# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
METALLICA – S&M
| 09.11.2011

Bir de bunu konuşalım.

Berca B.

Metallica. Müzik tarihinin üzerine en fazla konuşulmuş, tartışılmış, kavga edilmiş, kutuplara ayrılmış grubu olarak, özellikle belli bir olgunluğa erişmiş ve yeteri kadar hiçbir yere varmayan forum kavgasına şahit olmuş dinleyicilerin ismini internet ortamında gördüğü anda kaçmasına sebebiyet verdiği, tüm zamanların en büyüklerinden biri olmasına rağmen bir o kadar da hakkında bir şeyler okumaktan bıkılan bir grup.

Ancak lütfen herkes sakin olsun, Metallica’nın üzerine yazılacak şeylerin artık büyük oranda bittiğinin farkında olan biri olarak, size ne Metallica’nın hangi albümünün neden en iyisi olduğunu detaylıca açıklayıp sizi oksijensiz bırakacağım, ne de sayfayı zaten binlerce kez dinlediğiniz Sad But True’lara, Enter Sandman’lere boğacağım. Bu yazıda elimden geldiğince, nedense üzerine pek konuşulmayan” S&M” ve Michael Kamen dehasından, pek de bahsi geçmeyen şarkılarla bahsetmeye çalışacağım.

Rush, Queensryche, David Bowie, Def Leppard, Queen, Eric Clapton, Pink Floyd (ayrılıktan sonra hem David Gilmour ile, hem de Roger Waters ile), Aerosmith, Bob Dylan, Sting ve bizi bu yazıda ilgilendiren isim olarak Metallica, Michael Kamen’ın yaratıcılığından faydalanmış isimlerden yalnızca birkaçı. Hem rock ve metale, hem de klasik müziğe gönül vermiş biri olarak Michael Kamen, kendini beste anlamında dışarıya kapatmış pek çok grubun, orkestral düzenlemelere ihtiyaç duyduğu anda ilk aradığı isimlerden biri oldu yıllarca. Metallica ile olan ilişkileri siyah albüme dayanıyordu. Michael Kamen’ın Nothing Else Matters’a boyut atlatması, Metallica’dan ziyade Michael Kamen’ın zihninde yer etmişti ve grupla tekrar çalışmayı çok istiyordu. Ve 1997′de Michael Kamen Metallica’yla irtibata geçti ve böyle bir projede yer almak isteyip istemeyeceklerini sordu. Metallica konuya ilk başta cahil kırolar olarak yaklaşsa da, sonunda “ne olacak ki, hadi yapalım!” mottosuyla işi kabul etmişlerdi.

Metallica bu işi Michael Kamen önderliğinde, dünyanın en saygı gören orkestralarından San Francisco Orkestrası ile birlikte yapacaktı ve bu işe Metallica’dan daha kuşkucu yaklaşan kısım orkestra müzisyenleriydi. Bu, onların işiydi, hangi müziği çalacaklarını kendileri seçmiyorlardı ve önlerine konulan notaları çalmakla yükümlülerdi fakat neredeyse hiçbiri hayatlarında Metallica dinlememişti ve neyle karşılaşacaklarını bilmiyordu. Aşağıdaki soru cevap kısmı bu konu hakkında daha fikir verici olabilir:

Bu projeden önce Metallica ve müziklerine aşina mıydınız?

Paul Renzi (Baş flüt): Hayır!

Peter Shelton (Çello): Açıkçası senfonideki diğer bir çok arkadaş gibi ben de çok tanımıyordum.

Metallica ile konsere çıkacağınızı duyduklarında aileniz ve çevreniz nasıl bir tepki gösterdi?

Tom Hemphill (Perküsyon): 9 ve 14 yaşında iki oğlum var. Büyük olan Metallica dinlemese de rock dinliyor ve sanırım yine de çevresindekilere benim Metallica ile sahneye çıkacağımı söylemek hoşuna gitti.

Paul Renzi: Benim olaya yaklaştığım gibi yaklaştılar, kuşkulu ve alaycı bir bakış.

Tabii şarkıların hazırlanışı sırasında herhangi bir “olmamışlık” hissi uyandığı zaman Metallica üyelerinden de çatlak sesler çıkıyor fakat Michael Kamen motive edici konuşmalarıyla durumu kontrol altında almayı başarıyordu.
Michael Kamen ne yaptığını iyi bilen görüntüsüyle Metallica’nın saygısını kazanıyordu. Sadece orkestranın çaldığı provaların birinde, 104 kişilik orkestradan sadece bir kişinin Call of Ktulu’yu yarım ton daha yukarıdan çaldığını duyarak şarkıyı durdurması ve orkestrayı uyarması, kulağının ne kadar iyi olduğunu göstererek Metallica’ya güven veriyordu.

