# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Tartışma
Yabancı grupların konserlerine katılım
| 03.12.2012

Off, kaçmaz abi!

Amacını ve tanımını buradaki bağlantıdan okuyabileceğiniz bölümümüze hoş geldiniz. İçerikten ve fikir alışverişimizin gidişatından memnun kalmanızı umar, sizin de bol bol katkıda bulunmanızı dileriz.

Önemli bir jeopolitik konumda yer alan ülkemizde, diğer Güney Batı Avrupa ve Orta Doğu yarışacak sıklıkta olmak üzere belirli bir kalitenin üzerinde pek çok yabancı grubun konserleri gerçekleşiyor. “Hayatımın grubu” dediğimiz pek çok dünya devi ya da ortalama şöhrete sahip bu grupları yakından görme şansının yanı sıra, yerli gruplar da bu grupların altında çıkarak daha geniş bir kitleye ulaşma ve kariyerlerinde önem arz edecek deneyimler kazanma fırsatı yakalıyorlar. Aylar, hatta mevsimler sonra gerçekleşeceği haberini aldığımızda heyecanla dolduğumuz bu konserlere karşı duyduğumuz coşkumuzla tutarlı ölçüde bir somutlukta katılım gösteriyor muyuz, bunu konuşalım.

Çoğunlukla İstanbul ve Ankara’da olmak üzere açık havada ya da barlarda gerçekleşen bu konserlere olan katılımın yetersizliği sebebiyle gruplar Türkiye’ye gelme konusunda çekimser davranıyor; organizatörler her seferinde riskin verdiği gerginlikle pek tabii ki kendilerinin de itibarını zedelediği için sonuçlarından memnun kalmadıkları olumsuzluklar yaşayabiliyor, büyük zararlar edebiliyorlar. Son yıllarda ülkemize konser vermeye gelen THE BLACK DAHLIA MURDER, FATES WARNING, EVERGREY gibi gruplar bu duruma örnek teşkil eden olumsuz deneyimlerden bazıları.

Ancak bu durumlara rağmen Yunanistan ve Bulgaristan gibi sosyoekonomik düzeyin Türkiye’den çok da farklı olmadığı ülkelerde aynı gruplar (yukarıdakilere ek olarak bir turne dâhilinde hem Türkiye’yi hem de civar ülkeleri ziyaret eden gruplar), benzer özelliklere sahip mekânlarda kat kat daha yoğun bir katılım elde edebiliyor, ticari ürünlerini satma şansı bulabiliyor ve aynı zamanda diğer grupların da bu ülkeleri ziyaret etmesine imkân verecek şekilde güçlü birer referans olabiliyorlar.

Başlıkta da belirtmiş olduğum üzere, konumuz konserlere katılım, daha çok da katılım göster(e)meyiş. Konserlere katılmama sebeplerinizi, ilgisi var ise belirli şirket ya da şahıslara ilişkin görüşlerinizi adab-ı muaşeret kuralları çerçevesinde paylaşmanızı diliyor, haydi buyrun sohbete diyorum.

  Yorum alanı

“Yabancı grupların konserlerine katılım” yazısına 78 yorum var

  1. Swedish says:

    2009 yılında maçka k çiftlikpark unirocfestte insanlar rotting chrıst ile halay çektiğini gördükten sonra ben olsam bidaha adımımı atmam

    Korhan Tok

    @Swedish, 2006 mıydı hatırlamıyorum tam, Rock the Nations feestivali ile ilgili bazı sorunlar olmuştu ve Marduk ile bir-iki grup daha konsere çıkamamıştı. Bundan çok kısa bir süre sonra Ankara Katatonia konserinde 5-10 kişilik bir grup sırf Katatonia da İsveç’li diye sürekli Marduk tezahüratları atarak hem seyirciyi, hem grubu, hem ortamı piç etmeyi başarmıştı. Bu nasıl bir mantık anlamak mümkün değil.

    Swedish

    @Korhan Tok, al işte abi haberim yoktu bu olaydan .. Daha ilginci şu ilk unirock fest parkormanda ve sahneye opeth çıktı ..Bilirsin türkiyede opeth fanı oldukça fazla ve bende çok severim ve haliyle heyecanlıyız vs neyse adamlar sahneye ilk çıktıklarında isveç milli takımının avrupa kupasından elendiğini ve çok üzgün olduklarını dolayısıyla daha hüzünlü parçalar söyleyeceklerini haber ettiler.o dakıkaya kadar hersey çok iyi …yanlış hatırlamıyosam 4. Şarkının sonunda grubu dinleyen insanların yarısı mekandaki cafeye gidip türkiye-hırvatistan maçını seyretti be abi 100 kişi kaldı kalmadı var gerisini sen düşün

    ismail vilehand

    @Swedish, bence burada yanlış bişi yok. çünkü adamlar maç izlemeye gitmiş kimseye saygısızlık etmemişler. bir adam için maç izlemek Opeth dinlemekten önce geliyorsa adam gider izler yani. mesela atıyorum ben ölümüne Beşiktaş taraftarıyım ama Converge gelse türkiyeye konsere ve Beşiktaş maçıyla çakışsa gider Converge izlerim. ben takımımın bir sezon boyunca hiç bir maçını kaçırmıyorum zaten. hayatımda bir yada birkaç kere yaşayacağım bir şeyi tek bir maç için feda edebilirim. yani tercih meselesi. o adamlar futbolu Opeth’ten çok seviyorlarmış sadece.

    Swedish

    @ismail vilehand, o zaman neden opeth konserıne gelir ki bir insan otur evinde paşa paşa maç izle ben adamlara züldüm be abi cidden düşünsene seni izleyen kalabalığın yarısı bi anda kaçıp gidiiyo

    Korhan Tok

    @Swedish, 3 günlük festivaldi o yalnız. Tek Opeth konseri değil olay. Opeth yerine Torsofuck da denk gelseydi maç saatinde aynı şey olacaktı, Metallica da olsa aynı şey olacaktı. Büyütülecek bir şey yok ortada.

    Swedish

    @Korhan Tok, bişey büyütmüyorum canım sadece anlamaya çalışıyorum blok halinde sahnenın onunden insan ayrılınca garibime gitti

    ismail vilehand

    @Swedish, nedenini söyliyim; adamlar tek akşamlık Opeth konserine değil 3 günlük festivale geliyorlar. festivallerde farklı tarzlardan bir sürü grup olur istediği izlersin istemediğini izlemezsin. adamlar gidip maç izlemiş yani senin grubu dinlemene engel olacak keyfini sabote edecek bir şey yapmamışlar.

    Swedish

    @ismail vilehand, ya evet oyle bakacak olursan doğru tabi kimse kimseyi engelleyemez ben sadece o an grubun demoralize olacağını düşündüm yanlış hatırlamıyosam o akşamın headliner grubuydu opeth.Neyse bakış açıları farklı tabi saygılıyız

    Korhan Tok

    @Swedish, Ben de maç izleyen taraftaydım ya hehe.

    Maçın uzatmalara gittiğini öğrendikten sonra geçmiştik içeri galiba. 3. defa Opeth izliyor oluşum büyük bir etki yapmıştı karar vermemde tabii, ilk defa izliyor olsaydım sallamazdım o kadar maç muç ama İsmail’in de dediği üzere hem milli maç (bir de danadik grup maçı da değildi) hem uzatma heyecanı hem de Opeth’i daha önce izlemiş olmanın verdiği rahatlıkla baya döndüm gittim son 20-25 dakika. Bunda yanlış bir durum görmüyorum. Neticede hala hatırlıyorum 120′deki golleri filan.

    Sabah sabah yutuba düşüreceksiniz beni, çok zor tutuyorum kendimi.(tutamadı)

    ismail vilehand

    @Korhan Tok, yorumunla bana genç yaşımda yaşadığım en beter hayal kırıklıklarımdan birini hatırlattın. 2004 rock the nations’tı o organizasyon. 5 grup için bilet aldım (Malevolent Creation, Vader, Marduk, Hatebreed, Destruction) ve bunlardan sadece birini (o da Destruction) izleyebildim. diğer 4ü iptal oldu. hani aynı şimdi yaşasam pek umrumda olmaz ama o zaman hem gencim hem heyecanlıyım ve en beteri de metalciyim. çok canım yanmıştı.

    onun haricinde türk seyircisinin sevmediği gruba sövme ve ortamı sabote etme olayından o kadar nefret ediyorum ki, bunu küfürsüz ifade edebilecek bir cümle gelmiyor aklıma. mesela en yakın aklıma gelen 2010 unirock’ta Heaven Shall Burn sonrası Korpiklaani çıkmıştı, bazı tipler halay çekti anırdı falan böyle milletin keyfini kaçırmak için, aşırı gereksizdi bu tarz hareketler. ben muhtemelen Korpiklaani’yi o hareketleri yapan adamlardan çok daha fazla sevmiyorumdur ama gözlememi ve biramı alıp bi köşeye çömdüm baktım keyfime.

    hani bunun gibi ve çok fazla şeye şahit oldum türkiyedeki festivallerde ve konserlerde. bide şu vardı falan diye devam etsem sabaha kadar 50 tane olay yazarım.

    işin özü eğlenmeyi bilmek lazım. psikolojik ve sosyal açıdan normal yada normale yakın standartlarda insanların yapacağı hareketler değil bunlar.

    Korhan Tok

    @ismail vilehand, Aynen şu halay mevzusu baya farklı örneklerle aynı kapıya çıkan saçma sapan bir davranış biçimi işte. ‘Çok’ metalci adamlar, sırayla çıkacak bazı grupların konserlerinde izlemek için geldikleri gruptan evvelki sahnelerde öyle abuk hareketler yapıyorlar ki.
    Festival ne demek ondan haberi yok daha, sırf kendi dinlediği türde gruplar gelsin istiyor, beğenmediği çıkar çıkmaz ‘bakın bu çalan metal değil, biz donumuzda sallıyoruz bu grupları hehey.’ mesajı vermeye çalışmak için seyircisinden sahnedeki adamlara kadar organizasyonu sabote etmek için elinden geleni yapıyor, tamam en metalci sensin tamam illallah artık şu poserlıktan be.

    Sivilde saygı bilmeyen adamdan metal ortamında neyin saygısını bekliyoruz tabii.

    Nordson

    @Korhan Tok, ben de o güruhtan biri olarak o konsere Marduk için gidip de izleyememek hemi de “uçağı kaçırdılar” gibi ultra skimsonik bi gerekçenin sunulması o güruhu da gayet hakikatlendiriyor.

    Korhan Tok

    @Nordson, Katatonia konserinde Marduuaaaak diye yırtınmak haklı bir davranış yani?

  2. Korhan Tok says:

    Müzikseverlerin çoğunun belirli bir veya bir kaç tür içerisinde sıkışmış olması. Sevdikleri türleri de genellikle grup üzerinden seviyor olmaları. Bence tek sebep bu.

    ’50 lira mı? Yok yea ben almayayım.’cılar var bir de, kötü adam olmamak için hiç girmiyorum o konuya.(girdi bile, haberi yok.)

  3. Ubeydullah İndiroğlu says:

    İşte bunlar hep kültür meselesi. Bizde ne müzik, ne festival, ne konser kültürü var. Her açıdan evrimini tamamlayamamış bir ülke ve milletiz.

