# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
THE BLACK DAHLIA MURDER, ABORTED, REVOCATION – 28 Eylül 2013, Sticky Fingers, Göteborg, İsveç
| 30.09.2013

Heartburn.

Ömer Kuş

Bir konser yazısından daha merhabalar arkadaşlar. Baya dolu bir yazı olacağını düşündüğümden giriş kısmını hemen geçerek Cuma akşamına gidelim.

“Bir dakika, konser Cumartesi değil miydi? Niye Cuma akşamına gidiyoruz lan?” dediğinizi duyar gibiyim. Cuma akşamı da pek alışık olmadığım bir konser tecrübesi yaşadım ondan bir iki cümleyle bahsedeyim dedim. Evinde kaldığım kişinin teklifiyle A PLACE TO BURY STRANGERS isimli daha önce adını duymadığım bir noise rock, post punk, shoegaze kafalarında müzik yapan bir grubun konserine gittim. Öğrendiğim kadarıyla aslında gayet ünlülermiş bu arkadaşlar. Neyse, bayağı ilginç bir konser deneyimi oldu. Çok artistikti elemanların performansı. Hepsi olayı yaşıyordu adeta. Gitarist arkadaş gitarı sahneye vurdu kaç kere, tellerin hepsini kopardı falan, karanlık olan mekanda bir yanıp bir sönen kocaman floresan lambayı sahnenin ortasında koydu vs. Müzikten aşırı hoşlanmasam da değişik bir tecrübe oldu.

Neyse onu da geçelim ve cumartesiye gidelim. Asıl olayın kopacağı güne yani. Konserden önce mekanın çok yakınlarında bulunan ve IN FLAMES elemanlarının sahibi olduğu 2112 isimli restorant/bara gittim belki IN FLAMES elemanlarından birini görürüm umuduyla. Ama onlar yerine THE BLACK DAHLIA MURDER (TBDM) elemanlarını demlenirken buldum. Burada bir süre vakit geçirdikten sonra konser mekanının yolunu tuttum.

İçeri girdiğimde yine ben diyeyim YTÜ Makine Mühendisliği, siz diyin Göteborg askerlik şubesi gibi seyirci kitlesi karşıladı beni. Cuma günkü konser kitlesinden sonra hüzünlenmeden edemedim. Ortalıkta dolanan REVOCATION basçısını görünce ise silkinip kendime geldim tabii ve bir anda kendimi “METAAAAL” diye bağırırken buldum. Basçıya gidip hiç abartmadan konsere kendileri için geldiğimi söyledim, çok sevindi, elimi sıktı tanıştık konuştuk biraz. Yine burada öğrendim ki REVOCATION açılış grubuymuş ve sadece yarım saat çalacaklarmış. “Kısa ama çok güzel olacak” dedi.

REVOCATION

Tam denilen saatte REVOCATION sahneye çıktı. Beni bilen bilir, son zamanlarda çıkan gruplar arasında en sevdiğim, deli gibi dinlediğim ve hiç kötü işleri olmadığını düşündüğüm bir gruptur REVOCATION.

David Davidson ve diğerlerini üç metre ötemde görünce baya bir coştum tabii ki.

Ama abartmıyorum grubu aktif olarak izleyen 5-10 kişi falandık. Diğerleri barda orada burada takılıp uzaktan izliyordu. Ben ve iki kişi en öndeydik ve büyük ihtimalle konserdeki en büyük REVOCATION fanı bendim. Grup pek aralarda konuşmaya fırsat bulamadan yardırdı. Söylemeye gerek bile yok ama her eleman enstrümanında ne kadar usta olduğunu gösterdi. Ses açısından da problem yoktu. Biraz garip bir setlist seçimi olduğunu düşündüm ama ne yapalım, ilk REVOCATION konserinde şikayet etmemek lazım. Deli gibi kafa sallayıp eğlendim. Gerçekten de kısa ama çok güzel oldu.

