# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
SYMPHONY X – Iconoclast
| 23.06.2011

İnsansızlaştıramadıklarımızdan mısınız?

Özgür DURAKOĞULLARI

Öyle fena duyguluyum ki, kafam çalışmıyor nasıl tanıtsam albümü, neler anlatsam bilemiyorum. Hayatımın grubu SYX son 2 albümüyle beni tatmin etmemişti, hatta ufak çaplı hayal kırıklığına uğratmıştı. “The Odyssey” de, “Paradise Lost” da çok kaliteli albümler, ama “V” ve “The Divine Wings Of Tragedy” albümlerine şahitlik etmiş bu kulaklar, bu ruh en az o klasta albümlere açtı. Bu açlık 11 senedir sürüyordu, ve nihayet son buldu. “Iconoclast” belki bir “V” değil, ama detaylara inersek belli başlı üstünlükleri de var tüm diğer SYX albümlerine.

Öncelikle sound inanılmaz iyi. Grubun son 2 albümünden yola çıkarak, rif bazlı, canlıda gaza getirecek stilde şarkılar yapma yoluna gittiklerini zaten kanıksadık artık. Yine kompoze açısından bu geleneği bozmamışlar. Lakin son 2 albüme göre hem klavyeler hem de basların volümleri çok daha açık. Basçı Lepond ilk defa kendini bu kadar duyurabiliyor. (Son 3 albümdür toplulukta yer alıyor kendisi.)

Tüm SYMPHONY X albümleri arasında, davul soundunu en sevdiğim albüm uzak ara “Iconoclast” oldu. Daha da iyisi, “V”dan sonra en iyi davul performansı da bu albümde. Sadece “The Damnation Game” ve “V” albümlerinde kullandığı hızlı, ataklı ritim hünerlerinin bir versiyonunu da bu albümde başlarda yapmış Rulo. Enfes bir davulcu, enfes. Ayrıca bazı twin’li kısımlar, SYX tarihinin en hızlı davul bölümleri. (“Paradise Lost”da Domination’un girişindeki hızlı kısmı saymıyorum, zira oradaki twin tekniği daha basit, fazla hız gerektirmiyor. Hızlı da duyulsa o teknikle hız yapmak kolay.)

Elbette hızlı düz twin’li kısım denince akla “power etkileri” geliyor; hani şu milyonların alerjisinin olduğu power metal etkileri… Evet, bana müjde, size bilmem, onlardan da bolca mevcut. Lakin her tanıttığım albümlerinde öve öve bitiremeyeceğim Romeo’nun ritim gitarcılığı bu etkinin klişeliğin yanından geçmemesinin yegane sebebidir. Bu albüme de tonlar olsun, performans olsun, gitarlar tam bir canavar. Cidden Michael Romeo’yu fazla anlatmama gerek var mı?

Grubun ikinci ağır topu Russell Allen’in performansı, bir önceki albümdekinden çok daha üstün. Sesi daha güçlü tınlıyor, “The Odyssey”deki kadar olmasa da, epey iyi bir performans göstermiş kendisi. “Paradise Lost”daki ses volümünün ve hacminin düşmesi olayı aşılmış. Hatta albüme ismini veren şarkıdaki yumuşak pasajları bile hiç gitmemecesine kirli kirli söylemesi bir hayli kötü duyuluyordu o albümde. Artık “V”daki gibi karmaşık vokal partisyonlu ama %85 tertemiz vokalli SYX, son 3 albümde bundan vazgeçmiş görünüyor. Bu zannediyorum bir tercih meselesi, soundlarındaki sertleşmeyle de paralelleştirilmiş vokal partlarını seslendirmedeki kirli agresiflik.

Bu albümü önceki işleriyle kıyaslarsam, sound olarak en çok bir önceki albüm “Paradise Lost”a benzetebilirim. Vokal performansı en çok “The Odyssey”e, vokal melodileri ve gitar soloları “The Divine Wings Of Tragedy”e yakın. Bir sonraki albümde de klavye baskınlığının Divine Wings’e yakınlaşmasını temenni ediyorum.