    TAAKE

    @Ubeydullah İndiroğlu, aynen + 1

  4. DrAQA says:

    Bu mevzu konusunda aslında sayfalarca yazı yazabilirim. Oldukça şikayetçi olduğum konular var, öyle ki bir küfür etmeye başlasam zaten o iki sayfa falan sürer. Öfkemi kontrol edemediğim nadir konulardan bir tanesi bu. Yine de seviyeyi düşürmeden bir kaç şey yazmak isterim.

    İlk olarak bir üstteki yoruma katılıyorum, modern hiçbir şeye alışamamış bir milletiz. Yalnızca dedikodu, gammazlama, arkadan konuşma gibi icraatlerde bize kolaylık sağlayacak Facebook Twitter gibi sitelere çok çabuk uyum sağlayabiliyoruz o kadar. Bir sikten anlamayan adam facebook’un en ince ayarına kadar her şeyini bilebiliyor. Bunun dışında genel olarak Amsalak bir toplumuz, evet bunun en kısa ve öz tanımı bu, yaptığımız her şeyin içinde farklı amaçlar, farklı hedefler var. Kendi içinde kendine bile samimi olmayan bir toplumdan ne beklersin, ben şahsen bir bok beklemem.

    Çevre illeri katmazsak İstanbul ve Ankara’da metal dinleyen kaç adam var? gitsen sorsan büyük ihtimalle inanılmaz rakamlar elde edersin, ‘oha bu kadar metal dinleyen var mıymış?’ dersin. Gelgelelim metal dinlemenin altında yatanı sorgulasan, şu amına kodumun ülkesinde adam gibi metal dinleyen kaç adam bulursun ki? Kaç kişi internetten duymadığı grupları araştırıyor? kaç kişi dinlediğin grubun müzisyenlerini tanıyor? ama giyinmeye, (geçen haftanın konusuna atıf oldu bu da) laf yapmaya geldiğinde ‘metal benim hayatım, iç dünyamın dışa vurumu’ falan konuşurlar.

    He durum böyle olunca, ülkeye gelen gruplara kimse bilet almaz tabi, tanımadığı gruba neden gitsin adam? ‘Metal gruplarını desteklemek’ gibi bir olgudan haberi var mı acaba?

    Daha bir çok etken var bu konserlerin başarısızlığı hususunda, ancak benim en çok sinir olduğum insanların önemsememezliği/vurdumduymazlığı konusu, bu dalyaraklara her şey müstahak diyesim geliyor.

  5. Zeynel says:

    Bazen gerçekten sosyal yapı etkileyebiliyor metal konserine katılım konusunu. Mainstream rock gruplarının konserleri olduğu zaman(atıyorum RHCP, U2 vs.) ortamlara akmaya hevesli yeni arkadaşlar yemeden içmeden kesip geliyorlar ama metal konserlerinde hem genç kitle azınlık hemde diğerlerine göre daha fakir.
    Birde bar/kulüp konserlerinde tanıtım düzgün yapılmıyor mu nedir anlamadım, her konser sonrası facebook’ta sağda solda “Ben bu grubun hastasıyım, ne zaman oldu konser!!1!bir” tarzı bir ileti görüyorum. Kardeş madem böyle fanboysun, en azından like et sevdiğin grubun sayfasını konser haberi olunca görmüş olursun aq.

  6. Baya yıldır konsere gitmediğim için son dönem için yorum yapamam, ama benim vokalistlik yaptığım dönemde Ankara’da yerli grupların konserlerinde tuhaf durumlar vardı. Bir kere, sizi izleyen 300 kişi varsa mekanda, bunun en aşağı yarısı bir grupta var, ve en aşağı bir 50′si bir grupta gitaristti. Konser biter, sahneden ineriz, ve sadece “merhabamız” olan, ya da olmayan bi dolu gitarist teker teker gelir, ve “haftaya da şurada bizim şu konserimiz ver, gelsenize hacı” derdi. Ben bu olayı kadınların altın günü olayına benzetirdim, aslında acıklı da bir durum. Dinleyici kimliğini kendine yakıştıran adam yoktu lan şehirde.

    Fitil

    @Özgür Durakoğulları, Sırf bahsettiğin durumdan müziği bıraktım..Ankara ortamlarını bilen bilir herkes “müzisyendir”..

  7. Beleg says:

    Metal/rock konserleri (ortalama-az bilindik olanlar) belirli bir bilgi birikimine, ön kanıya sahipseniz güzelliğini kazanan şeyler. Sonuçta alışılmışın dışında bir müzikle içli dışlıyız ve zaten azınlıkta olan kitlemiz örneklerini defalarca gördüğümüz “kötü ses sistemi, davulun duyulmaması, vokalin çok açık olması, yemek fiyatlarının abartılması, konserin geç başlaması/iptal olması” gibi bilimum sebeplerden konserlere karşı çekingen bir tutum sergiliyor. Bunda tüm suçu organizatörlere atmak da yanlış elbet fakat insanların zaman zaman fedakarlıklarda bulunarak vakit ayırdığı konserlerden istediği verimi alamamaları sonucu daha çok sanal alem metalcisi olması da gayet normal. Hem daha kolay hem daha masrafsız.
    Giderilmesi içinse yerel grupların seyirciyle iletişimlerinin artması gerektiğini düşünüyorum. Eğer gerçekten etkileyici ve az biraz sesini duyurabilmiş gruplarımız bir seyirci kitlesi oluşturabilse bir döngü başlar ve en azından o bölgedeki insanların konser kültürü oluşur.
    Ha bu kadar yazdın da bi defa konsere gittin mi diye de sorarlar adama, o ayrı

  8. Oblgoth says:

    Elimden geldiğince festivallere, konserlere giden bir adam olarak biraz konuşayım. Az katılım sorunsalının birden çok nedeni var. Para, yol, festival kültüründen yoksunluk, kötü organizatörler bunlardan bir kaçı.

    Festivaller pahalı oluyor. Belki genel fiyat normalinden çok da yukarıda değildir fakat Türkiye’de herkesin cebinde çok para yok. Ben Unirock Festival’lerin hepsine gittim ilk 3′ünde liseliydim ve bildiğiniz yemeğimden kısıp para biriktirerek bilet aldım. Sonisphere’e ise gidemedim. Gitmemek ile gidememek arasındaki ince çizgi sırtımda şakıdı resmen. Metal festivallerine, konserlerine iştirak etmek normalin üstünde bir maddiyat gerektiriyor. Buna karşı çıkan olursa fikirlerini duymak isterim.

    Yol. Bu da parayla doğrudan bağlantılı. İstanbul’da ikamet ettiğim için bu konuda ben çok sıkıntı yaşamadım. Gerçi evim Tuzla’da olduğu için araç bulamayıp Beşiktaş sokaklarında sabahladığım da olmuştu (Unirock 2008, son gece, 22 Haziran Dark Tranquillity) Şimdi de üniversite için Edirne’deyim, İstanbul’a yakın yol bağlamında çok sıkıntı çekmiyorum konserler için. Ama çok insan tanıyorum ki hayatının grubu için bilet fiyatından fazla yol parası ödeyen. Geldiğinde barınma sıkıntısı yaşayan.

    Festival kültürüne sahip olmama. Bu konuda çok da bir şey yazmanın alemi yok bence. Kimse bir wacken istemiyor ama içinde bulunduğumuz vaziyet içler acısı.

    Organizatorler konusunda uzun uzun yazarım. Sitenin bandwith’i yetmez diyoruz ya. Ondan bir tane de buraya işte. Aylarca beklediğim, yemeyip içmeyip biriktirdiğim parayla sahne önü bileti aldığım Dark Tranquillity konserinin, konserden bir gün önce iptal edilişi, 2011 Unirock Open Air’ın mayıs ayındaki afişiyle Eylül ayındaki afişi arasındaki 1676426547621 fark ve daha niceleri diyerek küfürlü sinkaflı söylemlerden uzak durmak için kısa kesiyorum.

    Burada çok büyük bir sorumluluk da zaten yukarılarda da bahsedilmiş olan kolpa metalci kitlesi. Ayrı değinmek gerek. En kolayından festivallerin/konserlerin facebook event sayfalarındaki going işaretlemiş sayı ile satılmış bilet sayıları arasında sürekli ortaya çıkan astronomik farklar ile görülebilir. Çok fazla kolpa var. Aslında Türkiye’de hala metal kültürü oluşabilmiş değil. Pasifagresif bu bakımdan çok ümit verici bir oluşum. Belki de ileride buradan organize edilecek bir festival görürüz.

    Çok dağınık bir yorum oldu. Kıssadan hisse bu bağlamda henüz olmadık. Olmuşluğun da çok uzağındayız ülke, kitle olarak.

    önder

    Sanırım benim beklentimde pasifagresifin ilerde unirock gibi konser düzenlemesi . Onuda yapar bu adamlar bekleyelim :d

  9. Türkiye ve konser konusu baştan ayağa sorunlarla bezeli aslen. Organizatörlerden kitleye, mekan eksikliğinden yönetimsel engellere kadar tonlarca şey var işlev bozukluklarına yol açan. Ama bence bunları genelleyip “zihniyet” olarak değerlendirmek daha mantıklı.

    Bir kere şunu kabul edelim, Türkiye’de yerleşmiş bir konser kültürü ve algısı yok. Hatta genişletip “Türkiye’de yerleşmiş bir eğlence algısı yok.” cümlesine bile getirebiliriz durumu çünkü konserlere giden kitle bile ne yapacağını bilemez halde orada duruyor. “Kollarını kavuşturup, değişmez bir ifade ile grubu izleyen metalci abi” geyiği de buradan çıktı zaten. “Başka insanlar ne der?” , “Beni izleyen var mı şu an?” gibi saçma sorulardan kurtulup da para verip konsere geldiğini ve istediği gibi eğlenebileceğini unutan ve DVD izlermiş gibi konser izleyen bir kitle var çoğunlukta. Benim asıl rahatsız olduğum konu bu. Ufak çaplı olsa da konser vermiş bir insan olarak söyleyebilirim ki, çalan grup sahnede eğleniyor ve orada zaten eğlenmek için var. Seyirci içinde somurtarak ve sanki her anı eleştiri günlüğüne kaydedermiş gibi duran tipler cidden çok komik görünüyorlar.

    Kabul ediyorum, bazı insanların konserde yapmak istediği tek şey budur ama emin olun ki bunu “zorla” ve “etraf baskısı” gibi nedenlerle yapan insanlar hemen belli ediyorlar kendilerini. Komik gelebilir kulağa, ama cidden böyle bir şey var ve bu durum, yine bu ülkenin salak icatlarından biri olan “eşraftan kopamamak”tan ileri geliyor. Konsere gelip gerçekten eğlenen insanların başlattığı kitle katılım aksiyonları olmadığı sürece yerinde sabit duran ve birinin bir şeyler yapmasını bekleyen çok insan var. Hatta bazen tüm konser kitlesi sadece bu tip insanlardan oluşuyor ve asıl anlamsız görüntü orada başlıyor.

