# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
dredg
09.04.2011

Okurlardan gelen baskılar neticesinde gerçekleştirdiğimiz bir röportaj var bu kez. Ülkemizde hatırı sayılır bir hayran kitlesi olan ve yıllardır yolu gözlenen dredg, Türk medyasındaki (yanılmıyorsak) ilk röportajını pasifagresif’e verdi. Site okurlarından Ege Tekmen’in üstün gayretleri sonucunda gerçekleşen bu e-mail röportajında karşımızdaki kişi, grubun vokalist ve gitaristi Gavin Hayes. Ege Tekmen’e bir kez daha selamlar yolluyor, sizi röportaja alıyoruz.

dredg’in müziği gerçekten eşsiz ve deneysel. Temel motivasyon ve îlham kaynaklarınız neler? Yola çıkarken size en çok îlham kaynağı olmuş kişiler kimlerdi?

Grup kariyerine başladığında tam anlamıyla sıkı birer metal ve punk dinleyicileriydik, ama çok fazla klasik rock da dinliyorduk: Floyd, Sabbath, Led Zeppelin gibi örneğin. Yıllar geçtikçe müzikal skalamızı gittikçe genişlettik, ve pop, electronica, davul & bas, hip hop gibi tarzlara da kendimizi açtık. Sanırım tüm bunların üzerimizde etkisi oldu, ve hala var. Ek olarak parçalarımızı ortak biçimde oluştururken kullandığımız yöntem, sanırım “eşsiz” soundumuzu asıl borçlu olduğumuz şey. 4 kişi olarak, her birimiz kendi kişisel etkilenimlerimizi ve stillerimizi, tek bir sanat yapıtı oluşturmak adına ortak bir bilince hizmet edercesine kullanıyoruz.

Chuckles & Mr. Squeezy“yi “dark pop” olarak tanımlıyorsunuz, ve Dan The Automator’u prodüktör olarak seçtiniz. Yeni albüm hakkında bize neler söyleyebilirsiniz? Radikal değişiklikler beklemeli miyiz? Farklı bir kitleye hitap etme gibi bir amaç güdüyor musunuz bu sefer?

Bu albümü, herhangi bir dredg albümü olarak değil, bir işbirliğinin ürünü olarak görüyoruz. Eser şüphesiz bizim için çok farklı bir yapıt oldu, ama zaten amaç ve Dan The Automator ile çalışmamızın sebebi de buydu. Durağan bir sürece girmeyeceğiz, sürekli bir evrim içersinde yaratıcılık sınırlarımızı durmadan zorlayacağız.

90’larda bir lise grubuydunuz. Fakat 5. albümünüzün kayıtları süresince hiç bir araya gelmeden, ve şarkı materyallerini e-mail yoluyla birbirinize yollayarak kaydı çok kısa sürede sonlandırdınız. İzlediğiniz bu değişik yolun nedeni neydi? Sizce bu biraz samimiyetsiz bir yöntem değil miydi?

Bu kaydı gerçekleştirirken ben Seattle’da yaşıyordum, ve elimizdeki imkanlarla çalıştık ve üretkenliğimiz pek de sekteye uğramadı. Samimiyetsiz? Aslında değil. Bu sadece farklı bir yaklaşım, ama pek katılmıyorum. Madem bu konuyu açtın, şimdiden düşününce, bahsettiğin 90’larda da bu biçimde kayıtlar yapmışlığımız vardı. Tek fark, materyalleri birbirimize e-mail ile yollamıyorduk, kasetler vasıtasıyla işi yürütüyorduk. Şu ana kadar yaptığımız tüm kayıtlarda birbirimizde uzaktayken oluşturduğumuz besteler mevcut, tek fark bu kayıtta onlardan daha fazla olması.

Hepimiz dredg’in albümden albüme aynı formüllerle beste yapan bir grup olmadığını biliyoruz. İnsanların albümleriniz hakkında “Bu diğerlerinden (eski albümlerden) daha farklı” dediklerini gördük. Öyleyse şunu sormak istiyorum: dredg’in bir gün death metal çaldığını, veya Lady Gaga ile aynı sahneyi paylaştığını görebilir miyiz?

Her ikisi de olabilir

Albümleriniz konsept yapıdalar, ve sonuncusunda Salman Rushdie’den alınan ilhamlar göze çarpıyor. Albümünüzdeki bu konsept veya kullandığınız metaforlar yüzünden hiç şikayet aldınız mı? Söylemek isterim ki Salman Rushdie’nin eserleri Türkiye’de yasaklanmış durumda.

Evet çok fazla şikayet aldık, ama bu beklemediğimiz bir durum değildi. İnsanlar, hayatları boyunca onlara öğretilen birtakım şeyleri sorgulamak durumuyla karşı karşıya kaldıklarında zor zamanlar geçirebiliyorlar.