Sonunda 1 yıl süren hazırlıklar bitmiş ve 21 Nisan akşamı Berkeley tiyatro salonuna çıkmışlardı. Konser her zamanki gibi Ecstasy of Gold ile açılmıştı ve Call of Ktulu ile devam edecekti. Metallica üyelerinin her biri sırayla sahneye çıkıyor ve seyirciden müthiş çığlıklar kopuyordu. Buna ne sezonluk bilet sahibi olan normal klasik müzik seyircisi, ne de orkestra hiç alışkın değildi.

Normalde bu konserlerde olduğu gibi bir seyirci kitlesine ve seyirci tepkisine alışkın değilsiniz. Bu iki konserden sonra rock’n roll ortamına bakışınız nedir?

Peter Shelton: Doğru, çok isterdik ama bu tür bir seyirci yaklaşımına hiç tanık olmayız. Böyle bir durumda seyircinin etkisi size de yansıyor. Aslında gelirken de giderken de seyirciler bize güzel sözlerle bağırıyorlardı. Güzel bir duygu.

Tom Hemphill: Kalabalığın dinamizmi gerçekten çok etkileyiciydi. Sanırım kulak tıkaçları grubun sesini önlemekten çok seyircinin sesini önlemeye yarıyordu. Salondaki seyirci profilini anlamaya çalıştım ama çok çok değişik yaşlardan çok karışık bir kitle vardı. Bu aslında beklediğim bir şey değildi.

1 yıllık emek karşılığını veriyordu. “Ride the Lightning”den “Reload” dönemine kadar pek çok şarkı çalınıyordu ve her şarkıda seyircinin katılımı çok iyiydi. Seçilen şarkılara orkestral düzen çok iyi uymuştu ve her biri farklı bir yapıya bürünmüştü. Orkestra şarkılara “destek” vermiyordu, her bir müzisyen en az Metallica üyeleri kadar yoruluyor ve terliyordu.

Michael Kamen: Müzisyenler notaları ilk gördüklerinde önce bir süre durakladılar. Bu kadarını beklemiyorlardı sanırım. Sanıyorum ki düzenlemeleri çalmaya başlayınca Metallica’nın müziğinin tadına varmaya ve anlamaya başladılar. Çoğu inanmayan bir şekilde “Metallica bütün bu şarkıları nota kağıtları olmadan nasıl hatırlayabiliyor?” diye sordu.

Aslında pek çok hit, orkestral yapıya uymadığı için playlist’in dışında kalmıştı. Fade to Black, Seek & Destroy, Hasvester of Sorrow, Unforgiven’lar ve hatta …And Justice For All gibi şarkılar ilk başta düşünülmüş fakat yer darlığından dolayı daha sonra elenmişlerdi. Bunlar yerine Bleeding Me ve Outlaw Torn gibi gizli cevherler playlistteki yerlerini almıştı. Seçilenler, Metallica’nın daha önce yüzlerce kez çaldığı şarkılar olduğu için kendilerine bunları çalması basit görünebilirdi fakat her şeyin baştan planlamış ve keskin çizgilerle çizilmiş olması, Metallica’nın da işini zorlaştırıyordu ama aynı zamanda farklı bir tecrübenin tadına varmalarını sağlıyordu.

Jason: Böyle bir durumda çalmak ekstra emek istiyor. Harcanan fiziksel enerji hiçbir şey, bunu milyonlarca kez yapabiliriz ama böyle bir durumda uzun bir süre konsantre olarak ve dikkat ederek çalmak büyük bir düşünsel güç gerektiriyor. Bu konserleri farklı yapan da bu. Çok yoğun bir şekilde konsantre olmanız gerekli ve onlar bunu her gece yapıyorlar. Her şey çok sıkı olmak zorunda. Böyle bir ortamda bir grup müzisyen parçanın bir bölümünü, diğer grup müzisyen parçanın başka bir kısmını çalarken doğaçlama yapmak için hiç yer kalmıyor. Bu çok emek isteyen bir iş.

