# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
SONISPHERE, 25-26-27 Haziran 2010 – İnönü Stadı
| 29.06.2010

Aşırı dozda metale maruz kalmak.

Ülkemizde yapılan en büyük konser organizasyonu diyebileceğimiz Sonisphere, bilindiği gibi öncesinde pek çok tartışmaya mahâl veren, her açıdan çok konuşulan, kadrosuyla akıl alan, her yönüyle “büyük” bir olaydı. İçinden kendi isteğiyle çıkan, dış sebepler yüzünden çıkarılanlar, eklenip birkaç gün sonra iptal edilenler, son anda girenler… Kısacası her şeyiyle epey hareketli bir ön süreç yaşandı.

Festivali çok detaylı şekilde anlatma niyetinde değilim. Zira üç gün, on beşten fazla grup, her grup sırasında olan bin türlü olay, tribünü ayrı, saha içi ayrı, tuvaleti taşmış köftesi soğukmuş, vesaire vesaire. Gidemeyenler için üç günün bir özetini geçelim yeter. Hatta bodoslama girelim.

1. Gün:

STONE SOUR’dan hemen önce tribündeki yerimizi aldık. Grubu, vokalist ve gitaristlerden birinin SLIPKNOT üyesi olmaları dışında bilmeyen bir insan olarak, fena vakit geçirtmediklerini söyleyebilirim. Katılım beklediğimden yüksek, hava ise “Noolur yağmasın” serzenişlerine gebe şekilde kapalıydı. Saha içinin büyük kısmı ve tribünlerin çoğu boş olsa da, seyirci gruba verebileceği ölçüde destek verdi. Corey Taylor’ın da seyirciden memnun kaldığını sanıyorum. Burada çok tanınmadıklarını biliyorlar, o yüzden bu ölçekteki olumlu tepki dahi hoşlarına gitmiş gibi geldi bana.

STONE SOUR’un, yeni albüm “Audio Secrecy”den üç şarkının çalındığı setlist’i şöyleydi:

Intro
Mission Statement (Yeni şarkı)
Made Of Scars
The Bitter End (Yeni şarkı)
Your God
Through Glass
Digital (Yeni şarkı)
Get Inside
Hell & Consequences
30/30-15

Sonra PENTAGRAM çıktı. Bilindiği gibi Murat İlkan’ın son konseriydi. Grubun yeni vokalisti olacağı duyurulan Gökalp Ergen (THE CLIMB) ile birlikte bir DIO’ya saygı geçidi yapan grup, ardından Hakan Utangaç ve Ogün Sanlısoy’la eskilere gitti. Murat İlkan sahneye çıktığındaysa pek çok insanın kafasında aynı soru vardı sanırım: “Mikrofonda mı sorun var, yoksa söyleyemiyor mu?”. Eğer ikincisiyse, Murat İlkan şarkıları söyleyemeyecek durumdaysa, gerçekten üzücü bir durum. Sahneden ayrılırken de sendelediğini gördüğümüz İlkan, umarım sağlığına kavuşur, ya da en azından daha kötüye gitmez. Grup klasik PENTAGRAM performanslarından birini verdiyse de, bence Murat İlkan’ın durumu dolayısıyla ne çaldıkları da pek fazla fark etmezdi. Seyircinin desteğiyle hoş bir uğurlama oldu. Bunca yıl yaptıkları ve Türk metal tarihine adını yazdırdığı için şahsen kendisini kutluyor, tekrar geçmiş olsun diyorum.

PENTAGRAM, dört farklı vokalistle geçmişten günümüze şöyle bir setlist sundu:

Powerstage
Rotten Dogs
Vita Es Morte
No One Wins the Fight
Behind the Veil
Give Me Something to Kill the Pain
In Esir Like an Eagle
For the One Unchanging
Lions in a Vage
Bir

Ardından ALICE IN CHAINS geldi sahneye. Grubu bilen insan sayısı bir hayli az geldi bana. ALICE IN CHAINS’i hiç bilmediğim için performansları konusunda bir yorum yapamayacağım, ancak kendilerini bilmeyen bir izleyici olarak gayet zevk aldığımı söyleyebilirim.

Her ALICE IN CHAINS bilmeyeni gibi ben de Would’da ve yeni albümden Check My Brain’de konserin en güzel anlarını geçirdim diyebilirim. Grubun takipçilerinin çeşitli mecralardaki yorumlarında da grubun gayet iyi çaldığı söyleniyor, demek ki iyi çalmışlar.

ALICE IN CHAINS’in setlist’i de, karışık olmakla beraber şöyleydi:

Them Bones
Dam That River
Man in the Box
Again
Would
Angry Chair
Rooster
Lesson Learned
Acid Bubble
Check My Brain
It Ain’t Like That
We Die Young
Rain When I Die

Saat tam 21.00 olduğundaysa, sahne kurulumunu gizledikleri dev perde düştü ve içinden aynı boyutlarda devasa bir Almanya bayrağı çıktı. O an tekrardan gördüm ki bir ülkenin büyüklüğü, gücü, kültürel zenginliklerini diğer ülkelere ne derece empoze edebildiğiyle ilgilidir. RAMMSTEIN resmen Almanya’yı temsil eden bir güç gibi sahneye çıktı ve herhalde o sırada İnönü Stadı’nda olanların çok uzun süre unutamayacakları bir performans ve sahne şovu sergiledi. Alttaki videonun başından girişlerini ve bahsettiğim bayrak olaylarını görebilirsiniz.

Olağanüstü ergonomik ve çok işlevli tasarlanmış mekanizmalarla her şarkı bambaşka bir gösteriye dönüşürken, şarkıların minimalist ve basit yaklaşımlarından dolayı grubu hiç bilmeyenler dahi şarkıları ilk duydukları andan itibaren anlayıp konsere katılabiliyorlardı.

Görmeden anlamanın çok zor olduğu gösteriler arasından bence en iyisi, Du Hast sırasında Till’in sahneden dışarı attığı havai fişek oku ve ardından sahne dışından sahneye doğru atılan füzelerdi. Tek kelimeyle muazzamdı. Tepeden akıtılan kıvılcım şelalesi, sahne önüne “über-facial” yaptıran devasa penis, bitmek bilmeyen havai fişekler; detaya girsek sayfalarca anlatılabilir, o yüzden kısa keselim, bir Du Hast verelim.

Türkiye rock/metal konser tarihinin en unutulmaz performanslarından birini veren ve akabinde gruba bir sürü yeni hayran kazandıran RAMMSTEIN setlist’i de şöyleydi:

Rammlied
Bückstabü
Waidmanns Heil
Keine Lust
Du Riechst So Gut
Feuer Frei!
Weiner Blut
Frühling in Paris
Ich Tu Dir Weh
Benzin
Links 2 3 4
Du Hast
Pussy
Sonne
Haifisch
Ich will

Oha lan daha birinci günü yazdım hayvan gibi uzun oldu diyor, uzatmadan Cumartesi’ye geçiyorum.

2. Gün:

VOLBEAT çıkmadan on dakika önce numaralıdaki yerimizi almıştık. Danimarkalı grubu seven, ancak çok uzun süre dinlemişliği olmayan biri olarak, beklediğim bazı parçaların çalınması benim için yeterliydi, onlar da tüm beklediklerimi çaldılar. Arkaya astıkları Elvis saçlı kurukafalı VOLBEAT afişi, grubu tam olarak özetliyor aslında. Seyirciden gayet iyi bir elektrik alan grup, enerjik ve eğlenceli performanslarını kısa bir de Raining Blood’la süsleyerek seyirciden artı puan aldı. Günün en eğlenceli konserlerinden biriydi.

Şarkıların adlarını bilen ve sağa sola yazanlar beni yanıltmıyorsa, VOLBEAT setlist’i şöyleydi, fazla yazdıysak düzeltelim:

The Human Instrument
Radio Girl
Sad Man’s Tongue
Hallelujah Goat
Mary Ann’s Place
I Only Want To Be With You
Boa
Poo of Boze, Boze, Boza
A New Day
Guitar Gangsters & Cadillac Blood
A Warrior’s Call
The Garden’s Tale
Still Counting

HAYKO CEPKİN, festivalin soru işaretlerinden biri olsa da ve “Acaba tepki görecek mi?” diye düşündürtse de, metalcilerin gönlünü almaya yönelik tavrıyla, olumsuz bir tepki almadığını söyleyebilirim. En azından yukarıdan öyle gözüküyordu, aşağılarda bir şeyler olduysa bilemem. En ön sıradaki MANOWAR işareti yapan ufak kitle dışında seyircinin şarkı aralarında HAYKO CEPKİN’e olan tepkisi gayet olumluydu. Bunda, tüm grubun sahneye RONNIE JAMES DIO baskılı tişörtlerle çıkmış oluşunun ve HAYKO’nun da sadece siyah göz makyajı yapmış olmasının da etkisi vardır elbet. Ancak sonradan öğrendiğim üzere HAYKO sahnedeyken ön taraftan epey tepki olmuş. Demek ki bizim taraflara ulaşmadı sesleri.