Sanıyorum “Iconoclast”, “V”dan sonra ikinci favori albümüm olacak, hatta oldu bile. Bu albümün sound’unun “V”a bin basmasına rağmen, hâlâ o albümü zirvemde tutuyorsam “V”ın gücünü siz hayal edin artık. Aslında “V” ile hemen hemen hiç alakası olmayan bir albüm “Iconoclast”. Bir kere konsept bir albüm değil melodik olarak. “V”daki gibi yumuşak ve uyumlu geçişler yok parçalar arasında. (Ben 2 CD’lik Deluxe Edition versiyonunu dinliyorum, hele bu albümde ilk CD ve ikincisi arasında bile hemen hemen hiç alâka olmamasından ötürü “V”dan bayağı uzakta duruyor albüm.).

Dinlediğim 2 CD’lik versiyonun 2. CD’si ilk 10 dinleme itibariyle bende pek etki bırakmadı. Lakin, hoş dinlenirliği olan parçalar da içeriyor. Zaten son parçasının When All Is Lost olduğu 50 dakikayı bulan ilk CD de oldukça doyurucu bir materyal. “SYX osursa dinlerim” şiddetinde bir fan sayılmam, ama bu kadar nadir albüm çıkaran bir grubun böyle uzun bir çift CD’lik yeni parçalardan oluşmuş bir albüm çıkarmaları çok iyi bir şey.

Birkaç parçadan bahsedelim. Albüme ismini veren açılış parçası, yer yer “Paradise Lost”un girişiyle paralel biçimde açılıyor. Özellikle iki albümdeki çoklu vokal yaklaşımları çok paralel duyuluyor. Çok özgün ve güzel koral vokallerle giren parça, dinamik ve teknik gitar riffleriyle devam ediyor. Nakaratları tek dinleyişte akıllara kazınacak etkililikte. Belki melodik olarak basit, ama tam hedefi vuruyor. Çok yerinde bir açılış parçası. Hatta ilk CD sonundaki hüzünlü ve ileri derece duygusal parçayla, o parçadaki içleri titreten, gözleri dolduran vokal performansıyla birbirlerinin tezatı olmuş bu mekanik tınılı, duygusuz (ama soğuk ve görkemli) koral vokalli parça. Parça sözleri de bu dualiteyi, tezatı vurgular biçimde. İlkinde soğuk ve kararlı, savaşa hazır mekaniklikte bir duygu veren nakarat sözleriyle, When All Is Lost’daki gözleri dolduran kırılgan ve naif sözler arasındaki tezatlı uyumdan, birbirlerini tamamlayıcılıklarından bahsediyorum. Davulcu Jason Rullo’nun da hızlı atakları parçayı ilginç tutan unsurlardan bir diğeri.

The End Of Innocence ilginç ama hoş bir parça. Parçanın mısra vokalleri ve rif karakteri Divine Wings albümünden fırlamış gibi. Lakin girişi ve nakaratları son 2 albüme daha yakın duruyor. Akılda kalıcı, rif temelli, aksaklı mid-tempo güzel bir parça. Klavyeler yer yer çok önde, mısralarda ise çok derinden akor basıyorlar sadece. Dehumanized ise, her ne kadar o kadar hızlı olmasa da, bir önceki albümdeki Domination parçasını anımsatıyor. Baştan sona bir kere dinlemeden bile “diğhümınaaayzd” diye eşlik edilebilir bir nakaratı var parçanın. (“may domineyşııın.) Bastards Of The Machine, girişte başlayan hoş ama çok farklı klavye tonu ve melodisiyle hemen ilgi çeken bir parça. Özellikle parçanın ilerlerinde, gitar solosundan hemen önce, farklı riffler eşliğindeki bu melodiden soloya geçiş çok hayvan olmuş. Romeo’nun aşmış gitar riflerinden her seferinde söz etmek istemiyorum. (Çok gaza getiriyor, bir yandan dinlerken, bir yandan parmaklarım klavyede uçuyor.) Heretic parçası tahminime göre, dinleyenlerin en çok eşlik edeceği parça olacaktır. Children Of A Faceless God ise albümde şimdilik pek aklımda yer etmeyen tek parça. (2. CD’deki parçalardan bahsetmeye gerek duymadım, zaten uzun bir kritik oldu.)

Kritiği bitirirken, diğer şarkılar bir yana bu bir yana dediğim kapanış parçasından bahsedelim. Bana sadece bu albümü dinlemeden birkaç gün önce “SYMPHONY X, The Edge Of Forever gibi, Candlelight Fantasia gibi gözlerini doldurabilecek, hatta ağlatabilecek bir şarkı daha yapabilir mi bunca yıl sonra” deseydiniz koskocaman bir “HAYIR” derdim sonuna da koca bir NOKTA koyardım. Ama 15 sene sonra öyle bir şarkı yapmışlar. Ağlatıyor, mahvediyor şarkı. Divine Wings albümünden beri içten içe böyle bir şey beklemişim demek ki, gözlerimden yaşlar süzüldü. Ama 3. dinleyişte oldu bu. İlk ikisinde tam inanamamışım demek ki. Öyle böyle bir parça değil. İnsan değilsiniz oğlum, valla değilsiniz…

Not: Alttaki ilk 11 yorum albüme dair haberler içindir.