22 Nisan akşamı, performansın ikinci gecesi son olarak Battery çalınmıştı ve hazırlaması bu kadar uzun süren bu iş sonunda sonuca ulaşmıştı. Normalde koltuk düzeni bulunan salonda oturan kimse gözükmüyor ve herkes deliler gibi bağırıyordu. James Hetfield, San Francisco orkestrasını ve Michael Kamen’ın ismini okuduğunda yine herkes delirmişti ve orkestranın yüzündeki mutluluk okunabiliyordu. Lars Ulrich seyirciye “seneye yine bu zamanda” demişti fakat ertesi sene aynı şova bu kez Berlin Senfoni Orkestrasıyla, Berlin seyircisi şahit oldu (tabi yine yanlarında Michael Kamen olarak). Orkestranın konser hakkındaki görüşleri ise şöyleydi:

Yun Jie Liu: Bu deneyim bana, Metallica ve müzisyenlikleriyle ilgili yepyeni fikirler verdi. Ne kadar iyi olduklarını gördüm.

Peter Shelton: Her şey çok güzeldi, Bu işin içinde olduğum için mutluyum. Grup çok iyi ve bütün üyeleri çok yetenekli müzisyenler. Eğer bir müzik eğitiminiz varsa, yaptıklarından gerçekten büyük tat alıyorsunuz. Müzikal olarak olsun, şov olarak olsun yaptıkları işin zirvesindeler ve seyretmek büyük bir keyif.

Tom Hemphill: Müzisyen olarak çok başarılılar. Çok verimliler. Bütün parçalarının bütün notalarını ve bölümlerini ezbere çalabiliyor olmaları bile inanılmaz. Konsantrasyonları ve sahnede birbirleriyle olan iletişimleri inanılmaz iyi. Bir ikisiyle sohbet etme fırsatı da buldum ve bence çok iyi insanlar.

Peter Shelton: Bence müzikal zevki ne olursa olsun herkes hayatında bir Metallica konserine gitmeli çünkü bu bir fenomen. Her şeyin nasıl biraraya geldiğini izlemek, bütün olayın gerçekleşebilmesi için herkesin nasıl organize çalıştığını görmek çok güzel. Bunun her gece başka bir şehirde yaşandığını düşünmek inanılmaz.

…ve Paul Renzi: Bence bütün şarkılar birbirlerine benziyor.

Bu konserden 4 yıl sonra, 2003 yılında Michael Kamen maalesef geçirdiği bir kalp krizi yüzünden hayata gözlerini yumdu ve hem müzik dünyası çok yetenekli bir adamı kaybetti. Müzisyenlerle olan çalışmaları dışında önemli bir soundtrack sanatçısı olması sebebiyle de (Band of Brothers, Highlander, X-Men, Lethal Weapon, Die Hard, Mr. Holland’s Opus gibi film/dizilerin de müzikleri Michael Kamen’a aittir) pek çok kişi tarafından özlendiğine eminim. Eğer şu anda Michael Kamen yaşıyor olsaydı dünya elbette çok farklı bir yer olmazdı fakat, yapacağı işlerle pek çok kişiyi daha mutlu edebileceği kesindi. Umarım huzur içinde yatıyordur.

Ve evet, “S&M” çok güzel bir albüm.

8,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.31/10, Toplam oy: 208)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
1999
Şirket
Elektra, Vertigo
Kadro
James Hetfield: Vokal, gitar
Lars Ulrich: Davul
Kirk Hammett: Gitar
Jason Newsted: Bas, geri vokal
Michael Kamen: Orkestral düzenlemeler
San Francisco Orkestrası
Şarkılar
Disk 1 1. The Ecstasy of Gold
2. The Call of Ktulu
3. Master of Puppets
4. Of Wolf and Man
5. The Thing That Should Not Be
6. Fuel
7. The Memory Remains
8. No Leaf Clover
9. Hero of the Day
10. Devil's Dance
11. Bleeding Me
Disk 2
1. Nothing Else Matters
2. Until It Sleeps
3. For Whom the Bell Tolls
4. - Human
5. Wherever I May Roam
6. The Outlaw Torn
7. Sad But True
8. One
9. Enter Sandman
10. Battery
  Yorum alanı

“METALLICA – S&M” yazısına 47 yorum var

  1. onurtoptas says:

    süper albümdür. metal(ya da bu durumda metallica) sevmeyip de sırf iyi müzik zevki olanların bile sevebileceği albümler/şarkılar vardır ya hani; agalloch, opeth, katatonia, dark tranquillity vs. gibi grupların.. heh işte bu da o kategoriden bi albümdür. metal ya da metallica sevmen şart değil, iyi müzik zevkin olsun yeter. takdir edersin bu albümü. çünkü kritikte de belirtildiği gibi orkestrasyon parçalara çok iyi uymuştur. r.i.p. michael kamen. büyük şef..

