# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Tartışma
GRUP ÖNERME, SORMA, BİLGİ PAYLAŞIM ORTAMI
| 27.01.2011

Metal paylaştıkça güzel.

Uzun süreli okurlarımızdan like fire’ın “Çok muhteşem gruplar biliyorum ama bunları insanlara önerecek bir platform bulamıyorum” yorumuyla yürürlüğe koyduğumuz bu başlık, metalin olmazsa olmazı “Şu grubu dinlemen lazım” olayının vücut bulacağı bir yer olarak düşünüldü. YouTube, myspace veya o tarz link’ler vererek, “Bakın şu tarzı seviyorsanız köpeği olacaksınız” diyerek, duyup da önerme gereği duyduğunuz grupları burada milyonlarla paylaşabilir, ülke insanının metal konusundaki dağarcığına katkıda bulunabilirsiniz.

Bakalım daha neler duyacağız.

  Yorum alanı

“GRUP ÖNERME, SORMA, BİLGİ PAYLAŞIM ORTAMI” yazısına 17,277 yorum var

  1. Doksanlar black metali sevenler baksın derim. Zaten kapağından ne olduğu anlaşılıyor. Kritiği yarın sitede.

    https://www.youtube.com/watch?v=JG4zCJQbB1U&ab_channel=BlackMetalPromotion

    Ahmet Saraçoğlu

    Albümün geneli daha net, düz 2. dalga black metal ama yukarıdaki şarkıda baya Storm etkisi var, pek güzel pek hoş.

    Rzeczom

    @Ahmet Saraçoğlu, neden bilmiyorum ama 4. dalga yeni nesil black metal gruplarının içerisinden çıkıp bu 90′lardaki eski işlere pek sıcak bakamıyorum.

    o ruh ve atmosfer bambaşka tabii ama yine de elim hep bu yeni dalganın içerisinde şaheser yaratmasa dahi çok iyi işler ortaya koyanlara gidiyor.

    heavy, thrash, death hangisine bakarsan bak hep klasikleri eskileri dinleme isteği oluşuyor insan içinde. yeni bi’ thrash heavy metal albümü dinlediğim zaman mutlaka sonrasında eski bir klasik açma ihtiyacı hissediyorum. ama -en azından benim nazımda- black metal’de bunu hissetmiyorum. black metalin güzelliği de bu sanırım.

    -bu yorum gruptan ve paylaşılan şarkıdan bağımsız olarak yazılmıştır-

    Yiğit

    @Rzeczom, ben de bir ara bununla ilgili bir şeyler yazacaktım veya bir yerde yazmış da olabilirim bilmiyorum. Bence 2. dalgadan sonraki black metal bariz daha iyi ve black metal denince aklıma hiç öyle Darkthrone, Mayhem falan gelmiyor. O grupları düşününce sanki farklı bir şeylermiş gibi geliyor. Türe 2. dalgayla ısındım, yeni nesile geçmem daha geç oldu ve halen daha satanic black etal veya kvlt şeyler dinlerken feci zevk alıyorum ama durum bu katılıyorum sana.

    Bazen Gorgoroth, Satryicon, Burzum veya bilumum grup için çok ofansif düşünüyorum. Neyse çok da önemli değil. Kimsenin dinlediğine herkes karışamaz

  2. Erhan Yiğit says:

    Geçtiğimiz son 3 ayda çıkan güzel albümler:

    1. OMINOUS RUIN – Amidst voices that echo in stone: Çatır çutur death metal. Kapağı efsane. Cattle Decapitation etkileri mevcut. Çok sağlam prodüksiyon. Benim yıl sonu listeme kesinlikle girecektir.

    2. REVULSION – Revulsion: Bu yılın dikkat çeken bir diğer death metal albümlerinden biri. Kirli sound sevenler buraya.

    3. SAGENLAND – Oale Groond: Black metal ile çok fazla aram yok ama bu albüm kendini dinletiyor. Ara ara doom metal tinilari ve başka enstrümanlari duymak da mümkün.

  3. Emre Görür says:

    @Rzeczom, aynı şey death metal için de geçerli. Bu iki tür çok başarılı şekilde evrimleştiği için ilksel örnekleri müzikal olarak çok basit kaldı. Sadece müzikal olarak bakarsak sonraki kuşakların albümleri ilk dönem klasiklerinin fersah fersah ilerisinde.
    Bir müziği ilk kez üretmenin tabii ki özel bir değeri var. Ondan bahsetmiyorum. Bu albümleri zaman ve mekan bağlamından koparıp ele alırsak karşımıza çıkacak şey bu.
    Diğer temel tarzlarda ise yeni gruplar 30-40 yıl öncesinin kalite standardına bile ulaşamıyorlar ki bu olgu söz konusu tarzların tarihsel olarak niye bu kadar geride kaldıklarını gayet basit bir şekilde açıklıyor.

    deadhouse

    @Emre Görür, Hiç ama hiç katılmıyorum bu yoruma. Müzikal olarak basit kaldı demek doğru değil. Altars of Madness ya da Leprosy dinleyince aa bunlar ilk ama müzikal olarak basit diyenin pek olduğunu düşünmüyorum. Önemli olan albümlerin akılda kalıcı, içinde kurulduğu ve bulunduğu müzik türünde zamana meydan okumalarıdır. Progresif olmak, prodüksiyon anlamında kusursuz olmak vs bunlar iyi müzik için yeterli ölçütler değil bence. Ac/Dc de müzikal olarak basit, Motörhead de müzikal olarak basit. Bu durum onları önemsiz veya kötü yapmaz. Bir sürü riffi, müzik türünü karıştıran, süper bir prodüksiyonla, kusursuz bir çalma performansıyla önümüze konan bir sürü yeni kalıcı olamayan kötü albümle karşılaşıyoruz. Aslında bu tartışmaların hepsi faso fiso. Eski-yeni bir önemi yok. Besteler iyi mi değil mi bu önemli. Dün bir haberin altına yazmıştım. Sanat gelişen bir şey değildir. Düzenli ve istikrarlı şekilde ilerleyen bir şey değildir. 90′lar listene 1. sıraya koyduğun için örnek vereyim. Painkiller bir defa yapıldı ve bitti. Üzerine artık bir şey konamaz.

    9yearsago

    @deadhouse, Söylediklerinize kısmen hak veriyorum. alakasız birkaç şey ekleyeceğim. İnsanın keyif alabileceği sanat ürünlerinin belirli bir skalası, aralığı var. Her yöne limitsiz uzayan bir şey değil bu. İnsan biyolojisinin, evrimsel geçmişin mirası büyük. Stresten, karmaşadan kaçıp anlaşılırlık ve düzen arayışı davranışının müzikteki yansıması da basitliğe ve akılda kalıcılığa doğru bir eğilimdir. Bu, kompleks olan her müzik insana aykırıdır demek değil, yalnızca insan doğası bunu tercih etmekte direnç gösterir ki daha kompleks müzik türlerinin daha niş bir kitleye hitap edebilmesinin sebebi budur. Hülasa sırf kuru gürültüyü veya bildiğin karalama olan bir tabloyu sanat diye yutturmaya çalışan kimselerin, “özel bir kitleden olabilme” kaygısını uç noktaya taşıyarak işin biraz şekilcilik, hatta kasıntılık kısmında takılı kaldığını düşünüyorum.

    deadhouse

    @9yearsago, Çok iyi tespitler. Doğrudur, anlaşılırlık, düzen arayışı ve bunun müzikte de yansıması olması gayet doğal. Her kitle de belli sebeplerden ötürü her müziği dinleyemez zaten. Sınıfsal, kültürel, ilgi, önem gibi etmenler rol oynuyor bu konuda. Müziği hayatında önemli bir yere koymayan kişi, niş kitle dediğiniz kitleye dahilse bile müziğe gereken önemi vermediği için niş kitleye dahil olmayan kişinin müzik zevki ile aynı zevke sahip olabilir. İşin bu boyutu da var. Aynı zamanda kişi, potansiyel olarak derin sanat zevkine sahipse de, bu potansiyelini açığa çıkartacak koşullara sahip olmayabilir. Toplumumuzda sürüyle örneğini bulabiliriz. Demek istediğim kompleks müzik-niş kitle tespitiniz de haklı olsanız bile bu durum gerçek hayatta her zaman karşılığını bulamayabiliyor. Amadeus filminde Mozart’ın, niş kitleye dahil olmayan insandan, halk müzisyeninden ilham aldığını gösteriyordu. Salieri ise bu durumu küçümsüyordu. Fakat birisi Mozart oldu, diğeri ise sadece gölgede kaldı. Dağ başında yaşayan, hayatı boyunca çok az müzik dinlemiş bir köylü gayet Shine on you crazy diamond’dan zevk alabilir. Aynı şekilde niş kitle dediğimiz insan için de o müzik hiçbir anlam ifade etmeyebilir. Uzattım. Haklısınız, ama gerçek hayatta niş kitle alt kitle olayı biraz karmaşık.

