# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
MERCENARY – Architect of Lies
| 17.03.2009

“Architect of Lies”da grup bence bir önceki “The Hours That Remain”i kesinlikle aşmış ve hem amaçlanan devasa nakaratların hedefine ulaştığı, hem de oldukça akıllıca yazılmış vokal melodileriyle kalıcılığın sağlandığı şarkılar yapmış.

Mercenary’yle ilgili anafikri en baştan vereyim. Temeli on yedi yıl öncesine dayanan ve bugüne dek beş albüm yayınlayan bu grubu, adını tam olarak duyurmaya başladığı “11 Dreams”den (2004) beri biliyorum ve o yıldan bu yana çıkan albümlerle ilgili okuduğum yazılarda hep şu sonucun çıkarıldığını gördüm: “Yakın zamanda Danimarka’dan dünya arenasında hatırı sayılır bir grup çıkacaksa, bu mutlaka Mercenary olacaktır”. Bu yorum, Mercenary mükemmelin de bir adım ötesinde bir grup olduğundan mı, yoksa Danimarka’dan yeteri kadar iyi grup çıkmamasından mı kaynaklanıyor, elbet grubu dinleyip karar verebilirsiniz. Bence ikinci önerme kesinlikle doğru olsa da, Mercenary’nin de oldukça iyi bir grup olduğu su götürmez bir gerçek. Ha su götürmez gerçek ne demek, su götüren gerçekler böyle bir sinsi, bir kurnaz mı olur, onu bilmem. Ama açık olan şu ki günümüzde metal ve Danimarka kelimeleri yan yana geldiğinde akla gelen ilk birkaç gruptan biri, mutlaka Mercenary oluyor.

“11 Dreams” ile hatırı sayılır bir başarı yakalayan grup, sonrasındaki “The Hours That Remain” ile gözümde bir adım geri atmıştı. Melodik power/death/thrash kırması bir müzik yapmakta olan Mercenary, bu tanımlaması güç tarzı sebebiyle farklı türlerden pek çok müzikseverin ilgisini çekmeyi başarıyor. Büyük ağırlığı oldukça yüksek perdelere çıkabilen güçlü bir vokal üzerine kurulu olan müziğimize, aralara kaynayan yırtıcı vokaller, ihtişamlı nakaratlar ve klavye ile gitarın birlikte oluşturduğu devasa bir ses duvarının da eklenmesiyle, neredeyse hiç es içermeyen, baştan sonra yüksek volümlü, bangır bangır bir müzik ortaya çıkıyor. Grup bu özelliğiyle, müzikalitesi yüksek olsun olmasın, her şekilde görkemli bir müzik yapıyor.

Yukarıda grubun türünü melodik power/death/thrash olarak yazınca koşarak kaçma isteği duymuş olabileceğinizi fark ederek, daha yardımcı bir açıklama yapma gereği duyuyorum şu an (tam şu an). Nasıl diyeyim, Nevermore’la Soilwork’ü evlendirelim, onlardan çıkacak yavruyu da şöyle bir Symphony X’le tanıştıralım (ama çok da yüz göz olmasınlar) ve böylece daha bir klavyeli, daha bir progresif hava verelim, sanırım Mercenary’ye yaklaşmış oluruz.

“Architect of Lies”da grup bence bir önceki “The Hours That Remain”i kesinlikle aşmış ve hem amaçlanan devasa nakaratların hedefine ulaştığı, hem de oldukça akıllıca yazılmış vokal melodileriyle kalıcılığın sağlandığı şarkılar yapmış. Grup, aşırı katmanlı ve volümlü olmasından kelli bu denli yorucu olabilen bir müziği, önceki albümlerde bir saati aşan bir sürede sunduğundan, albümün sonlarına doğru dikkatiniz dağılabiliyordu. Neyse ki bu albümde grup 50 dakikalık uygun bir süre belirlemiş ve dinleyenin doyum süresini daha makul bir yere çekmiş. 10 parçanın bulunduğu albümde, çok iyimser bir ifadeyle sekiz, daha mazbut bir bakışla ise altı adet sağlam, olayın hakkını veren parça var. Benim görüşüm, yedi-sekiz parçanın gayet keyifle, tekrar tekrar dinlebilir oldukları yönünde. Vokalist Mikkel Sandager’in gerçekten de üstünde durulası, kişilikli ve son derece güçlü bir sesi var. Bir hayli yüksek notalarda bile zorlanmadan çığıran bu arkadaş, literatüre “gay vokal” olarak geçen o birbirinin kopyası power metal vokalistlerinden değil. Daha çok, Kamelot’tan Roy Khan’ın daha güçlü seslisi diye yüzeysel ve odunsu bir yorumla işimi görme yolunu seçiyorum. Gayet varyasyonlu, karizmatik ve kişilikli bir ses rengine sahip bir abimiz.

Albümde sekizinci ve dokuzuncu şarkılar hariç her şarkıyı sevdim ve ayrım yapmadan ilgilenen herkese önerebilirim. Grubun myspace adresinden (myspace.com/mercenarydenmark) dinleyebileceğiniz “Bloodsong” ve “Embrace the Nothing”, hem albümle, hem de grupla ilgili her türlü fikri edinebileceğiniz numunelik parçalar.

Grubu bilmeyenler için gayet uygun bir başlama albümü olan “Architect of Lies”, yıl sonunda 2008’in iyileri arasında değerlendireceğim bir “çalışma” (işte sürekli olarak “albüm” demek istemeyen bünyenin kurtarıcısı bir kelime! Bir de “ürün” var bunun daha soğuğu). Ortalama ve üstü şarkıların yanında, başlı başına yarmış şarkıları da barındıran “Architect of Lies” Mercenary’yi daha da patlatır mı bilmem, ama grubun kariyeri adına olumlu bir adım olduğu aşikar.

8/10
Albümün okur notu: 12345678910 (7.83/10, Toplam oy: 41)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2008
Şirket
Century Media
Şarkılar
01. New Desire
02. Bloodsong
03. Embrace The Nothing
04. This Black And Endless Never
05. Isolation (The Loneliness In December)
06. The Endless Fall
07. Death Connection
08. Black And Hollow
09. Execution Style
10. I Am Lies
11. Public Failure Number One
  Yorum alanı

“MERCENARY – Architect of Lies” yazısına 3 yorum var

  1. Synysterr says:

    Bloodsong nasıl birşeydir öyle ya.

  2. Beleg says:

    Çok çok iyi bir albüm gerçekten. Normalde bu tarz albümlerin handikapı çok çabuk sıkması olur ama dinle dinle bıkmıyorum açıkçası. Nakarat olayındaki başarıları ve fabrikasyona dökmeden kullandıkları kulağa hoş gelen, insanı anında saran riffleri gerçekten etkileyici. Pozitif enerji veren bi albüm adeta, bloodsong grubun yaptığı en iyi şarkılardandır bence. 8.

  3. Rust in Peace. says:

    Bu albüm Metamorphosis’ten net daha iyi. Ahmet abinin o albümle anılarına ve anılarından dolayı o albüme ayrı bir sempati beslemesine saygı duyuyorum ama sadece ilk 6 şarkı bile Metamorphosis’in hepsinden daha iyi benim görüşüme göre. İlk 6′dan sonrası ilk 6′ya göre biraz sönük kalıyor ama onlar da kötü şarkılar değiller.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.