  2. Ufuk says:

    “Müzik tarihinin üzerine en fazla konuşulmuş, tartışılmış, kavga edilmiş, kutuplara ayrılmış grubu olarak”

    Bir dönem Beatlemania diye bir şey vardı, Stones ve Hell’s Angels vardı, böyle iddialı saptamalar yapmadan önce keşke onlar hakkında da biraz araştırma yapsaydın abi :)

    En fazla tartışılmış metal grubu desek belki olabilir ama ‘üzerine en fazla tartışılmış kavga edilmiş müzik grubu’ denince işin içine Nirvana, The Doors, Led Zeppelin, Guns ‘n Roses, Aerosmith, Kiss, U2 falan giriyor ki bunların olduğu yerde -sansasyon yaratma babında- Metallica biraz tüy siklet kalıyor.

    Berca B.

    @Ufuk, valla yukarıda saydıklarından çok çok daha fazla Metallica kavgası dönüyor 30 yıldır benim gördüğüm kadarıyla. Günümüz şartlarını falan da düşünürsek Internet’in etkisi ve metalci inadının da etkisiyle senin saydıklarının biraz tüy siklet kaldığını düşünüyorum.

    Ufuk

    @Berca B., asıl büyük kavgalar internet yokken döndü abi :)

    Berca B.

    @Ufuk, Ahah abi ne yapıyolardı biri Kurt Cobain’e hakaret etti diye buluşup adamın kafasında bira şişesi mi kırıyolardı allah aşkına? :)

    Benim demek istediğim, olayın kimin karısına kimin dadandığı, kimin otel odasını en berbat hale getirdiği falan olmadığı. Bunların üzerine zaten 1 ay konuşursun, sonra yılda 1 kere hatırlarsın, “metal dünyasındaki kepazelikler” diye bir dosya konusu oluşturursan bunları yazarsın ama işte o kadar. Ama Metallica gerek kariyerindeki radikal kararlarıyla, gerek de bu kararları tartışacak/eleştirecek kitlenin takıntılı ve bunları konuşmaktan hiç sıkılmayacak bir kitle olmasıyla (metalci kitlesi), Metallica üzerine en çok konuşulmuş, tartışılmış, kavga edilmiş gruptur diyorum. Olayın içine internetin de girmesiyle artık Malezya’da 17 yaşındaki çocukla Hollanda’da 28 yaşında bir adam bile “abi Cliff Burton öldükten sonra grup bozdu yea, Metallica benim için AJFA’dan sonra bitmiştir” falan diyebiliyor. Ben sanmıyorum ki saydığın gruplardan birinin böylesi eski herhangi bir olayı taa bu tarihte bu kadar hararetle ve hakaretle tartışılsın. İlla belli şeyler konuşuluyordur ama bu artık birilerine kusmak istercesine “yine Metallica, yine upuzun yazılar” dedirtmiyor. Bu sadece Metallica’da var işte.

    ismail vilehand

    @Berca B., @Ufuk, yorumları okuyordum da aklıma geldi, 90larda Pantera’ya ve Dimebag’e laf etti diye ağzı burnu kafası gözü patlatılıp, öldüresiye dövülen birinin ve onu döven Panteracı adamın hikayesini yıllar önce bizzat görgü tanıklarından dinlemiştim. sonra “vay be. eskiden ne müzik kavgaları oluyomuş…” demiştim kendi kendime.

    en fazla konuşulma kısmına bir şey diyemiyorum ama bence de en çok tartışma/kavga olayı ve dinleyicilerin kutuplaşma muhabbeti kesinlikle Metallica’da olmuştur. Lou Reed & Metallica olayında da bunu görmeye devam ediyoruz. Metallica’nın yaptığı albümler ve farklı dönemleriyle ilgili bu müziğin içinde bulunan ya da yakınından geçen herkesin iyi/kötü bir şeyler savunmuşluğu, hatta abartıp aşırı fikirler beslemişliği vardır illaki. kafasını pompalı tüfekle patlatan veya sahnede 31 çeken adamların gruplarının tartışmaları bu derece büyük çatışmalara dönüşmedi ve unutuldu gitti (hatta şunu okuyanların bir çoğu hangi müzisyenleri kastettiğimi anlamayacak ve google’dan bakacak). bunda internetin de payı olabilir ama fanlar arasındaki büyük tartışmalar ve çatışmalar konusunda kimsenin Metallica’nın eline su dökebileceğini sanmıyorum.

