mi oldu? Yarın bir gün gruptan biri ayrılsa, yerine mutlaka bir kız mı almak istersiniz, yoksa böyle bir takıntınız olmaz mı? Trailer’ın başındaki “Sisterhood” tabirinden, bu şekilde devam etmek istediğiniz sonucunu çıkarıyorum.

SIRANNON, davulcumuz tarafından aynen dediğiniz fikirle kuruldu. Dünden bugüne çok kere kadro değişikliği yaşandı ve her seferinde gruptan ayrılanın yerine başka bir bayan müzisyen geldi. Bu açıkçası grup için bir takıntıdan ziyade bir tercih meselesidir. Yoksa gördüğünüz üzere son kaydımızda erkek arkadaşlarla da çalıştık. Sisterhood tabiri, aslında kapak çalışmalarımızdaki görsele yansıyan bir semboldür ve okültizm ile ilgilidir. Fakat sizin dediğiniz gibi kadromuzda bayan müzisyenlerle devam edeceğimizin de göstergesidir. Ancak yeni çalışmalarımızda erkek misafir müzisyenlere de yer vermeye devam edeceğiz.

Peki SIRANNON’un kızlardan oluşuyor olmasının, grubun müziğinin önüne geçmesi gibi bir durum var mı sizce? Erkek egemen bu müzik türü içerisinde, sizce “Vaaay, grubun hepsi kızmış” türünde bir merak mı daha önce gelir, yoksa “Amaaan, hepsi kızmış, ne kadar iyi olabilir ki” türü bir küçümseme mi? Karşılaştığınız olumlu/olumsuz tepkiler daha çok ne yönde?

Her iki tepki de eşit boyutlarda sayılır. Küçümseyenlerin bile içinde bir merak uyanıp dinlediklerinden eminiz. Ama cinsiyetten kaynaklanan bir merak, biraz daha ön planda oluyor. Eğer bu müzik türü erkek değil de kadın egemenliğinde olsaydı, bu kez de erkeklerden oluşan gruplar dikkat çekmez miydi? :) “Amaann hepsi kızmış, ne kadar iyi olabilir ki” şeklinde düşünenler içinse biraz geçmişe dönüp bakmak gerek. Çünkü Türkiye metal piyasası, berbat işler yaptığı halde sırf cinsiyetinden ötürü şişirilen bir sürü kadın gördü. Bazı kıt düşünceliler, tabii ki onları gördükten sonra SIRANNON’u da aynı kefeye koymaya çalıştılar. Bizse en güzel cevabı hem müziğimiz, hem de duruşumuzla verdik. Olumlu tepkiler zaten cinsiyetimizden ziyade, ortaya koyduğumuz işler ile alakalı. İyiyi ve kötüyü ayırabilenler de var sonuçta, ve onlardan gayet iyi tepkiler alıyoruz. İşin olumsuz yanına gelirsek.. Dinleyenlerin müziği ne şekilde algıladığı önemli. Kendimizden örnek verirsek; aklınıza gelebilecek her tarzdan duygularımıza ve kulağımıza hitap edenleri dinleyip başarılı buluyoruz. Hoşumuza gitmezse kapatıyoruz, orada bitiyor zaten. Müzik müziktir. İnsanların duygularına, kulağına, ruhuna hitap eden ses frekanslarıdır. Bizim anlamadığımız bazı empati yoksunu düşüncesizlerin, bu ülkede yaşayan müzisyenlere ve onların çevresinde değer verdikleri insanları üzebilecek şekilde karakter hakaretlerinde bulunmaları. Bunun kadını erkeği de yok üstelik. Erkek müzisyenlerin de bu konularda ne kadar sıkıntı yaşadıklarını biliyoruz. Yani bir takım yobaz insanların hala metal dinleyip (çünkü bu tarz insanların mantalitesinin krolardan farklı olduğunu sanmıyoruz), sırf içindeki egosunu tatmin edebilmek için kendini bu işin duayeni ilan edip, müzisyenlere saldırmalarını hem tiksindirici hem de trajikomik buluyoruz. Bu kadar şikayetçilerse kendileri neden bir şeyler yapmıyorlar acaba? Bu da tartışılır. Bu özellikle Türk black metal camiasında çok yaygın bir durum. Yurtdışında bu tarz olaylar hiç yaşanmıyor çünkü insanlar sizin kadın yada erkek oluşunuza değil, yaptığınız işe bakıyorlar. Ancak kendi ülkemizde “kadından black metal müzisyeni mi olur” tarzı tiksinç bir düşünce var. Biz bu tarz lakırdıları çok duyduk, gördük ve güldük geçtik. Çünkü boş konuşmakta çok yetenekli olanlar, iş müzik yapmaya geldiğinde aynı yeteneği gösteremiyor ve kalkıp bunu 3-4 kadın bir araya gelip çatır çatır yapanları görünce de sanırız ki “erkekliklerine” yediremiyorlar. :) Onun dışında müzikle ilgili olumlu/olumsuz eleştirilere tabii ki açığız ve gelişebilmek için ihtiyacımız da var zaten. Müzisyenlikle ilgili hâlâ bu tarz ayrımcı yorumların ve sorunların olması bizce başlı başına bir saçmalık. Çünkü ortaya bir şeyler koymakla cinsiyetinizin ne olduğunun hiç alakası yok. Ve sizin sorunuzda yönelttiğiniz şekilde dinleyeceklerse zerre kadar umurumuzda olmaz, hiç dinlemesinler bizim işimize daha çok gelir.