Konserin sonuna doğru David penayı en önden izleyen biz üç kişinin ortasına attı. Konserden sonra üçümüz bir 5 dakika arayıp bulamadık penayı ve “hay şansımı zikeyim” diyerek kaderime razı oldum. Ama yaklaşık bir saat sonra, ABORTED konserinin sonlarına doğru o yanımdaki eleman beni buldu ve “Pena cebime düşmüş” deyip bana uzattı sırıtarak. “Bir dakika yani bana mı veriyorsun lan?” dedim inanamayarak, evet dedi, bayağı teşekkür ettim ve “bıradırhud of metal!!11 İşte sahalarda görmek istediğimiz hareketler!” diyerek sırıtmaya devam ettim. Benim daha çok hak ettiğimi düşündü herhalde ahah. Böylece en sevdiğim gitaristlerden birinin penasına sahip oldum. Şimdi tek yapmam gereken gitar çalmayı öğrenmek.

Daha sonra o gitaristin yanına gidip konuşup fotoğraf da çektirdim, o da ekstra oldu.

Setlist:

1. The Hive
2. Maniacally Unleashed
3. Invidious
4. Teratogenesis
5. Dismantle the Dictator
6. No Funeral

ABORTED

ABORTED pek dinlediğim bir grup değil ama onlar sahneye çıktığı zaman seyirci sayısı gözle görülür şekilde artmıştı ve millet hareketlenmeye başlamıştı.

Grubun vokalisti de şarkı aralarında konuşup, espri yapıp seyirciyi daha da gaza getirmeyi bildi. Wall of death yaptırdı, mosh pit yaptırdı falan. Grubun albümlerine hiç hakim olmadığım için setlist hakkında bir fikrim yok ama performanslarını beğendiğimi söyleyebilirim kesinlikle.

Benim için REVOCATION’dan sonra çok da etkileyici gelmedi tabii ki. Ama seyircinin çoğunluğunun benle aynı fikirde olmadığına eminim. Zaten REVOCATION konserinden sonra artık benim için en eğlenceli kısmın geride kaldığını düşünüyordum. Öyle büyük bir yanılgı içindeydim ki…

THE BLACK DAHLIA MURDER

THE BLACK DAHLIA MURDER, son albümleri “Everblack” ile doğru düzgün dinlemeye başladığım, öncesinde birkaç şarkıdan daha fazlasını dinlememiş olduğum bir gruptu. “Everblack”in baya baya hastası oldum ve eski albümleri de dinlemeye başladım konserden kısa süre önce. Bu kadar uzun süredir nasıl olup da gözden kaçırdığım bir muamma gerçekten. Ama yine de eğer REVOCATION olmasaydı bu konsere gitmezdim büyük ihtimalle.

Grup son albümün açılış şarkısı olan In Hell is Where She Waits For Me ile girişi yaptı. Şarkının hızlandığı andan itibaren deli bir performansın bizi beklediğini yavaş yavaş anlamaya başladım. Öncelikle belirtmek gereken birşey var: Sanırım Ahmet’in de Everblack yazısında bahsettiği gibi bu adamlar inanılmaz eğlenceli. Özellikle vokalist Trevor süper biri, kankam olmasını isteyeceğim bir adam resmen. Sahnede öyle kasıntısız bir şekilde iyi vakit geçiriyor ki, o pozitif enerjiden etkilenmeyip konserin içine girmemek mümkün değil.

Bir oraya bir buraya koşturuyor, sık sık gelip seyircilerin elini sıkıyor, bu sırada hiç sektirmeden hayvan gibi vokal yapıyor, bir metal grubu üyesinden beklenmeyecek rahatlıkta ve komiklikte hareketler yapıyor (kollarını müziğin ritmine uygun bir şekilde tavuk gibi çırparak yürümesi ve komik bir surat ifadesi takınması bunlardan yalnızca biri) ve bunların hepsi acayip doğal gözüküyor. Tişörtünü çıkarıp “hafif” kilolu vücudu ve göbeğinin üzerindeki kocaman Heartburn dövmesiyle genç kızların da aklını almayı ihmal etmedi. Tam şimdi aklıma geldi, Jack Black’i hatırlatıyor bana biraz. Neyse, gerçekten süper bir performansı var sahnede, aynen böyle devam etsin.