    Ufuk

    @ismail vilehand, *bence* sadece fanlar arasında çıkan laf dalaşları ve kavgalar konusunda haklı olabilirsin. Türkiye’de olsun başka yerde olsun, en çok ortaokullu liseli metalci kavgaları hep Metallica-Megadeth konusunda çıkar. Diğerlerine gelince

    > Fanları tarafından hakkında en çok tartışılmış grup: The Beatles

    > Fanları tarafından hakkında en çok tartışılmış sanatçı: Michael Jackson

    > Müziğinin ve tarzının değişimi hakkında en fazla tartışılan grup: Bu konuda kimse Kiss’in eline su dökemez (adamlar para için makyajını sildi, modaya uymak için DİSKO şarkısı yaptı ve merchandising’in dibine vurup piyasaya KISS tabutu çıkardı!) Bu arada Lou Reed’le Kiss de albüm yaptı :) (http://www.youtube.com/watch?v=B7ofrdBdJRM)

    > Bir grubun dinleyicilerin kendi aralarında kutuplaşması da kesinlikle Guns ‘n Roses’ta olmuştur (yeni GnR – eski GnR, Axl vs Slash muhabbeti)

    Ha şimdi yukarıdaki muhabbetlerden hiçbirine biz niye şahit olmadık diyenler olabilir. Belki de müzik dinlemeye başladığınız günden itibaren sadece metal forumlarıyla sınırlı kaldığınızdandır :)

    TAAKE

    @Ufuk, ikinize de katılıyorum ikinizin söyledikleri de doğru benim eklemek istediğim biz black metalci tayfa arasında da bi ara fena mayhem-burzum kavgası vardı.mayhemci grubun içine giren burzum t-shirt lü bi çocuğu dövmüşler diye duydum.bi de pure black metalci-melodik-senfonik black metalci kavgası vardı.Ankara da hala vardır bu gençlerden yaz gününde siyah darkthrone,beherit veya marduk t-shirt ü ve postal giyip,cof,dimmu dinleyen gençlere dalan tipler

    Blakkheim

    @TAAKE, Ahahah Ankara’da 5 sene önceye kadar Keyif’ye Fenriz-Varg kavgaları dönerdi bir de. Sen hatırlattın bak şimdi, iyi güldüm.

    ismail vilehand

    @Ufuk, Gnr muhabbeti evet, çok denk geldim ve ölümüne Slash’in tarafındayım ama diğer saydıkların hiç bir şey ifade etmedi açıkçası. The Beatles hiç sevmem, muhabbetinin açıldığı yerde koşarak kaçarım, Kiss’i seviyorum ve dinliyorum ama hiç derinlemesine bir muhabbetine veyahut tartışmasına denk gelmedim, Michael Jackson ise biraz konu dışı gibi geldi. bence konu metal forumlarında gezmekten ziyade (ki hiç işim olmaz) biraz ilgi alaka meselesi. yani çevremden birisi “abi Kiss tabut çıkartmış. sattılar davayı.” demezse ya da bir yerde okumazsam bilemem. ki Kiss dinleyen mi daha fazla yoksa Metallica dinleyen mi? iyimser bir tahmin yaparsam Kiss dinleyenlerin sayısı Metallica dinleyenlerin 10da 1i kadardır. dolayısıyla en fazla tartışılma oranı da buradan hesaplanabilir.

    Ufuk

    @ismail vilehand, Kiss ve Metallica’nın dünya genelinde albüm satışları eşit, Kiss daha eski grup. O yüzden daha yaşlı nesilde ve medeni ülkelerde Kiss Metallica’dan daha çok biliniyor.
    Ayrıca çevrenden biri Metallica davayı sattı demezse ya da bir yerde okumazsan onlardan da haberin olmaz aynı şekilde.
    MJ neden konu dışı olsun? Medya adam adım atsa haberini yaptı, açılan davaları konuşmayan kalmadı, en son da bu doktorun suçlu bulunma mevzuu…

    Berca B.