9,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.35/10, Toplam oy: 62)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2011
Şirket
Nuclear Blast
Kadro
Russell Allen: Vokal
Michael Romeo: Gitar, orkestral klavyeler, programlama
Jason Rulo: Davul
Michael Pinnella: Piyano, klavye
Michael Lepond: Bas
Şarkılar
01. Iconoclast
02. The End of Innocence
03. Dehumanized
04. Bastards of the Machine
05. Heretic
06. Children of a Faceless God
07. Electric Messiah
08. Prometheus (I Am Alive)
09. When All is Lost
  Yorum alanı

“SYMPHONY X – Iconoclast” yazısına 30 yorum var

  1. Mert Salkım says:

    çok orjinal konu seçmişsiniz melisçiğim tebrix

  2. patogonomic says:

    OK computer!

  3. Deon says:

    Juliet’in olayım Romeo.. Evet..

  4. Aeonian_Lich says:

    Mart ortasında Japonya’da çıkacak denmiş resmi açıklamada. Off yıkarım bu gezegeni. Kulaklarımdan fışkıran eargazm zevk sularıyla yıkarım lan galaksiyi evreni hatta. :D

    minikbalina

    @Aeonian_Lich, valla mart ortasında japonyada radyasyonlusunu yayınlarlar gibime geliyor anca (ben de dehumanized oldum espri yapayım derken).

    Aeonian_Lich

    @minikbalina, O açıklamadan sonra geçen haftalarda Russell Alen bir konser ortasında haziran demiş çıkış tarihi için. Grup fanlarını o denli düşünüyor ki konserde şarkı arasında bahsediyor. Ne bir açıklama var ne güncelleme. O konsere giden biri forumlarına yazmasa da bekleyeceğiz hala. MAsumiyetin bitti SYX, end of innocence yani. Artık biliyoruz ne denli kötü olduğunu.

  5. minikbalina says:

    “… sadece sözel bazda olacak ve şarkılar arasında müzikal bir bağlayıcılığı olmayacakmış.”
    rönesans robotlarını anlatacaklar demek. kontrolden çıkıp leonardo da vinci’yi öldüren robot konulu şarkı istiyorum ben de bitane.

  6. Aeonian_Lich says:

    Gitar tonu gene değişmiş, ama beğendim. Bas’lar, “The Divine Wings Of Tragedy” albümünden beri ilk defa bu kadar dominant. Klavyeler “V: The New Mythology Suite” albümünden beri ilk defa bu kadar önde, vokaller bir önceki albümdeki zayıflamanın geçici olduğu izlenimi veriyor. (Canlı kayıtlarla da bu izlenim güçleniyor). Davullar ise sounda uygun tonlanmış. Kompozisyon bakımından Rullo beni hiçbir zaman hayal kırıklığına uğratmadı. Belki V’dan sonra partisyonlar daha basitleşti, ama parçalara gidiyor bu adamın her dönemki davulculuğu.

  7. illuminati says:

    kapağı 10.000 days’e benzettim bayağı.

  8. SeventhSon says:

    pasifagresif haberlerindeki şarkı ismidir, albüm adıdır onların ingilizceden türkçeye çevirileri sayesinde ingilizce öğrendim.

  9. Dehumanized’ın girişi davul sebebiyle djent şarkısı gibi olmuş. Bir de 0.45-1.15 arası acayip derecede Pantera – CFH albümünün tınısını hatırlatıyo. Vokal az incelse, baya Anselmo tadında olacak.

  10. Kıvanç says:

    2011′de şu ana kadar çıkmış en iyi albümlerden biri. 3 gündür dinliyorum sürekli. Children of a Faceless God parçası favorim.

  11. Exorsexist says:

    ilk kez dinleyişim oldu syphony x’i. bayağı beğendim. yine de bu grubun sözleri hep bu kadar kötü ya?

  12. Aeonian_Lich says:

    Office word 2007, sağolsun (davulcunun soyadı) Rullo’larımı “Rulo” yapmış otomatik düzeltmeyle. Hazır rulo yapmışken bir taraflarına da soksalarmış keşke.

