# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
ALEX WEBSTER (CANNIBAL CORPSE)
06.10.2013

“CANNIBAL CORPSE ile yıllardır hiç aksatmadan haftada 4 prova yapıyoruz.”

Merhaba arkadaşlar. Bu hafta metal dünyasının en önemli gruplarından biri olan CANNIBAL CORPSE’un, hem kişiliği, hem de müzisyenliğiyle herkes tarafından saygı gören bas gitaristi Alex Webster’ı konuk ediyoruz. Okuyunca göreceğiniz üzere, bu röportaj bugüne kadarki röportajlarımızdan biraz farklı. Pasifagresif olarak adeta ekmeğimizi taştan çıkardığımız, Robbie Fowler gibi, Mario Jardel gibi fırsatçı bir golcü edasıyla pozisyonları gole çevirdiğimiz bir “röportaj” oldu (aslında bildiğin yancılık yaptık ama çaktırma). Röportajı siteye kazandıran Nazım’ı tekrardan kutluyoruz; özellikle de aldığı birkaç not ile tüm sohbeti komple hatırlayıp röportaja dökebildiği için.

Nazım Kemal ÜRE

Alex Webster birçok death metal basçısı gibi benim de idol olarak kabul ettiğim, partisyonlarını ve tekniklerini öğrenmek için nice uykusuz geceler geçirdiğim, videolarını defalarca kez izlemiş olduğum bir müzisyen. Sadece basçı olarak da değil, yıllardır CANNIBAL CORPSE’un ana müzik ve söz yazarı olması, sahne performansı ve son yıllarda yer aldığı yan projeleri ile (BLOTTED SCIENCE, HATE ETERNAL, CONQUERING DYSTOPIA) sürekli kendisinde söz ettirmiş ve death metal camiasının ikonları arasına girmiş bir adam. Alex’in benim yaşadığım yere çok yakın olan Berklee College of Music’e bir klinik yapmak için geleceğini duyunca önce çok şaşırdım, ardından da heyecandan kendimi kaybettim.

Belki duymuşsunuzdur, Berklee dünyanın en saygın müzik okullarından biridir ve bugüne kadar özellikle caz ve klasik müzik alanında dünyaca ünlü birçok müzisyen yetiştirmiştir. Rock, metal gibi türler ise bu okulda özellikle hocalar arasında pek popüler değildir, hatta burada okuyan arkadaşlardan duyduğum kadarı ile bu tarz müzikleri “çöp” olarak nitelendiren hocalar bile varmış. Yani kısacası bu okulda metal müzik üzerine bir ders bulmanız pek olası değil.

Okulun bas bölümü başkanı Steve Bailey, bunu değiştirmeye karar vermiş ve hem “Metal Bass Lab” adında bir ders açtırmış, hem de dünyaca ünlü metal basçılarını klinik yapmaları için Berklee’ye davet etmeye başlamış. İşte bu klinik serileri geçen ay Dave Ellefson ile başladı, maalesef ben onu kaçırdım. Steve Bailey demişken, kendisinin 6 telli perdesiz bas gitarı ilk meşhur edenlerden olduğunu ve caz aleminin en önemli 2-3 perdesiz basçısından biri sayıldığını da not düşeyim. Kendisinin nasıl aşmış bir insan olduğunu şu videoda izleyebilirsiniz.

Klinikte toplam 30 kişi filandık. Alex geldi ve hepimizin teker teker elini sıktı, kendisinin ilk kez klinik yaptığını ve bundan büyük heyecan duyduğunu söyledi. Bu arada sahneye amfiler ve davul kuruldu ve Steve Bailey, Alex’i tanıtan kısa bir konuşma yaptı. Ardından salondaki herkesi şaşkınlığa uğratan bir olay gerçekleşti ve başka bir konser için o sıralar Berklee’de bulunan Victor Wooten (kim olduğunu anlatmaya gerek duymuyorum, bas gitarla biraz olsun ilgilenmiş olan herkes ismini duymuştur) sahneye çıktı ve Webster, Wooten ve Bailey hep beraber inanılmaz bir doğaçlama performans ortaya koydular. Wooten ve Bailey gibi iki caz üstadını Webster gibi bir death metal ustası ile izlemek herhalde rüyamda görsem inanmayacağım bir olaydı. Ufak bir video kaydettim aşağıda bulabilirsiniz (telefonum çok dandik olduğundan ses ve görüntü kalitesi rezalet ötesi, ama en azından bu efsanevi anın neye benzediğini görmüş olursunuz).