HAYKO CEPKİN’in de Yalnız Kalsın dışında hiçbir parçasını bilmeyen biri olarak, çok eğlenmediğimi söyleyebilirim.

HAYKO CEPKİN’in hangi şarkıları çaldığını bilmiyorum, hemen MANOWAR’la devam ediyorum.

Evet. MANOWAR. Ne bekliyorsanız o. Çocuksu bir gaz, içimizde sakladığımız metalciyi bir şekilde ortaya çıkaran, her hareketleri bir rolün parçası olsa da, yine de gülümseyerek baktığımız, sevdiğimiz MANOWAR. Uzatmadan o beklenen, dilden dile dolaşan anı paylaşalım:

Bunun üstüne ne denir bilmiyorum, ama şahsen çaldıkları şarkıların bir kısmında gayet sıkıldığımı söyleyebilirim. Özellikle Brothers of Metal – Part 1, bir türlü bitmek bilmemesiyle konser için hiç iyi bir seçim değildi bence. Ancak tabii ki Hail and Kill ve hiç beklemediğimden olacak gayet gaza geldiğim Black Wind, Fire and Steel, konserin en iyi anlarıydı. Bir de unutmadan, grubun sahneye tüm sesler kapalı olarak gldiğini ve birkaç saniye sessize yakın çaldıklarını ekleyelim.

MANOWAR’un olayı da şuydu:

Manowar
Brothers of Metal – Part 1
Call to Arms
Kings of Metal
Warriors of the World United
Hand of Doom
House of Death
Heaven and Hell
Hail and Kill
Black Wind, Fire and Steel

Günün headliner’ı ise, festivalin en son açıklanan grubu olan efsane Alman grup ACCEPT’ti. UDO’suz kadrosuyla tekrar birleşen ve yeni albümünü yakında çıkaracak olan ACCEPT, MANOWAR sonrasında staddan ayrılan insanları hayretle izlediğim sırada sahne aldı. Yeni vokalist Mark Tornillo’nun gayet başarılı performans sergilediği, grubun iki kez bis yaptığı, pek çok klasiğin çalındığı bir konserdi.

Ancak şunu da söylemek lazım ki, konser kitlesi düşünüldüğünde, büyük çoğunluğun günün headliner’ı olarak MANOWAR’u görmek istediği de ortadaydı. ACCEPT elbette ki çok önemli ve iyi bir grup, ancak şarkılar ilerledikçe azalan kitleden, grubun şu anki seyirciye tam anlamıyla hitap etmediğini, veyahut seyircilerin ACCEPT’i bilmediği sonucunu çıkarabiliriz. Her halükârda ACCEPT, kendisini sevenleri mest edecek bir performansla gecenin finalini yaptı.

ACCEPT’in setlist’i şöyleydi (Eksik olmasın diye kendim yazmadım başka yerden aldım, fazlası varsa silelim):

Metal Heart
Midnight Mover
Restless and Wild
Losers and Winners
London Leatherboys
The Abyss
Run If You Can
Teutonic Terror
Breaker
Bulletproof
Neon nights
Up to the Limit
Demon’s Night
Turn Me On
Monsterman
Burning
Princess of the Dawn
I’m a Rebel
Fast As a Shark
Balls to the Wall

İkinci gün de bitmişti, ama asıl olay birçokları için henüz başlamamıştı bile. İnönü’den Taksim’e doğru yürürken, bir sonraki gün tanık olacaklarımı düşünüp yanımızdan geçen araçlara mutlu bir ifadeyle bakıyordum… Fakat arkadaş o metro bir türlü gelmek bilmedi gecenin bir vakti orada mal gibi bekle bekle, zaten yorgunuz… Neyse, eve gittik uyuduk.

3. Gün:

Her zamanki gibi izleyeceğimiz grubun çıkışına on dakika kala staddaki yerimizi alacak şekilde çıktık evden. Saat 16.05′te koltuğumuza oturduk ve afişi gerilmiş olan ANTHRAX’ı beklemeye başladık. Grubu 2005′teki reunion turunda JUDAS PRIEST için açarlarken izlemiş ve çok eğlenmiştim. Kapalı bir mekan olduğu için ses kalitesi mükemmeldi, grup da her zamanki gibi olabildiğine enerjikti. Ancak, ancak 25.000 kişilik o salonda ANTHRAX’a eşlik eden çok da fazla insan yoktu. Bugün baktığımdaysa, yine benzer bir manzara gördüm.

Belli ki, metal dinleyen ancak grupla ilk kez Sonisphere’de tanışan pek çok insan vardı. Ancak kitle yine de gruba olabildiğince destek verdi. Çevremdeki insanların I’m the Law gibi bir şarkıda bile sus pus oturduklarını gördüm. Antisocial’ın nakaratında yanındakine “And the So, ne diyo?”, Indians’ın elli kere tekrarlanan “Cry for the Indians” kısmındaysa “Cry for the in the mı diyo ne diyo?” diye soranlar gördüm. Bunlar bildiğimiz gibi ANTHRAX’ın en meşhur üç beş parçasından bazıları.”Demek ki ANTHRAX diğer üç grup kadar yoğun bir kitle yaratamamış” şeklinde bir düşünceyle grubu izlemeye devam ettim. Scott Ian’ın klasik tepinmeleri, Belladonna’nın kızılderili dansı, ANTHRAX her açıdan gayet iyi bir performansla günün açılışını yapmış oldu.

Onlar da -yine o gazla unuttuklarım olabilir- şöyle bir işe imza attılar:

Caught in a Mosh
Got the Time
Madhouse
Indians
Antisocial
Metal Thrashing Mad
I Am the Law

Ve MEGADETH… Tüm Sonisphere’ın benim açımdan en sıkıntılı anları MEGADETH sırasında yaşandı ne yazık ki. Konser başlamadan önce çıkış zamanlarını sarkıtarak uğraşmalarına rağmen, MEGADETH berbat bir sesle sahne aldı. Kısık sesle giren ve gitarların gidip geldiği, bir anda çok yükselip bir anda sessizleştiği bir Holy Wars… Punishment Due ve Hangar 18′in ardından, belki düzelir ümidiyle beklediysek de, ses düzelmedi. Vokalin de piç olmasıyla Wake Up Dead’den Skin O’ My Teeth’e pek çok şarkı, yaratabilecekleri etkinin çok azını yaratıp gittiler.

Bence grup gayet iyi bir performans sergiledi; özellikle Broderick ve Mustaine’in gitar işçilikleri son derece güzeldi. Lâkin dediğim gibi; tüm konseri “Ah ulan ses düzgün olacaktı da bu Tornado of Soul’lar, Sweating Bullets’lar tam tadıynan dinlenecekti” diye düşünerek geçirdim diyebilirim. Sağlık olsun. “We’ve been great, they’ve been MEGADETH”.

MEGADETH’in sahne arkasıyla ve sesle mücadele halinde geçen ve Mustaine’in bu yüzden çok sıkkın olduğunu gözlediğimiz setlist’i de şu şekildi:

Holy Wars… The Punishment Due
Hangar 18
Wake Up Dead
Headcrusher
In My Darkest Hour
Skin O’ My Teeth
A Tout le Monde
Tornado of Souls
Sweating Bullets
Symphony of Destruction
Peace Sells… But Who’s Buying?
The Punishment Due

Sonra, benim açımdan festivalin en tuhaf konserlerinden biri olan SLAYER başladı. Şunu baştan (oha baştanı mı kaldı hayvan, on saattir yazıyorum) söylemek gerek. Bir festivalde METALLICA varsa, oraya gelen kitleye tam bir metal kitlesi olarak bakmamak lazım. Benim iş yerinden arkadaşımın erkek arkadaşı, MANOWAR sahnede “Şimdi kaybettiğimiz bir efsaneyi anacağız” dediğinde kıza “Michael Jackson mı?” diye sordu. Gayet ciddiydi.

