# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
ORPHANED LAND – 10 Ekim 2013, Garajistanbul
| 23.10.2013

Fail!

Tahir PEHLİVANOĞLU

Grup ile soğuk bir kış akşamı aile ile Carrefour’dan yapılacak (evet cemiyet hayatı böyle bir şey) olan aylık erzak alışverişi sırasında tanıştım desem kesin “aaa nasıl abi bi dakka anlatsana” dersiniz di mi? Evet evet anlatayım… Bu alışverişlerin sanırım 32.’sinde o kadar sıkılmış olacağız ki, kuzenim ile fırsat reyonlarını gezmeye karar verdik. Bilenler bilir eskiden demir sepetlerde 1 liraya orijinal kasetler satılırdı. O zamanlar böyle oyun havası ya da ne idüğü belirsiz albümlerin arasında böyle inci gibi parlayan albümler de bulunurdu. Neyse efendim hemen kolları sıvayıp (gerçekten sıvayıp) daldırdık sepetin içine. 10 dakikalık arama tarama faaliyeti sonucu “El Norra Alila” ve Mortal Sin adlı grubun “Dog Eats Dog” albümlerini bulduk. Bulduk dediysem gerçekten de bu grupları bilmiyorduk. Kapakların arkasındaki müzik şirketleri tanıdık geldi de aldık. Hemen koşturduk kasaya, oradan da otoparka arabaya. Arabaya atlayıp koyduk teybe kasedi. Find Yourself Discovered God çalmaya başladı. Başlangıçtaki o ney sesine 15 saniye katlanabildik. Akabinde “bu ney lan böle acayip kazıklandık oğlum yabancı ilahi kasedi çıktı” diye fırlattık arabanın abuk subuk bir köşesine. Sonra nereden bilecektik ki o albüm hayatımızın albümü olacak.

Gelelim konsere… Orphaned Land a 6. kez gidip gitmemek konusunda kararsız kalmıştım. Üstelik kardeşim bile “aman abi zaten son albüm yaylı çalgı ağırlıklı ve o müziği klavyeye kaydedecekler ne gereği var” bile demişken ben tam tersi şekilde çok gaza gelmiştim son hafta. Çünkü grubu defalarca izlemiş, El Norra albümünün 6 -7 parçasını bile canlı dinlemiş nirvanaya ulaşmıştım. Henüz biletimi almamıştım ama hafta içi iş gereği arabayla gidip gelirken dahi son albümü dinliyor, bir nevi konsere bileniyordum.

Neyse gel zaman git zaman konserden 2 gece önce Facebook’ta acayip gaza gelmelerimiz akabinde 5 kişi falan toplanıp “Abi napalım, ne bileyim abi gitsek mi, para da yok, ne çalarlar acaba” gibi topu birbirine atmalar sonucu konsere gitmeye karar verdik. Ben, kardeşim ve onun 2 arkadaşı saat 7 gibi Taksim’de buluştuk. Karnımızı falan doyurup hatta bokunu çıkarıp yarım ekmek köfte + ıslak hamburger + atom juiys (evet o olmadan olmuyor) + donut ve kahve ile midenin sınırlarını zorlayıp epey kafa tuttuktan sonra yavaştan konser mekanına yollandık.

Garaj İstanbul daha önceden hiç gitmediğim bir mekandı. Sora sora Bağdat bulunur hesabı Galatasaray Lisesi’nin yanından kıvrılıp aşağıya yuvarlandık. Sağımızda Galatasaray otoparkına bakınca duvarda Garaj İstanbul yazısını gördük ve dedik ki herhalde tam bir garaj mantığında salon. Neyse ilerledik ve konser ile hiç alakası olmayan o demir kapıya doğru yaklaştık. Konser salonu genişlik ve ses kalitesi olarak tatmin ediciydi (tabii ki o buhranlı sıcağı saymıyorum). Jolly Joker gibi bir mekanda Orphaned Land seyretmiş ve hem sesten hem bina yapısından dolayı küfretmiş adama burası cennet gibi gelir.