Kliniğin geri kalanı Alex’in Berklee öğrencileri ve tabii ki benim sorduğum soruları cevaplamasıyla geçti. Aşağıda size bu soru-cevap oturumunu röportaj halinde sunuyoruz.

Bas gitara nasıl başladın? İlham kaynakların kimlerdi?

Gençliğimde AC/DC ve ACCEPT hastasıydım ve her iki grupta da en çok ilgimi çeken enstrüman hep bas gitar oldu. Ben de arkadaşlarımla ilk grubum olan BEYOND DEATH’i kurunca bas gitara geçtim. Fakat beni asıl deli gibi çalışmaya iten olay bir IRON MAIDEN konseri oldu. 80′lerin ortasında onları TALAS ile beraber izledim. Billy Sheehan ve Steve Harris gibi iki basçıyı canlı izlemek beni çok derinden etkiledi ve günlerimi saatlerce bas gitar çalarak geçirmeye başladım.

CANNIBAL CORPSE kurulduktan çok kısa bir süre sonra bir plak şirketi ile anlaştı, bu nasıl oldu?

Birazcık planlama, birazcık da şans ile oldu diyebilirim. Bizden önce de benzer konulara değinen ve çok sert müzik yapan gruplar vardı, fakat biz bunu olabildiğince ekstrem boyutlara taşımak istedik. Grubun adını CANNIBAL CORPSE koymamdaki ana sebep de buydu. Bunun dışında o zamanki vokalistimiz Chris’in (Barnes) de vokali gün geçtikçe daha da düşük seslere kaymaya başladı ve Jack (Owen) de bilinçli olarak herhangi bir gama bağlı kalmayan “bozuk” seslerden rifler yazmaya başladı. Bu imaj, vokaller ve müzik bizi o zamanın grupları arasından çok rahat sıyrılmamızı sağladı. Şansımıza bir arkadaşımız Metal Blade’de çalışıyordu ve onun sayesinde kayıtlarımızı şirketten bir iki kişiye ulaştırdık ve gerisi geldi işte.

Metal müziğin ve müzisyenlerin eski ciddiyetini ve ruhunu kaybettiğini düşünüyor musun? Günümüzün grupları sanki bu işi daha ticari emellerle yapıyorlar, metal müzik kendisine has imajını ve tavrını kaybediyor sanki.

Hahaha, hayır kesinlikle böyle düşünmüyorum. Mesela biz de çok korkunç ve şiddet içerikli sözler yazıyoruz ama kendi yaşam tarzımızın ve kişiliklerimizin bununla hiçbir alakası yok. Yani açıkçası kendi konseptimizi ciddiye almıyoruz diyebilirim, ciddiye aldığımız tek şey müziğimiz ve canlı performansımız. Birçok profesyonel grubun da aynı mantıkta olduğunu biliyorum ve açıkçası eskiyi yeniye kıyaslarsak bu açıdan bir fark göremiyorum. Mesela yeni nesil gruplardan THE BLACK DAHLIA MURDER’a bakarsanız sanki işleri güçleri içmek ve parti yapmak olan bir grupmuş gibi görünebilir, ama onların kendi müziklerini ve enstrümanlarını ne kadar ciddiye aldıklarını yakından biliyorum.

Sözleri yazarken nasıl bir yol izliyorsun, nelerden etkileniyorsun?

Sözleri şarkıların beste ve kayıt süreci bittikten sonra yazıyoruz. Ben genelde okuduğum kitaplardan, filmlerden ve televizyon haberlerinden etkileniyorum.

Grubun bütün enstrüman çalan üyeleri şarkı yazım sürecine katkı sağlıyor, bunun nasıl yürüdüğünden bahsedebilir misin?

