# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
FAITH NO MORE, Küçükçiftlik Park (12.08.2009)
| 13.08.2009

Çürüklerin en güzeli.

Çıkış saatinizin belli olmadığı ve her an çağırılabileceğiniz bir işte çalışıyorsanız, konser günleri ayrı bir gergin oluyor. Geçen seneki DARK TRANQUILLITY konserine giderken yarı yoldan çağırılıp tıpış tıpış işe gittiğim o kara günün acısını hâlâ derinliklerimde, güneş görmeyen yerlerimde hissettiğimden, konsere birkaç saat kala çalan iş telefonumu nasıl endişeyle açtım bir ben bilirim. Tilililili… tilililili diye çaldı zalım telefon. Bana bir şey olmadı neyse, ama konsere birlikte gideceğim ve grubu benden daha çok seven arkadaşımın bu telefonla gelen iş yüzünden konsere gidemeyip arkamdan mahsun gözlerle bakakalması, mekanın yolunu buruk bir şekilde tutmama neden oldu.

Haberlerde, konser yazılarında falan, “konserde her kesimden insan vardı” dedirtmek için her konsere takım elbiseyle giderim. Bu konser için de cicilerimi giymiş, arabama atlayıp Küçükçiftlik Park’ın önünde bitivermiştim. Arabamı yüklü bir bahşiş eşliğinde valeye teslim ettikten sonra, davetli kapısından mekana daldım. Girişte çekilen bir fotoğrafımı şuradan görebilirsiniz. Hava daha aydınlık olduğundan, tür bazında dünyada eşi olmayan FAITH NO MORE’un dinleyici profili nasılmış diye düşünürcesine etrafa bakınmaya karar verdim.

 

Tahmin ettiğim üzere DEATH ANGEL tişörtlü deli metalci çocukla borsacı gibi giyinen abi, İstiklâl Caddesi giyimli kızla üç yüz yaşındaki marjinal dede, kulağında elli sekiz küpe olan rastalı ciks oğlanla Bağdat Caddesi’nin gülü konumundaki tiki kız, herkes içi içeydi. Parayı basıp üç dönerlik et koydurduğum dönerimi mideye indirdiğim sırada NEKROPSİ de son hazırlıklarını yapıyordu. Grubu bilen, ancak ilk kez canlı izleyen bir insan olarak, performanslarını beğendiğimi söyleyebilirim. “Papa” ve “Ebo” çalmamaları dışında bir hayli renkli ve eğlendirici bir konser sundular (böyle her gruba iki satır ayıracağım az sonra bitiyo yazı).

NEKROPSİ’nin ardından, ikinci kez canlı izlediğim KURBAN çıktı sahneye. Kendilerini ilk kez METALLICA konserinde izlemiştim ve o konserdeki kadın kostümü faciası bugün dahi aklımdan çıkmadı, çıkamadı. Grup bu konserde iyi çaldı, güzel çaldı falan demek isterdim, ancak bir grubun frontman’i daha üçüncü parça çalarken “Aslında şu anda ben de bir an önce konserin bitmesini ve FAITH NO MORE’un çıkmasını istiyorum” diyorsa, ben de o gruba dair olumlu düşüncelerimi tekrardan gözden geçiririm arkadaş. Grup üyeleri şarkıları gayet iyi çalsalar da, vokalist/gitarist Deniz’in vokal performansını beğenmedim. Coşabileceği, albümde kudurduğu pek çok yeri gayet bayık ve kasmadan söyledi. İstedikleri gibi kısa süren konserin benim için zirvesi, kötü vokal performansı hariç “Sorma”ydı.

KURBAN sahneden indiğinde saat 21.15 olmuştu ve çıktılar çıkacaklar, aha geliyolar diye diye saati 22.00 ettik. 22.05 gibi, nihayet ışıklar söndü ve FAITH NO MORE klasına yakışır biçimde sahneye çıktı. PEACHES AND HERB’ün “Reunited” cover’ıyla açıldı konser. Gayet yavaş, sakin, olgun ve seksi bir girişti. Patton güneş gözlükleri ve bastonuyla her zamankinden daha da karizmatik gibiydi. Beyaz takım elbiseli Patton’a (benden görmüş), nefis pembe takımıyla klavyede Roddy Bottum, mavi takımıyla da yeni gitarist Jon Hudson eşlik ediyordu. Billy Gould’un kısa kollu gömleği ve beyaz pantolonu bu üçlüye arkadan destek verirken, Mike Bordin davulunun başında her zamanki rock’çı amca kimliğini sergilemekteydi.