İçeriye girdiğimizde Bilocate sahnedeydi, Kobi de gayet samimi şekilde grupla şarkı söylüyordu. Lâkin ben hemen marchandise tarafına seyirttim. Kafamdaki ilk şey Mabool plağı bulmaktı ama standda yatan tek plak son albümün plağıydı ama zaten albüm çıkar çıkmaz aldığım için başka şeylere bakındım. Duvarda sağlam bir hoodie yatıyordu. İçim gitti gitti geldi ama 100 lira fiyatı görünce kendime sağlam bir dur çektim. Baktım, daha da bir şey göremedim kayda değer.

Grubun menajeri Derya ile muhabbet sohbetten sonra yavaştan orta taraflara doğru ilerledik. Bu arada konserden önce ya da sonra grubun kulisine girmek istediğimizi Derya’ya söyledik. Hatta yanımdaki arkadaşım grubun elemanları ile arası iyi olduğundan (Şöyle söyleyebilirim; iki önceki konserde adama 10. yıl anısına çıkarttıkları DVD’li booklet’i bedava verdiler. Evet oha) Yossi ile konuştuğunu, kendisi ile görüşmek, bir merhaba demek istediğini söyledi. Karşısında aldığımız yanıt ise bizi şoka soktu. “Bi dakka bi dakka, Yossi bugün yok ki.” O anda tepemden kaynar sular döküldü, Yossi hakkında gözümün önüne tüm anılarımız geldi geldi durdu (sanki adamla aynı evde kalıyormuşcasına abartmak). Bu acı gerçeği biraz bastırıp neler görüp neler duyacağımızı düşünerekten gülümsemeye çalıştık. Konser tayfası olarak yaklaşık 252 kişi, genelde orta yaş, sonuna kadar gömlekli takım elbiseli insanlar vardı. Malum hafta içi konser. Ön kısımlarda Suriyeli, Tunuslu ve farklı memleketlerden gelen seyircileri de görünce, artık konser başlasındı.
Grup sahneye çıkana kadar aramızda gırgır şamata onlarca geyikten sonra sahnede grubun logosunun belirmesi ile sahneye dansçı ablamızın gelmesi bir oldu. Işıklar karardı, bir show must go on olayı baş gösteriyordu. Ardından grup elemanları gelmeye başladı. Benim gözüm Yossi’nin yerine çalacak elemandaydı. Adamı Yossi kadar sevmek istiyordum, ne kadar hata yaparsa yapsın göz göze gelip gülümsemek, olsun lan kolay mı birinin yerine çalmak diyecek gibi bakmak istiyordum. Neyse efendim, Kobi bey abimiz de sahnede göründükten sonra “This is a resistance dispatch, Codeword: Illumination Codeword: Illumination” sesleri ile Barakah parçası çalmaya başladı. Grup her nedense bu şarkıyı yarıda kesti. Hemen ardından yanlış hatırlamıyorsam Simple Man çalmaya başladı. Şimdi hafızamın da azlığına sığınarak tüm setlist’i doğru sırasıyla yazamayacağımı belirtip en azından hatırladığım parçaları yazayım diyorum.

Son albümden All is one, The Simple Man, Brother, Through Fire And Water, Fail, Ya Benaye, Children, Our Own Messiah parçaları;

Or Warrior’dan Sapari, Olat Ha’tamit, Barakah, In Thy Neverending Way

Mabool’dan The Kiss of Babylon, Ocean Land, Birth Of Three, Norra El Norra

El Norra’dan El Meod Nala

Son olarak Sahara’dan Ornaments of Gold parçasının kapanış melodisi.