Bu sebepten, kitlenin bizim için daha “gerçek” metal olan grupları arzuladığımız kadar iyi bilmemesini, çalan şarkılara tam anlamıyla eşlik etmemesini, edememesini yadırgamamak lâzım. Ancak bu kadarını ben bile beklemiyordum. 27 Haziran 2010 tarihinde, hayatımda canlı veyahut ekrandan izlediğim en sönük, en ruhsuz SLAYER kitlelerinden birini gördüm diyebilirim.

Grup taş gibi, kaya gibi çalsa da, belli ki SLAYER seyirciye biraz “fazla” gelmişti. Ben olduğum yerden boğazımı yırtarcasına “Encıl of deeeeeeeth!” diye, “Vor ensembııııııııl!!” diye bağıradurayım, ne şarkı aralarında, ne de grup sahneden indikten sonra seyirciden ufak da olsa bir SLAYER bağırtısı geldi. Elbet pogosunu yapan, circle pit’te dönen canlar vardı, kendini kaybedercesine kafa sallayanlar, her şarkıyı kelimesi kelimesine söyleyenler de vardı; ancak böylesi öküz bir performansın karşılığı biraz daha canlı, biraz daha tutkulu olsaydı çok daha güzel olacaktı.

Grup da bu iletişimsizliği hissetti diye düşünüyorum. İşlerini her zaman olduğu gibi kusursuz şekilde yapıp, fazla yüz göz olmadan sahneden ayrıldılar.

SLAYER şöyle bir yıkıma imza attı:

World Painted Blood
Jihad
War Ensemble
Hate Worldwide
Seasons in the Abyss
Angel of Death
Beauty Through Order
Disciple
Mandatory Suicide
Chemical Warfare
South of Heaven
Raining Blood

METALLICA. Her zamanki gibi Ecstacy of Gold’la geldiler, çaldılar ve gittiler. METALLICA için ne derseniz deyin, sattılar, yaşlandılar vesaire. Ama bu adamların konser performansı karşısında her ölümlü şöyle bir durup düşünmeli bence. Gerçekten de her şeylerini ortaya koyuyorlar, artık yaşları gereği zorlandıkları kimi şarkıları bile çenelerinden ip gibi ter akıtarak çalıyorlar, Kerry King’e bile “And Justice’ten sonrası bana göre değil ama konserleri kesinlikle muazzam” dedirtebiliyorlar.

Sonuç olarak bir uçarılığı olmayan, grubun en iyi yaptığı şeyi yine kusursuz şekilde yaptığı, seyirciyle iletişim adına dersler verdiği bir konser oldu. Grubu üçüncü kez izleyen biri olarak, 2008′deki konserle bir kıyaslamaya gidemiyorum; hangisine daha iyiydi dersem, diğerine haksızlık olacak.

METALLICA’nın birkaç sürpriz de barındıran setlist’i de şuydu:

Creeping Death
For Whom the Bell Tolls
Fuel
The Four Horsemen
Fade to Black
That Was Just Your Life
The End of the Line
Sad But True
Welcome Home (Sanitarium)
All Nightmare Long
One
Master of Puppets
Blackened
Nothing Else Matters
Enter Sandman
Breadfan
Trapped Under Ice
Seek and Destroy

Yazı sonsuza doğru yol aldıysa da, yapacak bir şey yok, en özet şekilde böyle anlatabildim. Festivale katılamayıp yazının tümünü okuyanlar, umarım bir nebze olsun olayın havasını anlamışsınızdır. Seneye de bu taraflarda olacağı söylenen Sonisphere’i, kimi olaylarına ne kadar laf etsek de, canımızı sıksak da, bize 3 gün içersinde bu miktarda dev grubu izlettiği için, Türk rock/metal dinleyicisi adına bir nimet olarak görüyorum. Emeği geçenlere teşekkürler.

Sahne önü fotoğrafları için jokernthiefmother/ege‘ye teşekkürler.

************************

Son bir not: Tamam her şey güzeldi iyiydi, tarihe tanıklık, Big Four falan filan… Ama benim aklım şimdi de, Sonisphere sırasında da, bir hafta sonra göreceğimiz NEVERMORE’larda, NECROPHAGIST’lerde, ENTOMBED’larda, AMORPHIS’lerdeydi be arkadaşım. Hadi bunu atlattık da, onları nasıl atlatacağız? CANNIBAL CORPSE’la ölüp, OBITUARY’de, OVERKILL’de nasıl ayakta kalacağız?

Neyse şimdiden dellenmeye gerek yok. Az kaldı… Bekliyoruz.

  Yorum alanı

“SONISPHERE, 25-26-27 Haziran 2010 – İnönü Stadı” yazısına 230 yorum var

  1. rajeesh says:

    greni geçen senelerde okanda izlemiştim vokali baya hareketli yerinde durmuyordu
    bascı ise zaten okandaki basist

  2. Ahmet Saraçoğlu says:

    Orphaned Land ve Anathema festivalden çıkarılmış. Of hakkaten. Orphaned Land’in çıkarılma sebebi malum. Onun yerine Ete Kurttekin gelmiş. 2. gün headliner’ı belli değilmiş (20 gün var festivale).

    Orphaned Land sadece şu beyin özürlü “İsrailli grup istemiyoruz” protestocuları yüzünden çıkarıldıysa, gruptan kaynaklanan bi şey değilse, hakkaten kafanıza sıçayım.

    caksu

    Yazıyordum, uzun sürdü, göndemeden ana sayfaya baktım. Tamamen aynı cümleleri kurmuşuz.
    Hakkaten kafanıza sıçayım..

    Batuhan Bekmen

    Türkiye’deki bilimum gerizekalı güruh doğru düzgün faşist propaganda BİLE yapamıyor. Bu konuda bile hedef şaşırıyorlar. Artık olay müzikti, siyasetti bunların hepsini geçti. Bildiğin beyin eksikliği.

    Daha bugün Facebook sayfalarına “Orphaned Land @ Sonisphere Istanbul, sherefe brothers!” yazan grubun, bu lobotomiyle doğmuş herifler yüzünden festivalden çıkarılmasına akıl sır ermiyor cidden.

    Big Four’un çıkması da festivalde dönen türlü türlü rezaletin üzerine toz indiriyor sadece.

    Batuhan Bekmen

    @Batuhan Bekmen, Doğru düzgün faşist propaganda. Sinirden ettiğim lafa gel.

    havitetty

    @Ahmet Saraçoğlu,

    Altına imzamı atarım. Şayet başka bir sorun olmadıysa cidden kafalarına sıçayım.

    baldur

    @Ahmet Saraçoğlu, ayrıca eklemeyi unutmuşum eğer bu son haberler kesinse ben de kafalarına sıçayım.

    Ugur

    Rezillik.

    Bu son olay, facebookta saçma sapan isteklerde bulunan kitlenin isteklerini yerine getiren bir sonisphere yönetimi (ya da her ne deniyorsa)olduğunu bize kanıtlamıştır.Yazık.Giden arkadaşlara tekrardan sabır diliyorum.

    Enver Yılmaz

    @Ahmet Saraçoğlu, organizasyonu kim yapıyorsa yıldırım demirören’den bile daha kötü bir yönetim sergiliyor. yünirak ulan!!

  3. baldur says:

    sıvamak isterlerken daha çok sıçıyorlar gibi, insanda heyecan bırakmadılar hakikaten. şimdi keşke sadece 3. gün bileti alsaydım diyorum. orphaned land istemiyoruz diye protesto başlatacaklarına keşke hayko cepkin, pentagram gibi artık sıkmış gruplar ile, murder king, ete kurttekin , gren gibi bar gruplarının çıkmaması için protesto da bulunsalardı.