Eskiden şarkı yazma işi oldukça dağınık şekilde ilerliyordu. Herkes farklı farklı riffler yazıyordu, sonra da bunları birbirine yapıştırmaya çalışıyorduk. Kariyerimizin ilk dönemlerinde bu şekilde çalışıyorduk, fakat daha sonra herkes kendi şarkılarını tek başına yazmaya başladı. Bence bu yöntem çok daha iyi, ortaya çok daha bütünlüklü besteler çıkıyor.

3 ve 4 parmak tekniğin nerdeyse death metal bası için bir standart haline geldi, bu tekniği nasıl geliştirdin?

Öncelikle o konuya bir açıklık getireyim. Ben 4 değil 3 parmakla çalıyorum. Hiçbir zaman 4 parmakla çalmadım. 3 parmağım tellere dokunurken ister istemez serçe parmağımda tele vurmadığı halde hareket ediyor, izleyiciler de bundan dolayı benim 4 parmakla çaldığımı sanabiliyorlar. CANNIBAL CORPSE’un ilk dönemlerinde ben de herkes gibi 2 parmakla çalıyordum, ama tabii ki gitaristler çok hızlı şeyler çaldığında onları takip etmekte zorlanıyordum. Tam o aralar kısa bir süreliğine MALEVOLENT CREATION ve CYNIC ile takılma fırsatı bulduk. Bu süre içinde Tony Choy’un 3, Jason Blachowicz’in ise 4 parmakla çaldığını gördüm ve açıkçası sadece 2 parmakla çalmayı kendime yediremedim! Fakat bu elemanlarla çok fazla teknik konuşma şansım olmadı o yüzden 3 parmak tekniğini onlardan öğrenemedim. Bu tekniği öğrenmem ve geliştirmem aslen şu şekilde oldu: SADUS’u hiç canlı izlememiştim fakat kayıtlarından bas gitarın parmakla çalındığını ve basçının inanılmaz hızlara çıktığını duyabiliyordum. Bu adamla konuşamam lazımdı! Tabii o zamanlar internet filan yok, bir şekilde adamların telefonunu bulup o şekilde iletişime geçtim. Steve DiGiorgio beni tanımadığı halde hiç üşenmeden bana kendi tekniğini anlattı ve ben de o şekilde çalışmaya başladım.

Sağ elinle 16′lık notalarda çıkabildiğin en yüksek hız bpm (dakikada vuruş) cinsinden nedir?

Hmmm güzel soru, sanırım kaydettiğim en hızlı 16′lık nota içeren bas rifi 180 bpm civarında. Özellikle “The Animation of Entomology” de bu tarz hızlı rifler çok var (Alex bu noktada gitarı eline alıp birkaç BLOTTED SCIENCE rifi çaldı). Tapping kullanarak daha yüksek hızlara da çıkabiliyorum.

Her gün ne kadar egzersiz yapıyorsun, CANNIBAL CORPSE ile ne sıklıkta prova yapıyorsunuz?

Açıkçası pek egzersiz yapmıyorum, nedeni de Pat O’Brien, Ron Jarzombek ve Jeff Loomis gibi gitaristler ile çalışıyor olmam. Adamlar o kadar zor rifler yazıyorlar ki zaten onları öğrenmeye çalışırken sürekli kendimi formda tutmuş oluyorum. CANNIBAL CORPSE ile yıllardır hiç aksatmadan haftada 4 prova yapıyoruz. Yazdığımız şarkıları grup halinde icra edebilmek için sürekli formda olmamız gerekiyor, o yüzden grup provalarına çok vakit harcıyoruz. Tek sorunumuz stüdyomuzda klima olmaması, o yüzden provaları sabah çok erken başlayıp öğle olmadan bitiriyoruz.

Seni en çok zorlayan CANNIBAL CORPSE şarkıları hangileri?

Hahaha kesinlikle Pat’in yazdığı şarkılar! Pat gördüğüm en inanılmaz gitaristlerden biri ve gruba girdiğinden beri teknik olarak boyut atladık. Mesela hiç unutmuyorum, “Brain Removal Device“ın en son rifini bana ilk dinlettiğinde benim bunu çalabilmemin imkânı yok diye düşünmüştüm. İşin kötü tarafı, yazdığı rif herhangi bir gama bağlı olmadığı için rifin kök notası da yok, yani gitarı bire bir takip etmek dışında başka bir seçeneğim yok. Nasıl yaptım bilmiyorum ama saatlerce çalıştıktan sonra bu rifi kaydetmeyi başardım. Kayıttan sonra Erik’in (Rutan) yüz ifadesini unutamıyorum! Bana dönüp “bunu kaydettiğimize ve kulağa düzgün geldiğine inanamıyorum” demişti.

