# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
BORN OF OSIRIS – Tomorrow We Die ∆live
| 11.09.2013

Grubun en melodik işi bizi bekler.

Mehmet Ali ÖZCAN

Öncelikle merhaba arkadaşlar. Senelerdir PasifAgresif okumama, bir kritik yazma düşüncemin olmasına rağmen üşengeçliğimden bunu hep erteledim. İlk kritiğimi yazmaya Children Of Bodom’un “Halo of Blood” albümünden sonra karar verdim ama sonra bir baktım takvimime, işaretli albümlerde sırada “Tomorrow We Die ∆live” var, kendi kendime “Memcoş boşver ciciş, deli fişekler albüm çıkartıyor, bu özel an onlara ait olmalı” gazı da verdim, böylece albümün çıkacağı günü beklemeye başladım. Neyse çok sulandırmadan kritiğe geçelim, boku çıkacak yoksa.

İlk olarak biraz Born Of Osiris’in müziğinden bahsetmek istiyorum. Sitede bu grupla ilgili 3 kritik olmasına rağmen yazılar içerisinde çok iyi ifade edildiğini düşünmediğim bir tarzları var bu adamların. Bana sorarsanız grup tam olarak son “The Discovery” albümünde en iyi ve en olgun halini buldu. Ve bu “The Discovery” albümünde hakim olan hava, hem atmosferik, hem de melodik olarak çok güzel ifade edilmişti. Bu albümü bu kadar beklememin sebebi de “The Discovery” albümüdür. Ayrıca sonunda “core” olan hiçbir şeyi dinlemem ben diyen ağır abi metalcilerimize de kapak niteliğindedir. Bu albümü de beklerken “The Discovery” yolunda ilerleyecek bir albüm bekliyordum aslında, ilk single Machine düşüncelerimi destekler biçimdeydi. Fakat ikinci yayınlanan şarkı Divergency ile birlikte melodikliğin ağır basacağını düşünmeye başladım diyebilirim. Ve öyle de oldu. Yeni albümünde Born Of Osiris tamamen kimlik değiştirmiş. Albümü hayal kırıklığı yaşamadan dinlemek isteyen Born Of Osiris severler, önceki albümdeki o manyak işi soloları beklemeyin bu albümden. Solo gibi rifler hâlâ duruyor ama, rahat olun. Ve işi güzelleştiren kısım da elektronik ögelerin bütün enstrümanlarla uyumlu gitmesi oluyor. Neyse formülize edilmiş yoldan, şarkı şarkı albümü değerlendirmeye başlıyorum, haydi hayırlısı… İlk başta enstrümantal olarak ele alacağım şarkıları,sonra da vokal ve gitar,davul,bas tonlarıdır,prodiksiyondur diye yardıreceğiz.

İlk şarkı M∆chine normal ve klasik Born Of Osiris tarzında bir deathcore şarkısı. Elektronik öğelerin eşliğinde güzel bir sweep bölümü eşlik ediyor şarkının geneline. Ama şarkının en öne çıkan ögeleri davullar oluyor. Aksak ritimli gitarla birlikte şenlik yaşatıyor kafanızın içerisinde dinlerken.

İkinci şarkı Divergency djent’e kayıyormuş gibi geldi bana. Zaten “The Discovery” ile birlikte gitar tonu djent’e kayan Born Of Osiris, kullandığı ritim kalıplarında da bu tarzı müziğine başarılı bir şekilde yerleştirmiş. Davullar ise ritim gitar ile paralel gidiyor diyebilirim. Bu aslında kontrol edilmediği zaman kirlilik yaratan bi seçim oluyor bana göre, Born Of Osiris işi yine gitarın devrede olmadığı bölümlerde olan davul ataklarıyla kotarmış, çok da iyi yapmış.

Üçüncü şarkı Mindful elektronik öğelerin öne çıktığı bir şarkı olmuş; ne gitarları, ne davulları, ne basları, ne de vokalin çeşitliliğini sevdim diyebilirim,çünkü türünün dışına başarı bir şekilde çıkamayan sınırlı Born Of Osiris şarkılarından. Bence albümün gereksiz parçalarından deyip, nazar boncuğu ilan ediyorum bu şarkıyı.