    @Ufuk, benim bildiğim kadarıyla Kiss’in öyle ölümüne satan bir albümü olmadı. Zaten o rakamların eşit olmasının sebebi Kiss’in saymakla bitmeyen albüm sayısıdır muhtemelen. Ben de bundan Kiss’in kemik bir kitlesi olduğunu, albümleri hep bu kitlenin aldığını anlıyorum. Metallica ise sadece stüdyo albümlerinde bile Kiss’in yarısından daha az albüm yapmasına rağmen (Kiss’in yine bitmek bilmeyen live albümlerini saymıyorum) Kiss ile eşit albüm satıyorsa bu hem Metallica’nın daha başarılı olduğunu, hem de Metallica’nın daha çok insana ulaştığını gösterir.

    ismail vilehand

    @Ufuk, MJ rock müzikten uzakta diye konu dışı dedim. yoksa iş Madonna’ya, Britney Spears’a kadar uzayabilir. konuyu gereksiz uzatmak istemiyorum ama ne bileyim… Kiss’in herhangi bir kategori altında Metallica’dan daha çok biliniyor olması bana o kadar tuhaf geliyor ki anlatamam. müzik türü bile sanılıyor bu grup yani. yolu Metallica’dan geçmeyen bir rock müzik dinleyicisi dünyada var olamaz bence. varsa da minimum 45 yaşında falandır ya da çoktan rahmetli olmuştur.

    Ufuk

    @ismail vilehand, karşında o dinleyicinin canlı örneği duruyor, 45 yaşına daha çoook var ve uzunca bir süre mezara girmeye niyeti yok :) Abi ben 15-16 yaşına kadar falan Metallica, Megadeth, Pantera, Slayer’dan nefret eden ve gayet de rock, hard rock (Led Zeppelin, Deep Purple, GnR, Bon Jovi, Scorpions, Skid Row, Def Leppard falan) seven bir insandım. Metallica’nın adı geçtiği yerde koşarak uzaklaşırdım (Black album yeni çıkmıştı, radyoda falan çalardı, onu da sevmezdim) Yani ben bu thrash’i death’i falan sonradan sevmeye başladım, giderek hastası oldum. Başka bir paralel evrende hiç sevmemiş de olabilirdim. O zaman “sen gerçek rock dinleyicisi değilsin” mi diyecektin bana? :)

    Bak şimdi grup kavgaları denince aklıma geldi. Ortaokuldayken bizim de bir grubumuz vardı. Stüdyoya gidelim, sene sonunda okulun bahçesinde çalalım, herkes görsün, hatunlar hasta olsun kafaları işte. Çalışılacak şarkı konusunda bayağı bir kapışmıştık. Gitarist arkadaş Enter Sandman ve Nothing Else Matters çalmak istemişti (yaş 14, ya ne olacağıdı?). Metallica’nın hala metalci kitleden saygı gördüğü, Maiden’la beraber metalin bayraktarı sayıldığı zamanlardı (daha Load falan çıkmamış). Belki şimdi inanmak zor gelebilir ama Def Leppard’ın, Guns ‘n Roses’ın, Van Halen’ın piyasa olduğu, MTV’yi ele geçirdiği, Metallica ve Megadeth’in de bunlara ve mainstream olan her şeye karşı duran metalin askerleri sayıldığı bir dönem vardı. Ben thrash gruplarının maço metalci duruşuna karşı olduğum için cover yapmayı kesinlikle kabul etmemiştim (Sex Pistols, Aerosmith, Ugly Kid Joe falan çalmak istiyordum, yani daha mainstream şeyler). O sene aramızda bayağı bir kapışma oldu. Sonunda ne mi oldu? Yıl sonu töreninde sahneye hiç çıkamadık, hatunları da bizim yerimize çıkıp U2 ve Bulutsuzluk özlemi çalan bir grup götürdü :)))

    zul

    @Ufuk, saygı duyuyorum abi sana.

  3. Guinan says:

    Baş ucu albümü. No Leaf Clover’ın ayrı bir anlamı var benim için.

  4. northern darkness says:

    bu albümde metallica’nın “olmuş” bir şarkı yaptığında zaten “klasik müzik” hissi taşıdığını, “ortalama” işlerinde de bay kamen’ın parçaları bir seviye yukarı çektiğini görüyoruz.

    bleeding me gibi, until it sleeps gibi, master of puppets gibi parçalarda bir “gariplik” hissi alıyorsun. yani bu eserler zaten normalde, orijinal hallerinde sonat gibi. işte bu gibi şarkıların s&m versiyonları bende bir “bozulmuşluk” hissi yaratıyor. yani gidip de “moonlight sonata”ya “dur daha güzel olsun” diyip ekstra katmanlar eklemeye, sonuçta da mükemmelliğini bozmaya benziyor. yani klasik müziğe klasik müzik eklemek gibi garabet bir his. anladın? dinlemiyorum bunları.