Grubun şarkı sözleri ve bahsettiği konular namına bir duruşu olduğuna inanıyor musunuz? SIRANNON’un dünya görüşü nedir?

SIRANNON, çoğu zaman genel dünya görüşlerini, sözlerine aktaran bir gruptur. Bunu bazen açık açık, bazen ise sembolizmle birleştirerek aktarıyoruz. Bazen sembolizm o kadar fazla oluyor ki, sadece sözlerde bahsettiğimiz konulara aşina olan insanlar anlayabiliyorlar. Birçok grup, neredeyse herkes tarafından bilinen klişeleşmiş efsaneleri, karakterleri ya da mitolojik öyküleri kullanıyor. Biz de yoğun olarak paganik, mitolojik ve tarihsel ögeler kullanıyoruz ama mümkün olduğunca işlenmemiş konulara el atmaya çalışıyoruz. İnsanoğlu tarafından tabu olarak kabul edilen yargı ve değerlere de çomak soktuğumuz oluyor. :) Çünkü biz bu tabulara karşıyız. Sürüleşmiş insanlardan ziyade, sorgulamaya açık insanlarız. Bilgi bizim için önemlidir. Düşünme hakkımızı kullanıyoruz ve kendilerine saygısı olan insanlar olarak, tabulaşmış konuları kesinlikle son gerçek olarak kabul etmiyoruz. Hayatın getirdikleriyle uğraşıyoruz her insan gibi, ama boyun eğmiyoruz. SIRANNON’un dünya görüşünü bu şekilde özetleyebiliriz. Bazen de tamamen hayali bir karakter yaratıp onun üzerine söz yazdığımız oluyor. Mesela “Semper Caliga”daki Karayuğ’un sözleri bu dediğimize örnektir. “Forgotten Laments Of The Forsaken”ın sözleri ise, fantastik bir kadın karakterin öyküsünden oluşuyor.

Etkilendiğiniz grup ve müzisyenler kimler? SIRANNON’u kurmanızda etkili olacak düzeyde büyük bir ilham kaynağınız var mı?

Grup elemanları olarak çok farklı yelpazelerden müzikler dinliyoruz. DARK FUNERAL’dan AMON AMARTH’a, KATAKLYSM’den FALKENBACH’a, MEGADETH’ten MÅNEGARM’a kadar uzanıyor ve araya metal haricindeki diğer tarzlar da giriyor. Basçımız Lygbereth klasik müzik eğitimi aldığı için ve bu yönde küçük yaşlardan beri beste tecrübesi olduğu için grubun alt yapısı açısından büyük yardımı dokunuyor. Hepimizin müzik anlamında doyumsuz olması ve her tarzdan kaliteli işleri takip etmesi elbette ki grubumuza da etkiliyor. SIRANNON’u kurmakta etkili olacak düzeyde bir ilham kaynağı yoktu belki ama o boyutta bir düşünce vardı. Bu da Türkiye’de kadınlardan oluşan bir ekstrem metal grubunun eksikliğiydi. Türkiye, EBONSIGHT gibi öncü bir gruba sahipti bir vakitler, ama onlardan sonra uzunca bir süre birileri çıkmadı. Ta ki bize kadar. Eğer yurt dışında ülkemizi temsil edecek öncü bir grup olacaksak, neden biz olmayalım dedik.

Türk metal piyasası hakkında neler düşünüyorsunuz? Sizce bir canlanma var mı? Son dönemde çıkan gruplar arasından sevdikleriniz kimler?