Dördüncü şarkı Exhil∆r∆te ile birlikte albümün en güzel bölümüne giriş yapıyoruz. Yavaş yavaş melodikleşmeye başladığını hissettiğiniz albümü bir süre sonra sadece burdan başlayıp dinleyebilirsiniz, çünkü bundan önceki 3 şarkıdan 2’si, kötü şarkılar olmamalarına rağmen albümün geri kalanıyla boy ölçüşebilecek kadar iyi değiller. Yavaş yavaş sıklaşmaya başlayan melodik öğeler, önceki şarkılara istinaden hakimiyetin davullardan gitarlara geçtiği bölümler başladıkça havaya da girmeye başlıyorsunuz. Bundan sonraki kısmı bir bütün olarak değerlendirmek istiyorum çünkü albümün gerisini sanki tek eksiksiz ve mükemmel bir şarkıymış gibi dinleyebiliyorsunuz. Albümde resmen aşık olduğum sololar olmamasına rağmen rif konusunda ciddi gelişme kaydetmiş Born Of Osiris. Gerçekten neyin geleceğini takip edemiyorsunuz ve işler melodik death metal dinlerken deathcore’a geçmişsiniz gibi sarpasarıveriyor bir andave tüm bu karışıklık, elektronik ögelerin bolluğu ile birlikte kulağa çok hoş geliyor. En iyi ve keskin örnek olarak The Origin şarkısını örnek verebilirim. Gayet melodik giden şarkı birden sertleşiyor, ritmik, kafa sallamanıza neden olacak bir oluşum içerisine giriyor. Suratınız çalan müziğin melodisiyle gevşerken birden nefret kusan rifler tokat gibi suratınıza iniyor. Ve o an adamların vermeye çalıştığı atmosferin içerisine giriyorsunuz.

Albümün bir başka hoşuma giden yönü de bu geçişlerin çok güzel ve yerinde yerleştirilmesi olmuş. Diğerini özlediğiniz anda bu geçişleri yaşıyorsunuz ve o anın sizde yaşattığı haz bir başka oluyor. Tahmin edilebilirlik ve “şurada şu olsa fena olmazmış = 0″ olduğundan, hoş ve güzel bir albüm olmuş genel olarak.

Prodüksiyon bakımından mükemmel olan albümde, her şeyin tonları yerli yerinde ve güzel. Miksaj bakımından oldukça iyi bir iş çıkartıldığını düşünüyorum, çünkü bu sayede, bu kadar hareketli, sert ve teknik olan bu müziğin herhangi bir dinleyici tarafından rahatlıkla dinlenip yorumlanabilmesi olası hale geliyor. Vokaller ise en güzel halini bulmuş diyebilirim, çünkü şarkıları dinlerken eski albümlerde olduğu gibi gitarların ve davulların temposunu takip etmiyorsunuz. Şarkı yapılarında önemli bir rol oynayan vokaller, bazılarında işi iyice abartıyor, hakimiyeti diktatörlük seviyesinde ele alıyor adeta (bkz. Divergency).

Gitarlar hakkında görüşümü daha önce de belli ettiğim gibi, solo olarak çok bir şey yok albümde, ama rifler gayet güzel olmuş. Özellikle Im∆gin∆ry Condition şarkısı çalınması ve dinlenmesi çok zevkli bir şarkı olmuş. Ben bir gitarist olarak “The Discovery” albümünde ne varsa eksiksiz çalmaya ve öğrenmeye yemin etmiş, 2 senelik gitar hayatının yarısını bu albüme heba etmiş, her gün nereden baksanız ortalama 5 saat gitar çalışan ve geçtiğimiz iki sene neredeyse sınıfta kalacak olan ben, tüm albümü eksiksiz ve hatasız baştan sona ilk defa geçen ay çalabildim. Fakat bu şarkıların hiçbirini çalarken Im∆gin∆ry Condition şarkısını çalarken aldığım zevki almadım, alamadım. Rif geçişlerinde, hem dinlerken, hem çalarken, allaha tekme atan ninja gibi hiyaaaaayt diye bağırıp gitarımı parçalayasım geliyor. Her neyse bas işçiliği ve davul işçiliği hakkında pek bir şey söyleyemeyeceğim, çünkü enstrümantal bilgim sadece gitarları bu şekilde ele almama izin veriyor. Yine de davulları zaten yukarıda belirtmiştim, iki enstrümanın da albüm boyunca performanslarını beğendim. Hoş olmuş, güzel olmuş.