    Ahmet Saraçoğlu

    @Aeonian_Lich, “insan”ı “insane” yapmasını seviyorum ben.

    Aeonian_Lich

    @Ahmet Saraçoğlu, Sezen Aksu – Deliveren yazsan Deliverance yapar mı ki? Bir de otomatik ekleme Opeth. :P

    Aeonian_Lich

    @Ahmet Saraçoğlu, insanı insane yani deli eder bunlar valleyi billeyi

  13. Mephisto says:

    albümü duymadıydım iyi oldu gördüğüm umarım klavyeye abanmamışlardır.

  14. Caparison Dellinger MJR says:

    Symphony X, müziğe bakış açımı yeniden gözden geçirmem gerektiğini öğrettiğini bana . . Romeo’nun Ust seviye Tenik Riff ve soloları, bunun yanında hissiyattan Ödün vermemesi zatn o adama gönülden vuruk olduğumun belgesidir. . Grup Böyle Olur Öteside Olmaz dedirten bir Topluluktur SYX . .
    Ancak Hiç kimse Michael Pinnella’dan bahsetmemiş yorumlarda.
    Bunuda Ben ele alayım, Pinnella SYX’i karakterini kazandıran öğelerden birisidir. Cunku en baştan en sona kadar Romeo ile SYX çatısı altında çalışmış,romeo ile kafa kafaya verip gurubun temellerini atmıştır. . Pinnella’nın ne denli bir Klavye Virtuozu ve ruh adamı Olduğunu anlamak için ”Entered By twelfth Gate” albumunu dinlemek yeterlidir. .

  15. Gustav Mahler says:

    İlk defa symphony xin konusunu beğendim!

  16. b says:

    ritim gitar dersi. 9.5/10

  17. osuruğu öksürük ile absorbe eden kişi says:

    Zayıf bir kritik…. Albümün sadece müzikal yönünü anlatmış. İçeriksel olarak herhangi bir bilgilendirme yok..

    Mesela Iconoclast ne demek? İbrani dinlerin kaderi olan Schism ile bağlantısı nedir? Bunlardan hiç bahsedilmemiş, ya araştırılmamış bilinmiyor heralde…

    Iconoclast ampirik anlamda ‘put kırıcı’ demektir. İkonoklazm kelimesinden türemiştir. Bu olay tarihi Hıristiyan konsüllerine dahi konu olmuş, çok sular götürmüş dinsel bir meselenin özüdür…Dini pek çok bölünmelere ve anlayış farklılıklarına ve hatta savaşlara sebebiyet vermiştir. Sadece ortodoks ve katolik kliselerinin mimari farklılıkları bile buna örnektir. Musevilik ve öncesi dinlerden gelen ve ibrani dinlerin bakış açısıyla ‘primitiv’ görülen inanışların izlerinin yok edilmesi çabasının dışa vurumudur…

    Tüm ibrani dinlerde görülen bir uygulamadır ikonoklazm, çünkü tek tanrılı dinler tabiatları gereği çok tanrılı dinlere tepki olarak çıkmışlardır…İbrani dinler için, özünde masum gibi görünen ‘bırakın ya kime zararımız var tapınıyoruz’ yada yerel-dini kültürlerin din kisvesi altında yok edilmesi meselesi değildir çok tanrılı inanışlara yönelik ikonoklazm. Çünkü bu toplumlarda cansız varlıkları tanrı olarak tasvir edip sunan egemen sınıfın sözde tanrılara hizmet veriyoruz ayağına ahaliden servet biriktirip, putlara hediyeler toplayıp egemenliklerini pekiştirdikleri bir gerçektir. Hatta antik toplumlarda ilkel iktisadi ekonominin bu yolla oluştuğuna dair iktisat teoremleri vardır.

    Aslında anti-religion müzik yapıp sadece üstün körü dine saldıran grupları dışarda bırakırsak, SX vb grupları dinleyerek, albümlerini araştırarak, yazdıkları sözlerini okuyarak ve ‘bu da neymiş?’ diye merak ederek Hıristiyanlık, musevilik, antik mısır, sümer ve asurluların dinsel yaşamı, ibrani dinlere olan etkilerini ve asırlardır aktarıla gelen söz gelimi ‘Yahudilerin babile sürülmesi’, ‘Kenanlılar’ gibi dinsel hikaye ve motiflerden müzik yoluyla haberdar olabilirsiniz….