Türk metal sahnesi bazen durgunlaşıyor ama genel anlamda hep bir dalgalanma içerisinde. Seneler içerisinde teknolojinin gelişmesiyle gruplar da çok iyi ve özgün çalışmalara imza atmaya başladı. Bazıları yurtdışında turladı ama eksik olan şey dinleyici desteği. “Neden yurt dışında bizi temsil eden grup yok” diyor bazıları, halbuki var. Gerektiği kadar duyurulamıyor bu. Ayrıca Türk camiasında destekten çok köstek var. Sürekli bir kutuplaşma söz konusu. Bazen çok iyi işler, doğru dürüst reklam yapılamadığı için hiç duyulmadan kaybolup gidiyor. Bazen de tam tersi oluyor. İçi boş gruplar şişirilip dinleyicinin önüne sunuluyor. Büyük bir dengesizlik var, ayrıca yeni nesil dinleyici kitlesi de yeterince bilinçli değil. Ara ara bazı tarzlar trend haline geliyor ve herkes o tarafa yöneliyor. Köklü olup da girdiği yoldan şaşmayan oldukça az grup var ve onların da büyük çoğunluğu hak ettikleri desteği göremiyorlar zaten. Organizasyon işleri de genelde bocalıyor açıkçası. Bin bir emek bir iş yapıyorsunuz ama en ufak hatanızda sizi yerden yere vuruyorlar. Zaten herkesi aynı anda memnun etmek imkânsız. Ancak dinleyicimiz yabancı grupları sahiplendiği kadar, bunu hak edecek işlere imza atan kendi gruplarını da sahiplenirse, durum daha da güzelleşebilir. Türk gruplar arasından hem eskiden beri takip ettiklerimiz hem de son dönemden olmak üzere örnek vermek gerekirse; BLACK OMEN, UÇK GRIND, GÜRZ, NONE SHALL RETURN, SAINTS ‘N’ SINNERS, DARK EDEN, GÖKBÖRİ, VENGEFUL GHOUL, ANOREKSİ ve HATEVÖMİT’i sayabiliriz.

Son sorumuza geldik. Geleneksel sorumuz olarak, röportajın manşetine koymamız için bize ilgi çekici bir manşet cümlesi söyler misiniz?

Biz, Türk ekstrem metalinin dişi başkaldırışıyız. :)

Sorular bu kadardı, yeni EP’de ve konserlerde başarılar diliyoruz.

Bu keyifli röportajınız için SIRANNON olarak teşekkür ederiz.

Röportaj
Ahmet Saraçoğlu

etiketler:
  Yorum alanı

“SIRANNON” yazısına 23 yorum var

  1. DrAQA says:

    Öncelikle çok zor bir işe girişmiş oldukları için arkadaşları kutluyorum. İlk albümleri de başarılı, pagan metali gibi zor ve benim açımdan kendi içinde oldukça sınırlı bir türe el atmış olmaları da hem takdire şayan hem de biraz riskli gibi. Bir daha ki çalışmalarında albüm kapağına biraz daha önem vermelerini öneririm ayrıca. Şuanlık benden tek düşük not alan albüm kapağı oldu şahsen.

  2. Durakonis says:

    Ahmet’in geniş alan bırakan soruları, ve bunlara doğal olarak gelen açılımlı cevaplar çok hoşuma gitti. Röportaj için iki tarafın da eline sağlık.

  3. ismail vilehand says:

    grup elemanlarının level kaç acaba? kessek dehşet exp alırız, sağlamda loot çıkar. baksana fire damage vuran asa falan var.

    Osman

    @ismail vilehand, haykırarak pot bastım

    Nahilath

    @ismail vilehand, Hay sen çok yaşa hahaha :D

  4. sefagn says:

    acımasız yorumlar daha buraya dolmadan ben bu gruptan ümitli olduğumu söylemek isterim

  5. kutup ayısı says:

    Ben anlamiyorum, sanki Turkiye’de cok gelismis, dallanmis budaklanmis bir Black Metal sahnesi var da bizim haberimiz yokmus gibi konusmus bu arkadaslar. Enteresan. Bir de hala daha bu destek kostek muhabbetinin konusuluyor olmasi da komik. Ya adam gibi is yapan hepi topu 5 – 10 grup var su an ulkede onlari da bilen biliyor zaten. Ne destegi ne kostegi? Kimsenin kimseye kostek olabilecek hali kalmadi artik amk.

    Cok konusulur da hep ayni yere variyor yillardir oldugu gibi, o yuzden kisa kesmek lazım. Muzik kotu, imaj kotu, gorseller kotu, soylemler -roportaja dayanarak- hepten kotu. Nereden tutsan elinde kaliyor, neyine destek olacagiz bunun?

  6. patognomonic says:

    Grubun imajı gerçekten çok kötü.Gecen gun naif bi benzetme yapmıştım yayinlanmadi, ben de sadece bunu diim bari.