Gel gelelim son söz bölümüne. Ben herkesin benim aldığım kadar zevk alamayacağını düşünüyorum ve bu yüzden bu kritik biraz kişisel oldu. Ama albümü sindire sindire dinlerseniz, 3. veya 4. tekrarda hoş bulmaya başlıyorsunuz. Uyarmak istiyorum sizleri, albümden keyif almak istiyorsanız “The Discovery” albümünde duyduğunuz hiçbir şeyi bu albümden beklemeyin. Eğer öyle bir beklenti içerisine girerseniz bu mükemmel albümün size vereceği şeyleri baltalarsınız. Bir hatamız olduysa affola sevgili PasifAgresif okurları, ilk kritiğimiz malûm. Son olarak, albümü kişisel olarak çok beğendim ve bence deathcore türünde zirve noktasını temsil eden albüm bu albümdür.

9/10
Albümün okur notu: 12345678910 (6.91/10, Toplam oy: 44)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2013
Şirket
Sumerian Records
Kadro
Ronnie Canizaro: Vokal
Lee Mckinney: Gitar
Joe Buras: Klavye
David DaRocha: Bas
Cameron Losch: Davul
Şarkılar
1. "M∆chine"
2. "Divergency"
3. "Mindful"
4. "Exhil∆r∆te"
5. "∆bsolution"
6. "The Origin"
7. "∆eon III"
8. "Im∆gin∆ry Condition"
9. "Illusionist"
10. "Source Field"
11. "Venge∆nce"
  Yorum alanı

“BORN OF OSIRIS – Tomorrow We Die ∆live” yazısına 5 yorum var

  1. patognomonic says:

    Born of osiris’den R▲BIA gondermeli albüm

  2. Cattle Bilmemne says:

    Adamlar deathcore’u gördüğü anda basıyor sıfırı, ne kadar da tr00′yuz lan.

  3. Born of Osiris pek sevdiğim bir grup değil. Ciddi anlamda seviyorum dediğim tek şarkıları, değil, şarkılarındaki tek bölüm, Recreate’in 0:25′inde giren “Dit dididiiiüü dididi diiidiüüüüü diiidiüüüüüdüüüüü dididiii diiiiiiii… dit dit diüüü düüü diiii düüüdüüüüüü…” diye giden kısım. Bence o kısım çok zekice yazılmış çok tatlı bir şey. Onun dışında grubun yaptığı müziğin, kendileri kadar adı anılmayan Veil of Maya’nın gerisinde olduğunu düşünüyorum.

    Bu albümü dinlemedim ama M∆chine şarkısını baya beğendim. Özellikle yukarki klipte 1.45′te giren melodi falan baya tatlı. Genel olarak şarkıda da -her ne kadar türün karakteristiklerinden dolayı önceki işlerine çok benzer ögeler taşısa da- belli bi olgunluk seziliyor.

  4. Baybora says:

    Başta hiç beğenmemiştim,ama dinledikçe ısındım azıcık albüme. Machine,Divergency,Exhilarate,Aeon III ve Illusionist güzel şarkılar,bunların dışındakilerde pek iş göremedim. Ki bunlar da sadece ”güzel”,hiçbiri bir Recreate,Follow The Signs ya da bir Dissimulation değil.

    Çok büyük bir hayal kırıklığı bekliyordum,ama saydığım şarkılara ısınmış olsam da Jason’ın yokluğu kesinlikle hissediliyor. Grup önceden de ”000000-00-000” tarzı işleyişi takip ediyordu riff’lerde ama bu albümde cıvığı çıkarılmış. Elektronik öğelere gereğinden fazla yer verilmiş. Ama kritikte de dendiği gibi,sololar olmasa da eskisi kadar iyi riffler var yine de.

    Ne olursa olsun grubun gidişatını pek iyi görmüyorum müzikal açıdan. İsim olarak zaten çoktan büyüdüler ve daha da büyürler,ama The Discovery’yi hiçbir şekilde geçemeyecekleri belli oldu. Umarım yanılırım.

  5. dice says:

    elemanların yetenekli olduğu açık ama beste konusunda sıkıntı yasıyorlar bence
    aksak bi djent ritmi, bi sweep pickingli solo, ara sıra dahil olan enteresan elektronik efektleri al hepsini karıştır karıştır şarkı olsun gibi bi hava olmuş albumde
    ilk şarkıyı dinlerken vuaaa çok iyi derken, sonrasında albumun bitmesine kaç dakika kaldıgına falan baktım

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.