İşte bu müthiş enerjili vokalistin üstüne bir de hayvan gibi tepişmeye müsait TBDM müziği eklenince son zamanlarda en çok eğlendiğim konserlerden birini yaşadım ve 5 kişiyle izlediğim REVOCATION performansı bunun gölgesinde kaldı maalesef. Konser boyunca deli gibi mosh pit, circle pit, hoplayıp zıplama aktiviteleri yapıldı ama Trevor pek tatmin olmamış olacak ki “Siz İskandinavlar pek crowd surfing yapmıyorsunuz herhalde değil mi?” demesinden sonra İskandinavlar durur mu, yapıştırdılar cevabı her saniye crowd surf yaparak. En son ben de yapacağım ulan deyip gaza gelmeme rağmen beni sahneye çıkarmaya çalışan elemanın gücünün yetmemesiyle (ağır da değilim anasını satayım) hevesim kursağımda kaldı ama bir dahakine artık.

Konser sırasında her tarafıma darbe yemiş olmama rağmen ertesi güne kadar pek bir şey hissetmedim ve bence bu konserin ne kadar “yoğun” geçtiğine işarettir. Grup neredeyse her döneminden ortaya karışık bir setlist koyarak gayet uzun ve tatmin edici, ama bittiğinde “hayııır, daha bitmesin” dedirten gerçekten hayvani bir performans ortaya koydu. Konserden önce TBDM seviyordum ama artık fan oldum diyebilirim sanırım. Tam emin olmamakla birlikte büyük çoğunluğu doğru olduğunu tahmin ettiğim şu setlistle çaldı grup:

1. In Hell Is Where She Waits for Me
2. Goat of Departure
3. Everything Went Black
4. On Stirring Seas of Salted Blood
5. Statutory Ape
6. Every Rope a Noose
7. Phantom Limb Masturbation
8. Moonlight Equilibrium
9. Funeral Thirst
10. Closed Casket Requiem
11. Raped in Hatred by Vines of Thorn
12. Into the Everblack
13. Necropolis
14. Deathmask Divine
15. I Will Return
16. Map of Scars

Böylece mükemmel bir konserin sonuna daha gelmiş bulundum. Yazıyı bir büyüğümüzün sözüyle bitireyim:

“THE BLACK DAHLIA MURDER Çin’de de olsa gidip izleyiniz.”

Bundan sonra böyle hakikaten.

  Yorum alanı

“THE BLACK DAHLIA MURDER, ABORTED, REVOCATION – 28 Eylül 2013, Sticky Fingers, Göteborg, İsveç” yazısına 16 yorum var

  1. Abi naptın sen ya :) Böyle bir konseri Türkiye’de görmek hayal sanırım..

  2. progressive says:

    Aynen Türkiye için hayal.Çok güzel olmuş yazı eline sağlık çok kıskandım :(

  3. Yine çok güzel yazı olmuş abi eline sağlık. Münih’e de geliyorlar Cuma günü ama bir yandan Oktoberfest bir yandan da bir gün öncesinde The Dillinger Escape Plan olunca tercihimi onlardan yana kullanıp bunu pas geçmeye karar verdim Perşembe’yi bekliyorum, pişman olmam umarım :)

  4. DrAQA says:

    Yazı da konser de süpermiş. Türkiye’de hayal bile değil, o kadar uzak geliyor bana şahsen. Bu ülkeye Big Four kırk defa daha gelir ama TBDM, Revocation falan gelmez işte.

    Ayrıca David’le olan fotoda sanki sen ünlüsün de eleman seninle foto çekilmek istemiş gibi :D

    Ömer Kus

    @DrAQA, haha simdi sen deyince baktim, hakikaten öyle duruyor. Zaten öyleydi tabii… geldi “Pasifagresif?!!! Bi foto cekilelim abi lutfen, valla birakmam” dedi. Ayipsin Dave, lafi mi olur dedim.