İşte tam da bu parçaları çaldı adamlar. Şarkılara teker teker yorum yapıp kimseyi sıkmak istemiyorum. Özellikle her parçadan sonra (Polonya konser setlist’ine de önceden baktığım ve Fail parçasını görmediğimden) “Faaiiiiiil” diye bağırıp sanki adamların suratına karşı çaldıklarınız bir boka benzemiyor “Faaaillll” der gibi bağırdım. Ve sonunda beni kıramadıkları, hatta bunu göze alamadıkları için parçayı çalmak zorunda kaldılar. İşin garibi koskoca alanda parçada coşan tek adam ben ve kardeşimdi. Millet sevmedi mi nedir? Yoksa bana mı uyuz oldular bilemedim. Parça gerçekten son albümün en harika parçasıydı ve ben dinlemeden gitmek istemiyordum. İlk defa canlı izlediğim Chen Balbus tüm soloları eksiksize yakın çaldı, fakat aynı yorumu Yossi’nin yerine çalan arkadaş için yazamıycam .Adam gerçekten kal gelmişcesine bir noktaya sabitledi gözleri ve hiç kıpırdamadı. Kobi turnede grip olduğu için brütal hatta clean vokallerde bile tam performans sergileyemedi. Uri zaten benim adamım, en arabesk parçada bile kafa sallamayı ihmal etmedi. Konseri izleyen kalabalık son albümü sevmişe benziyordu. Özellikle Ya Benaye çalsın diye götünü yırtan adamlar gördüm.Düğünde halay ne zaman başlayacak diye bekleyen adamlara benziyolardı.

Velhasıl dostlar, geldik bu güzel konserin sonuna. Konsere dair son sözlerimi yazarken alt grup olan Bilocate ve Klone elemanları neredeyse her parçada sahneye atlayıp kah puşusunu Orphaned Land elemanlarının arkasında dolaştırdı, kah Kobi’yi öptü, kah birlikte şarkı söylediler.Ama Bilocate’in solisti Fail parçasında brutal vokalde çok başarılıydı. Konser bitimi sahnenin önünde takılan Uri, Matan ve Chen ile fotoğraflar çektirdik ve evlere dağıldık.

Bitti işte bitti yalnız bırakın lan beni gidin laaaan.

  Yorum alanı

“ORPHANED LAND – 10 Ekim 2013, Garajistanbul” yazısına 27 yorum var

  1. hundred says:

    Evet sırada Rotting Christ ve Anathema var bekliyoruz AHAHAHAHA

  2. Ext_Aggression says:

    Çevir kazı yanmasın!

  3. Rotten Angel says:

    O zamana kadar yaşarmıyız lan acaba

  4. ManOmeR says:

    Kobi Farhi’den The Pure Path parçasını da söylemesini çok isterdim. Anlayan anladı ;))

  5. Osman says:

    Beyler yeni albüm.

  6. Beleg says:

    Bu adamları bi türlü izleyemedim o kadar gelmelerine rağmen. Umarım Ankara’da denk düşer de giderim, son albümlerinin goygoycusuyum çünkü.

  7. Aklıma gelmişken, neden disciples of the sacred oath’u Türkiye’de çalmamak gibi bi hatada bulunuyolarmış?

  8. kty says:

    İzmir’e gelmiyorlar… Artık hiçbir grup gelmiyor İzmir’e… Yazık!!!

  9. harpy says:

    Ankara iptal gençler

  10. baha says:

    yahu neler oluyor tam da yola çıkacaktım. neden iptal?

  11. baha says:

    ben “brother” dinleyemeyeceğim.:(

  12. ManOmeR says:

    Konser güzeldi, oradaydim ben de lakin bu garajistanbul dedikleri yer tamamen bir fiyaskoydu. düşünsenize bir yerde konser yapılıyor, hemen yan binalarda insanlar evinde oturuyor. tam bir rezillik, malum küçükçiftlik park iptal edilince böyle boktan bir mekan bulunmuş maalesef. bütün bu olumsuzlukları bir kenara atıp güzel taraflara bakacak olursak malum konserin İstanbul’da yapılması hasebiyle muhtelif arap ülkelerinden heavy metalci kardeşlerimiz de oradaydılar. hemen yanımda iki tane suriye’li kardeşimiz vardı, grup suriyeli çocuklar için yazdığı children’ı söylemeden evvel o arkadaşların elindeki suriye bayrağını ben de gururla taşıdım ve kobi’ye doğru elden ele uzattırdım bayrağı…