    ama “ortalama kalitede” ve dolayısıyla bir nevi “geliştirilebilir” olan parçalarda orkestranın esprisi ortaya çıkıyor. normalde sittin senede bir dinleyeceğim devil’s dance, of wold and man gibi parçalar ilgi çekiyor, toparlanıyor.

    güzel olan parçalar havasını kaybetmiş, esprisi olmayan ortalama işler taze bir hava kazanmış diyeyim kısaca.

    ha ayrıca james’in sesinin ciddi anlamda yetersizliği de albümden çok şey götürmekte.

  5. Kemal says:

    Ozellikle Call of Ktulu ve ardindan gelen Master tek kelime ile nefes kesici. Hatta Ktulu nun buradaki versiyonu duydugum en iyi metal muzik-orkestra birlikteliklerinden biri olabilir (Tamam Septic Flesh de var vurmayin)

  6. Albümü çıktığı gün almıştım ve The Call of Ktulu’yu ilk dinlediğimde hayatımda duyduğum en güzel şeylerden biri olduğunu düşünmüştüm.

  7. Exorsexist says:

    hayatımda gördüğüm ilk çiftli kasetti.

  8. Dnz says:

    Senfoni ve metal. Bence birbirlerinin tamamlayıcıları.

    S&M konseptinde olmasa da şöyle bir link vereyim:

    http://www.youtube.com/watch?v=h1Ug4rVQoLo

    Film müziği gibi. Metal müzik dinleyenler olarak inanılmaz şeyler dinliyoruz. Bilmiyorum ama insanların çoğu çeşitli önyargılar veya vokal, bateri, imaj, ses yüksekliği, metronom, gitar soundı gibi çeşitli nedenlerle metale soğuk bakarken ben bu melodileri dinleyebildiğim için kendimi şanslı hissediyorum. Bir nevi ayrıcalık. Ve S&M güzeldir :)

  9. Blakkheim says:

    Bugüne kadar hayatıma girmiş çıkmış herkesten daha fazla seviyorum sanırım Metallica’yı. Yeri gelmişken belirtmek istedim.

  10. “Tom Hemphill: Müzisyen olarak çok başarılılar. Çok verimliler. Bütün parçalarının bütün notalarını ve bölümlerini ezbere çalabiliyor olmaları bile inanılmaz.”

    sebepsiz yere çok güldüm bu lafa yahu.

    ve ayrıca Paul Renzi bence Dave Mustiane :D

  11. ben says:

    Michael Kamen’in Orbital ile birlikte seyrettiğim en cinnet filmlerden biri olan Event Horizon’a yaptıkları soundtrack rahmetli abimizin müzik konsunda ne kadar çok yönlü olduğunu gösteriyor bence.

    http://www.youtube.com/watch?v=C3wvN9CeMn8&feature=related

    ismail vilehand

    @ben, Event Horizon harbi piskopat bir film. ağır manyaklık.

  12. ismail vilehand says:

    No Leaf Clover der ve susarım. büyüksün Metallica.

    Blakkheim

    @ismail vilehand, +1

  13. SeventhSon says:

    kritik süper. albüm pek sevmiyorum ama. Orjinalleri kadar güzel bulmıyorum çoğu parçayı.

  14. peki albümdeki no leaf clover’ın normal canlı kayıt değilde stüdyo kaydı olduğu geyikleri ? ?

  15. Angel of Deth says:

    çok güzel yazı. ancak outlaw thorn değil de torn olacak, sanırım hata yapmışsınız yazarken doğal bir şey. okurken sıkılmadım ve açıkçası bekliyordum kritği. puanı da cuk oturmuş. fakat keşke ilk resimde rob’lı değil de jason’lı bir resim koysaydınız, daha iyi olurdu

    Berca B.

    @Angel of Deth, 2 konuda da haklısın. Ahmet iki konuyu da düzeltir gördüğü zaman.

    Ahmet Saraçoğlu

    @Berca B., gördüm, düzeltiyorum.

  16. Berca B. says:

    Yazıda şarkılarla ilgili bir şey yazmak istemediğim için belirtmedim ama burdaki Wherever I May Roam’un gergin havasına hastayım resmen.