BLOTTED SCIENCE’da Ron Jarzombek ile çalışmak nasıl bir tecrübeydi?

İnanılmazdı! Benim için olağanüstü bir öğrenme deneyimi oldu. Bütün EP’yi internet üzerinden birbirimize tablatürler yollayarak besteledik. Aslını söylemek gerekirse bestelerin büyük kısmı Ron’a ait, hatta bazı bas gitar riflerini bile o yazdı. Ron’un inanılmaz bir beste kabiliyeti var, beste yaparken sadece kendi enstrümanı için değil bütün grup için yazıyor. Bir de benim gönderdiğim fikirleri alıp onları geliştirme konusunda çok başarılıydı, ne yapmak istediğimi her zaman çok iyi anladı ve onla çalışmaktan inanılmaz keyif aldım.Hem gitarist hem de bestekâr olarak inanılmaz biri, daha çok insanın onu tanımasını isterdim.

Jeff Loomis ve Keith Merrow ile çalıştığın yeni proje (CONQUERING DYSTOPIA) nasıl gidiyor?

Mükemmel! Jeff en sevdiğim gitaristlerden biri ve onunla çalışma fırsatı bulduğum için çok mutluyum. Alex Rudinger’in davulculuğu da bana büyük bir ilham kaynağı oluyor. Şu ana kadar yapılan bestelerin Keith’in solo albümündeki sound’a yakın olduğunu söyleyebilirim ama biraz daha teknik dozajı artırılmış şekilde tabii. Özellikle aranjmanlarda benim de kendimi gösterebilmem için boşluklar bırakıyorlar, bundan gayet memnunum.

BLOTTED SCIENCE hiç konsere çıkacak mı?

Maalesef yakın gelecekte mümkün gözükmüyor. CONQUERING DYSTOPIA ise kesinlikle albüm çıktıktan sonra konserlere çıkacak.

Metal basçılarının mikste duyulmaması yaygın bir sorun, sen ise tam aksine hem stüdyoda hem konserlerde kendini çok rahat duyurabilmen ile biliniyorsun. Bu konuda zorluk yaşayan basçılara neler önerirsin?

Açıkçası bu sorunun başlıca sebebi basçılar değil, gitaristler. 70′ler ve 80′lerin başlarındaki rock/metal albümlerine bakarsanız bas gitaristlerin duyulma sorunu olmadığını görürsünüz. Fakat yıllar geçtikçe gitaristler daha sert tonlar elde edebilmek için bol bol palm mute yapmaya, akortlarını düşürmeye ve bas frekanslarını açmaya başladılar. Sonuçta çok güçlü gitar tonları elde ettiler ama bu sefer de bu tonlar bas gitarın sesini kapatmaya başladı. Açıkçası gitaristler bu kükreyen ton sevdasından vazgeçmedikçe bas gitar geri planda kalmaya devam edecektir. Benim kendi bulduğum çözümler, bas gitarın tel yüksekliğini olabildiğince düşük tutmak, mid frekansları açmak ve sapa yakın çalıp tellerin klavyeye çarpmasını sağlamak. Böylece yırtıcı ve gitarların arasından fırlayan bir ton elde edebiliyorsunuz.

Metal basçılarının yaşadığı bir başka yaygın sorun, gitarlardan bağımsız çalabilmek. Çoğu basçı gitarın kök notalarını takip etmenin dışına çıkmak istediğinde zorlanıyor, özellikle death ve thrash gibi türlerde. Sen bu tarz bas partisyonlarını nasıl yazıyorsun?