    Tabii bu durumun da şöyle bir yan etkisi var; konsere gidip de saçma sapan bir “baskı altında olma durumu” hisseden bu kitle, konserleri bir eğlence fırsatından çok, sahne alacak gruba karşı olan yükümlülükleri olarak görmeye başlıyor ve sanki 9-6 memuriyet yaparmış gibi gidiyor konsere. Bu döngü de bir süre sonra patlıyor ve insanlar ya konserlere gitmemeye başlıyor ya da içlerinde biriken sıkıntı, konserin başka ayaklarına (organizasyon şirketi, ses vs.) nefret olarak kusuluyor. Ve bu da, bu ülkedeki “eleştirel olamayan yorum” ortamını destekleyen etkenlerden biri haline geliyor. Yani kendi kendimize yarattığımız saçma bir algı nedeniyle, yine kendi eğlencemize köstek oluyoruz.

    İnsanlar konserlere gitmeyince organizatörler de konser düzenlemiyor, düzenlenen konserlere de yeterli katılım olmayınca o grup, maddi sıkıntılar yaşadığı bu ülkeye geri gelmek istemiyor. Yani kimsenin bir maddi kazancı olmuyor, bu yüzden gelecek organizasyonlara yönelik maddi beklentiler de kaosa sürükleniyor ve riski önlemek isteyen organizatörler bilet fiyatlarını iyice yükseltiyorlar (ki bu normal bir döngünün içinde gerçekleşiyor). Bilet fiyatlarına dahil olan grubun istekleri, kaşe ücreti ve daha birçok harcamayı ve risk primini ise düşünemiyorum bile. Bunların hepsinin kaynağı, ülkenin bir türlü içinden çıkamadığı şu eğlenememe algısından başka bir şey değil.

    Özgür Durakoğulları

    @Batuhan Bekmen, “Konsere çıkan grup da, konsere gelen “ideal” seyirci de, oraya eğlenmeye gelir” tandanslı devasa genellemeye asla katılmıyorum. Bir konser içinde, eğlenme coşma, haz alma, seyirciyle iletişim kurma, seyircinin enerjisinden beslenme, artistlik yapıp alkış alma, ego tatmini yapma, şov yapıp dinleyiciyi eğlendirme, bazı atraksiyonlarla hem şaşırtıp hem güldürme, ciddi ciddi bir partisyona veya tüm şarkıya konsantre olma” gibi tonla olay döner. Ve bu dönen olayların bazılarını da, kollarımı kavuşturup pür dikkat izlemeyi tercih ederim şahsen. Bana da ne yapılırsa yapılsın sürekli coşup duran seyirci profili negatif geliyor. Müzisyenlik yaparken de rahatsız olurdum bazen. Herkesin “ideal seyirci” kriterleri farklı demek ki.

    Batuhan Bekmen

    @Özgür Durakoğulları, Ben zaten herkes duvarlara çarpsın, coşarak manyaklar gibi zıplasın demiyorum. Tam da senin söz ettiğin “tonla olay”a katılımdan ve seyirci iletişiminden söz ediyorum. Ayrıca sen olayın grup tarafından bakıyorsun sadece, bu olayın seyirci tarafı da var ki “seyircinin grupla iletişimi” diye bir boyut da vardır, unutmayalım. Seyirci ne yaparsa yapsın, grup kendi başına da eğlenebilir sahnede.

    Ayrıca “ideal” bir şeyden de söz etmedim, sadece insanların “başkaları ne der” endişesi ile saçma bir algı yarattıklarını söylüyorum ve bu algının epidemik bir boyutta olduğunu düşünüyorum.

    Özgür Durakoğulları

    @Batuhan Bekmen, Belli bir kültür olmaması yüzünden, herkes karakterine göre davranıyor bence. Adam çekingen ve kompleksliyse, kasılıp durur orada. Coşkun ve enerjik bi adamsa da, en konsantre olunası ballad’da bile çığlık atar. Ortak noktamız aynı aslında genelde hepimizin, konser izleme kültürümüz ve bi nevi adab-ı muaşeret’imtırak alışkanlıklarımız yok malesef. Bi de Cem Yılmaz’ın dediği gibi, birinin çok iyi olduğunu kabul etmekte, seyircilik kimliğini kendimize yakıştırmakta iyi değiliz. Ama negatif bir durum gördüğümüz anda dilimizin, elimizin bağı bir çözülür ki tutabilene aşkolsun.

    Sen seyirci ne yaparsa yapsın aynı enerjini ve konsantrasyonunu koruyabiliyorsan o önemli bir başarı, benim yapabildiğim bir şey değil. Eğlenmek derken, bi nevi kamera önü rahatlığı gibi bişeyden öte, berbat bi seyirci varken de harbiden eğlenebiliyosan karakter farkı derim kendimle kıyasladığımda.

    önder

    @Batuhan Bekmen, Muhteşem yorum başından sonuna katılıyorum.

    Ufuk Sönmez

    @Batuhan Bekmen, dostum çok iyi bi noktaya değinmişsin gerçekten. seyircilerin insan topluluğu içinde rahat davranamamasının derinlerine inersek eğer, çok acayip ve bu topluma ait şeyler çıkar. ben, ailelerimizin genel anlamda bizleri geleneksel değerler çerçevesinde sıktığını düşünüyorum. aile baskısı, sınav baskısı, iş baskısı, cinsellik baskısı, ekonomik güç, fiziksel görünüş, kendini ifade etme bilmem ne derken yabancı bi tiple bizden birine bakıyosun hoop fark kendini belli ediyo zaten. türk dinleyicisinin sosyallik ve hayattan keyif alma konularında rahat bırakılmadığını düşünüyorum. yabancılar boşuna 18 olunca evden ayrılmıyolar.

  10. Eren says:

    Bi’ çok sebep bahsedilmiş zaten, fakat -en azından benim için- en önemli etken bölgeselleşme ve holiganlaşırcasına örgütlenme.
    Bölgeselleşmeden kastım da evet, konserlerin sadece İstanbul’da (bazen Ankara’da) 2, bilemediniz 3 mekan dışında bi’yerlerde olmaması. İzmir’de yaşayan biri olarak, her konser olduğunda İstanbul’a gitmek zorunda olmak hiç hoş değil. 2008 ve 2010′daki Unirock’a gittim. 2011′dekine gidecektim fakat iptallerden dolayı vazgeçtim. Sonisphere’e gitmek istemiştim ama tarihlerin uzak oluşu ve aynı senede böylesine 2 tane event’i kaldıracak mali gücüm yoktu. Barınma ise başlı başına ayrı bi’ problem.
    Peki bu süreç boyunca İzmir’de kaç konser oldu? 2009′da Opeth konseri oldu. 2010′da Behemoth ve Anathema konseri oldu. 2011′de God is an Astronaut konseri oldu. Ve daha 10 ay kadar önce Orphaned Land geldi. Evet, bu kadar. Aynı yıllarda İstanbul’da olup kaçırdığım konserlerin ise haddi hesabı yok.
    Diğer bi’ açıdan da -özellikle yerel konserleri ilgilendiriyor bu- iğrenç bi’ çeteleşme, örgütlenme durumu var. Kendilerini organizatör olarak tanımlayıp yıllar boyu yaptıkları sözde fedakarlıkları ve çabaları pompalayarak sadece belli bi’ tarza, kitleye yönelik konser düzenleyen adamlarla dolu bu ülke. Konser yapıyoruz diye kadroyu kendi gruplarıyla ya da kendi arkadaşlarının grupları ile doldurup sonra da kimse gelmiyor diye şikayet eden, dinleyici kitlesine bok atan adamlar var. Şehir şehir, bölge bölge kendilerini bu işin uzmanı sayan, eleştirenleri tehdit eden, itin götüne sokup mafya gibi zorbalık yapan adamlar var. Organizatörler de giriyor bu işin içine, mekan sahipleri de, hatta gruplar bile.
    Durum böyleyken pek de konser olmaması/katılım olmaması gayet normal.

    scapegoat

    @Eren, “sadece belli bi’ tarza, kitleye yönelik konser düzenleyen adamlarla dolu bu ülke.”

    Bundan daha normal bir şey olamaz. Ben leş İsveç usulü Death Metal seviyorsam, neden gidip dream pop grubu getireyim?

    Eren

    @scapegoat, Çok bencilce bi’ yaklaşım bu. Herkes aynı şeyi sevmek zorunda değil, çeşitlilik gerekiyor. Sen farklı şeylere fırsat tanırsın, öne sürersin; isteyen dinler, istemeyen dinlemez. Nitekim dinleyici kitlesinin de kendisini geliştirmesi lazım, 3-5 grup ve genre’ya kitlenip kalmış durumda bütün ülke.

    scapegoat

    @Eren, kendi keyfim konusunda tabii ki bencil olacağım. Kendi sevdiğim tarzda gruplar getirmemden daha doğal ne olabilir ki? Ben hayır kurumu değilim, çeşitlilik isteyen para biriktirir, insanlarla iletişim kurar, istediği grubu getirir. Yıllarca bu ülkede adamakıllı Grindcore/Oldschool DM konseri olmadı. Şimdi insanlar “ulan ben bunu seviyorum, neden gidip üçüncü sınıf Black Metal grubu izleyeyim zorla?” diye düşündüğü için geliyor. Bu kadar basit olay.

    Eren

    @scapegoat, Kişisel bağlamda öyle bi’ istek normal elbette. Fakat “organizatör” sıfatını kullanan ve bi’ şekilde konser düzenlemekle uğraşan insanların öyle bi’ lüksü yok. Bu etkinlikler, söz konusu şahısların kendi paşa keyifleri için düzenlenmiyor. Çok istiyorlarsa, istedikleri grubu kendi evlerine çağırıp orada dinleyebilirler. 5 grubun 4′ü Pantera klonu olan eş-dost gruplarıyla doluşmuş konserlerden gına geldi açıkçası.

  11. Swedish says:

    Bence türkiyedeki metal kitlesi gerçekten önemli bir durum.bugüne kadar katıldığım festivallerde gördüğüm kadarıyla ülkemizde trash metal dinleyen adam çok fazla iken bu sayının onda biri sadece black metal dinliyor.hal böyle olunca sen çıkıyorsun behemoth u dark funeralı gündüz gözüne saat 4 te sahneye cıkarıyosun ve adamların ne sahne şovu nede başka bir atraksiyonu oluyo.
    O çok kızdığımız unirock dediğimiz adamlar bize ne olursa kim ne derse desın 4 sene boyunca hiç izlemediğimiz grupları izlettirdiler.bence bu olayların patlamasının sebebi bir anda birden çok organizasyon yapılması ve insanların bu kadar konsere para yetiştirememesi oldu.Bir iki organizasyon elde patlayıncada ınsanların gerrıye kalan tum ınancı bitti ve 20 yıl öncesine geri döndük insanlar artık biletlerini kapı girişinde almaya karar verdiler
    Tamam her türü beğenmeyebilirsin ama bu tür organizasyonlar ilk duyurulduğunda biletini alacaksın ki organizatörde desteği görüp gruplara oba göre para verecek yada gaza gelecek.yurtdışında benim bildiğim işler böyle yürüyor.insanlar belkide koskoca festivalde sevdiği grup sayısı 3 tane olsa bile kombine bilet alıp geliyor.Bize bakıyosun o grup tırt yeaaa yok bu gruba ben gelmem oğlum gibi yaklaşımlar var.Tabi ülkeden ülkeye bunun da nedenleri var.Millette para yok ve bunu çok fazla dile getiremediği için ben o grubu sevmiyorum ayağına yatıyo insanlar…
    Şimdi elimizde ne var senede açıklanan konser sayısı 30 iken gerçekleşen konser sayısı 3 yada 4.
    Herkes durumdan çok memnundur inşallah.unirock a sövmeye devam :))

  12. scapegoat says:

    ’50 lira mı? Yok yea ben almayayım.’cıların hangi gruplara burun kıvırdığı önemli bu noktada. 18410294 kez canlı dinlediğim Orphaned Land, Opeth, Katatonia gibi gruplar için o kadar para vermek bana anlamsız geliyor, keza Onslaught yanılmıyorsam geçen yıl da İstanbul’daydı, bu yıl da geldi ve bilet 40 liraydı. Şaka gibi. Grupların niteliği de önemli. Uriah Heep, yüz yaşına gelmiş, artık kadayıfa dönmüş yaşlı yaşlı adamlar şimdi konsere gelse ne, gelmese ne? 70 yaşındaki ihtiyarların mırıldanmalarını dinlemek hiç çekici değil.