    Son olarak müziğin niçin dinlendiği sorusu da önemli. Bu soru aslında çoğu şeyi açıklayabilir. Müziği kendimizden, dertlerimizden kaçtığımız için mi dinliyoruz, yoksa o notaların dizilişi, bestelerin harikulade olması bizi mest ettiği için mi dinliyoruz? Bence ikincisiyse kompleks müzik türlerine olan yakınlığımız fazla olur, yok birincisiyse sadece ihtiyacımız olduğu için müzik dinliyoruzdur. Bu, müziği hayatımızda konumlandırdığımız yer ile ilgili olmalı.

    Emre Görür

    @deadhouse, basitlik göreceli bir kavram. Altars of Madness ya da Leprosy çıktıkları döneme göre gayet komplike albümlerdi tabii, lakin müzik gelişiyor, teknik ilerliyor. Yeniler bunların üzerine koyup Earthborn Evolution, Autotheism, Akróasis gibi albümler çıkardılar ve bunlar da bir süre sonra basitleşecek, çünkü yeni bir seviyenin zeminini teşkil edecekler.
    İyi müzikle teknik gelişkinliği özdeşleştiriyor değilim, ancak olayın temelinin teknik olduğu tartışmaya kapalı bir husus olsa gerek.
    Bu konuda yaşanmışlık çok önemli bir unsur. Örneğin 1981′de Venom’la karşılaşan biri için onun ilk albümleri tarihsel ve müzikal olarak devasa olaylardır. Ama sen evriminin ileri bir aşamasında ekstrem metal ile tanıştıysan ve elinin altında DsO, Mgla gibi yüzlerce farklı alternatif varsa niye Venom’un müziğini sevmek zorunda olasın ki? Saygı duyarsın, ama onların riflerinin, vokallerinin bin tane “güncellemesi” çıktı! İnsanların ekseriyeti nostalji yerine en günceli tercih eder ve kabul edersin ki bu gayet doğal bir durum.
    Sanatın belli dalları belki gelişmeye önemli oranda kapalıdır, ama müziğin bunlardan biri olmadığı açık değil mi? Siyah kölelerin ürettiği blues’dan bugünlere geldik.

    deadhouse

    @Emre Görür, Siyah kölelerin ürettiği Blues’dan da müzikal zevk alıyorum ve günümüz müziğini daha üstün görmüyorum. Teknik başka bir olay. Ben teknik gelişmeden bahsetmiyorum. Müziği sadece teknikle açıklayamazsın. Bu düşünceyle konuşursak Bach, Beethoven yüzlerce yıl önce müziklerini yaptılar. Şimdi yapılan müziğin onların müziğinden daha iyi olduğunu söyleyebilir misin. Tekniği küçümsemiyorum ama bence müzik temelde zamansal bir durum değildir. Düz bir çizgide ilerlemez. Beethoven’ın 7. senfonisindeki melodiyi taklit edemezsin. 200 küsur yıl önce “bir” kez yapıldı ve evrenin derinliklerinde yaşamaya devam edecek. Bence DsO ve Mgla’dan zevk alıp Venom’dan zevk almamak müzik zevkiyle açıklanabilir. Bu durum DsO ve Mgla’yı Venom’dan daha iyi grup yapmaz. Venom’dan da hoşlanıp DsO’ya katlanamayan kişiler var. Bence bu müzikal tercihlerle ve müziğe bakışla ilgili. Sen mesele bu dönemlerin tümüne hakimsin ve çoğundan belli ölçülerde keyif alabiliyorsun. Herkes böyle değil. Müzik bence diğer sanatların aksine kalbe ve zihne yüksek bir perdeden darbe vurduğu için belli kalıplara konulamaz.

    Emre Görür

    @deadhouse, şöyle sorayım: Black metalin ilk dalgası çiğ, ikincisi basbayağı ergen, üçüncüsü olgun değil mi sence de? Biz belli bir tarihsel arka planla olaya bakıyoruz. Metale hakim olmayan ama kulağı death metali algılayabilecek birine Altars of Madness ile Earthborn Evolution’ı dinletip ilki daha iyi desek herhalde mal mal suratımıza bakar. Çünkü o kişi bizim ilk albüme yüklediğimiz tarihsel önemi umursamadan sadece estetik kriterlerle iki albümü değerlendirecektir.
    Diğer yandan olay en gelişkin müziği seçip onu dinlemekten ibaret olsaydı metal ortamında progresif fanlarından geçilmezdi. Haliyle teknik kadar müziğin duyguyu yansıtabilme kapasitesine de bakıyoruz. Çiğ müzikleri de seviyoruz, çünkü müziğin biçimi taşımaya çalıştığı “özü” bu yolla başarılı şekilde yansıtabiliyor. Ama ben bundan yola çıkarak Venom ile DsO’nun estetik değerini eşitlemem. DsO bana göre Venom’dan net şekilde daha iyi bir gruptur, çok daha fazla duyguyu çok daha derinlemesine yansıtır, fakat Venom’un hayatımdaki anlamı veya müziklerinde bulduğum “saf” güç sebebiyle pekala onları DsO’dan daha çok sevebilirim.

    deadhouse

    @Emre Görür, Bu şeye benziyor. Fritz Lang’in, Eisenstein’ın yaptığı filmleri 20. yüzyılın ikinci yarısında yapılan filmlere göre daha az estetik bulmak, daha kötü bulmak. Tekniğin, teknolojinin gelişmesi bir sanat eserini daha iyi yapmaz. Venom DsO’dan iyidir demiyorum. Ancak DsO’da belli bir mirası alarak o müziği yaptı. Bir de biliyorsun, atonal müziği onlar bulmadı. 80 90 yıl önce o müzik zaten keşfedilmişti. DsO, Gorguts, Ulcerate gibi gruplar bunu metalle birleştirdiler. Elbette DsO çığır açtı. Fakat ben yine de tartışmasız DsO Venom’dan net iyi gruptur diyemem. Metal açısından bakarsak Venom daha önemli gruptur. Etkilediği, ilham verdiği grup sayısı çok daha fazladır.

    Dysplasia

    @deadhouse, sana göre ilk çalgı aletilerini bulanlar günümüzle eşit değerde müzik yapıyor. ok.

    Emre Görür

    @deadhouse, tabii ki. Kimilerinin sinemaya burun kıvırmasının sebebi onun büyük oranda teknolojiye bağımlı olması zaten. Metropolis’i örnek vermişsin ama o film -Yurttaş Kane ile birlikte- dönemdaşlarını teknik olarak çok geride bıraktığı için klasikleşen filmlerin belki de en tipiğidir. Misal edebiyat için kağıt kalemden daktiloya, oradan da bilgisayara geçiş çok ciddi bir fark yaratmaz ama sinemada teknik imkanların kadar konuşursun.
    DsO ilk atonal metal grubu değil tabii, ama bence akımı onlar yarattı.
    Son olarak şunu söyleyeyim: Müziği değerlendirmek için teknik kriterleri kabul etmezsek mutlak bir subjektivizme mahkum oluruz.

    deadhouse

    @Emre Görür, Bence mutlak bir subjektivizme “mahkum” olmak iyi bir şey. Subjektivizmi, birkaç kişinin kuralları belirlediği, kimin iyi olup olmadığını karar verebileceğini sanan kurumların doluştuğu bir dünyaya tercih ederim. Nobeli ele alalım. Birkaç İsveç Kraliyet Akademisi üyesi kimin iyi edebiyatçı olup olmadığına karar veriyor. Film listeleri, müzik listeleri de böyle. Sanat üzerinden, bilgi üzerinden iktidar sağlayanları görmek başkasını bilmem ama benim hiç hoşuma gitmiyor. Bu konuda bence olabildiğince bireyci olmak lazım. Yobazlığa varabilecek derecede bireyci olmayı, birkaç elitin kuralları ve beğenileri belirlediği bir dünyaya tercih ederim. Zaten bu yüzden sanat tarihi “görmezden gelinen sanatçılarla, hakkı verilmeyen sanatçılarla” doldu.