    Bu güzel oryantal metal şöleni için gruba teşekkürler…

  13. Drapery says:

    Ben de konserde idim. Öncelikle Garaj İstanbul’a biraz giydiresim var. Ara sokaklarda, modern düğün salonu havasında bir mekan. Konser esnasında ölümüne havasız oldu içerisi bir de. Kobi de ‘tur otobüsümüz gibi ya la burası, amma sıcak’ gibisinden bir şey söyledi. Onun haricinde ön gruplardan Klone’ye yetişebildim. Mars’ı kaçırdık fakat amacım ön grup dinlemek değildi, o yüzden rahat idim. Bir kez daha fakat diyerek Klone’nin müziğinin beni etkilediğini, adamları sevdiğimi söylemek istiyorum. Çok hoş oldu. Bilocan’a geldiğimizde ise OL ile sırayla birbirlerinin sahnelerini bastılar. Kardeşiz kardeşiz diyorlar da kardeş kardeşe bunu yapar mı ? Şaka bir yana bir ara sevişecekler zannettim. Zira bir gay evliliğine bile şahit oluyorduk.

    Ayrıca konserde sadece Türkler yoktu. Yanımda bir adet Suriyeli ve bir adet Tunuslu arkadaşla beraber konsere eşlik ettik. Bilocate’in bassçısı da ciddi anlamda çılgın bir herif.

    OL’nin sahnesine geldiğimizde ise Esterabim ile sürprizi yaptılar fakat All Is One’ı Türkçe söylememeleri beni yaraladı. Dansöz falan da tabii ki çıktı All is One’da. Aynı ablamız birkaç defa daha göründü birisi Intro’da olmak üzere.

    http://www.youtube.com/watch?v=_74yDyESQDc&feature=youtu.be

    Hoparlörün dibinde (ciddi anlamda dibinde, drum bass vurunca geriye falan gidiyordum 10 cm) olmamın iğrenç yanı videolarımın ses kalitesi iğrenç, o yüzden elimde düzgün olarak yalnızca intro videosu var. Eğlenceli bir konserdi. Yine gelseler yine gider miyim ? Evet, giderim.

    ManOmeR

    @Drapery, ben de karşıki hoparlörün g.tünün dibindeydim. benim videolar da ekseriyetle patlak vaziyette ama siz yine de yükleyin lütfen. gidemeyen arkadaşlarıma yollamak istiyorum.

    Drapery

    @ManOmeR, The Simple Man’i de ekledim hocam. Bir de diğer uploaderların videolarını da alta ekliyorum. Em Meod Na’ala, Ya Benaye ve Children var şu an.

    ManOmeR

    @Drapery, Çok teşekkürler videoları gördüm. Sesi de o kadar fazla etkilememiş bence, ben şahsen beğendim. Benimkilerden daha belirgin olmuş en azından :D

    Drapery

    @ManOmeR, Rica ederim hocam. Ocean Land’i de ekledim şu anda da Estarabim yükleniyor. Bende de o kadar. Drum Basslardan ağladı ses daha çok zaten. Millet ekledikçe ve ben videoları gördükçe alta linkleri yapıştıracağım zaten Intro videosunun. İyi seyirler arkadaşlara da. :D

  14. baha says:

    “ya benaye” kötü bir şarkı değil ki yazıda bu şarkıyı yeren bir tavır sezdim ayrıca bu grup sahnede çalarken halay çekmeyi beklemekten de daha doğal bir şey olamaz. onlar orada sahnede kıpır kıpır orta doğu oryantal melodileri başarıyla icra edip çalıyor ve siz sahnede onları dream theater ya da nevermore izler gibi ciddiyetle izliyorsunuz kıpırdamıyorsunuz yok böyle bir şey. insanlar böyle melodileri duydu mu heyecanlanır ama bizim dinleyicimiz direkt eleştirme moduna geçiyor.
    ayrıca son zamanlarda bu grubu bambaşka ortamlarda yeren seviyesizce eleştiren tipler görüyorum ve midem bulanıyor. çok mu elitsiniz, gidin sonus umbra dinleyin o zaman. eğer arap ve orta doğu melodileri sizi sıkıyorsa sırf gruba bok atmak amacındaysanız dinlemeyin arkadaşım olsun bitsin.

    ayrıca ya benaye candır.

    Batuhan Bekmen

    @baha, kusura bakma ama o “seviyesiz” olarak nitelendirdiğin şeylerden aşağı kalır bi mesaj değil bu.