    Gelen en sevdiğim grup da olsa, bilet fiyatı fahiş olduğu sürece katılmadım, katılmıyorum, katılmayacağım. Roger Waters geliyor, 550 liraymış bilet. Aynı biletin Bulgaristan’daki muadili 200 küsür liraya denk geliyor. Gidiş geliş paranızı da katsanız 550 lirayı bulmuyor. Böyle abes bir durum varken ortada katılmamakta haklı görüyorum kendimi.

  13. Son of Moonshine says:

    Şu ana kadar bahsedilen çoğu şeye bende katılıyorum.Türkiyedeki metalci kitlesinin kolpalığı, konser kültürünün olmaması…Birde benim muzdarip olduğum bir konu var.Bu seneki megadeth konserinde yaşadım bunu mesela.Konsere sırf megadeth için gitmiştim.Konserden önce bir sürü grup çıktı ve hiç biri sevdiğim gruplar değildi.Sırf daha fazla insan gelsin, daha fazla vakit geçirsinler , daha fazla kola satalım diye festival mantığını anlamıyorum.Tek grup konseri olsa bana daha iyi uyuyo.Hani gerçi sadece megadeth in çıkmasına yakın girersin diyede bilirsiniz.Onu bilmiyordum ben :D Ama çoğu festivallerde çok lakasız gruplar çıkıyor.Alakalıda olsada birisi sevmeyebilir.Seveceğin grupların arasında nefret ettiğin bir grup var mesela onu dinlemek zorunda kalıyorum.Köşede oturup vaktin geçmesinide istemiyorum abicim.Çünkü dinlemedğim sevmediğim adam içinde para vermiş oluyorum.Takdir edersinizki para çok zor kazanılıyor.Birde ben izmirde oturduğumdan yol, kalacak yer masraflarıda var.
    Birde gönül isterki bu gruplar istanbul dışında türkiyenin başka yerlerine mesela izmirede gelsinler ama daha istanbuldaki konserlerde böyle sorunlar varsa onun için herhalde bir 50 yıl evrimleşmeyi beklicez.

    Ömer Kuş

    @Son of Moonshine, şu yazdığına hiç ama hiç katılmıyorum. Bir kere çıkan gruplar alakalı bile olsa, bir grubu seven insanın diğer gruptan nefret etmeyeceğini kim garanti edebilir? Ayrıca festivallerin mantığına da tamamen aykırı bence bu. Festivallerde büyük grupların yanında daha az tanınmış/hiç tanınmamış gruplar da çıkar ki kendilerini daha çok tanıtma imkanları olsun. Belki o senin beğenmediğin grubu bir başkası o festivalde keşfedecek ve hayatının grubu olacak. Megadeth de bir zamanlar diğer grupların altında çıkıyordu mesela, o zamanki konsere giden insanlar da senin gibi düşünseydi vay halimize. Zevklerin subjektifliği üzerinden gidecek olursam, Metallica hastası olarak Megadeth’ten zerre hoşlanmayan biriyim mesela. Big Four gibi gayet alakalı grupların çıktığı konserde bile Megadeth sırasında sıkıntıdan bayılabilirim (tamam abartıyorum biraz). Ama festival dediğin budur zaten. Orada çıkan her grubu beğenip dinlemek zorunda değilsin. Ama o grubu da dinlemeye gelenler olduğunu bilip saygı göstermelisin.
    In Flames’in, Opeth’in, Slayer’ın ska gruplarıyla aynı festivallerde çıktığını biliyorum mesela Avrupa’da. Daha neler neler var.

    Sonuç olarak, ben her iki türden festivallere (belli bir türe yoğunlaşan ya da farklı türleri birleştiren) de gidip sevdiğim gruplar çıktığında izliyorum, bilmediğim grup varsa duruma göre izliyorum ya da etrafta takılıyorum, sevmediğim grup varsa da geyik yapıp vakit öldürüyorum.

    Ertuğrul Bircan Çopur

    @Ömer Kuş, Harfiyen katılıyorum.

    Baybora

    @Son of Moonshine, O konsere ben de gittim,ve Trivium sevmeyen biri olarak Megadeth’ten daha çok enerji harcadım belki de onlar için. Hele Kurban’dan nefret ederim ama yine de performanslarını beğendiğimi söyleyebilirim. Şöyle bir durum da var: Sen konsere direk önyargıyla giriyorsan iş baştan bitmiş zaten. Hem sen sevmesen bile,orada ciddi anlamda hayranı vardı Trivium’un. Şaşırdım hatta millet baya baya şarkılarına eşlik etti.

    Zaten ülkede konser işi zor,bir de şu festivalde şu grubu sevmiyorum şu turnede şu gruptan nefret ediyorum falan diye ayıklarsan işin iş.

    Son of Moonshine

    @Son of Moonshine, Benim dediğim tabiki festival mantığına ters, çünkü festivali sevmiyorum diyorum. Valaha ben seciciyim hacı.Herkezin kendi tercihi.Sevmediğim grubu dinlemek istemem, parada vermem.Rock metal ruhunuda aykırı değil seçicilik.Gerçi siz tabki tam olarak böyle söylemedinizde ben yazdıklarınızdan o mimvalde bir anlam çıkardım.İnternet varkende festivalde grup keşfetmek biraz demode gibi geliyo bana.Ama tabi ki herkezin kendi tercihi.Eyer varsa bir kayıtları grubun ben önce onu dinleyip seversem canlı performanslarını izleme taraftarıyım.O kadar boş beleş grup varki çoğu zaman kaybı.Üstelik bide para vericen üstüne.Mesela sadece slayer gelse konser için acaba hesap kurtarmıyor mu? Ekipman, yolculuk, barınma vs. Eyer öyle bir durum varsa anlarım.Ama bana öyle bir durum yok gibi geliyor.Slayer türkiye 50 gruplada gelsede tek gelsede onu dinleyecek insan sayısı üç aşşağı beş yukarı belli.Masrafları nasıl etkiler bu bilmiyorum.
    Maalesef festivallerin çoğu insanları mekanda daha çok tutup para harcatma mantığıyla yapılıyor.Bu rahatsız edici bir durum değil mi?

  14. MakeMeSpinn says:

    Yorum yapaların çoğu istanbul ve ankara gibi şehirlerdeki konser katılımı hakkında yorum yapmış.Mesela benim gibi istanbul’da yaşamayıp, konserlere katılamayan bir ton insan var.Genelde bu tür durumda olanlara söylenen şudur; Konser tarihinden birkaç gün önce işten güçten okuldan izin alıp gelemiyor musunuz.Hayır kardeşim gelemiyoruz, herkesin öyle geniş hayatı yok.Yaşadığım şehirden istanbula 15-16 saat yol ve bir günden fazlasını bu şekilde geçireceksin, bir de festivale gideceksen yani…

    Bu sene üni sınavına giriyorum, sırf konserlere adamakıllı katılabilmek için bütün tercihlere istanbul yazmayı düşünüyorum.Bitsin artık bu eziyet!

  15. Konuşulması gereken diğer bir konu da, bence, Türkiye’de hâlâ belli başlı gruplar dışında grupların kitle yaratamaması.

    Olayı metalle sınırlarsak, ülkemizdeki çok büyük bir kesim için metal hâlâ, ya da çok büyük oranda Metallica, Megadeth, Iron Maiden, Slayer, Manowar. Dünyada olay yaratan, herkesin konuştuğu pek çok grup, bizim bağnaz bakış açımız nedeniyle bir türlü kanıksanamıyor ve kitlelere mal olamıyor. Mastodon, Meshuggah gibi yurt dışındaki herhangi bir ülkede hatırı sayılır kitle çekecek gruplar, Türkiye’ye gelseler nerede konser verirler, nereyi doldurabilirler diye düşünüyoruz.

    Bu sebepten de Behemoth gibi, The Black Dahlia Murder gibi, hepsini geçtim Hatebreed gibi grupları bile Jolly Joker’in koridorumsu ortamına sokuyor, insanları konserden ziyade gürültülü ve sıkışık bir dinletiye maruz bırakıyoruz. Zaten sen, ben, bizim oğlanın olduğu mekana bir de grup/sanatçı 1,5 saat geç çıkınca, grubun/sanatçının hayranı olan adamın bile çıkıp gidesi geliyor.

    Ülkemizdeki pek çok sitede, facebook grubunda, şurada burada, gözünü yeniliğe açmış Batılı ülkelerin artık fazlasıyla doyduğu grupların hepimiz tarafından binlerce kez dinlenmiş şarkıları paylaşılıyor, 30 yıl önce kurulan bir grubun 20 yıllık şarkısının altına yapılan yorumlar, birkaç sene önce çıkmış ve dünyayı kasıp kavurmuş bir albümdeki şarkıların 100 misli fazla yorumlanıyor. Kvelertak’ın, Ihsahn’ın, Revocation’ın bir şarkısı 1-2 kişi tarafından beğenilip “İyiymiş” diye yorumlanırken, bir Enter Sandman veya Fear of the Dark videosu 500 kez beğenilip altına yorumlar döşeniyor. Döşenmesin değil, döşensin tabii, ancak bu durum eskiye saplanmak ve yenilere sırf yeni oldukları için burun kıvırmak anlamına gelmesin.

    Üstünde Pantera tişörtü olan parlak arkadaşlar, Metallica konserinde Down sahnedeyken Anselmo’ya “Kim lan bu lavuk?” demesin, Sonisphere’da Mastodon sahnede yardırdıktan sonra evine gidip ekşisözlük’e “Mastadon diye bi grup çıktı, çok berbat çaldılar hiçbii annamadım, şarkıları da çok kötü neyse ki onlar indi de In Flames bizi kendimize getirdi” demesin. Dream Theater öncesi Cynic konseri sırasında üstünde “HUMAN” tişörtü olan adamlar “Kim la bunlar?” diye konuşmasın. Yine aynı konserde ilk kez duydukları belli olan Cynic için “Meeeh… Orphaned Land çakması” demesin.