Maalesef çoğu zaman pek bir seçeneğiniz olmuyor, gitarı takip etmek zorundasınız. Fakat daha fazla yaratıcı olmanıza izin veren bazı durumlar da denk gelebiliyor. Mesela benim en çok kullandığım taktiklerden biri, iki gitarist farklı notalar üzerinden ritim attıklarında o iki nota üzerinden melodiler inşa etmek. Mesela gitaristlerden biri Mi notasını diğeri ise Sol notasını tarıyor olsun, ben alıp o iki notadan bir melodi yaratıp gitarların arkasında onu çalıyorum. Fakat maalesef özellikle death metalde %90 gitarlara bağlı kalmak zorundasınız.

Son zamanlarda dinleyip etkilendiğin metal ve diğer türlerden olan albümler ne?

Eğer bas gitar olarak bakacak olursak, OVERKILL’ın son albümlerini çok beğeniyorum. D.D. Verni gibi, çaldığı grubun sounduna direkt etki eden basçıları dinlemeyi çok seviyorum. Metal dışında sıkı bir caz-fusion hayranıyım ve metal dinlemeyeceksem o tarz şeyler dinliyorum.

Soru-cevap kısmı bu kadardı. Ardından fotoğraf çekme ve imza dağıtma işlemleri gerçekleşti ve klinik tamamlanmış oldu. Kendi ekipmanlarını toparlarken ona yardım edip bir yandan kendi yaptığım “Frantic Disembowelment” cover’ını da gösterme fırsatı buldum, sağ olsun bütün videoyu izledi ve yorum yaptı. Daha sonra Berklee öğrencilerine vereceği özel ders için oradan ayrıldı.

Şunu söyleyerek yazıyı bitirmek istiyorum, Alex kesinlikle bugüne kadar gördüğüm en arkadaş canlısı ve sempatik insanlardan biriydi. İnsanın kendine müzikal olarak örnek aldığı insanların kişilik olarak da harika çıkması süper bir duyguymuş, sayesinde yaşamış olduk.

Sorular
Nazım Kemal Üre ve Berklee College of Music Bas Bölümü öğrencileri
Kliniğin Ardından Tüm Bu Soruları ve Cevaplarını Hatırlayarak Röportaja Döken
Nazım Kemal Üre

etiketler:
  Yorum alanı

“ALEX WEBSTER (CANNIBAL CORPSE)” yazısına 28 yorum var

  1. Görkem Şahin says:

    Çok güzel röportaj ve Alex gerçekten dört dörtlük bir adam…

  2. Morbid says:

    Yoğun bi’ emek kokusu geliyo röportajdan, aşırı sağlam olmuş. Umarım basçım Oğuz da sömürmüştür bu satırları..

  3. serdar91 says:

    röportaj için kemal abiye teşekkür etmek lazım. bomba bir röportaj olmuş.

  4. Fakat şu Webster, Wooten, Bailey doğaçlama videosu hakikaten ender görülen bir doğa olayı.

  5. Oblgoth says:

    Kemal Nazım Üre klübe bonservisi elinde maliyetsiz transfer olmuş, genç, sağlıklı, kanatlarda yardıran, barca’da oynasa sırıtmaz nitelikte futbolcular gibi. Eline sağlık abi teşekkür ederz. PA Spor yöneticilerini de tebrik ederiz.

    Sitece para toplayıp Boston muhabirimize sağlam taşşaklı bi telefon alalım da bir daha Webster, Wooten ve Bailey gibi adamların doğaçlama takılması gibi olayları 1080p seyredelim.

    Alex Webster <3

  6. Koray says:

    Bu hafta da PA yine liderliğini sürdürüyor.
    Ellerinize emeğinize sağlık abilerim.

  7. baha says:

    ne saygı duyulası bir müzisyendir. röportaj için teşekkürler. o üçlü video gerçekten de çok değerli. ayrıca d.d. verni’nin ismini söylemesi bile tüylerimi diken diken etti. muhteşem alex webster.

  8. “CANNIBAL CORPSE ile yıllardır hiç aksatmadan haftada 4 prova yapıyoruz.”

    “Cannibal Corpse nasıl Cannibal Corpse oldu?” sorusunun cevabı adeta.