  4. rajeesh says:

    yalnız orphaned landın festivalden çıkarıldığından bile haberi yokmuş

    of ne biçim organizasyon bu 2 elleriyle bi şeyi doğrultamadılar

    7 tane yerli grup var anasını satayım üniversite festivali sanki

  5. duraganyolcu says:

    Sonisphere’de Orphane Land’i isteyenler, feysbuktaki şu sayfaya katılım gösterebilirler:

    http://www.facebook.com/pages/Orphaned-Landi-Sonispherede-istiyoruz/125154274186202

  6. Berca B. says:

    Festivale bilet bulamamış biri olarak konuya daha objektif yaklaşabildiğimden olaya bir de şu bakış açısıyla baktım: Genel olarak gazla çalışan, aptal ve cahil bir toplum olduğumuz için organizatörler Orphaned Land’i herhangi bir protesto, fiziksel veya sözel saldırı gibi şovenist duygu patlamalarına karşı festivalden çıkarmış olabilir. Ha, şimdi “metalci adam akıllıdır, zekidir yapmaz böyle şeyler” diyeceksiniz belki ancak bu festivale sırf Metallica ve Rammstein var diye konuyla tamamen alakasız kişilerin de geleceğini; bunu da geçtim, konsere dahi gitmeyecek bazı bireylerin birbirlerini gazlayarak “ahanda İsrailliler geliyor, kesin bir şeyler yapmalıyız” düşüncesiyle herhangi bir olay peşinde olabileceklerini unutmamamız gerekiyor. Bu düşüncelerimi de Metallica konserinde bazı kendini bilmezlerin Phil Anselmo’ya orta parmaklarını göstermelerini (cahillik) veya Dio’nun cenazesinin sabote edilmeye çalışılmasını (aptallık) referans alarak oluşturduğumu söyleyeyim. Yani her an, her şey olabilir. Orphaned Land’e gerekli açıklama yapıldığı sürece ben kendilerinin festivalden çekilmelerinin GRUBUN GÜVENLİĞİ ADINA yerinde olduğunu düşünüyorum.

    Sonuçta bugün “İsrailli grup istemiyoruz” diye çığırtkanlık yapanlar, konser günü tatsızlık çıkarma ve/veya Orphaned Land’i uzun yıllar ülkemizde göremeyecek sonuçlara sebebiyet verme potansiyeline sahip kişilerdir.

  7. Ufuk says:

    organizatörün açıklaması:

    Orphaned Land güvenlik danışmanlarımızın isteği sonucu çıkamıyor, festival sonunda açıklama yapilir daha detayli, ancak elbette ki çok üzgünüz. Kobi şahsen tanıdığım süper bir adam.

    Bir çok grubun peşinde dolandık (Motorhead, Alice Cooper, Toto, Journey vs vs) ancak olamadi. En son Europe olur gibi oldu o da az önce şu cevabi yazdi “This show does fall within a holiday period for the band. We had hoped they would be able to do the show but I’m afraid they are not available.”

  8. Mustafa Sakallı says:

    Accept eklendi.

  9. Ahmet Saraçoğlu says:

    Stada giriş planı belli oldu:

    http://www.purpleconcerts.eu/sonisphere-kapilar.jpg

  10. northern darkness says:

    polonya metallica şarkı listesi aşağıda. ne kadar doğru bilmiyorum tabii.

    Creeping Death
    For Whom The Bell Tolls
    Fuel
    The Four Horsemen
    Fade To Black
    That Was Just Your Life
    Cyanide
    Sad But True
    Welcome Home (Sanitarium)
    All Nightmare Long
    One
    Master Of Puppets
    Blackened
    Nothing Else Matters
    Enter Sandman

    Stone Cold Crazy @Cover[Queen]
    Hit The Lights
    Seek and Destroy

    aha bu da kaynak: http://www.setlist.fm/setlist/metallica/2010/sonisphere-festival-warsaw-poland-73d42251.html

  11. caksu says:

    Rust In Peace full. :)

    nekropunk

    @caksu, konsere gitmiyorum ama gitseydim bir albümün tamamının çalınmasını istemezdim. sonuçta albüm dinlemeye gitmiyoruz, çeşit çeşit şarkılar dinlemek daha çok işime gelirdi.
    diyeceğim odur ki konserde bir albüm+2-3 ekstra şarkı seyir zevkini azaltacaktır bence.

    caksu

    @nekropunk, Mantıklı. :) RIP beni daha çok heyecanlandırıyor, normali seninki ama bence de. :) 2. şovda karışıktı set. Belki kriterleri vardır daha önce orada çok çalmış olmak gibi.. Farketmez, her türlü öleyazarız zevkten. Mıstık gelecek, Megadeth çalacak..

  12. baldur says:

    megadeth rust in peace’in tamamını çalıyor,
    anthrax da among the living albümünün yarısını çalıyor.
    alice in chains, volbeat, stone sour, rammstein, manowar falan nasıl bir setlistle çıkacak acaba?

  13. Ahmet Saraçoğlu says:

    afiş yenilendi.

  14. Ersin says:

    2007 sahneden indirilen Avustralyalı 6 saat gurubunu yakından tanırım. Çocuklar ta Avustralyadan çıkıp gelmişlerdi. Bir uçağın geçikmesi dolayısıyla bağlantıyı kaybetmiş ve 42 saatlik korkunç bir yolculuktan sonra Zeytinliğe varmışlardı. 3 saatlik bir dinlenmeden sonra, hiç uyumadan ve ses denemesi falan yapmadan sahneye çıkmak zorunda kalmışlardı. Türkçeyi çok az biliyorlardı ve pot kırmayalım korkusuyla ingilizce konuşmuşlardı. Maalesef iyi bir performans yapmalarına rağmen, ingilizce konuştukları için ismi bile ingilizce olan bir festivalde pet şişe yağmuruna tutulumuşlar ve bu olay sahneden inmelerine sebep olunmuştu. Çocuklar bu üzüntüyle hem Türkiyeden koptular hem de 16 yıl emek verdikleri gurupları dağıldı. Bunu yapanlar herhalde mutlu olmuşlardır.

    Ugur

    Bu ülkedeki beyinsiz çoğunluğun hiçbir şeye layık olmadığını göstermesi bakımında güzel bir örnek.İlk zeytinli festivalini (2005) hatırlıyorum da kitty solaris diye bir kız çıkmıştı sahneye Almanyadan.Ordakilerin ilgisini çekmedi tabi.Ama her nedense gidip kumsalda bira içmek varken bir kısım denyo, nasılsa anlamıyor diye kızcağıza küfür edip, abuk sabuk hareketler yaptılar.Ordaki kitle de öküz gibi eğlendi tabi o denyoların hareketleriyle falan.Bir de Bulutsuzluk Özlemi çalarken 4-5 kişi yere oturup dakikalarca “şarap yok mu?” diye bağıran denyolar vardı ki, sırf Bulutsuzluk Özlemi’ni izlemek için benimle gelip tüm gece çile çekmesine rağmen peygamber sabrıyla bekleyen abimi bile pes ettirmişlerdi.Konser bitmeden döndük tabi.

    O günden beri ne konserlere ne de festivallere hiç gidesim gelmiyor bu saygıdan bir haber kitle yüzünden.

    Bu arada oraya gelen insanların İstanbul, Ankara ve İzmir’den geldiklerini belirteyim de olay çıksın hadi.

  15. Berca B. says:

    6 saat dağıldı mı? Çok güzel müzikleri vardı bence. Yazık olmuş.

  16. Blakkheim says:

    İlk gün için bilet almak isteyen varsa last fm den mesaj atsın.

  17. baldur says:

    kombine girişler nasıl olacak acaba? kolumuza bileklik mi takacaklar? eğer böyle bir şey olacaksa, diyelim bir gün de kardeşimizin gitmesini istiyoruz bu nasıl mümkün olacak?

  18. caksu says:

    Gökgürültülü sağanak yağış.. Kitap götürcektim mk.. :)

  19. Saygın says:

    Arkadaşlar az önce Sofya Sonisphere’i izleyip eve geldim. Metallica bis yapmadan önce Hanneman, King ve Araya hariç bütün Big Four (evet Mustaine de dahil) beraber sahneye çıkıp Am I Evil?’ı çaldılar. Hala şoktayım mına koyim.
    Bir de Slayer haftasonu ağzınızı burnunuzu kıracak. Öyle böyle değil.

    heat

    @Saygın, şu an heycan, sabırsızlık… titremeye başladım amınakoyim… yeter lan hukuk çalışamıyorum…

  20. heat says:

    vay mına koyim beee

  21. Barbaros Aker says:

    Bugün itibariyle Manowar’dan Joey DeMaio amcam açtı ağzını, yumdu gözünü hem de Türkçe :))

    theRippeR

    @Barbaros Aker, bu festivale 4 büyük grubun geldiğini söylüyorlar SİKTİRİN ULAN!!! böyle bişeydi galiba şaşkınlıktan tam hatırlamıyorum ama facebook’a ya da youtube’a düşmüştür videosu

    caksu

    “Siktir ordan!” dedi. :) Baya da çalışmış telaffuz falan gayet iyiydi. Fan olmasam da baya saygı duydum adama, :) bağırdım çağırdım. Bir de hiçbirini bilmediğim şarkıları çalarken ezberleyip eşlik edebilmek güzeldi. :) Manowar’ı bu ülkeye getirmek büyük sevap.