    Yiğit

    @deadhouse, ama Beethoven çiğ bir müzik yapmıyor ki. Arkadaş o janranın kendini oluşturması ve sonrasında geliştirmesinden bahsetmiş. Öyle derin bir klasik müzik zevkim yok ama 7. senfoninin müzikal olarak black metal bazında Venom müziği kadar basit olmadığı bir gerçek.

    Genç biri olarak Morbid Angel’ı da Beyond Creation’ı da eş zamanlı keşfedip dinledim (hatta bc’yi daha önce dinledim), Altars of Madness’ı ilk dinlediğimde tarihsel olarak öneminden bihaber olup hayvan gibi beğenmiştim. Daha öncesinde çok daha yeni death metal müzikleri de dinlemiştim bu yüzden Emre’nin bahsettiği şeyden ayrışıyorum ama temelde anlatmaya çalıştığı şeyde haklı.

    Bu müzikte ekstremleşmek, evrimleşmek, aykırılaşmak gibi etkenler istenilen duyguyu yansıtmakta fayda sağlıyor. Elbette en çiğ black metalle veya Motörhead’le bile duygu veriliyor, illa hayvan gibi ekstrem olmaya gerek yok ama metal müzik evrimleştikçe müziğin verdiği duygu da o yöne gitti. Dso’nun yarattığı duyguyu 80ler sonu ve 90lardaki black metalle verebilmek pek mümkün değildi. Bu daha aykırı müziklerin duygusuna kapılan birisinin eski dönem metal müziği sevememesi sadece müzik zevkiyle değil arkadaşın bahsettiği durumla da ilgili

    Aura magula

    @deadhouse,katılıyorum. Bence altar of madness, leprosy, slowly we root, seven churches, realm of chaos gibi 80 lerde çıkmış death metal albümlerini dün çıkmış albümlerle kıyaslamamak lazım.Bu tür albümleri aynı yıl çıkan albümlerle kıyaslamak lazım bence.Ki 80 lerin albümleriyle kıyaslayınca pek de basit kalmış ilkel albümler gibi durmuyorlar. Zamanına göre gayet devrimsel albümlerdi. Enazından metale yeni bir soluk getirdiler şimdiki death metal albümleri gibi çok övülüp unutulmadılar.

    @Emre görür,Bugün oldskol death metal diye adlandırılan( ki bence öyle bir tür yok) albümleri 80 ve 90 lardaki düz death metal albümleriyle kıyaslayınca pekde müzikal fark göremiyorum.Ha tech death, brutal death dersin onu anlarım ama düz death metal aynı kaldı

  4. Erhan says:

    En iyi metal performansı dalındaki grammy ödülünü Body Count – Bum-Rush şarkısına vermişler.

    Bum-Rush

    B u m – R u s h…

    İnanılmaz bir seçim gerçekten.

    ismail vilehand

    @Erhan, on numara şarkı.

    Erhan

    @ismail vilehand, İsmail abi senin bir şeyden zevk alma eşiğin gerçekten inanılmaz bir seviyede zaten. Keşke şarkı için ben de aynı şeyi düşünebilsem.

    ismail vilehand

    @Erhan, benlik bir durum yok aslında. Şurada albüm çıkmadan önce şarkı hakkında yorumlar var, gayet beğenilmiş.

    http://www.pasifagresif.com/2020/07/body-count-yeni-album/

    Yiğit

    @ismail vilehand, +++ harbi güzel şarkı

    alttaki 3 yorumun her birine sırasıyla kahkaha attım. Dersten ara verip siteye girince boşluğuma geldi hepsi

    Ahmet Saraçoğlu

    @Erhan, şarkı iyidir kötüdür bilmiyorum ama şöyle bir ortamda metalle ilgili herhangi bir şeyde mantık aramaya da çok gerek yok sanki.

    https://tinyurl.com/umfrc6vv

    Erhan

    @Ahmet Saraçoğlu, kritiği yapılacak kadar büyük bir göt. İlerleyen yıllarda üzerine koyabileceğini düşünüp (artık daha ne koyacaksa) 8/10 veriyorum.

    P L A G U E

    @Ahmet Saraçoğlu, ace of spades diye bağırtırım ben bunu, üzerim. Anlıyorsunuz degil mi? :)

    Noumena

    @Erhan, ben de Bum-Rush’ı beğenenler kulübündenim ama ödülü haketmiyordu yahu orda Code Orange dururken. Ama Grammy bu, garipliklerin töreni işte

  5. ismail vilehand says:

    Hazır muhabbeti dönmüşken; Body Count nasıl başlamış, nereden nereye gelmiş, Amerika’da hangi olayların ve tartışmaları sebebi olmuş öğrenmek için kısa ve öz harika bir röportaj:

    https://youtu.be/b-kwWaAJxm0

    ismail vilehand

    Part 2:

    https://youtu.be/nk0fK-1wIMM

    Ice-T adamlığın kitabında ilk sayfaya yazılacak bir karakter. İyi-Kötü insandan ziyade çok DOĞRU bir insan. Adam gibi adamın tanımı.

  6. P L A G U E says:

    Green label + playlist:

    The Crown – Royal Destroyer
    Enforced – Kill Grid
    Power Trip – Nightmare Logic
    Testament – The Gathering
    Iron Monkey – 9-13
    Urgehal – Goatcraft Torment

    Ahmet Saraçoğlu

    @P L A G U E, Enforced albümü en ufak çıkarı için eşini dostunu, annesini babasını satacak bir şerefsizin notalardaki karşılığı resmen. Albümden şerefsizlik, haysiyetsizlik akıyor.

  7. P L A G U E says:

    @Ahmet Saraçoğlu, palu ailesinin bir ferdi grupta caliyor olabilir. Şaka bir yana, sene sonunda çok üst sıralarda olacak benim için orası kesin. At the walls’un üzerinde bir iş gelirse olay olur diye düşünüyordum ki şaşırtmadılar.

  8. Yiğit says:

    https://www.youtube.com/watch?v=SFGvmrJ5rjM

    Güya metalciyiz ama beni böyle sikip atan bir şey olmadı. Malum dizinin malum finali…

    Oğul

    @Yiğit, ne yaptın be… You can’t take a picture of this, it’s already gone… Fenayım

    Yiğit

    @Oğul, hala kalbime bir yumru oturuyor düşündükçe. Daha 7 gün önce dedemi kaybettik, covid yüzünden yalnız öldü (kendisine 1 yıldır pandemiyi anlatamıyoruz, çok duygusal biriydi) ve ben ölüm ve yaşam hakkında bu kadar düşünürken böyle bir dizinin etkisi çok daha fazla oldu. Gerçekten hayat çok basit ve garip bir olgu. Günlerdir içimde biriken çok şey var ama dökemiyorum. Six feet under da fatality çekti tabiri caizse

    Tomas Takke

    @Yiğit, başın sağ olsun

    Yiğit

    @Tomas Takke, teşekkürler

  9. imagemaker says:

    Bir itirafım olacaktı: bugüne kadar dinlemeye tenezzül dahi etmediğim radioheadi artık dinleyebiliyorum hatta güzel bile geliyo

  10. Canoir says:

    Psychedelic porn crumpets – shyga! The sunlight mound
    https://open.spotify.com/album/7Huw5Su2SFHiKqZHdrDlVl?si=uR_HRHnhTwCNJPSOxsE-YQ&utm_source=copy-link

    Saykedelik garage rock. Ansızın keşfettim, çok lezzetli bi albüm çıktı. İlgilisi kesin baksın derim

    Horrendous

    @Canoir, Grubu ”Found God in a Tomato” parçasıyla tanıyıp, aşık olup, sonrasında dinlediğim hiçbir materyali aynı etkiyi bırakmadığı için salmıştım. Şans vereceğim kesinlikle yeni albüme, teşekkürler.

    Canoir

    @Horrendous, iyi dinlemeler olsun hocam

    Rust in Peace.

    @Horrendous, O şarkı çok iyi ya, eski playlistlerimde gezinirken denk geldim dinledim tekrar.
    Ben de tek o şarkılarını biliyorum :D

    Horrendous

    @Rust in Peace., Harika parça gerçekten, uzun süre keyifle dinledim.
    http://www.erbaagundem.com/?d488/yerel/domateste-allah-yazisi

  11. Horrendous says:

    Cobalt – Slow Forever
    https://www.youtube.com/watch?v=EVo_W5XYq_k

    Pikap arkasına muşamba sermek suretiyle dolduracağımız redneck jakuzisinde, güneşin alnında 33′lük kutudan bira çekerken bu albümü övmek istiyorum. Amerikan bayraklı bikinili hatunlar falan olsun. ”Bak yavrum albüm açılışı böyle yapılır” diyip dikkatleri cızırtılı hoparlörlere çekeyim, sonra herkes dalgasına baksın. Öyle bi’ albüm. Çok seviyorum.