    Angel of Deth

    @Berca B., ayrıca devil’s dance’ın o karanlık havasına ne demeli? veya outlaw torn’un o solosuna? wherever i may roam’un bu yorumu ise ilk dinlediğim metallica şarkılarından biri, yeri ayrıdır bende. ama bu neden yok dediğim birçok şarkı var. ayrıca the thing that should not be’de en iyilerden. bir de jaymz’in joker gibi gülüşü var, orası şarkıyı daha da güzel kılmış, senfoniyle birlikte ürkütücü bi hava almış şarkı

    Denise Dufort

    @Angel of Deth, .

  17. hen says:

    Paul Renzi oldschool trollmüş.

  18. Bende Saklı Kalsın says:

    Jason vardı değil mi bir zamanlar?

  19. Paul Renzi’yi tenhada kıstırıp dövelim bence. Bir de FLÜTÇÜBAŞI olcak!

    Berca B.

    @Bahadır Sarp, he ya, utanmadan No Leaf Clover’ın başını bu adam çalıyor bi de.

  20. sambalici says:

    outlaw torn’da sahneye atlayıp stage dive yapan üstü cıbıl şişkoya seslenmek istiyorum: ulan bütün ambiyansın içine etmişsin, püü sana. zaten yere çakıldın galiba tutan olmamış gibi ehashd.

  21. Sikth says:

    Bu konserin ve içerdiği şarkıların hayatımdaki yerine ve büyük etkisine bir ara başlıkta değinicem ama dinlediğim ilk andan taaa bugün dinlediğim ana değin, ne vakit bu konserde çaldıkları Wherever I May Roam şarkısını dinlesem ;”James dünyanın gelmiş geçmiş en büyük vokalidir”
    ”Metallica dünyanın en büyük grubudur” der ve şarkıyı dinlediğim esnada aksini idda edene de (hele ki, şarkının son kısımlarına denk geldiyse) lafı şiddetin en psikopatinı uygularım !

    Berca B.

    @Sikth, bu başlığa gelişin şu şekilde mi oldu:

    1- Metallica ihtarname başlığında paylaşılan tribute gruplarından Scream Inc’i izlemek

    2- Youtube’da önerilen videolarda Scream Inc’in senfoni konserine denk gelmek

    3- Lan bari açmışken orjinalini de izleyeyim demek

    4- Aşırı hayran olmak ve kapanış.

    Sikth

    @Berca B., haha çok güldüm buna BRAVO!:) Tespitler an be an birebir tutuyor.Kapanışa ek olarak kickass’e girip konserin en kaliteli görüntü formatında torrentini aradım bir de.

  22. Sinan Ceylan says:

    Bana mı öyle geliyor bilmiyorum ama S&M2 sanki yeterince takdir görmedi geçen sene. Burada incelemsi bile yok (ya da aramama rağmen ben bulamadım). Halbuki 2020′nin en iyi işlerindendi. İnsanlar, aynı işin tekrar edildiğini falan mı düşündü acaba?

    Albümdeki favorim sanırım yine The Outlaw Torn ama değişik olsun diye Moth into Flame paylaşayım bari:
    https://www.youtube.com/watch?v=Q0SU8vxBpc8

    Twat

    @Sinan Ceylan, tamamen dolu bi sinema salonunda klasik müzik/metallica konseri karışık havasında en sevdiğim arkadaşlarla bira içerek -çaktırmadan hahah- izlemiştik(dinlemiştik) ve çok beğenmiştim. Tadı damağımda kalmıştı daha uzun süre gösterilse ikinciye de giderdim ama tek gün gösterime girip çıkmıştı. Daha sonra spotify’a gelince de epey dinledim ve objektif olarak çok iyi bi performansta çaldıklarını söyleyebilirim.

    Sanırım buranın kritik takvimi yoğunluğundan çıkmadı ama dediğin gibi 2020′nin en iyi işlerindendi. Ben sadece vokal ve orkestranın olduğu unforgiven 3′ü ayrıca çok sevmiştim. Outlaw torn ve no leaf clover da yine parlamıştı. Türkiye’deki 2008,’10,’14 yani son 3 metallica konserine de gitmiştim bunu da 4. sayıyorum, o derece.

    Sinan Ceylan

    @Twat, çok iyi olmuş, afiyet olsun. :) Ben de geçen akşam malum yerlerden HD bi kopyasını bulup izledim. Discogs’un -türler arası- en iyi 2020 listesine de girmeyi başarmış, gayet iyi bir performans.
    https://blog.discogs.com/en/best-albums-of-2020/

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.