    GorioN

    @Barbaros Aker, hala şoktayım nasıl ezberlemiş aq

    Ahmet Saraçoğlu

    @GorioN, kulaklıktan söylüyolar o da tekrar ediyo.

    heat

    @Ahmet Saraçoğlu, yok yok kesin ezberledi. katılmıyorum:)

    enver yılmaz

    @Barbaros Aker, her ne şekilde yapıldıysa yapılsın güzel bir hareketti. kendi içlerinde ne kadar ciddiler bilmiyorum, ama benim için bir parodi grubu olan manowar’dan, hatta de maio’dan böyle bişey gelmesi beni çok eğlendirdi. dakikalarca güldüm.

    4 büyük yok tek büyük var: MANOWAR!!!1

  22. Sambalici says:

    sözlükte yorumlara bakıyorum da, “daha önce adını hiç duymadığım accept diye bir grup çıktı..” diyenler, rammstein’a tarzlarını değiştirmeleri için akıl verenler, volbeat’e sallayanlar. ne bileyim gidemediğim için ben mi kompleks yapıyorum ama kafam atıyor arkadaş okudukça, peh ya. yarın neler gelecek kim bilir.

  23. Ahmet Saraçoğlu says:

    merak eden varsa, yazısı geliyor en kısa zamanda.

  24. Gençay Aytekin says:

    genel olarak ses sisteminin sıçtığını düşünmekteyim. yerli grupların hepsinde bi problem vardı. bunun dışında megadeth’in de sorun yaşaması canımı sıktı iyice.

    rammstein seven biri olmamama rağmen, hatta 2-3 şarkılarını ya biliyorum ya bilmiyorum, o izlediğim sahne şovunu kolay kolay unutamayacağım.

    chris broderick’i dünya gözüyle görmek pek keyif vericiydi.

    alice in chains’i dünya gözüyle izlemek gerçekten şahaneydi. bir de nutshell çalsalar pek mutlu olacaktım ama neyse.

    joey demaio’nun türkçe konuşmasına tanık olmak oldukça eğlenceliydi. born of black wind fire and steel çalmaları da ufak çaplı bir nostalji yaşattı bana.

    megadeth’in setlist’i iyidi. yalnız bir ara başta sonra rust in peace çalıcaklar sandım. öyle olsa bayağı efsane olurdu bence.

    festivalin zayıf halkası cumartesi günüydü. pazar da ipini koparan gelmişti.

    metallica’nın blackend çalması da aklımda kalan bir başka güzellik.

  25. Kesinlikle Gençay’ın dediklerine katılıyorum. Rammstein’ı dinlemeyen biri olarak yaptıkları şovu bir film gibi izledik ve gerçekten eğlenceliydi. Accept ve Manowar da çatır çatır çaldı.

    Volbeat festivalin belki de beni en eğlendiren grubu oldu.

    Megadeth çok kötü bir sistemde tamamen ezbere çaldı. Vasat bir performans sergiledi. Chris Broderick beygiri sağolsun kurtardı biraz durumu. Konser bitiminde de Mustaine efendi kabinleri devirdi, hani ” ben de tepkiliyim bakın, iyi olsa ses ohoo neler neler yapardım ” hesabı. Hıphızlı bir şekilde çaldılar şarkıları. Son olarak da öğlenin ortasında ” You’ve been great we’ve been Megadeth. Good Night.” dedi. Açıkcası ben de “izlemeseydim keşke bu konseri.” dedim. Cool olmakla hıyar olmak arasındaki ince çizgi arada kayabiliyor galiba. Acı ama gerçek.

    Slayer ve Metallica da sağlamdı. Nevermore için gün sayıyoruz şimdi.

    like fire

    @Bahadır Sarp, yahu şu megadeth’ten, dave’den ne istiyosunuz? şeker gibi adam :) ses sistemi o kadar rezaletti ki ben utandım. konuştuğu şeyleri bile tam duyamadım. ne dediği hakkında fikrim yok ama varsın desin. hayatımda duyduğum en güzel şarkılardan holy wars’u dinleyeceğim için çok heyecanlıydım ama ses sistemi içine sıçtı sağ olsun. sen kalk böyle bi festival yap sonra metallica’ya 2 saat verip mükemmel bir ses sistemi sunarken, megadeth güneşin altında rezil olsun. üzücü tabii. demek istediğim metallica’ya neden 2 saat veriyosunuz değil de diğerlerine yapılan haksızlık.

    caksu

    Dave tatlıydı ya. Mikrofonsuz haldeyken de ağzından Thank You lar döküldüğünü gördüm iyice bi sevdim. Ellefson’la Broderick şeker gibi adamlar zaten. İlk iki şarkı acayip zevkliydi berabt sese rağmen. Arjantinlilerin SOD tezahuratına yapılan yeni uyarlama da güzeldi eheh.
    Yazıya da saklayayım fazla yazmayayım diyorum ama.. Slayer’da pogoyu dağıttı yine güvenlik. Millet de iki gruba ayrılıp birbirine gaz vermeye başladı. Sonuçta patlayan wall of death te güvenlik feci tost oldu eheh.

  26. demonizer says:

    Ben aksine Cumartesi gününü en iyi olduğunu düşünüyorum.
    Bir kere Metallica haricinde ses düzeni sadece Accept çalarken kendini hissettirdi. Rammstein dahil ses çok iyi değildi. Manowar bildiniz Manowar’du. Nasıl Rammstein’in sahne mizanseni alevli malevli fişekli sexuel falansa bu adamlarınki de megalomanlık ve barbarlık.yani tam da beklediğimiz Manowar’du.
    asıl bomba ACCEPT idi. Beklenenin aksine inanılmaz bir müzik ziyafeti sundu. tek eksik “bence” son of a bitch idi.
    Mark Tornillo kendine hayran bıraktı. Adam Kaç yaşında gram göbek yok. Utandım ben. Ayrıca etrafımda Accept’i bilmeyen tanıdıklar da adamları çok beğendiler. Bütün hitler çalındı nerdeyse. Ayrıca rock konserlerinde Hayko’yu yuhlayanlara inanılmaz uyuz oluyorum. tamam ben de dinlemiyorum ama o adam bu ülkede birşeyler yapıyor. uğraşıyor.üstelik senden benden rocker ve efendi.
    rammstein’a gelince canım cicim. Hayko Cepkin’e yuh. ulan ne özenti milletiz ya. herkez kral metalci ya, Haykoyu yuhluyolar. İki Accept, Anthrax şarkısı bilmezler, Slayer çalarken otururlar.Hayko’yu yuhlarlar. neyse üzüldüm hakikatten. pazar günkü meksika dalgası da iyiydi.

  27. Mert Salkım says:

    slayerda gözüm pogo aradı saha içinde. çok efendiydi kitle. sonra buldum sahanın ortalarına doğru, 10 kişilik bi ekipti ama çok eğlendik. konserin en eğlenceli bölümüydü benim için. zaten sonra yorgunluktan metallica’yı kıpırdamadan durarak izledim.

    caksu

    Aynısı lan. :) Tek fark aramama gerek kalmadı, biliyordum orada çıkacağını. :) Bir şov seçmem gerekse Slayer derim ben de.

    Mert Salkım

    @caksu, belim, omzum her yanım ağrıyor, belki biraz da sen sorumlusundur.

    caksu

    Yok ya ufacık adamım, vursam geri tepiyorum. :) Aynı yerden bahsetmiyoruz ama sanırım. Seyirciye göre solda, güvenliğin karıştığı, kırmızı saçlı ablanın crowd surfing yaptığı yerdeydim. Herneyse müthişti.