    Ahmet Saraçoğlu

    @Horrendous, son 5 yıldır bu albümü dinleyeceğim. Bir türlü sıra gelmedi nasıl olduysa. Şu anda açtım dinliyorum sayende.

    Horrendous

    @Ahmet Saraçoğlu, Sitede kritiğini göremeyince bir hışımla buraya attım zaten kendimi, yorumlarını merakla bekliyorum Ahmet Abi.

    deadhouse

    @Ahmet Saraçoğlu, Bu albüm ilk çıktığında çok dinledim. Her şey kusursuz görünüyor. Epey keyifli, üst seviyede bir müzik. Ancak nedenini tespit edemediğim bir şey eksik albümde. Bir çizgi var onu aşamıyor albüm. Aşsa başyapıt olacak.

    deadhouse

    @deadhouse, Horrendous’ a yazılmıştı*

    Horrendous

    @deadhouse, Demek istediğin o belirsiz hissiyatı harfiyen ben de yaşıyorum. Tartışmaya fazlasıyla açık bir tezim var; aynı sene çıkan Mantar – Ode to the Flame albümü de bana aynı ”olmuş ama ne eksik çözemedim” duygusunu yaşatmıştı, o zaman dank etti.
    Duo metal gruplarının beste yapılarının bir yerden sonra tekdüzeleştiğine inanınıyorum.

    Oğul

    @Horrendous, grubu ben de geçen sene keşfettim, her işleri inanılmaz boyutta. Black Metal seven birisi değilim, aşırı seçici ve ağırlıklı progresif / melodik sulara kayan BM dinlemeyi tercih ederim ancak bu grup bambaşka. Ben de eskilerinden Blood Eagle Sacrifice şarkısını önereyim.

    Horrendous

    @Oğul, ”ağırlıklı progresif / melodik sulara kayan BM”
    Cormorant övmek için pusuda bekliyordum, bu vesileyle bir kere daha anmak istedim. Şiddetle tavsiye ediyorum.
    http://www.pasifagresif.com/2015/01/cormorant-earth-diver/

    Twat

    @Horrendous, southern black metal ya da dixie black metal vs. diye bir alt janr tanınmalı artık. Bu da o türün şimdilik en iyi albümü olabilir zannımca.

    Geçen seneden beri çok az dinledim ama şu an açtım yine akıyor. Niye daha fazla dinlemiyorum dediğim gruplar vol 7.

    ismail vilehand

    @Horrendous, Slow Forever kadar yırtıcı değil ama benzer yöresel hisleri veren bir black metal albümü:

    http://www.pasifagresif.com/2020/10/wayfarer-a-romance-with-violence/

    Horrendous

    @ismail vilehand, Konsepte uyması adına Red Dead Redemption 2 oynarken gereğinden fazla dinledim bu albümü, büyük keyifle hem de. Sonra bir daha dönüp bakmadım. Yıl sonu listemde orta sıradan yer vermiştim kendisine ama bu kadar suyunu çıkarmasaydım daha çok heyecanlandırabilirdi belki beni.

    Ahmet Saraçoğlu

    @ismail vilehand, @Horrendous, southern ve black metal demişken, son dönemlerde epey çelişkili yorumlar aldılarsa da Glorior Belli’nin de kariyerinde iki albüm arasında 3 yıldan uzun süre yok ve son albümden bu yana 3 yıl geçti. Belki bu sene bir şeyler olur.

    Horrendous

    @Ahmet Saraçoğlu, Yine 2016′da çıkan(ne bereketli seneymiş) Sundown albümünü severek dinledim onun dışında hiç hakim değilim. Albüme bayılmıştım hatta sonra unuttum, uçtu gitti. Tavsiye edeceğin albüm varsa hazır olda beklemedeyim.

    Ahmet Saraçoğlu

    @Horrendous, “The Great Southern Darkness”ı dinledim baya, sevmiştim ama çok zaman oldu. Sonraki albümleri birer kez dinleyebildim, pek hatırlamıyorum. ismail vilehand daha hakim gruba, o önerse daha sağlıklı olur.

  12. Cem says:

    BORN OF OSIRIS’den yeni şarkı:

    https://youtu.be/4ShzP_M7W-k

  13. owlbos says:

    Black metalin 2. dalgasından sonra özellikle Deathspell Omega ile beraber gerek lirik gerek müziğin zenginleşmesi adına son 15 yılda black metal bambaşka bir şeye dönüştü kanımca. Deathspell Omega, Mgla gibi grupları düşünürseniz (yani demek istediğim ”düz” black metali bir kenara koyarsanız size göre bu 15 yıllık hatta son 10 yıllık döneme damga vurmuş 10 black metal grubu hangileridir? Polonya, İzlanda ve Fransa galiba damga vuran ülkeler.. Bu şekilde de sınıflandırığ yazabilirsiniz. Arada ıskaladığım var mı acaba diyerek böyle bir şey sorayım dedim :)

    Yusuf

    @owlbos, Norveç Black metalin son kalesi NORDJEVEL gerisi maalesef bitti

    ismail vilehand

    @Yusuf, Tsjuder, Carpathian Forest, Djevel, Svarttjern gibi gruplara biraz ayıp oluyor sanki.

    Yusuf

    @ismail vilehand, Tsjuder son albümü berbatdı. Djevel yorumu yaptıktan sonra aklıma geldi :)

    Erhan

    @owlbos, sıralayamam ama adını sıklıkla duyduğum, herkesin övdüğü ve benim de sürekli dinlediklerimi yazabilirim.

    1.Mgla
    2.Deathspell Omega
    3.Imperial Triumphant
    4.Batushka
    5.Odraza
    6.Uada
    7.Deafheaven
    8.So Hideous
    9.Wolves in the Throne Room
    10. Misþyrming

    owlbos

    @Erhan, So Hideous duymamıştım bakacağım, teşekkürler.

    ismail vilehand

    @owlbos, Deathspell Omega ve Mgła dediğin için onlar hariç yazıyorum. İlk aklıma gelenler:

    Svartidauði
    Gaerea
    Der Weg einer Freiheit
    Kriegsmachine
    Misþyrming
    Serpent Column
    Odraza
    Devouring Star
    Selbst
    Ignis Haereticum

    Erhan Yiğit

    @ismail vilehand, serpent column adamdır.

    Aura magula

    @owlbos, Etki yarattı mı bilmem ama sağda solda çok adı geçen düz olmayan black metal gruplarnı yazabilirim.Sırasız bir şekilde:

    Xasthur
    Blut aus nord
    Batushka litourgia
    Misþyrming ilk albüm
    Godseed i begin
    Kriegsmaschine apocalypticists
    Sinmara
    Altar of plagues
    Watain
    Carpe noctem
    Shining
    Furia

    Söylenmeyen grupları yazayım dedim

    Yusuf

    @Aura magula, Watain son iki albüm hariç baya bi Etki ve Tepki yarattı bile

  14. Erhan says:

    Şu aşırı sikko loudwire sitesi gerçekten çok sinir bozucu. Küçük bir bilgi edinmek için siteye giriyorum ama geri tuşuna tıkladığımda bir türlü google’a dönemiyorum çünkü aşırı akıllı moderatörler sayfa içine sayfalar yerleştirmişler. Böylelikle her geriye tıkladığınızda sizi siteden atmak yerine yine sitenin ana sayfasına gönderiyor. Doğru düzgün bilgi edinememek yetmiyormuş gibi bir de göt gibi reklamlara maruz bırakıyor.

    Pasifagresifin gözünü seveyim her şey elinin altında. Bir çok yabancı site gezdim ama bu kadar hızlı yüklenen bir site görmedim. Tabii sade dizaynın da ötürü bu durum. Ayrıca her gruba eşit bir yaklaşımı var. Albüm çıkaran metallica’da olsa Hakkarili Ezbırçime grubu da olsa sağ frame de aynı büyüklükte yazılıyor.

    Büyüksün Ahmet abi saygılar.

    Loudwire’ye giydirem diye geldim PA’yı övüp çıktım.