Grup bu ılıman girişin ardından, en sevdiğim FAITH NO MORE şarkısı olan “From Out of Nowhere” ile konsere başladı. Herkes gibi ben de ilk andan itibaren Mike Patton odaklı bir izleyici profili çiziyordum. Kısaca “Tanrı” olarak da anılan Mike Patton, birleşmelerinin ardından çıktıkları Download konserindeki ortalama performansının aksine, tam anlamıyla hayvani bir performans sunuyor, seksenler sonu doksanlar başındaki deliliği olmasa da, son derece hareketli ve kendini kaptırmış bir izlenim sunuyordu. Arka arkaya gelen “Land of Sunshine”, “Caffeine” ve “Evidence”la coşan seyirci, “Surprise! You’re Dead!”in delişmenliğiyle kendinden geçerken, grup da sahnede derslik bir performansa imza atıyordu.

Böyle böyle klasikler arka arkaya geldi işte. Şarkı şarkı açıklayacak değilim. “Angel Dust”tan altı, “The Real Thing”den üç parçanın çalındığı konserin bahsedilesi anlarından biri, Patton’ın sahnenin sol üst tarafında kalan ağaçlık alandaki beleşçi seyircileri fark etmesi ve ışığı onlara tutturarak “Şuradaki ağaçlarda birtakım yaratıklar var. Onlar da ne öyle? Sizi görüyorum! Ne yapıyorlar orada, çiftleşiyorlar mı?” demesi oldu.

Cidden komik bir andı. Ardından gelen “Ashes to Ashes”ı da bu beleşçi arkadaşlara adayan Patton, şarkının “I’ll see you” kısmını da bu arkadaşlara doğru söyleyerek hoş bir anektoda kavuşmamızı sağladı.

Konserin sonlarına doğru gömleğini çıkarıp Türk bayraklı tişört giyen Patton (ki böyle şeyleri pek yapmaz), seyircilerin arasına karışarak o bölgedeki ölümlülülerde ayılıp bayılmalar, kendinden geçmeler görülmesine sebep oldu. Bu noktada durup Patton’ın kız erkek fark etmeksizin insan ırkı üzerindeki etkilerinden bahsetmek istiyorum.

Çevremde o kadar çok “ver de vereyim lan!”, “gel şuracıkta vereyim!” türevinde bağıran erkek vardı ki, herhalde askerlikten yırtmak isteyen herkes buraya gelmiş, hazır Patton’ı da bulmuşken çürüğe çıkmanın en güzelini onunla yaşamak istiyorlar zannettim. Hele önümde bir arkadaş vardı ki, Patton her çığırdığında “ama yapma böyle ya bu yaştan sonra cinsiyet mi değiştirteceksin bana” diye haykırıyordu yeminlen (her seferinde aynen bu cümleyi söylemiyordu tabii de buna benzer şeyler diyordu).

Konser böylesi bir coşku, nümayiş ortamında devam etti ve grup, yanlış hatırlamıyorsam “Just a Man”i çalıp içeri gitti. İlk bise geldiklerinde “Chariots of Fire” intro’lu bir “Stripsearch” çalan grup, tekrar gittiği sahne arkasından enstrümantal “Midnight Cowboy” ve kapanışlarda pek fazla kullanmadıkları “Cuckoo for Caca” ile döndü. Böylece de Patton’ın önceden söyledi “konseri yüksek bir yerde bitireceğiz” sözü de tutulmuş oldu.

Uzatmadan finali yapalım. Konser tek kelimeyle muhteşemdi. Grup, Mike Patton başta olmak üzere son derece başarılıydı ve 2500-3000 arasındaki seyirci de gayet günündeydi, şarkıları ezbere bilen insan sayısı bir hayli fazlaydı. İstanbul, görüp görebileceği en iyi, en farklı, en eşsiz frontman’lerden birini, hem de çok iyi bir performansla izleme keyfini yaşadı ve 2009′da bundan daha iyi, daha klas, daha etkileyici bir konser daha izleyebileceğimizi sanmıyorum.