  28. heat says:

    ben yeni açıktan izledim konserleri. ama sinir oldum bişeye herkes oturuyodu lan. olm manyak mısınız lan insan slayer la megadeth i izlerken paso oturur mu lan. bi bira almak için yerinden kalkan insanlar falan vardı. neyse… ses sistemi cidden cok kotuydu. megadeth i bu kadar iyi bilmesem parçalarını anlayamazdım. zaten iyi bilmeyenler de bi halt anlamamıştır. bide yeni açıkta konserleri izlerken rise against diye deli gibi birbirimize sarıldığımız evli çiftleri de tebrik ederim. konserlerin en hareketli dakikalarını beraber yaşadık:) baya beleş biralarını da içtim. eyvallah:)

  29. Ahmet Saraçoğlu says:

    fakat bira alanlara tomar tomar bedava kombine unirock bileti verilmesi? demek ki biz geri zekalıymışız aylar öncesinden parayla bilet alanlar olarak.

    Millet parası olmadığı için Unirock’a gidemiyo, Sonisphere’de Unirock’a gitmeyeceği için elindeki beleş kombine bileti yırtıp çöpe atan adamlar vardı.

    Baştan kesinlikle davetiye uygulaması olmayacaktır deyip sonra torbayla dağıtmak da bambaşkaymış hakkaten.

    havitetty

    @Ahmet Saraçoğlu, Bu iki oldu Dark Tranquillity’den sonra. Bir daha Unirock organizasyonuna son günden önce bilet alan top olsun.

    Ömer Kuş

    @Ahmet Saraçoğlu, şaka gibi. Ben burda parasızlıktan iki festival arasında seçim yapmak zorunda olup önce Unirock’ı garantiye alayım, sonra para denkleştiremeyip Sonisphere’i ve hala göremediğim Metallica’yı kaçırayım, ve orda alakalı alakasız herkese tonla bilet dağıtılsın. Evet dediğin gibi biz geri zekalıymışız resmen, kasımda bilet aldık 8 ay önce, destek olalım hani. Onu yapmayıp üzerine biraz daha katıp Sonisphere’a alsaydım keşke, ne de olsa Unirock bonus olarak geliyomuş yanında. Sinirlenmemek elde değil ya, pisi pisine Metallica’yı kaçırdım, ve belki de Unirock’ı sallamayıp Sonisphere’e giden adamlar şimdi buna da gelcek “ehe ehe bakim lan neler var burda” diye.

    Kesinlikle davetiye uygulaması olmayacaktır kısmı süper zaten, bunlar davetiye değil canım yanlış anlaşılmış.

    Unirock’a yakışmadı bu hareket.

    janslore the celebrity

    @Ahmet Saraçoğlu, ben unirock’a gidemeyeceğim. konserde verilen davetiyeyi ihtiyacı olan ve davetiye bulamayan varsa verebilirim.

    Ahmet Saraçoğlu

    @janslore the celebrity, isteyen varsa güzel olur tabi.

    like fire

    bir arkadaşım istiyor. verebilecek misin?

    janslore the celebrity

    @like fire, evet tabiki. ben izmirdeyim. izmir’de değilseniz mail vereyim adres gönderin. kargoyla göndereyim.

    like fire

    @janslore the celebrity, adresi nereye göndericem. hangi mail adresine göndericem ? burdan paylaşmak olmaz tabii :) hâlâ elinizde duruyorsa bilet, arkadaşım alacak. kargo parasını karşılayabilir.

    heat

    @Ahmet Saraçoğlu, şu unirock biletlerini nerde veriyolardı yahu. en azından yeni açıkta verilmiyodu kasalarla bira götürdük bize kimse bişey vermedi:) milletin haberi olsa yukardan saha içine falan sızmaya calısanlar olurdu çünkü.

    hysteresis

    Organizasyon biletleri istediği gibi dağıtmakta tabii ki özgürdür ki bunları da muhtemelen sponsor firma dağıtmıştır ama bir hafta arayla yapılan “anneni mi daha çok seviyon, babanı mı?” formatındaki festivallerden birini, içi acıyarak tercih eden ve dişinden tırnağından artırarak aylar öncesinden bilet alanların da bu şekilde bilet dağıtıldığını duyunca tepki vermesi gayet normal. Unirock seneye yapılırsa ön satışların bu senekinin yanından geçmeyeceği de açık.

    Yine de organizasyondan konuyla ilgili açıklamayı bekleyelim.

  30. like fire says:

    Bira alanlara değil herkese verdiler. ben gram bira içmedim 4 tane aldım. hepsini de beleşe verdim diyebilirim.

    rajeesh

    @like fire, o kadar votka ile tekila aldım bi bok vermediler sdgf

    bi yerlerde bilet görmüştüm ama unirock bileti olcağı aklıma gelmemişti

    rajeesh

    @rajeesh, şuna düzeltme geçeyim ben olayı yanlış anlamışım kampta dağıtıldı sandım meğer sonisphere da dağıtmışlar lan oha

  31. like fire says:

    bu arada dave lombardo gerçeği var. onu gördüğüme çok sevindim. araya’nın güleryüzüne kurban olam.

  32. dave mustaine yaptığı işten gram zevk almıyor. 1 saat boyunca öyle bir hava verdi bana. bitse de gitsek tavırlarında çalıp gitti. ses sisteminden çok rahatsızdı. sürekli arkaya dönüp söylendi.

    slayer grup olarak ses sistemine tepkiliydi. hatta yanlış hatırlamıyorsam jihad’tan sonra sahne arkasına gidip tepkilerini gösterdiler. tom araya hiç tahmin etmediğim kadar samimi bi tip. sürekli gülümsedi. o değil de dave lombardoyu pek göremedik.

    metallica klasikti. sevenleri çocuklarını kesti.

    anthrax çok eğlenceliydi. daha önce hiç dinlemediğime üzüldüm açıkçası.

    volbeat mükemmeldi! türkiyede artık daha çok tanınıyorlar. ekşide yazıldığı gibi 2. gogol bordello vakası yaşanabilir.

    manowardan gram haz etmem. konserden sonra da pek bir şey değişmedi benim için.

    accept’i dinlememiştim. konserde de hayvanlık edip yarısında çıktım. (çiğ sucuk doyurmuyor arkadaş..)

    stone sour izlediğim ilk performanstı. şu an sesimin olmamasının ilk sebebi kendileridir. jim root kadar pena atan bi müzisyen görmedim. corey taylorla get inside düeti yaptık diyebilirim. sözleri bilen pek kişi olmadığı için ‘madır fakııaaaaağğ!’ kısımlarını söylemek bana düştü. daha sonra beni işaret edip ‘veriğ naaays’ dedi. heyecanlıydı, evet.

    alice in chains’i fazla bilmesem de deli gibi eğlendiğimi söyleyebilirim. wouldta sesim kalmamıştı. yeni lead vokalleri william’ın sahnedeki duruşu mükemmel.

    pentagram ilk önce yeni vokalleriyle çıktı. daha sonra ogun sanlısoy geldi. son olarak murat ilkan çıktı. murat ilkan gördüğüm kadarıyla bayaa çökmüş. MS sağ tarafını vurmuş sanırım. mikrofonu tutmakta zorlanıyordu ve sağ bacağı aksıyordu. hoş bir vedaydı. duygulanmadım değil.

    son olarak rammstein. müzikal anlamda son derece başarısız bi grup nasıl bu kadar mükemmel bi şov hazırlamış, inanılır gibi değil! hayatımda gördüğüm en iyi şovdu. bi ara dumandan zehirlenecektim, orası ayrı. cum shottan zevk almayan yoktu sanırım.

    festivaldeki jeton uygulaması son derece başarılıydı. yiyecekler soğuk ve bayattı. tuvalet kabinlerinden bahsetmek dahi istemiyorum. güvenlik görevlilerine saatlerce küfür edebilirim. ne kadar pena, baget varsa hepsini kendileri alıp, parayla satmaya çalıştılar. özellikle rammstein davulcusunun attığı baget için 100 lira biçen hanzo görevli, bageti seyircilerin elinden kaptı. almaya çalıştığımda kolumu kırmakla tehtid etti. diğer görevlilerin de elemanı desteklemesinden dolayı tırsarak bırakmak zorunda kaldım. bu konu hakkında en kısa zamanda organizatörlerle görüşeceğim.

    neyse efendim. güzeldi, eğlenceliydi, efsaneviydi. peki.. seneye kimler geliyor yahu?