    Jester

    @Ahmet Saraçoğlu, Benim de en çok şaşırdığım cümle en çok o oldu. Yıllarca aynı rutinde ve aynı müzikte çalışmak cidden odunu bile geliştirebilirken Paul Mazurkiewicz nasıl hala BÖYLE aklım almadı ya ahaha. Gerçi şaka bir yana ne azimmiş lan, aynı şarkıların provalarına her gün çalışmak bence bir müzisyenin yapacağı en zor işlerden biri gibi duruyor.

    Ahmet Saraçoğlu

    @Jester, prova denilen şey zamanla çok monoton hale gelebiliyor cidden. İnsan ister istemez “ya zaten çalıyoruz işte ne diye kasıyoruz” diye boşlayabiliyor kendi şarkılarını. Hele ki CC gibi sürekli turlayan, her açıdan aktif bir grubun zaten yılın yarısından fazlasında her gece çaldığı şarkıları bir de provada çalabilecek profesyonelliğe ve sabıra sahip olması takdire şayan.

  9. Exorsexist says:

    Adam her şeyiyle takdirlik. Herifin amerikan aksanına hastayım ben yıllardır. Nba spikerleri gibi konuşuyor lan. Dolu dolu.

  10. Beleg says:

    1-Victor Wooten’ı görmek
    2-Steve Bailey’i görmek
    3-Alex Webster’ı görmek
    4-Bunların hepsini 2 metre ötede doğaçlama çalarken izlemek
    Pasifagresif bana rüyalarımı okutmaya devam ediyor. Şu hayatta “öldü ölecek, böbreğin lazım” deseler düşünmeden vereceğim ender insanlardan biri Victor Wooten. Steve Bailey’in ilham verdiği bir “tür” var ortada ve bu adamı elinde bas gitarla görmek bile bas gitar çalmayan birini bas gitara başlatır, o derece kendine has bi adam. Alex Webster ise benim Digiorgio’yla beraber “guitar hero”larımdan.
    Sitede Alex Webster ismini gördüğümde bile “abi nooooolur Kemal yazmış olsun lan noooooolur” dedim içimden e-mail sanmama rağmen ama bu cidden baya manyak oldu. En hızlı okuduğum yazılardan biri oldu ve her yazının altına döşediğim üzere buraya da kilometrelerce paragraflar yazmak istiyorum ama ALEX WEBSTER’LA FOTOĞRAF ÇEKTİRİP MUHABBET ETMEK karşısında kelimelerimin tükendiğini harbi harbi hissediyorum. Şu yaşadığın olayı yaşamak için gözden çıkaracağım o kadar çok şey var ki. Abi ne diyim, dönme Türkiye’ye. Şu tarz olayları senin aracılığınla okumak o kadar büyük bir keyif ki benim için, adına ne kadar çok sevindim bilemezsin.
    Bu arada hiçbir egzersiz, şarkı, teknik çalışması vs. bir basçıyı Victor Wooten, Steve Bailey ve Alex Webster’ı canlı izlemek kadar geliştiremez bence. Gerçek anlamıyla efsane bir olay.

  11. Baybora says:

    Ne diyeceğimi bilemedim. Wooten,Bailey,Webster gibi bir üçlüden bahsedilmiş olması mı,bunun videosuna kadar olması mı,hangi birine oha diyeyim. Görülebilecek en müthiş olaylardan birine tanıklık etmişsin abi,bize de aktardığın için teşekkürler.

  12. Kemal says:

    Cok saolun arkadaslar, benim icin de cok efsanevi bir andi hayatim boyunca unutmayacagim bir gun oldu. Wooten, Bailey, Webster olayinda kafayi siyirdim hakkaten, keske daha kaliteli bir video cekebilseydim ama hazirliksiz yakalandim napalim.

    Alex olaganustu bir insan gercekten, ben bu kadar unlu olup ta bu kadar mutevazi olan bir muzisyen daha tanimadim. Klinige katilan herkesle oturup teker teker sohbet etti ve resim cektirdi. Yasadigim heyecani ve mutlulugu siz PA okurlari ile paylasabildigim icin de cok memnunum, sagolun.

  13. Jester says:

    Mükemmel röportaj olmuş ya, adam death metal’in en büyük ikonlarından biri olmasına rağmen “beni bu gitaristler geliştirdi, şunun tekniğini gördüm de etkilendim” falan diyor resmen, mütevazılığa bak lan. Ayrıca Kemal, umarım hayatının geri kalanını BAYBURT’ta geçirirsin, anca o şekilde kıskançlığım geçer ahaha.