    Metallumdaki editör tayfası boşuna SX sayfasına ‘din hakkında müzik yapar’ yazmadı heralde!

    Albüm iyi olabilir, ama tek katmanlı kritikten dolayı notum 1!

    Aeonian_Lich

    @osuruğu öksürük ile absorbe eden kişi, Sen de iconoclasm olgusunun albümde nasıl işlendiğinden bahsetmemişsin ki, google’da bulunacak bilgilendirmede bulununca matah bir iş yapmış olmuyorsun. Olgudan kısaca bahsedip, albüme nasıl işlendiği şeklinde açarak yazsaydın benim “açığımı” kapatırdın. Threshold kritiğinde de müzikten neredeyse hiç bahsetmemiştim mesela. Çok yazı yazınca, hepsini basmakalıp bir düzenle yazasım gelmiyordu, nedenini merak ediyorsan böyle durumların. Bir de 1 verince ne oluyor anlamadım. Albüme not veriyorsun, kritiğe değil, sitenin formatı bu şekilde.

    osuruğu öksürük ile absorbe eden kişi

    @Aeonian_Lich, Kardeş albüm kritiği yapan sensin…

    Yani ben oturuyorum bir hollywood filmi izliyorum, ama film o kadar kafa karıştırıcı ve karmaşık olarak kurgulanmış ki, flash backlerle cartla curtla zihnimi allak bullak ediyor…

    Ben de diyorum ki ”ya film hakkında yazılmış bir kritiği okuyayım da anlamadığım yer varsa o ince noktaları yakalayan birinden öğrenirim…”

    Ve ilk bulduğum film kritik sitesine dalıyorum..Yazıyı yazan muhterem, ışık ekibinin nasıl iyi iş çıkardığından, kameramanların ne kadar ilginç açılar yakaladığına, jimmy bilmem nelerin havada iyi süzülüp ilginç ambianslar oluşturulduğuna kadar onlarca teknik-sanatsal vs ayrıntıyla yazısını dolduruyor… ama ben yine sonuçta konu hakkında birşey öğrenemiyorum…

    İşte bu kritik de böyle olmuş…Bu adamlar sadece müzikal boyutun nazara verilmesini isteselerdi enstrümantel bir albüm çıkarırlar, o kadar kitap karıştırıp söz yazmaya çalışmazlardı… Ama yazmışlar ve parçaların hikayesi o sözler etrafında dönüyor.. ve kritiği yapan kişi bana o hikayenin ne olduğundan bahsetmeden olayı bitiriyor…

    ee ben bunu eleştiremeyeceksem o zaman bunlar niye burada yayınlanıyor? kritiği herhangi bir anı defterine yahut evernote da kaydedebirsin o zaman…

    Aeonian_Lich

    @osuruğu öksürük ile absorbe eden kişi, Hemen baştan müdahale edeyim de yanlış gelmeyin. Bunu bir hollywood filmi ile bir tutuyorsanız, yanlış gelmişsiniz; veyahut da benim takip ettiğim döneme göre, hollywood yapımları son dönemde level atlamış. İki halukarda da iş bencen çıkıyor üstadım.

    Siz bunu eleştiremezisiniz diye bir durum yok. Sadece eleştiri argümanlarınınız masaya yatırılıyor. Bana kalırsa da, o masadan dirilemeyecek kadar yetersizler. Siteyi ne kadar süredir takip ediyorsunuz bilmiyorum, ama siz de bir değer yaratıp albümün konsepti ve iconoclasm arasındaki bağlantıyı başarıyla kurup katkıda bulunabilirsiniz. Ben şahsen öyle aşmış, bahsetmeye değer bir şeyler bulamamıştım. Siz bulduysanız paylaşın ki, hepimiz sevinelim.

    Aeonian_Lich

    @osuruğu öksürük ile absorbe eden kişi, Ek olarak, Symphony X’in şarkı sözlerinden genelde bahsetmedim. Çünkü, nasıl anlatayım bilemiyorum, hepimizin aklına gelebilecek şeyleri, mükemmel basitlik ve akıcılıkta sözlere aktarıyorlar bence. Hem çok beğeniyorum, hem de “düşünsem benim de aklıma gelirdi, ama acaba bu kadar iyi ifade edebilir miydim” diye de kafamdan geçiyor. Örneğin Awakenings parçasındaki sözler hangimizin hayatına etki eden, ve aklından geçen şeylerden oluşmuyor ki?

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.