    Ubeydullah İndiroğlu

    @jokernthiefmother/ege, kolunu kırmakla tehdit eden güvenlik görevlisi ne demektir ya?İnsanlıktan nasibini bile almamış böyle herifler birde bizim güvenliğimizden sorumlu oluyorlar.Yazık.

    jokernthiefmother/ege

    @Ubeydullah İndiroğlu, türkiyede yaşıyoruz. oluyor böyle şeyler. herkes aşırı rahatsızmış güvenlikten zaten. organizatörler de kabul ediyor.

    ADİGE

    hahahahahaa..rammstein müzikal anlamda başarısız yazan da gördüm ya…ne diyeyim ben sana…sana ispat etmeleri gerekiyor heralde kendilerini…yuh len

  33. Ahmet Saraçoğlu says:

    Bunda özet geçtim ama Unirock’ta özet geçmem bak şimdiden uyarıyorum. Ansiklopedik olur o.

  34. caksu says:

    Ne algıda seçicilikmiş yahu.. Dave’in yüzünü birkaç kere gördüm. Birinde gülüyordu, birinde Thank You diyordu, birinde A Tout Le Monde söyletiyordu vs. Berbat sese rağmen mutlu mesut geçiyor diyordum konser. Herkesin dediğine göre keyifsizlermiş falan. Seyirci baya iyi gibi geldi bana da, yine kesin konuşmayayaım. :)
    “Elbet pogosunu yapan, circle pit’te dönen canlar vardı, kendini kaybedercesine kafa sallayanlar, her şarkıyı kelimesi kelimesine söyleyenler de vardı..” Büyük fanım çok pis şeettim falan demiyim ama aynen böyle geçti Slayer. Tatsız denen seyirci içinde şahane bi bölge bulmuşum görünüşe göre. En keyifle izlediğim konserlerden biriydi genel olarak.
    Festivalin benim için en güzel anlarından biri de arkadaki plastik, göt kadar Akbank sahnesinde Black Tooth’un Walk çalmasıydı. Başlarken orada değildim, duyup koşanlarla birlikte gittim. Öyle garip bir yerde coşkuyla, zıplamayla, eşlikle söylendi Walk. Sonlarda vokal “Ortalık karışsın!” dedi biraz taşağına. Ama pis pogo döndü o tuvaletlerin orda. :) “Sonra gene yaparız, Hayko çıkıyo ayıp olmasın” deyip bıraktılar. Herkes mutluydu, herkes gülüyordu.
    Black Tooth sahnede de güzel coşturdu. Accept’te bile sıkılıp pogo yapan kitleye bir güzel hevesini aldırdı.
    Accept’te de önlerde orta yaşlı, eski metalci, müthiş coşan bir grup vardı. Balls To The Walls’da biriyle takılma şansına da eriştim. Seyirci arasında böyle bir güzellik bulmak çok daha keyifli hale getiriyor konseri.
    Volbeat süperdi, seyirciyi iyi eğlendirdi. Alice In Chains süperdi, kimse s.klemedi. Corey Taylor güzel ısındırdı kendilerini hiç bilmeyen seyirciyi.
    Ha bir de sahne çok alçaktı.
    Uzattım ama işte.. Paylaşmak ihtiyaç.
    Son olarak.. ben ritm duygusu bu kadar bozuk seyirci görmedim. :)

  35. like fire says:

    Tom Araya, World Painted Blood’ın girişinde bir yerde şarkı sözlerini karıştırdı gibi geldi bana. ben çıldırdım konser boyunca. chemical warfare’in sözlerini unuttum :) mandatory suicide’ın sözlerini bilmiyodum. ona bakmak yerine, youtube’tan davul coverlarına bakmakla geçirdim zamanımı. çünkü o benim için daha önemliydi. sice ben yalandan metalci miyim?

    yanımdaki angutlar paso oturuyordu. jihad’ın sonlarına doğru gaz kısımda kafa salladım. tuhaf tuhaf bakıyolardı. Metallica hariç konser boyunca ifadesiz oturdular. Megadeth’te resmen ben işkence çektim. Mustaine’in çaresizliğine üzüldüm. En çok onlar için ordaydım, yazık oldu.

    Manowar’un sözlerine zaten fight, kill, brother, metal, battle, hail, steel kelimelerini rastgele sıraladığınızda eşlik edebilirsiniz.

  36. caksu says:

    Rammstein’in klavyecisi.. Ateş patlama bilmemne yokken de o adamı izlemek yetiyordu yahu. Sıska da birşey, 3d insandan çok animasyon gibiydi. Sağ eliyle Du Hast’ın klavye melodisini çalıp, sol eliyle havada garip hareketler yapıp, alttaki dalgayla bir yandan yürümeye uğraşıp, melodinin her tekrarında bir de el çırptığı bir yer vardı. Pek dikkat çekici gelmemiş olabilir ama geberdim ben orda. Kürek çekmeden önce de gönüllere taht kurdu adam performansıyla.
    Manowar’ın orjinalinden çok parodileriyle haşır neşir olduğum için o sözler baya garip geldi başta.

  37. heat says:

    ya tamam şimdi herşey iyi güzel de (aslında değil) bakıyorum megadeth ile anthrax da cidden cok kotu ses sistemi vardı. şarkıları iyi bilmeyenler ne çaldığını anlamadı bile. mustaine sinirden gitarı amfiye soktu falan. ondan sonra metallica’da arkada 3. dev ekran, iyi ses sistemi, patlamalar çatlamalar. hani lan big four. resmen metallica üzerine kurulmuş bi gündü. uyuz gibi bütün gün yerinde oturup çekirdek çitleyen insanlar gordum, gece 10′ dan sonra hepsi ayaktaydı. şimdi ben nasıl sinir olmayım, megadeth e yapılan haksızlık değil mi? sonisphere den sonra iyice deli metallica fanına dönüşebilirim diyodum ama bunlardan sonra metallica ya olan antipatim iyice arttı. dünya mustaine’in taşşağına kurban olsun!!

    Ahmet Saraçoğlu

    @heat, Metallica’nın ne suçu var ki bunda? Megadeth kendi içinde bi şanssızlık yaşadı bence. Metallica üzerine kurulu olması konusunda evet, sonuçta afişte de diğer grupların adları Metallica logosundaki bi harf kadardı, ama olayı sattıracak şey de Metallica sonuçta.

    heat

    @Ahmet Saraçoğlu, yok yahu yanlış anlaşılmasın. megadeth ile slayer da sahne iyi değildi, seyirci coşkulu değildi, bunun suçlusu da metallica falan demiyorum. yani nası desem. dave mustaine benim için her zaman metalin yeryüzünde vücut bulmuş haliydi. hala öyle, büyük ihtimalle ölene kadar da oyle olacak.o yüzden mustaine in sesini mikrofondan gümbür gümbür duymak, chris broderick’in sololarını adam akıllı dinlemek isterdim. keza slayer da oyle. megadeth le slayer da beklediğim bütün büyük coşku, katılım falan hepsi metallica da gerçekleşti. ben hiçbir zaman metallicanın fanı olmadım. işte o yüzden hem biraz kızdım, hem de içim burkuldu. koskoca megadeth e big four üyesi gibi değilde metallica nın alt grupluğunu yapan elemanlar gibi muamele edildi bana göre. ben yeni açıkta slayeeer! diye kıçımı yırtarken millet tiyatro izler gibi slayer izliyodu. yani… konu metal olunca mantığı falan bi yana bırakıp duyguyla düşünüyorum galiba. belki de hiç düşünmüyorum:) o yüzden metallica hakkındaki düşüncelerim buyuk ihtımalle hiçbizaman değişmiycek. böyleyken böyle işte.

  38. hysteresis says:

    Arkadaş, seyirci Slayer’da resmen DURMUŞ. Yazıdaki vidyo önlere yakın biyerden çekilmiş olmasına rağmen kimsede hareket yok. Rock Republic’i hatırlıyorum da -gerçi o da hayal meyal- ilk şarkıdan son şarkıya kadar moshpit durulamıştı, kafamız gözümüz yarılmıştı ama eğlenmiştik. Eğer geneli de böyleyse hakkaten çok ruhsuz bi konser olmuş. Gerçi Slayer dinleyen kitlenin bir kısmının da para mevzularından dolayı Unirock’ı tercih ettiğini de unutmamak lazım. Beleş bilet dağıtılcağını bilseydik biz de gelirdik.