    Evet, Lamb of God gibi, Opeth gibi, Amon Amarth gibi bu algıyı kısmen kıran ve konserleri dolan gruplar da var elbet. Ancak hangimiz yarın bir gün Gojira gelse, Mastodon gelse “şurada konser verir ve orayı doldurur” diyebiliyoruz? Muhtemelen, gelecek insan miktarı yanlış tahmin edilir, Gojira Jolly Joker’a tıkılır ve eğer Pasifagresif’teki kitle bizde yanlış bir izlenim uyandırmadıysa içerde adım atacak yer olmaz, insanlar sıkış tepiş bir konsr izlemek durumunda kalırlar. Peki Meshuggah? Mastodon? Dışarıda 2000-3000 kişiyi gözü kapalı çeken bu gruplar Türkiye’ye geldiklerinde nerede çalabilirler, hiçbirimiz bilmiyoruz. “Ooo Meshuggah büyük grup, Jolly Joker’ı doldurur.” Emin miyiz, gerçekten bilebilir miyiz bunu? Jolly Joker dar gelirse Refresh the Venue mü düşünülür? Meshuggah gibi, Mastodon gibi gruplar ülkemize neden gelmiyor? Sebeplerden biri bu. Nerede çalacaklar? Nereyi dolduracaklar? Meshuggah gibi gruba “Abi Jolly Joker’da çalacaksınız o yüzden bu seferlik ışıklarınızı, set dekorlarınızı getirmeyin” mi diyeceğiz? Ya da yurt dışında verdikleri konserler gibi ışıklı, setli bir konser verebilmeleri için Refresh the Venue boyutunda bir yerde çıkarıp mekanın 3′te 2′sinin boş olma riskini mi göze alacağız?

    Jolly Joker’da Dark Tranquillity izledim 1,5 yıl önce. Evet doluydu. Mekan gruba yetmişti. Ama 20 küsür senelik Meshuggah, 10 küsür senelik Mastodon, 20 senelik Enslaved, bunlar ülkemiz için hâlâ yeni sayılabilecek, birtakım geniş vizyonlu insanlar tarafından öne çıkarılmaya, lanse edilmeye çalışılan gruplar.

    Pasifagresif’teki yeni bir Meshuggah, Ihsahn, vs. albümünün haberi altında 80 tane yorum olurken, aynı haberin verildiği başka yerli sitelerde neden 3-5 yorum oluyor? Neden çok büyük bir kesim hâlâ “Anathema geliyorrrrr!!!”, “Megadeth geliyorrrrr!!!” diye bağırdığının 5′te biri kadar “Between the Buried and Me ulaaaaan!”, “Septicfleeeeeesh!”, “”The Faceleeeeeeess!!” diye bağırmıyor?

    Neden ülkemizde büyük kitlesi olduğunu bildiğimiz Cradle of Filth, Dimmu Borgir ve yakın kalibredeki gruplar, Porto Riko’sundan Singapur’una her yere defalarca gidip hâlâ Türkiye’ye bir kez bile gelmediler? 20 yıldır herkesin adını sayıkladığı, Yunanistan’da bin kere konser verip konser DVD’si bile çıkaran Iced Earth bile daha ilk kez geçen sene, anca Barlow gruptan ayrılmışken getirilebildi. Çünkü kimse kaç kişi geleceğinden, nerenin doldurulabileceğinden emin değil. Tabii ki başka bin tane sebebi de var, ama dışarıda her konseri sold out olan bir grubun burada kaç kişi çekeceği hâlâ meçhul.

    Biraz şu vizyonumuzu genişletelim artık nolur. Şu site 3,5 yıldır var ve çoğumuz beklemediğimiz kadar “kendimizden” insanlar gördük burada. Sadece 3-5 kişinin haberdar olduğunu sandığımız bir grup için heyecanlanan bir sürü insan olduğunu fark ettik, Türkiye’deki kitlenin, kafasına Metallica bandı takan üstü çıplak kesimden çok çok çok daha fazlasına sahip olduğunu gayet sağlam şekilde anladık.

    Demem odur ki;

    Kvelertak seven arkadaş. Enslaved seven, Vektor seven, Lykathea Aflame seven arkadaş. O gruplar buraya konsere geldiklerinde sen bile gitmezsen, sonra “o niye gelmiyor, kazma organizatörler şunu getirmeyi akıl edemiyorlar” diye şikayet etmeye hakkın olmaz. Olamaz. Olay bu kadar basit.

    Bu vizyonu genişletmek, kitlenin bakış açısını değiştirmek, dünyaya ayak uydurmasını sağlamak mı istiyorsunuz? Yapmamınız, yapmamız gereken şey bu vizyonu paylaşmak. Pasifagresif’i paylaşın. Bu tarz bir vizyona sahip sitelerin haberlerini, kritiklerini paylaşın. Gelmesini istediğiniz grupları paylaşın. Kendi çapınızda da olsa bunları duyurmaya çalışın. Biz yıllardır bunu hiçbir beklenti olmaksızın yapıyoruz. Ne maddi bir beklentimiz, ne bir ego tatmini amacımız, ne de başka tür gizli bir planımız var. Yıllardır tek amacımız Türkiye’deki metal dinleyicisine vizyon katmak, birlikte daha fazlasını bilir hale gelmek. Bunun için her gün saatlerimizi veriyoruz, bir şeyler yapmaya çalışıyoruz ve bunun daha çok kişi tarafından duyulmasını istiyoruz. Tek amacımız bu. Pasifagresif bunun için bir araç ve biz de onu olabildiğince etkin kullanmaya çalışıyoruz. Eskiden metal-pit vardı, sonra aksakritim.com’u açtım, ardından da Pasifagresif. Hepsinin amacı aynıydı. Ve karşılığını bulduğunu görmek de inanın çok mutlu edici, gaza getirici bir olay. Ama daha fazla olmalı. “Şu an”dan şikayet ediyorsak, demek ki farklı bir şeyler yapılmalı.

    Diğer bir konu, konsere gelen kitlenin durumu.

    Kendi adıma, sevdiğim bir grup sahnedeyse ne kimse benim eğlencemi engelleyebilir, ne de ben “ben eğlenirken başkaları hakkımda ne düşünüyor” diye düşünürüm. Onca gözlüklülüğüme, onca metalci olmayan halime, kareli gömleğime, şuyuma buyuma rağmen deli gibi eğlenirim, sesim kısılana kadar şarkı söylerim, kafa sallarım. Çünkü bunları yapmak için oradayım.

    Thrown to the Sun’la bir sürü konserler verdik, veriyoruz. Şarkılarımızı çok sevdiğini bilmeme rağmen bir sürü insan, malûm sebeplerden dolayı, olduğu yerde, tek hareketi bira bardağını ağzına götürmek olmak suretiyle, minimum hareketle bizi izliyor. Sahnede çalarken bunu görmek inanın garip oluyor çünkü aşağıya baktığınızda oraya eğlenmek için değil, sadece “takdir etmek için” gelmiş insanlar gördüğünüzü hissediyorsunuz. Anlayamadığım nokta da işte bu. Adam orada duruyor ve içinden “Oooo işte istediğim şarkı başladı. Evde olsam bilgisayarımın başında kafa salladığım bu şarkıya, insan içinde olduğum için sabit durarak ve takdir ederek eşlik edeyim” diye geçiriyor. Arkadaşım, sahnede münazara yapmıyoruz. Tiyatro oynamıyoruz. Sunum yapmıyoruz. Bildiğin, “I am more than your flesh!!!” diye, “Subtle disease will wipe out the universe!!!” diye böğürüp tepiniyoruz. Sen neden Abbas Güçlü’yle Genç Bakış’a katılmış gibi bekliyorsun? Bizden önce veya sonra çıkan başka gruplara da elimizden geldiğince eşlik etmeye çalışıyor, insanlara bir metal konserinde olduklarını hatırlatmaya çalışıyoruz. “Niye kasıyorsunuz bu kadar, eğlensenize!” diye bağırasım geliyor bazen.

    Sonra konser bitiyor, konser boyunca dümdüz duran adam, konser sonunda gelip “abi çok iyiydiniz” diyor. Arkadaşım hem kılını kıpırdatma, hem çok iyiydiniz. Nedir bu? Neyimiz iyiydi? Kendi yazdığımız, binlerce kez çaldığımız şarkıları hatasız çaldığımız için mi iyiydik? E peki sen niye hiç hareket etmeden orada durdun? Amaç müzik dinlemekse, evinde zaten dinliyorsun. Ama amaç eğlenmekse, e o zaman eğlen. :)

    Kısacası, kıçını kaldırmayan insanın bir şeyden şikayet etmeye de hakkı yoktur. Bu müziğe bir şeyler katmak, istediğin grupları görmek, sevdiğin şeylerin daha çok insan tarafından bilinmesini, takdir görmesini mi istiyorsun? O zaman bir şeyler yap. Hiçbir şey yapmıyorsan bile en azından konserlere gel. Bu müziğe aşık kişiler olarak biz de eğlenemiyorsak, biz de coşmuyorsak, sevgimizi göstermiyorsak, e o zaman tüm bunların, “metal en süper müziktir” diye gezmenin ne anlamı var?

    Rotten Angel

    @Ahmet Saraçoğlu, Bir okumaya başlayayım. Bakalım sonunu getirebilecek miyim…

    Özgür Durakoğulları

    @Ahmet Saraçoğlu, Altına imzamı atacağım harika bir yazı. Bir şeyler iyi olsun diye çabalamak yerine çoğunlukla kötü bulduğumuz şeylerden yakınarak oyalanmayı tercih ediyoruz bir de. Beğenilmeyen şeyin suni biçimde zorakiymişçesine desteklenmesine karşı olsam da, öbür türlüsünde de pek bir …yız. Yetişkinlerde de var bu tavır ama, sadece genç kesimi sorumlu tutmak yetersiz kalır. Şikayet, şikayet, şikayet…

    Baybora

    @Ahmet Saraçoğlu, Bu ne güzel yorumdur böyle.

    saw you drown

    @Ahmet Saraçoğlu, Muhteşem bir yazı. En çok katıldığım konu bazı grupların türkiye’de kitlelerinin bulunamaması. Üzücü bir durum gerçekten.

    Zeynel

    @saw you drown, Hepsini anlıyorum ama son yıllarda orjinal tişörtü en çok satılan, gençlerin en çok sahiplendiği, hatta grubun bizzat “orada konser vermek istiyoruz” dediği bir ortamda Municipal Waste neden hala konsere getirilmez?

    scapegoat

    @Zeynel, çünkü tişört satışları güven verici değil. İmaj çağında yaşıyoruz.

    Rotten Angel

    @Ahmet Saraçoğlu, Mükemmel bir yazı olmuş üstat, ellerine sağlık.

    Şu put gibi duran seyirci bölümüne değineyim. Empati yapayım… Benim grubum olsa, ve biz tepinirken böğürken kudururken, bizi izleyen adam, münazara veya tiyatro izler gibi takılırsa hakiketten benimde sinirimi bozar. Ulan ayı mı oynuyor burada moduna girerim. Yngve Ohlin gibi seyirciye ”Are you dead? huh?” derim.