Judgement Day ile “The Pariah, the Parrot, the Delusion“da birlikte çalıştınız, ve beraber turladınız. Judgement Day veya başka bir grupla ortak bir çalışmanız olacak mı yeni albümde?

İnanılmaz bir sanatçı olan James Jean trompetlerde katkıda bulundu. Şuradan onun hakkında bilgi edinebilirsiniz: http://www.jamesjean.com/. Mühendisimiz Tim Carter da başka birtakım enstrümanlarda albüme katkıda bulundu.

Dark Pop’dan bahsedince, içimden bir ses DJ Shadow’un da bir biçimde albümde yer aldığını söylüyor. Doğru mu?

Hayır. Keşke!

Hayranlarınız içten içe içinde yalnızca son 15 yıla ait b-side’lar ve demoların bulunduğu bir albümün çıkmasını umut ediyorlar. Siz böyle bir şey üzerinde çalışmayı düşünüyor musunuz?

Öylece bekleyen çok sayıda b-side mevcut. Ve dediğin olabilir.

Yeni albümde enstrumantal introlar var mı? Catch Without Arms albümünde neden bu introlardan kullanmadınız?

Hayır. Geviş getirircesine bir yaklaşımdan hoşlanmıyoruz albümlerimizde. “Catch Without Arms”; “El Cielo”, “Pariah” ve “Catch” gibilerine doğrudan tepki niteliğindeydi. Lakin bir sonraki kaydımızda 20 dakikalık bir enstrümantal parça olabilir, hatta belki tüm albüm enstrümantal bile olabilir.

Ne şekilde şarkı yazıyorsunuz? Parçalar konsepte göre mi şekil alıyorlar, yoksa “What Have I Done” ve “Information”ın arasındaki ilişkide gördüğümüz üzere, önce melodileri yazıp daha sonra konsepti bunun üzerine mi oturtuyorsunuz?

“What Have I Done”ın ne olduğunu bilemiyorum, ama “Information” müziğin üzerine yazıldı, zira ilk olarak “Waterbourne” filmi için yazılmış bir eserdi. Yine de her parçanın farklı biçimlerde yazıldığını söyleyebilirim. Cidden çok şaşmaz bir formülümüz yok bu konuda, bazıları bir odada ortaklaşa yazılırlar, bazıları ben vokalleri yazmadan önce zaten geri kalanı hazır haldedir, bazen bir melodi bulurum ve müzik de onu desteklercesine tamamen değiştirilir. Tüm bu yaklaşımlar farklı neticeler doğuruyor.

“The Pariah, the Parrot, the Delusion” neden bu kadar geç piyasaya çıktı?

Kişisel sebepler ve işle ilgili birtakım durumlar.

Uzun süredir müzik piyasasının içindesiniz. Günümüzdeki müzik endüstrisi hakkında neler düşünüyorsunuz, ve bu bağlamda gelecekten neler umuyorsunuz?

Bence müzik endüstrisi şu aralar çok heyecan verici, zira herhangi bir şeyi yapmanın doğru ya da yanlış yolu diye bir şey yok. Endüstri şu anda bir geçiş evresinde, ve işinizi nasıl idare etmeniz ve kalabalıklara ne şekilde ulaşmanız konularında yeni fikirlere ve yaklaşımlara açık durumda. Çok iyi olan sanatçılar açık biçimde fazlaca ayrıcalıklı konuma geliyorlar. Düşünceme göre daha sağlıklı bir sektöre dönüşecektir ve müzikal anlamda daha açılımlı bir sahneye ulaşılacaktır müzik sektörü yakın gelecekte.

Gruptaki ilişkileriniz nasıl? Dino, Drew ve Mark’ı birkaç kelimeyle özetleyebilir misin?

Dino: İş, davulcu

Mark: Dürüst, gitarist

Drew: Sanatçı, basçı

Favori dredg şarkılarından birkaçını sayabilir misin?

Hmm… dredg dinlemiyorum.

Ve günümüzde en beğendiğin birkaç grubu sayabilir misin?

James Blake

Division Day

Eskmo

Elbow

Bassnectar

Tavsiye etmek istediğin yeni kitaplar veya yazarlar var mı?

Yakın zamanda Ray Kurzweil’in “The Age of Spiritual Machines” eserini okudum. Çok ilgi çekiciydi. Kendisinin diğer eslerlerini de bulup okumalıyım.

Gelecek planlarınız nelerdir? Promosyon ve turne dönemlerinden sonra , tabiri caizse, yeniden görünmez mi olacaksınız?