  5. Ömer Kuş says:

    Yorumlar için teşekkürler arkadaşlar :)

    Bircan, olm, bak süperdi diyorum sdf. Seni de anlıyorum gerçi TDEP de hayvan gibi olacaktır büyük ihtimalle. Zevk meselesi tabi, ben TDEP pek dinlemediğim için bu konseri tercih ederdim.

    Neyse umarım pişman olmazsın ve biz de bu vesileyle değişik bir konser kritiği okuruz :)

  6. Jester says:

    Abi RIITIIR tişörtü de mi İsveç’ten? Hastası oldum ya.

    Ayrıca Revocation’ın hep sevmediğim albümlerden çalmışlar, ama orada olsam kesin hayatımın anı olurdu o ayrı.

    Ömer Kus

    @Jester, yok, internetten Enslaved’in merch sitesinden aldim. Omerch idi herhalde, Opeth’in falan da kullandigi. Bence de mukemmel bi dizayni var evet, cok seviyorum :)

    Teratogenesis’ten iki tane sarki calmalari biraz garibime gitti benim de. Zaten alti sarki var topu topu. Dismantle the Dictator da calmasalardi artik tokatlardim David’i orada.

    Ertuğrul Bircan Çopur

    @Ömer Kus, Tişörtüne çok gıcık oldum ya, söylemeyi unutmuşum bak. Aynısından ben de sipariş vermiştim, iki hafta ses seda çıkmayınca mail attım, ‘Ya onun L’si kalmamış, biz de haber vermeyi unutmuşuz, başka bir şey seçseniz ehe mehe’ dediler, diğer yuvarlak tasarımlıyı almak zorunda kaldım. Sendeki bildiğin şahane gerçekten.

    Ömer Kuş

    @Ertuğrul Bircan Çopur, hadi ya, baya şanssızlık olmuş seninki :) o tişört de güzel tabii, ben bu ikisi arasında kısa bir tereddüt yaşadıktan sonra seçtim. Neyse ileride bi Enslaved konserine beraber gidersek pişti olmayız en azından sdfs.

    Ertuğrul Bircan Çopur

    @Ömer Kuş, Eheh aynen abi. Güle güle giy GÖZÜMÜZ KALMADI YANİ sdf. Yalnız beraber konsere gidersek falan dedin de, öyle bir konser olsa ki şöyle ortada buluşup gitsek hakikaten. Hangi grup gelse böyle bir şey yaparız bilemedim ama olsa işte ehah.

    Ömer Kuş

    @Ertuğrul Bircan Çopur, konser olur mu bilemem de, festival olabilir lan aslında. Ben seneye bir iki festivale gitmeyi planlıyorum (Slovenya’daki Metaldays belki), sen de buralarda olursan ve gitmeyi düşünürsen, mikemmel olabilir.

  7. Baybora says:

    Abi sırf In Hell Is Where She Waits for Me’deki ”patlama” kısmını yaşamak için neler vermezdim ya,inanılmaz gazdır cidden. Setlist de müthiş. Revocation’ı az çok,Aborted’ı hiç dinlemem ama TBDM canlı izlemesi en güzel gruplardan olsa gerek. Her albümlerinde illa ki en az 1-2 delisi olduğum parça oluyordu,ama Everblack’le baya dağıttılar ortalığı. Yılın albümü dense sırıtmaz,setlist’te ona ağırlık verilmesi de yerinde ve hoş olmuş. Teşekkürler yazı için.

    Ömer Kus

    @Baybora, tam konser grubu hakikaten. Inanilmaz bi enerjileri var. Bir daha yakinima gelirlerse yine affetmem kesin. Aynisini herkese de tavsiye ediyorum tekrardan.

    Everblack de fena evet.

  8. atoutlemonde says:

    Revocation’daki 6. kişi olmayı çok isterdim. TBDM konusunda da konserden önce hissetiklerinle paralelim. İyi bir fanı olmam için konserlerine gitmem gerekcek sanırım.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.