Sözlerimi noktalarken, gerçek bir denyo gibi, sizlere grubun bir dizesiyle veda ediyorum (üstelik de italik yazacağım düşünün artık denyoluğu).

…Tekrar düşündüm de, böyle bir geyiğe gireceğime siteyi kaparım daha iyi. Şakası bile kötü.

Evet. Fotoğrafı bol bulduk bokunu çıkaralım konseptli bu yazımızın da sonuna geldik. Aşağıda grubun İstanbul gezisinden birkaç (birkaç ne lan, iki işte) fotoğrafı ve çalınan şarkı listesini görebilirsiniz.

Yukarıdaki fotoğraflar için, Erdal Mahir Cüran‘a teşekkürler.

İnce belliden çay içerken:

Gemi kaptanıyla geyik yaparken:

Çalınan şarkılar:

Reunited
From Out of Nowhere
Land of Sunshine
Caffeine
Evidence
Surprise! You’re Dead!
Last Cup of Sorrow
Digging the Grave
Easy
Ashes to Ashes
Midlife Crisis
I Started a Joke
Gentle Art of Making Enemies
King for a Day
Be Aggressive
Epic
Just a Man
Chariots of Fire/Stripsearch
Midnight Cowboy
Cuckoo for Caca

  Yorum alanı

“FAITH NO MORE, Küçükçiftlik Park (12.08.2009)” yazısına 9 yorum var

  1. ozgur says:

    türk bayrağı güzel olmuş. ne güzel olmuş türk bayrağı. müthiş bi şey lan. bayrak yahu. +rep

  2. Bence Atsızcılar temsilcileri konserde olsaydı daha fazla aksiyon görebilirdik Türk bayrağı konusuyla ilgili.

    Neyse o değil de, çok süper konserdi lan. Tool’la bu, dahasını görmedim Türkiye sınırları dahilinde. (Sanki sınırlar haricine çıkmışlığım var)

  3. Burak Gür says:

    o tişört meselesiyle ilgili olarak, güvenlik görevlisinin denyoluğunun ne olduğunu bilen var mı? en ön sırada olayın heyecanıyla “SENİ 5BİN KİŞİ S…RİZ” diye bağırmış olduğumdan dolayı, sakinleşince “ulan günahını almayalım herifin” diye düşünmeden edemedim tabi.

    gerçi DORUQUE güvenliğin temiz bir sicili olmadığı gerçeği de var bir yandan.

  4. Ahmet Saraçoğlu says:

    Sözlükteki başlığında 63. ve 65. entry’lerde yazılmış olup biten.

  5. Ahmet Saraçoğlu says:

    Yazıya iki tane çok kaliteli çekilmiş video ekledim, yapanın edenin eline sağlık. Gidemeyen ya da hatırlamak isteyenler baksın (ağaçtaki maymunlar kısmı da dahil).

  6. Ufuk Çetinkaya says:

    http://www.fnm.com/images/tourpics/P1020126-istanbul.jpg

    Güzel yazı Ahmet, eline sağlık. Birkaç resim daha var, bana ulaş :)

  7. Ahmet says:

    faith no more’u severim ve canlı izlemek de isterdim ama napalım artık eldeki videolarla yetineceğiz… ama o bayraklı tişört geyiği çok gereksiz olmuş… cumhuriyet mitinglerinden dönüşte uğrayıp konser vermiş gibi duruyor…

  8. Burak Gür says:

    Bayrak sallama, bayraklı tişört giyme hedeleri bana çok ucuz numaralar olarak geliyor. Sanki “yazık sevinsinler az” denmiş gibi. Ya da umut sarıkayanın “cimi malı istanbulda bir türkten almış” karikatürü gibi. Fakat gelen çoğu kişi de yapıyor bunu, ben de her seferinde “yapma yapma yapma hayıııır” diye paralıyorum kendimi. Ama söz konusu olan Mike Patton olduğundan göz ardı ettim ben bu sefer.

  9. İki buçuk hafta geçti neredeyse ama hala konserin etkisindeyim.Geçen seneki Metallica’dan beri böyle kamyon çarpmışa döndüren deli güzel bir konser izlememiştim.(Ki arada Opeth,Kreator,Paradise Lost,Dream Theater gibi çok sevdiğim grupları da izledim.)Gelemeyenler çok şey kaçırdı vallaha…Ne de olsa Faith No More birdir.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.