  14. 3′ünün olduğu videoda Steve Bailey:

    00:35: Kendi bölümümü çalıyorum evet, tatlı tatlı…
    00:40: Hmm hmm hmmmm…
    00:44: WTF?
    00:47: (Alex’e) Olm lan?

  15. wılwıl says:

    “Tek sorunumuz stüdyomuzda klima olmaması”

    Bu ne demek lan, para toplayıp biz alalım

  16. Çok süper sorular, çok süper röportaj. Eline sağlık Nazım. Brain Removal Device’ın en sevdiğim CC şarkılarından biri olması da sağlıklı bir nedene bağlandı böylelikle hahah.

    Kemal

    @Batuhan Bekmen, abi eyvallah cok saol! Brain Removal Device aynen ya, siradaki cover belli oldu :P

  17. Şuradaki röportajında hiç gitar çalamadığını söylüyor. 1 haftadır gitar çalan biri bile benden iyi çalabilir diyor. İlginç. Bas gitarı hiç penayla çalmamış oluşundan olabilir belki.

    http://www.youtube.com/watch?v=K3tTp7tgAbI

    Görkem Şahin

    @Ahmet Saraçoğlu, evet şimdi izledim, gerçekten şaşırtıcı bir durum. Bir de besteleri doğrudan bas gitarla yapıyor olması da ilginç.

    OralFistFuck

    @Ahmet Saraçoğlu, ne düşünsem bilmiyorum,mükemmel bir basçı ve bayılıyorum ama niye steve digiorgiodan alıştırma ister ki,niye kendi alıştırmasını geliştirmemiş

  18. Ufuk Sönmez says:

    Abi steve bailey nası bi insan öyle, klavyede sol elinin baş parmağını kullanıyo adam ya, ayrıca “ciuvv” “ciuvv” gibi slide seslere de hasta oldum. Eline sağlık kemal, herşey için sağol. Senin için de 10 numara bi deneyim olmuştur bu. Alex’i de şu conquering dystopia albümü çıksın da, loomis ve keith’le beraber gelsinler konserde görek, süper olur.

    Kemal

    @Ufuk Sönmez, abi evet dedigim gibi caz dunyasinin sayili bascilarindan, o kadar temiz ve hizli perdesiz calabilen cok az insan var dunyada. Bi arada Berklee de odasina gidip uzun uzun sohbet etmek istiyorum onla da

  19. Kemal says:

    Meraklisina ayni gunden bi kac fotograf daha,

    Ben ve Steve Bailey,

    https://scontent-a.xx.fbcdn.net/hphotos-prn2/1375937_10151985744774363_1383869372_n.jpg

    Alex’in signature Spector basi,

    https://scontent-b.xx.fbcdn.net/hphotos-frc1/45571_10151985736059363_892396980_n.jpg

    Ben ve Alex, elimde onun signature basi,

    https://fbcdn-sphotos-e-a.akamaihd.net/hphotos-ak-ash3/q71/s720x720/1380181_10151985736089363_520933603_n.jpg

    Alex ve Victor,

    https://scontent-b.xx.fbcdn.net/hphotos-ash4/q77/s720x720/1378217_10151985736344363_1190310721_n.jpg

    Alex’in imzaladigi Extreme Metal Bass kitabi,

    https://scontent-a.xx.fbcdn.net/hphotos-prn2/q84/s720x720/1377965_10151985736624363_1804407345_n.jpg

    2

    @Kemal, ilk fotoğrafta steve bailey’nin surat ifadesi <3
    kıskançlıktan çatladık tabi.bir basçı için bundan daha güzel kaç gün olabilir acaba

    Kemal

    @2, aynen evet o uc adamin da ayri ayri hastasiyim, benim icin unutulmaz bir gundu. Bu arada Bailey de asiri sicakkanli ve esprili bir adam, kirdi gecirdi herkesi klinikte

  20. Biraz daha düzgün bir sesli video da koymuş birisi.

    http://www.youtube.com/watch?v=nA_4Wzjo7fg

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.