    Aslında insanların buradaki temel sebebi şu sanırım: ”Benim hakkımda ne düşünürler?” ”Bana gülerler mi?”. Bara girince sosyal fobik oluyor millet. Bakıyor etrafına, kimse kafa sallamıyor, ”Eeee kimse kafa sallamıyor. Şimdi sadece ben kafa sallarsam, tepinirsem komik durur bana bakarlar, gülerler” moduna giriyorlar. Alıyorlar birayı, tiyatro izler gibi bakıyorlar. Çünkü insan içinde tepinemeyip, sadece evde tepiniyorsa, sorun ”insanlar hakkımda ne düşünür” modudur

    DrAQA

    @Rotten Angel, Baştan aşağıya kompleksli bir toplumuz. Kimseyi takmayıp kendi eğlencene baksan, açık biçimde “mal, salak, ergen” gibi yakıştırmalara maruz kalabiliyorsun.

    Konserde diğerlerine nazaran biraz daha ‘istekli’ kafa sallıyorum diye arkamdakilerin kahkaha attığını çok net hatırlıyorum. Öyle ki arkamı dönüp açıklama yapmıştım onlara, ben buraya eğlenmeye geldim, beni izleyeceğinize adamları izleyin diye.

    ismail vilehand

    @Ahmet Saraçoğlu, yorumunu en küçük noktasına virgülüne kadar okudum ve söylediğin her şeye katılıyorum ama..

    aması şu, evet internette süper metalcilik yapıp şu güzel bu şahane diyip hiç bir olaya katılım göstermeyenler var ama bu işe her şeyini adayıp hayattan bezdirilenler de var.

    ben 2003 – 2010 arası türkiyede olan hemen hemen her konsere gittim. sorun hemen hemen hepsini gayet net anlatırım. mesela hayatımda ilk izlediğim metal konseri 2003 Sepultura konseriydi. asla unutamam. bunun gibi iyisiyle kötüsüyle çok unutulmaz konser izledim bu ülkede.

    yavaş yavaş bezdirilme konusuna gelecek olursak, hem organizatörler hem bu ortamın popüler kişilikleri hemde malum seyirci kitlesi sanki “siktirin gidin bu müzikten nefret edin.” dermiş gibi müthiş bir efor sarfettiler yıllarca.

    mesela unirock teşkilatı, festival haricinde de bi dünya organizasyon yaptı ama çoğunlukla aynı adamları getirdi durdu. unirock 2011 için ilk isimler 2010 sonu açıklanmıştı, Opeth ve Katatonia, denmişti bende “yine mi bunlar?” demiştim, sen, Batuhan, Berca, Korhan ve sitenin hala müdavimlerinden olan bi dünya kişi paragraflarca yorumlar yazarak bana ayar vermiştiniz, ben de “abi nedir bu kadar ayar…” dediğimde bi tek Korhan sonra “ya olabilir ben seni anladım sıkma canını.” tarzında bi yorum yazmıştı.

    ya tamam ben çok aşırı derecede Opeth sevmiyorum ama 2 kere izledim adamları. destekse destek. evde boş boş oturmaktansa o dönemki kız arkadaşımla ve arkadaşlarımla gittim izledim. öyle iğrenerek, halay çekerekte değil, radyodan müzik dinlermiş gibi duyduğum şeyden keyif almaya çalıştım ve aldım da. bunun gibi bir dünya olay var. mesela Behemoth’un Demigod ve sonrası aşırı anti-orjinal ve yapmacık geliyor bana, buna rağmen oturup siki taşşağı yaymak yerine arkadaşlarımla gittim izledim. toplamda Behemoth’u türkiyede 3 kere izledim hemde.

    daha çok yazarım böyle, aşırı sevmediğim, fanı olmadığım gruplar baya vardı gittim yani. kız arkadaşıma pandik atmasınlar, arkadaşlarla akşam geçireyim ve en önemlisi organizasyonlara destek olayım, dahası da gelsin, benim sevdiklerim de gelsin, diye gittim izledim.

    mesela Whitechapel şuan metal piyasasının en aktif ve önemli gruplarından biri. çok büyük gruplarla devasa turnelere çıkıyolar. dünyanın ücra köşelerinde çıktıklarında çoşarken yüzlerce adam birbirine giriyor, türkiyeye gelseler senin dediğin gibi kaç kişi gelir izlemeye? veya nerede çıkarlar? mesela ben Opeth çok feci derecede sevmiyorum ama gidip izledim ve ortama ayak uydurdum. peki sen benim Opeth için yaptığım şeyi Whitechapel için yapar mısın?

    coşma kopma konusuna gelicek olursak, hepimiz milletçe götümüze başımıza bakmadan çok ağır abi tribine giriyoruz. mesela yaşadıklarımızdan ötürü 2003, 2004 döneminde biz itü metalcisi diye bi mevzu uydurmuştuk. uzun saçlı at kuyruklu, gözlüklü, Opeth yada Dream Theater tişörtü giyen, her konseri senin ifade ettiğin biçimde eli kolu bağlı izleyen, pogo yapanıda itip “hayvan mısın?” diyen tiplere itü metalcisi diyorduk. hani neden itü metalcisi dedik cidden hatırlamıyorum. itülü olanlar meclisten dışarı siz onu x metalci olarak şeyapın. neyse işte, böyle itildik kakıldık yani.

    hatta öyle bişi oldu ki, çok enteresan. Misery Index türkiyeye gelmişti, grind sevenler olarak haliyle koşarak gittik. konser başladı, çata çuta gidiyor adamlar bizde müziğin doğası gereği pogo yapıyoruz, birileri geldi organizatörüz hesabı itti kaktı bizi dediler; “bu teknik death, ya pogoyu tepinmeyi kesin, yada biz konseri durdururuz.” bu duyduklarımın üzerine yüksek doz LSD kullanıp kendimi dipsiz bir kuyudan aşşağı bıraktığımı hissettim. “CİDDEN BU NEYDİ LAN..!!!?!?”

    yine mesela sonra The Red Chord geldi. içerde grubu bilipte izlemeye gelen 10 kişi varsa gerisi alt grup elemanları ve onların arkadaşlarıydı. yine eğledik ama The Red Chord yani…

    The Black Dahlia Murder konserinde çok aşırı çoştum mesela. stagedive yaptım baya. sonlara doğru bi stagedive daha yapayım dedim tek ayağımın üzerine düştüm sol ayak bileğimi kırdım. hiç üzülmedim ve kendime kızmadım. ben zaten bu müzikte çoşarken en kötüsünü göze alarak çoşuyorum. bu olaydan sonra ise kenara çekilip konseri sonuna kadar takip ettim ve sonra hastaneye gidip ayağımı alçıya aldırdım.

    millet “bira pahalıyda amuğa koyeeem!” diye isyan ederken ben The Black Dahlia Murder konseri sonrası ayağımı kırdığım halde ne güzel bir geceydi diye söz ettim hep. hala daha bu geçerli.

    ha “ayağını kırıyosun hala nası böyle diyosun?” diye soran olursa cevabım çok basit; bir dönem 100′ün üzeride bu müziği yapan ve kovalayan arkadaşım vardı, şimdi 200 tane arkadaşım var ama kız arkadaşım dahil metal dinleyen 3 kişi tanıyorum ve bu yola devam ediyorum. gerçekler bunlar. ben bu müziği ölümüne seviyorum. dünyada tek hayatta kalan adam ben olsam da vazgeçmem bundan. http://www.youtube.com/watch?v=p43IDnLYRyQ

    türkiyedeki iptaller, aksaklıklar ve ortamı piç edenler tuzu biberi oldu ama ben asıl bu ortamdan kopma noktamı kendi ekonomik özgürlüğümü elime alınca belirledim. son 2 yıldır her yaz tatilimi avrupadaki büyük festivallere göre ayarlıyorum, Hellfest, Obscene Extreme, Brutal Assault falan geziyorum. her yaz ortalama 70 – 80 grup izliyorum. müthiş huzurlu ortamlar gerçekten. kavga, dövüş, halay çekme falan yok. black metal’den tutunda hardcore, death metal, thrash metal, punk, sludge ve saymadığım çok daha fazla tarzdaki gruplar çıkıyor. black metal grubunda kafa sallayan adam gelip hardcore grubunda pogo, circle pit falan yapıyor, üzerinde Immolation tişörtü olan adam deathcore gruplarında çoşuyor, her şey inanılmaz gerçekten, harikalar diyarı gibi. insanlar dibine kadar eğlenmeyi biliyolar ve hakkını veriyorlar.

    kopma falan derken yine komple sırt dönme yok. bu en son Morbid Angel konseri için biletleri çıkar çıkmaz eventbrite adlı bir sitede paypal ödemesi yaparak aldım mesela, şimdi paramı geri alamıyorum. mail atıyorum olmuyor adamlara telefonumu bırakıyorum arıycaz diyolar aramıyolar, ya birader iflas mı ettiniz şirket mi kapandı diyorum yok burdayız sorun yok diyolar yine parayı vermiyolar. hani bişileri illegal yoldan çözmek olmaz ama ben bu adamları gidip dövsem komaya soksam sonuna kadar haklıyım mesela. ama böyle bişi olsa webzine’ler apaçiler organizatörleri tartakladı diye haber gecer. ulan benim hem ruhum, hem zihnim, hem bedenim 10 senedir bu müziği sevdiğim için tartaklandı zaten.

    hani karı mı götürdün ortam mı yaptı deseniz hiç alakası yok. hep cebimden verdim hep hayatımdan verdim bide üstüne üstlük şu ortamda tanıdığım hiç bir insanla görüşmüyorum, selamlaşmıyorum bile. hala soran oluyor “ya sen senelerdir kovalıyosun rock/metal ortamlarını nedir durum?” diye…

    yeri geldi sınavıma çalışamadım, müzik zevkim uymadı diye ters bi laf ettim karıya kıza yol verme durumunda kaldım, bu konuyla ilgili iyileşen düzelen hiç bişi yok hala.

    dediğim gibi türkiyede günüme gelirse konsere giderim ama gerisi bu saatten sonra çok zor. ben hala burdayım, yazarım çizerim ama kimse bana konserlere gelmiyosun gitmiyosun diyemez. en terso zamanımda bile harçlıklarımdan arttırdım ve karşılıksız olarak 7 yılımı verdim ben bu müziğe, gerekirse dahasını da veririm ama desteği hakeden bir şeyler olursa.

    oha lan amma doluymuşum :)

    Berker İlhan

    @Ahmet Saraçoğlu, Büyük oranda sana katılıyorum. Ama merak ettiğim bir nokta var (yukarıdaki ve aşağıdaki diğer yorumlar arasından), halay çekme olayı bir Rotting Christ ya da bir Slayer için gereksiz olabilir ama Ensiferum , Korpiklaani gibi daha eğlenceli müzikler yapan gruplar için neden tepki görüyor ki? Slayer’da, The Black Dahlia Murder’da ya da Hail of Bullets’ta yapılan pogo ne kadar normalse bence bir Ensiferum, Korpiklaani’de halay çekilmesi o kadar normaldir. Bu yorumlardan sonra konserlerde insanların neden put gibi durduğuna da şaşırmamak lazım..