    Emre Görür

    @Erhan, Ezbırçime’yi bilemeyeceğim de harbi Hakkarili bir metal grubu vardı. Hala aktiflermiş üstelik.

    https://www.metal-archives.com/bands/Ferec/3540359572

  15. Horrendous says:

    İran sanatçılarına merak sardım bu aralar. Daldan dala atlarken hiçbir kalıba sığdıramadığım bir parça keşfettim. Anlam veremediğim bir albenisi var. 1:25”teki senfonik partisyonu Devin Townsend’e dinletmek istiyorum.

    Mohsen Namjoo
    https://www.youtube.com/watch?v=nscwTxe12Qc

    deadhouse

    @Horrendous, Ben de biraz popüler bir parça bırakayım buraya. Dinlememiş, ilgilisi varsa dinleyebilir. https://m.youtube.com/watch?v=c-I_6Y2PGjE

    Horrendous

    @deadhouse, Geçen 3-4 sene içinde çok fazla İran’lı arkadaş edindim. İstanbula gelip Kağıthane’deki rezidanslarda ev tutuyorlar, her cuma ve cumartesi tekno eventleri için gün sayıyorlar. Hafta içleri de evde bayılıp enerji topluyorlar. Çok ilginçler, hepsi köpek zengin. Bazıları okumaya gelmişler, diğerleri de takılmaya kendi içlerinde hepsi birbirlerini tanıyor, yardımlaşıyor, hayvan gibi eğleniyorlar. Çalıştığım mekanlarda en çok para bırakan en çok eğlenen hep İranlı kitle oldu. İrtibatı yakın tutmak adına ister istemez yakınlaştık, kaynaştık, seviştik. İnanılmaz tatlı insanlar ya da ben şanslıydım. O dönem kültürleri hakkında çok şey öğrendim, ne kadar benzediğimizi fark ettim. Bizim kadar olmasa da geniş bir müzik arşivleri var. Pandemi yüzünden ister istemez koptuk ama durduk yere bana şarkı attıklarında çok sevindirik oluyorum. Ben de bunu onlara atacağım.

  16. Erhan Yiğit says:

    Bu yıl şu ana kadar yani 19 marta kadar çıkan albümler arasında en iyilerini sıralayabilir miyiz? Benim 1den sonrası karışık.

    1. IOTUNN – Access All Worlds
    SIGNIFICANT POINT – Into the Storm
    GATES OF DOOM – Aquieleia Mater Aeterna
    THE CROWN – Royal Destroyer
    SUFFERİNG HOUR – The Cycling Reckoning
    ASPHYX – Necroceros
    OMİNOUS RUİN – Amidst Voices that echo in stone
    WESENWILLE – II: A Material God
    ORECUS – The Obliterationist
    FRACTAL GENERATOR – Macrocosmos
    REVULSION – Revulsion
    SWAMPBEAST – Seven Evils Spawned…
    ENDEZZMA – The Archer, Fjord and the Thunder
    TRIBULATION – Where the Gloom Becomes Sound

    Zeitgeist

    @Erhan Yiğit,
    1-Enforced – Kill Grid
    2-Bonecarver – Evil
    3-The Crown – Royal Destroyer
    4-Asphyx – Necroses
    5-Cult Of Luna – The Raging River
    6-Terrordome – Straight Outtoa Smogtown
    7-Werewolves – What a Time to Be Alive
    8-Humanity’s Last Breath – Valde
    9-Yoth Iria – As The Flame Withers
    10-Empyrium – Über den Sternen

    Iotunn, Suffering Hour ve Ad Nauseam’u henüz yeteri kadar dinleyemedim.

  17. Bir ara Agresif Musiki podcast’inde farklı ülkelerden grupları konuşacağız. Bahsedeceğim gruplardan biri Krummholz. Kenya, Uganda ve Cibutili 3 kişi tarafından kurulan; Drudkh, Agalloch’vari; pastoral kıvamda atmosferik black metal yapan bir grup.

    https://www.metal-archives.com/bands/Krummholz/3540446631

    2018′de çıkan bir EP’leri var. O coğrafyadan nasıl bir şey çıktığını merak edenlere öneririm.

    https://www.youtube.com/watch?v=hEpEbfL-Nes&ab_channel=AtmosphericBlackMetalAlbums

  18. Canoir says:

    Oğuz Sel burayı okuyorsa eğer, hocam Numenorean – Adore albümünü dinledin mi, dinlediysen ne düşünüyorsun ? Ismarlama gibi olmayacaksa, kritiğini yazmayı düşünür müsün ?

    Ouz

    @Canoir, Selam, doğrudan bana veya kritiklere yazılan her yorumu zamanında göremeyebiliyorum. Bunu yakaladım ama.

    Grubu bilmiyordum, albümü de yorumun üzerine dün gece ilk defa dinledim. İlk etapta vokallere ısınamasam da parçalar fena değil. Rica ederim, farklı arkadaşların talebi olup da istek yazı şeklinde listelediğim üç albüm vardı. Bunu da dördüncü sıraya ekliyorum. Bir ara hepsine toptan girişeceğim bakalım. İlgin için teşekkür ederim.

    Canoir

    @Ouz, estağfurullah hocam ben teşekkür ederim :)

  19. HaNNibaL says:

    https://open.spotify.com/album/2GoRBqfVMEt7zXjt3lW88N?si=pL0HlHotTq246zsWKXxJ6Q&utm_source=copy-link

    Demiser – Through the gate eternal

    P L A G U E

    @HaNNibaL, bunu paylaşmaya gelmişim benden önce davranmışsın eline sağlık. Müthiş albüm bu arada, `sodom` sevenler, seri köz getirsin.

    HaNNibaL

    @P L A G U E, :)) Sana katılıyorum Sodom seven net şekilde bunu da sever. Kulaklara orgazm yaşatıyor

  20. Emre Görür says:

    Manyaklara bak, 1969′da black metal kafasına yaklaşmışlar.

    https://www.youtube.com/watch?v=U8jOhqOsouM

  21. Emre Görür says:

    Yukarıdaki Cromagnon dumuru üzerine bir de bu arkadaşlarla karşılaştım. Blind Idiot God da 1987′de ekstrem metal tarihi açısından çok önemli olabilecek ama arada kaynayıp giden bir işe imza atmış. Bunlar da net şekilde dönemlerinin çok ilerisindeymişler. Üç albümleri daha var.

    https://www.youtube.com/watch?v=lA3LyV3nCsU

  22. Noumena says:

    Zack Snyder’ın Justice League filmini izledim dün. Yaratılan hype kadar iyi bulmasam da 4 saatlik filmi bir oturuşta sıkılmadan üstelik 2 saatlik bir film izlermişçesine bitirdiğime göre bana göre ‘olmuş’ bir film. Bir önceki saçmalığa gelen bir düzeltme biteliğinde resmen. Hikayesi kötü karakteri ve karakterin işlenmesi (özellikle Cyborg) hoş olmuş. Wonder Woman’ın her görünündüğü yerde bağırmalı müziği vermesi ise resmen kulak kanattı, hayır yani bu hatun amazon diye uzun hava temalı müziği vermek zorunda mısınız.

    Nihayetinde Dc severlere ilaç gibi bir film.

    Raddor

    @Noumena, konu çok sıkıcı ya. Hikayeyi New 52′den değil de daha klasik eserlerden, ne bileyim Tower of Babel gibi çizgi romanlardan seçseler daha ilgi çekici olurdu sanki. Zack Snyder’ın tarzını, tercihlerini hiç sevmiyorum zaten. Yine de adamın eserini herhangi bir stüdyo baskısı olmadan, karışılmadan, orijinal şekilde izlemek iyi oldu.

    Joss Whedon elini attığı her şeyi Firefly dizisine dönüştürmeye çalışıyor. Hep aynı şakalı komikli ekip formülü. Firefly’ı manyak severim ama aynı formül Avengers’ta bir nebze tutsa da bu filme yakışmamıştı. Yeni versiyonu daha iyi bulmakla birlikte, yaratılan hype kadar iyi olmadığına katılıyorum.

    enemyofgod

    @Raddor, Bence DCU’nun ilerlemesi için yerinde bir hikaye, eski eserleri de uyarlayabilirlerdi ama çok riskli olurdu, eğer bir çıt eksiklikleri olsa die hard çizgi roman fanları öldürürdü adamı, gerçi Zack Snyder çizgi roman sahnesi uyarlaması konusunda çok takık bu yönünü çok seviyorum.