Evet. Tahminen 1 yıl kadar gölgelere çekilip orada kalırız…

Yanılmıyorsam Türk medyasıyla bu ilk röportajınız. Ve Türkiye’deki kitlenizden haberdarsınız, size bir keresinde “dredg Türkiye’ye Getirilsin” kampanyasından bahsetmiştim. Hevesli bir beklenti içinde olan Türk fanlarınıza neler söylemek istersiniz?

Evet, Türkiye’den aldığımız e-mail’lerin yoğunluğuna bakarak orada çok sayıda hayranımız olduğu sonucuna varabiliriz. Hepsi de inanılmaz iyi ve destekleyici tavırdaydılar. Gerçekten de yakın zamanda oraya gelip çalmayı umut ediyoruz… O zamana kadar, dinlediğiniz ve devam eden desteğiniz için teşekkürler.

Sorular
Ege Tekmen (Konuk)
Çeviren
Aeonian_Lich

etiketler:
  Yorum alanı

“dredg” yazısına 20 yorum var

  1. code-444 says:

    abi tam da yeni albüm düşmüşken semalara, daha iyi zamanlama olamazdı yani. emeği geçen herkese -ege’ye bilhassa- teşekkürlerimi sunuyorum. gayet şön bi çalışma olmuş.

  2. sonunda geldi dredg :) yeni albümün üstüne röportajın gelmesi de çok iyi olmuş, emeği geçenlere teşekkürler :)

  3. paradigmShift says:

    Ege’ciğim çok güzel bir röportaj olmuş teşekkür ediyorum :)

  4. Burak says:

    samimiyetten uzak bi röportaj olmuş bence. adam her cevabı kestirip atmış gibi geldi bana. gruba da inceden kıl olmamın da sebebi olabilir böyle hissetmemde.

  5. Eline sağlık Ege, sayende bir sürü röportaj okuyoruz.

  6. Murat says:

    röportaj için teşekkürler. sadece ufak bir düzeltme yapmak isterim; Salman Rushdie’nin sadece tek bir romanı – Şeytan Ayetleri – Türkiye’de yasaklı, onun dışındaki pek çok romanı dilimize çevrilmiş durumda.

  7. caksu says:

    Emeğinize sağlık. Sözlükteki entriyi görmüş bekliyordum. Mübarek dredg haftası güzel oldu.

  8. hen says:

    Boşuna umutlanan arkadaşlar vardır diye diyorum: Hiçbir zaman Death Metal yapmıycaklar lan.

    desqpio

    @hen, söyleme böyle, yıkma hayallerimizi. mashjklf. hah death metal olmasa da penguins in the desert tarzında bir şeyler yapsınlar en azından.

  9. rb says:

    Bazı cevapları kestirme olsa da iyi iş Ege. Bir de değişim olayına aşina ve değişimin gerekli olduğunu düşünen biri olsam da Lady Gaga olayı falan canımı fena sıkar.

  10. devrim says:

    herifler ağır gerizekalı çıkmışlar. bi daha dredg’e elimi sürmem

  11. dega says:

    rushdie’nin eserleri için güncel bir yasak söz konusu değil, çevirilerinin satışı mevcut.

    Batuhan Bekmen

    @dega, the satanic verses hala yok diye biliyorum. hepsi değil tabi ki.

    dega

    @Batuhan Bekmen, mevcut çevirileri metis ve can tarafından basılıyor. geceyarısı çocukları, floransa büyücüsü kitaplığımda mevcut

    Batuhan Bekmen

    @dega, ben de onu diyorum, floransa büyücüsü bende de var. ama the satanic verses basılmadı diye biliyorum. kara güneş mi ne öyle bi yayınevi basacağını söyledi ama ondan sonra olayı takip etmedim. sanırım hala yok.

    Şerafettin

    @Batuhan Bekmen, Basılmadı, evet. Basılır mı zaten? Türkiyede yaşıyoruz allah aşkına. İnsanlar seslerini çıkarmamaya devam etsinler.Burroughs hakkında soruşturma başlattılar bile.Sırada Dostoyevski ve Turgenyev var!!!!!!! Neyse biz de imanın temelleri hacı şakir’in imansal düşünceleri benzeri şeyler okuruz artık.Devam böyle.

  12. Chuck Reis says:

    siteye her girdiğimde bu adamın tiplerini görmekten sıkıldım. yeni röportaj yapında kurtulalım :D

    Ahmet Saraçoğlu

    @Chuck Reis, yakında değişecek. işsel anlamda saçma düzeyde bi yoğunluk var da, hazırlayamadık yeni röportajı. az daha sabredin. :)

  13. TanSolo says:

    Ne olmuş bu yazıya böyle yahu?

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.