    Yarılmak güzeldir.

  39. tears_of_sin says:

    Bol görselli güzel bir kritik olmuş yine,elinize sağlık.
    Rammstein setliste Weiner Blut’ı ekleyelim Accept’ten de Livin for tonite’ı çıkaralım tam olsun. ;)

    Ahmet Saraçoğlu

    @tears_of_sin, sağol düzelttim. Bu arada yazıya yeni sahne önü fotoğrafları eklendi.

  40. özgür says:

    slayer’da sadece DURAN kitle çok sinir bozucuydu. tribünde kafa sallerken insanların “bu ne la” diye bakması, şarkı aralarında “slayer” diye bağırmaya calışmamızı gene uzaylı görmüş gibi izlemeleri falan sinirimi bozdu. o tribünde 100 kişi slayer diye bağırsak halbuki ayı gibi ses çıkaracağız ama adam yoktu resmen.
    anthrax ve megadeth de liseli grup edasıyla adeta ses sistemi olmadan çaldılar. anthrax’da ne gitar duyuluyordu ne de davulun trampeti duyuluyodu. megadethte davul düzeldi vokal ve gitarlar gitti. organizasyon ses konusunda epey sıkıntılıydı bence.

  41. havitetty says:

    Yukarıda Anthrax’ın Indians fotoğrafında sahne önündeki Recep İvedik değil mi lan?

    Blakkheim

    @havitetty, ahahah harbi ha.

  42. thefakefloydian says:

    Seyircinin gazlı olmamasıydı kötüydü gerçekten. İlk gün Stone Sour’u önlerden izlediğimden biraz kafa sallayıp rahatlayabildim :)setlist yeni şarkıları bilmememiz dışında güzeldi. Aynı ekşını Metallica’da yanımdaki gazlı bir hatun sayesinde yaşayabildim.
    Pentagram’ın yeni vokalini ses probleminden dolayı iyi dinleyememiş olsakta pek beğenmedim. Ben klasik bir power metal vokali bekliyordum. Pentagram’ın yaptığı müziğe gidende bu tarz vokal.
    Anthrax’a geçersek onların setlistide harikaydı ama Megadeth gibi ses sisteminden dolayı yalan oldu. Caught in a Mosh’ta What is it? ten sonra stadın Caught in a Mosh! diye inlemesini bekliyodum ama yine seyirci hayal kırıklığına uğrattı.
    Alice in Chains ve Accept’ten sonra Slayer’da sesi yine düzgün alabildik. Ancak Slayer başladığında ben su için sahayı tavaf etmekle uğraşıyodum :)Yine de güzeldi Slayer pek sevmediğim son albüm şarkıları bile güzel geldi konserde. Megadeth’te Slayer’da tek gelirler inş.ta kendi kitlesiyle güzel bir izleyebiliriz.
    Metallica’yı daha önce izlediğimden pek bir heyecanım yoktu ama en güzel geçen konser Metallica’nınki oldu seyirci katılımından dolayı. James son anlarda tarihi bir an olacak şimdi vs. diyerek acaba Big Four’u berabermi izleyebileceğiz diye heyecanlandırdı bizi ama olmadı. Volbeat’i unutmuşum. İlk defa gelmeden evde dinleyebildim. Çok beğendim ve o kadar zaman dinlemeyerek ne kadar büyük bir hata yaptığımı anladım. Baya eğlenceli bir gruptu.

  43. baldur says:

    8-10 temmuz arası gerçekleşecek festivale katılacak olan gruplar:

    8 temmuz cuma:
    alter bridge
    cynic
    black label society
    nick cave and the bad seeds
    king diamond

    9 temmuz cumartesi:
    wolfmother
    the dillinger escape plan
    lynyrd skynyrd
    morbid angel
    bon jovi

    10 temmuz pazar:
    pendulum
    porcupine tree
    them crooked vultures
    motörhead

    ekşi sözlükte sonisphere festival 2011 başlığında böyle bi entry var. bu ne kadar doğrudur? bu sene 15 gün kala headliner belli değilken bu kadar önceden ayarlamış olabilirler mi grupları? bir de bunların arasında bon jovi’nin katılacağının kesinleşmiş olması da bir işaret olabilir:P

    Ahmet Saraçoğlu

    VAT DI FAK demek istiyorum izninizle. Bildiğin çorba lan bu.

    baldur

    @Ahmet Saraçoğlu, bon jovi altı morbid angel çok çok tuhaf olmuş:D bir de bu gruplarla stat dolmaz bence hem de 3 gün.

    Ahmet Saraçoğlu

    @baldur, hayatta dolmaz.

    Ufuk

    @baldur, them crooked vultures 2011′de turlayacak mı bir kere?

    baldur

    @Ufuk, bilmiyorum ben de yazanın yalancısıyım.

    abcd

    @baldur, doğru mu bilmem de, leş olmuş. ilk gün cynic, ikinci gün morbid angel, üçüncü gün porcupine tree dinler kaçarım sdf.

    Batuhan Bekmen

    @baldur, hayatta gördüğüm en saçma line-up olmasına rağmen eğer böyle birşey olma ihtimali varsa acımam, her grubu izlerim. %70′inde falan da “aktif” izlerim sdf.

    ama olmaz böyle bişey o var.

    baldur

    @Batuhan Bekmen, bunu ekşideki başlığa yazanı sormuştum ne iş diye, hayalimdeki line up demişti. böyle bir şey olmaz yani harbiden:)

  44. Ufuk says:

    yazış bu, arkadaşları tanıyorum, nick cave’i böyle bir festivale çıkartmazlar, konsepte aykırı.

  45. heat says:

    basbayağı üfürülmüş işte. morbid angel dan sonra bon jovi ne alaka lan:) maiden da tokio hotel in alt grubu olarak gelsin o zaman seneye. maiden stad dolduramaz ama tokio hotel doldurur bak aghjhgfdsad.

    baldur

    @heat, hayko cepkin manowar’ın altında çıkabiliyorsa, o da gerçek olabilir ama sorun bunların alt alta dolmasından ziyade, bu gruplarla asla ve asla statın dolmayacağıdır.

  46. masteroforion says:

    Cumartesi-Pazar lineup’ı ne güzelmiş lan (Morbid Angel sonrası Bon Jovi sıçış tabi), hayalgücünü takdir ettim arkadaşın. Pendulum olsun Them Crooked Vultures olsun, Dillinger olsun, sahada görmek istediğimiz hareketler

  47. heat says:

    arkadaşlar sonisphere fest 2011 in line up’ı açıklandı. doğrusu buymuş meğersem.

    8 temmuz cuma:
    black label society
    godsmack
    ac/dc

    9 temmuz cumartesi:
    grand magus
    motorhead
    judas priest

    10 temmuz pazar:
    rise against
    megadeth
    iron maiden

    böyle olursa doldururuz o stadı dimi lan:)

    Ömer Kuş

    @heat, RISE AGAINST ULAN! Keşke gelseler.

  48. Ufuk says:

    şu sıralar kızgın kumlardan serin sulara atlamakta olan organizatörün işi yok da şezlongtan line up mı açıklayacak? üstelik ac/dc’nin 2011′de gelmeyeceği muhtelif defalar söylenmişti.

  49. Berker İlhan says:

    Son gün bulundum bende festivalde , Slayer ve Megadeth efsanesine tanık oldum :O Megadeth’te ses sistemi her ne kadar sikko olsada eşlik ettik dünya gözüyle Megadeth izledik. Slayer’ın o performansında headbang yapanlara ve pit’e giren insanlara mal mal bakan metal yoksunlarınada selam ederim.

  50. Avcı says:

    Siyabend Süvari twitter’da büyük bir grupla anlaştıklarını söylemiş.Bende hayallere dalıyorum.
    Rage Against The Machine olsun lan.

    baldur

    @Avcı, o büyük sanırım iron maiden. 2011 için.

    Avcı

    @baldur, Iron Maiden büyük bir grup mu? (Aah vurmayın lan!)

    ben

    @Avcı, Sen kaç canını kurtar ben onları oyalarım.

    ismail vilehand

    @ben, hahahahaha

    ben

    @ben, ayrıca bu listeler birilerinin fantezileri mi yoksa açıklama var mı?

    baldur

    @ben, fantezi. gerçek olabilecek olanlar için şuraya alalım seni: http://www.pasifagresif.com/2010/06/iron-maiden-2011/

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.