    Joss Whedon konusuna kesinlikle katılıyorum zaten Disney’in sonraki filmlerde Russo kardeşlere ağırlık vermesi yerinde bir karar. Avengers ekip toplanma filmiydi o yüzden o formül bir nebze tutmuştu.

    enemyofgod

    @enemyofgod, Bu arada Zack Snyder JS filminde görsel efektler neydi öyle felaketti. WW84 filminde de öyleydi ama film zaten kötü diye göz yummuştum. Zeus’lu sahneler animasyon gibiydi. Lütfen Warner Bros. biraz para bassın şu CGI’lara.

    Raddor

    @enemyofgod, şunu fark ettim; böyle iyi ile kötünün kavgasını ele alan eserler içinde sükse yapanları aynı zamanda ikonik kötü karaktere sahip. Steppenwolf da bundan uzak. 4 saat izliyoruz yine de akılda kalmıyor. Ne kadar düzeltilse de filmin esas probleminin bu olduğunu düşünüyorum.

    enemyofgod

    @Raddor, Evet Steppenwolf çok ezik kaldı ama bence buradaki amaç Darkseid’ı yüceltmek olabilir, asıl plan ona yapılıyor sonuçta.

  23. Canoir says:

    Dvne’un yeni albümü çok iyi. Kesinlikle dikkate alınmalı

    https://open.spotify.com/album/4rqMk0bj9vhmLSgrpQ0fTY?si=TvNqQUQ5SMu0Vxvpe1fkhw&utm_source=copy-link

    TanSolo

    @Canoir, kesinlikle öyle. Belki birisi görür de dinler diye yazıyorum bu yorumu.

    Ahmet Saraçoğlu

    @Canoir, @TanSolo, haftaya sitede.

  24. P L A G U E says:

    Viski + bira + camel soft + playlist:

    Enforced – Kill Grid
    Terrordome – Straight Outta Smogtown
    Cytotoxin – Gammageddon
    Disentomb – The Decaying Light
    Organectomy – Existential Disconnect
    Svartsyn – In Death
    Wormrot – Voices

    Yusuf

    @P L A G U E, Svartsyn – In Death köpeği olurum en iyi albümleri ama son albümleri olmamış

    owlbos

    @P L A G U E, abi şöyle kullandığın sigaraları birer cümleyle değerlendirir misin ya, bu aralar bir arayış içerisindeyim de. :D

    Ahmet Saraçoğlu

    @P L A G U E, Organectomy yeni albüm yapsın artık buramıza geldi.

    P L A G U E

    @Ahmet Saraçoğlu, yapsınlar tabii, bir de ‘existential disconnect’ ti de gecsinler. Hep beraber ölelim:)

  25. P L A G U E says:

    Size ‘ENFORCED’ ile alakalı bir anımı anlatayım.

    Arkadaşlar, şimdi ben bu albümü dinlerken tazyikli boşalıyorum ve albüm süresi boyunca bu devam ediyor maalesef. Geçen prezervatif takıp dinledim, kojiro hyuga şutu gibi deldi geçti. Neyse dedim, bu böyle olmaz, yarrağımın kalıbına uygun şekilde beton döktüm, dinlerken yarrağımı zapt etsin diye. Farkında olmadan betonu nişastalı pastane kurabiyesi gibi un ufak ettim. Son olarak, organımın ucundan silikon tabancası sokup, içeri dogru silikon tabancasının ucunu soktum ve yeterince silikon enjekte ettim. O da kâr etmedi…dinlemeyin bu albümü diye daha ilk gün söylemiştim. Dinlemeyin aq.

    P L A G U E

    @P L A G U E, aynı cümleyi 2 kere yazmışım. Ayranın etkisinden.

  26. TanSolo says:

    Mastodon 15 şarkılık albümünün kaydını bitirmiş ve mixing’in yarısı tamamlanmış. Eylül, en geç ekimde yayınlamayı planlıyorlarmış. Bayağı iddialılar ama şu zamana kadar bir yalanlarını görmedim. Güven veriyorlar açıkçası.

    https://www.nme.com/news/music/mastodon-on-their-new-album-its-the-fullest-biggest-sounding-record-weve-done-so-far-2904550

    Yiğit

    @TanSolo, olmayın işte aga iddialı olmayın. Mastodon’a ben de güvenirim ama bir bit yeniği aramaya başladım şimdi

  27. bab-ı esrar says:

    Sevgili Roma halkı selamlar, gönlü klasik metalle atan arkadaşlarıma şöyle fiyakalı bir grup ve albüm önermek istiyorum. Geçen sene ve bu yılın ilk üç ayında klasik metal adına çok güzel albümler yayınlandı ve yayınlanmaya da devam ediyor.

    Bunlardan biriside Herzel oldu. Herzel’in memleketi Fransa genelde bu ülkeden death ve black metal ya da ekstrem örnekleri çok duyarız. Ünlü olmuş klasik metal gruplarını ben çok duymadım bilen varsa da paylaşırsa seviniriz. Le Dernier Rempart size tarif edebilmem için biraz Warlord grubundan haberdar olmanız veya dinlemiş olmanız gerekir. Çünkü albümü ilk dinlediğimde melodi ve ritim yapısı olarak Warlord’a çok benzettim. Neyse çok uzatmayayım bu güzel albümü dinleyin ve keyfini çıkarın.

    Ayrıca bu albümü Ahmet Saraçoğlu’nun kaleminden incelemesini de okuruz diye umuyorum. Hatta ummaktan öte çok isterim. :) Saygılar, sevgiler metal ahalisi…

    https://open.spotify.com/album/7nI9pYW91z6uxxVUemr3IR?si=bPPTZu9NQG6IQPswQs3WtA

    Ahmet Saraçoğlu

    @bab-ı esrar, yazarım tabii. Henüz dinlemedim ama hafta içi bakacağım. Sağ ol önerdiğin için.

    bab-ı esrar

    @Ahmet Saraçoğlu, ilgin için çok teşekkür ederim. İncelemeyi merakla bekleyeceğim.

  28. Haftanın kritik programı:

    Ptesi
    ENFORCED – Kill Grid

    Salı
    YASHIRA – Fail to Be

    Çarş
    BAEST – Necro Sapiens

    Perş
    PORTRAYAL OF GUILT – We Are Always Alone

    Cuma
    AARA – Triade I: Eos

    Ctesi
    IOTUNN – Access All Worlds

    Pazar
    KRALLICE – Demonic Wealth

    Cem

    @Ahmet Saraçoğlu, Nasty, Great American Ghost, Vein, Justice For The Damned, bu hafta da Portrayal Of Guilt gibi Hardcore grupların kritiklerini görünce gözlerim yaşarıyor. Pasifagresif’in Hardcore konusunda Hatebreed, Code Orange ve HXC etkileşimli Metal gruplarıyla sınırlı kalmaması mutlu ediyor beni. Knocked Loose, Wristmeetrazor, SeeYouSpaceCowboy, Jesus Piece, Hands of God, Judiciary, Turnstile, Year of the Knife gibi güncel HXC sahnesinin demirbaşlarının kritiklerini de sitede görmek dileğiyle… Saydığım grupların arasından özellikle Knocked Loose’un sitede hala kritiğinin olmaması beni en çok şaşırtan.

    ismail vilehand

    @Cem, ben bu aralar belirli sıkıntılar yüzünden takip edecek zaman ve enerji bulmakta zorlanıyorum. Hardcore ve hardcore-metal flörtü eden grupların yeni albümlerini paylaşın ben seve seve yazarım.

    Ahmet Saraçoğlu

    İşlerde artış oldu, çarşamba günü FORHIST yerine önceden yazılmış BAEST albümü çıkacak. FORHIST haftaya.

  29. bab-ı esrar says:

    @Ahmet Saraçoğlu, IOTUNN – Access All Worlds çok acayip bir albüm her gün mutlaka bir kere dinliyorum. Dinlemesi keyifli ama hazmetmesi zor bir albüm. İncelemesini de merakla bekleyeceğim. Albümün özel olmasında grup kadar efsane prodüktör FLemming Rasmussen’nin masanın başında olması da önemli bir ayrıntı. Bu senin en iyi 10 albümü içerisinde olması elzem bir albüm Access All Worlds!