  16. TAAKE says:

    metal konserlerinde ellerini çapraz yapıp sesizce dinleyen insanları anlayamıyorum,saygı duyuyorum onların seçimidir ama anlayamıyorum,ahmet in de dediği gibi amaç müzik dinlemekse evde koltuğuna uzanıp,bir elinde ballı sütle,diğer elinde mestan kedinle oynayarak da dinleyebilirsin,ama konserdeki bu tiyatro seyircisi tavrını çok garip bulurum,konserlerde hele grup çok da manyak bir şeyse ben krize girmiş deli gibiyimdir,kesin cama,çerçeveye yumruk atarım, gaz şarkılarda,boynumun ırzına geçercesine headbang yapıp meczup gibi kendimden geçerim,bazen sahneye fırlar vokalistin yanında headbang yapar,sonra da boynunu ısırır kaçarım

  17. Kemal says:

    @Ahmet Saraçoğlu, Ahmet eline saglik ya, lutfen bu tarz yorumlara/yazilara biraz daha agirlik verin, okumasi cok zevkli oluyor.

    Ben de az cok konser terubesi olan biri olarak seyirci-grup etkilesimi hakkinda ahkam keseyim. Hem Ahmet’in yazisinda hem de diger yorumlarda seyricilere baya laf edilmis (bir kismi hakli nedenlerden dolayi). Fakat ben “Turk seyircisi put gibi” elestrisinin biraz abartildigini dusunuyorum. O yuzden olayi tersine cevirip biraz gruplari elestirecegim.

    Malesef bircok grubumuz “sahne performansi” denen seyi algiliyamiyorlar. Sahnede calmak bir “show” dur arkadaslar. Eger yerinizde dikilip dumduz calacaksaniz, bunun hicbir seyir keyfi yok (super teknik seyler calmadiginizi varsayiyorum). Takir takir kafa da sallayacaksiniz, hoplayip ziplayacaksiniz da. Ayni anda hakreket edip ritim kacirmadan calabilmek Allah vergisi degil, yeterince calisarak uzerinden gelinebilecek bir durum. Studyolari sadece sarkilari prova etmek icin kullanmak zorunda degilsiniz, sahne performasinizi da gayet orada gelistirebilirsiniz.

    Eger siz sahneden yaptginizi seyden keyif aliyor gibi gorunmuyorsaniz, seyircinin de keyif almasini bekleyemezsiniz. Mesela cok basit bir iki hareketle (ornegin senkronize kafa sallamayi ogrenmek) sahne performansinizi arttirip milleti fisekliyebilirsiniz. Evet dogru Turk seyircisi kolay kolay hareket etmez, ama yeterince gaz verildiginde bir cok amator grup konserlerin de ortaligin cehenneme dondugune defalarca sahit oldum.

    Sonuc olarak demek istedigim su, evet Turk seyricisinde bazi sorunlar var ama bunlar kisa vadede degistirebilecegimiz seyler degil. Fakat Turk gruplari olarak sahne performansini daha ciddiye alirsak, seyircileri gaza getirmenin cok daha kolay hale gelecegini dusunuyorum.

    Bence dogru davranis insanlari elestirmek/degistirmeye calismak yerine kendi capimizda hamleler yapmak olmali. Ahmet’in yazisinin ilk kismina bu yuzden bayildim. Uzun uzun ‘Turk dinleyicisinin vizyonu yoktur’ demis, ama bunu diyip birakmamis, ve PA’nin bu sorunu cozmek gibi bir misyonu oldugundan bahsetmis. Demek istedigim tam bu iste, sadece elestirip birakmayalim, cozumler uzerine de tartisalim.

    Not: Lutfen yanlis anlasilmasin, spesifik olarak hic bir Turk grubuna yoneltmiyorum bu elestriyi. Otorite filan da degilim, amator bir muzisyen olarak ben de her gun sahne performansi uzerine yeni seyler ogreniyorum.

  18. Ufuk Sönmez says:

    beyler, gerek dinleyiciler için gerenk de sahnedeki müzisyenler için diyeceğim şudur ki “rahat olun abi, kasmayın”. yüzyılın açıklamasından sonra evet dağılabiliriz, yani konsere gidip de eğlenmeyeni skeyim ben, hayat zaten sıkıcı lan, çok afedersiniz küfür de ediyorum ama bu arada pasifagresif yenilendi, küfür serbest mi onu da bilmiyorum ama bana serbest olsun, neyse arkadaşım para verip geliyosun, bi de eğlenmiyosun ayıp değil mi lan yaptığın, ne biçim insansın pislıhh.

  19. progressive says:

    İzmirde olduğum için henüz istanbula konsere gitmiş değilim.Zaten gelcek olsam tanıdığım kalabileceğim kimse yok.İşte ayda yılda bir izmirde olan konserlere gidiyorum.

  20. ozgur says:

    Yeri geldiğinde kollarımı bağlayıp “hmms hmmss” diye konser izlemişliğim çoktur. Ayrıca yaklaşık bir buçuk sene sahneler konser veren bir grupla izleyiciler arasında bu bahsettiğim tavırdaki izleyiciler gördüğüm de çoktur. Bunları söyleyim, ne demek istediğim belki daha iyi anlaşılır.

    valla şimdi bence işiniz zor. (sizin işiniz de zor be abi). sırf konsere geldi diye bir insanın “eğlenme zorunluluğu” falan yok bana kalırsa. sahnedeki müzisyenin bunu beklemesi biraz fazla abartı bi durum bence. (hee, tabi dünyaca ünlü ya da en azından ülkende yeteri kadar ünlü bir grup değilsen. O durumda, insanlar sadece grubu bildikleri/sevdikleri için gelecekler.)

    Örneğin bir barda “thrash gecesi” yapılıyor. Önceden bunu bilip de bara giden insanlarla, bunu bilmeden oraya “hard rock dinleriz belki” umuduyla giden insanların eğlenme düzeyini aynı şekilde beklememek lazım.

    Ama sen bir barda çalıyosan, insanlar oraya sadece seni dinlemek için gelmiyor. Neden geldikleri önemli değil. Bizim o nedenleri sorgulamamız haddimiz değil. Ha o sırada, o gün sen sahneye çıkmışsın insanlar da seni/grubunu anca kollarını birleştirerek izliyorlar. “hmmss hmmsss” diye ‘yorum’ yapıyolar. Pek doğal olarak, adam grubunu bilmiyor olabilir, duymamış olabilir, veyahut bilip daha önceden dinlemesine rağmen sahnede ilk defa dinlemiştir ve beğenmemiştir vs vs. Bunun da biçok nedeni olabilir.

    O yüzden “konsere gelip kollarını bağlayıp izleyen seyirci ne yaa” eleştirisine katılmıyorum.

    yüzyılın açıklaması çok doğru “kasmayın o kadar”.
    (iki taraf da)

    ——-

    “amaç müzik dinlemekse git evinde dinle” : bu ifade de ne kadar hatalı bir ifade, argümandır. Lisedeyken, Balıkesir’den İstanbul’daki bir konsere bilet almadan önce babam söylüyordu böyle şeyler. “olm burda dinliyosun ya işte. ne gerek var konsere.” yapmayınız etmeyiniz arkadaşlar.

    Şöyle bir şey denilebilir bu konuyla ilgili belki: “arkadaşım, insan evinde benim müziğimi dinlemiştir beğenmiştir, sonra konsere gelmiştir. müziğimi evinde dinleyip beğenen adam neden konser boyunca put gibi duruyor?! Beğenmese zaten konsere gelmezdi.” O zaman da insanların metal müzik konserinde deli gibi headbang yapıp sapıtma zorunlulukları mı vardı acaba diyebilir karşıdaki.

    Neyse pek uzatmayayım, genel hatlarıyla belli oldu pozisyonum sanırım. Bu yazıyı “belli bir kimseye veya herhangi belli bir gruba laflar” olarak alan olduysa da ne mutlu ona, beni tanımış.

    ozgur

    @ozgur, son cümleyi “ironi yapayım bırakayım artık” diye düşünerek yazmıştım ama şimdi okuyunca baya kötü. bi bok belli olmuyor. düzelteyim, kimseye karşı yazılmış bir yorum değil o.

  21. ece says:

    ekonomik olarak yunanistan gibi değiliz, yunanistan’ın durumu birkaç senedir kötüleşti, burası insanların sadaka gibi maaşlarla çalıştıkları, çok şans eseri olmadıkça bir işyerinde ancak 2-3 ay tutunabildikleri, ev kiralarının maaşlarla aynı miktarda olduğu bir ülke.
    burası beş yıllık plan bile yapılamayan bir ülke. bir düşünün hayatınızda kaç kere geleceğiniz 5 yıllık bir plan yaptınız. yaptıysanız, yaptığınız planın ya bir ekonomik kriz ya da olmayacak bir durum yüzünden daha iki sene olmadan alt üst olduğunu gördünüz değil mi?
    o yüzden herkes konserlere para yetiştiremiyor, seçmek zorunda kalıyor. bir de gelen her grup popüler değil, ama bir iron maiden, bir megadeth fena seyirci çekmedi, küçükçiftlik’in dolduğunu bizzat gördüm. bir de iyi promosyon şart, birçok ismin geldiğini ben bile son anda duyuyorum.
    maalesef her turneye bu ülke eklenmiyor, bir grup bir geliyor bir daha gelmiyor, iron maiden 2013 turnesinde burayı göremedim mesela. asıl sorun bu. sadece belli bir kitlenin dinlediği, metalin sert ve ekstrem türlerini yapan ve en büyükler içinde bulunmayan gruplara gelen seyirci azlığına bakarak genelleme yapılmamalı bence.

  22. Ufuk Sönmez says:

    arkadaşlar video güzeldi, elinize sağlık. cover gruplarına uyuz olan bi tek ben yokmuşum, sevindim gerçekten. bu müziği dinleme sebebimiz, her seferinde daha farklı ve başka şeyler duyma isteği değildir de nedir? sonuçta herkesin elinde bi gitar var ama esas olay “vay be adam ne güzel bulmuş şu melodiyi ya da rifi” demek değil midir? müzisyenlik yetenek işi olarak kabul edilse de işin içinde çok ciddi bir yaratıcılık ve zeka var ve benim de bayıldığım nokta bu. türkiye’de kaç tane rock-metal müzisyen kendini zorluyo, kaç tane 10 üzerinden 8 verebileceğimiz grup var? gerçekten yetenekli olanlar maalesef grup toparlayıp kendilerini gösteremiyorlar böyle de bi gerçek var türkiye’de. şartlar bıktırıyo müzisyenleri. sağda solda, kıyıda köşede kalmış tipleri takip etmek lazım siberalemde.

  23. aaa says:

    yalnız onur abi saçları kestirince burning circle öksüz kalmış.

  24. –spoiler–

    Bahadır’ın egosu böyle giderse, bikaç bölüm sonra “Batuhan is my biatchh” şeklinde bi giriş görebiliriz haha. Güzeldi, zevklen izledim.

  25. symbyan says:

    Bence ayrı bir madde olarak tartışılması gereken konu da çok gruplu konserlerde hele ki bi de ortada ödenen bi ücret varsa sahnede grup çalarken civardaki herkesin kendi grubunu izlemeye gelmiş gibi gösterilip “bugüne kadarki en büyük, en geniş kitleli konserimizdi”ye getirilmesi.

  26. Can Ürek says:

    - Ses sistemleri rezalet.
    - Saatlerce kapıda bekletiliyorsunuz.
    - Tıkış tepiş insanlar bazen gaza gelip üst üste çıkıyor falan. Bu bazılarının hoşuna gidiyor ama ben bir Satriani konserine gidip numaralı koltuğumda oturup insan gibi seyrettiğimi hatırlıyorum o konseri başka hiç bir konsere değişmem.
    - Fiyatlar verilen hizmetle mukayese edilmez.