    Swedish

    @baha, sanırım biraz önyargı ile okumuşsun kritiği.Son albümü ve özellikle Ya Benaye parçasını çok severim.Sadece ben nasıl fail diye bağırdıysam millette ya benaye için bağırdı ve gerçekten de düğünlerde halay en beklenen olay olduğu için bu duruma benzettim.
    Ayrıca yazıdan kıpırdamadan nevermore dinler gibi dinlediğimi nereden çıkardın onu da anlayamadım.

    bhe

    @baha, adam gruba bok atmak için mükemmel bir konser izlediğini ve çok eğlendiğini hatta “fail” şarkısı için istekte bulunduğunu anlatmış ve kanımca eğlendiğini de gayet anlayabiliyor okuyanlar. ayrıca bırak “bok atanları” onlar da bok atsın, ne önemi var arkadaş? yani bok atanları da anlamak için şunu düşünmek yeterli olabiliyor: türkiye’ de yaşayan ortalama biri muhakkak orta doğu, arabik veya oryantal denilen ezgilere maruz kalmıştır. yani adam bunlardan hışlanmadığı için ve duymak istemediği için metal müzik veya batı müziğini tercih etmiştir ve oryantal ritimler, ezgiler duyduğu anda midesi bulanıyordur. keza orphaned land dinlemekten hoşlanmayıp, bir sürü başka grup dinleyen tanıdıklarımın da ortak görüşü aynı. “bana arabik arabik, oryantal ezgilerle gelmesinler abi, tiksiniyorum” diyerek gayet net olarak belirtiyorlar. yani bu bir moda veya akım değil ki, ben de severek dinliyorum bu adamları ve eğer birisi “bok atıyorsa” yapacak bir şey yok. sevmeyebilir.

    bhe

    @bhe, bu arada cümleye bok atmak için diye başladım ama aslında ” adam gruba bok atmak için mükemmel bir konser izlediğini ve çok eğlendiğini hatta “fail” şarkısı için istekte bulunduğunu anlatmış olabilir mi? kanımca eğlendiğini de okuyanlar gayet iyi anlayabiliyorlar” demek istemiştim. türkçem sıçmış kusura bakmayın.

    Swedish

    @bhe, eyvallah hocam bir an acaba herkes yazıyı yanlış mı anladı diye ciddi ciddi merak ettim.Maalesef forumlarda sağda solda grup ile ilgili epey yorum var,bunlara katılanlara da eyvallah katılmayıp destekleyene de eyvallah.Ben açıkçası her ne kadar death metal dinlesem de aynen senin bahsettiğin gibi Türk olmamdan ve bu coğrafyada bulunmam sebebi ile oryantal ve arabic müziiğin heavy metal ile birleşmesini çok seviyorum.Ama metal müzik dinleyip yok hacım ben sadece old school müzik dinlerim yada bu müziğin içinde oryantal ezgiler duymak istemiyorum bu sebeple de Orphaned Land bana hiç hitap etmiyor diyene de sonuna kadar saygılıyım.
    Fakat bu ne yahu adamlar gerçekten boktan müzik yapıyor yada adamlar her sene ülkemizde konser veriyor diye dalga geçen adama da ayrı gıcığım.Adamlar her sene ülkemizde konser veriyor ve her sene görüyorum ki oraya gelen kalabalık bu grup ile inanılmaz eğleniyor,ben de dahil

  15. Sheva says:

    Mekanın önüne gelince, organizatörden yetkili biri tarafından burada 18 yaş sınırı vardır denmesi de moda oldu. Hiç bir yerde belirtmedikleri gibi pişkin pişkin mekana atıyorlardı suçu. Arkadaşım 16 yaşındaydı bekledik sonuna kadar. Hatta facebook aracılığı ile Kobi’ye de ulaştık, o da uğraştı ama mekanın kuralları epey sertti. OL sahneye çıktığında içeriden hediye edilen tişörtler ile biletlerimizi iade edip geri geldik bizde. Bizimkisi bir şey değil İzmir’den gelip kapı önünde kalan vardı, yazık oldu.

    Korhan Tok

    @Sheva, Fakat baya çirkin bir olaymış, geçmiş olsun.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.