  30. vatay says:

    Valla arka arkaya iki tane canavar black metal albümü salındı ortamlara…

    Sarkrista – Sworn to Profound Heresy
    https://youtu.be/sb0EAjaJyvY

    Mare Cognitum – Solar Paroxysm
    https://youtu.be/LzK0fp1ZJ18

  31. “Memoria Vetusta” Blut Aus Nord’unu özleyenler için Vindsval’dan kapağında kurt yavrulu, pastoralli, solo ABM projesi: Forhist

    https://youtu.be/MqvouF6fUzw

    Kritiği haftaya sitede.

    narsistdestroyer

    @Ahmet Saraçoğlu, Bu ara favori albümü Forhist olan birisi olarak merakla beklemedeyim. Albüm kapağındaki vatandaş da kurt yavrusundan ziyade tilki gibi geldi bana. Kurt yavrularının kuyrukları bu kadar kalın ve tüylü olmuyor.

    Ahmet Saraçoğlu

    @narsistdestroyer, bana burun yapısının kalın kısalığından gibi kurt gibi geldi ama her türlüsü canımız ciğerimizdir.

    Kritiği iş yoğunluğumdan dolayı haftaya erteledik bu arada.

  32. Ouz says:

    Ancient Rites davulcusu kalp krizi sonucu vefat etmiş.

  33. owlbos says:

    The Destroyers of All > Stare into Death and Be Still > Shrines of Paralysis > Everything Is Fire > Vermis > Of Fracture and Failure

    owlbos

    @owlbos, diskografiye hakim olanlardan yorum gelirse sevinirim. ^^

    Ahmet Saraçoğlu

    @owlbos, ben TDoA, SiDaBS ve SoP’yi 2. ya da 3. sıraya koyamıyorum. O üçü zirvede şu an benim için, diğerleri bende de aynı. Sadece TDoA’yı ilk göz ağrısı olduğu için en çok seviyorum.

    Yiğit

    @owlbos, sadece TDoA’yı 1den alıp 3e koyarak değiştiriyorum. Kalan sıra aynı.

  34. Aura magula says:

    Çok kaliteli, adam gibi, taş gibi black metal dinlemek isteyenler bu kapıdan geçiniz efendim.Takımın ismi jotunspor teknik direktör king ov hell.2000 lerin en iyi 10 black metal albümünden biri gerçekten mükemmel abartı derece mükemmel ULAN 3 GÜNDÜR BAŞKABİŞEY DİNLEYEMİYORUM AYIPTIR BRE VİCDANSIZLAR…

    https://youtu.be/QuQyWf4hqR8

  35. owlbos says:

    Yukarıdakinin bir benzerini Meshuggah için de yapmak istiyorum izninizle. Diskografiye hakim olanların da sıralamasını görmez isteriz efendim.

    DIE > Obzen > Chaosphere > Chaosphere > Nothing > Koloss > The Violent Sleep of Reason > Catch Thirtythree. Debut albümü nedensiz bugüne kadar merak edip dinlememiş olma ayıbım.

    Aura magula

    @owlbos, Meshuggahın dinleyebildiğim 2 albümü var koloss ve i. Diğerlerinin akıcılık sıkıntısı var nezaman açsam albümün yarısından sonra sıkılmaya başlıyorum.Hatta ilk beş şarkı sonrası hep fillerle dolu gibi geliyor bana.

    Oyüzden koloss,i diyorum

    unanimated

    @owlbos, chaosphere ve obzen hariç aynı sıralama. Debut albümü sona koyarım. Dıe, chaosphere ve obzeni diğerlerinden çok daha fazla sevip dinlediğim gerçeği de var tabi

    deadhouse

    @owlbos, Hocam bunun şenliği vardı, geç kaldın galiba. Yüzlerce grubun yapıldı

  36. Firat Tale says:

    Les gibi pislik album arayanlara:

    Regional Justice Center – Crime and Punishment

    https://www.youtube.com/watch?v=QC6RyZxcYto&ab_channel=SleepCrime

    album suresi 13 dk

  37. Yusuf says:

    Yılın Brutal death metal İlahı
    https://m.youtube.com/watch?v=8K4g9NZvOh8

  38. Emre Görür says:

    Nawabs of Destruction’ın albümü geçen yıl arada kaynamıştı. Melodik/teknik death metal seven herkesin gruba bir şans verdiğinden emin olana kadar albümü belli aralıklarla önermeyi sürdüreceğim!

    https://open.spotify.com/track/1Z3OhiM4CtwN8ugQ8xSyc9

  39. Rzeczom says:

    August Burns Red dinlemeye hangi albümden başlayabilirim?

    Noumena

    @Rzeczom, ben buna Leveler derdim en hazmı kolay albümleri o bence. Sonrasında geriye doğru gidip sonra Leveler’den sonraki işlerine bakıp hüzünlenebilirsin :D

    Rzeczom

    @Noumena, tamamdır, teşekkürler.

  40. unanimated says:

    Dance of december souls’a benzeyen albümler önerebilir misiniz? Benzer bir amatörlükte,süründüren,organik kayıtlı olursa süper olur. Sipariş gibi oldu, şimdiden teşekkürler

    deadhouse

    @unanimated, https://youtu.be/2Dy28ef-_tA

    Böyle şarkılar kastediyorsan, My Dying Bride’dan daha iyisi yok. Bir sürü albümleri var zaten. Zaten geleneksel manada Doom metali bence istikrarlı şekilde icra eden en iyi gruptur.

    unanimated

    @deadhouse, teşekkürler şarkı çok güzelmiş. My Dying bride’ın ünlü albümlerine bakmıştım ama vokale pek ısınamamıştım, tekrar şans vermeliyim sanırım.
    Kirli vokalli erken dönem gothic doom eserlerine bakıyorum da sanırım dance of december souls gibisi yok.

  41. Noumena says:

    Bu yılın vokal performansı anlamında en iyi 2.albümü White Void-Anti oldubana göre. Yemin ederim sevinçten ağlayacağım. Albüm çok iyi! Nedland’ın sesi cuk oturmuş. Prog soslu, saykodelik şarkılar beni benden aldı. Devil’s Blood, son dönem Ghost, Beastmilk sevenler kaçırmasın derim.

  42. Yılın iddialı albümlerinden biri bugün çıktı: Cryptosis – “Bionic Swarm”

    Progresif/teknik thrash sevenler baksın. Kritiği haftaya sitede.

    https://www.youtube.com/watch?v=80bNugK9SO4&ab_channel=CenturyMediaRecords

    deadhouse

    @Ahmet Saraçoğlu, Slayer+Coroner+Kreator düet yapmış gibi. Güzel iş çıkarmışlar.

    All2

    @Ahmet Saraçoğlu, Müthiş

    Ahmet Saraçoğlu

    Büyüyecek grup enerjisi var bu adamlarda. Şimdiden sevip saymaya başlamak lazım.

    https://www.youtube.com/watch?v=MDITD4YbjW8&ab_channel=CenturyMediaRecords

    Marvin Yanbasanyan

    @Ahmet Saraçoğlu, https://youtu.be/kNMOPYDfuF4

    Emre Görür

    @Ahmet Saraçoğlu, bu elemanların önceki ismi Distillator ve “oha Revolutionary Cells mi?!” deyip daha ilk albümden grubu takibe almıştım. Olayı bu seviyeye getirebilmiş olmaları takdire şayan.

  43. P L A G U E says:

    Hayırlı cumarlar arkadaşlar, şu hayvanlığı bıralayım, siz de nasiplenin. Emek verin, bir ara tesekkur edersiniz.

    Monte penumbra – as blades in the firmament

    https://youtu.be/65RTmgGvzxs

    https://open.spotify.com/album/686BmGk6o8gf7ymT7QpuVC?si=_zzWAnHNSfa_a09wy_51IA&utm_source=copy-link

    deadhouse

    @P L A G U E, Darkside’ın hayaleti var albümde. Onun dışında iyi bir sound yakalamışlar, ancak prodüksiyon aşırı kötü. Şöyle ki; kirli bir kayıt olmadığı belli oluyor, ihtimal ki temiz bir kayıt yapmak istemişler, herhalde maddi imkansızlıklar yüzünden böyle olmuş. Polonya sound’ı kendini hemen belli ediyor. Vokaller orta karar. Ne çok iyi ne çok kötü. Özgün bir iş değil, ama besteler iyi, gideri var. Keşke prodüksiyonu iyi olsaydı. O zaman 7.5 verirdim. Bu haliyle ancak 6 eder. Paylaşım için teşekkürler.

  44. owlbos says:

    Çocukluktan gelen bir albüm dinleme alışkanlığım var. Hatta yıllarım albüm dinlemek yerine singlelar üzerinden müzik adına ahkam kesen insanlara içten içe gıcık olmakla geçti. Bu albüm dinleme olayının hakkını özellikle metal dinleyen insanların bir yere kadar verdiğine inanıyorum. Ama merak ettiğim bir şey var, biraz ucu açık gibi olacak belki de türden türe farklılık gösteriyordur vs. vs. işte soru, 8 8.5 puan bandında değerlendirdiğiniz bir albümü ortalama kaç kez çevirirsiniz, yıllar geçtikçe açıp dinler misiniz? Yoksa tüketim çağı diyip tozlu raflara mı katarsınız?