    Daha say say bitmez. Bir de o k.çiftlik park. Nedir o ya? Ne zaman gitsem bir daha buraya gelmiycem diyorum. Sonuç da bayadır da gitmiyorum.

    earth's skin

    @Can Ürek, “Tıkış tepiş insanlar bazen gaza gelip üst üste çıkıyor falan.”

    Tüm “short, fast & loud” ekolü grupların olayı budur zaten, hardcore’dan grindcore’a. Loss konserinde kimse kimsenin tepesine çıkmaz ya da stage dive yapmaz. Hoşlanmıyorsan; aksiyondan uzak, arkada performansı izlemek de yeterince keyif verici. En önde dururum, kollarımı birleştiririm dersen, biri omzuna basıp sahneye atladığında “napıyosun lan” deme hakkın pek olmuyor bence.

    Can Ürek

    @earth’s skin, Kimseye “napıyosun lan” demedim. Bu durumlarda mümkün olduğunca oradan uzaklaşırım. Benim sebep yokken liseli çocukların evde güreşmesine benzer triplere girmek hoşuma gitmiyor. Özetle biriyle sevişmiyorsam yada kavga etmiyorsam fiziksel temastan hoşlanmıyorum ve bana oldukça da itici geliyor. Müzisyenleri izlemekle zerre ilgilenmeyen bu arkadaşların da en ön sıralarda yer almak için tabiri caizse savaşması da ayrı bir çelişki. En son Metallica Sonisphere de en ön grubun içindeyken böyle bir durumda, baktım kavga çıkacak, “Benden uzak durun, akıllı olun, alın en ön sırada sizin olsun deyip birkaç sıra arkaya çekilmiştim.” Öyle bizler rockerız, enternasyonal, liberal insanlarız, kahrolsun savaşlar, yaşasın insanlık, çiçek böcek falan da hikaye. O ortamlarda hiç de kardeşçe olmayan diyaloglar ve kavgalar gördüm. Misal Sonisphere de İrandan bir grup gelmiş izlemeye. Bu en ön sıradakiler, herifleri oradan atacağız diye elinden geleni yaptı. Küfürler havalarda uçuşuyor. Yarım yamalak İngilizce ile İranlılara saçma sapan laf sokmaya çalışmalar falan. Neyse yani ben Rock müziğin hatta Metal’in pek çok türevinin Jazz’dan daha az elit olduğunu düşünmüyorum. Seyircilerinin de insan kalitesi olarak çok farklı olmadığını düşünüyorum. Ama bazı ufak gruplar var ki, onlar için aynısını söyleyemem.

    TAAKE

    @Can Ürek, iranlı arkadaşlara laf sokanlara afederSin ………………,hocam benimde vardı iranlı arkadaşlarım,irandaki rejimden dolayı doğru dürüst bir konser izleyemeyip türkiyeye gelen,bunlar üstelik çok donanımlı ve müthiş insanlar ,lütfen bu insanlara gördüğümüz yerde yardımcı olaım

    Can Ürek

    @TAAKE, Gerçekten iyi ve kaliteli insanlar. Katılıyorum.

  27. Can Ürek says:

    Bir de şimdi bakınca, yorumlarda bolca konsere geldiysen tepineceksin yoksa bizden değilsin gibi bir ötekileştirme gördüm. Hoş değil. Herkes sizin gibi eğlenmek zorunda değil. Ben müziğin armonisi ve müzisyenin canlı performansını dikkatlice izlemekten keyif alıyorum. Başka türlü eğlenenler de olabilir saygım var. Hiç bir armonisi olmayıp 5 li akorlarla böğüren grupları da zaten izlemeye gitmiyorum.

  28. crowkiller says:

    http://www.youtube.com/watch?v=8iv3HqRJP3w

    şu konserde bende olsam fenamı olurdu

    (sahnedeki gerçekten Cannibal corpse)

  29. bhe says:

    kişisel tercihim hiçbir konsere gitmemek olarak yerleştiği için bugüne değin hiç böyle bir konuyu düşünmemiştim bile. şimdi bu kadar yorumu ve bu durumun insanları üzdüğünü falan görünce şaşırmadım desem yalan olur. Ben gerçekten bir çok insanı aynı düşünüyormuşum demek ki. Açıkçası bir albümü dinlemek benim açımdan konsere gitmekten binlerce kez daha harika bir duygu. Birincisi albümde o gubun vokalinin veya gitaristinin olabildiği en iyi halini dinliyorum. karşımda görsel bir obje olmadığı için müziğe odaklanmak binlerce kez daha kolay oluyor ve performansı mı düşecek vokalin sesi mi kısılacak, melodileri veremeyecek mi gibi hiçbir düşüncenin pençesine kapılmıyorum. ayrıca bir konser alanı bir düğün alanı gibi geliyor, nasıl bir düğünde kalkıp göbek atmayı ya da dans etmeyi çok luzumlu bir şey görmüyorsam, bir konsere gidip kafa sallamayı ya da oradan oraya uçmayı da bir türlü sevemedim. Pek tabi diyebilirsiniz; “iyi kardeşim sadece dinleyedebilirsin o zaman bunları yapmayı sevmiyorsan” diye. hak veriyorum ancak; benim sevdiğim şey zaten sadece dinleme kısmı. nerdeyse bu sitedeki bir çok metal müzik fanı gibi daha çocuk olduğumuzu hissettiğim yaşlardan bu yana bu müziği dinliyorum. ama hiç hatırlamıyorum ki bir grubun vokalinin ya da gitaristinin neye benzediğini merak edeyim canlı nasıl söylediğini merak edeyim. Kanımca, zaten bir grubu tanıtan ve ona değer katan şey yaptığı albümlerdir, ben o albümü dinlerim, dinlerim, binlerce kez de dinlerim ve her defasında apayrı tatlar alırım. ama iş onu canlı dinlemeye geldiyse oradan uzaklaşmam gerektiğini hissederim. Arena gibi bir ortamda bir ton adamla beraber tezahüratlar eşliğinde kollar havada kendimi ilk bulduğum gün, “ne yapıyorum lan ben, müzik bu, git dinliyorsan dinle” ama onun dışında herbir notasına kadar ezberlediğin masterpiece dediğin bir şarkıyı albümdekinden daha farklı bir şekilde çaldıklarında ya da vokal onu benim sevdiğim tarzından daha farklı söylediğinde veya yorgunluktan ya da sesini yıpratmışlığından ötürü şarkıyı benim beğendiğim halinden farklı bir şekle soktuğunda kendimi kötü hissettiğimi anladığımdan bu yana konserlerden hep uzak durdum. Hani sakın yanlış anlaşılmasın ama bir grubu dinlemek benim için bunları ifade ediyor ne çok marjinal olmaya ne de konsere gitmenin aptalca olduğunu ifade etmeye çalışıyorum. Ancak başlık ve yazılanlar nedense bende bu yazıyı yazma hissiyatı uyandırdı.

  30. rıdvan says:

    öğrenci adamız gelir düzeyimiz belli usta paramız çıkıştıkça gelmeye çalışıyoruz mesela şubatın 24 ündeki bursa konseri ufak çaplı bi bar konseri ama gelicez çünkü paramız yetiyo :D

  31. vodka says:

    herkese selamlar, yaşım 32 ve hemen hemen liseden beridir bu müziği dinlerim, Mersin’de yaşadığım için aynı değilde farklı sıkıntılara sizinle ortak oldum diyebilirim, şöyle ki; İstanbul biliyorsunuz ki bu işin ve daha birçok işin merkezi, bu yüzden bu merkezden uzak kalmak birçok şeyden de uzak kalmak anlamına gelir, konserle bu yüzden İstanbul dışındakiler için çok büyük öneme sahiptir, çünkü yılda 1 bilemedin 2 konser izlersiniz o kadar, gerçi şimdi bu da yok da neyse. hani izlediklerimizde öyle metal grubu falan değil, Mavi Sakal,Bulutsuzluk Özlemi,memleketinizin amatör grupları(tüm etkinliklerine katılmışımdır ne kadar ses problemi olsa da) blues festival(iki gitar sesi bile yeter insana) bu saydıklarım 10 sene önce tabiki. yani şuna getireceğim olayı, İstanbul’da bile bu işler rayına oturmadıysa Anadolu’da rock metal konseri izlemek hayal olacaktır. bir de son olarak şunu eklemek istiyorum; dikkat ederseniz son 10-15 yılda isim yapan yerli metal grubu da yok, Pentagram’dan sonra herşey bitti sanki ve yeni nesilin bu müziği pek de sevdiğini söyleyemeyiz, çünkü günümüz dünyası herşeyi çok kolay tüketip yenisini alma modunda. hani hepiniz bilirsiniz metal dinlemek biraz emek işidir, zordur, kimseye anlatamazsınız sadece paylaşabilirsiniz. ama çok şükür ki Metallica ve Pentagram ı 2 kez görüp, Sonisphere da Ramsstein babaları izleme onuruna layık oldum, daha da birşey demiyorum, umarım daha güzel konserler izleriz…

  32. Avcı says:

    Nereye yazacağımı bulamadığımdan buraya yazıyorum.The Black Dahlia Murder , Aborted ve Revocation’ı yanına alıp Avrupa turnesine çıkacak gelecek ay.Almanya’da 7 , İngiltere ve İsveç 2 konser verecekler.

    Kuş uçmaz , kervan geçmez Leipzig’e bile uğrayan turne İstanbul’a uğramıyor ya saçımı başımı yolmak istiyorum.

  33. Avcı says:

    Yazıda Bulgaristan’dan ve Yunanistan’dan örnek verilmiş ama koca At The Gates Bulgaristan’da konser vermeyerek turneyi tamamlayacak.Yunanistan’da 2 konserden Athina konseri ise fotoğrafa bakılırsa İstanbul konserinden daha az bir katılımla tamamlanmış. https://www.facebook.com/AtTheGatesOfficial/photos/a.674472332614086.1073741834.152054251522566/827088280685823/?type=1&permPage=1

    Şimdi buna cevap olarak “Canım onlar Birlik üyesi.İstediği an uçak biletini alıp elini kolunu sallayarak Almanya/Fransa’da ki festivallere gidebilirler.Bizim öyle bir lüksümüz yok.” diyebilirler ama galiba “Ekstrem Metal konserlerine ilgi” konusunda magma tabakasından yukarı doğru çıkmaya başladık.

  34. pigface says:

    konuyu hortlatmış gibi olucak ama :) her konsere gitmiş bir arkadaşım var. istanbul’ da neredeyse tüm olayalara gitti ama birinden de memnun kalmadı. ben slayer, overkill ve megadeth izleyebildim nedeni de istanbul ve ankara dışında kalan insanların bu külfetli ve zahmetli durumlar karşısında pes edip bu müzikten soğuması hatta bırakması. adam ortam istiyor, genç insanlar bardır konserdir bunları yaşamak istiyor da öğrenci çoğunluğun oluşturduğu bu insanlar bu 2 şehirden uzak olduğu sürece bu durum dibi görmüş durumda zaten.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.