  7. Reroute to Remain says:

    tamam kuzey avrupa’ya ozeniyoruzda nedir ki bu pagan durumu? turklere yakistirmiyorum ben

    BelGarath

    @Reroute to Remain, Bence de paganlık aslında en çok türklere yakışıyor…

    Reroute to Remain

    @BelGarath, paganligi esmerlere yakistiramiyorum ben :)

    Astennu

    @Reroute to Remain, paganizm, tüm ilahi olarak adlandırılan dinlerden önceki yerel inanç ve felsefik düşünceleri kapsar arkadaşım. eski türk kozmolojisi de paganizme girer. bu hatunlar da onu benimsemiş gördüğüm üzere. ilk albümlerinde de türkçe sözler vardı ve türk mitolojisi ile ilgiliydi. kendilerini iskandinav sanmalarından iyidir :D

  8. BelGarath says:

    İmaj kısmında maalesef ki ben de sizlere katılıyorum, çok isterdim katılmamayı ama bir tuhaf olmuş.

    Ancak semper caliga gerçekten güzel bir albümdü. Her ne kadar şimdi tarz değiştirmeye karar vermiş olsalarda umarım iyi olur. O yüzden sadece bekleyip göreceğim.

  9. Astennu says:

    röportaj güzel olmuş. soruları da cevapları da beğendim. anladığım kadarıyla grup sözlerinde bu sefer fantastik bir tema işlemiş ve imajı da buna göre seçmiş. benim gözüme çok da kötü gelmedi. grafik çalışmaları bence profesyonel olmuş. kapakta kendi fotoğraflarını kullanmış olmaları biraz yadsınabilir belki, o da çoğu metal grubunun bu tarz kapaklar yapmamasından dolayı. ama immortalın da kendi resimlerinden oluşan kapak çalışmaları olduğunu unutmamak gerek. ayrıca, bol dekolteli bir imaj da benimseyebilirlerdi ama yapmamışlar. zaten kendileri de bunu belirtmiş cevaplarında. cinsiyetlerinden ziyade müzikleriyle ön planda olmak istemişler ki bu benim için artı bir puan. teasera göre güzel bir çalışma geliyor, soundu beğendim. tamamını da dinlemek lazım tabi. açıkçası tarza da çok takılmamak gerekli. dediğim gibi dinlemek lazım.

    kuzey avrupaya özenir bir yanlarını ise göremedim ben açıkçası. ilk albümlerinde de tutup odin, thor, asatru diye sözler yazmamışlardı, ya da tarzları için nordic black metal gibi saçma betimlemeler kullandıklarını da görmedim. imajlarında da bir özenme görmüyorum ben. pagan kelimesi geçti diye iskandinav özentisi olarak yaftalamak doğru değil kanımca çünkü paganizm çok geniş çapta bir olay zaten. farklı isimler altında bir çok kültürü kapsar. röportajdaki cevaplarından anladığım kadarıyla paganizm, okültizm gibi kavramlarla ilgileniyor grup elemanları. sonuçta her grup ilgilendiği konuyu bir şekilde müziğine yansıtıyor.

    uzun lafın kısası, bu gruptan ben de umutluyum. takip ediyorum. ancak çok fazla gereksiz eleştiri aldıklarını düşünüyorum. yolları açık olsun.

  10. Barış says:

    Icewind Dale 2 görseli değil mi lan bunlar?

    ismail vilehand

    @Barış, http://bit.ly/1dN5hUH

    araya sıkıştırsak sırıtmaz.

    parasite/gallows

    @Barış, AHAHAHAH sağ kulvardan Gwen’le Drizzt geliyor

  11. Grotesquexpletives says:

    Her şey hoş güzel de tanıtım filmindeki “Most female metal band of Turkey” yazısı???? I-ıh.

  12. Grotesquexpletives says:

    Her şey hoş güzel de tanıtım filmindeki “Most known female metal band of Turkey” yazısı???? I-ıh.

    Astennu

    @Grotesquexpletives, Türkiye’den çıkıp da yurt dışında bir şekilde duyulan kaç tane komple kızlardan oluşan metal grubu var ki? ebonsight dışında ki onlarda dağılalı çok uzun zaman oluyor zaten.

    erleg

    @Astennu, Arkadaş sanırım bunu vurgulamanın gereksizliğine değindi. Cinsiyetleriyle öne çıkmak istememelerini takdir ettim, fakat bunu bu kadar ısrarla vurgulamaları da dekolte açmakla aynı etkiyi yaratıyor. Bir uçta yarı çıplak gezmek var, diğer uçta da “Biz kadınız ve metal yapıyoz, hööaa” demek var, ikisinin ortasını bulsalar her şey milkport olacak.

    Astennu

    @erleg, bu açıdan bakarsak evet doğru söylüyorsun.

  13. Atakan says:

    Harika bir grup ya umarım konserlere başlayınca 18+ sınırı getirmezsiniz 1 seneyle sizi görmekten mahrum etmeyin :D

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.