    Ouz

    @owlbos, Müzik dinleme kültürünü küçük yaşta edinmek çok önemli. Çeşitli vesilelerle burada dillendirdim, ben de 7-8 yaşlarımdan bu yana düzenli müzik dinliyorum. Küçükken ailece oturup Sezen Cumhur Önal’ın TRT’deki Müzik Yelpazesi programını izlerdik, şarkılar üzerine yorumlar filan yapardık. Sonra programda çıkan Julio Iglesias, Enrico Macias gibi dev isimlerin kasetleri eve girerdi bu vesileyle. Önal’ın, sanatçıları ve şarkılarını takdimini de imrenerek takip ederim. Yine İzzet Öz’ün Pop Dünyasından programı vardı -Rock Market’i sonraları keşfettim malum-. Bu tür programlar da dinleme kültürüme katkıda bulunmuştur sanırım.

    8 ve üstü puan verdiğim albümlerde beni illaki yakalayan bir şeyler oluyor ve kimi zaman döndür döndür aynı albümleri dinliyorum. Hatta buraya yazıp yazdığımı ve yüksek puan verdiğimi unuttuğum albümleri, klasörleri kurcalarken yeniden anımsayıp sanki kırk yıllık dostumu görmüş gibi hasretle kucaklıyorum. Mesela 2019′da karaladığım Ringare albümü Under Pale Moon’u, Her Pale Skin yazısından sonra yeniden hatırladım ve gün içinde 5-6 defa tekrar tekrar dinledim.

    Tüketim çağı diyerek albümleri rafa kaldırmak çok acımasızca olur. Ben böyle yapmıyorum. Ama kendi adıma çok fazla albüme yetişememekten ve kendi kendime keşfettiğim diğer şeylere yeterince zaman ayıramamaktan dertliyim. Mesela Vaporwave’e merak salmıştım, sevdiğim parçalarda kullanılan sample’lar kime ait diye araştırmaya giriştim. Hatta Ahmet de biliyor, 1990′lardan kalma The Weather Channel kayıtlarını filan bulup izliyorum sırf bu nedenle YT üzerinden. Bu araştırma ve iz sürmeler sonucunda çılgın deli manyak müzik yapan smooth caz gruplarını keşfettim, keşfetmeye devam ediyorum. Adamların her bir albümlerinde altın değerinde şarkılar mevcut. Bir de gruplardaki müzisyenlerin bireysel olarak yaptıkları albümler vs. var, oradan oraya derken acayip savrulmalar yaşıyorum.

    Diğer yandan eskilere de meraklıyım ve 90′lar Türkçe pop tarafında hâlâ duymadığım bir dolu güzel şey var, keza 80′lerde de. Bir yandan 70′lerde yine benim ıskaladığım Anadolu pop-rock eserleri var. Elin yabancısının izleyip bir de yorum bıraktığı şarkılardan bazılarını ben bu yaşımda yeni duyuyorum. Aradıkça kendimce yeni hazineler buluyorum, buldukça yeni arayışlara giriyorum. Bu arayışlar neticesinde bu yıl diyelim 30 tane önemli albüm çıktıysa onlardan 5-10 tanesine anca göz atabiliyorum. Yakalayıp 8 ve üstü puan verdiklerimi de birkaç dinleyiş sonrasında bekleme odasına alıyorum ve arayışlarıma geri dönüyorum.

    Emre Görür

    @owlbos, müzik endüstrisinde albüm kavramı giderek yok olacak gibi, ama metalin buna uyum sağlaması pek kolay olmayacaktır. Birçok örnekte önden yayınlanan şarkının iyi olup olmadığına bile albümü bilmem kaç tur çevirdikten sonra karar verilen bir türden bahsediyoruz. Bu dönüşüm gerçekleşirse ben şahsen yeni şarkı dinleme motivasyonumu çok büyük oranda yitiririm. Oturup bir grubun yeni şarkısını beklemektense dönüp eski albümleri hatmetmeye başlarım. Zaten biriken külliyat en az 5 ömür yeter.

    deadhouse

    @Emre Görür, Müzik endüstrisi diye bir şey kalmadı pek. Aşırı ünlülerin bol ücretlerle konser vermesi dışında bir şey yok. Orta ve az ünlüler ancak tok karnına icraatlarını gerçekleştiriyorlar ki şu an onu bile yapamıyorlar. Youtube ve digital servislerde dönen para da yine şirketlere ve aşırı ünlülere gidiyor. Orta ve az ünlüler orada da avuçlarını yalıyorlar. Kaset bitti, mertlik bozuldu.

    Emre Görür

    @deadhouse, yeni dönem Napster ile başladı. Aslında bahsettiğin durum metali diğer türler karşısında yükseltiyor, çünkü yeraltı/anaakım oranı en yüksek tür muhtemelen metal. Yeraltı ortamı en çok ilgi gören de o. “Alttaki” grupların motivasyonu büyük oranda bir şeyler üretip kendilerini ifade edebilmek olduğu için orada sıkıntı yok. “Üsttekilerin” motivasyonu da ekonomik değil. Halford şimdi Firepower’ın üzerine çıkıp ortamı dağıtmanın, metal tarihinin müzikal olarak en başarılı grubu olarak anılmanın düşlerini kuruyordur, köşeye 3-5 daha atmanın değil. Sıkıntı “orta” seviye gruplarda. Bunların önemli kısmı zaten iyi albüm yapma motivasyonlarını epeydir yitirmiş, fabrikasyon üretime geçmiş durumdalar. Hem ekonomik olarak seviye atlama umudu olmaması, hem de konformizm bu alanı “zehirliyor”. Ama pandemiye rağmen Anathema dışında kayıp vermemiş olmak da başarı olarak görülebilir.

    enemyofgod

    @owlbos, 8-8,5 puan bandında değerlendirdiğim bir albümün bir veya iki şarkısını çok sevdiysem sırf bunları dinlerim, albümü bir daha çevirmem.

    Ama ilk dinleyişlerde ben de albümün tamamını dinlemeye özen gösteriyorum çünkü müzik albümleri birer film gibidir, her nota ayrı bir sahnedir, ve bu sahneleri kaçırırsak filmi tam olarak anlayamayız.

    Dysplasia

    @owlbos, Yuh. 8′i de tekrar açıp dinlemeyeceksek artık…

    Aura magula

    @owlbos, 8 verdiğim albümleri her aklıma geldiğinde dinlerim.Tuvalet kağıdı gibi
    sümkür at yapmam için 5 vermem gerek.Artık uzun ömürlü olmayan albümlere 6 üstü vermiyorum.Yok arkadaş albüm yapıyorsan uzun ömürlü olacak

    feel the groovity

    @owlbos, çok güzel bir noktaya değinmişsin gerçekten. pandemi dönemiyle birlikte neredeyse her gün Tidal’den 1 veya 2 albümü baştan sona dinliyorum. Tekil şarkı veya mix listeden dinleyemiyorum; böyle yapınca garip bir huzursuzluk kaplıyor bünyemi. başlatıyorum albümü hiç durmadan baştan sona dinliyorum kulaklıkla, nette/ekşide sörf yapıyorum aynı anda.

    güzel taraflardan biri, kafamda 8 ve üstü puanlandırdığım albümleri dinlerken buradan veya ekşiden albüm hk. yazılanları okumak. enstrümantal gitarist albümleri içinse tutamıyorum içimde, ekşide kritik yazıyorum hatta. yeni çıkan albümlerin hızına yetişmek mümkün değil bu arada. ayda 2 yeni albüm, sindirmek için bence kafi. yolunu dört gözle beklediğim metal grubu sayısı da epey azaldı son yıllarda.

    gıcık olduğum bir şey varsa o da albüm süresinin 45 dk’yı geçmesidir. 1 saati geçince daral geliyor. bonus şarkıları vs. dinlemiyorum genelde.

  45. P L A G U E says:

    Hennessy + bira + marlboro + playlist:

    Memoriam – To The End
    Demiser – Through The Gate Eternal
    Novae Militiae – Topheth
    Black Curse – Endless Wound
    Down – Down II
    Eyehategod – A History of Nomadic Behavior

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.